26 Şubat 1939 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2

26 Şubat 1939 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Hergün Bütün şikâyet Mevzularının sebebleri Devlette değil bizdedir » Yazan: Muhittin Birgen on zamanlarda okuyucularım- dan aldığım bir hayli mektubda bu memleketin ezeli derdlerinden biri bir kere daha dikkatimi çekmiş oldu. Fa- zilet, temizlik ve vatanseverlik davasi- nın birinci plâna alındığı bir Sv w kuyucularım istiyoriar ki Türkiyede dev- letin resmi veya yarı resmi bütün teşki. Yatı en temiz, en fazıl, en vatansever un“ surlar elinde bulunsun ve ber şey O ka- dar mükemmel işlesin ki... - Biraz mü balâğa ile söyliyelim - bü mükemmeli- yet cennette bile bulunmasın! Dikkat ettim, okuyucularımın en çok istedikleri ve benim de en çok yazmamı 'arru ettikleri yay şudur: Kayırma ve ka- yırma usulü kalksın. Her iş ehline verii- sin“ve her iş ehli tarıfındar en mükem- mel bir şektlde idare edüsin! Bu memlektin devle! makinesinin 19- lahma aid fkirler arasında bu. ezeli bir davadır. Otuz bir sene evvel ben genç bir gazeteci iken de gazeteler bu manada mektublar alırlardı, bugün de ben ayni manada mektublar alıyorum. Fakat, bu. bu kadar kısa bir zamanın davası da de- Bildir. Bütün Tanzıma” devri burnu söyle- miş ve bunu yazmıstır. Belki arada he- $i bir Üslüb farkı vardır; fakat, arzu, #kir, mantık, yüz sene içinde, hep ayni şaydir, Demek oluyor ki bu davayı, bu memleketin halkı, benim tanıdığım otuz bir sene içinde mütemadiyen müdafaa et- miş, fakat, kimse bir söz anlatamamış, bu istikamette hiçbir ileri hareketi kay- dememiş. Şu halde, elân bu bahis üze- inde acaba niçin ısrar ediyöruz? Ms- demki istemişiz. yapamamışız. mademki hep istiyoruz da bu neticeyi tahakkuk ettiremiyoruz, şu halde (ki ihtimalden biri karşınnda bulunduğumuz hükmet. mek zaruridir: Ya istediğimiz şey tahak- kuku mümkün bir iş değ! bir hayal, * dünyada bulunmıyan bir idealdir; yahud da, biz Türkler, mümkün bir şeyi bir türlü başarıp meydana getirme kudret ve kabiliyetinde bir millet değiliz” Ben 'Türklerin bu kadar kabiliyetsiz İnsanlar olduğuna kani değilim. Bunun için meseleyf okuyucularımız birlikte, bir de başka taraftan mütalea etmeğe ta- faftarım, * Türk efkârını, bütün Tanzimat tar'hin- de işgal etmiş olan bu derd, bener Türk devletinin sistemi içinde gave; tabi! ve gayet yarıri olarak yaşıyan bir derdden bada bir şey değildir. Bu si medikçe bu derdin izalesine fur. Fakat, işin asıl hakiketin! söylemek Mizrm gelirse, daha evvel, şunu bilme- miz Yizumdır: Kayırmak, kayrılmak usus 10 ve bunlarla berabere iril: utakhı sutisti. mal veya ihmal kusurları - bilmiyorum, cennette nasıl olacak? . dünyanın her tarafında vardır. Olsa olsa memleketler arasında, rejimlere göre, doz farkı ola. bilir. Şu halde bizim istiyeceğimiz sey de doz itibarile bir salâh temininden ibe- ret kalır, Fakat, bu salâhı temin de bizim ars- mızda dünyanın en güç Islerinden biri- dir. Niçin? Çünkü bizde memleketin şi- yast hâkimi, yani devletin sahibi bizzat memur zümresidir. Devlet teskilâtimızm | çimde memur, - eski bir tabir ile emir Kulus - olarak oturan bu vazife sahibe. H, mili hayatta ve siyasi obünvemizin içinde «Amire mevktindedirler, Nitekim, halkla memurlar arasındakı anlaşmazlı- ın başlıca sırrı da buradadır. İdare kadrorundaki memur, siyaset teşkilâtında Amir mevktinde bulunduk. ça, omur kontrolü güçleşir. En yüksek kontrol, her zaman ve her yerde olduğu gibi, viodandadır. Bunun haricinde hal- ın kontrolu kuvvetli bir müessir olabi-| Erse de halkın hakikt kontrolunu, en ge- niş usullerle bizim memleketimizde tat- bik etmeğe imkân bulunmadığın: pekâlâ takdir etmemiz lâzımdır. Henüz siyasf bilgileri, siyasi şuuru tam inkişaf etme. miş bir kütle içinde, halk kontrolunu ge- niş bir şekilde talbike kalkmıs olsak va- racağımız neticenin birbirimize düşmek- ten başka bir şey oimıyacağını tecrübe- lerle gördük. Şu halde mümkün ile ikti- faya mecburuz. "Devamı 10 uncu sayfada) | Makale: SON POSTA s Kendi kendinizin tellâlı olmayınız | Cemayet hayatında kendilerinden pek dsmlar vardır, muvaffakiyetlerini anlatırlar, İyikkleri anlatırlar, Kendilerini yüksek gösterdikçe gösterir. ier. Bu adamları dinliyenlere dikkat ediniz: İçlerinde pek abdalları yoksa dudaklarında mutlaka müstehzi birer tebes. süm görürsünüz, çök bahseden «- Yaptıkları diniz. Hele dinize teli piğın «Paskalı m ebediyete intikal etmiş meşnur tavsiyesini unutmayınız: — Hakkınızda iy! bir hüküm verilmesini m! İstiyorsü- inizde güzel bir intiba bırakmak arzusunda mis kendinizden mümkün olduğu kadar az bahse- »z iyilikleri hiç söylemeyiniz, kendi ken- k etmeyiniz. Tek ayakla Harikalar yaratan Bir kayakçı Kanadalı Jean Gosselin tek bacaklı ol- masına gağmen kayakla (O harikulâde bir surette kaymakta, en güç virajları gayet/i kolaylıkla ve ustalıkla Odönmekte; bir/i çok normal kayakcıları marifetlerine hay ran bıraktığı gibi, onları rahat rahat geç mektedir. Dünyada herkes bir balık, birde maymun beynine sahibmiş! İngilterede, Northon'da ys — On ükinizin de a müteaddid torunlar — olan bir İngiliz Kayakçılar e yi kadını dört sene, insan beyni hakkındali tondılar: Dare ir mütalea've tetkiklerde yn ya sönra #Beynin hikâyesi» isimli bi : Fakat akıntı kayığı gelini tab yazmıştır. Bu kitab yakınlarda İn -İ$ geriye sürüklendi. ma bilya giltere ve Amerikanın en büyük tabi - Ve leri tarafından neşrolunacaktır. Bilgin kadın gazetecilere beyanatta bulunarak: «— Torun sahibi otuncıya kadar pek sevdiğim mütmlealarmma bakamamış - tm. Ondan sonra fırsat buldum. İnsan beyni Üzerinde incelemeler yaptım. Ne tende dünyada herkesin bir balık vel. bir de maymun beynine sahib olduğu- nu keşfettim » demiştir. Dünyanın en tuhaf istasyon şefi Bir gece 120 davetlisin: sabaha kadar eğlendirmek arzusila, istasyon b'nasını kilidliyen ve bütün tehlike işaretlerini çekerek trenleri durduran, bu suretle mutad seferleri ihlâl eden Bakü istasyo- nu geti İvan Kerimbeyof, beş sene hapse mahküm edilmiştir. Balık sayımı İskoçyada balık sanayini ilerletmek için bir balık sayımı yapılacaktır. Bu işe ayrılan bir günda, bütün belediye me Hergün bir fıkra Pehlivanla cüce Devrin meşhur pehitomu ile samy cücelerinden biri o Arnavudköyünde Akıntıburnunda dölusıyorlarıdn U-; zaktan, on. iki çifte bir kayığın, akım ? tiya karşı çala kürer geldiğini gör- : düler. Cüce pehlivanı bakarak güldü: — Durdur şu kayığı da göreyim se- nin kuvvetli olduğunu! Pehlivan kaşlarını çağtı: — Gevezalik etme cüce, denizdeki kayığı ben nasıl durdururum?.. — Öyle ise ben durdurup geri gön- dereyim de seyret, Cüce kımya yaklaştı, seslendi: — Hey, kaç kişisimz?.. Hamlacılar gayreti gevşettile?, cenin saraya mensub olduğu si redingotu, kırmızı fesinden belli İçlerinden biri cevab verdi: — On iki kişiyiz. Cüce hiç fatifini bozmadan kü; savurdu: | : i i il AMİN Köpekleri kaçıran Tavşan Bu tavşan pek acar bir şeydir. Kro,w murları, ellerinde defterler balık mınta-|donda bir İngiliz meyhanecisinin çek kalarını dolaşarak, işlerine yarıyan ma-| sevdiği bir hayvandır. Sahib: gibi o da Ihmatı toplıyacaklardır. İSTER İN Dün gazetelerde şöyle bir haber çıktı: «- Manisada dikilecek Atatürk heykeli bakaya iştirak eden mimarlarımızın hazırladılar. projeler Gürel San'atlar Akademisinde teşekkül eden jüri heyeti ta- rafından kabul edilmemiştir. Haykel için beynelmilel bir müsabaka İSTER biraya bayılır ve sarhoş oluncaya kadar İSTER mektedir.» AN, için açılan müsa. |- Gözlerini Saltılığa Çıkaran adam Bu adam Amer'kahdır. £ Kendisinde Kalb hastalığı vardır. Doktorlar ancak üç aylık ömrü kaldığım söylemişlerdir. Ö - lümünden sonra karısı ve çocuğunu dün- yada yüzüstü bırakmamak için, sağ gö - zünü satılığa çıkarmıştır. 12 bin lira is - temektedir, ve sağlam bir göze ihtiyacı olan bir hayır sahibinin çıkıp da bu pa - rayı vereceğine Inanmaktadır, Hitler, her yıl 75 bin İngiliz lirası telif hakkı alıyor Alman başvekili o Hitlerin meşhur (Kavgam) Wimli ve siyasi, içtimai ülkü- lerini belirten ve Naziliğin mukaddes ki- tabı diye sayılan eserinin, şimdiye kadir tam bir ingilizce tercümesi! yapılamamış- ti. Yapılan tercümeler umumiyetle, kı- saltılmış ve birçok yerleri de çıkarılmıştı. Son günlerde Londranın meşhur tabile- rinden Haçinson Almanyadan eseri ay- nen tercüme edebilmek iznini almıştır. Hitler bu eserile, yaşıyan muharrirle- rin içinde eseri en çok satılan şahsiyettir. Filvaki (Kavgam) ın almanca tabından 5 milyon tane satılmıştır. Hitler, bu ese. rinden senede 75 bin İngiliz lirası “telif hakkı alır, her ecnebi dile de tercümesi yapılan Kavgam, yelniz Rusya ve Lit- vanyada memnudur, Telefonun mucidi Graham Bell'in filmi çevrilecek Meşhur film prodüktörlerinden Dorryl Zanuck telefon mucidi Graham Belii'n hayatına aid bir film çevirmeğe karar vermiştir. Filmin çok zengin olmasına gayret edilmektedir. —————— -——— —— içer, En hoş tarafı, köpeklerle bağdaşa. maması ve onları korkutup kaçırmasıdır. Resimde de gördüğünüz gibi ayni dam altında yaşadıkları köpeğe rahat vermez ve zavallıyı uluta ulute Iskemlelere tır. mandırır, Z İNANMA! Bu asberi okuduktan sonra daha birkaç gün evvel Güzel San'atların herhangi bir şubesinde Avrupaya muhtaç olma. dığımızı, içlerinde Amerikada dah olmak şartiin birçok devletlere ürtün bulunduğumuzu iddia etmiş olan meslok- açılması düşünül İNAN, İSTER taşımızın yanılmamış olduğuna: INANMA! alb yeyen adam E Talu ahranda, Ali Asgar edinda bir adamı asmışlar, Bu cana * varın suçu 28 tane çocuğu boğazlayıpı da kalblerini yemiş olmakmış., Muhakeme esnasında söylediği söz « lerden, Ali Asgar, batıl itikadlara i « nanır, cahil, belki de yarı meczub biz herif olduğu anlaşılıyor. Filhakika, demiş ki: — Eskilerden dinledim: Kırk çocu kalbi yiven insan, istediği zaman göze görünmez olmak sırrına erermiş.. ben henüz bu rakama varmadan yakâlan « dm! v Bu ifade ve bu yekün müthiştir, Lâ kin her gün, bir kalbi, yok yere kemi « ren, yiyen, parçalayan, öldüren ve sonra da hiç bir ceza görmeksizin, bis takbih sadası dahi işitmeden, cemiyef arasında kollarını sallaya sallaya fe « rihüfahur gezinebilen kimselere ne des meli? Onlar, A sgara nazaran daha az mı suçlu? Daha az mı cezaya müş « tahak? Atalarımız kalb kırmayı, ev yıkmak, hântiman söndürmekle bir tutardı. Bu telâkkinin doğru olup olmadığını kal kıranlar değil, kalbi Kırılanlar bilir, Dünyada, kalbden mukaddes ne vam dır? Temiz bir kalb, sahibi için en bis yük bir asalet ve necabet oünvanıdır. Gene kalb, vücudü beşerin içinde mu kaddes bir mabed gibidir. Büyük duys gular oradan fışkırır, coşar. büyüğ sözler ona hitab eder, Kalb, insani fa ziletlerin kıymetli mahfazasıdır. Dos luk, vefa, rikkat, merhamet, ülüvvü « cenab.. bep, hep orada barınır. Sevgi, iztınb, ve nihayet hayat ona, onun duymasına, çapmasına tâbi deği) midi? O halde, böyle nim ilâhi bir mabiye“ ti haiz kalbe suikasd edenler insanlı camiasının. İânetine, (o nefretine lâyıl değiller mi? 7 Efsanelere inanıp da, Peygamber lerin sırrına ermek için kalb parçala * yan ve yiyen cahil adamın ne kabahati var? Hiç değilse, şeni ibtirasına kur * ban ettiği kalblerle orun arasında ne bir rabıta, ne de hattâ bir münasebet yokmuş. Asıl ölüme müstahak olanlar, ken » dilerine inanmış, bağlanmış zavaliş saf ve samimi kalbleri parçalayanlar, ölünceye kadar, kan içinde, yaralı vg zebun bırakanlardır! İ Za. Bir gazete müvezzii bir karı koca tarafından yaralandı | Cibalide Zeyrek caddesinde Hayri «. nin evinde (oturan gazete müvezzif !Dursunü paçavracı ile karısı i Zekiye, bıçak ve teneke, ile muhtelif i yerlerinden yaralamışlardır. Dursun hastaneye Kaldırı'mış, suç » lular aranmaktadırlar. İki motör birbirlerile çarpıştı Galatada yolcu salonu önünde bir deniz kazası olmuştur. Şile iimanma kayıdı 24 tonluk Mehmed kaptanın idaresindeki Zorlu motörü ile Akdeniz iskelesine kayıdlı Jozef kap İtanım idaresindeki Bebek motörü bir « İbirlerine çarpmışlardır. Bebek motörll kıç omuzluğundan hasara uğramıştır, TAKVİM

Bu sayıdan diğer sayfalar: