29 Haziran 1937 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7

29 Haziran 1937 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Sor: j | — Tabak kalmadı. ; — Bizim tabağımız bu ka- 2esinde bayan yüz — tuvaleti için kremler hazırlamış. — İki tanesine küçük bayan saç İlâ- İA ı koymuş! * Berberde — Saçlarım az onun için benden saç kesme parasını ek- sik almalısınız? Berber cevap verdi: — Bilâkis fazla alacağız. Çünkü tel tel saçlarınızı ara- yıp bulmak güç _o!uyor. — Ne olur siz de benim gi- bi biraz istikbale ümit bağ - layıp yaşasanız olmaz mı? — Sana bir piyano mu almamı istersin, yoksa bir elmas yüzük mü? — Piyano daha iyi, hiç olmazsa musluk başında unutmam' * — Top oynamak ta biraz aşka ben - zer. İnsan gözünü iyi açmalı, kalayınca da bir daha elinden bırak- ; mamalıdır. Ayın kaçı — Bugün ayın ka- g? — Bilmem, sizde gazete var, Ona ba- gın. a — Ondan da an - lamak kabil değil.. Dünkü gazetedir de. * İşitiyor mu? Evvelâ - hafiften bir münakaşaya tu - tuştular. Sonradan bağrışmalar oldu: ! — Senin söyledi - ğini kulağın işitiyor m— Biraz sonra dinlenir.. — Piyano çalan mı? — Garson. — Buyurun bayım.. «— Neniz iyidir. — Ahlâkım bayım! Unutulan gözlük Öperatör evine geldi, Ceplerini ka- rıştırdı: — Bak aksiliğe, gözlüğüm yok. Aca- ba nerede bıraktım? Karısı sordu : — Bugün sen hastanede apandisit a- meliyatı yaptın mı? — Yaptım. — Ameliyat yaptığın hastada unut - mıyasın! ” * Kim söyledi Küçük Erhanı, teyzesine götürmüş- lerdi. Akşam, yemekte sordu: — Teyze, sen bu akşam bizim gele - ceğimizi bilmiyordun değil mi? — Bilmiyordum. Bunu bilmediğimi ve ya- — sana kuşlar mı söyledi?. sordu: — Kib ile, öyle mi? * Meth Oğlunu methedi - yordu: — Oğlum bu şe - hirde — bulunan en yüksek ailelerin ka- — Ceraretimi kırıyorsunuz? Şi T entkiare MA M X A — A, siz zengin değil misiniz, Tanıştırın bayan elini tuttu. — Okşayayım, dime ısırır. — Sizi ısırmıyor ya! — Beni tanıyor. — Beni de kendisile tanıştırsanız da beni de ısırmasa! i Bilmiyordum Hâkim müddeinleyhe sordu. — Siz komşunuza budala diye bağır- ınız.. NS MA — İştihanız nasıldır? — Bağırdım.. fakat ben komşumun —— g.A tayin edemem doktor, Gğer bunu bir sır olarak sakladığını, kimse- muhakkak öğrenmek istiyorsanız, ak - ye söylemediğini bilmiyordum. Şşama sizin evde yamek yiyeyim! — Kimin... Otomobili soruyorsan az, kocamı soruyorsan çok! Avrupada görülmemiş bir rezalet İkramiyesi kadınlardan olan bir piyango Piyangoyu çıplaklar cemiyetinin tertip ettiği anlaşıldı, İngiltere, Fransa, Almanya ve Belçikada bir çok imseler tevkif edildi Dünyanın her yerinde yapılmakta olan piyangolardan (Iham alan bir çıplaklar ce- miyeti, icad ettiği yeni bir piyango tarzı ile binlerce lira vurmuş, lâkin sonunda polisin eline düşmekten kurtulamamıştır. Bu cemiyetin piyangosunda kazananlar, para müküfatı yerine bir ay birlikte ya- şamak üzere bir kadın arkadaş alıyorlar- l mış. Fransa, Almanya, Belçikada yapılan a- raştırmalar neticesinde birçok kimşeler tevkif edilmiştir. Söylendiğine göre, tev- kif edilenler arasında 8 tane nüfuzlu ka- dın ve erkek varmış ve İngilterenin en de tutulanlar meyanında imiş. Birçok memleketlerden sayısız kadın erkek, bu cemiyetin bulundukları mem- lekette bulunan şubelerine duktan sonra Normandi, Ardenne ve Ka- ra ormandaki kamplarına akın etmişler.. Hattâ bazı Amerikalı kadınlar bile, sırf yeni bir heyecan kaynağı bulmak üzere, büyük paralar harcayarak gelmişler ve /âr ve hayarın esamisi okunmayan kapm- larda zevk ve safaya dalmışlr. * Cemiyet azesı kampa girer — girmez ilkönce çırıl çıplak soyunup engin tabia- tin kucağında, tabiat kanunlarının em- rettiği şekilde gezmek, eğlenmekle kal- miyor, gene bu cemiyetin nizamlarına uyarak, piyango İle çift çift ayrılmak mecburiyetinde kahyorlarmış, bu ame- Kiye de şu şekilde cereyan ediyormuş: Kampta bulunan erkekler bir tarafa, kadınlar bir tarafe sevkedildikten sonra, ağaçlarla çevrili bir meydanlığın orta- sımna bir toprak vazo konuyormuş. Bu va- zonun içinde, kadın azanın öz veya müs- tear isimleri yazmılı olan kartlar varmış. Merasimi idare eden gene çıplak ve ge- yet güzel bir kadının işaretile erkekler birer birer ilerliyerek vazonun başına geliyor, birer kart çekiyor, merasim şe- fine uzatıyor, o da yüksek sesle kartta ulunan isimleri okuyormuş. İsmi okunan kadın da orlaya çıkıyor, ve erkeğine tak- Samatya nüfus yıtlıdır. Soyadının. kaydı için bülün ev murluğundan Samatyaya mektup gön derilmiş, fakat cevap almamamış. Şim bu okuyucumuz evlenmek teşebbüsün lunması yüzünden eli kolu bağlı bir hal de kalmıştır. İstanbul nüfas müdürlü günün nazarı dikkalini çelbederiz. * Çankırıda bir memuriyet tayini Çankırı okuyucularımızdan biri Çan kırıda bir memuriyet için yapılan bir kaydolun- | Memurluğundan bir türlü Çıkmıyan bir nüfus kaydi Nazillide Aydoğdu mahallesinde Bülbül- ler sokağında oturan okuyucularımızdan Hasip İstanbulda Kocamustafapaşaya ka Takı altı ay evvel Nazilliden Samatyaya gönderilmiş, fakat bir türlü oradan geri * gelmemiş. Bir kaç dof Nazilli nüfus me- dedir. Fakat evrakının başka yerde bu- vam eden bütün bir devre birbirinin eşi olarak kalıyorlarmış. Esasen, gene cemi- yet nizamlarına göre, kamp devresi 8- nasında aza, azalıktan istifa edemediği Bibi, evine de dönemiyormuş. * Kargşı karşıya kalan çıplak kadın ve er- kek aza, birbirlerini heyecanla, merakla tetkik ettikten sonra kol kola giriyor ve orada bulunanlara, başlarile bir reverans yerlerini, karşılarına han- gi erkek veya kadın çıkacak diye merak meşhur çıplaklık taraftarlarından uw)ıı tecessüs'e çırpınan azalara bırakıyo ıdı nl.ıınuyonı;ıı. Artık bu çift, bir ay de« larmış. * rasimi, papazın müdahale ede- bir balayı seyahatinden de kısa, d me devresi takip ediyormuş, kamp devresi bitince de, herkes hiçbir tekellüfe tâbi tutulmaksızın evlerine dö- nüyorlarmış. Muvakkat kocalarını unut- makla mükellef olan kadın aza, gelecek mevsim tekrar kampa gelmek ister işe, gene cemiyet kanunlarına uyar, hiçbir veçhile, geçen devredeki yoldaşile bulu- şamaz, görüşemezmiş. * Kepazelik, rezalet o kadar ayuka çık- miş, cemiyet azasının kamptan döndük- ten sonra yakınlarına anlattığı vak'alar, masallar, o kadar dalbudak sarmış ki, en samimi çıplaklık taraftarları bile artık tahammül edememişler, bu cemiyetin çıplaklığın hakikt gayelerini temsilden uzak olduğunu iddia ederek polise mü- racaat etmişlerdir. Bir yandan bu şikâ- yetler yapıladursun, diğer taraftan cemi- yetin gayet ustalıklı yazılmış ve okuyanı içten içe tahrik eden ilânlarla, halkı çıp- - laklığa ve bu ülkünün cennetine çağırdı- Bı, seyahat, yemek içmek, ve bir aylık en Küzel bir aşk arkadaşile dünyanın cenne- tÜnde yaşamak için 1z 250 İngiliz li- bildirdiği gö- rasının kifayet edeceğini Tülmüştür. (Devamı li inci sayfada) L A ÜLLA A lândan sonra ait olduğu makama baş vur muş, kendişine müsabaka — imtihanının yapılacağını, binasnaleyh beklemesi lâ - zım geldiğini söylemişler. Pakat bir gün ansızın bir müsabaka imtihanı yapılınış, ikl kişi bu memurlyetlere alınmış, Hal- buki kendisine haber dah! — verilmemiş. Şimdi okuyucumuz Çankırının en büyük « ve mes'ul memuranun nüzarı — dikkatini celbediyor. n Erenköyünde tozlu bir yol âl Dün Rrenköy okuyucularınuzdan birl telefon etli: — Erenköy istasyonundan asfalta çı - g- — kan yola bir müddet evvel toprak dökül- dü. Günlerce civar toza bulandı. Yağ - ” gmurlardan sonra yolun tozü kalktı ve ra- hat ettik. Fakat şimdi yeniden toprak dö- küldü. Ortalık yeniden toza bulandı. Bus mu eğer yölu düzeltmek için yapıyorlarsa, - biz vüzgeçtik, yeter ki her gün toz yutup 1 toza bulsamıyalıma e.dtek Hantülekllr

Bu sayıdan diğer sayfalar: