16 Eylül 1938 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 14

16 Eylül 1938 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 14
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SON POSTA Devlet Si izinde elli yıl Yazan: Eski Dahiliye Nazırı ve eski meb'us Ebubekir Hâzım Yunan muharebesinde iğtinam olunan toplerdan birinin Selânikten İstanbula getirilirken vagondan sirkat olunması nezdi şahanede teessüfü mucib olduğu ve bulana rütbe, nişan ve 300 lira ihsan buyurulacağı bildirilmişti y kadar önce şifre telgrat-| vechile, Ra tüccar ve üstünde bu ik renin Bulgarca ze olan büy levhanın zârar ve mahzurunun izale - sinin vücubu bu babda sadır olan iradei ile de teeyyüd etmiş olduğu ma- ni Bir sene sonra, aleyhimde verilen Jurnal üzerine azlolunarak Edirne ve İstanbula avdetimde, ayni levhanın E ülrmedaki car vekâlethanesi ve İs- mi kapıları u gördüm. Şikâyet için beyhude kaybet ti- ğim zamana acıdı —56— FERE ILICASI buçuk saat mesafede, Edirne - Dedeağaç demiryolunun gü- zergâhıma yakm bir mevkideki Fere 1- lıcasının santizrad 56 derecede sıcak suları, meşhur Karisbad sularının ayni Romalılar zamanımda yâpılmış olan iki hamam, uzun zamanlardanberi de- vam eden ihmal sonunda, o civardan ur zamanları yatağını tiren bir çayın getirdiği kumlarla, kubbelerine yani sekiz, dokuz metre yüksekliğe kadar dolmuştu. Bu yüzden, nerede bulunduğu malüm olmıyan memba, yer altında hamamların her cihetini işba etmiş, Fakat bu hal kaplıcanın kim bilir ne kadar çok yüz yıllardanberi her tarafa yayılan şöhre- tine halel vermemişti. Mayıs ve ağustos aylarında civarda- ki köylerden, kasabalardan, hattâ Edir- ne, Gümülcine ve İskeçe ile daha uzak mahallerden binlerce hastalar gelerek bu kumlar içinde açılan ve suyun de- ğiştirilmesi, temizlenmesi mümkün ol- mıyar çukurlara girmekte ve daha de- rince bir çukurdan çekilen suyu da iç- mekte idiler. Şu nezafetsizlik ile beraber 56 dere- cede sıcak bir sudan çıktıktan sonra a- çıkta, ağaç dalları ile yapılmış gölgelik- ler, yahud çadırlar altında yatmakta, o- turmaktaki mahzurlar da âşikâr idi. E- dirnede vali muavini bulunduğum es- nada.nafıa mühendisi.ile beraber oraya gelerek bu ılıcanın ihya ve ıslah edil- mesi için tedkikatta bulunmuştum Şu haller ile beraber, hük iğ kap-| kca adile bu mülevves suyu her sene a- zami 120 liraya kadar ihale ve mülte- zimler de hayli İstifade ediyorlardı. Dedeağeca geldiğim senenin mayıs pek süre ice idare edilerek hasılâtı yedi li- ra tuttu! tazam oteller ile beraber bir jan- rakolu tesis edilir, yakından geçen demiryolu katarları orada du- rurlarsa bu ılıcanın kısa bir müddet i- çinde güzel bir kasabacık halini alaca- ğına, devlet hazinesi ve mahalli ahali- sinin istifade edeceklerine kani idim. Her odada hususi banyo bulunmak şartile sekizer odalı iki küçük otel yap- tırdım. Münasib saatlerde trenlerin 0- rada durup yolcu getirip götürmelerine | demiryolu idaresi de memnuniyetle | muvafakat etti Jandarma karakolunun tesisine mü- | saade alarak işe başlattığım sırada an- | sızın azledildiğim için her şey halile kaldı. Bu iki küçük otel ilk defa beş yüz li- raya verildi. Bunların icar bedelleri ile her sene birer ikişer otel ilâve edilecek ve bah- çe, kazino gibi şeyler de yapılacaktı iş flar ih k, fakat güzel| ehri pek çabuk v cide gelmiş o- al) Heder olan bu mesainin yeğâne mü kâfatı, Musulda Li iken Edirne müf- O 2 Nuri paşadan sonra üsü ve birçok maruf zevatın imzalari- ığım şu telgraf oldu inşasına himmet bu- rduğunuz otı tellerde rahat ve mu- hilli sıhk £ hallerini ıslah ettiğiniz su bulduğumuz için, yüzlerce hüzar ile birli atiğli- lerine dualar zi minnetarâne te şekkür! Dedeağaç mutasi arrıflığına, halefim Muherrem efendi “Basra valiliğinde bulunan) tayin olun- € Muharrem efendi mektubcu, ben İmektubcu kalemi mümeyyizi olmak ü- zere altı sene Kastamonu ve bir müd- det de İzmirde bulunmuştuk. Şu kardeşce ağaçta bıraktı çocukları gibi hasıl olan bu zatın olsun Dede- ım eserleri bir kar kki ve himaye ceğini umarken, irad ve akarı bulun- mamasından dolayı yaptırdı I neye (canlı cenaze) de ve resmi iyeti rehini ce yacağından...» denerek onra icra ettiği ye varidat tedarik etmemiş oldu. dan dolay: - alelhusus bir dost * di. Fere ılıcalarının varidatile bahçeler vesair elzem şeyler mukârrer iken, Muharrem efeni lerinden birinin eserini tamamlamak- tansa, kendisinin de bir eser vücude getirmesini tercih ile bu kararı ihmal etmiş, kaplıcanın varidatını da ma akan — ay Üz erindeki nşa- sına sarfetmiş ve buharlı değirmen, su değirmenine rekabet edemeyip az bir müddet sonra muattal kalarak harab o İş lup gitmiştir. Bazı valilerin, kendilerinden evvel gelip gidenlerin bıraktıkları küçük, bü- yük memlekete faydalı eserlere karıla- rının evvelki kocalarından doğmuş âk- süz çocuklar gibi yan bakarak ihmal ettiklerini, üçünde ikişer defa bulun- mak üzere valilik ettiğim dokuz vilâ yette görmekle mükedder oldum. Sırası geldikce hikâye edeceğim vec- hile, her vilâyette böyle yarım kalmış faydalı eserleri, yapmağa ben mecbur iken selef veya eslâfımın kısmen olsun yaptıkları birer eser olmak üzere telâk- ki ederek memnuniyetle onları tamam- lamıya çalıştım. —57— DEMİRYOLU VAĞONUNDAN ÇALINAN TOP 1897 senesi haziranının 25 inci gecesi mabeyn başkâtibinden şifre olarak al- dığım telgrafta: Ni «Yunan muharebesinde iğtinam olu- nup İstanbula nakledilmekte bulunan toplardan birinin Selânikle İstanbul arasında vagondan sirkat olunduğu an- İlaşılarak bu hal nezdi şahanede fevka- lâde teessüfü mucip olduğundan her kim bulur ise rütbe ve nişanla berâber 300 lira ihsan buyurulacağı» iş'ar ve yh ona göre tahkikat ve ta- ası ehemmiyetle emir olu- kiz topun üç gün Şevket bey na - i altında İstan - Jönce geçen trenle ve mında birinin nezaret bula gönderildiği malüm derhal liva dahilindeki istasyı telgrafla sordum. Kitleli istasyonunda 17 top sayılmış oldu an birinin bu istasyonla De- deağaç arasında kaybolduğu anlaşıldı. Topları götüren katarda yalnız bir ermeni varmış. Onun da Edirneye dip bir gün sonra Dedeağaca döndüğü polis dairesinin yolcu defterinden, tren şefi ile üç gardöfrenden birinin Osman- . onlardan olduğundan lu Rum, birinin Yunan tebaasından old onu şefliğinden o gece ceva anlaşıldı. Tren mı öfrenlerin yarınki katar ile Dedeağaca gönderilmelerini yete telgi ildirdim, Er- meni o gece buldurarak bizz: tini ettim. Bu ermeni, yirmi rında fakir bir genç idi Sözle anlaşıldığına göre, kendi ru ile beraber fürgonlara gi çtan bir iki kilometi a fürgondaki petrol Mimbannı pencereye getirerek dışarıya bakmış. Bu suretle arkada ve açık va- gonlar içinde bulunan topların yanına giden gardöfrenlere işaret edildiğini, toplardan birinin oraya atıldığını istid- lâl ettim. Top ri mus zu ile gare | mahfu: derhal vilö kundaksız ve tahminen lığında bir cebel topu imiş! Er- “ İtesi günü, mahfuzen Edirneden gi “İrilen mezkür tren memuru ile gardö i bizzat isticvab ve ifade ttıkla- şte, ve tehdidlerde bulunduğum halde itis r, Gardöfrenlerden İtalya- vakit karnındaki bir ağrıdan hu hal ve simasından i dürttü nn vekit muztarıp olduğ İsezdim, Göbeği Topu, düşmüş, dedim! Hak'katin de böyle olduğu tahakkuk etti. B «Tür hiç olm yerek vagondan atarken göbeğin, ların din gayretile toplardan os adında bir k#- ğı yerden geceleyin niz kenari rirda bir Zİ Pp e düşecek bir fırsatla Yu a götürecekmiş. (Ark ar) onama a e © SOLDAN SAĞA: 3 — içki çalgılı eğlence mahalli - Süt veren sakallı hayvan. 3 — Saha - İstasyon. 4 — Geçen mevsim - Bir tanesi, 7 — Emeller - Genişliği, 8 — Cemi edatı - Tenvir etmek 9 — Tenvir etmek - Büyük cüsseli, YUKARDAN AŞAĞI: 2 — Adi - Yüksek. 3 — Çok iyi - Gayret 4 — Rıza gösteren - Taharri et. 7 — Adalar denizi - Olur manasına söyle- ailen bir kelime. cep bıçağı - Bir meyva. cüsseli - Bir şeye dizlimiş, “ İkimseyi birakma!,. yüz | Eylül ye b #GnPöğta' ii , nın zabıta hikâyeleri (Baş tarafı 7 inci sayfada) — Affedersiniz, şimdi geliyorum!. di- yerek odadan çiktı. Biraz sonra yanında, yakışıklı bir delikanlı ile tek- rar geldi ve: — Mister Hornley, size romancı Mi ter Börgleyi takdim ederim!, dedi. İki adam el sıkıştılar. Delikanlı, genç kadına sevgi dolu ba- kışlarla bakarak: — Seni bu vaziyetten, işkenceden kur- tarabilseydim.. diye mırıldandı. İ Müfettiş ayağa kalktı, ve genç kadınla delikanlının müsaadesini alarak avluya çıktı. Otomobiline atladı. Polise de: — Sen burada kal, ve evden dışarıya tembihinde bulundu. Doğru, komiserin bürosuna girdi. Bir koltuğa gömüldü. Cebinden fotografları çıkardı. Biref birer baktı. Sunra, komi- sere dönerek: — Azizim, dedi. sana, madam Fer faksın verdiği ifadenin baştanbaşa ya- lan, düzen mecmuası olduğunu söylemek mecburiyetindeyim.. hiç şübhe yok ki kurnaz kadın, masal anlatır gibi, okudu, İdurdu, ama şu elimdeki fotograf aksini isbat ediyor. iği fotografı görü- Hornleyyin, madam Ferfaksın nereden anladığını, bu niz? Bulamadımzsa, İ okumaya devam ediniz.) devam etti atimee, l del Mister Fi üştereken o mes n, saat 8.20 ile 10 ara- bulunmadığını iddia e diyormus. Bu iddia hakikat olarak ka- bul edilebilir. Fakat Mister Perfaks, sast| 8,20 den evvel, yani akşam yemeğini ye romancı madam Fe i — Galatasarayın antrenörü geliyor Galatasaray klübünün yeni antre nörü Pantler Cumartesi günü İstan bula gelecektir. Antrenör eski Avusturya milli takı mında sol müdafi oynamıştır, Kendisi z beş defa beynelmilei İmana kadar Fransanın en kuvvetli ta - İgi kımlarından Olimpik Marsey'in antre-| inörü idi Klüp murahhasları toplandılar İstanbul klüplerinin zaurahhaslaı Cumhuriyet Halk Partisinde mıntaka Başkanı Vali Muhiddin Üstündağın ri- setinde toplanmışlardır. Lig maçla - rına döri büyük klübün iştiraki temin ir. Pazartesi günü tekrar top - Bir çoban koyun yıkarken boğuldu a ş (Hususi) — Susığırlığın Demirkapı köyünde Ramazan adında İbir çoban Simav çayında koyun yıkar- suya kaptırmıştır. Nöbetci eczaneler Bu rece nöbetci olan eczaneler şunlardır: İstanbul cihetindekiler: Aksarayda: (Sarım). Alemdarda: (Sirri Asım), Beyazıdda: (Haydar), Samatya- da: (Erofilos). Eminönünde: (Mehmed Kâzım). Eyübde: (Hikmet Atiamaz). Fenerde: (Hüsameddin). Şehremininde: (Hamdi). Şehzadebaşında: (Üniversite). Earagümrükte: (Fuad). Küçükpazarda: (Hulüsi). Bakırköyünde: (ANA). Beyoğlu cihetindekiler: İstimal caddesinde: (Galatasaray). Tü- nelbaşmda: (Matkoviç). Galatada: (İki- yo). Fındıklıda: (Mustafa Nail). Cum- huriyet caddesinde: (Kürkelyan), Kal- yoncuda: ( (Zafiropulos). ( Firuzağada: (Ertuğrul). Şişlide: (Asım). Beşiktaşta: (Ali Riza), Boğuziçi, Kadıköy ve Adalardakiler: Üsküdarda: (İmrahir). Sarıyerde: (A- saf). Kadıköyünde: (Büyük - Üçler), Büyükndada: (Şinasi Rıza). Heybelide: (Tanaş). h | diği saatle, Börgleyin ifadesinin sığ” göstermek için bulunduğu yere gi“ saat arasında öldürülmüştür. Ferfak$ ” timel ki, ölüsünün bulunduğu nok epeyce ötede öldürülmüştür. Cesed © dan buraya otomobil ile getirilmiş v8 Yarım saat kadar geçti sonra da madam Ferkas çığlık kop: ya koyulmuştur. Komiser, şaşırmıştı: e diyorsun azizim, diye mırıldf dı. Yemin ederim ki, bir şey anlam Bu neticeyi de nereden çıkardın aşkına?.. Müfettiş kendinden emin olanlara İf bir jestle cevab verdi: İşte bu folograftan. Bu resme pek | bakmaz, şübhelenmiştim. Şu kollara ” İkinız lütfen. dikkat ediyorsunuz İ yanlara doğru uzanmış, uzatılmış bu Mİ Jar... Ölü, ayağa kalkmak istemiş o veyahudi da bir yerden bir yere nakisi miş bulunsaydı bu vaziyete bir şef İ mezdim. İtirazım olmazdı. Arha mal Ferfaks, cesede asla dokunmadığın! $İ Yanına yaklaştığı zâmen hareketsis Ml duğunu iddia etti. Bu suretle, suçunu taya koymuş oldu. Herhangi bir dol” run da tasdik edeceği veçhile, yere # şen bir insan yüzünü korumak kay, insiyaki bir hareketle ellerini kaldırıf © üne doğru götürür. Kurşunla vu! ile, gene ayni hareketi yapar. Bi İbal gibi bir cinayet olduğuna, Ferfâl İbaşka bir yerde öldürülüp buraya rildiğine kalıbımı basarım aziz kol rim. İ Komiser kederli kederli başını salli” | rak mırıl | — Haklısın, dostum. acı ama, ne Yİ hm, bir dakika müsaade et te, çok kından tanıdığım bir dostun tevkif #f tilmıştar. » i zekkeresini hi J s Eğer fallar doğru çıksaydı... (Baştarafı 8 İnci sayfada) tir... Memleket büyük bir refah içi bulunacak, cenneti andıracak... Halbuki 22 ay sonru Avusturya caristan imparatorluğu çöküverdi..- Bir falcı Bernard Shaw için: © ! çocuk uzun seferler kaptanı cak...» demişti. İngiliz donanması doktorlarında8 y binbaşı müstakbel İrlandalı muharf annesini ziyaret etmişti. Uzun uza çocuğun kulaklarını, gözlerini a ni, kalbini muayene etti, onun ahlâk tabiatları hakkında malümat e Nihayet kemali ciddiyetle dedi yi | 5 | | — Bu çocuk tam bir bahriyeli ol! doğmuştur. Ben hükümlerimde hiç nılmam... Günün birinde büyük kaptan olacak... Halbuki daga olacağına büyük y mubarrir oldu., Bir falcı Hitlere demişti kiz «Af samlıkta sebat eyle... Fakat ter portreler yap» Geçenlerde Alman hükümet rel arkadaşlarından biri hatıraunı mi mişti, Bu hatırata göre umum! harb 7 rasında bir falcı Hitlere şunları 6ö miştir; — O kadar güzel ellerin var ki g hakkak ya ressamsın ya çalgıcısı5 eyi Hitler ressam olduğunu ei Dsi laği — Ressamlikta sebat et... öyle doğuyor ki sen manzaralar gi #akat portreler yapacak olursan ci b muvaffak olursun... tavsiyesind8 lunmuştu. Halbuki... Bel gevşekliğ! Dermansızlık Vücut vw Dimağ Yorgunluğu iç!" Sİ AINN A Te V Beşir Kemal - Mahmud Ce

Bu sayıdan diğer sayfalar: