12 Ağustos 1937 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 3

12 Ağustos 1937 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

TELGRAF HABERLERİi Çin ve Japon orduları arasında yeniden kanlı bir harp başladı (Baş tarafı 1 inci sahifede) Muştur, Ağır Japon bataryaları tarafın- dan saatlerce bombardtman edilen Han şehri kâmilen alevler içindedir. mıntakalarda Diğer taraftan, otoritesini Tiençin ki mıntakalarına teşmil eden Japon Ordusu bu mıntakalardaki posta ve tel- Braf muhaberatının kontrolü için san" Sür büroları ihdasını istemiştir. Konsoloslar derhal toplanarak Ja- Pönların bu hareketini protesto etmiş- lerdir, Hükümet merkeri naklediliyor Tokyo, 11 ÇALA.) — Nankin'deki bir JSM menbamdan alınan haberlere Böre Çin hükümeti Nankin'de hüküme- fin Hanken'a nakledilmesi ihtimaline İnaen on gemi hazırlamıştır. Hankeu, Uzun sürecek bir harp için iyi müdafaa Merkezidir. Harb içtinabı gayri kabil bir hale gel 8i zaman Mareşal Çang-Kay-Şek'in Yapacağı iş, hükümet merkezini Tükletmek olacaktır. Şanghayda vaziyet Şanghay, 11 (ALA.) — Röyter mu- Japon deniz üssüne dönmüştür. Liman dahilinde dört Japon kruvazörü ile se- kiz torpido muhribi bulunmaktadır. Ayrıca liman dışında da 12 harb gemi- si demitlemiştir. Yeni gelen harb ge- mileri karaya mühim mikdarda muhim maft ve erzak çıkartmıştır, Çinliler, Şanghaydan kendi miliz kuvvetlerini geri çekmeyi ve şehrin müdafaa tertibatını ve istihkâmlarını yıkmayı kabul etmedikleri takdirde Japonlar kuvvet istimaline karar ver- miş gözükmektedir. Japonyanın Şang- hay şehrinde dört bin bayriye tiran- dazları vardır. Söyleridiğine göre Go- sungun otuz mil açığında bir Japtn tay yare gemisi durmaktadır. Şanghaydan muhasamat çıkarsa Japonların bilhas-|* sa tayyare hücumları yapacakları sa- nılmaktadır. — Japonların dediklerine göre, Çinlilerin Şanghay şehri dahilin- de on bin kişilik milis kuvveti ve şeh- rin 50 mil etrafında ise 100 bin kadar askeri vardır, Çinliler harb levazımı hazırlıyorlar _'lıiri bildiriyor: Şanghay limamı bir| Nankin, !! (A.A.) — Bugün yapılan büyük haya müdafaa manevralarına bütün hükümet ve belediye memurla- rile mektebliler iştirak etmiştir. İzciler kapı kapı dolaşarak harb le- vazımı imali için demir ve bakır topla- maktadır. Herkes evinde ne kadar de- mir ve bakırdan âlet varsa seve seve vatan müdafaası için vermektedir. Japon gazetelerinin tavsiyesi 'Tokyo, |! — Bütün Japon gazeteleri, hükümetten «sür'atle Çinlilere hadleri- ni bildirmesini» talep etmektedirler. BSiyasi Japon mehafilinin mümkün olduğu kadar yakın bir zamanda harbe girişilmesini ve müzakerelere ancak Çin ordularının kat'i mağlübiyetinden sonra başlanılmasını arzu etmekte ol- duğu zannedilmektedir. Çinliler arasında tesanüd Şanghay, |1 ÇAA.) — Deniz aşırı memleketlerde bulunan Çinliler tara- fındaâan büyük mikyasta yapılan teber- rüat saâyesinde harb sermayesi artmak- tadır. Dün alınan paraların yekünu 44.000 dolara baliğ olmaktadır. Yeni Zelândada oturan Çinliler 25 bin dolar göndermişlerdir. Üsküdar adliye binası dün - gece tamamen yandı Adliye dairesi olarak kaymakamlığın yanındaki eski tahakuk memurluğu binası tahsis edildi. Mahkemeler bugün orada vazifelerine devam edeceklerdir (Baştarafı 1 incl sayfada) Âteş her tarafı sdtmaş, üç katlı bina ler içerisinde kalmıştır. Bu vaziyet $sında Kadıköy ve Üsküdar itfai - ’!ıîrl İstanbul itfaiyesinin yardımını ie- İemişlerdir. Bunun üzerine İstanbul İt- Yesinden bir grup hareket etmiştir. Yaptığımız tahkikata göre ateş ilk öi "Klf]e tarafından görülmüş ve der- Ki 'sküdar itfaiyesi saat üçe yirmi beş fahıa, aberdar edilmiştir. Üsküdar it- *Yesinden verilen malümata göre it- İYE yangın yerine geldiği zaman ate- Çatıya kadar çıktığını görmüşlür. » Derhal evrakın kurtarılması için ha- mı"f geçilmiş ve bir kısmı kurtarıl- dar ir. Yanan adilye binası eski Üskü- Yh“kümeı binasıdır. aN Gilm, Y Binin ne suretle çıktığı tahkik e- ektedir. Nüfusca zaylat yoktur. “".'!vn Üsküdarda heyecan uyandır- bir çok kimiseler yalaklarından #in ârak yangın yerine gitmişler, ate- dir Söndürülmesine Kadar kalmışlar- Yangın binanım arkasındaki kaplama- " Ve altkattan çıkmıştır. Alışap ©- Tak v"“ Sür'atle yanmıya başlamış, ev- * eşyânm kurtarılması imkânsız Selâmi İzzete kalbini bir hâale gelmiştir. Yangınm çıkışını bi- nanın içinde bulunan gece bekçileri gö- rememişlerdir. Ateçin hariçten ve kap- lamalar arasından çıkışı bazı - şüpheleri dave tetmiş bulunmaktadır. Nezaret al- tında bulunan bekçiler gec> binayı do- laştıktan sonra odalarına çekil:p yattık- larını söylemektedirler. umumisi Hikmet Onst şu malümalı ver- miştir: e— Bina üç kısımdır. Arka kisim yan- mıştır. İki kısim kalmıştır. Yangın sulh mahkemesi kaleminin bulunduğu yerin sokak cephesi kaplamasından ve toprak hizasından çıkmıştır. Alev sütunu — iki metre yükselinceye kadar kimse görme- Müddelumumllik ile ceza hâkimlikle-| miş, iki metre yükseldikten sonra ma. rine âit sandıklardan bir kaçı ile çoza dalresindeki iki dosya dolabı kurtarıla - halle bekçisi Lâtif gürmüz, alâkadarlara haber vermiş ve nöbetçi odacıları uyan- bilmiştir. İcra hâkimliği, müddeiumum!- | dırmıştir. İtfalye gelinciye kadar yangın lik, ceza, İlâmat, ikinci hukuk ve tebli - ğat daireleri tibibi adlilik tamamen yan- mıştır. İstanbul ve Üsküdar müddeiumumilik- leri tahkikat ile meşguldurlar. İstanbul vali vekili Şükrü Süerdem, emniyet mü- dürü Salih Kılıç, müddeilumumi Hikmet Onat motörlerle Üsküdara geçerek yan- gn vaziyeti ile ve tahkikatla bizzat mı gul olmuşlardır. , Yangının havanın rüzgârsız olmasına rağmen sür'atle genişlediği görülmüş - tür, İtfaiye Paşakapısına gittiği zaman Rteş binanın her tarafını sarımış bulun - Muştur, * Yangın hakkında İstanbul müddei açan genç kıy kimdir ? Matbaaya gelir gelmor arkadaşımızın etrafını sardide, bunu sorduk. Selümi İzzet dedi ki: — Söylemem doğru olmaz..., Arkadaşlardan Sail isyaa otti. — Bix, dedi, sözünüze intadık, karilarimize vadettik; dünkü sayı- muzda, bu kızın kim olduğunu söylemek için bir gün daha irin istedi #iaizi yazdık... Öyle değil mi * V. Ürtadı hakkında ne — söyleyeceğini şaşıran İmsetin İmdadıms yezı işleri Müdürümür yetişti : — bin istedi anma, #Köylerin diye vadetmedi. Bize bir genç ha kalbini ilşa ediyor ya, bu kadan — kâli,.. Yalmız bize biz genç ka kah- Binin masalım nasıl öğrendiğini #öylesin... Selümi bzzet — gülümecdi : — Hatıra defterini -okudum. Kalbimin masalı Bir geaç kaza hatıra dofterinden alınmış demek... yukarı doğru çıkmıştır. İtfaiye gelir gel- mez söndürme faaliyetine başlamış, bir kısım tamamen yandıktan, bir kısım da tahrib edildikten sonra söndürülmüştür. Kaplamasından yangın çıkan — odanın içindeki evrak kurtarılmıştır, yanan dai- re sulh hukuk ve ceza mahkemeleri ile asliye ceza mahkemesi ve kalemi, müd- delumumilik kalemi, müddelumumi ve muavinler dairesi, tabib. adli dairesidir. Yangının çıkış şekline nazaran ya bi- risinin attığı sigaranın kaplamaların di- bindeki otları tutuşturarak yangına se- beb olduğu, yahut ta bir adamın bu işi kasden yaptığı ihtimal dahilinde görül- mekte, her ikl ihtima! üzerinde de tah- kikata ehemmiyetle devam edilmektedir. Yangının söndürülmesinde — itfaiyenin ve Üsküdar kaymakamının aldığı ted- birleri takdirle kaydetmek lâzımdır. İt- falyenin kav halinde bulunan ve tama- men ateşle sarılmış ola adliye binasını üç kısma ayırarak söndürmeye muvaf- fak oluşu bir harikadır. Zayiat pek az- dır, Evrakların mühim bir kısmi kurta- rılmıştır. Üsküdar adliye makinesinin faaliyetten kalmaması için icab eden bü- tün tedbirler alınmıştır. Üsküdar adli- yesi ve daireleri yanan bütün Üsküdar mahkemeleri buğün eskisi gib. vazifele- rine devam edeceklerdir. Üsküdar adli- yesine kaymakamlık dairesinin yanında- ki eek tahakkuki memurluğunun bulun- duğu bna tahsis edilmiştir. Üsküdar adliyesinde mahkemesi ve işi olanların bugün bu binaya gitmeleri icab etmektedir. Yangın esnasında kaza da olmannş, yalnız evrak kurtarmak için canla başla çalışan bir mübaşirimizin kolu yanmış- b h Türkiyenin Yakın Şarkta Mühim mevkii (Baş tarafı 1 inci sahifede) Berlin ve Romada devamlı bir itina ile takib olunmaktadır. İskenderun — meselesinden — doğan Fransız - Türk ihtilâfı hallolunduktan mra Türkiye ile Fransa münasebetle- ri iyileşti ise de bu hal faşistlerin Tür- kiyedeki bütün entrikalarına tamamen sed çekmedi. Hiç şüphe yok ki Akdeniz paktının Türkiye ve Balkan devletle- rinin iştirakile akdi keyfiyeti Roma hü- kümeti tarafından şarki Akdenizdeki vaziyetini sağlamlaştırmak için değil, fakat İtalyanın cephe arkasını ve İspan- yada yaptığı müdahalenin inkişafı es- nasındaki serbestisini temin etmek ınak sadile teklif edilmiştir. Pravda gazetesi matbuatın Kont Cia- no tarafından gelecek ilkteşrinde Anka- raya yapılacak olan ziyaret ile İtalya- nin Boğazlar mukavelesine iltihakı a- rasında bir nisbet gördüğüne işaret e- derek şu suretle devam etmektedir: «Görünüşe göre faşist diplomasisi, Boğazlar mukavelesini tanımak için, şimdiden genişliğini tahmin müşkül olan bâzı tavizler elde etmeğe çalışa- caktır. Pravda gazetesi, Türkiye - Almanya münasebetlerinde bir çok gayri müsald işaretlere rağmen eskisi gibi Almanlar için mühim inkişaflar görülmekte bu- lunduğunu kaydettikten sonra Türk hü- kümetinin harici politikası için esas o- larak barış için mücadele prensibini kabul ettiğini ve barış davası aleyhin- deki maksadlar için Türkiyenin istis- mar edilmesine müsaade etmiyeceğini bir çok defalar beyan ettiğini ve Türk hükümetinin müşterek emniyetin ve tecezzi kabul etmez barış prensibinin tarafdarı bulunduğunu ileri sürmekte- dir, Son zamanlardaki bir çok hareket- ler Türkiyenin bu sahada mühim ka- zançlar tahakkuk ettirdiğini göstermek tedir, Türkiye Türk topraklarının mü- tecavizin genişleme — yolu üzerindeki eoğrafi vaziyetinin memleketin emni- Üyeti için munzam bir tehdid olduğunu hesaba katarak bilhassa müşterek em- niyet teşkilâtile alâkadar olmaktadır. Bu siyasi meselede Türkiye, kuvvetli mütekabil menfaati ve işbirliği rabıta- larile bağlı bulunduğu Sovyet Politi- kasına yaklaşmaktadır. Aynı zamanda hiç şüphe yoktur ki' faşist memleketler tecavüz politikalarını takib ederken Türkiyeden arazi elde etmek yolundaki plânlarını ekonomik ve kültürei işbir- liği gibi muhtelif şekiller altında ve her vasıtaya müracaat ederek gizlemişler- dir. Tarih göstermiştir ki, Türkiye bir zamanlar bu plânların farkına varmış ve onlara karşı enerjik bir tarzda mu- kavemet etmiştir. Hayati menfaatleri Mmütecavizlerin taarruzu karşısında is- tiklâlini muhafaza etmek için Türkiye- yi bütün kuvvetlerini sağlamlaştırma- ğa mecbur etmektedir. S , Aî.qE cUzecemee GETESELNRAK v © Siyasi karışıklık, çok defa iyi balık avlamıya yarayan bulanık suları andırırmış Yazan: Selim Ragıp Emeç ikkat edilecek olursa görülür ki DBeflinle Londranın münasebet -« leri az çok iyileştiği zaman Roma ile Lan. dranın arası daha fazla açılır ve bilmü- kabil Londra ile Romanın münasebet - leri salâh peyda ettiği zaman Berlinle Londra arasındaki münasebet şekerrenk hal alır. Siyasi barometrenin tahavvül « lerini riyazi bir kat'iyetle takip edip bu- na sebep olan anasırı tam bir surette ta- yin etmek mümkün olmadığı için, bu tu- haf ve zaman zaman hâsıl olan tahavvü- lün esasını anlamak ta kabil almamaktar dır. Son defa, ellerindeki ikamet vesika- larının uzatılmasına muvafakat edilmi - yen üç Alman gazetecisinin bir nevi hu« dut harici edilmek demek olan bir mua * meleye tâbi tutulmaları, bu müşahedeye başlıca müsbet bir misal sayılabilir. Bun- dan evvel Berlin . Londra münasebatı iyice idi. Bilmukabil Roma ile Londra pek anlaşamıyorlardı. Son zamanda Londra ile Roma arasın da mücameleli bazı adımlar atıldı; ve bunun üzerine hemen Berlinle Londra « nın arası açılmak istidadını gösterdi. Üç Alman gazetecisinin İngiltereden hudut harici edilmek demek olan bir muame « leye tâbi tutulmaları üzerine Almanların da, bazı yazılarından dolayı kendisine diş biledikleri Taymis muhabirini kapı dışarı etmek istemeleri, zaten clektrikli bir mahiyet arzeden havada, beklenen fır- tınayı kopardı. İngilizler, —Almanların, İngilterede büyük bir gizli hafiye teşki- lâtı vücuda getirdiklerini iddia — ettiler, Hudut harici edilmek istenen gazeteci « leri de bu teşkilâtın adamları olarak gös- terdiler. Almanlar, mukabil idd'alar serdettiler ve böylece, zaten karışık olan vaziyet, bir miktar daha karıştirılarak tam bir arap saçına çevrildi. Eski siyaset adamlarının kanaatine gö- re, en iyi siyasi manevra, en karışık sa « nılan vaziyetlerde çevrilirmiş. Bu hu « susta da İngiliz diplomasısinin, diğer mil. letlere karşı büyük Üüstünlüğü varmış Galiba İngiltere, gözüne kestirdiği ba « lıkları daha iyi avlamak için suyu karış- fırıyor. Çünkü vaziyete baktığımız za « man ahvalin, tam bir tekerrür halinde olduğunu görerek bu eskı siyasi kurt sö- zünü hatırlıyoruz. — Selim Ragıp Emeç Paris Elçimiz Fransız Başvekili ile Görüştü Paris 11 (Hususi) — Başvekil ve dış bakan vekili Şotan bugün Türkiye büyük elçisi Suat Davazı kabul etmiştir. Sabahtan Sabaha : ğunu kim inkâr eder. temizliyebilir. temin edecektir. ne olabilir? Bazı cürümler vardır ki itiyat halinde cemiyetin ruhuna ceza tayin ederken vak'ayı ve mücrimi -düşünmek — kitlenin tehlikeye koymak olur. Meselâ bizdeki kan gütme, kız kaçırma, ırza geç - me vak'aları gibi! Kökleri pek eski devirlere dayanan bu cürümler gibi bugün de yeni Türk cemiyetini tehdit ediyor. ahlâkını sarsan bu itiyatların müzmin şekilde devam etmesi muhakkak ki bu cürümlere karşı ceza kanunumuzun yumuşak olmasından ileri geliyor, Bu tehlikeli itiyatları kültür ve medeniyet tesirile cemiyetin bünyesinden silkip atmak için zamanın tayin edilmez mesafelerini aşmak lâzımdır. Halbü- ki kanun en geri cemiyetlerin en kökleşmiş itiyatlarını terbiyevi hükümlerle Onun kötü telâkki ve göreneklerinden ayırmağa çalıştığımız Türk cemiye- tini bu kanlı ve yüz kızartıcı itiyatlardan da kurtaracak ancak kanun ola « bilir. Ceza kanunumuzun kız kaçırma, kan gütme ve ırza geçme cürümleri üzerine koyduğu maddeleri mücesir bir ders ve ibret levhası olacak şekilde şiddetlendirmek ve bu hâdiseleri de meşhut suçlar arasına almak maksadı İçtimal ve ahlâki nizamı tesis edecek adaletin sert hükümlerinden başka Cinayetler Ceza kanunlarını hazırlıyan adliyeciler çok iyi kalbli insanlardır. Cürme karşı ceza keserlerken daima mücrimi ıslah etmek gayesi güderler, Cürüm unsurlarının tam olması için bütün hafifletici ve kurtarıcı poktaları hük- mü verecek heyetin önüne sererler. Hiç bir ceza maddesi yoktur ki ya bir başka madde ile ve yahu: maddeye müzeyyel fıkra ile ilk hükmünü hafif - letmiş olmasın. İnsanlığı gaflet ve dalâletten kurtarmak ve her hangi bir sebeple işlediği günahın maddi ıztırabından uzaklaştırmak için kanun va - zılarının aldıkları tedbirler şüphe yok ki birer şefkat ve fazilet eseridir. Fakat cemiyeti, kitleyi fena itiyatlardan, kötü telâkkilerden kurtarmanın fertleri ağır veya hafif maddi cezalardan kurtarmaktan daha mühiüm oldu- işlemiştir. Bunlara selâmetini dünkü Alle salâbetini, cemiyet . Bürhan Cahit Morkaya ı LA KA i :

Bu sayıdan diğer sayfalar: