2 Temmuz 1938 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 13

2 Temmuz 1938 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 13
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İ | | Karınız... Ben... Ben mi? — Prensin yanına dedim ya, Bayan!. — Prens Pariste değil mi?... —- Mümkün değil!... — İyi düşünmeden cevab vermeyi- — Hareket edeli dört saat oldu, Ba-|niz!... £ yan!. — Nerede şu dakika?... — Gittiğimiz yerde. — Yani?... — Bunu söylemeğe salâhiyetim yok, Bayan!,.. Yeniden sinirlendim: — Durunuz!... Sekreter manalı manalı baktı: — Bu emri kime vermek ist nuz, Bayan?... — Şoföret... — Durursa ne olacak?... 'e — İneceğim!... İ İ İ Sekreter başını salladı: — Af buyurun... Ama çok geç sanı- rm!... Şu dakika prensin bulunduğu yerle aramızdaki mesafe, Parisle ara- Mızdaki mesafeden çok daha azdır!... Ahtesi gücendirmek ister misiniz?... Bu son cümle yeniden kararımı sars- &. Titredim. Çılgınlığımı bir kere daha | ; anladım. 'Tuhaf bir duygu, hiç umul- | j | ertasında bir tanıdık: Prens Nâzım A- madik hâdiselerle karşılaşmak üzere ol- duğumu haber veriyor gibiydi. Otomobil hiç durmadan uçuyordu. Yeşil ovalar gelip geçen birer şerid, zümrüd dağlar yükselip göçen birer tüldü. Yanı başımızdan geçen bir yol- cu treni bile sanki bizimle ma- maktan korkarak dağlardan birisinin altında birden yok oluverdi. Trak!... Ansızın durduk. Küçük bir şebrin kapılarındayız. Nerede olduğu- muzu soramadım bile. Sekreter otomobilden atlarken: — Lütfen iner misiniz?... dedi, Şık bir villanın bembeyaz merdiven- leri ,bizi iki yamı renk renk camekân mükellef bir salona ulaştırdı. Salonun bâd. Elini uzatırken gülümsedi: — Mersi ü Bu teşekkür niçin?... Kavrıyamadım. — Ya babam?... — İstediğiniz dakika bizi şereflendi- rebilir!... — Eşyam?... — Yarım saat içinde daha iyilerini alabilirsiniz!... Konuşan ben değildim sanki,.. O ka- dar kendimi kaybetmiştim.. Prens: — Bayan!... diye devam etti söylemediğime işte ilk. vesi . 300 bin franklık bir çek!... Sıkıldığınız da- kika bu para sizi memleketinize atabi- lir!, Birdenbire kanape üzerine kapan- dım. Bir çocuk gibi hiçkırmağa başla- dım, Eminim, prens bu halime g; yordu. Hıçkırıklarım ne kadar sürdü, bilmiyorum. Ansızın başladığı gibi an- sızın durdu. Bir düşünme kuvveti da- marlarıma yeniden akar gibi oldu. Ni- çin ağlıyordum?...... Bir felâket habe- ri verilmiyor, akla gelmedik bir saadet müjdeleniyordu. ün bir hayatın saf haları, bir film gibi gözlerimin önün- den süzülüp geçli. Ansızım ne saadet- ler, gözlerimde belirmedi. -Bu, acaba sergüzeşt sever ruhumun bir sergü- atılmak korkusuna — tahak! ü Yalan İlk işi masa üzerinde duran bir könyak kadehini uzatmak oldu: — Üşümüşsünüzdür!... ahır!... Bu adamda ne anlaşılmaz bir sır var. Dileği de bir emir kadar mütehakkim. İçmemezlik edemedim. — Oturmaz mısınız?... Oturdum . Merakımı anladı: — Dijon'dasınız, Bayan... Dağ başın- da bir köyde değil!... Büyük bir şehir- de ,namuslu bir insanın yanında bu- lunduğunuzu düşünerek müsterih ola- bilirsiniz!... Likör takımlarını yenileyen siyah el- biseli uşak odadan çıkar çıkmaz prens kapıyı kapadı: — Azizemi., dedi.. uzun sözden tiksi- nirim, doğrudan doğruya mevzua giriş- meği severim!.. Bunun içindir ki: Dün- kü kâğıdı size vermenin sebebini he- men söyliyeceğim!... Sadece dinliyordum. Gözlerim kudar kuvvetim de sanki sarsılmıştı. Tek söz söyliyebilecek bir kudret bulamıyor- dum kendimde!.. — Seryet ister misiniz?... — Günün birinde en muhteşem sal- tanatları sürebileceğinizi hiç hatırınıza getirdiniz mi?... Yorgunluk — Binbir Gece masallarının bir pe- risi olmak ister misiniz?.. — Cevab veriniz!. — Bir evet!. Her şey sizin için ha- zar!.. Karım olacaksınız!... — Prens!... Ayağa fırlamakla beraber kanape Üstüne yeniden düşmem bir oldu. An- cak kekeliyebildiğimi hatırlıyorum: Ben mi?.., — Lâtife etmediğime inanabilirsi- “*., Bir evet... Yeter!... Hemen ha- >deceksiniz!... SOLDAN SAĞA: 1 — Uskumrunun kurusu - İbadet edilen yer, 2 — Rastlamak - Düşmanlık gütmek, 3 —Arada sırada - Soydan kalma. 4 — Niçin. $ — İstifham nidası - Şart lâhikası - Bi- etmin kalını. 6 — Akciğer - Bir nota. 7 — Kendisi - bayvan ölüsü, 8 — Gözleri görmiyen - Sıraya geçmiş. 9 — Mağlüb olmamak. 10 — Beyaz - Bir nota - Bir tanc. XUKARDAN AŞAĞI: 1 — Vücudde çıkan büyük sivileeler - âdi. 2 — Hiristiyanların peygamberi - Mayi haline gelmek. $ — Rmsa gösteren - Düşünce, 4 — İzci mangası - Sezmek masdarından emrihamr - Vilâyet. $ — Orta oyununda kadın rolüna çıkan - Zinhar, 6 — Beygirim. 7 — Fena olmiyan - Kabul etmemek. 8 — Zehirli bir böcek - Çok parlak ku- maş. 9 — Güzel koku - Kambur olduğu riva- yet edilen insanların iyilik veya fena- hğa uğramalarında müessir mevhum bir şey. 10 — İndirilmiş - Seven. v A Yazan: Vedad Ürfi mü idi?... Zengin bir izdivac, bir ser- güzeşt midir?. Bütün bir para dünya- sının taptığı bir milyoner, tanıdığı on binlerce kız arasından *bir tanesini be- geniyor ve ona namuslu bir insana ya- kışırcasına, samimi bir teklifte bulunu- yor. Bunun kötü tarafı var mı ki?... |Bir tesadüf... Bir talih işi!... Kızmak, reddetmek bir saflık olur. Herkes ne diye piyango bileti alıyor?... Büyük ikramiyeyi kazanmak için değil mi?. İnsanlar ne diye çalışıyorlar? Sazde- ti tamamlıyacak paraya kavuşmak için değil mi?... Tüccar ne diye didişiyor?.. |Zenginlemek emelile değil mi?:. Artist neden çırpınıyor?... Para ve alkış ka- ?,.. Her hareketin : yel... Talih, bana böyle bir ikramiye hediye ediyor. Öy- le bir ikramiye, ki, ardından âlemler koşuyor. Unvan, para, zevk, saadet... Hepsi var bunun içinde!... Ya sevgi Yalnız buna cevab veremem. Hoşlan- mak, sevginin ilk basamağı -ise ben, Prens Nâzım Abâdın sokbetinden daha ilk gündenberi hoşlandığımın farkında- yım!... Uyuyamadığım geceler, onun hayalinin neden bana hâkim olduğunu çok defa sormamış mıydım? Ocoo...... Bu ikramiyeyi abdal derler... Muhakkak!... çevirene (Arkası var) Bugünkü program İSTANBUL 2 Temmuz 1938 Cumartesi Öğle neşriyatır: —© 1280: Plâkia Türk musikisi.. 12.50: Hava- dis, 13.05: Plâkla Türk müsikial 13.15: 69 numarada ATEŞ TÜRK tadil olunmuştur. İsteklilerin; e Saat 14 yerine .» 5 * votniden naklen könser; M. Kemal idaresin- de orkestra. Akşam neşriyatı: 1830: Plâkla dans musikisi. 19.15: Konfe- rans: Prof. Salih Murad (Radyo dersleri). 1955: Börsa haberleri. 20: Saat âyarı: Gren- ViÇ rasadhanesinden nâklen. Belma ve ar- |kadaşları tarafından Türk musikisi ve halk |farkıları, 2045: Hara raporu. 2048: Ömer îRuı Doğrul tarafından arabca söyler. 21: | Necmeddin Riza ve arkadaşları tarafından Türk musikisi ve halk şarkiları. 2146: Orkos- tra. 2216: Ajans haberleri, 22.30: Plâkla so- lolar, opera ve operet parçaları. 22.50: Son haberler ve erlesi günün programı, e ANKARA 2 Temmuz 1938 Cumartesi Öğle neşriyatı: 13.30: Karışık plâk neşriyatı. 13.30: Plâk: 'Türk musikisi ve halk şarkıları. 14.15: Dahili we harici haberler, Akşam neşriyatı: 18.30: Çocuklara Karagöz (Küçük All), 18. 15: 'Türk müsikisi ve hulk şarkıları (Servet Adnan ve arkadaşları). 20: Saat âyarı ve â- vabea neşriyat. 20.15: Türk musikisi ve halk şarkıları (Hikmet Rızsa ve arkadaşları). 21: Ankara iİlkbâhar at yarışlarmın — sekizinci haftasında koşuya iştirak edecek atlar ve ka- zanma ihtimalleri hakkında könuşma (Ab- durrahman Alcı). 21.15: Stüdyo salon orkeş- trası. 22; Ajans haberleri. 2215: “Yarınki program ve İstiklâl marşı. Nöbetci eczaneler Bu gece nöbetci olan eczaneler şunlar- dir: İstanbul cihetindekiler: Aksarayda: (Pertev). Alemdarda: (Eşref Neşet), Beyasıdda: (Asador). Samatya- da; (Rıdvan). Eminönünde: (Bensasşon). Eyübde: (Hikmet Atlamaz), Fenerde: (Emllyadi. — Şehremininde: (Ramdi). Şehzadebaşinda: (Üniversite). Karagüm- rükte: (Fuad). Küçükpazarda: (Necati Ahmed). Bakırköyünde: (İstepan). Beyoğlu cihetindekiler: İstiklâl enddesinde: (Dellasuda), Tepe- başında; (Kinyoli). Karaköyde: (Hüse- yin Hüsnü), İstiklâl caddesinde: (Limon- elyan), Pangaltıda: (Nargileciyan). Be- şiktaşta: (Nall Halid), Boğaziçi, Kadıköy ve Adalardakiler: Üsküdarda: (İttihad), Sarıyerde: (Nuri). Kadıiköyünde: (Moda - Merkex). Büyük- 0,;16 a PARFOMLER SAİRİNİN ——EN SON Şarkın gizli ve sekhar cazibesi, Parisin şıkliğı ve inceliği, Baharın bütün tazeliği ...» İşte sizin için, COTY'nin hazırladığı en son parfömü “A SUMA., G )i MEŞHUR FRANSIZ MARKASI DİKKATI Paris COT Y fabrikalarında imal ve ihzar edilmiş bir fransız mustahzarıdır. ANADOLUNUN HER VİLÂYETİNDE ACENTA ARANIYOR Fabrikamızın yeni çıkarmış olduğu son model Tekmil Emayeli, Nikelli ve siyah SOBALARIN ve CIHAZLARIN Monopol satışı için her vilâyette acenta tayin edilecektir. Arzu edenler bir an evvel Şirketimizin merkezi olan Beyoğlunda İstiklâl caddesinde Direktörlüğüne müracaat etmeleri ilân olunur. Tel. 35142 İnhisarlar U. Müdürlüğünden: Yapılacağı ilân edilmiş olan eksiltmelerih, mesai saatlerinin değişmesi ha - sebile, tatile tesadüf ettiği görüldüğünden bu saatler aşağıdaki şekil dahilinde hihli saatler dahilinde eksiltmelere iştir ak etmeleri lüzumu ilân olunur. İCADI —— ANTRASİT şelki ilânlarda yazılı sa âtleri nazarı itibara almıyarak hu tas- «4093 saat 10 da .. Ü p ., B> BOYA İŞÇİLİĞİ Ankara İstasyon Markiz inşaatı demir aksamının takriben 13,000 metre mu- rabbaı boya işçiliği 20/7/1938 tarihine kadar talibine ihale edilecektir. Bu hu- sustaki şartnameyi almak üzere Ankara Yenişehir Atatürk caddesi Yenice Apar- tımanı 8 numarada müteahhid Zeki İsme te müracaat odilmesi. Beyoğlu altıncı noterine: Galatada Karamustafapaşa caddesinde Yolcu salonu karşısında Fahri Çevik im- zasiyle keşide edilip Beyoğlu Beşinci No- teri vasıtasile bu kere tarafıma tebliğ e- dilen 21.6.038 tarihli ve 10114/311 sayılı ihtarnameye cevabdır. Hüsnü isminde bir vekilim olmadığı cihetle güya akid ya- pıldığına ve kira alındığına müteallik 1d- diaların kâffesi tamamen hakikate mü- gayir olduğu gibi sair iddiaların cümlesi | de hakikate ve kanuna muhalif olduğun- | dan işbu iddiaların hepsinin reddedildi- ği malümları olmak benden zarar ve zi- yan, tazminat vesaire namiyle bir şey talebine hiçbir suretle hakkı olmadığı da bilinmek ve ona göre hareket edilmek Üzere müddeiyatı vakıanın kâffesini red- den ve cevaben üç nüsha olarak tanzim olunan işbu ihtarnamelerden bir nüshası- nın yukarıda adresi yazılı Fahri Çeviğe tebliğini, aslın da kalemde saklanmasını, tasdikli nüshasının tarafıma iadesini ta- leb ve temenni ederim. — 28.Haziran 938 | Fener yolunda Bağdad — caddesinde 163 numaralı hanede Fatma Kozluca Bu ihtarname muhatabı Fahri Çevik gösterilen adreste bulunmadığı ve Fahri Çevik firması altında gösterilen adresi | işgâl ederek ardiyecilik yapan dayısı Ka- sım dahi burasını üç gün evvel terk ve tahliye ettiği mahallen yapılan tahkikat- tan ve Galata poölis serkomiserliğinin vdrdiği meşruhatlan anlaşılmış ve bu yüzden tebligal yapılamamış olmakla ev- rak dairede saklanmış ve keşidecinin is- adada: (Şinasi Rıza). Heybelide: (Ta- naş). teği üzerine tasdikli bir suret verilmiş- tir. — 30/6/938 Beyoğlu Altıncı moterliği, <21714 «4080> Bir doktorun günlük | motlarından (Üremi) ye dair Üremi yüzde doksan gibi büyük bir ihti- Böbreklerin nesci hâsı ve asıl glamerol- lerin hastalanması nelicesi böbreklerde süzme vazifesi lâyıklle vukua gelemez. İşte Idrarda albomin görünmesi ve bir takım Üstüvanat bulunması ve ayai za- manda kanda da litredeki üre mikdarı- nin tezayüdü, tansiyonun hemen datma yüksek bulunması, baş ağrısı, bulantı ve kay, ishal, ağızda husust bir koku, uyku- ya temayül gibi ârüz üreminin belli baş- b ürüzdir. Bu arada idrarın mikdarı da azualır, Nâdir vak'alarda böbrekte mühim bir hastalık olmadığı hâlde üremi oluyor. Fakat böbrekte hastalık olmuyor denil- mesi çok zahiri bir şeydir. Bilâhare de- rin bir tedkik yapılacak olursa gene böb- reklerin müzmin bir iltihabı meydana çıkanılır. Üremi çok mühim bir hastalıktır. Dahâ bidayette üremiyi husule geliren böbrek hastalığının tedavisine koşmalıdır. Böle rek hastalığı da ya kızıl, grib vesaire gi- bi entani hastalıklardan gelir, veyahtd da tansiyonu yüksek olanlarda böbreğin tesallübe düçar olmasından ileri gelir. Üreminin tedavisi perhizdir. Çok sıkt perhizdir. Hattâ bazan süt bile verilmez. Yalnız su perbizine hastayı koymak moc- buriyeti hasıl olur. Üremi ârüz gösteren hastalar kendileri- ni çok ciddi bir kayıd ve nezaret altında bulundurmalıdırlar, Zira bilmek lâzım- dır ki bülhassa kırk yaşından sonra böb- reklere musallat olan iltihablar tamamile şifayab olmazlar, Todavi ile ancak ürüz düzelir ve böbreklerin yükü tahfif edi- Jebilir. İ $ | a kcildi

Bu sayıdan diğer sayfalar: