29 Ocak 1938 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 14

29 Ocak 1938 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 14
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

14 Sayfa -— — Son Posta'nın tarihi tefrikası: Cihangir, Yusuf Sofunun kendisinden hoşnud olduğuna pek nvîndi.. Ç BO SON POSTA Z ATLI Yazı Ziya A S) S P OnRrR ; “ Tekirdağlı, para © — İiçin yenilmiyeceksirn,) Çünkü, bu'Dün akşam Londr—ı_ya hareket eden Ti iürkiye hoşnudluğun bütüa saray halkına ve bu meyanda Susene de sirayet edeceğinden|“Son Posta,, muharririne “Senin elini ö emindi genç kumandan Özbek dilberini bir türlü aklından çıkaramıyordu Cihangir, yumruklarını dayamış, ağır ağır geziniyor, derin de- rin düşünüyordu. Birdenbire durdu, ve| sordu: — Bunları, kimden öğrendin, Mir- ke?... — Sarıboğadan.. bizzat kendisinden. — Demek ki ahbabsın?. — Hayır,,, Dün, sizden ayrildıktan sonra, tanıştığım saray adamlarından kısa bir tahkikata giriştim, Ve bu aşk Mmacerasını öğrenir öğrenmez, derhal bir at alım satımı bahanesile Sznbu—( ğaya gittim. Onü, dün akşam kımız iç- meye davet ettim. Kendisini sarhoş et- tikten sonra, bunları öğrendim. Âlâ... Bu adamı, ben de görmek isterim, —Emredersiniz, Hanzadem. Ben, bu ıma alır, kalenin hen- e gezinirim. Yanımda göreceğiniz boz atlı, odur. — Boz atlı mı?, — Evet, Hanzadem. Onun atı, boz tenklidir. BİR MADDE EKSİK | Cıhangir, Urzent (1) kalesinin önü- ne geldiği dakikadanberi, kalenin için- deki ve dışındaki vaziyeti ihtiva eden bir rapor yazdırdı; en yürük Tıhrlani vasıtasile babasına gönderdi.. ve, bu va- ziyet karşısında ne yapacağına dair on- dat talimat istedi. Uzün sürmeden, Timurlenk'den tali- mat geldi. Bu talimat, gayet kısa ve kat'i idi. Timurlenk oğluna şu kısa em- ri vermişti: «Yalnız sana malüm olsun ki, büyük işlere hazırlandığım için şu aralık Har-« zemlilerle uzun harblere kalkışmak ve ordumu yormak fikrinde değilim. Ka- lenin bütün mukadderatını, sanâ terkedi. yorum. İstersen, cebir ile kaleye gir.. istersen, bazı menfaatler mukabilinde, muhasarayı kaldır. Maksadiım; Harzem hükümdarı Yusuf Sofuyu, bir nüma- yişle sindirmek, aleyhimizde bir hare- kete kalkışmasının önüne geçmekti. | Gönderdiğin rapordan anlıyorum ki, maksad, hasıl olmuştur. Bundan son- rası, senin arzu ve dirayetine muhav- veldir.» Demişti. | Cihangir, kendisine çok geniş bir sa- lâhiyet bahşeden bu etnre, çok sevin- mişti. Çünkü Timurlenk: «Cebren kaleye gir.» Diye bir emir vermiş olsaydı, bütün tasavvurlarının altı üstüne gelecekti, * Cihangir, bu emri alır almaz Yusuf, Sofuya hitaben bir mektub yazdırarak! Noyan (2) larından üç kişi ile gönder- mişti. | Bu mektub şu kısa satırları ihtiva etmelkte idi: | #«Günlerdenberi sizden beklediğimiz haber gelmedi. Müzakerenizin bu ka- dar uzaması, bizim de sabır ve taham-| mülümüzü tüketiyor. Size, yeniden üç gün izin veriyorum. Bu üç gün zarfında, sulh şartlarınızı | bildirirseniz, ne âlâ. Eğer o güne kadar beklediğimiz cevab gelmezse, kaleye hücum edeceğim. Vaktinize hazır o- lun.» | * Novanların önünde bu mektubu oku- yan Yusuf Sofu; büyük bir ıztırab ile başını kaldırarak: — Cihangir Hânın, çok hakkı var. Fakat, biz de haksız değiliz. Memleket meselelerinde fedakârlık etmek, pek kolay olmuyor. Müzakeremiz, onun i- Çin uzun sürüyor. Genç kumandanını- zın gösterdiği müsaade ve müsamaha-| yâ teşekkürler ederim. Ve, üç gün zar- fında kendisine cevab vermeyi vâdey lerim.. dedi. | Noyanlar, Yusuf Sofunun sarayında | birçok izzet ve ikram gördükten sonra | &vdet ettiler. Harzem hükümdarı ile | (1) Yahud (Urgenç) (2)1 Asilzade « Kumandan, « oSi SND Cet kalçalarına * Bü asilzadelerden en yaşlısı elindeki y üstüne yaptıkları mülükatın neticesini, Cihan- gire bildirdiler, * Cihangir, Yusuf Safunun kendisin- n hoşnud olduğuna pek sevindi. Çün- kü, bu hoşnudluğun bütün saray hal- kına, ve bu meyanda (Susen) e de si- rayet edeceğinden emindi. Cihangirin düşüncesine göre; şim- diye kadar hiçbir kimseye gönül bağ- lamamış olan bu Özbek dilberi, günün | birinde kendisinin aşkıma vakif olursa, bu saf ve temiz aşkı büyük bir mem- nuniyetle kabul edecek.. teklif edilecek olan izdivacı, reddetmiyecekti. * Üç gün geçmişti. Cihangir, büyük bir sabırsızlık içinde idi. Sık sık çadırının | kapısına kadar giderek kale kapısına ! yola bakıyor, sonra çadırın için- del - Bir Doktorun Günlük Notlarından Belumun Müzmin nezlesi Malümdur ki bademelklerimizden illba« ren yemek borusu olan küdar o- lan kışma yani ağzımız: kasına bel'am derler. Bazı kimselerin bofazlarında dal- mi bir kuruluk olur. Mütemadiyen ka- zınmak ihtiyacı hasıl olur. Sesleri hafifoe kısıktır. Ve sık sık burunun arkasından veyahud boğazdan bir takım yapışkan 1€- || razat çıkar. Aynı zamanda kulaklarda da hafif ağırlık olur. Yutkunurken şgiddetli olmamakla beraber biraz aci duyulur. Bel'nin nezlesi çok sıcak yemekten ve bunun aksine olarak çok soğuk yemek- ten ve soğuk içmekten ve alkollü meşru- batın tahrişinden, kezalik sizara ve ni- kotinin tahrişinden ileri gelir. Çok lâ- || kırdı söylemek, fazla bağırmak da sebeb olabilir. Tedavisi, şimdi saydığımız — sebeblerden çekinmekten ibarettir. Gargaralar iyi ge- lir. Bel'um nezlesi ekseriya müzmindir. Uzun zaman sürer. (©) Ba mofları kesip saklayınta, yahud bir albüme yapıştırıp keleksiyon yapınız. Sıkıntı ramanınızda bu notlar bir doktor gibi imdadınıza yetişebilir. Cumartesi M ——— —— Nöbetci | Eezaneler | Bu gece nöbetci olan eezaneler şunlardır: İstanbul cihetindekiler: Aksarayda:(Pertev). Alemdarda: Neşet). Beyazıdda: (Azador). Samhatya- || da: (Teofilas). Eminönünde: — (Hüseyin Hüsnü). Eyübde: (Arif Boşir). Fenerde: Vitali). Şebremininde; (Hamdi). Şehza- rebaşında (Asaf). Karagümrükte LArif). Küçükpazarda: (Y .. Bakırköyünde: lu eihetindekiler: caddesinde: (Dellasada). Tepe- başında: (Kinyol. Karaköyde: (Rüse- yin Hüsnü). İstiklâl caddesinde: (Limon- n), Pangaltıda: (Nargileciyan), Bo- şta: (Büleyman Receb) Boğaziçi, Kadıköy ve Adalardakiler: Üsküdarda: (İmrahor). Barıyerde: (0a- man). Kadıköyünde: (Moda « Merkem). Büyükadada: (Şinasi Rıza), Heybelide: (Tanaş). (Bşret eşil atlas keseyi Cihangirin dizlerinin bıraktı de, kılıcının kabzasına dayanarak dim- dik duran Mirkeye dönüyor: — Müddet, hitam buluyor. henüz kimse yok. Bu; ne işdir, Mirkı Buna, Mirke de hayrette kalıyordu: — Hanzadem!. Bütün müzakerele- rin, bugün öğle vakti hitam bulduğuna çok eminim. Şimdiye kadar, neticenin bildirilmesi lâzım gelirdi. Bilmiyorum ki ne gibi bir sebeb karıştı da bu mesele geckti. Ben de hayretler içindeyim. Diye, cevab veriyordu Cihangir, birdenbire irkildi. Kale ka- pısından çıkan sekiz öon atlının tozu dumana katarak, dolu dizgin karar- gaha doğru ilerlediklerini görünce; vü- cudü hafifce titredi — Mirke!.. Geli lar... Koş!.. Kapt karakollarına emir ver, — Arkası var — ADYO Bugünkü program 29 İkincikânun 1938 Cumartesi İSTANBUL Öğle meşriyalı: 1230: Plâkla Türk müsikisi. 1250; Hava- dis. 1305: Plâkla Türk musikisi, 18.30: Muh- talif plâk naşriyatı. Akşam neşriyatı: 18.80: Plâkla dans müusikisi. 19: B. Nihal: Piyano ve keman refakatile. 1030: Konferans (Belim Bırrı Tarcan) (Çocuk terbiyesi, 10.55: Borsa haberleri. 80: Badi Hoşses ve arka- daşları tarafından Türk musikisi ve halk şarkıları. 20.80: Hava rapörü. 2083: Ömer Riza tarafından arabea söylev. 2045: Sema- hat Özdenses ve arkadaşları tarafından Türk musikisi ve halk gşarkıları. (Saat üya- TOD. 2115: Orkestra, 2215: Ajans haberleri. 2230: Plükla sololur, öpera ve öperet par- gaları. 2250: Son haberler ve ertasi günün programı, e 29 İkincikânum 1938 Osmartesi ANKARA Öğle neşriyatı: 13.80: Müuhtelif plâk neşriyatı. 13,50: Plâk: 'Türk musikisi ve halk şarkıları. 14.15: Dahili ve harlei haberler. 15.30: Müzik Öğretmen Okulundan naklen Cumhur Başkanlığı Tilâre monik orkestra heyetinin konseri, Akşam neşriyatı: 18.30: Plâk neşriyatı. 19.35: Çocuklara ka- ragöz (Küçük Al). 1810: 'Türk musikisi ve halk şarkıları (M, Karındaş ve arkadaşları), 1035: Baat Ayarı ve arabca neşriyat. 19.50: 'Türk musikisi ve halk şarkıları (Bay Muzaf- fer ve arkadaşları). 20.15: Hukuk! konuşma; Hukuk İlmini Yayma Kurumu tarafından), 20.30: Türk musikisi ve halk şarkıları (Salâ- haddin ve arkadaşları). 21: Ajans haberleri, 2L15: Stüsyo orkestras. 2155: Yarınki Program ve İstiklli n İstanbul İkinci İflâs Memurluğundan: Müflis Macid Mısırlı hakkındaki iflâ- sına kapanmasına mahkemece 25/1/938 tarihinde karar verilmiş olduğu ilân o - Junur. — (4831) İstanbul İkinci İflâs Momurluğundan: Müflis İsrail Çiçyaşvilinin tasfiye işi bittiğinden iflâs idaresinin iş'arı üzerine mahkemece 26/1/938 tarihinde — iflâsın kapanmasına karar verildiği ilân olunur. 44332) Ortada | bu sözü bir başkası söyleseydi çenesini kırâ!' Dün gece, memleketin en meşhur peh- livanlarını, eski, yeni, maruf, meçbhul sporcularından — bir çoklarını Sirkeci garında bulabilirdiniz: Çünkü dün gece, Türkiye başpehlivanı Tekirdağlı Hüseyin Alkaya ve menaceri Asım, semplon ekspresile, üç, belki de dört ay sürecek olan tarih! seyahatleri- ne başlıyorlardı. Bu cümlemde, «tari' “esini isral etmediğime emin oladunssuz — Çünkü dün gece başlıyan bu seyahat, şerefl rTeş tarihimizde hakikaten mühim bir e- hemmiyeti haizdir. Eğer, Mülâyim pehlivanları, Dinarlı Mehmedleri hesaba katmazsak, koca Yu- suflardan, filiz Nurullahlardan, Kurtde - relilerden, Kara Ahmedlerden sonra, 'Türk pehlivanlığını temsil ctmek hiyetine hakkile sahib olarak Avrupaya giden ilk ptofesyonel güreşçimiz Tekir- dağlı Hüseyin Alkayadır. Dün gece Hüseyin! teşyie gelenler ara- sında, Çoban Mehmed, büyük Lâütfi, dün. ya şampiyonu Yaşar da vardı. Hattâ, yüz yaşına yaklaştığı halde hâlâ, bir minare | gibi dimdik duran maruf pehlivanımız Suyolcu Mehmed de, Tekirdağlıyı «yol - cu etmek» den geri kalamamıştı Çoban Mehmed, Tekirdağlıya; son na- sihatlerini verirken: n — Hüseyin, diyordu, sen ringe çıkın - ca, herkes karşındaki pehlivanı alkışlı - yacak... Orası İstanbul değil... Sakın bu- na hırslanayım deme.. Gözlerini yum, ku- laklarını tıka,.. Gözünün önüne İstanbu- Hu, Tekirdağını getir. Kulağına bizim seslerimiz gelsin... Gece gündüz senden hâ&ber bekliyenleri düşün! Yaygaralara kulak asma... Halktan birisi bağırıyor: — Tekirdağlı... Tekirdağlı... Sana da- şına İngiliz lirasını çıkaracak İnilirsen, ananın sütü haram olsun... ! Yeter ki altta kalma Tekirdağlı... Gelen teşyiciler Tekirdağlıya pastiller, |küvvet şurupları, eldivenler, boyun at - kıları getirmişler. Dindar sporcular ara- sında, Tekirdağlının koynuna konmak Ü- zere Muska hazırlatmış olanlar bile var... Fakat hediyelerin çoğunu, kuvvet arttı- ediyor. Hediyelerini verenler, <sureti i&s- timalini» anlatmayı da ihmal etmiyorlar: e— Bu nezleye birebirdir Tekirdağlı... Günde üÜç dört tane al..> «— Bu şuruptan yemeklerden sonra bi- rer kaşık iç... Pazını besler.... «— Londra rutubetliymiş... Sokağa çı- karken bu atkıya sıkı sıkı sarın!> Tekirdağlılardan birisi bana: — İdmanı yerinde, diyor, fakat ma - neviyatı bozukça... Aflesi Trahatsız... Sonra çocuklarını düşünüyor. Tam üç çö. cuğu var... Fakat Tekirdağlılar onu Te- kirdağından selâmetlerken: — Hüseyin, dediler, çocukların bizim çocuklarımız, ailen bizim kardeşimizdir. 1 — Şartname ve projesi mucibince rıcı, ve sıhhat koruyucu maddeler (eşklîl Onlara gelecek derd bi? Bin yere onlardan |ı4ıb|' dönüşte yüzümüze tül lün rahat olsun... Bu sözler, Tekirdağliğ? Tekirdağlı - Hüseyilr görüşi zr, ve sağdan FÜĞĞY lere cevab yetiştiriyof: d,,( firi mevkiindeyim. Sat ' rum:! — Neden vapurla P'f:f1 — Vapur bizim pehli P' yor... Filiz Nurullah V l düşmüş, iki bileği , vapurdan inmiş, bırh;gw. Koca Yusuf denizde benim niyetim, mecbur 1| ra binmemek. H Sonra gülerek ilâve 'd’, — Hem tren Bulgar Oradaki gazetecilere, |gektim. Beni bekliyi de yüzyüze meydan Ok! gelmek istemiyorlardı. niyorlarsa, Londraya — Evvelâ kiminle gü — Şimdi kendimi çok diyorum. Fakat Avrü| kine hiç benzemezmiş gitmez ringe gıkımyınp ğ dar idman yapıp, hl"d_ Ondan sonra, niyetim, tutuşmak... / — Hangi Arifle? l — Hani şu Arif / kiye şampiyonu ünvanile $ — gar pehlivanile!.. — Sonra? j — Sonra, bahtımiza Kiet nunla! T Tekirdağlının menı—Td' etrafımdakilerle görü% y — Orada, diyor, Tekir | de dışarıda güreşeceğiti:” içindeki vazife onun, TİNİ zife benim!.. gi Ben, Tekirdağlımın, K“ | retine lâyık bir pehlivali etmek gayesindeyim... Trenin hareketinden ,,ıı kirdağlı ile görüşüyorut" Ona: <— Hüseyin, diyoru© tılmıyacaksın ya?» Jİ Tekirdağlı, masum VE ıj kaşlarını çatıyor, ve pazi kudreti kadar zengin d'l' — Naci ağabey, diy0fe öperim. Fakat bu lâfı etseydi, ağzığı kırardım. ahdla ilâve ediyor: «— Eğer paraya ye — Lokomotif Makinist Alınacak Askeri Fabrikalar Umum Kırıkkalede yevmiye ile çalıştırılmak üzere bir lokomotif mati” tır. Talib olanlar bir istida ile müracaatları. nası İnşaatı kapalı zarf usuliyle eksiltmeye konmuştur. 2 — Keşif bedeli 32801 lira 40 kuruş ve muvakkat teminati 2 1 3 — Eksiltme, 10/11/938 tarihine rastlıyan Perşembe günü ı-"l:cy“ ta Levazım ve Mübayaat Şubesindeki Alım Komisyonunda Y'P'u köpekler içsin!..» Âz sonra hareket edefi v dan bağıranların, alkış! İf: dıkları gürültü arasında nun kısık sesi duyuluyo!" # <— Hüseyin... Görevil 45 açık gönderme beni...? 1 Müdürlüğü!, «339> lnhîsarlarî._nlîü—dü: lüğü"d.c Kayseride yaptırılacak 10 F Ü 4 — Şartname ve projeler 1.64 lira bedelle İnhisarlar Umum şaat Şubesile Ankara ve Kayseri Başmüdürlüklerinden almabilli: y $ — Eksiltmeye iştirak etmek istiyenlerin fenni evrak ve vesâ İnşaat Şubesine ibraz ederek ayrıca ehliyet vesikası almaları 6 — Mühürlü teklif mektubunu; kanuni vesüik le $ inci mi yet vesikasını ve 96 7,5 güvenme parasını ihtiva edecek olan kapt Ve e nakasa günü en geç saat 10 na kadar yukarıda adı geçen Alım ' olmalıdır. 4 çL ANN FT

Bu sayıdan diğer sayfalar: