29 Eylül 1937 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8

29 Eylül 1937 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

* *8 ' Sayfa Yurtta spor Ayvalıkta Balıkesir İdmanbirliği ile Ayvalık İdmanyurdu arasında yapılan maç 2-0 Balıkesir lehine neticelenmiş-| tir. ö Balıkesirde yapılan Balıkesir-Akbi- sar İdmanyurdu maçını da 5-f Balıke- sir kazanmıştır. Biga - Çanakkale maçı " Biga-Çanakkale maçında hakemin idaresizliğinden oyunun devam etmedi- ği yazılmıştı. Biga İdğmanyurdu başka- nı Receb İkiz gönderdiği mektubda ha- kemin oyunu gayet iyi idare ettiğini yazmaktadır. Çarşamba at yarışları Çarşambada güz at yarışları Kanar- yada yapılmış, birinciliği Kızılot kö- yünden Şabanın hayvanı kazanmıştır. Bandırma yüzmede Türkiye ikincisi İzmirde yapılan kürek ve yüzme bi- rinciliklerinde Balıkesir mıntakası na- mına iştirak eden Bandırmalılar Tür- kiye ikinciliğini kazanmışlardır. İnegöldeki maçlar İnegölde Yenişehir Gençlerbirliği birinci takımı ile Yenidoğanspor ikinci takımı arasında yapılan maç 2-2 bera- berlikle neticelenmiş, bu maçta Yeni- doğanın sol içi kasab Mustafa kalecinin üstüne düşmüş, kolu çıkmıştır. Bozöyük takımı ile Yenidoğan ara- sında yapılan maç da 5-5 beraberlikle neticelenmiştir. Mıntaka grup maçları Manisada yapılacak Manisa (Hususi) — Mıntaka grup maçlarının vilâyetimizde — yapılması İstanbulda ölüm nisbeti azalıyor Evlenmelerde de azalma görülüyor, fakat boşanmalar artıyor Yapılan istatistiklere göre İstanbul- da her seno vefiyat miktarı azalmak- tadır. 1932 senesinde 13,300 kişi öl - $, 933 de bu miktar 12,500 e, 934 de 12,100 e ye nihayet 935 — senesinde 12,052 kişiye düşmüştür. Gene yapılan bir islalistiğe göre 932 de 4800 kişi, 933 de 4014 kişi, 934 de 3083 kişi, 935 de 4740 kişi evlen - Mmiştir, İstanbulda boşanma hâdiseleri git- tikçe artmaktadır. 932 senesinde 179 çift boşanmış, 933 senesinde bu mik - tar 148 e düşmüşse de ertesi seneler gene çoğalmış, 934 de 188 çift, 935 so- nesinde 245 çift boşanmıştır. Niksarda kaçak çakmak taşı Niksar (Hususi) — Ateş oğullarından Mut- tafanın dükkânında 200 ü mütecaviz çakmak taşı ve bine yakın kâğıt, evinde de bir mik- dar tütün yâkalanmıştır. “ Son Posta ,, nın edebi tefrikası : 46 — Hayır deme, tatsız olduğumu ken- dim de farkediyorum, ama seni temin ederim çok mes'udum Sevim. Hafifçe gülümsedim: — Memnun oldum, dedim. © sordu: — Ya sen? Hemen, çekingisiz cevap vermedim, veremedim. Yalan söylemek istemiyor- dum, Mazlumu aldatmak istemiyordum, fakat o andaki haleti Tuhiyemi de tahlil edemiyordum... Nihayet vazi - yeti kurtaracak kaçamaklı bir söz bul- dum: — Kaderimi mes'ut karşılıyorum Mazlum, çünkü sen!' olduğun gibi ka- bul ediyorum ve bu halinle seviyorum, Apartımana yaklaşıyorduk. Mazlum elimi sıkı sıkı tuttu... Sıktı, sonra, öp- tü. Kapının önünde ayrıldık. Annem bir an evvel yatağına kavuşmak için Merdivenleri adetâ koşarak çıktı. Tey- zem de oğlunun koluna girdi döndüler... Konuştuklarını tahmin ediyorum, mu- hakkak teyzem: « Aferin oğlum, iyi ettin de Sevimi aklın, tebrik ederime diyordu. Çünkü teyzem, her fırsatta bu sözü “”*BON POBTA ! ahlil &N-X İşleyon zekâ muvaffakıyete kavuşur | Beylerbe- hareketleri muhtemeldir. Merkezi umumiden tel- grafla yeni yapılmakta olan spor saha- sının vaziyeti sorulmuştur. Gençler va- ziyetten çok memnun olmuşlardır. Çanakkalede bir deniz yarışı öi MN ll Yasatek rasile soruluyor: Çanakkale (Hususi) — Halk arasın- hc—;knî»:vy.ıg;k d da deniz sporunu yı.yıı?ığ için şehri- Drllümlüi d r Mak iyi vasıflar * dan birini elde et- miş bulunmak de- mektir ki savruk- lata muvaffakıyet tıba husule getirdi. pek mev'ut olmiyadilir. İşliyen ve azim- Yakında bir deniz yarışı yapılması| kâr bir kafa ise, muvaffakıyetinden ne için hazırlıklar yapılmaktadır. için şüpheye düşsün. İntihabatın Kafasile çalışmakta muvaflak Yenilenecği haberleri ç:lılzmbir tüp Yalandır! Te (Baş tarafı 1 inei sayfada) Ti ı”'“”n" bir kontrole tâbi tutmaksızın ve mes'ul ve salâhiyetli mercilerden tahkik et- meden herhangi uzak ve yabancı bir memlekette geçiyormuş gibi ve lâubali bir tarzda neşretmeleri, milletimizin yüksek menfaatlerile hiçbir vakit ka- bili telif değildir ve Türk efkârı umu- miyesinin böyle hareketleri tasvib et- miyeceğine şüphe yoktur.» Bir deli pastahaneyi Altüst etti Dün öğleden sonra bir deli Pangal- tıda bir pastaneyi altüst etmiştir. Yap| bir tip imiş gibi kendi âleminde bulunur. tığımız tahkikata göre hâdise şu şekil- #AA de cereyan etmiştir: $ . K 5 İsminin Faruk olduğunu — söyliyen M İŞ'"'IIO intizam veren bir adam, saat 15 buçuk raddelerinde bir genç Pangaltıdaki Haylâyf pastanesine gir-. miş, garsona bir dondurma ile bir süt- Do h?"“':"' Çağ- lü kahve ısmarlamıştır. Az sonra, yörinden kalkarak o sı - rada önündeki masada bir istida yaz -|. makta olan pastanenin ve Tan sinema- sının vekili avukat Bay Kadrinin ya - nına gelmiş ve önündeki kâğıdı kapa- rak parçalamıştır. Bay Kadri daha şaşkınlıktan kur - tulmadan deli: — BSen ne sıfatla, ne hak ve salâhiyet«s le karşımda şapka iİle oturuyorsun? cumuz fotografı - tan tahlilini isti - yor: Başkalarımı kıs- | kandırmıyan — bir hali var. Orta ze- kâstle işlerine bir intizam ve istika. met verebilir. Şik- lıı'ı. hayal ve sevgi mevzularına özenir, Son Posta Fotoğraf tahlili kuponu turarak sütlü kahve ile dondurmasını yemeğe koyulmuştur, Adres Tefon edilmiş ve deli: — Sarmısaklı, yoğurtlu şampanya içtim de bu hale geldim, diye haykıra, baykıra karakola götürülmüştür, nıyor... Gülerken ağlıyor, ağlarken olduğum muhakkak, fakat zalim, kötü yürekli oluyorum... Neden? İşte bunun rüm... Yoksa... Düşünmek de istemiyorum, bunun Yazan: SELÂMI İZZET — | bilmek işime gelmiyor... gülüyorum... Müşfik ve munis bir kız|nim hüznüme sebebini anlamıyorum, anlıyamıyo-|soramıyor, ben gönlümü açayım isti- “ CEylâl n İsmet İnönüveCelâlBayar (Baş tarafı 1 inci sayfada) ben Başvekâlet Vekilliğine geldi ve artık kat'iyyetle enlaşıldı ki bu bir buçuk ay- lhik mezuniyetin hitamından sonra da İs- met İnönü eski makamına avdet etmiye- cek ve Başvekâlet vazilesini şimdilik ve- kâleten yapan Celâl Bayar Meciis açılın- ca Başvekilliği asaleten ifa etmeye başlı- yacaktır. * İsmet İnönü bu memlekete büyük hiz- metler ifa etmiş bir devlet adamımızdır. Büyük kurtarıcının irşad ve önderliği ile milli mücadele gibi muazzam bir davayı başaran, ondan sonra da muvaffakiyetli bir kalkınma hareketine geçen Türk mil- leti İsmet İnönünün ifa ettiği büyük hiz- metleri daima şükranla yâdedecektir. Bu- nun içindir ki İsmet İnönünün çekilmesi umumi bir lcessür uyandırmışlır. Atatürk isminin anıldığı zaman onun daimi irşadlarından ilham almış olan İs- met İnönünün hatırlanmasına o kadar alışılmıştır ki bu ayrılığın daim? olabile- ceğine ihtimal verilemez. Fakat zarurt bir ayrılığın icabı olarak kendisini behemehal istihlâf edecek bir insan arayıp bulmak lâzım gelse, onun yerini doldurabilecek ne kadar çok liya- kaâtli kimse göze çarparsa, memleket he- sabına, o nisbette memnun olmak icab eder. Celâl Bayar, işte bu şartlar dahilinde iş başına geliyor. N ÖL A Bi Te Tüğmi Atatürkük teveccüh ve itimadları ne- ticesi müşarünileyhi istihlâf eden Celâl Bayar mall ve iktısadi hayatımızda mü- him tol oynamış kuvvetli bir şahsiyettir. İsmet İnönü kabinesine İktısad Vekili sıfatı ile girdikten sonra gösterdiği ihti- yatkâr dürendişlik, bu vekâlet işlerinin tedvirinde yaratmaya muvaffak olduğu modern - zihniyet, günün — ihtiyaçlarını kavradığını gösterdiği gibi kendisine her suretle emniyet ve itimad edilebilir bir insan olduğunu da ayrıca isbat etmiştir. Atatürkün önderliği ile yeni deruhte et- tiği vazifesinde millet ve memlekete en hayırkâr olabilecek kararları alacağın- dan şüphe edilemez. Memleketin nef'i ve hayrı namına ken- disine muvaffakiyet ve hakkında göste- rilmiş olan yüksek itimada liyakat gös- termesini dilemek bir vazifedir. Nitekim, İsmet İnönünün de bir an evvel yogun- luğunu giderip herhangi bir sahada her- hangi bir memleket işini deruhte edebi- lecek bir vaz'ı sıhhiye bir an evvel gel- melerini temenni etmek te gene bir borç- tur. Bu borcu yerine getirirken büyük, manevi bir zevk duyduğumuzu kaydet- meye bilmeyiz lüzum var mıdır? Trakyada Yenilikler (Baştarafı ! nci sayfada) yük kazançların bir kısmından dün hbahsetmiştik. Bu merasimde bulunmak üzere Trak yaya giden arkadaşımız, bu kısa seya- hati fırsat sayarak Kırklareli, Tekir -« dağ vali ve belediye reislerile, ve Çor- tu kaymakamile de görüşmüştür. Bu görüşmelerden — öğrendiğimize göre, yakın günlerde, Trakyada, birçok yeniliklere daha şahid olacağız. Tekirdağ valisinden ve belediye re-| isinden aldığımız haberlere göre, Te -| kirdağ vilâyetinin imar plânı tamam —' bulunmaktadır. 4500 liraya mal olan bu plân, Ame- rikan koölejinden mezun bulunan E - min ve Raşid adında iki Türk mühen- disine hazırlatılmıştır. Tekirdağ çarşısı, yakında genişleti - lecek, ve çarşıda bulunan bütün eski dükkânlar yenlleştirilecektir. Tekir - gdağının en mühim ihtiyacı su ihtiya - cıdır, x Sevinçle öğrendiğimize göre, Te - kirdağ, çok yakın bir istikbalde, bu bü yük ve hayati ihtiyacına da kavuşa - cak, susuzluk derdinden kurtulacak - tır. Çünkü su işi plânı, bütün vekâlet - lerce tasdik edilmiş bulunmaktadır, Ve eksiltmeye konulması da ay, hattâ haf toplanıp kara bir bulut olur. İşte benim lık... Havada vedaa hazırlanan son kır-| pel, de kalbim her gün biraz daha bulutla-| langıçlar dolaşıyor. Odaya annem girdi... Annemde de be benziyen — bir hüzün var... O da benim kadar, Mazlumun be- ni sevmediğini anlıyor fakat bir şey yor, benim itirafımı bekliyor. Annemle aramda her zaman çekin- genlik vardır. Birbirimizi derin bir mu- tekrar ediyor, Mazlumun kalbine bu sözile kuvvet veriyor... Hem belki de bu gece Mazlum, be - nimle evleneceği için sahiden iyi etti- Bini biraz daha kuvvetle anlamıştır. * Bazı gün neş'eli, bazı gün neş'esiz o- luyorum, Bunun sebebi nedir? Haydi|san neş'emin sebebini anlıyorum, güler yüzlü, bana sokulur keyfim geliyor, oluyorum?.. Filvaki kahkahalarla gül- meme scbeb yok, hayatım dün ne iseliskemlenin üstünde duran dikişime bir bugün de o... Mazlumla nişanlanmam göz attım... Çeyizimi hazırlıyorum...|nimle alay etmiyecek. Mazlum hakkın- Fakat| Ama şimdi kim dikecek?, Fakat boş dur| daki hissiyatımı olduğu gibi söylesem hiç yoktan|dukça canım bütün bütün sıkılıyor...| sevinecek, beni sevip okşıyacak, beni Becelerin|Elime bir kitab aldım, yapraklarını çe-| teselli edecek... karanlığı silinmez, kalb, tanyeri gibi,|virdim .. Çeviriyorum, fakat okuyamı- güneş doğduktan sönra, bir türlü ay -| yorum. şimdilik hayatımı değiştirmedi, insan tuhaflır, bazı günler, mahzun oluyor, gönülden dmlanmaz... Her halde bu sinir bozuk- luğu olacak... Buna sinir deyip geçilir,|kınca, ilk nazarda betrak sanır, ama buhran geçmez. Kedetlerimiz c -|sokup suyu karıştıracak olursa, lemlerimiz yavaş yavaş günün seyrini|bulanır. Benim gönlümde de böyle bir|ne tuhaf uçuşuyorlar ? günler geçtikçe|su birikintisi var. Karıştıracaklar diye her geçen günle beraber kederimizin,|ödüm patlıyor, elemı'mîılaedl; geçtiğine zahib oluruz,|rum... Balkona nanırız. delim onlar, sis halinde,| zel... Bulutsuz gökyüzü ışıldıyan bir buğu hıymh gönlümüze yayılıp kalırİmavi ile, yeryüzüne ıydı:hk saçıyor. ve bir gün bağrımızın bir köşesinde Deniz de gökyüzü kadar mavi ve aydın ' takib etmeğe başlar, lh?!umu denize baktıkça içi açılıyor... görünce| Peki ama insan mütemadiyen bal-|şey söylemem, çünkü annem düşünce- fakat neden mahzun|konda oturup denizi seyredemez. Dün arka balkona çıktım. Gene kal-|habbet ve şefkatle severiz, fakat hissi- bime biriken bulutları dağıtmak için etrafı seyrettim. Mavi gökyüzü, uzak- taki tepelere doğru alçalıyor, sahillende ışıldıyan deniz, uzak ufuklarda pırıltı- Jarını söndürüyordu. Şaşıyorum. Hiç böyle bir günde in:| Annem, bir şey sorarsa benim canı- mahzun olur mu?... Hayır, insanın, |mı sıkar diye korkar. Ortaya yoktan bir mesele çıkarmaktan çekinir. Bense bir lerimle, çocukca fikirlerimle alay ede- İçeri girdim, koltuğuma oturdum, |cek sanırım... Ama bugün hissediyorum, annem be- Hani durgun sular vardır, insan ba-|gelir gelmez, sanki soracağını biliyor- elini|muşum gibi derhal başka bir söz attım: derhal| — Anne bak, dedim, şu kırlangıçlar Annem baktı: Ve biraz durduktan sonra kekeledi: — Sen hasta değilsin ya? karıştırmağa korkuyo- fırlıyorum. Hava ne gü- C. Bayar, kabinesini ne vakit kuracak ? (Baş tarafı T inci sayfada) zırlıyacağı çalışma programile çıkarak itimad istiyecektir. Celâl Bayar kabinesinde görülmesi muhtemel yeni simalar, — mevkilerini muhafaza edecek vekiller veya kabi - nenin arzedeceği manzara — hakkında şimdiden tahminler yürütmek imkân- sız görülmektedir, Bundan başka gene yeni hükümet programı hakkında neşriyata tevessül etmek mevsimsiz bir gayretkeşlik sa < yılmaktadır. Zira Celâl Bayarın bazı mev- zular etrafında tetkiklere tevessül et - tiği ve yeni çalışma devresi için hazır - lıklara başladığı haber veriliyorsa da bunlar üzerinde durmak — ve karileri bunlardan haberdar etmeğe teşebbüs etmek için bir müddet daha heklemek lâzımdır. Yeni kabinede, yeni bir vekâletin ihdas edilip edilmiyeceği de ancak bi- rinci teşrin ayının sonunda belli ola - caktır. Haa erar erreeseLeneaSeLAeeserEserenEeaESARAA ta değil, gün meselesidir. Tekirdağın suya kavuşturulması i - çin lâzım gelen 165 bin lirayı, Tekir - dağ belediyesine belediyeler bankasi ikraz edecektir. Tekirdağ belediyesi bu borcu on tak sitlfe ve on senede ödeyecektir. Bütçesi 125 bin lira olan Tekirdağ lediyesinin, bu borcun altından ko- laylıkla kalkacağına da şüphe yoktur. Tekirdağının nüfusu gün geçtikçe çoğalmaktadır. Nüfusla birlikte, mek - tep ihtiyacı da şiddetle artmaktadır. Bilhassa bir lise açmak, Tekirdağında artık, geciktirilmesi caiz olmıyan bit hayati zaruret halini almıştır. Tekirdağını, gelecek ders — yılında, lunun on bir Bu mektepler, beşer dershaneden Mmürekkep olacaktır. Bu suretle, Çorlu köylerinde, mektep bulamamış tek bir iköy çocuğu kalmamış olacaktır. | Çorluya, bu sene 7000 göçmen dahâ gelecektir. olan göçmenlerin yekünu 15 bini bula- caktır. Gelecek olan göçmenler, Kırklareli- ne, Edirneye, Muradlıya ve Çorluyaâ imdilik misafireten iskân edilecekler - dir. Onlar için de yeni evler yapılmakta- dır. Misafireten Iskân edilecek olan ye- ni Bu suretle, Trakyaya yerleştirilmiş —

Bu sayıdan diğer sayfalar: