27 Ağustos 1938 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9

27 Ağustos 1938 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

—D TT AUA DAiT Re BB CÖD Gelteşie —ÖOÜD İter KDA ÜRAN L MA LENE A Layze nn BALER A N AD SON POSTA BŞU TPT Sayfa 9 A 15 GÜN 21,000,000 reyle güzellik kralı seçilen yıldız: Klark Gable Klark Gable “ Son Posta ,, ya avcılığa merakından bahsederek yaptığı ayı avlarını anlatıyor ( Amerika hususi muhabirimiz İbrahim Safa yazıyor ) Kadınlara surarsa- nız, Klark Gable'in besi vardır. Gerçek- ten bu böyle midir?. Geçenlerde bir an- ket yapıldı ve kadın- Jar sinema krallığına 21.000,000 veyle Klark Gaöle'i seçtiler. Amerikada bu ka- dar perestişkâr top- Tamak bir mesele teş- kil eder. Çünkü ge- çen intihabatta Ruz- velt te 26,000,000 rey toplamıştı. — Robert Taylor iki sene içinde birdenbire büyük bir erkek yıldız. olunca bazı kimseler; <Ar- tık Klark Gable» in pabuçları dama atıl- dı» demeğe başladı- lar, Fakat bu iddia hiç te yerini bul- madı. Robert Taylor biraz kadınlığa ka- çar güzellikte bir artisttir. İlk anlardaki perestişi azalmıştır. Buna mukabil Klark Gable hâlâ ayni kuvvetli tesirile ayakta durmaktadır. * Klark Gable ile konuşmam, krallığının ilânından bir kaç gün önce oldu. O, <Tec- rübe pilotu» adında yeni bir film çeviri- yordu. Stüdyoda çok meşguldü. Bir san- dık üzerine oturup beklemeğe karar ver- dim. Önümden bir 'çok figüranlar, ar - tistler, operatörler gelip geçti. Bir çok sesler dinledim. Nihayet öğleye doğru ta- til düdüğü çaldı. Bütün stüdyo boşaldı. Lokantalar dolmağa başladı. Oturduğum sandık üzerinden kalka - rak Klark Gable'in yemek yediği kısma girdim. Beni nezaketle karşıladı ve kar- gşısında yer gösterdi. Yemeğimizi bitir - diğimiz zaman kendisine ilk suali sor - dum: — Sinema haricinde sizi en çok alâka- dar eden şey nedir? — Avcılık ve at... dedi. Sonra bir sigara yakarak devam etti: — Erkekler yaradılış itibarile ömürle- | rinin büyük bir kısmını açık havada ge- girirler, İptidat yaşayışta bunu daha ba- riz olarak görürüz. Bu surette yaşamak Şüpbesiz çok sıhhi ve tabildir. Ben bu hayatı severim, Ata binip kırlarda gez - mek. Bu zeki hayvanla arkadaşlık etmek, iptidat bir erkek gibi dolaşmak bulunur zoevklerden değildir. Bir erkek için av en Klark Gable'nin Son Postaya verdiği resim büyük merak olmalıdır. Sonra spor, in- sanım zihninde sükünet yaratır. Sizi te- min edörim ki sinema artistliği çetin bir meslektir. Kızgin ve bol elektrik ziya - ları altında bir başkasının karakterini temsil etmek, bunu mükemmeliyetle yap- mak, 10-15 defa, tekrarlamak ne demek- tir bilir misiniz? Bunu bize sorunuz. Bu iş değil, bir azabdır. Tasavvur edin, ben bu halde çalıştıktan sonra eporun ra « hat, sükünet ve istirahat veren kuca - ğına nasıl atılmam. Soönra benim — için ayı avı da bir âlemdir. — Ayı avı mı Fakat bu av için ne - relere gidiyorsunuz? — Ekseriya Arizona ve Utah dağları - na.. Buralarda bir çok defalar avlandı- ğimi için araziyi tanıyorum. Ayıların ne zaman, nerelerde olabileceğini kestirebi- liyorum. Sonra avda gâayet soğukkanlı hareket ediyorum. Hayvanı vurmak için acele etmiyorum. O hücum etmeyince a- teş etmiyorum. Meselâ bazan 20-30 met- re ileriden bir ayı geçiyor, beni görüyor, fakat yoluna devam ederse, ormanına girmesine mâni olmuyorum. Ayı avcılığında en mühim nokta hay- vanla karşılaşmaktır. Çünkü ayılar in- sanı gördükleri zaman üç hareket ya » parlar: Gözlerine kestirirlerse üzerlerine vahşicesine saldırırlar, Bazan arka ayak- ları Üzerinde kalkıp: «Sen de nereden çıktın!» der gibi bir vaziyet ahr ve ho « (Devamı 10 ncu sayjada) San'atkâr son çevirdiği tayyareciliğe aid bir film için çalışırken öğle paydosunda stodyonun tokantasında M w D “Saray,, sinemasında bu sene zarfında göreceğimiz filmler... Daima iyi filmler göstermekle şöh - ret kazanmış olan «Saray» — sineması, bu sene de en güzel filmleri seçmiş - tir. Bu filmler meyanında (Şehir tiyat- rosu san'atkârları) tarafından çe miş olan (Bir kavuk devrildi), ayrıca da Türkçeye düble edilmiş on kadar büyük film vardır. Filmlerin İsimlerini aşağıya yazıyo- ruz: 1 — Bir kavuk devrüdi, 2 - Üç ahbab har- be girdi: (Maks Drotherş tarafından), 3 - Kara korsan: (Frederik Marş - Fransiska Gaal), 4 - Lorel - Hardi iş arıyor, $ - Lorel * Hardinin yeni maceraları, 6 « Sekirinci: (Gary Cooper - Olaudetle Colbert), T - Tura: (Dorothy Lamur), 8 - Cebelüttarık: Vivlane Romance, Erich von Btrahelm), 9 - Yanık gönüller: (Jean Gabin), 10 - Zaza: Claudet- te Colbert, 11 - Deniz zâbit namzedleri: Ro- bert Young, James Stewart, 12 - Akdeniz korsanları: Pierre Fresnay, Nadine Vogel, 13 - Venedik treni: Huguette Duflas, Maks Deariy, 14 - Arsen Lüpen geliyor: Molvyn Douglaş, Warren Villtam, 15 - Desire; Sacha Guttry, 16 - Viedan azabı: Victor Mak Lag- len, June Lang, 17 - 53 inel sokak: 18 - Raş- potin: Harry Baur, 19 - Nevyork haydudları: Lloyd Nolan, Claire Trevor, 20 - Tarakanova: Buzy Prim, P. R. Wilm, 21 - Hindislan ih - Wlâli: 22 - Şanzelize: Bacha Gultry, Luclen Barroux, 28 - Yaralı kartal: Clark Gable, Myrna Loy, Spencer Traey, 24 - Bon tren: Dörothy Lamour, Lev Alres, 23 - Radyo kra- lçesi: — Bhirley Temple, 26 - Baadet durağı: Sonja Henle, Don Ameche, 27 - Bir milletin istiklâli: Pranoes Dee, Joel Mac Crea, 28 - İki aşk arasında: Virginla Bruco, PFranchot Lorre, 80 - İkinet balayı: Loretta Young, Ty- rone Power, 31 - Ana kalbi: Barbara Stan - vyek, John Boles, 82 - Genç kızlar: Lülse Ralner, Robert Young. 33 - Danlelle Darri- eux (Son Posta) «Saray» sinemasma muvaf- fakiyetler diler. Filmlerde Hindistan moda oldu Geçen sene çevrilen iÜlk Hindistan Jilminde oynıyan Hindli çocuk Tacmai (Bengalânın«üç mızraklı askeri) fil- |minden sonra film kumpa_şıyılnr.ndn bir Hindistan modası başgöstermiştir. Son çevrilmiş olan (Hindistanda le başına) filmi pek büyük bir müvaffaki- yet kazanmıştır. Amerikan film kumpanyalarından biri de gene mevzuu Hindistana temas eden (Gunga din) adında bir film ha- zırlamaktadır. Kumpanya bu filmde tam manasile bir Hindli rolünü yapa- bilecek bir san'atkârın bulunması için dünyanın dört bir tarafına acentalar göndermiştir. Filmin başlıca san'atkârları şunlar- dır: Cary Grant, Victor Mac Laglen, Douglas Fairbanks Junior, Joan Fon- tajne, Dokuzdan evvel stüdyoya çağıtılamıyan san'atkâr Sinema âlemi, fevkalâde bir sese ma- lik yeni bir san'atkâr kazanmıştır, San- atkârın ismi: Joe Peuner'dir. Son defa R. K. O, kumpanyasına giren bu san'at- kârın yapmış olduğu mukavelenameye göre saat dokuzdan evvel stüdyoya ça- ğırılmıyacaktır. Bunun sebebi de şu: Joe Peuner'in sesi ancak saat 9 dan sonra inkişaf ey- lemekte imiş!... 'Tone, 29 - Mösyö Motonun yemini: Peter| ? 5 * PZT ON Telefonda Çocuk, babası « nn dolma kalemi « ni yutmuştu. Baba telefona koştu: — Doktor orada a mı? —N —Bir saat sonra mı gelecek? yt — Peki zarar yok, Ben o zamana ka « dar kurşun kalem « le yazarım. Radyodaki konjferansçı — O da meş- hur bir pehlivandı amma, herifin bo- yu işte şu kadardı... — Yaptığım tabloların kıymeti, ben öldükten sonra anlaşılacak. — Yazıkl.. w 2277 —— Buğünlerde sıhhatin nasıl? — Bayan hemşire, ben pansımana de- gil, terkos musluklarını tamire gel- miştim. Yokluğumda Kadın, ön beş gün için kız kardeşinin yanıma gidiyordu, kocasına: — Benim yok « luğumda sakın ü- zülme, dedi, mut- fak takımları mutfaktadır, Kon- serveleri gene dolapta bulursun, helc.. bilhassa yokluğumu sana hissettirmemek için; «eve niçin geç geldin?» «neye az pa- ra getirdin?» «ben yeni bir elbise isterim> diye üç tane plük doldurdum. imnfo- nun üzerindedir. Beni hatırladıkça on « ları çalarsın! * Karar verdim — Evleniyormuşsun ha? — Evet evleni - yorum, — Hiç böyle bir niyetin yoktu?.. — Tesadüf.. — Bulunmaz bir Hind kumaşı mı eline geçti? — Hayır, eşya piyangosundan iki kişi- Hik bir yemek takımı çıktı. Tek kişi bu yemeak takımından istifade edemiyece - ğimi düşündüm.. evlenmiye karar ver » dim, * Hâli ada Marsilyalı Mariyüs, gemide anlatıyor du: — Bir tarihte ben bir gemi ile Amerikaya gidi - yordum. Birden « bire fırtına çıktı., Bgemi battı, yüz « düm, yüzdüm, ileride hâli bir ada gör « düm, — Hâli bir ada olduğunu nereden an « ladın? — Üzerinde kocaman bir tabelâ vardı. Onu okumuştum, * iştah ilâcı Dilenci dileniyordu: — Allah rızası için bayan, bana bir kaç kuruş sa - daka verin, tam üç gündür yemek yemiyorum, Genç kadın, di - lenciye acıdı; çantasını açtı. On kuruş çı- kardı, verdi: — Allah razı olsun bayan.. — Şimdi bu para ile ekmek mi ala - caksın? — Hayır bayan, iştah ilâcı alacağım! Geri alınmaz Bay M. bir mağa- zanm sahibi idi, ma>- ğazasında bir Ilevha asılı dürurdu: «Satılan mal geri alınmaz», Kızını is- temiye evine gele- ceklerdi. O günu levs hayı dükkândan sök- türüp evine götürdü. Ve salonun göze iyi görünecek bir yerine — Kocam bama bir kürk manto vüdetti, bu kızın yaptığını astı. yaptığım gün alacak!

Bu sayıdan diğer sayfalar: