29 Ekim 1938 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7

29 Ekim 1938 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SON POSTA Şapkacılar «yeni modeller bulduk» diye övünmesinler, yaptıkları kopyacılıktır. D . EDE İR MESELE |J İtar) Şimdi geliyorum sabret Bizim klâsiklerimiz var mıdır? Davanın ibresi ( var ) ile ( gok ) arasında o derece sür'atle segrediyor ki insan âdeta şaşırıyor Nizameddin Nazif, Agâh Sırrı, İsken- d hreddin, Yusuf Ziya, Orhan Seyi İzzet, Bürhan Cahid, M. Tu! Ercümend Ekremden sonra bug a ve Selâmi İzzet <Klâsik- iz var mıdır, yok mudur?» sualini ablandırmış bulunuyorlar. esi (var) “atla lenin ib Sinda o derece sür San adetâ şaşırıyor. İşte son iki cevab: | Muharrir, edebiyat hocası Hakkı Sü-| ha şöyle diyor: kimlerdir? ik ş.ıhsım!p-W r takım şartların unların en — başında, mil şeklini almız bulun-| Baki şairlerimizi, | bakımdan imkânsız- bir san'at oluşu da d- hududları dışında br- gibi Inız, taklidci kaideci bir edebiya' o- azı biraz klâsik va- flara ulaştırır. Fakat şartların himleri kendi Ger klâsik kekmesine, arkasında tak- ler sürükliyen bir mana veriyorsa-| 2, © zaman konunun özünden uzraklı Miş oluruz. Her çağda böyle birkaç kud-| Tetli san'atkâr değabilir. en mü- e yoktur. Bizim gerçek klâsiklerimiz için muhit, ancak şimdi hazırlanabilm tün pürüzlerini, cevherini bulandıran ya- Bancı unsurların hepsini atmış bulunu- Yo artık eserler, kolay ko- ecektir, sanıyorum. Selâmi İzzet Sedes Selâmi İzzet beni karşısında Zülerek başını salladı: — Bütün hüsnü niyetime rağmen.. — Cevab vermiyecek misiniz?.. Hayır, bütün hüsnü Men suale (vardır) diyemiye Peki! Ben de muhakkak (vardır) cevabıra almak için dolaşmıyo- Tum. Önüme bir deste kâğıd koydu, konuş- Mağa başladık. Evvelâ klâsik manada klüsiği tarif *tmek lâzım. Edelim: 1 — Klüâsik eser, birçok bakımlardan *torite kesbetmiş olan eserdir. 2 Zevk yüksekliği ve üslüb safiyeti Bakımından kendi nevinde örnek teşkil #den eserdir. 3 — Mütcaddid örnekleri mevcud alan #serdir. görünce dedim. Hakkı Süha Selâmi İzzet Bir de edebi tarifi var, güzel ve doğru- ya — gitmek: - Güzeli ve — doğru - yu emsalsiz bir zevk'çerçevesi içinde gör- |mek ve güzelle doğruyu bu çerçeve için- de canlandırmak, Şimdi bu benim tarifime göre: Bizı . | klâsik bir devir vardır veya bizim de klâ- | siklerimiz vardır, demek yanlış olur. Fa- kat benim tarifimin haricinde biri çıkar da klâsiği başka türlü tarife o da doğru olmaz. Bizde klâsik devir ve muharrir yoktur, diyorum. Çünkü; bizim devrimize kadar daha doğrusu yakın çağlara kadar Türk dilini temizlemek için, tasfiye etmek için, süzüp durultmak için ortaya kimse atıl- mamıştır. Dilimiz henüz ekmel bir dil halini almamıştır. Ekmel bir dil olma- yınca klâsik edebiyat olmaz. Devrimize kadar iyiye ve doğruya gi- den, iyiyi ve doğruyu bulup herkesin ak- lından göçen, herkesin aklına gelen bir kalkarsa "İ|yaspis. Beykoz, Üsküdar ve Kartalda fikri en iyi tarada ifade etmiş mi kirlerimiz görülmemiştir. Fikirsiz, yaca red ve cerhedilmiyen vecizesiz sik edebiyat yoktur. Nasıl vardır, diyeyim ve nasıl varo- | duğunu iddia ediyorlar ki, elim bir harb sonu istiklâlimize kavuştuk; yeni düşün- celerle modern bir. Türk cdrbıvm na | | doğru hamle etmeğe başladık. Öz ve saf |türkçeyi aramağa koyulduk. Eski Y ön- | n | |ve Lâtin edebiyatma varıncıya ı.ıwı' her dilden ve her milletin edebiyatını dilimize çeviriyoruz; sahneye ehemmiyet veriyoruz. Fütürist şalrlerimizle, ediblerimizi karşı ka ruz. Bu Rönesans devrinde old | cerhedilemez bir delilidir. B klüsik | mden h bizde de buz 4i bir dil bi millet 1 tesadüf İtalya İci ni — zamanı Ön altıncı sırda ve î'ıgıhe'rdı- on — yedin -| sırda Fransada, on sokizinci a -| Almanyada nasıl bugün klâsik de- | diğimiz devirler dağmu | Malerb, bir Dante, bir gün klâsik edebiyatımıza yol açı | lacaktır, Nusret Safa Coşkun Not: Agâh Sırrı Levendin cevabında (bu kabil eserlerin eski edebiyatımızda çok olmadığı) (çok olduğu) şeklinde mıştır. Düzeltir ve özür dilerim. Nu. - Sa, Bütün kazalarda haşerat mücadelesi yapıldı 1938 gsenesi ilkbaharından itibaren vete bağlı kazaların hududları da- hilinde muhtelif emraz, haşerat ve mu- zır hayvanlarla mücadeleler yapıl - mıştır. Bu sahada sarfedilen büyük fa ler az zaman zarfında müsbet net r meydana getirmiş, köylüler büyük za- rarlardan kurtulmuşlardır, Yalovada çekirge, zeytin sineği, Di- iponomot, karpokapsa ve zeytin sine- ği, Bakırköy, Silivri, Çatalca kazala - rında da ehemmiyetli mikdarda çe - kirge mücadeleleri yapılmış, haşerenin zarar yapmasına meydan verilmemiş- tir. Bütün kazalanda damuzların itlâfı i- çin bi faaliyetler sarfedilmiş, tes- bit edilen mükeli lefiyet, köylerde tama- mile verine getirilmistir. Sayfa L . MIZAM — Karagöz tiyatroda Yazanı İsmet Hulüri v Hacivad — (Perdeye gelir) Yâr bana| bir eğlence meded! Karagöz — (Pencereden başımı uza- Karagöz — Anladım, Yanındaki kısa cası Bedia, Hacivad — Yok canım, adının kısacası Bedia demek istiyorum. Yanındaki kısa boyluyu kasdetmedim. Onu Şaziye, Hacivad — (Bediayı selâmlar) Vay e- fıulun takmış, takıştırmış, çakmış, ça- ştrmuş, iki dirhem bir çekirdek, ne: gelip nereye gidersiniz? Karagöz — (Hacivadı takliıd eder) Vay efendim, (sözün arkasını getiremez, Ha- a bakar, Hacivad bi lâfı değiştirir.) Bizirr gümrük memur Hacivad — Sabrede ede çatlıyacağım Si ayı Karagöz — Sakın ha, Çekoslovakya gibi her parçan birinin elinde kalır bil- )l! — Hacivad — Ne olursun Karagöz aşağı | ö ragöz — (Perdeye gelir) Anlama.! ne dedin? vad — Demem © deme değil, ben hükipaye. Karagöz — Fazla saçmalama yersin! Ha - Ne kızıyorsun Karagöz, ben seni tiyatroya götürmeye pelmişt Karagöz — İşte bu fena değil, g I d — Hayd dım, ci ben | yinc | zamanlar a herkese nere ğin ne ârız oldu. Bedia — Şey efendim, provadan dönlü yordük. Karagöz — (Hacivada) Burası tiyatro ğgilmiş, terzi dükkânıymış.. b: rlar sormak âdeti ora d öyleyse tramvaya ksana bi. z dur, elbise değiştirip | yanlar provadan dönüy Hacivad — Piyesin provası demek 1s tediler. 'agöz d — Elbisende ge var ki? göz — Bir şey olmadığı içn değiş Hiç te duymamıştım. Şimdi m. Meğer piyazlar luyor ha. Gerçi bir lü hareket etmesi a, benim tramvay elbisem alüm ya, tramvay kapısına do- sisaden hayır kalmıyor, a ölçüyle, pro- yrıdır. » nsanın piyaz kunar Ha üse larken; öl. vad — Tramvaya binmeyiz, oto-| şey olmasa gerek, bineriz. Hacivad — Sus Karagöz, — İkl saat bekle, gelirim. Hazım ge Karagi Karagöz orlar. Hacivad — Hazım ort Sağındaki 1 toru: ragöz — Kendimi hayat sigortasına Kara solund. Hacivad büyük . Otomobile Jinelim canım daki Beh 5 aki de Vasfi Karagöz — Bunlar necidirler? Hacivad — Neci olacaklar.. akti üçü yanla sabahsız nereye gidiş. Vasfi — Aman Allahım, Karag Karagöz — Hınhıv amımna, bir maske lâzım. Neret Hacivad — Maskey Karagi ı zannederler, rinden kurtulamam, Hacivad — Yaya gidelim. Karagöz — Gerçi mahzarları var am- inden iyisi gene o.. nereye gıde- ne yapacaksın? — | — Beni otomobilde görürler- borç istiyenlerin | — Karagöz sen burada ha aragöz — Çok şükür bir rastladık. Nasılsın bakalım? Hazım — Çok iyiyim, sen nasılsın? Bi- kramiye iki yüz bin lira. Kargöz — Ha? Hazım — Bir bilet yüz elli kuruş. Karagöz — (Hacivada) Hacivad bu a- dam hoşuma gitmişti amma, konuşur- ken saçmalıyor. Hele şu ihtiyarın bir &- Unt öpelim, (Behzada) Efendi baba v elini öpeyim. Behzad — El öpenlerin hiç olmasın. Karagöz — Çattık. Hacivad — İhtiyarlığını ne diye yüzü- ne vurursun? Karagöz Pot kırdık ha. dur tamir ederim. Oğlum Behzad nasılsın, mektel ni bitirdin mi?, tanıyana civaf — Beyoğluna, Karagöz — Bien. Hac'vad — Bir enden mi çıkıyor, ken- ine pijrna mı yaptırıyorsun?. Karagoz — Ma şer ami Hacivad — Şıra mı istedin, bir şıracı- dan içe tiyatroya rinci Karsgöz — Ne anlamaz — insanmışsın, ğluna çıkacağız dedin, ben de eg. Hacivad — Ne ı—aumvı' Karagöz — Ne egzersizi olacak, fra sızca egzersizi. ad — Vazgeç., biz tiyatroya gi- haydi durma gidelim. Yürüse- yoruldun mu?.. Haydi haydi.. işte gö- ründü ne Karagöz — Kapısında «Kan Kardeşle- ris yazılı. Buradakilerin heps kan karde- Vasfi atılır — Karagöz amca, onu bil- miyorum amma ben Tuhfei Vehbiyi ez- berledim, istersoeri okuyayım. Bu sırada Cahide ile Samiye görünür- ler. Karagöz — İstanbulspor geliyor. Hacivad — İstahbulspor mu geliyor? Karagöz — Baksana sarı, siyah.. Hacivad — Onlar Cahide ile Samiye! Karagöz — Ya öteki, lâstik top gibi zıplıya zıplıya gelen de kim oluyor? Hacivad — Şevkiye. (Devamı 9 uncu sayfada) Hacivad — Karagöz dikkat eı, Karağöz — O kim 0? ad — Bedia, Ferdi Funştaser.. Karagöz — Devam et. Hacivad — Neye? Karagöz — Lâdı yarıda kesme, İspan- yol asilzadelerinin isimleri dört kelimede bitmez. Hacivad — İspanyol asilzadesi değil, | kısacası Bedla..

Bu sayıdan diğer sayfalar: