29 Ocak 1938 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7

29 Ocak 1938 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ön büyük eperlörünün harikulâde maceraları: 3 Rusyadan İrana firar ve İstanbula varış karat £ ömrümü İnsanlığın iyiliğine vakfetmeyi mıştım. Bana 30 kişilik bir esir grupunu dizmek vazifesi yüklenince isyan ettim!» Dünkg Nakleden: İbrahim Hoyi V& evvelki günkü kısımların | kundu. Düpedüz isyan ettim. Bu adamlar ap nk hülâsası düşman değildi. Benim yalandaşındı. ahfadından olan, İneilte-| Belki de cebren cebheye sürüklenmiş Operatörü, ömründe ope- lerdi. be-i ii kara barbeder | Böyle kanlı bir işi yapamam, dedim. Bent daha yüksek rütbeli bir zabite Ç ut kokusu gözleri bile Serge yaralanı-. yerden kaldı- | kardılar. Bunca yıllardır ten y düştüğü ae Yala sana getiriyor, Arkada-| yuta yuta, değil yalnız yü « Kaburen kemiklerine ip a çebi; bedii KE a ve bu kurşun kalb zarını geeğişmiş ir 9 a odada bulu- ema iye, ea bakkak ve acele bir, İS İni ie süzdü. Yardır. Aksi takdirde anlara: am, Bre Böre ölecektir — Hepiniz dışarıya çıkımz!,, diye gür” hal 8, be âlet, ne su, BİŞİ Jedi, Kapı kapanınca bana döndü ve il 1! kükredi: — Ulan, sen de mi kancıklık ediyorsun? Bu, yalnız disiplinsizlik. değil; hıyanet, alçaklıktır bet. dedi. Bahriye kolejinde bulunduğum zaman- Mile sok |lardan edindiğim fena tecrübelerle, öğ“; bilmeden © | renmiştim ki ordumuzda disiplin, yalnız diyatermiks zâhirdedir. Haddinden fazla gevşemiştir. Ey da Sonra mafevkine cevab em gi öyle — rafı | uühim bir suç sayılmıyerdu. Binaene- m ai leyh, o «alçaklıktır bel» diyerek sözünü müdhiş tecrübe. | bağlar bağlamaz, hemen yapıştırdım: | bonülan operâtör.| — Ben alçak değilim. Bumu siz de pek tanım Yanıma | iyi bilirsiniz. Fakat nie İstersöniz söyle- anlatmışlardır» | Yiniz, elinizden geleni de arkanıza koy- mayınız, böyle bile bile, göre göre, ben Btçmiş bilmiyorum, | bu adamları öldüremem. Kurşuna di- bir de baktım | zemem. ir yer yatağında ar-| Yaşlı asker, fena halde kızmıştı. Asabi de başucundayım. 'ellerile bıyıklarını kıvırıyor, simsiyah, yordu. O gece gö- | kehribar gibi gözlerile beni dikiz ediyor- Uykü girmediğine emi- | du. Derken, hep arkamdan dolaşarak, © mühud kâbus, muha-| hiddetli adımlarla odada bir aşağı, bir Süngüleme kâbusu yeni ' yukarı gidip gelmeğe başladı. Arada si- bütün gece devam etti ' rada zıngadak tam ense kökümde durün- V4 doğru, biraz rahatlar İca, içimden: iinde hora tepen o bir-| — Hah! diyordum, herifçi oğlu, şim- Yaletler, dürt başlı, sekiz | di beni pataklıyacak. | , kaybolmuş; onun | Fakat korktuğuma uğramıyorum. Ku- | 'Sinasında duymuş ol-İmandanım gene eskisi gibi sinirli sinirli his, bütün varlığımı | geziniyordu. Bir seferinde gene arkam- da mıhlandı kaldı, ve birden ayı pençe- hüviyete büründüğümü, | sini andıran ellerile omuzlarımdan ya- anlıyordum. Birden 8-İ kaladı ve beni topaç gibi kendisine doğ- rimi havaya kaldır-| ru döndürdü. ten duvarlarına gözle-| Hiddetten morarmış yüzü beyazlağ- €nmeğe başladım. Ne| mışt, Gözlerinde sakin, adetâ müşfik Sesleniyordum, farkın- | bir eda okunuyordu. Bir müddet bana hastabakıcmızı, ©k-| baktı. Sonra dümdüz, ve tok bir sesle: Yatış dokunarak“ | Hayır, hayır. seni kurşuna dizdire- bay teğmen, dın- mem. Bu işde, belki de haklısındır. Ha- ye ediniz.» de kikaten kabak tadı vermeğe başladı. bir baha, çiçe uğra | Dedi, ve kendisini bu hakiki hüviye- Bitabakya yal vE tef“ | tinden çekip sıyırmak istermiş gibi, bir ın önüne düŞ-İ sikindi, doğruldu. Masasının başına geç- ti, ve: — İzahatınım dinledim. Bu hususta daha düşüneceğim. İcab eden emirleri “ sonradan veririm. Gidebilirsiniz, dedi. Keskin bir selâm çaktım. Bir an için, 2 kalıbını dinlendirmeme ramak kalmış 7 olan odadan dışarıya çıktım. Gayem uğ- Mm em runda başlamış olduğum ilk mücadele dayak “ diye beni ve ei de muzaffer çıkmıştım. Süren, «den gemilerimizin * Memi, , Yolculuğu esnasında) Müstakbel operatör, Rusyadan İrana Dümen olduğum o kan- | kaçmıştır, fakat idealine sadıktır. Ne ya- TI Z ll il il j if g : / ; İ ps j iz Es Zi ; in â / 71 f ij 5 ; ; jp fi # 7 / İl | 72777 gi ; 7 zi ME, E, # İ İ £ 7 li 7 1 i 2 # 7 ii ii gi YE EEİ$ Ti İi bir kere dahs yaşa- pacak yapacak, muhakkak surette ope- Mr sınız, daha şiddet vel ratör olacaktır. İstanbula ayak basma- i Verg #ltinda kaldım mıştır. Fakat parasızdır. Cebinde tek bir inle, Geri kalan öm- Saman kuruşu yoktur. İstanbulda hüviyet vara- ücüdeleye harcayacak-İkası gösteremediği için beş gün hapiste yatan Hasan isminde bir çifiçi ile gayet sıkıfıkı dost olmuştur. Hasan hastadır. Bakılmaya muhtaçtır. Müstakbel opera- tör arkadaşını hastaneye yatırmaya razı etmiştir. Bunun üzerine birlikte İngiliz hastanesine gitmişlerdir. (Arkası var) m ni Yikmaktansa, hem» Yükyen korkunç belâlar- Salşacaktım,. in tam, hizei kadar engin bir Ta- İn ya ON A MM e By Mai 9 korkunç hayalet- m Niş, hayale 3rum günden güne Doktorlar tekâmül Kursu başlıyor Sihhiye Vekâletinde doktorlara mah sus olmak Üzere açılan tekâmül kur - sahnelerden kur- Büzel, yüksek ve akika Bir ış ki, gü-İsunun Şubat devresine ayın dördün - vi balyoz be ile karşıla-İden itibaren başlanacaktır. Bu seferki Blg başıma indi. İkursda yalnız hükümet doktorları bu - Miş tam bir ay sonra, İlunacaktır. İstanbuldan kursa Sariyer 321 «larak, 30 kışilik | hükümet tabibi doktor Necdet iştirak dizmem emro- İcdecektir. SON POSTA İnanılmıyacak bir ahlâksızlık İki maria genç karı- larını münavebe ile “ Ben bir tımarhane kaçkınıyım!,, “ İki iğne hikâyesi Doktordan çıkınca gardiyan “Haydi aşağı, seni bekliyorlar! ,, dedi, “Yemeğe mi,, diye sordum. Cevab verdi: “Evet ama yemek yimeğe değil, iğne yimeğe!,, değiş i iyorlarmış Röportajı yapan: Faruk Küçük Kaleler dme bilek Bag babam (Tercüme ve iktibas hakkı mahfuzdur) —97— da! Ah. bırakın beni, bırakın diyorum. Öldüm, bittim. — Yarın seni yeniden zmayene edece.) Gardiyana rica ediyorum... z ne iş yaptığı.) — Ayağını öpeyim hemşerim, beni a la «4 yapı içeri en sonra sok. Belki doktoru kafes- de İlerim de belkemiğimden su aldırtmam. — Peki, dediğin olsun ama.. bu işden yakayı sıyıracağını zannetmem hiç. — Eh, ümid dünyası bu.. — Peki... Eftra içeri girmiş. Zavallıcık ben &o- casını imdada çağırıyor: — Yetiş Millonum, sevyili kocaci- ç- ğim. Kurtar beni.. Yozunuz kör olsun be.. o koca çuvaldiz bele yirer mi? Yu- İnah değil mi? Raşid baba ile giden korku yeniden beni sarıyor. Efira çıkıyor. Fakat çok bitkin zaval- cık. Gözleri kıpkırmızı olmuş. Semiha da içeride, aslan kesilmiş: — Kaç defa bu? Kaç defa su alın mak? Böyle giderse iliklerim kalnıya cak. İstemem. istemem.. Akşama kadar sıranın bana gelmesini istemiyorum. Fakat mukadderin önün- den kaçılır mı? Nihayet Mehmed: — Haydi Faruk, diyor. İçeri! Sıra sende. İçeri giriyorum. Ama nasıl bilseniz. Ayaklarım geri geri gidiyor. Ortada demirden beyaz emaye koca bir masa var. Üstünde ağzı pamukla - jkanmış bir sürü tüp. Etrafında yüksek taburalar ve zayıf, şişman, hepsi kar gibi gömlekli bir sürü kadın, erkek. Minnacık bir bayancık beni çağır yor, Eline mafbu iki kâğıd alıyor. — Adın ne senin? dinlerken «üvey muhakemeyi kızım, beni başkalarile aldatı - || Doktor bana gayet tatlı bir sesle: yormuş hal» diyerek sekteden öldü arkamdan yetişiyor: — Ne yaptın Faruk diyor. — Hiç ne yapacağım, iyiyim.. — Bu kadar aksilikten sonra bir d? buradan çabuk çıkmak istiyorsun. — 'Ne aksilik yaptım ben? — Hiç. Orta koğuşu geçerek bizim tarafa kıyoruz. Karnım aç, bir lokma bir şey yesem, fakat acaba bu vakit yemek kaldr mı? Muhakkak saklamışlardır. Bana fi- lân sormağa vakit kalmıyor. Kabak ka- falı gardiyan İzzet beni görünce: — Aman Faruk diyor. Hemen aşağı in, Mehmed seni bekliyor. — Yemek için mi?.. — Yemek için ama... Senin bildiğin yemek için değil. iğne yemek için bel- kemiğinden su alınacak. — Ben öyle şey istemem. — İster iste, ister isteme. Belkemiğir- den muhakkak su alınacak. — Zorla değil a... Faruk bu sevdadan vazgeç, in aşa- ğı. Bızi cebir istimaline mecbur etme. Vekâletin emri böyledir. Buraya giren her hastadan su alınır. Heydi şimdi in aşağı. Aşağı indim. Raşid baba, çini mavi gözlü, papağan burunlu, tıbbı adliden arkadaş olduğumuz hasta, daha diğer iki kişi aşağıda dizilmişler.. Kara gözlü, kara kaşlı hemşerim Mehmed de yanla- rında — Faruk. Mehmed de beni görünce: pi ira adı — Haydi Faruk, dedi. Müdüriyete.. niz : — Ne olacak?.. — Numaran? — Belkemiğinden su alınacak. Benim yerime Mehmed cevab veri- — Bundan kurtulmanın ;aresi?. an ci — Yok.. Haydi yürü bakayım. Kırık çakıl taşı bir yoldan gidiyoruz. Müstatil paviyonların önünde bir ta - kım hastalar miskin miskin dolaşıyor- lar.. hava çok aydınlık. Yolda bize kim! “© ek ME illihak etse beğenirsiniz? Düşünme-| Mİ eee ez Ger yin, bulamazsınız. Sevgili zevcem Ef- kdz zet oy Gİ tra ile Seniha.. onlar da bir kadın sar- .” öğre yek a diyarın refakatinde müdüriyet binası-| < benim, diyor, tie yapacak» İlanı lm? m e LE ey Belkemiğimden su almayın. Müdüriyet binasına geldik. Dört ka-' Öyle şey olmaz. haydi otur gura: p:k müstatil bir yer burası, Sağ taraf. ğ > ii > Ğ i — Ben deli değilim. ta içerisinde tüpler, ilâç şişeleri gözü- - ken bir kapının önünde durduk. İçeri- an deli diyen var mı? Elbette belir sürü beyaz gömlekli kadın erkek| © Dal ya... Deli deği il Ez > yim isem Çini mavi gözlü, papağan burunlu | “EMİNE Ea i id hasta pek heyecanlı. Nasıl olmasın?) “© ek 1 filân di 1 Gardiyan onu döndürmüyor. Raşid ba-| —,., e : — eği 1 badan bahse hacet yok. Damadlarını ai gok söylenme... olur şuraya; pek even bu ihtiyarın nasıl olacağını nil pek güzel tahmin edersiniz, Mani bağı im Kaka Asıl mühim mesele benim halim, İ- i — Kardeşim bundan bir şey çıkmaz çimde müdhiş bir korku var. Belkami- par bak göz kapanıp açi fime iğne sokulacağım düşündükçe #aylakiin diken Siken oluyor. Sırtımdan | <©7A Keve çile, biler, öşağı soğuk terler dökülüyor. Zihnime| fenalıklar geliyor. Yarabbi, sen benim aklımı muhafaza ediver. Sen beni deli Bir tabura gösteriyor: — Otur şuraya.. — Doktoru göreceğim ben.. — Çocuk olma kardeşim., istesen de istemesen de olacak bu.. etme! — Biliyorum ama, tahammül ede- inni z ie mem ben.. Muay: olduğu gibi içeri ilk ev-| o 4 Ayıb, ayıb doğrusu erkek ola- ME | velâ Raşid baba girdi. Bakalım bağıra- DE İcakmı? f Çıt yok. On dakika sonra çıktı Ko- lunda ve belinde kan var. Sanki ona iğne yapılmamış. Hâlâ damadlarile meşgul, Yüreğime biraz soğuk su serpi-| liyor. Demek bunda korkulacak bir şey . ç © İhtiyar tahammül ettikten sonra) © «ien bir umarhane kaçkınıyım) tefri - ben dayanamaz mıyım? kamız pazartesi günü bitecektir. Bizin için Fakat çini mavi gözlü, papağan bu-| tene bu derece alâka uyandıracak ve me - runlu hasta içeri girince mesele same a a ak a pa caksın... Ne yaparsın.. iskemleye oturuyo- rum. Bir ayna olsa da yüzümü görsem: mutlaka kireç gibidir. — Arkan var — * Okuyurularımıdan Bay Yılmaza: Kalvin 32 yaşlarında bir Amerikalıdır.| röportaj serlâl daha hazırlıyoruz. Bunu di yor. Bir patırdıdır kopuyor: ayni derecede merakla takib edeceğinize 8- Estelle isminde gayet güzel bir karısı var-|” © e ii ik) bale nm bül deği > İmdad! Adam öldürüyorlar bari miniz. dir. Mükakemeye müracaat etmiş, bo -| tiğimiz su ayrı gitmezdi. Beraber eğle - lâksız, sefilin biridir. Dedikleri doğru işanma talebinde bulunmuştur. Şahid 0-|nir, beraber güler, beraber ağlardık. O | değildir. Bana çamur sıçratmak istiyor! larak da, en iyi arkadaşı Lesyi göster-| kadar ki, karılarımızı bile birer hafta) Mahkemeyi heyecanla takib eden, ve miştir. münavebe ile değiştirirdik! demiştir. Madam Leeyi delice seven üvey babası: Lee mahkemede, şahadette bulunur -| Lecnin karısı bu şahadeti Kkat'iyetlel — Allahım neler duyuyorum. Demek kenâ reddederek: benim üvey kızım, beni başkalarile alda. — Kalvin benim en iyi dostumdu. İç-| — Hayır, diye bağırmıştır. Kocam ah-|tıyormuş, diye diye sektederi ölinüştür.

Bu sayıdan diğer sayfalar: