29 Ekim 1938 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6

29 Ekim 1938 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Sayfa l Hüdiseler Karşısında I IK ı Ş , Burası dar bir sokak: En küçük, en eski evin bile kapıs- nın penceresinde birkaç lâmba yanı - yar. Burası bir cadde: Caddenin hör Iki tarafındaki mağa- zalar, birtbirlerile yarışırcasına aydin- hatılmış.... Burası Eminönü meydanı: * “Yeni yaprlan sütunlar gik meydan apaydımlık.. , Burası Köprü üstü: - Karuköye bâkıyorum: Aydınlık gözlerimi kamaştırıyor: Denize bakıyorum: Aydınlıktan başka birşey görünmü- icinde, yor. Gök yüzüne bakıyorum, | Şehrin her köşesinde yanan yüz bin- lerce irtli ufaklı elekirik lâmbalarını aksini orada görmek mümkün. — Gökyüzü, güneş ışığında bile an- cak bu kadar aydınlık olabilirdi, diyo- vum. * Şehir, ışık içinde Cumhuriyetin On- beşinci yıldönümünü kutluluyor. Ge - çen on beş yılda olanları düşünüyo - Tüm, Ve bir saniye evvel gözlerimi kamaş- tıran ışıklı şehre bakıyorum.. — Fakat | obunla yüzü iyi artık gözlerim kamaşmıyor. Kendi ken-| , mizlemeli, dime: — Bütün bu ışıklar, Cumhuriyet ışı-|da kullanılırsa fe- ğının yanında meğer nekadar sönük-|na olmaz. Fakat müşler, diyorum. İ İSMET HULÜSİ (— Bunları biliyor mu idiniz? — | Çekirge yağile sabun yapılabiliyor — Amerikanın bir gçok sabun fabrika- — «—> ları, sıcak memle- — ğ ketlerde — üreyen — Üİ gekirgeleri ezerek — SA Astihsal — ettikleri yağlarla sabun yapmakta- / dırlar. Bu yağ, ev« velâ buhardan geçirilerek tasfiye edil- dikten sonra kullanılmaktadır. * Dünyanın en garib müzesi Dünyanın garib müzelerinden biri de Almanyada Altenburg şatosunda bulun- maktadır. Bu, bir iskambil kâğıdları mü- zesidir ki (50) binden fazla çeşidde is- kambil kâğıdı nevini ihtiva etmektedir. * Nevyorka aid bir istatistik Nevyork ahalisi, resmi istatistiklere göre günde 70 ton tereyazı, 150 ton 250 ton patates, 200 ton şeker ve bir milyon yumurta istihlâk eder. Hergün Nevyork şehrine girip çıkan- ların sayısı 2 milyon kişidir. * Parisde otel bolluğu Pariste 1799 oötel, 12875 restaran, 3076 berber salonu ve 19737 kahve vardır. ÖOtelde yaşayanların büyük bir kısmı yerli ahalidendir. Bunlar, otel ücretlerini ev kirasından daha elverişli bulmaktadırlar. , Amerikada garib bir saadet tecrübasi Amerikanın Luz- yan eyaleti teşrif meclisi bir insanın erkek olsun, kadın olsun, on defa ev- lenme — tecrübesi yapabileceği — ka- naati ile yeni bir kanun kabul etmiştir. Onuncu izdivaca hakkı alınmaktadır. * Fildişi ne zaman işlenir ? Biliyor musunuz ki fildişi üzerine hâk işlerinde çalı- şanlar günün gece yarısından sabaha kadar olan zama- nında — çalışırlar. Bunun sebebi bü- yük şehirlendeki nakil vasıtalarının hu- kadar hassastir ki en ulak titreme, der- olür, * Paralı Feklâmın tarihi Gazetelerde parah reklâm usulü ilk defa Fransada 1836 da tesis edilen Mat- buat adlı gazetede Emil dö Jirarden na- doN _roşrA'- : Kadın Köşesi Yüz adalelerini gevşetmemenin çareleri Yüz adalelerinin gevşeyip sarkmama- sı, kat yerlerinin birer kırışık ve çizgi halini almaması i- Ççin yapılması lâ- zım gelen şeyler şunlardır: 1. Akşamları su | Yu- muşacık bir fırça her gece değil Haftada bir kere, ve pek yumuşak bir fırça, 2. Kuru derililer bu temizliğin ar- kasından derhal yağlı, besleyici bir krem sürmelidirler. Yağlı kremden mak- sad nebati ve hayvan! yağlardan yapılan kremlerdir. Biliyorsunuz ki madeni yağ- lar temizleyicidir. Bunlardan — yapılmış kremler beslemez, ancak temizler. Cilde nüfuz etmez. Zaten bunların derinin içi- ne girmeleri Iyi değildir. Sade üstünü te- müzlemeli, hemen gsilinmelidir. Şu halde sabunla temizlendikten sonra küllanaca- ğınız krem bu değil, doğrudan doğruya hayvan ve nebat yağlarından alınma kremlerdir. Kreminiz yoksa yerine lano- kadar saadetini temin edebilecek bir eş (lin, axonge de kullanahilirsiniz. Ancak bulamıyan kimseden, artık evlenmek |ne yağlı kremi, ne de öbürlerini burnu- nuzun ucuna sürmeyiniz. Burun ucu esa- sen yağlıdır. Bir de siz yağlarsanız delik- leri açılır. Parlar, Burun ucunu bilâkis vakit vakit bildiğiniz Emon suyu ile ya- hud alcool camphrde ile silmelidir. Bun- ların ikisi de sıkıştırıcıdır. Açılan veya açılmaya yüz tutan mesameleri sıkıştırır. 3. Adalelerin sarkmaması için yüzü- nüzle meşgzul olduğunuz zamanlar daima ağzı alabildiğine açık tulmalıdır. Bu va- ziyette - sarkmaya başlamış dahi olsa - adaleler gerilir. Elinizin dokunmasından Müteessir olmaz, Gevşemez. 4. Eğer incocik kırmızı damarlarınız sule getirdiği yer deprentisidir. Fildişı © | ” bilhassa burun ucunda - cildinizin üs- tünden görünmüyonsa yüzünüzün ada- lelerini buzla da katılaştırabilirsiniz. Bu- hal işlenen parçanın bozulmasına sebeb | u doğrudan doğruya değil, bir tülben- 'din üstünden dolaştırırsınız. Yani ya bu- zu bir tülbende sararsınız, ya da yüzü- Yemek bahsi: Kâşgır pilâvı Lüzumu kadar yağlı eti kuşbaşı doğ- mındaki gazeteci tarafından ihdas edil- | çayıp tuzlıyarak bir tencerede kavur - miştir. O zaman paralı reklâm yapılma-| malı, İki soğanı halka halka kesip biraz sına şiddetle hücum edilmişti. sade yağında pembeleşinceye kadar kı- ——— — eee | zartmalı Gayet ince doğranmış havucu Evlenmek İstiyen bir genç Şöyle bir mektub aldım: «— 23 yaşındayım, kendimi ve ailemi geçindirecek kadar maaş alan bir adamım. 17 ilâ 22 yaşlarında, ev işlerinden anlar bir kızla evlenmek istiyorum, Benimle evlenmeğe talib olanlar lütfen şartlarını bildirsinler. Müs - tear adım: (K. F. A.) dır. Hakikisi- ni adresimle birlikle mektubuma leftediyorum, isteyene verebilirsi - niz.. * Gerçekten bü mektubun altında sarih bir adresle isim mevcuddur. Fakat ben ilâve edeyim: Okuyu - cum İstanbula bir hayli uzak, mem- leketin nisbeten âaz mamur bir köşe- sinde oturmaktadır. Eğer tesadüfen kendi yaşadığı muhitten bir ses çık- mMazsa, meselâ İstanbul veya Erzu- rumdan geletilecek bir mektubun sahibile nasıl anlaşabilir? Anlaya « madım. Bununla beraber arzüsunu is'af ediyorum. * Ankarada Bay (A. T.) ye: — Bastasınız, doktorlar verem , diyorlar. Fakat derd ilerlemiş de - ğildir, geçecektir. Bu noktadan müs- terihsiniz. Fakat ruhi ve manevi hu- zurunuz yerinde değil: Zevcenizden mektub alamıyorsunuz, ayrılmak ni- yetinde almasından şübpeleniyor « sunuz, ve bu şübhe sizi kemiriyor. Çünkü zevcenize sönmiyen bir aşk- la bağlısınız. Çocuğum, bu vaziyette bir gencin mekadar ıztırab çekebileceğini tak- dir ederim, fakat kendinizi biraz maddi düşünmeye de alışlırmanız lâzım: Bu hastalık geçeceklir, mu - hakkak size doktorlar da söylemiş olacaklardır, geçmesinin bağlı ol - duğu ilk şart bir, iki, belki de üç yıl evlilik hayatından uzakta yaşamak- tır. Bu takdirde, eğer öyle istiyorsa, zevcenize serbestisini iade etmeyi düşünmek doğrudur. Sonra: — En kuvvetli aşk, sevdiğinin menfaati icab ettiği zaman kendisini feda etmesini bilenin aşkıdır, der - ler. Halbuki bu meselede yalnız o - nun değil, sizin menfaatiniz var. TEYZE içine atıp biraz çevirmeli, sonra fıstık, üzüm, tarçın, kakula, tuz ve biberini koyub karıştırmalı. Tencerenin dibin- de duran kavrulmuş etin üstüne yıkan- mış pirinçten bir sıra, bunun üzerine soğan ve havuç mahlütundan bir sıra olmak üzere kat kat istif etmeli. Kay- nadığı zaman karışmaması için üstüne bir kapak örtmeli. Sonra fikir fıkır kaynıyan et suyunu ilâve etmeli. Su kâmilen çekilip kabarınmcaya kadar mutedil ateşte pişirmeli. Bir tepsiyi tencerenin ağzına kapayıp altüst ede- rek pilâvı oraya almalı, etler o zaman plâvın üstüne çıkar. Bunun üzerine sıcak suda haşlanarak kabuğu çıkarılmış badem de az yağda kızartılarak dökülürse çok nefis olur. Dolmabahçe açıklarında Hamicditye kruvazörüne çarparak batan ve gemi aşçısının ölümile neticelenen Ordu vapurunun süvarisi Mahmud kaptanın muhakemesine Ağırcezada devam e - dilmiştir. Dünkü celsede dinlenilen ehli vü - kuf Şevket, mahkemede hâdise etra - findaki mütaleasını hülâsaten şöyle anlatmıştır: — Ordu vapurunun şiddetll akmtı tesirile Hamidiye üstüme düşmesile ka- İza vukua gelmiştir. Akıntının derece- sini gece tayin edebilmek mümkün ©- lamaz. Kaptan akıntının şiddetine gö- Te Anadolu yakasına yürüyen vapuru Kızkulesi istikametine çevirmekle bel- ki kazayı önliyebilirdi. Fakat, bu hu - susta kat'i birşey söyliyebilmem - için Görümeesinin kolunu jiletle kesen kadın adliyeye verildi Dün, görümcesinin kolunu filetle kestiği iddia edilen Meliha isminde şık ve genç bir kadın Adliyeye verilmiş - tir. İddiaya göre, Meliha iki sene kadar; evvel kocasından boşanmış, bu sırada görümcesi Şükranla da aralarında bir münakaşada, Şükranı kolundan yaralıyarak Ankaraya kaçmıştır. Meliha, sorgusu sırasında böyle bir hâdisenin vâki olmadığını söylemiş - tir. Hâkim Reşid, tahkikattaki bazı nok- sanların ikmali için evrakın Müddetu- müumiliğe tevdiine, suçlunun iİkamet - gâha rapten serbest bırakılmasına ka- rar vermiştir. Poliste : 6 yaşında bir çocuk merdivenden düştü Nişantaşında İkinolayasna sokağında o- turan Mahmudun oğla & yaşında Abdul - lah, evde oynarken ayağı kayarak merdi | Galata rıhtımında bağlı İtalyan bandı - İralı Aleksina vapuruna balık yüklemekte Volan balıkhane memurlarından Habih, bo - garına vapurun tel balatı takılarak yara - Tanmıştır. Yaralı tedavi altına alınmıştır. Bir kız iş görürken düşüp yaralandı Kadıköyünde Rihtımiskele sokağında o - turan 15 yaşında Zekiye, mutfukta dolaşır- ken ayağı kayarak yece düşmüş, ve vücu- dünün muhtelif yerlerinden yaralanmıştır. Bir otomobil kazasında iki kişi yaralandı Şoför Vehbinin idaresindeki 2074 numa - ralı otomobil, Karagümrük istikametinden gelerek Fatih tramvay dutağına yaklaştığı sırada önünde bulunan tramvayın yanın - gdan geçmek istemiş ve tam bu eganada tram- yaya binmek üzere olan Fatihte Kırkçeşme Hamidiyeye çarparak batan vapur davasının muhakemesine devam edildi Dinlenen ehli vukuf batan (Ordu) vapurunun akıntıya kapılarak Hamidiyeye çarpmış olduğunu söylediler © dakikada orada bulunmuş olmam lâ« zam gelir. Ordu süvarisinin vapuru sancağa almamış olması, bir hata sa * yılmaz. Geminin akıntı tesirile kaç mil gittiğini gösteren bir âlet de yoktur. Hâlen Hatay süvarisi olan Ordu va- purunun ikinci kaptanı Remzi mahkemede şahid olarak dinlenilmiş ver: — Kaza vuku buldüğu sırada ben demir başında idim. Biran, Hamidiye-« ye çok yaklaştığımızı gördüm, Bu va « ziyette çarpışmamak imkânsızdı. İşte, bu sırada kaptan, terki sefine emri ver- di, Kazaya sebeb olan suların fazla ce- reyanıdır. Demiştir. Müuhakeme, diğer bazı tahkikatı$ ikmali için talik edilmiştir. Eski Yeniköy nahiya müdürünün yeniden tevkifi istenildi Evvelce yapılan muhakemesi neti « cesinde, iki sene müddetle hapse mah« küm edilen ve ikinci döfa Temyizin kararı nakzetmesi üzerine, tahliye o - Kunarak muhakemesi yeniden rüyet o« hman rüşvet almaktan suçlu sabık Yeniköy nahiye müdürü Alâeddinin davasma Asliye birinci cezada dün de devam edilmiştir. Dünkü celsede, Müddeiumumi İh - san, 1609 numaralı kanun mucibince yeniden tevkifini istemiş, suçlu vekili buna İtiraz etmiştir. Mahkeme, bu hususta bir karar ver mek üzere duruşmayı başka güne bı * rakmıştır. Müteferrik : qul;ıy umum menafiine yarar cemiyetler meyanına konuldu Gençliği alkol ve uyuşturucu zehir « lere karşı uyanık bulundurmak için on “İsekiz senedenberi çalışan Yeşilay ku - rumunun mesaisi hükümetçe takdir e- dilerek kurum umum menafiine yarar cemiyetler meyanına idhal edilmiş * İş dairesi reisi şehrimize geliyor de | Karadenizdeki #urnesini bitirdikten | sonra Akdeniz havalisindeki iş dairele- rini teftiş etmek üzere bir müddetten- beri seyahatte bulunan iş daireleri u- mum müdürü Enis Behiç, pazartesi güe Bir adamı yılan ısırdı Şehremininde Meeidiye mahallesinde oti rTan Mehmed, elinde büyük bir yılan olduğu halde sabıtaya müracaat etmiş ve bu yılan tarafından kolundan isırıldığını iddla eyle- miştir. Mehmed, yılanla beraber Gürebi hastanesine gönderlilmişse de yapılan mu- ayene nelicesinde yılanın zehirsiz olduğu Biz otomebil. kaşanı | sokağında oturan Gülizarla Kabakulakta| —G töc Zölfikarın idaresindeki 2005 numa- | Ceviz sokağında mukim Mehmede çarpa - ralı otomobll, geçerken Şehsadebaşından rak her ikisini de vücudlerinin muhtelif yer- | caddenin bir tarafından diğer tarafına geç- | lerinden — yaralamiştir. Yaralılar Güreba. hastanesinde tedari altına alınmışlar, suç- da yakalanarak talıklkata başlanmıştır. mek istiyen Behçet isminde bir şahsa çar“ parak bacağından yaralamış ve goför yaka- Janmıştır. DERERAAARANA AÇA NN DNDN GA l Bacaksızın maskaralıkları : ç Mücadele I

Bu sayıdan diğer sayfalar: