19 Şubat 1938 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2

19 Şubat 1938 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

2 “Sayfa .. « Hergün Yeni hâdiseler karşısında Balkan Antantı Yazan: Muhittin Birgen Imanyanın Avusturyaya karşı tatbik etmiş olduğu siyaset, şekli itibarile her ne kadar haşin ve dü- rüşt ise de nihayet, milliyet prensipi üze- rine istinad eden bir hareket olmak ba- kımından haklı görülebilir. Fakat, şura- &w da muhakkaktır ki Almanya, genişle- mek istiyen ve bunun için de kendisini her türlü hareketlere sevkedebilecek de- recede mühim kuvvetlere istinad eyliyen bir memlekettir. Bu tarzda her kuvvet, mutlaka müteaddi olan bir kuvvettir; mutlaka teaddiye meyleder. Bitaraf bir göz ve geniş bir hayat fel. sefesile baktığımız zaman, Almanyaya bu bakımdan da hak verebiliriz: Demok- rasi memleketleri denilen zümre dünya- ya yayılmış ve yerleşmiş bir âlemdir; nasıl, o, başkalarının zararına olarak dünyaya yayılmış ve yerleşmiş bir kütle ise Almanya , ve onunla birlikte İtalya ve Japonya da - gene başkalarının za; rna olarak yayılmak ve genişlemek is. ter, Maalesef, dünya kuvvetlinin, vurup kiranın, tahakkümün dünyası olmakta devam ediyor. Şu halde iki taraf ta ayni derecede haklıdır. Ancak, iki tarafın da haklı olması, bi- zim gibi, dünya Üzerinde kendi evinin bahçesini şenlendirmekten başka derd- deri bulunmıyanların haksız olmaları de, mek değildir. Bizler ve bizim gibi olan- Jar da, kendilerini sağdan veya soldan gelecek her nevi kuvvet ve şiddete karşı! müdafaayı düşünmek mecburiyetinde- | dirler. İ Almanya , İtalya ile birlikte - Avrups- Tun, kuvvet müvazenesi ve kuvvet sev- kuleeyşi bakımından, dahili hatlarına sahibdirler. Bu dahili hatlar onlar için ayrı bir kuvvet membaı teşkil eder. Bu-! nun İçin bu iki kuvvet dalili hatlardan istifade ede ede Avrupanın ortasında kendisini şimdiye kadar hayli yaymıştır. Bundan sonra da daha yayabilir. Her kuvvet yayılmaya mütemayil olduğu ve bunu hayatın tabii bir kaidesi olarak gördüğümüz için buna karşı diyeceğimiz söz yoktur. Fakat, son hâdiseler gösterir ki kendi aramızda, kendi kendimizle ve bizim gibi olanlarla yapılacak hayli has. bıhal vardır. : * Son zamanlarda birkaç defa söyledi- gim gibi, sürüden ayrılanı kurd kapar, dünyada her kuvvet - para olsun, siya- set olsun, idare veya askerlik olsun - top, Janmaya ve merkezileşmeğe doğru gidi- yor. Yani her şey, kuvvet, her varlık «sürüler» içinde toplanıyor. Şu halde, «çiğnemek» iddiaları olmadığı için «çiğ- nenmemeğe» dikkat mecburiyetinde bu- Yunan Balkan memleketleri de son hâdi- gelere ibret gözile bakmıya mecburdur. lar. Balkan Antantı bugün her zaman- dan ziyade kuvvetli olmaya ve bundan sonra da hergün daha fazla kuvvetlen- meğe dikkat etmek mecburiyetindedir. Balkan devletleri bu zarureti anladıkla- rı nisbette milli bir siyaset sahibi olma- ya ve istiklâllerini istedikleri gibi mü- dafaaya muvaffak olurlar. Aksi takdirde, çök fena hâdiselerle karşı karşıya gele, cekleri muhakkaktır. Romanyanın içinde çabaladığı müşkü- lâtı, maalesef, bir misal olarak gösterme- ğe mecburuz. Romanyada senelerdenbe- Fi devam eden sağ ve sol mücadelesi, her Ikisi de hariçten gelen iki ithalât malı hâlinde, bu memleketi bugün dahili si- yâset bakımından fevkalâde tedbirlere, harici siyaset bakımından da Kayli müş- kül tereddüdlere sevketti. Temenni ede. Um ki Romanyada yapılmakta olan yeni bâmle bu memleketi bu harici nüfuzla- rn çalkantı sahnesi olmaktan çabuk kürtarsm, * Okuyucularım anlamışlardır ki Balkan Antantı üzerinde durmak istiyorum. Bal- kan Antantı Balkan devletlerine bugün her zamandan ziyade lâzımdır. Dünya. nın siyasi müşkülâlı arttıkça, Balkan devletleri arasında birbirine daha sıkı sarılmak ve birbirine daha fazla yaklaş- mak bir zaruret oluyor, Balkan devleti leri için milli bir siyaset ancak böyle bir şart içinde mümkündür. Yoksa, biri mü. tehakkim, diğeri tahakküme teşne iki büyük dünya zümresinin çarpışan siya- seti arasında ezilmek işden bile değildir. Ümid. ve temenni edelim ki birkaç gü- ne kadar Ankarada toplanacak olan Bal, Bük skn il a ge A A Resimli Makale: Bazı kimseler dedikodu yapmayı severler, bulündukları zaman müşterek tanıdıklarının bal ve hare- SON POSTA bir mecliste ketlerinden uzun uzadıya bahsederler. Ulu, orta tenkid Obu hususiyetler ek yaparlar, bu gibi kimseler ayıpladıkları kusurlardan bir (erine çarpar, eksik çoğunun kendilerinde de bulunabileceğini (unutma - malıdır. nı da dinlemeyiniz. Yeni İngiliz acemi Bahriye efradı i Son senelerde İngilterenım bahriyesi- he büyük bir ehemmiyet verdiği ma. lümdur. Yukarıda gördüğünüz şen grup, | yeni acemi İngiliz bahriyelilerini bir geminin bordasında gemiye yeni gelms- leri şerefine içki içerken görüyorsunuz. Resim, yukarıdan alınmıştır. İnsan vücudu mikrobsuz yaşayamazmış Amerikanın İndiana Üniversitesinde yapilan bir ilmi toplantıda meşhur pro- fesörlerden doktor Reyner ve Teker on senelik tedkikleri neticesinde insan vü- cudünün uzuvlarının mikrobsuz yaşıya- mıyacaklarına kani olduklarını tebliğ et- mişlerdir. Doktorlar, bu halin bütün hayvanlarda ve hattâ nobatatta da cari olduğunu kabul ediyorlar. Bir takim kü- çük uzuvların hayatlarını idame için mikroblar zaruridir. Mikrobların azaldı- ğı nisbette mevcudiyeti hayatiye de azal- maktadır. Profesör Reynere göre küçük teşekkülât hayatımız için zaruri bulunan vücudde bir takım reaksiyonlar husule getirmektedirler. Bu kimyevi reaksiyön- lar hastalık taşıyanlar mikrobların vücü. | de ilk girdikleri anda bizi muhafaza ve müdafaa etmekte imişler: kan mümessilleri, Balkan Antantı fi rini siyasi bir mefhum olmaktan çıkarıp ameli bir siyaset haline getirmek mese- lesile uğraşmanın yolunu tutsunlar. Bal. kan milletleri dünyanın iki tarafile de pekâlâ dost olup büyüklerin gürültüleri- ni kendi evlerine sokmamayı elbet temin edebilirler. Elverir ki bugünkü dünya- nım şu korkunç şartlar içinde, kendileri | için başka türlü bir selâmet imkânı bu. Yunmadığını anlamış olsunlar. Muhittin Birgen İSTER büste de kat'i kararları vermeden önce İSTER İNAN, Hükümet son zamanlarda memleket hesabına çok hayırlı neticeler verecek iki teşebbüse girişli, fakat her İki teşob- lerini almak istiyordu. Bize de bu sahada elimizden gelen küçük nisbet dahilinde hükümete yardım etmek fırsatı çık- » HEKGUN BIR FIKRA | Gıyas etmeyiniz Eski vezirlerden biri oğluna ders veren hocayı değiştirmiş, yeni bir ho- ca tutmuştu. Yeni hoca ilk defa ders vermek için eve geldiği zaman vezir kendisine tembih etti; — Eski hoca cahil bir adem değildi ama kafları, gayın gibi telâffüz edi. yordu. Bu yüzden işine nihayet ver- dim. Sakın siz de öyle telâffuz etmi- yesiniz, Yeni hoca güldü: — Gulunuzu öylelerile gıyas etme. yiniz! Dedi, : n———— — —» Timarhaneden kaçan tehlikeli iki deli Şikago radyosu bütün Amerikaya şu haberi neşretmiştir: Yolda, garib bakışlı, pejmürde kılıklı iki kişiye rastlarsanız, zinhar deli keli. mesini kullanmayınız. Yoksa öbür dün- yayı boyladığınız gündür. Bu deliler, bu- lundukları şifa evinden, elde ettikleri bir nahtarla kapıyı açarak ve dikenli telli örtülü yüksek bir duvardan - atlıyarak kaçmışlardır. İçlerinden birisi «deli: sözüne fena halde kızmakta ve eline geçen herhangi) bir şeyle karşısındakini öldürmektedir. Bundan beş sene evvel de, bir arkadaşile otururken, arkadaşımın halletmeğe uğ- raştığı, çapraz. kelime oynunda: — Aman bâna müvâzenesizliğin* mu- kabilini bal. arama buldum. deli! de- mesi üzerine odada bulünan çekici kap. tığı gibi arkadaşının başına - indirerek kendisini öldürmüştür. Fransız medeni kanununda yapılan bir değişiklik Fransız kadınları, medeni kanunda ya- pılan son tadilâtla, bundan böyle koca- larına itaatö mecbur tutulamıyacaklar- dır. Zira ayni kanunda, «karı kocasına itaate mecburdur» cümlesi kaldırılmış, yalnız «koca aile reisidir: sözü bırakıl- miştar. Fransız kadınları ayrıca, kocasından izinsiz pasaport çıkarabilecek, banka he- sabı açabilecek, çek #mza edecek, hediye veya miras hakkı kabul edebilecektir. İSTER İ Teşebbüslerden bi siâkadarların fikir- si de cevabsiz kaldı. İNAN, İSTER | ig ikineisi ise münevverleri alâkadar ediyordu. İlk teşebbüs münasebetile esnafın fikrini almak istedik, kime sorduysak açıkça fikrini söyledi, ikinci teşebbüs münasebetile de mü- nevverlere baş vurduk, #İakat müracaatlarımızın hemen hep- İNANMA! MW Herkes kusurludur. $$ | özün Kısası ai, Hastaneler Ve halk Kusursuz adam dünyada mevcud değildir, hepimizde muahazeyi celbedebilecek bir çok kususiyetler vardır, ve iya kendimizin değil, başkalarınm göz- İikleriniz üzerinde ısrar edilmesini iste- meğseniz başkaları hakkında dedikodu yapmayınız, yapıla - Taşköpeğe âşık Yukarıdaki köpek heykeli Zürih park- larının birinde bulunmaktadır. Diğer ha, kiki köpek te ağzından hiç durmadan su fışkırtan bu taş köpeğe âşık olmuştur. Hergün gelir ve gördüğünüz gibi bu hâ- kiki taş kalbli köpeğe beyhude yere yal- taklanır. Makdonaldın kızı müstantik oldu Geçenlerde ölen eski İngiltere Baş- vekili Makdonald'ın kızı Seyla Mak - donald girdiği müsabakada kazandık - tan sonra bir polis mahkemesine müs- tantik tayin olunmuştur. Yeni müs - tantik şimdilik staj yapacağından ma- aş almıyacaktır. Fakat birkaç ay sonra ayda 220 İngiliz lirası maaş alacaktır. Ve bu mauş 350 liraya kadar çıkabi - levektir, Makdonald hayatında hiç bir|vam etmiştir. vakit servet sahibi olamamış ve fâkir|,, b satış kontrol Di ölmüştü. Bugün çocukları yaşamak i - çin çalışmak mecburiyetinde bulunu - yorlar. Abıhayatı bulan Amerikalı çiftçi New Jerseyli bir çiftçi, tarlasında bir kuyu kazmış. Tabiatile su çıkmış, içmiş. “Tadının kekremsi olduğunu görmüş. Ka- ir Komisyon rısına da içirmiş. Yarı nüzullü bir halde İlantılara her gün devam Bulunan kadın iyileşmiş. Kör bir yanaş- maları da bu sudan İstifade etmiş, onun da gözleri açılmış. Bunu duyan civar E. Tala : izde halkımızın çoğunda tane telâkkisi ibdir. ları hskiki birer şifa müessesesi ziyade, mezardan önceki son bei hale addederiz. Bilhassa umumi “., taneler için bu böyledir. Kurtulu dan ümid kestiğimiz inmeli, üçÜDÜğ recede verem, kanserli, makin sılı evde bakılması nakden, yah külfet ihtiyarına bağlı bulunan, €“ kını büyüğünden küçüğüne yad yg tırıp usandıran ve bu sebeble iyisi atılmasına lüzum hasıl olan ZAv yg götürür, bastaneyo atarız. BÖYİSÜ tanelerimiz, isteriz ki, kurul! di sas olan kurtarıcılık yayesindei “4 de, kendi hodgüm duygulMezi ii kendi rahat ve huzurumuza bize” kâr olsun. Bundan başka, daha ziyade yi fukara kısmı için vücud b mi ve beledi hastanelerde, emi bedava muayenelerine kanaat g bazı zengin kimseler de —dileni nağından para çalmak kabi meccanen yatageldikleri sık ' müessif keyfiyetlerdendir. p Bu iki sakim Adet yüzündendir, efkârı umumiyenin zaman j zetelöre kadar akseden «| yersizliks şikâyeti haklı olarak © / rür eder, durur. âna kadar, memleketin sıhhi larını en ince teferrüatını dahi ş etmiyerek, temine bütün gücü İ* lışmış ve yurdun hemen b er ciddi, temiz, emin sıhhat İİ açarak, halkın istifadesine yeri” Öyle ki, bugün bizim yi imiz dünyanın en iyi hastaneleri gö sıhhi hey'etlerimiz dünyanın eb © tedir sıhhi hey'etleri arasında kın mümtaz bir mevkii haizdirle”. Ve halk, yatak azlığından ettikce, hükümet veya hususi i© İn nl ye gö at bu , SÖY! ğ dolayı, derhal dolup, eski vaziyefi il ni darlıkla devam etmesinin bi” ö önüne geçemezler, i Buna karşı Sıhhat Bakanlığ: ii Belediye Reisi ne yapsın? Deri halkın silkip atamadığı fena bir da, an'anelerindedir. Bunda dâ işlerde olduğu gibi, meselenin hükümetten beklememeli, sosyal biyemizin tekemmül edeceği 89” zar etmeliyiz. v Cumhuriyet rejimi, ilk günündil. / “ gö gu! bulunan komisyon dün de Celebler ve kasablar Cemiye # ir birer rapor vermişlerdir. Karya fa porları tevhid ie meşguldür. Her ber #3” vel ayni cins etlerin İstanbulun Pip # inde ayni flat üzerinden sat ; minins çalışılacaktır. ii, Tatbik edilecek kontrol usulefi 571 de Beyoğlu Balıkpazarı kaşablarf kapıda da ayni fiattan satılmcsE”, larin satış işlerinde ihtikâre nın kontrolü için formüller bugün tekrar kapma. —— ——— şifiçilerden hastasını kapan herkes, çift- İşine devam etmiştir. : çinin bu hayat suyundan istifadeye koş- muş. Şöhreti gittikçe artan çiftçi de ku- yusunu son günlerde, içinde bir de dok- tor bulunan bir şirkete devretmiştir. Kendisi de çubuğunu yakıp keyfine bak- maktadır. NANMA! ri daha ziyade halk tabakası ile esnafı, TAKVi

Bu sayıdan diğer sayfalar: