24 Haziran 1937 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 12

24 Haziran 1937 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 12
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

b SON POSTA Hazirvan M eğe erkek tipleri hangileridir! e yAb S ö 30 — Gönül kimi severse güzel odur 7 vasıf içine giren kadın «Gönül kimi severse güzel odur!» dar-| — En çok beğendiğim kadın tipi şudur; — Bi meseli bir hakikattir. Kadının veya er- — koğin çehre ve endamındaki güzellik her hangi bir sebeple değişebilir. Fakat huy esastır. Çünkü kötü huyu olan kimse ne kadar güzel olursa olsun eşini mes'ut e- demez. Buna mukabil İyi huy, tatlı söz — Bahibi ve ayni zamanda cazip olan bir — kimse biraz çirkin de olsa karşısındakini memnun eder, İyi nesil yetiştirmeğe elverişli kadın, — Şöyle olmalıdır. Az uzun boylu, ağız, el, ayak ufak, bu- Tun çekme, yüz pek az uzun, balık etin- de., " 1 — Orta boylu, 2 - kumral, 3 - Elâ gözlü, 4 - İpek saçlı, $ - Küçük burunlu, $ - Giyindiğini yakıştıran, 7 - Ev işlerin - den anlıyan olmalıdır. Ankara? (İsminin ve sarih adresinin neşrini is- tememiştir.) Kadınların Genç- leştirilmelerinde Bir Mucize: Dünyanın en büyük profesörleri genç ve kuyvetli hayvanların höceyre - lerinden çıkardıkları özü imsanlara aşı - lyarak ölen kuvvetli ve hayatı ia- de ediyorlar. Ayni esas üzerine genç ve dinç hayvanların cildlerini besliyen hö- ceyrelerin ifraz ettikleri 6 kıymetli özü Bursa: M. Z. Uluç (Sarih adresinin neşrini istememiştir.) — SSt — Vatanperver bir kadın isterim Beğendiğim kadın: Tahsili en aşağı ilk mektep mezunu ol- malı. Evini büyük bir intizamla ve bir — program dahilinde idare etmeli, Çocuk - Jarına karşı şefkatli âlmalı. Çocuklarını — Vatanperver ve faydalı olarak yetişlir - meli. Ciddi, eşinin derdine ortak, bü - yüklerine hürmetkâr, küçüklerine sevgi faşır olmalı. Sporu sevmeli. Esmer, kı - vırcık saçlı olmalı. olan acıbadem yağı ile imtizaç ettirirler, Yağlı ve yağsız Hasan Acıbadem krem- leri elde edilir. Yüze, cilde sürüldüğü zı man a1nucize denilecek büyük - değişikl görülür. Gevşiyen adaleler gerilir, yüzdeki çukurlar büyük düzen alır. Açılan mesa- mat kapanır. Cild elâstikiyetini kazanır, Ü - Maraş: Bekir |Çij ve lekeleri kökünden temizler. 60 ya- -- (Sarih adresinin neşrimi istememiştir.) | sında bir kadının bu krem ile butuşuk — 539 — yüzünü genç bir kızın cildi kadar taze -| deştirir ve düzgünleştirir. Bu hal tecrübe ile sabitlir. Hasan acıbadem kremleri çir- kinleri güzelleştirir. ve Ihliyarları gönç- leştirir. Kadınlara füsunkâr, tatlı sıcak bir cazibe verir. Cinsi cazibeyi ziyadeleş - Ürir, fakat acıbadem yağı kremini yap- mak çok güç olup bu bir san'at ve fen meselesidir. Bazı itriyatçılar Acıbadem e- " Kadın yaradılışta güzel olmalıdır — Beğendiğim kadın tipi şudur: — . Yaradılışta güze! ve sıhhatli, yüzü yu- — varlak, kaşları siyah, gözleri elâ, kirpik- — leri uzün, saçları kumral, boyu 1,65, uzun O ince, iyi tablatli, mamuslu, orta tahsilli, dikiş ve biçkiye vâkıf olmalıdır. vesaiti fenniye ile ikinci bir koruyucusu | - Çorlu Palas kıraathanesi Süleyman | sansını vazc'in ve buna benzer yağlarla vastasile Suphi K. karıştırarak acıbadem yağı kremi altın - da satmak isterler, tildinizi acıbadem ya- z ©ü — fondan aslâ malüm almıyan acıba - Alacağım kız köylü olmalıdır. | iem vi Daaslim, llş;_m_yun, i Bi BK aksi e yüzilim esmerleştiğini ve © Beğendiğim kadın tipi: tüyjendiğini görürsünüz. . Yağlı Ha - >— Alacağım genç kız. Orta boylu, çakır gözlü bir köylü kızı olmalı. Dokuma bil- — meli, yaşı 18 ile 20 arasında, biraz zengin, © hecerikli, işgüzar ve bütün azası düzgün ve beyaz, neseli, küçük ağızlı, hastalık- gız olması da gerektir. İzmit Değirmendere meyva komisyoncusu Tevfik Özcan gan acıbadem kremini gece yatarken yağ- sız Hazan acıbadem kremini sabahları kalkınca yüzlerine süren her bayan cild- lerinde bu büyük değişikliği görecekler- dir, Her gece bayan teninin güzelliğini, şeffafiyet ve letafetini ancak bu Hasan kremlerile idame ettirebileceğini unut--| I Kitaplar arasında I Ekonomi siyasamızın yönleri Helenlik Muadelelerinin Ataştırma Birliği Mesat Serisinden Yazan: Atina Universitesi Politik Ekoneml Profesörü Ksenofon E. Zolola Türkçeye çeviren: Yorğaki Effimlanidis Kemalist Türkiyenin barış alanında başarmış olduğu en güzel eserlerinden biri olan Balkan ittifakı kurulalıdanbe- ridir, Türk efkârı umumiyesi, döst ve müttefik milletlerin siyasal, sosyal ve ekonomik dürümlarile ve bütün bu saha- larda o milletler tarafından ileriye doğ- yu atılan adımları takip hususunda her zamankinden büyük bir âlâka göster- mektedir. Bu pek tabil! ve pek yerinde alâkayı tatmin edecek vesaite gelince, bunlar maaleset istenildiği ve aranıldığı kadar mebzul olamıyor. Onun !çindir ki, değerli Türk hukuk bil- gini Yor; tmianidis'in Grekçe- den dilimize çevirmiş olduğu, (Helenlik Muadelelerinin Araştırma- Birliği - seri- Bi) nin birinet kitabını teşkil eden (Eko- nomi Siyaşamızın yönleri) adh eser, komşu ve doşt 'Yunanistanın — ekonomik durumunu yakından tanımak — ve - milli Yunan ekonomisinin kalkınması için a-. radaki en salâhiyetli ekonomistlerin ne- ler düşündüklerini öğrenmek istiyenlere çok kıymetli bir rehberdir. 'Temiz ve açık bir lisan ile tercüme edi- len bu eserin sahibi Bay Ksenofon Zolo- ta evrensel şöhreti haiz bir iktisat âlimi- dir. Halen Atina Üniversitesinde Politik Ekonomi profesörü bulunuyor, Kitabın içinde mevzuu bahsettiği me- seleleri Helenlik bakımından — incelemiş î ise de, bunlar öyle meselelerdir ki Şarki Ayrupayı ve hattâ bugünkü günde bü- tön dünyayı alâkadar eden müşeterek ve Müzmin derdlere temas ettiği için herkes tarafından dikkatle okunmağa değer. Bu itibarla, mütercim, başardığı — işle sade Balkan işleri alâkadarlarına değil, ekonomik davaların hallile uğraşan her- kese kıymetli bir doküman vermiş olü- yor. Kitabın başında, bizzat yüksek bir ilim adamı olup, bundan önce milli kültürü- müze «Cihan iktisat buhranı önünde Tür- kiye> adında iki ciltlik kıymetli bir eser hediye etmiş bulunan mütercimin uzun- €a ve mühim bir mukaddemesi vardır. Bunda, Bay Etfimianidis 1936 yılı için- do iki defa Yunanistanda yaptığı geziler- den ne gibi intıbalar edindiğini anlatıyor ve Helen milletinin ekonomik kalkınma Uğurunda sarfettiği hamleleri ve başar- miş olduğu işleri kuvvetli bir kalemle tasvir ederek bunlardan ibret alınmasinı samimane tavsiye ediyor. Asıl kitabın metni, biribirinden entere- san, muhtelif fasıllara, bahislere bölün- müştür: Yunanistanm ekonomik refah halinin l EKO MA Trakyada yeniden 20 kooperatif açılıyor Edirne, (Hususl) — 80 tarım kredi koope- ratifi üzerinde çalışmaya başlıyan Trakyada bu kooperatiflerin en lüzumlu Ihtiyaç mer- kezlerine serpiştirilmek üzere daha yirmi ta- nesinin açılması için etüdlere başlanmıştır. Satış Kooperatifleri Bir senedenberi dikkatle incelenen on sa- tış kooperatifinin de kayunculuk, yapağıcilık, yumurtacılık, yaş.meyva ve sebze, ârı ve bal- cılık, ve balık satış kooperatifleri halinde le- sisi osas bakımdan Trakyanın ihtiyaç bün- yesine uygun görülmüştür ve ilk iş olarak bugünlerde kavunculuk ve yapağıcılık satiş kooperatiflerinin kurulması kararlaştırılmış- ftır, Halk İktisad Vekâletinin yeni kanunla- rile gösterdiği himaye usullerini ve malların tefeciler tarafından değersiz para ile satil- maktan kurtulma ve değer fiatla toplu ola- rak dış piyasaya gönderilmesini çoktan An- Tamıştır. Iğdirda binlerle ortağı içine alan pamuk satış kooperatifinin ve İzmirde üzüm, incirin,; Karadeniz boyunda fındık gibi ürün- lerin satış koaperatiflerini sevinçle duyan ve hararetle kovalıyan Trakya üretmeni bu ha- İyırl haberleri her gün sımsıkı aramakta ve beklemektedir. Trakya sebaecilerinin dilekleri İstanbul hâlinde ve kabzımallarla olan sı. komtılı durumun bir mövsim geçmeden çabuk neticelendirilmesini isteyen sebze ve meyva- | Ccıları İktisad Vekâletinin tahkikat sonunu ve İstanbul belediyesinin yeni — kararlarını beklemektedirler. * İstanbul hâlinin bugünkü vaziyeti Trakya, İzmit ve Bandırma köylüsü için yıkımdır. Cumhüriyet kanunları böyle bir gidişe uzun gaman müsaade edemez. Onun için İstanbul vilâyeti ve belediyesinin köylü lehinde olacak güzel kararını hütün köşlü bekliyor. Muame- le yüzünden bir mevsim devrilmesin ve gene binlerle köylünün canı yanmasın. Hâl işinden sojara İstanbul mesbahası ile 'Trakya köylüsünün gene sıkıntili. ve kıvır zıvırla kabâran masraflar için TİCA ve da-| vası vardır. Devlet bile her yerde ucuzluk | esasını ve bu yüşden müşteri ve rağbet, bol- luk yüzünden ber iki taraflı kazanç yolla- rmi tütmüşken ve Devlet Demiryolları bü - tün memleketle en uygun tarifeleri yaparak halkın ve köylünün hayir duasını kazanırken | elbette İstanbul mezbahası ve hal idaresi gumhuriyet rejiminin bu güzel örneklerinden tzak kalmıyacaktir. * Yerli mallar sergisi hazırlıkları 28 temmuzda açılacak olan yerli mallar şartları - son seneler ekonomi evrimi - milli istihsalin vazifeleri ve güdülmesi vacip ekonomi siyasası - istihsale elve- rişli ve yardım edici haller yaratmak si- yASasI - para siyasası - sanayi ve ziraat- ten hangisinin daha ziyade okonomi kal- kımmasında âmil olabileceği... bu fasıl- Jarın başlıcalarıdır. Herhalde, bu seksen sayfalık özlü ese- rin, ekonomi işlerile uğraşanların kütüp- hanelerinde mutlaka yeri olmak gerektir. Mütercimi tebrik ve kendisine ilim na- mina teşekkür ederiz. E. Ekrem Tolu sergisi hazırlıkları devam etmektedir. Sergi- de yer alacaklara 1 temmuzdan İtibaren yer- leri gösterilecektir. Bu sene sengiye yalmız fabrika ve imalâthaneler iştirâk edecektir. Geçen sene oldüğu gibl bu sene sergi yerine gitilirken duhuliye alınmıyacaktır. Buğday piyasası Buğday piyasasında flatlar üzerinde umu- mi şekilde bir durgunluk vardır. Dün il va- gon buğday gelmiştir. Ekstra mallarda 5 pa- ra yükseklik vardır. Diğer mallara vaziyet #ekisi gibidir. istanbul Borsası kapaniış fiatları 23 -6 - 1937 ÇEKLER Açılış lıpıııî' Anadolu gm. $ dÜ peşin A Şin, * 60 vadi Bomonti - Nektar Aslan Merkez bani İş Bankası - Telefon ittihat ve Değir. « Son Posta * nn tefrikas : 63 Endülüs Şövalyesi ' Abdurrahman e A .AJ' Yasaat A OR: şadılar... Eğer, böyle yı miş olsalardı; bir şey değildi, Fakat bu haris ve hilekâr Suriyeliler, senelerce halkı da zulüm ve istipdat altında ez- mişlerdi... Bunun neticesini, işte bu ih- tilâl gösterdi. Şu anda, herkes (Emevi) Mmemurlarına karşı nefretini izhar edi- Tıpkı; bir hükümdarıa önünde — eğilen merasimperver bir baş mabeyn- — ci gibi eğilerek: — Asâletmeap Hazretleri!. Çok emin — olabilirsiniz ki; bu emirleriniz, aynen © tebliğ edilecektir.. Ancak şu var ki, o — Şamlı Ahdurrahman, şayet bu emirle- - Te muhalefet gösterirse ne yaparım?.. —- Diye; ihtiyatkârlık göstermişti, ».. Abdurrahman, kaşlarını çatarak bi- “lâ tereddüt emir vermişti: — O zaman.. konağa en yakın yerde bulunan müfrezelerimizden birinin ku -— Mandanına müracaat edersin. Kâfi de- Tecede adam alarak konağa — gidersin. - Orada, ne kadar yabancı varsa kolla - Tından” tutar, sokağa atarsın..” Keridin /— de, Şamlı Abdurrahmanın o rauhteşem / yatağına girer, yalarsın, İhtiyar çizmeci, bu emrin infazı için sür'alle kapıdan çıkarken: i — Ah.. ben.. zavallı eskici, Don Jo- ze... Daha dün, gözlerimi kaldırıp ta, o konağın pencerelerine bakamazken.. bu'kümetin idaresi de, bize ait olmak lâ- tarâk, senelerdenberi ot minder üze -İyor, Aç gözlü, sefih, şarlâtan ve küstah rinde sürünmeden yorgun düşen şu Suriyeli memurlardarı kurtulduğu içik lâger vücudumun kemiklerini dinlen-İşu anda şu koca şehirde, herkes şenlik direceğim... Ah;.ne saadet, yarabbi!.. |ediyor... Biz de halkın bu hissiyatına Diye, söylenmekte idi. hürmet etmeliyiz, Bugünden — itibaren * artık Suriyelilerin buradaki saltanatına (Abdurrahman)a verilen parlak unvan 'hitamı vererek yerine, başka bir idare İhtilâl reisleri ve kumandanları; sâ- | tesis etmeliyiz. — * rayın büyük merasim salonunda içti - Demişlerdi. ma etmişlerdi.. Abdurrahmanı, riyasot | “Bu esas, derkal kabul edilmişti. mevkiine geçirmişler urrahman, | — - sığ 5 K ö H © kadar yaşlı adıışılnr dururken, reislik mkşukümeun reisliğine, kim geçiri: KDLN M ek Tei İhtilâlcilerden, Hicazlı bir. kumanda- onun -kahramanlığına, —zekâsına, açık| © £ e * kalbliliğine meftun olan Berberiler ile| ©0 bu sualine; mecliste bulunan vitün ihtilâl erkânı şu ceyabı vermişlerdi Hicazlılar; ı — Hiyır. sehin yerin burasıdır. — 1Tarif)in oğlu. kahraman, Abdur- Diye ısrar göstermişlerdi. râhman... Hak, onundur... Babası, ilk Vaziyet, mühimdi. İskat edilen hü-|defa olarak İspanya topraklarına ayak kümetin yerine, yeni bir hüküme! ida- | bastı. Kendisi de, büğünkü büyük za- resi tesis edilecekti. İlk söz alan Berbe-|feri kazandı. Ti hatipleri: Abdurrahman, bu sözlere Ğ:ır;ı gü- — İspanyaniın asıl fatihi biziz. Hü -|lerek etrafa göz gezdirmişti: Ve bu he- ai ı yecanlı sözler biter bitmez, ayağa kal- karak: gün, oraya gireceğim. Orada, seneler -|zım gelirdi. Fakat, (Musa bin Nâsır), dehberi, hükümdarlar gibi saltana* sü- bize hile etti, Kendisi işin Yeçti. ren Şamlı Abdurrahman ile, onun buz|Gerek kendisi, ve gerek .Mi.n: tü gibi o sırmalara garkolmuş adamlarını|panya hazinelerini soydular. Suriyeye bir hamlede oradan kapı dışarı köreli-|taşıdılar, (Tarık) gibi en büyük bir — Aziz hemşerilerim.. ve bizimle ittifak eden muhterem dostlar!.. Gerek babama karşı gösterdiğiniz hürmete.. ve gerek bana karşı izhar ettiğiniz mu- yeceğim.. sonra da, Emir Abdurrahman | kâahramanımıza hakarette bulundular, |habbete, teşekkürler ederim. Ancak hazretlerinin kim bilir ne kadar rahat|Ondan sonra da; koca memlekette, iş-|şu var ki, ben bu vazifeyi maalesef ka- olan o muhteşem yatağına sırtüslü ya-|tedikleri gibi zevk ve sefahat içinde ya- |bul edemiyeceğimi?. — 'O anda, meclisten bir ses yükselmişi — Niçin?,, — Şünün için ki., ben, memleketim- den kalkarak, hükümdar olmak — için buraya gelmedim. Bu, bir.,. İkincisi, benüz pek gencim, Hükümet idaresine müktedir değilim... Üçüncüsü; hiç bir kayit altına girmeden, hürriyetimi mu- hafaza etmek islerim,.. Efendiler!., her şeyi; ehline, -erbabına — veriniz. Artık benim vazifem hitam buldu. Bana, sa- dece atım ile kılığım kâfi... Diye cevap verdi, Abdurrühmanın bu gözleri, meclisi büsbütün heyecana getirdi. TIsrarlar gösterildi. Fakat hükümet reisliği, Ab- durrahmana kabül ettirilemedi. Bunun üzerihe, yeniden müzakeraye girişildi. İlk defa olarak ihtilâlin esası- nı kuran (Sevabe) isminde bir zatm (valiiumum?) Ünvanile hükümet ida- ri!:;îh büşına geçirilmesine karar ves Ti İ e VA “Bü-intihap biter bitmez (Sevabe), al- kışlar arasında riyaset makamına ge- çirildi; Sevabenin ilk teklifi, şu oldu: — Arl « Abdurrahman, bü - yük bir ferağât gösterdi. Bu parlak ve şerefli mevkit kabul etmedi. Fakat o, mükâfatsız kalmamalıdır. Ben onu ken- dime muavin &liyorum. Ve mevkiimin şerefini onunla paylaşıyorum. Dedi.., Abdurrahman, buna da gü - lümseyerek cevap verdi: — Teşekkür ederim. Bu vazifeyı ka- | yiz. - (|bUl ettim:.. Fakât, bir şart ilei — — Hay, hay... Ö şart, ne olursa ol - sun kabul edeceğiz. — Evvelâ size şunu söyliyeyim ki; - şu anda ismini hürmetle yadedeceği : miz, cesur ve fedakâr bir arkadaşımız var. : — Kim.. kim?.. Y — Ebu Sait... Bu zavallı adam, ihti- lâlin muvaffakiyeti için hayatını feda etti. Eğer bir kaç dakika daha geç - miş olsaydı, işkende masüsı üzerinde can verecekti. — Doğru.. çok doğru. — Bu arkadaşımızın hayatı kurtul - muştur. Şimdi hekimler, onu - tedavi ediyorlar. Ve beş ön*gün zarfında, kâ- milen ifakat bulacağın! temin ediyor- lar.., İşte ben, bu arkadaşımızın da mü- * him bir mükâfata Mazhar olmasını is. tiyorum. Ve, bir kaç dakikâa evvel, ha- tırıniz için kabul ettiğim vazifeden 15- tifa ederek mevkilmi ona - veriyorum. Şu andan itibaren, (umumi vali Seva- be)nin muavini (Ebu Sait Zemil)dir. Abdurrahmanin, büyük bir vekar ve safvetle söylediği bu sözler; meelise ye- niden bir heyecan vermişti.. Kuman - danlardan bir çokları, dayanamamışlar Abdurrahmanın üzerine atılmışlar.. ©- nun ünü, gözünü öpmiye başlamış- lardı. Mecliste, gene bir ses yükselmişti: — Anlaşıliyor. Abdurrahman, res- mt bir sıfat ve memuriyet kabul et- miyor, Fakat onun hizmet ve kahra - manlığı, büskütün mükâfatsız kalamaz. Ona, hiç olmazsa bir ünvan vermeli - (Arkası ı')

Bu sayıdan diğer sayfalar: