5 Mart 1937 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 3

5 Mart 1937 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

— İstanbulda sayısı epeyce bir yeküna baliğ olan muhtelif ta - lebe , ve bazı mektepler eski, ahşap konaklara yerleşti - d waziyettedir. Bu konak - lınııı'mel:k-i vl!)kdhnc olduktan baş- ka, içlerinin taksimatı, kalaba - lık bir talebe kitlesinin barına- cağı şekilde yapılmadığı için, bilhassa yangın gibi ani felâ - ketler karşısında çok mahzur - ludar. | | | | | ünün meselelerinden : alebe yurd ve pansiyalarımn oğu yangıntehlikesine maruzdur! ski paşa konaklarına ve sığıştırılan bu gençli yuvaları buralardan kurtarılmalıdır Hakikti vaziyet nedir, maarif idaresi ne düşünüyor? g tadır. Merdivenleri dahi tahta | olduğundan, bir — ateş zuhuru vukuunda, üst katlardaki ço - cukları kurtarmak hayli güç o- lacaktır. Bu binalardan bir kısmında ise su teşkilât ve tesisatı kâfi değildir. Böyle ahşap konaklara yerleştirilmiş ilk — mektepler de vardır ki, buralarda çok kü- | çük yüzlerce yavru bulunmak- tadır. Geçenlerde Çamlıcada mual - Bu binaların her tarafları tah- | lim mektebi binasında bir yan- Rum, Ermeni, Ya- " hudi mezarlıkları Bu mezarlıklar da tamamile Belediyeye devredilecek Bir kanunla, Evkaf ve diğer hususi vakıfların elin den Belediyeye geçmiştir. Kanuna göre an sene içinde, Belediye bütün gehir mezarlıklarını — devralmış ve bunları aslâh etmiş olacaktır. Bu kanunda mühim bir nokta vardır: Kanuna göre, yalnız Müslüman me- zarlıkları değil, —diğer — dinlere salik Türklere alt, yani akalliyet mezarlıklarının da Bel. Kanün mevki mer'iyete gireli 7 sene olmuştur. Üç seneye kadar Be- İki Doçent Avrupaya| Gönderildi Üniversite Fen Fakültesinden iki Tayyare Motörü de Yapacağız Cumhuriyet Türkiyesinin tayyas reyeve tayyar ecilğe verdiği bü. yük ehemmiyet, memleketteki ba- yacılık bareketlerine büyük bir hız- la üs kabarlıcı istikametler ver. —= Yü Bu cümleden olmak üzere met Türkiyede tayyare motörü sanayünin kurulmasına karar ver- miştir. Karabök demir ve çelik fabrika- İnşasını müteakıp tayyare mo- =lıı|ibüılı_u_ın Edebi roman: 2 şehir mezarlıkları, || lediyenin bütün diğer mezarlıkları da devralması lâzım gelmektedir. Belediye mezarlıklar idaresi, bu hususta tetkiklere başlamış bulun- maktadır. Mezarlıklar müdürlüğü, diğer mezarlıkları da kendi idaresi. ne alınca, işi çoğalmış bulunacak - tır. O vakit, idarenin bütçe ve kad. rosu genişletilecektir. Kanuna göre, akalliyet mezarlık - ları da Müslüman Türk mezarlık - larının tabl olduğu hüküm ve şart- laza tabidir. Hususl akalliyet vakıf - larına ait mezarlıklar da o zaman Belediyeye geçecektir. İncili Çavuşun mezarı Diyan yolunda Firaz ağa — camii bahçesinde buluman meşhur İnciti Çavuşa ait tarihi mezarlığın tamlr ettirilmesi ve güzel bir şekilde mey- İngllliz tazgâhlarında 148 harp gemisi Inşa ediliyor Deyli Telgraf gazetesi, İngitere- nin deniz bütçesi hakkında- tefsi» ratta — bulnuurken, İagıliz tetgâh- larında — halen 148 parça harp gemisinin inşa edilmekte olduğunu bildirmekledir. $ zırhl, 21 kruvazör, 5 tayyare gemisi, 49 torpido muhribi, 19 de- nizalı gemisi, 9 depo gemisi, 4 şalupa, 2 sabil muhafaza gemisi, fopçeker ve 17 aviza. Ankarada büyük telsiz istasyonu Ankara civarında Etimesut'da ya. acak olan büyük telsiz Istasyoa- rımın Markoniye ihalesi kararlaş- tırılmıştır. İhaleye 120 kilovatlık 20 Hllevarlik Bisa dalgak iki istasi yon yapılacaktır. İstasyonların ine şası on iki ayda bitirilecektir. Sen de seveceksin! Diye bir ürperti zewdi:o:t bir kundağın mezar yanına bırakıl dığını gördü. Sarı, büyük bı_ı kb— ! pek kundaktaki çocuğun yüzünü yalıyor, —çocuk da - viyak viyak 'du. '.h-y—u& çocuk da kimin nesi ?. Diyen polis: — Hoşit. Hoştta Diye köpeği kordu, çocuğun yanına gitl. Rumeli şivesi ile konu üşyor dü : — Ne ağlarsın bre yavru.. Yök mu senin anan T Nasıl bırakmışlar seni böyle bu. raya ?. Çocuğun yüzüne baktı, — Güzel de bir piç. Koııfkınhlllwki““yf hiyordu, şaşkındı, nereye gittiğin Ş e yaplığımı, nasıl koştuğunu bi Etem İzzet Benice miyordu. Göz kapaklarının altında o kaçukca, ona yaklaşan, onu gö ron tek hayal mezarlığa bıraktığı ço cuk ve.,, tek korku tululmaktı | Ve ağrından durmadan — tek cümle çıkıyordu * * — Bari çabuk görseler de alsalar. İlk geçen adam Tersanenin ikinci düdüğü çaldı: — Saat altı buçuk. Güneş doğum yerinden yükselke yor. Bu saat bütün işcilerin evle. rinden dışarıya dököldükleri saattir. Üçüncü — düdükte Okmeydani yolunun üzeri Bı—A:tollıı..ı cnd::.ıı:: akşamı gibidir. Akın akın işcl kar labalığı ';::kıplar. Bu akın başla. madan, oradan ilk geçen adam dev. gin zuhur etmiştir. Bu hâdise ) üzerine, vaziyet alâkadar maa- || | rifcileri düşündürmüştür. Maarif Vekâleti, bu binaların modern binalara yerlerini ter - kîdıinceye kîıdar, bazı tadilât ve ıslahata muhtaç olduğunu san- maktadır. T A Bugün için çok mahzurlu o - Tan bu eski konaklarda, kendi- | lerile görüştüğümüz bazı eski Maarifciler, talebenin tutulma- * ması lâzım geldiğini ileri sür - mektedirler. | Üçmükhim ı Rapor hazır | ÜZÜM KONGRESİ MURAH - | HASLARI ANKARA | YOLUNDA Üzüm kongresl bu ayın 10 un - | Kongreye arzedilmek üzere, İz - mirda , üç aydanberi teşekkül na - hi: im rapor tanzim edil - miştir, Kongrede bilhassa, slandardizas- yonu, islihsal, < leri Üz de konuşulacak, memle- ketimizin mühim bir ihracat madde. si olan Üzüm üzerinde esaslı karar- lar verilecektir. Üzüm ihracatımızın daha ziyade artınası ve memlekete daha faydalı | gelir mambar olması etrafında yeni- den tedbirler almacaktır. ve ambalüj iş - | Doçent Buluamıyor mu? sinde Fea Fakültesinde Nebatat Do- çentliğine Sara, Riyaziye Enstitüsü- ne Orhan, Tıp Fakültesi Birinci Da- Kiliyeye Afife ve Hazım, Teşriiye Mehmet Ali imfihanlarını vermiş - ler ve tayin edilmişlerdir.. Doğum ve kadın hastalıkları Do - gentliği için imtihanları yapılmakta elan İbrahim ve Kâmilin nazari im- tihanları bir iki güne kadar yapıla - caktır. Göz hastalıkları için de iki mamzedin travayları tetkik edil - mektedir. Keza Kimya - Ensütüsü için de iki talihin travaylarının tet- kiki bitmek üzeredir. Marazi Teşri, Bakterioloji, Roma Hukuku, Tarih Doçentüiklerine ta - Tip çıkmamıştır. Bunlar yeniden ilân edilecektir. çocuk — ağlaması — doldürüverince şaşaladı, korklu. — Ne olüyoruz? Hortlak mı var ?, Dedi. gene: — Kız mı, oğlan mi? Derken görüne çocuğun kunda- Haa iliştirilen kâğıt çarptı. Kâğıdı okudu: — Adı: Mehmet Rifki Annesi : Lütfiye Babası: Hasan Cavid Doğduğu yer : Hasköy Yaşı: Altmış dört günlük En âlttan da iki cümle vâardı: | “Babası yoktur: Çocuk sefalet yü- zünden bırakılmıştır.,, Polis bütün bunları okuyunca gene kendi ağzile; | diğer Ünîıı;arsitege | |receksin, muavine dert anlatacıksın. Fakat Banka direktörlerinden bir müjde veriyor, diyor kiz uzak semtlerden kalkıp bankaya az belki sıkıntıya uğratlık. Fakat mübim tedbirler alacağız. Şehria ferki şikâyetlerine mukabil maaş kilden çok memnun olacaklardır. Tarsusta Etilli ırk;;ğlarımız- dan bazılarile konuştu Tetkiklerine devam etmekte olan Dahiliye Vekili B. Şükrü Kaya dün öğleden sonra Mersinden Tarsusa | gelmiştir. Vekil hükümet dairesine de bir müddet meşgul olmuş ve bu meyanda Etilli ırkdaşlarımızdan bazılarile konuşmuş ve bunlarla vatandaşlar arasında eski idarenin kölü zihaiyetiaden husule gelen bir aykırılık dahi kalmadığı- ni ve kalmıyacağını, esasen böyle bir telâkkinin cumhuriyet rejimine | kat'iyyed uymadığını kendilerine izah etmiştir. Seferberlik za- manında ordu- ya yardım Aakara'da, Miltt Müdalaa Vekâ. letinde çalışan bir. komlsyon., se- ferberlik halinde ordunun mevcut vesaitle temin edilemiyen ilitiyaça Tarının nasıl tamamlanacağını gös- leren bir “tekâlifi harbiye , kanunu- nun esaslarını hazırlamıştır. Sahiplerine k at'i lürumu olmayan mahallerle ordu levazım ve ihtiya- cına yarayacak binalar, ordu ihti. yacından olarak giyecek, içecek, yakacak maddeler, bayvanlar için ot ve saman, koşum malşemesi, her türlü nakil vasıtaları, değir. menler, fırınlar, hâsta ve yarâe 'kları evlere kabul etmek ve bakmak, askere yarar ber tür. Ni malzeme ve hizmetler vesaire hakkında nasıl hareket edileceğine dair kanun projesinde icabeden tafsi'ât mevcuttur. © Trabzon — Tahran yolunda işlemek üzere Almanyadan — şehri- mize gelirilen 28 modern otobüs dün Trabzona gönderilmiştir. Eloğlu doğurtur, polis Hasan ©. nun pürüzlerini ayıklı j de kizma be Hasanlı v En çok içerlediği de çocuğun dormadan ağlaması ve. onu kuca- gına alıp karakola götürmesiydi. — Bekçi var ııı’. Diye düdük çaldı, bir azıcık bekledi. Kimseler görünmeyince ! — Piç taşımaya Olsaj Kürdim l aa aBa e taşırdım ! Nedir şu Allabın benden zoru be? Polis yaptığı yetmiyor gibi bir de piç taşıtıyor!. ş Dedi, kundağı: — Sus bre piç.. - Diye diye kucağına aldı. Hem yürüyor, hem söyleniyordu : — Allah vere de kucağımda ölüp ölmiye! — E, şimdi ne yapacağız, bu piç kurusunu ? Bir. dilim ekmek de bulamamışlar mı ki bırakmışlar bu- Jada ?. Diye söylendi ve.. bu sö, di uzattı * VAS — Bre ben şimdi gidip uyuya- dönen bir polis oldu. Me- |caktım. Bir de başıma bu çıktı. Ka. rakola götüreceksin, zabıt tutas Yedi saattir dolaştığım yetmiyor bir Şı bu çıktı başıma! 'ukarıdan sapıp gidecektin bre Hasan.. Ne diye bu yoldan gelirsin.. Karakolda... Polis Hasan Kuluksız karakolü. nun merdiyenlerini çkarken kapı önündeki arkadaşı: — Ne o Hasan baklava tepsisi mi geliriyorsun ?, —— B YA ' Tekautlğre Emlâk Bankası bu seferki ıstırabı. gelecek seferki hizmetile ödeyecek -Emlâk ve Eğtam Bankası direktö- rünün beyanatı | Eııllk Bankası üç aylık sahiplerini bir haftadadır, yeni tatbik etmeğe başladığı bir usuldea dolayı sıkıntıya düşürdü. ve yetimlerin bir haftadaha beklemeleri acıklıdır. müdö Mütekait, — dul bir zat, üç aylık aahiplerine yeni *— İhtiyar mütekaltler, kimsesiz dul kadınlar şimdiye kadar ta kadar geliyorlar, saatlerce bekle- şiyorlar, bin müşkülâtla maaşlarını alabiliyorlardı. Bu seler onları bir gelecek maaşlardan — itibaren, çok Üsküdar, Fatih, Kadıköy, Beyazıt, | Bogaz gibi uzak semtlerinde birer dükkân kiralayarak şubeler açaca. ğız. Buralara koyacağımız memurlar, o semtte maaş alanların para- sını, icap eden muameleyi çabucak yaparak derhal verecektir. Bu so«. sahipleri, her halde bu yeni şee Emlak Bankasının bu yeni kararı çok iyidir. Ve alkışlanmağa de- ger, Maaş sahiplerinin bu selerki şikâyet ve ıstıraplari da bilmecbu- riye esasen sona-ermiş bulunuyor. Yarın banka tevziata başlayacaktır. Şeaaanaedaiaediaian aa dttt ddd aa Dahiliye Vekili | Asya Paktı Bu yıl içinde Ankara'da imza edllecok Paris'le çıkan Övr garzatesi pek yakında Türkiye, Irak, İran ve Ek ganistan arasında bir Asya paktının aktedileceğini yazıyor. Pakt için, B. Tevfik Rüştü Aras,Bağdattan sonra Tahrana gidecek ve dört hariciye vekili paktı arada prafe edeceklerdir. Pakt Ankara'da imza edilecektir. Ancak Hariciye Vekilinin ne zaman yola çıkacağı hesüz malüm değik dir. Ayasofyanın avlu- sundak ağacı kesen eller Ayasofya — avlusundaki büyük ağaçlardan ikisi dün kökünden kesilmiştir. Ba ağaçları dibiaden budayan ellerin kime ait olduğunu bilmiyoruz. Fakat, şehri ve bilhassa çal bu iki ağacın niçin ör- tadan kaldırıldığını merak ediyor ve alâkadarlardan soruyoruz? Bir kaç cami daha tamir ettirilecek Evkaf idaresi, Ağa camiinden sonra, şehrimizdeki daha başka camileri esaslı şekilde tamir ettir. meğe karar vermiştir. Yeni caminin Dolmabahçe yakında nihayet bulacaktır. Üsküdar, Kadıköy mıntakaların. daki camilerin tamiratı devam et- mektedir. 'Yalnız İstanbul cihetinde büyük ve küçük olmak üzere şimdiye kadar (20) yi mütecaviz cami tamir edilmiştir. €© Çanakkale Boğazına yeni iki" fener ve düdük konması Tahlisiye Idaresince kararlaşmıştır. Halk fİlozofu diyor ki: Konuşmak bil- meyen bir çocu- gun nutku Bizim anonim, dertli nakline mah- sus ikinci mevki tramvay arabası - na atladım. Tüylerimin diken diker olması bir oldu. Bütün tramvay yolcuları ayağa kalkmışlardı. Her - kesin yüzü sapsarı kesilmişti. Tramvay bütün hızile giderken gene aşağı atlıyanlar, atlıyanlar de - ği, kaçanlar vardı!. Neden biliyor musun, hemşerim: Bir buçuk - iki yaşında bir çocuk nutuk söylüyordu!. Bir buçuk - iki yaşında bir çocuk nutuk söyler mi?, Bak, dinle de, na- sil söylüyor güör: Bu çocukcağız topaç gibi bir ço- cukcağızdı. Anasının kucağındaydı. yüzü mübalâğasız, bir gergedan yü- zü kadar şişmiş ve kapkara, mos - mor kesilmişti. Şaşkın anası onu kucağında sal « hyor, sarsıyor, tartaklıyordu. Fakat Bir buçuk iki yaşında bir çocuk cağız öyle kulaklar yırtıcı bir ses - le o kadar acı acı bağırıyordu ki bir insan yavrusundan böşle ulumaya benzer bir ses çıkışma dayanmak mkânsızdı. Çocuk, ateşten şiştem, ağrıdan çat- lamış dudaklarından peltek - peltek Bu sesi, derili nakline mahsus 1- kinci mevki tramvay arabalarında her birimiz pek çok duymuşuzdur, Çocuk, Taksimden Fatihe kadar böylece çatlarcasına — bağırdı, Hiç kimse susturamadı. Tramvay bo - şalmıştı. . Hüdise neymiş, — biliyor musü - nuz?, Fakir ana yüzü birdenbire şi- Şip moraran çocuğunu hastahaneye gütürmüş. O gün muayene günü ol- madığı için geri çevirmişlerdi!. Usül, nizam böyle, Hastahane dük- toru ne haltetsin, değil mi?. Evet, amıma, o fakir analar da ne haltetsin?. Memleketin ona kucak açan bir orası, hastahanesi — vardır, Bir şefkat mabedi ki — yaralı in - sanlar yalnız onun kapısına des - tursuz baş koymaya gidebilirler.. Peki. Eğer gazetelerin yazdığı doğ- 'ru ise nasıl oluyorlar da yegöne şef- kat mabetleri olan bastahanelerden de para alınmak usulüne yürüne- bilir? Gazetelerin yazdığına göre Be- lediye kendisine varidat temin et « mek için Belediye hastahanclerinde tedavi göreceklerden de (20) kuruş alacakmış. Böyle bir proje tasarlan- mış. Belediye meclisi bu hafta bu projeyi görüşecek, Bu şekilde Be- lediyemize senede (40,000) lira te- min ediliyormuş. Vakıa Belediyenin kendine bun- €a mühim işleri başarınak için va- ridat bülması vazifesidir. Fakat milyonluk bütçesi olan bir Beledi « iye için 40,000 lira mühim bir para Halbuki Belediye, kimsesiz halkın ana babasıdır. Belediye meclişi bu. nin hali acıklıdır Naha Vekâleti, imtiyaz'ı şir ketler üzerindeki — murakabe, kontrol / vazifesini bihakkin ya piyor. İşte daha birkaç gün evvel tramvay ücretleri ucuzla- tıld. Halkın rahatı, menfaati Geçen gün, bir yerden, bir vatmanla, bir iki öi kodöktörün | konuşmalarına kulak — kabarttık. bu zavallı tramvay Müs. tahdemleri acı a0i hak | lerinden şikâyet ediyorlardı. Bize öyle âıllzoıkl, Hükümet | A şirketler ü; kontrolünü

Bu sayıdan diğer sayfalar: