29 Eylül 1937 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 10

29 Eylül 1937 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

10 Sayfa Son Posta'nın siyasi tefrikası : 40 & Talât Paşanın EZEEEEEZ) EEE son günleri Yazan : Arif Cemil | Doktor Nazım, Bahaettin Şakir ve diğer arkadaşları Talât Paşanın bir türlü gelmeyişinden endişeye düş- müşler, akıllarına fena şeyler gelmeğe başlamıştı. Bu defaki fena düşünceleri yersiz değildi. Çünkü Talât Paşa bir saattenberi dünyaya ebediyen vedâ etmişti Muhakkak olan bir şey varsa o aj | Talât paşanın Berlinden kaybolduktan sonra tekrar oraya gelmesi ve Hânder- sokağındaki evinde görünmesiydi. Tayliryan bir sabah gene pencere - sinden kayşıki evi tarassud ederken | Talât paşanın sokağa çıktığını ve Uh- | land sokağındaki yazıhaneye doğru yü- rTüdüğünü gördü. Buna hem çok sevin- di, hem de artık büyük ânın yaklaştığı- hı hatırlıyarak titredi. Derhal telefo - na koşarak meseleyi cürüm şeriklerine “bildirdi. O gün toplanarak aralarında “son bir konuşma yapılmasını korarlaş- tırdılar, Bü konuşmadan sonra artık Osman- | lı devletinin sadrazamlığını yapmış 0- | lan Talât paşanm Ermeni komitecisi “Tayliryan tarafından katiedilmesi bir gün meselesiydi. Tayliryan için geri “dönmek ve bahane çıkarmak imkân: fa Tan yoktu. Paşanın bir daha Berlinden gaybubet etmesi ihtimali de nazarı dik! kate alındığından, cinayetin işlenme -| 8i için hemen ilk fırsattan istifade o - Tunacaktı. Kendisini kovalayan müthiş tehli - 'keden bihaber olan Talât paşa Düssel- dorf seyahatinden dönelidenberi arka- daşlarının ihtarlarına hiç kulak asmı - “yarak yalnız başına gezintilerine de - “vam ediyordu. Sokağa çıkmadığı gün “yok gibi bir şeydi. Onun bu hareketini garip bulan ar- İl kadaşları kendi aralarında fısıldaşarak li şöyle konuşuyorlardı: — Paşa hayatından bıkmış gibi görü- | müyor. Devleti kurtarmak için tutt * yolda muvaffak olamamasından dola -İr si büyük bir nevmidi kapla- tina (o artık ehemmiyet y duğunu bile bile böyle “miydi? Bir diğeri bu sözlere şunları da ilâ- “ve ediyordu: hareket eder “rada bir pi kişiler tek bir vücud teş ivoruz ve o vücudün başı pPaşa- olmazsa o ovücudün uzuv - rine işe yarar? Neye kadir olabilir? Yerlerinden bile kımıldıyamazlar. © Bu ve buna benzer endi men herkeste bir dereceye kadar gene 'bir emniyet vardı. Çünkü Talât paşa * Berlini büsbütün terketmeğe hazırlanı- —— si işitildi. © — Seni edepsiz herif seni, bana tokat * ha! Al sanal, Hüsameddin Bey karisile dövüşüyor « du. © Necati Beyin karısı içini çekti: — Bü gece bize rahat yok galiba! — Zannederim. — Ne yapsak bilmem ki? ç — Kendimize yatacak bir yer bulsak! © — Bu evin yalacak bir yeri kaldı mı ki? ç — Komşulardan birine mi gitsek? — Bilmem.. — — Hani Süleyman Beye de hak vere- teğim geliyor yal — Benim de öyle, | — Adamın da epey aleyhinde bulun - duk. © — Ye, ayıp oldu. — Kendisinden özür dilesek mi? 5 — Hiç fena olmaz. Hem şimdi gitsek. Daha uyumamıştır. ” — Evet, hemen gidelim. Hem beh on- dan bir şey rica edeceğim. — Ne tica edeceksin? — Bu gecelik bizi evinde misafir etse. — Nası! olur? — Fena adam değildir. Bu evde uyu- 'yamıyacağız ki. — Doğru hakkın var. Karı koca evlerinden çıktılar. Süley - Beyin kapısını çaldılar. | Yarınki nüshamızlı: İ Macera peşinde Yazan: Erbrayat-Durivcur Çeviren: Nurullah Ataç yordu. İki haftaya varmadan Almanya- dan çıkacak ve Anadoluya gidecekti! Bu düşünceler, endişeler ve ümidler içinde paşanın Düsseldorf'dan avdetin den sonra üç dört gün gelip geçti, bu müddet zarfında Talât paşa ile doktor Nâzım, doktor Bahaettin Şakir ve Rü- suhi arasında oldukça esrarlı müzake- reler.cereyan etti. Bu müzakereler gâh paşanın kendi evinde, gâh Uhland so - kağındaki yazihanede cereyan ediyor- du. İttihad ve Terakki erkânı munla- zaman her sabah o yazıhanede buluşu- yorlardı. Saat on ile on bir arasında da Talât paşa gelip arkadaşlarına iltihak ediyordu. 1921 senesi martının on beşi idi. Gü- neş Berlinde o mevsimde emsaline na- diren tesadüf edilen bir bahar gününü andırıyordu. Uhland sokağındak. yazi- hanede bulunan doktor Nâzım ve dok- tor Bahaettin Şakir diğer bir iki arka- daşla birlikte o günkü gazeteleri tetkik ile meşgul bulunuyorlar ve Talât pa- şaya verilecek siyasi bülteni hazırlı- yorlardı. Öğleye doğru Bahsettin Şakir: — Bugün paşa gecikti. Acaba gelmi-|” yecek mi? dedi. Doktor Nâzım cevab verdi: — Gelmiyecek olsaydı, her halde bir haber gönderirdi. Nerde ise gelir. — Sakın hasta olmasın? — Zannetmem. Öyle olsaydı, gene haberimiz olurdu. Arkadaşlar bunu konuşurlarken şü heli pazaylarla biribirlerine bakma! tan kendilerini alamayorlardı. Çünkü em vaziyetlerde kalsalar, daima akıllarına bin türlü fe- na fikirler gelirdi. İçinde bulundukla- rı vaziyet de zaten fena fikirler besle-|p meğe müsaiddi. Arkadaşların bu defaki fona düşün- celeri yersiz deği Çünkü Talât paşa| bir sattenberi di ya ebediyen veda etmiş bulunuyordu. O sabah, 15 mart 1921 günü, Tay - yan yatağından kalkınca kendi ken- dine diyordu ki: — Bugün işimi paşa bir kaç karışmış olacak. Belki ben de... Çünkü bitireceğim. Talât! £ sonra ölüler arasına| daha evvel davranamazsam, o beni vu- racak.. (Arkası ver) e Nöbetci Eczaneler >. gece nöbetci olan eczaneler şunlar- e cihetindekiler: Aksarayda: (Sârim). Alemdarda: (Ab - dülkadir). Reyazıtta; (Cemil), Samat - yadı :(Rıdvan), Bminönünde! (Aminas- ya). Eyübde :(Arif Beşir), Fenerde; (Vİ- iall). Şehremininde: (Nâzım). Şehzade- başında: (Üniversitek, Kuragümrükte; (Suad). Küçükpazarda: (Necati Ahmet), Bakırköyünde: (İstepan), Beyoğlu cihetindekiler: İstiklâl esddesinde: (Galatasaray, Ca- ri), Galatada: (Hidayet). Kurtuluşta; (Kurtuluş). Maçkada: (Feyzi). Beşiktaş- ta: (Süleyman Receb). Boğaziçi, Kadıköy ve Adalardakiler: Üsküdarda: (İskelebaşı). Sarıyerde! (Os- man). Kadıköyünde: (Saadet Osman Hu- lâs). Büyükndada: (Şinasi Riza). Hey- belide: (Tanaş). Açık teşekkür Yaptığı mühim ve muvaffskiyetli bir ameliyat neticesinde refikamiı teh- likeli bir hastalıktan kurtaran Malat - ya doğum evi kadın hastalıkları müte- hassısı Etem Seçkine, gösterdiği haza- kat ve yardımlardan dolayı alenen te - şekkür ederim. Mardin vilâyeti merkez karakolu polis memuru Etem Tüzün Güven KAYIP 1030 - 931 senesinde Feyrlâti lisesinden 'Holanda şilebile İbes» e geçmekliğim için icab eden te- SON FoOSTA a Postanın tefrikası: 54 Denizlerin Makyaveli Kaptan Bum Bum Çeviren: Ahmet Cemalettin Saraçoğlu Cenazem çok kalabalık olmuştu. Boş bir tabuta benim yerime eski tuğlalar koymuşlar ve kaptan Lauterbah'ı Batavia'daki Avrupalılar mezarlığına gömmüşlerdi! Ben bir kaç gün sonra ölecektim. E- vet vakıa alay olsun diye ölecektim ama herkes beni ölmüş bilecekti, Bina- enaleyh ölmek üzere bulunan bir 2- dam için vakit kaybetmek haram olur- du, Ben de uyumamalı idim. Nihsyet sabaha karşı dalmışım, Uyandığım zaman asabım yerine gel- miş ve tabii halim avdet etmişti. Ve ben yeniden şen ve şakrak olmuştun.. Otomobille «Sourabaya» yolunu tut - lum ve limana inince orada Felemenk- liler tarafından hareketlerine müsaade edilmeyen bir kaç Alman vapurunun limanda yatmakta olduklarını gördüm. Bu gemilerden birisinin süvarisi kap- tan «Engelhardte isminde eski bir ar- kadaşım idi. Bu zatla çok eskiden tanı- şır ve sevişirdik . «Sourabaya» da dolaşıp tanınmak tehlikesine maruz kalmaktansa araba ile tersanenin yolunu tuttum ve arka- daşımın gemisine kapağı attım. «Sohenberg» in otelde olduğunu bili yordum. Ancak «Sourabaya» da birbi- rimize tesadüf ettiğimiz zaman yabancı imişiz gibi birbirimizi tanımamazlık- tan geleceğimiz evvelce aramızda ka- rarlaştınılmış olduğundan kendisine görünmedim. Kaptan «Engelhardt» be- ni tabii içten gelen bir sevinç ve sami- miyetle karşıladı ve kamarasına misâ- derek nefis «Pilsen» birası şişele - in önümüzden mükellef bir geçid resmi yapmasını seyrettirdi. Dostum birkaç şişe yuvarlayıp adam akıllı neş'elendikten sonra kendisine 0- Janı biteni, bütün fasavvurlarımı ve sahte ölümümü anlattım; bana «Hili- ve «Selebes» adalarının birer ha- ritası ile bir perger ve bir de rovolver tedarik etmesini rica ettim. Eski dos- tum karaya çıkıp istediğim bu şeyl tedarik etti, ayrıca takma bir bıyık ile bir şişe saç boyası almayı da ihmal et- medi, Takma bıyığı üst dudağıma yerleş- tirdim, saç boyası ile saçımın iri değiştirdim ve bu suretle yeniden teb- li kıyafet etmiş oluyordum. Takma bıyık simamı o kadar değ aynaya bakınca ben bile k yamamıştım ve sanki «İstokholme dön henüz gelmiş sarışın bir İskandinav- yalı oluvermiştim. Bay «Jelferih» in benim için tedarik etmiş olduğu sahte pasapo: ci bir İsveçliden hiçbir farkım kalma- mıştı. Bu tertibat alındıktan sonra dostum kaptan «Engelhardte benım küçük bir <Bornâo» ve «Sele « şebbüsatta bulundu. Bir taraftan ben böyle kıyafetimi değiştirmiş bir halde yola çıkmıya ha- zırlanırken O sabah intişar etmiş olan gazeteler de şu havadisi meşrediyorlar- dı Kaptan Lanterbah'ın ölümü «Kaplan Lauterbah bir kaplan avı esnasında yaralı bir kaplanın hücumu- na uğramış ve kudurmuş bir hale gel- miş olan hayvan tarafından ağır su- rette yaralanmıştır. Bu feci kaza üzerine av eğlenceleri hemen durdurulmuş ve yaralı yerliler- le Bay «Helferih» “tarafından . orman- dan yaylâya nakledilerek orada bir hastaneye yatırılmıştır. Haber aldığı- mıza göre yaralının vaziyeti ümidsiz- dir ve herkesin tanıdığı Alman kaptanı hâleti nezide bulunmaktadır...» Vay canına!. Bu havadisi okurken benim bile gözlerim yaşardı. Demek kaplan Lauterbah ölmek üzere bulu - nuyordu hal. Kim bilir bu havadis Felemenk gar- bi Hindistanının yerli ve Avrüpalı hal aldığım lise şehadetnamesini kaybettim. Ye. Bisini alacağımdan eskisinin hükmü yoktur, Meskür Use - 931 mezunlarından kı tarafından ne kadar heyecanla ve helecanla karşılanmıştır. Birdenbire gönlümde arzu veli kğ beni İsveç-! li olarak göstermekte olduğundan sahi-| dı: Böyle kıyafetimi değiştirmiş bir şe-| o da cenazemin çok kalabalık olmasi kilde gidip bizzat kendi cenaze mera -| idi. Bir mesele de canımı sıktı: «Helfe- simimde bulunmak. Lâkin ne kadarfrih» boş tabuta eski tuğla doldurtarak yazık ki beni «Bornöö» ya götürecek| cesedin ağırlığı hissini vermiş. Halbu- ma yün ği ya ki hiç olmazsa yeni ve kullanılmamış oksa Vaktim olsaydı emin olun ki bü) tuğla doldurtabilirdi. Öyle ya! Madem- Mm en kendi kendi- Gi ben öldükten sonra ağırl'ığım tuğla Bilâhare haber aldığıma göre meğer ile ölçülüyordu, bunların hiç olmazsa ben hastaneye naklimden iki gün son-| YeDi olmaları müreccah idi. ra teslimi ruh etmişim. Ve Bay «Helfe-| İste ben böyle alayivâlâ ile defne- rih» beni «Batavias daki Avrupsluarj dilirken, Felemenk vapuruna atlamış iş birim eee ve mahalli maksuduma müteveccihen örüyorum ki ben öldükten Sonraİyola çıkmış bulunuyordum ve tamam artık dostlarım da, düşmanlarım da hep mezara indirilip kabrimin üzerinde bir duâ okumak suretile talkın verilirken meziyetlerimden bahsediyorlardı. Bu- belki de ben Felemenk şilebinin yemek nu vefatımı müteakib gazetelerin neş- rettikleri tercümel hallerden anladım. salonunda buz gibi bir bira şişesinden bardağıma o köpüklü ve nefis mayli Demek ki bir insanın meziyetlerinin lâ- yıkile anlaşılması, kıymetinin takdir doldurmakla meşguldüm. (Arkam var) | Inhisarlar U. Müdürlüğünden: Her halde bir şeye memnun oldum ki - Eskişehirde inşası mukarrer kapsül deposu keşif, şartname ve plânına tevfikan pazarlıkla yaptırılacaktır. TI — Pazarlık 8/X/937 tarihine rastlayan Cuma günü saat 14 de Kabataşda levazım ve mübayaat şubesindeki alım komisyonunda yapılacaktır. TI — Muhammen bedeli 3879,38 lira ve muvakkat teminat 291 liradır. IV — Şartnameler «20» kuruş mukabilinde her gün İnhisarlar İnşaat şubesin- den alınabilir. V — İsteklilerin pazarlık için tayin olunan gün ve saatte 9 7,5 güvenme pa- ralarile birlikte adı geçen komisyona gelmeleri ilân olunur. «M> 6378 —— Keşit bedeli 101619 lira 93 kuruş olan Cerrahpaşa mutfak ve hastanesine amaşırlık binası kapalı zarfla eksiltmeye konulmuştur. İ artnamesini 508 kuruş mukabilinde siltme 1/10/937 Cuma günü saat r 2490 No, hı kanunda yazılı vesikadan başka fen işleri müdürlüğün- den alacakları fen ehliyet vesikasile ve 6330 lira 99 kuruşluk ilk teminat makbuz veya mektubile beraber teklif mektuplarını havi kapalı zarflarını yukarda yazılı günde saat 14 de kadar daimi Encümende vermelidirler, Bu saatten sonra verilecek zarflar kabul olunmaz. «Bi» «6257» ya, tır, İste een I — Şartname ve nümünesi mucibince 71,5x100 eb'adında 10000 tabaka murm- lu beyaz parşömen kâğıdı pazarlıkla satın alınacaktır. Levazım ve Mübayaat Şubesindeki Alım Komisyonunda yapılacaktır. TI — Şartnameler parasız olarak hergün sözü geçen şubeden alınabilir. IV — İsteklilerin pazarlık için tayin edilen gün ve saatte “5 7,5 güvenme para- Jariyle e adı geçen komisyona gelmeleri ilân olunur. «M, (O «67hb Asipin Kenan Sizi soğuk Penis nezleden, gripten, baş di koruyacak en İyi Sı budur. dikkat buyurulması İstanbul Tramvay Ş'rketinden: Üniversite ve Yüksek Mekteb talebelerine Tenzilâtlı tarifeden istifade etmek hakkını bahşeden ve evvelce verilmiş olan 1936/1937 mekteb senesine mahsus yeşil kartlar 1937/1938 senesi için değiştiri- leceğinden, Üniversite ve Yüksek Mekteb talbeleri 15 İlkteşrin 1937 tarihinden evvel yeni kartlarını almak üzere Tramvay Şirketinin Galatada, Tünel arkasın- da, Söğüt sokağında Hareket Kalemine vesikaları İle birlikte gelmeleri ilân olunur. Direktörlük İstanbul Telefon Direktörlüğünden 4000 aded Ankara Telefon rehberi bastırılmak üzeredir. Memleket iç ve dışı- na tevzi olunacak bu rehberin iş adamları ve ticarethaneler için kuvvetli bir propaganda vasıtası olacağım izahtan müstağni görürüm. »bul Telefon rehberinin aynıdır. Kayıd muamelesi ve izahat t Abonman Dairesine bizzat veya (02) No. roya telefon verileceği İlân şersiti İsti almak için Müdü edilmek suretile müracaat lâzımdır. Rehber kısa bir zamanda tab'a için istical buyurulmasını rica ederim. Müdüriyet T.C. ZİRAAT BANKASI İstanbul Şubesinden: Hangar inşaatı Halkah Ziraat mektebile Yeşilköy Tohum Islah Enstitüsünde yaptırılacağı ilân edilen hangarlarin inşaat şeraitinde değişiklik yapılacağından bu hususta malümat almak için nihayet 30/9/1937 Perşembe günü saat 15 şe kadar Banka- anız eyy aa müracaat edilmesi.

Bu sayıdan diğer sayfalar: