2 Temmuz 1938 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5

2 Temmuz 1938 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İzmit hapisanesi, k' İtür ve sanat yuvasıhaline geliyor Ömründe yazı, zı, rakam görmemiş bedbaht vatandaşlar bugün gazeteleri ellerinden kültürlü birer insan olarak Ders datnliyen mahküm İzmit (Hususi) — Şehrimiz — hapisa- nesi tam bir kültür ve san'at faaliyotine sahne olmaktadır. Burada her ne şekilde olursa olsun suyç işlemiş ve mahküm ol - muş vatandaşlara insanlık, benlik, duy- | gularını inkişaf ve ıslah ettiren tedbirler alınmakta ve filliyat üzerinde yürünerek, cidden takdire değer neticeler elde edil- mektedir, İzmit cezaevinde bugün 400 mahküm yardır. Evvelâ burada hiç okuyup yazma bil « | miyen 54,kişiye ders verilmiş ve bunlar | yeni harflerimizi etraflı bir şekilde öğ - renmişler, ayni zamanda hesab bilgi Ieri( de Amal-Erbaaya k Dün, bunların imtihanları yapıidı.. İm- tihanda müddeiumumi Hamdi Doğu, orta | okul direktörü Sacid Öncal, cezaevi di - rektörü Necati Acar, öğretmenler ve ga- | er bulundu yükselmiştir erinde hiç okumamış ve yazma- mış, cahil kalmış ve bu cehaletle cinayet işlemiş, hırsızlık yapmış yaşlı mabki N verişleri çok enteresandı. Hemen hepsi sorulan suallere bülbül gibi cevablar veriyorlardı. Bunların içinde yalnız Üüçü zayıf, diğerleri iyi, pek iyi not aldılar. İkinci tedris yılı başlarker yurd bilgisi, meden retilecektir. Bunların okuma isteği ve arzusu o kadar geniş ki, hapishane bir mekteb manzarası arzetmektedir. Cezsevi bir islah ve terbiye müessesesi olurken, diğer tar ayatı da dikkate değer faaliyet arzetmekledir. M gözlük, kunduracılık, — terzilik, sobacılık, dokumacılık gibi san'atlar şu- be şube ve kısım kısım, ayrılmış, çocuk oyuncakları imal eden yerler, mozayik, va güzel san'atlara gid kollar teşekkül et- Miştir. Cezaevine girdiğiniz zaman, het bakımdan medeni, ileri varlıklı bi lahhanede olduğunuzu derhal anlt sunuz, İnsan keder, korku, hüzün içli bir sevinç ve iftiha setmekte ve yarın aramıza karışacakları zaman on- ları kâmil birer vat görmek emel Yâri tatlı bir hülya olmaktadır. İzmit cezaevinin mamülâtı v sada ha- raretle aranmakta ve bunların ucuzluğu, sağlamlığı, güzelliği dillerde dolaşmak - fadır. — Hasan Bey Avrupada Nteaddid defalar seyahat V- arkadaşım anlattı.. salarken.. * Orada seyyar esnaf mal düşürmüyorlar vearamıza karışmıya hazırlanıyorlar uııtundıışxnı-m bir grup İzmit hapisanesinin dikkate değer üç| siması var, İstanbulun Fantoma Mehmedi, Dersim dağlarının Cebrail ile Mikâili... Birincisi e kadar maruf ise, diğerleri de o kadar |şöhretlidir. Şimdi Seyit Rızanın ruhuna fatiha yerine lânet okumakla ve yeni harfleri, hele gazeteleri ellerinden d'i « şürmemekle meşgul olan sergerdeler. in- sana yakın, ikramı böl insanlardır. izmitliler Atatürkü bekliyorlar Deniz eğlenceleri için büyük bir program hazırlandı İzmit (Hususi) — 10 temmuzda ya- lacak büyük deniz eğlenceleri hazır-« kları olanca hızı ile devam etmekte- dir, Müsabaka ve eğlencele kımdan mükemmel ve taşıması için vilâyet büyük bir enerji sarfetmektedir. karadan yüzlerce davetli spor klübleri iştirak edecektir. Donan- ve büyük mamız tam kadrosu jle başta Yavuz ol- mak üzere merasimde — bulunacaktır, O gün, İstanbuldan Akay ve Şirketi Hayriyenin 4 vapuru eğlencelere işti- rak edecek davetlileri getirecektir. Başvekilimiz ile bazı Vekil ve birçok meb'uslarımız eğlencelere kıymet ve- receklerdir. R O gün, Klor fabrikamızın da temel atma merasimi icra edilecektir, Ulu Önder Atatürkün de deniz eğlen- celerine Savarona yatı ile teşrif buyu- racakları söylenmektedir. Şehrimiz, bu mes'ud günün heyeca- <|te ve helecanı içinde sabırsız anlar ) şamakladır, Aksarayda kuraklık tehlikesi Aksaray (Hususi) — İki aydır yağmur yağmam en Aksarayda kurak lık tehlikesi baş göstermiştir. Güzlük e - Kastamonuda I3İ inci alaya Sancak verildi Kastamonu, (Hususi) — Kastamonu 131 jnci alayına büyük ve parlak me- rasimle sancak verilmiştir. Merasime saat 10 da Gazi stadında 5 bin ik bir halk kalabalığının iştirakile başlan. mıştır. Sancak Örgeneral Fahreddin | Altayın ve Tümkomutanı Mustafa Gök- ter yüksek Trütbeli zabitanın karşısına getirilmiş, Örgeneral Fahred- din Altay şu kısa ve veciz sözleri 20 lemiştir: «— Arkadaşlar, bu sancak milletin size hediye ettiği bir sancaktır. Alayı« mız yenidir. Fakat T! ordusu zaman zaman garba cenuba akınlar yapmış, zaferler kazanmış, seller gibi kabıma sığmamış, taşmış, yayılmış bir ordu- dür. Mazide kazandığımız şan ve şere- alde de kazanacağımız şübhe- | bu sözleri müteakib alay komutanı Feudı» sancağı vermiş, o da ya tevdi etmişlir. Bu sırada Halkevi bandosu tarafından — İstiklâl marşı çalınmağa başlamıştır. Müteaki- ben geçid resmi yapılmış, merasime ni- hayet ver lmiştir. “Bu yıl Malkara mektebhlerinden mezun olan yavrular a —— — Malkarada da mekteblerin son sınıf imtihanları nihayetlenmiş, mezun tale- beler birer veda müsameresi vererek mekteblerinden ayrılmışlardır. Mektebde bir de sergi açılmış, büyük takdirlerle seyredilmiştir. Resimde mezun olan ta - lebelerden bir grup muallimleri ile be- raber görülmektedir. Yaylâgüne köyünde obası açılmaktadır, 1 temmuz - aren bu obada 30-35 yoksul ço- cuk kamp hayalı geçireceklerdir. Bir köylü pusuya düşürülerek öldürüldü Amasya (Hususi) — Abacı köyün- den Mehdi oğlu Abidin ile tbrahim bir dere yolundan geçerlerken -pusu- ya düşürülmüşler ve atılan kurşunlar: dan Abidin ölmüş' Yapılan tahkikat neticesinde bu cinayetin ayni- köyden Mehmed ile muhtar Ali ve kardeşi |Mu kinler umumiyet itibarile iyidir. .er:ı ke- | mıştır. *« kat'iyen bağırmazmış. taza tarafından işlendiği anlaşıl- Katfller yakalanarak adliyeye m edilmişlerdir. Hasan Bey — Peki ama, halk sabahları nasıl uyanır? Demir ve çelik fabrikamız - için en İyi iİskele Amasradır Zafranbolu (Hu - susi) — Karabük de- | mir ve çelik kombi « nasının kömür va ham madde gibi ih - tiyaçlarının — idhali « ni temin edecek ve gene bu konibin: senede yarı tonayı bulacak olan prodüksiyonuna ik . tısadi bakımdan ucuş bir mahreç vazifes görccek yol ve Timan meselesi günün baş- sındadır. nlerde, deniz ticaget müdürü Mü- rada kömür yükleme tesisatile beraber Amasra limanını da esaşlı bir şekilde e- tüd etmesi, yukarıda bahsi geçen yol ve liman meselesi etrafında muhtelif dü - şüncelerin — belirmesine fırsat vermiş - tir. 'Teferrüala aid bazı küçük değişiklikler r tarafa bırakılırsa esasta birleşen bu düşüncelere göre; biraz evvel saydığım iki işi görebilmesi için mevcud demiryo- lu kâfi değildir. Şimdilik kâfi olan da, kombinanın tam randımanla çalışmağa başlamasile günde asgari yirmi beş tren seferine ihliyaç gösterecek olan müna - kalâtı karşılıyamıyacaktığ. Kombinanın can damarı mesabesinde olan bu ihtiyaç cevabsaız kalınca da ikinci bir münaka- le hattının inşası da kat'i ve zaruri bir emri vaki haline gelecektir. Bu son hal şekli hiç şüphesiz ki hayii müşküldür ve bir iktısadcının değil, her- kesin kavrıyabileceği kadar basit bir he- sabla çok ağır bir masraf işidir. Halbuki, mevcud Ankara - Zonguldak hattının Bartın yoluna durak noklası o- |lan (Kokaksu) dan bir kol atılır ve bur kol Bartını da okşıyarak Amasraya uzanırsa Amasra limanının müstesna vaziyetile da birleşecek olan bu münakale vasıtası işi çok daha pratik, çok daha sür'atle ve çok daha az masrafla halledecektir. Bu tuk- dirde yapılacak bir iş te Amasra lima - nunda halen mevcud mendireği uzatmak, Kmanı taramak ve modern yükleme ve başaltma tesisatı kurmaktır. Karabük kombinası etrafında kara yo- unun mahzurları, mahzurları değil de müşkülleri anlatılırket dayanıdan ra - kamlar ve yürünen hesablar hakkında bir fikir sahibi değilim, Şu kadar var ki |günün ekonomik aktualitesinin &n hkas - Mardin — (Hususi — Litifiye mahal sinden Yusuf adında | bir taşçı amelesi, şe- |hir haricindeki ka - yalıklarda taş keser- ken su içmek için ci- varda bulunan bir mağaraya gitmiş, e » Zilip samıçta içmeğe — başlamıştır. ü sırada büyük bir yılan üzerine atılmış ve çıplak ayağından zavallıyı sokmüştur. Orada taş kesmekte imdadına koşmuşlar, baygın bir halde yerde yatar bulmuşlardır. Kendisine ne olduğunu bilemiyen arkadaşları sağ la bakınırken iki metre uzunluğunda ka- h bir yılanın kaçmakta olduğunu gö- rünce hemen üzerine hücum ederek el- lerindeki kazma ve taş kesme baltala - riyle kafasını ezerek öldürmüşler, yerde fidin Zonguldak havzasına gelişi ve bu-| ş Bunun için Kokaksudan itibaren Bartından geç?elı üzere Amasraya bir demiryolu uzatmak lâzımgeliyor Hca iktısadi mevzu -De is Hoaref müdürü Müfid Necdet, Zongyuldak Timan yelsile ve Sakarya süvarisile beraber bu dü- ve as bir noktası üzerinde toplanan celer şüph urd duygüsü memleket alâkası bakımından çoök kıy -« metli: Buraya kadar hülâsa ettiğim düşün - celeri daha dar bir çerçeve içime ulırsak şu neticeye varmış olacağız: Demir ve çelik kombinamızın ilk mad- delerini idhal ve mamul maddelerini ih- raç edebilmek için en çıkar yol hangisi - dir? Kara yolu mu, deniz yolu mu? Bu süale sadece iktısadi ölçülerle ve - rilecek cevab şu olacaklır: Deniz yolu, Ve cevabın arkasından ekliyebileceğiz ki, bunun için de en müsaid yer Amasra limanıdır. Bacalarından duman füten vapurlamı, harıl harıl işliyen vinçleri, alınlarından ter dizileri sızarak çalışan İnsanları ile |bir Amasra limanı görmek bizim iğin bir idealdir, * Balıkesirde bir çoban amcasının oğlunu öldürdü Balıkesir (Hususi) — Üçpınar köyün- de kanlı bir vak'a olmuş, bir çoban ko- yun sulamak yüzünden öldürülmüştür. Üçpınar köyünden Rıza oğlu Numan ile Halil İbrahim oğlu İsmail adında iki çoban kardeş çocuğu bulunmakladırlar. Bu iki çoban arasında salı gecesi koyun sulamak yüzünden bir kavga çıkmış, İs- mail, daha o gün pazarda şehirden aldı- ğ brovning tabancası Numanı bey- ninden ağır surette yaralamış; yaralı, Amcle Yusufa an hastaneye götürülürken yolda ölmüştür. Vak'aya jandarma ve müddelumumi- lik el koymuş, suçlu anmıştır, Bir ameleyi yılan soktu, ameliyat yapılarak hayatı kurtarıldı yat yapılırken bitkin bir h tan Yusulfu da sırliarı na alarak e getirmişlerdir. Ölü bir halde ve hayatından ümidsiz olarak memleket hastanesine yatırılan — Yusuf, başhekim operatör Şerafeddin Kesen ta- rafından yapılan muvaffakiyetli bir te- davi ve tatbik edilen serom neticesinde hayatı kurtarılmıştır.

Bu sayıdan diğer sayfalar: