20 Mart 1939 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8

20 Mart 1939 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Küme maçları dün başladı Kendiliklerinden sahaya | çıkan Fenerli oyuncular Vefayı 1-0 yendiler ; Dün Ankara, İstanbul ve İzmirde milli küme. maçlarına başlandı. Fakat 3 senedenberi büyük bir zevkle seyret” tiğimiz bu müsabakalar bu yıl maale - sef çok sönük ve bir takım ihtilâflarla oynanıyor. Nitekim Galatasaray dün 'Beşiktaşla Taksimde karşılaşması lâ - zım gelirken, son defa verdikleri karar arınde ısrar gösterdikleri için maç ya” pılmamış, Beşiktaşlılar sahaya çıkarak hakem Tarığın işaretile seremoni yap” mışlardır. Diğer tarmitan Kadıköy sahasında | yapılacak olan Vefa - Fenerbahçe ma- çı, Fenerin de milli kümeden çekilmiş bulunması yüzünden oynanmıyacağı beklenirken garib bir hâdise olmuş, Fe nerbahçenin birinci takım futbolcüleri idare heyetinin kararını protesto et - mek maksadile lisansları ellerinde ol - madığı halde sahaya gelmişlerdir. Bu vaziyete Vefslılar itiraz etmişlerse de İstanbul bölgesi direk'rlüğü şimdiye kadar görülmemiş (garib bir kararla Fenerbahçe takımının lisanssız oyna- masına müsasde etmiştir. Bunun ü -| zerine maç pek az bir seyirci kütlesi ö- nünde oynanmıştır. Birinci devrede mütevazin bir şekil- de oynanan maç, gol yapılmadığından 0-0 beraberlikle bitti. İkinci devrenin iIk anlarında sıkı ataklar yapan Fener forveti 32 nci sile bir gol yapmıştır. O yapılmadığından maç 1-0 Fenerbah - çenin gelibiyetile neticelenmiştir. Fenerbahce: (o Hüsameddin - Yaşar, TLebib - M. Resad, Angelidis, Ali Rıza - Şaban, Esad, Yasar, Basri, Naci... Vefa: Azat - Vahid, Karabet » Sü - leyman, Lütfi, Sefer - Kadri, Abduş, Sulhi, Şükrü, Mehmed. Bundan başka dün İzmirde yapılan milli küme karşılaşmalarında, heye » cansız ve zevksiz bir oyundah sonra A- mmm — Cavidan. nun bundan | < sonrası çok zevksiz olmuş, başka sayı|£ İki kıymetli süverimiz E yüb Öncü ve Cevad Gürkan mama atlarlarken rabere kalmışlardır. Süleymaniye - Şişli mahteliti — Topkapı - Arnavudköy muhteliti İstanbul bölgesinin milli küme hari - cinde kalan klüpler için teşkil ettiği müsabakalara (dün iki sahada birden başlandı. Taksim stadında oynanan Sü leymaniye - Şişli — Topkapı - Arna- vudköy muhtelitleri maçı, bundan son raki Beşiktaş - Galatasaray mill kü- me maçının oynanamıyacağı anlaşıldı” ğından, pek az seyi nünde yapıldı. Rakibine nazarım dah# iyi anlaşan Şiş Ti - Süleymaniye muhteliti ber 'ki dev- rede de hâkim bir oyun oynadı. Pek çok fırsat kaçırdıktan sonra Şavaş ve Hraç birinci o devrede iki gel s#tarak muhtelitlerini 2-0 vaziyete getirdiler. İ İkinci devrede; $ti üleymaniye mubhtelitinn hâkimiyeti devam etti Bu sefer de sıra Süleymaniye oyuncuları na gelmiş olacak k! Daniş ve arkasın- dan İskender birer gol s#tılar ve maç ve » Şişli muhteltinin 4 - O g tebesile bi ye - Sişli: Merç - Vlastari, Arşevir « yma Ruhi - Maritan, İbrahim, Hraç, Şavı Mihakis. Salâhaddin, Topkamı-Armavudköy: İstavro, Mihal - İstrato, Emin, Hamid Pera-İ. Spor — Hilâl-Eseyan Fenerbahçe sistimda Fener » Vefa maçından evvel Pera - İ.Spor fle Hi- Jâl - Eseyan muhtelitleri karşılaştılar, Anesti, Maroli, Hralambos » Sabahaddin, — Hah! Ömrüne bereket! Cavidan, ta da kendisi!, İşte o Cavidan tam üç de- fa bu eve geldi. Macid, durduğu yerde hopladı: — Ne münasebet? Gerçek mi söylü- yorsunuz? — Yaian söylemek tabiatim yoktur. Durup dururken, elin kızına ne diye leke süreyim? — Kız değil, demek? — Onun orasını ancak Yaradan bilir. Herhalde ben burada haline acıdım da kimselere çıkarmadım. Hattâ, son de - fasında payladım da, öyle geri çevir - dim. Delikanlı, kendi kendine söylenir gi- . — Çok şey! dedi. Memduh ne kadar da haklı imiş! — Yok., hayır! Bir şey bildiğinden değil, Lâkin, o, umum kadınlar hakkın- da bir takım hükümler yürütür de. 1â- kin, çok şaştım! Peşinde o kadar gez - diğim halde bana yüzünü bile göster miyordu. — Ey! Dünya öyledir, Macid bey! İnsanların çoğu, göründükleri gibi ol- mazlar, Siz tecrübeli değilsiniz benim kadar, anlsşılıyor. Ben hayatımda neler gördüm, meler öğrendim. İyiden iyiye adam sarrafıyim artık, — Sakın, aklınıza bir şey gelmesin, fakat sizden bir ricada bulunacağım. — Buyurun, Emredin. — Şu Cavidan hanımı bir kere şura- ya getirin. karşılaşalım. Başka bir geycik istemem. tünel Velâkin gelir mi, z di, onu bilmem. Demin- den dedim ya? Payladım da, kovdum diye. — Siz çaresini bulursunuz. Ne olur? Maksadım öç glmaktan ibaret. — Arlıyarum. Bakayım: Teşebbüs e- deyim bir. İstediği gene ol - muştu, Macidi kıs - kıvrak (o bağlamıştı. Zora gelse yüzünü hiç görmediği, bil - mediği Cawidanı da bulur, getirirdi. Fa kat bu zahmete kat- lanmıya lüzum gör müyordu. Zaten, . paylayıp kovma masalile kapısını da önceden yapmış bu- lunuyordu. Bakı sı - kıya gelince, bu ay- ni sebebi ileriye sü- rerek, kızın gelmek istemediğini (iddia edebilirdi. Hürmüz de fın - dıkçılığı He Macidi hergün biraz daha ziyade çileden çıkarıyordu.Genç, artık daireyi büsbütün sermişti. Her sabah Rânânın evine gelip, geç vakitlere ka- dar oturuyordu.Mütemadiyen de para harcıyordu. Onda, Memduhun serveti olmadığı için, nesi var nesi yoksa fahiş şartlarla rehin ediyor, eline geçeni ye” diriyordu. Cuma günleri Hürmüz analığile be- raber muntazaman gezmelere gidiyor du. Mâcid buna muterizdi. Fakat Rânâ ayak direyordu: — Yoo! Evlâdım hava almağa muh- tac. Ben onu kapalı odalarda, kafes ar- kalarında solduramam. o Evleninceye kadar gezsin, tozsun sonra ne haliniz varsa görürsünüz. diyordu , İskender, Daniş, Diren... | İteşsporla Doğanspor ekipleri 1-1 be - | Cumartesi günü Taksim stadı kupasını | koşusuna 17 bölgeden gelmiş dörder kazanan Peralılar (o çok yorgundu. Bu|dtlet iştirak etti. Baştan sona Okadar yüzden birinci devrede 3 gol yediler. | muntazam bir şekilde cereyan (oeden İkinci devrede canlanan Pera - İ.Spor| koşuda İstanbul 1, 3, $ - 9 sayı ile bi- muhteliti üstüste 2 gol yaptı, Fakat |rinci, Ankara 19 sayı ile ikinci, Kocae- müsabaka 3-2 Hilâl - Eseyanın galibi -| ki 28 sayı ile üçüncü oldular. yetile bitti, Beykoz - Kurtuluş — Bozkurt Ferdi neticeler şunlardır: ! — Maksud (İstanbul) derece 18 - Taksim stadında yapılan hususi ta-(46 - 2 «yeni rekor». kımlar arasındaki bu maç, ümid edil - diği kadar zevkli olmamıştır. İlk devreyi sıfırsıfıra bitiren bu ta - kımlar ikinci devrede bir parça sert oynamağa başlamışlardır. Neticede Bozkurd takımı iki sayı yaparak maçı kazanmıştır. İstanbul m kros birincisi oldu Dün Ankarada yapılan Türkiye kır EE EEE İ Ve zavallı âşık, o günler, sevgilisini uzaktan takib ile iktifa ediyordu. Bir iki seferinde, Memduhla yüzyüze gel- mişlerdi. Her ikisi de sırlarını biribir * lerinden saklıyarak, ayni mevzu üze * rinde ah ederek kolkola gezerlerken, bu vaziyeti gören Rânâyı epeyce gül - dürmüşlerdi. Hürmüzün bu seyranlarda, beyaz dantelli şemsiyesi elinden eksik olmu- yor, hayranlarının, meftunlarının na - zarı dikkatlerini celbediyordu. Bütün İstanbulluların ağzında, Hürmüzün & dı «Beyaz şemsiyeli hanım» olmuştu. Onun bu sıfatını bilmiyen, anmıyan, sayıklamıyan yok gibiydi. / 2 — Ali (Ankara) 3 — Artan (İstanbul) 4 — Mustafa (Ankara) 5 — Hüseyin (İstanbul). Dünku bisiklet müsabakaları Dün sabah Mecidiyeköyünde yapı - lan bölge bisiklet birinciliklerinde şu neticeler elde edilmiştir. Mesafe 60 kilometre idi. (Devamı 10 uncu sayfada) ge Halkın dilinde do- laşmasına, kıskanç - lığı müsaid olma - makla beraber, bu lâkab Macidin de hoşuna (o gitmişti. Gizlice tanzim ettik ği bir güfteyi, mün- hasıran sevgilisinin meelisinde (okut - mak ve kendisine boş bir sürpriz yap- mak maksadile; ya kından tanıdığı, © vaktin misiki Üs - tadlarından «Şeker- ci Cemil» efendiye götürdü, besteleme - sini rica etti, Güfte pek fevka - Hürmüzün bu seyronlarda, beyaz dantelli şemsiyesi elinden eksik olmuyordu. ide değildi, «Düştüm âteşlere ey meh, seni gör- düm göreli. » «Ah, ne baygın bakışın var, » beyaz şemsiyelil.» Dive başlıyordu. Fakat Şekercinin bir keyifli zamanina rasgelmiş, onun yaptığı uşak beste pek revnaklı olmuş- tu. Üstad dayanamayıp, bunu, devam kibar meclislerinden bir ikisinde okur okumaz şarkı taammüm etti. A- dızdan ağıza yayılmağa, şehrin sazen- deleri tarafından meşkedilerek, fasla dahil edilmeğe başlandı. Ne Macidin, ne de Memduhun bun” dan haberleri yoktu. Yalnız Macid, bir akşam Rânânm evine alıp götürdüğü keman! Tatyosa bü şarkıyı çaldırmış, # Dün yapılan atlı müsabakalar Müsabakalar geçen se- nelere nazaran çok mu- vaffakiyetli, heyecanlı ve güzel oldu Sipahi Ocağı tarafından tertib edilen atlı müsabukalara dün ocak meydanında sast İ4 de başlanmış ve geçen senelere nazaran çok muvaflaliyelli neticeler & « hnmiştır. Müsabakaları (o ve neticelerini arasşile yazıyoruz: fik müsabaka: Mania adedi 12, yük- seklik 1,10, genişlik 3 metre ve her nevi atla sivillere mahsus olan bu müsabaka“ da birinciliği Orban Aziz (Efekizi İle), ikinciliği Orhan Aziz (Başkal ile), üçün“ cülüğü gene Orhan Aziz (Afacanla) ka « anarak büyük bir muvaffakiyet göster« miştir. İkinci müsabaka; Binicilik vektebinde staj yapan topçu sübaylarına mahsus 9- Hup mania adedi. 12, yükseklik 1,10, vo genişlik 3 metre idi, Birinciliği üsteğmen Zeki (Şahinle); fkineiliği üsteğmen İhsan (Aşina ile), fi çüncüliğü yüzbaşı Cemil (Hurma ile) kazanmışlardır. Üçüncü müsabaka: Gene sübaylar aras sırla yapıldı. Marla #dedi. 12 olup mii (sabıklar zaman hesabile derece alıyorlar. dı, Koşuya 11 at girmiş, neticede birin « ciliği Orur atile asteğmen Necdet ka« zanmıştır. Dördüncü müsabaka: Manla adedi: 14, yükseklik 1,20 olup 11 at iştirek etm'ş - tir. Birinciliği Dora atile üsteğmen Kud- ret kazanmıştır. Sonuncu müsabaka: En Beynelmilel atlı müsabal sübaylar arasmda yapı'm: dedi 12, yükseklik 1,80, genişlik re ohip müsabiklar hata (adedine göre »depece aliyorlardı. 15 at girmiştir. Neti « cede: Yüzbaşı Eyüb Öncü (Ünal ile) bi « rinci, yüzbaşı Satm Polatkan O (Kanad( ie) ikinci, üsteğmen Ahmed Kızılkan (Akın ile) üçüncü olmuşlardır. Kaza. hanların mükâfatları Perşembe günü tevzi edilecektir, mühimmi idi 4 met Hürmüz de pek memnun olarak, Tat yostan bunu geçmiş ve kanun ile de tekrarlamıştı. Bir Cuma günü, iki arkadaş, gene biribirletinden bihaber olarak Emir « gân korusunda buluşmuşlardı. Mâcid, Hürmüzün o gün oraya geleceğini bil- diği halde, Memduh sadece umarak gitmişti. Mevsim Temmuzdu. Bu ayda koru pek kalabalık olurdu. Ulu ağaç - ların altında yere ihramlar serip ya - yilan avam kısmımn ârasından piyasa ederek geçen kadınlı, erkekli kibar za» irler için ileride kafesle ayrılmış hu * susi mevkiler bulunurdu, Korunun müsteciri bazan buraya tiyatro, hokka- baz. orta oyumu getirir, bazan en seç « kin sazendelerden mürekkeb bir saz takımın, çaldırırdı. Ve haftanm muay» yen günlerinde o ufacık, fakat çok ca- na yakın mesire insan kalabalığından geçilemez hale gelirdi. Temmuz ayı, Emirgân korusunun en rağbet gördüğü bir aydı. Başka yer - lerde nefes alınmazken burası püfür püfür eserdi. Sabahtan gelenler yemek- lerini de birlikte getirir, çimenlerin ü- zerine dağılan koyu gölgelikte güle oynaya yerlerdi. Sadece hava almağa, oyun seyretmeğe, saz dinlemeğe veya » hud ki bunları bahane ederek, hwkikat- te güzel görmeğe gelenler, ikindi sus larında sökün ederler, bir aşağı bir yu” karı dolaşarak çeşmiçerez yaptıktan ve bir iki fssıl dinledikten sonra, akşamın yamaçları morartmağa başladığı saatte dönerlerdi. Koru mevsimi hitama erinceye kadar diğer mesireler nisbeten tenhalaşırdı. Zaten Emirgindan avdet edenler, mutlaka kayıkla Göksuya, Küçüksuya kadar da uzanırlar, derede, veyâ köş- kün önünde bir lâmelif çevirirlerdi Macil, o gün Memduhla, aşağıda, Çınaraltında buluşmuştu. Memduh bu tesadüften sıkılır gibi oldu. (Arkası var) İ

Bu sayıdan diğer sayfalar: