22 Mart 1937 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 3

22 Mart 1937 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Son bir hafta içinde peynir fiat- şlnndı bir ucuzlama hissedilmiş- ür, Taze beyaz peynir mahsulünün gelmestle fiatlarda hissedilir. bir düşüklük kaydedilmiştir. Bu te - nezzül bazı cinslerde yüzde altıya kadar inmektedir. Umumiyet iti- barile fiatlar geçen senenin bu haf- tasına nazaran da çok düşüktür. Bu cümleden olarak geçen yıl tenekesi 700-720 kuruş olan Edirne Cinsi beyaz peynir bu sene 650-680 kuruşa satılmaktadır. Geçen sene tenekesi 720 kuruşa alınan Kırkla- reli peyniri bu yıf 600-650 kuruş â- Tasındadır, Beyaz peynir piyasasında görü - Ekmek fiatlarının ucuz- laması muhtemel! Buğday fiatlarında son hafta içinde düşüklük kaydedildi G eçen bir hafta içinde şehrimiz zahire piyasası oldukça gev - şek ve durgun geçmiştir. Fiatlarda Beçen haftaya nazaran oldukça ge- Tileme vardır. Bu meyanda, buğday fiatları ge- çen yıl bu haftaya göre 0,50 santim aşağı olarak sert 6,15 ve sıra 650 kuruştur. Geçen hafta ise sert 6.30, sıra 6,10 kuruş idi. Bu hafta içinde şehrimizden mü- him buğday ihracatı da olmamış - tır. Yalnız İtalyaya 6.550 lira kıy- tir. p F Ayni hafta zarfında Mersinden Kıbrıs ve İtalyaya 45879 liralık k amutay Bugün Toplandı Yeni bütçenin tetkikine başlanıyor Ankara, 22 (Telefonla) — Kış tatilini bitirmiş olan Kamutay bu- Bün öğleden sonra saat üçte tek - Tar mesaisine başlamışlır. Kamu » tay, bu toplantılarında yeni bütçe Ptojesi etrafında tetkiklerine baş- hyacaktır. 936 bütçesine göre, 16 milyon fazla olan yeni büt- Senin mucip sebepler lâyihasında Bu fazlalık vasıtasız — vergilerden, — bi roman: 19 'AMARALARANLANN LKT BN Gökene ea ee b kan a seyeramanunbakadani a saramana nnn ünün meselesi: Peynir fiatları l başladı; bu yıl mahsül çok.. Piyasaya taze peynir geldi ehrin uzak semtlerindeki mahalle bakkallar ene tutturabildiklerine satıyorlar halk şikâyetci.. len bu düşüklüğe mukabil kaşar *: peynirinin fiatları sabittir. Yeni | mahsul ancak bir ay sonra piyasa- ya gelecektir. Fiatlar birinci nevi kaşar için 45-52.50, ikinciler için 35-40 kuruştur. Gelen haberlere | göre Kars peynir piyasasında da kayda değer bir değişiklik görül « memiştir. Yalnız beyaz çanak pey- niri fiatlarında biraz düşüklük olup 5225 kuruşa kadardır. Asmaaltı Balıkpazar ve civarı gibi yerlerde peyniri yukarıki fiatlarda tedarik | etmek her vakit mümkün olduğu halde uzak semtlerdeki bazı bak « kallardan beyaz 70, kaşar 100 ku « Tuştan lş:;ı’ı!mımımlllıd—lr. Bilhassa ekser mahallelerin ara- buğday ihraç edilmiştir. Borsaya gelen haberlere göre bu hafta için. de Kars ve Samsunda da Buğday piyasası isteksiz geçmiş ve fiatlar eski seviyesini muhafaza elmiştir. Buğdayların ucuzlamıya yüz tut. ması, dolayısile ekmek - flatlarına da tesir edecektir. Düşkünlük bu şekilde devam ettiği takdirde, ö- nümüzdeki hafta ekmek fiatlarının ucuzlamağa sına sokularak bu kabil gıda mad- delerinden 5 küruş, 100 paralik kü- çük satışlar yapan bakkallar ise, |! dirheme uymıyacağı behanesile 35 kuruşluk peyniri dilimle tartısız vererek yiz kuruştan fazlaya sat. maktadirlar, İstanbul zeytinyağı p:yasası da hariç piyasaların tesiri altında dur- gun geçmiş, alıcılar, mübayaattan çekilmişlerdir. Ekstra yemeklik yağlar 70 buruştan alıcı bulama » maş, ve 52-53 ten muamele gören sabunluk yağlar da bu hafta 515 kuruşa düşmüş, yine müşteri çık- mamıştır, Hariç piyasalarda yağ — fiatları düşmektedir. Mahsul vermeyen Toprakdan ! Vergi yok Maliye Vekâletinin mü- him bir kararı Aldığımız malümata göre Mali. ye Vekâleti köylü ve çiftçinin le- hine olarak yeni bir karar vermiş. tir, T Bu karara göre; mahsul vermi: yen topraklardan vergi alınmıya » gaktır. Bu kararın tohum atılmadan ön. ce olan ârızalara şümulü yoktur, Zarar, zeytin, fındık ve sair yemiş ağaçlarının — mahsullerile alâkalı ise, ârızanın ağaçların mahsul ver- da Narh komisyonu tarafından u« cuzlatılması muhtemel görülmek - tedir. Komisyon, son on beş günlük fi- atları tetkik ettikten sonra Narhı tosbit etmektedir. hayvanlar vergisindeki beş mil - melerine imkân bırakmamış olma- sının anlaşılması verginin terki - nine esas olacaktır. Tersano genişletiliyor Haliçte kurulacak tersane ile yon lira tutan tenzilâtın içinde bü- lunduğumuz senede üçte iki derece sinde karşılanması ve iktisadi kal- kınmamızın bir tezahürü — olarak bazı vergilerin artmış olmasından ileri gelmiştir. Memlekette vergiye tâbi hayvan miktarının her sene devamlı bir şekilde çoğalması ve gizlenen hay- vanların seneden seneye iyi bir su rette takip edilmesi verginin 937 yılında 15.000,000 lirayı bulacağını göstermiştir. 938 yılında Tuhsat tezkeleri vergi karnelerile alâkalı miktar hakkındaki tahminler gerçekleşe- fabrika ve havuzların genişletil. mesi hakkında hazırlanan inşaat projeleri fabrika havuzlar müdürü Cemil tarafından Ankaraya götü- rülmüştür. Müdüriyet son günlerde fabri. parak bir marangozhane ile, atölye ve amele lokantası isşa ettirmiştir. —— kazanç vergisinin de 937 — yılında 20.071,000 Jirayı bulacağı tahmin olunmuştur, Bunlardan başka ma- denler resminin 650.000, Gümrük resminin 46500000 ve Muamele vergisinin de memleket için yo « Raltımın günden güne artmasile memiş, buna mukabil hizmet erba- bına ait kazanç vergilerinde bir gelişme — görülmüştür, — dolayıstle Sen de seveceksin! Şamin tadı kaçıyor. Trenle her Gün savaş yerlerinden yığın yığın Yaralı getiriyorlar. Üst üste bir kaç :"* hastahane açıldı. İki yıl önces x Tk, eğlence yok. Suratlar a- » YET yer muharebeyi kaybedi- Yöruz. Araplar arasında Türk düş- '?:"hiı. Osmanlı ordularına karşı anetkâr hareketler açığa vurul- da'da başladı. Halk safları arasın- ikât yapılıyor. Cemal paşa- bü. astırdığı arap zenginleri, yerli H:hklu için de için için görülen & kan davası var. İmparatorlu - ..: Rüçlü vaktinde ve muharebe- ı"k Yıllarında kardeş ve kuzu dak; en arapların damarların- (a BoBükluk bir esinti giDi kendi. g..ı_""“ ediyor, Türk - v.zlerine ç ç Zabit aileleri de yavaş Hıı:â“m"d'" çekiliyor, biribir- Mişi arttırıyorlardı. Yine bir LA Etem İzzet Benice Elom Teza$ Tenice . kaç zabit karısının bir arada top - landıkları geceydi. Havuz başında eğleniyorlardı. Bir ara, karargâh şube müdürlerinden kaymakam Feridunun karısı: — Firdevs, Lütfiyeyi ev'endiri: misin?. Diye sordu. Firdevs bir dakika düşündü, — Niçin evlendirmiyeyim. Se - vinçle.. Cevabını verdi ve. konuşmaya başladılar. — Kime istiyorsun?.. — Bizim bir istihkâm — yüzlaşı var, Salih, Karısı öldü. Feridun: 4 çok iyi tarıdığı. Kimsesi yok. Biy- le dul bir taze ile evlenmek isti - yor.. — Nasıl adam?. — Çok iyi. Ahiâkı güzel, Temiz kalpli. Dört yıldır yalnız yaşıyor. edilmiştir. — Yaşlı mı?.. | — İşte, kırk bir, kirk iki yaşıne da, — Çocuğu yok mu?,, — Yok. Olmamış. — Amma benim Lütfiyem gü - zeldir. '—Odıçiıktnblrıdlındeg)l. — Karısına iyi bakar mı dersin? — Bakar, Belki Nihat da tanır, — Nihattan sorarım., — Verir misin?.. — İyi ise ne diye vermiyeyim? Lütfiye artık benim yabancım sa- yılmaz, Altı yıldır yanımda. Kar. deş gibiyiz. Hem çok temiz, çok namuslu, karakteri kuyvetli ta - | ze. Yirmi altı, yirmi yedi yaşında bir kadın. Ben daha hiç bir kötü - lüğünü görmedim. Alan adam mes- ut olür, | — Ben de adamın iyiliğine söz | veririm.. — Olur konuşuruz kardeşim.. Ve.. yeniden başka lâflara daldı- lar, söylediler, çaldılar, eğlendiler ve o geceyi öyle geçirdiler. ettiği i Eyıip kazasına bağlı Kemerbur- gaz nahiyesi jandarma kara - kolu bahçesinde iki mezar meyda- na çıkarılmıştır. Bu iki mezarın bulunduğu yerde derhal sıkı bir araşlırma yapılmış, tarihi çok eski zamana ait tarihi mozar zannedi - lerek, acı bir hatıranın izlerine te- sadüf edilmiştir. Bu iki mezarın, Mütarekede İş- gâl kuüvvetleri taarfından, bir ge- ce, pusu kurularak kahpece öldü- rülen, iki kahraman jandarmamıza ait olduğu anlaşılmıştır. Mezarların bulunduğu yer, der . KaReeANmLEneLDanANivErmEEN NN HENaSA NNN aNG NAĞÜNA akandasunamz Fakültede Sekiz bin cild Kitap var Hukuk fakültesi kütüp- hanesine yoeni eserler alınıyor İstanbul Hukuk Fakültesi kü - tüpbhanesinde muhtelif bahislere ait sekiz bin cilt eser vardır. Roma Hukuku Profesörü Bay Honig, kü- tüphanede Roma hukukuna ait o- lan eserlerin kifayetsizliğini des- bit etmiş ve Almanyanın Güstov « fok kütüphanesine 30 cilt kitap si- Vaktinde pariş edilmiştir. Yakında medeniye, kara ve deniz ticaretleri hukukuna ait 40 cilt eser daha siparis edilecek - tir. Bu eserlerin de alınmasına Pro- fesör Bay Hirş lüzum göstermiş tir. 1 ilâhlı Barış! Kap 22 (A A) — B. Sınuts, Stellenboseh üniversitesi — talebesi. nin bir toplantısında söylediği mu- tukta, vaziyet vahim olmakla be« raber Avrupanın bir harbe doğru gittiği fikrine işlirak etmediğini ve harbin silâhlanma yüzünden vuku bulacağı fikrinde olmadığını söylemiş ve demiştir ki : *Milletler görülmemiş bir şekile de silâhh barış vaziyetine doğru gitmektedirler. İfrat derecede si- x kaâda bazı yenilikler ve tamirat ya» | lâhlanmaya muhtemel olarak karşı | Mahmut, Mücellit Bayram, A. Mü- koyacak olanlar da milletlerdir.,, AMORTİSMAN SANDIĞINDAN : 2794 numaralı Amortisman Sandığı hakkındaki kanuna bazı hüküm- ler ilâvesine dair olan 3136 numsralı kanun mucibince Anadolu |faydalı olacak mı? ACI HATIRALAR İşgal kuvvetlerinin şehit | ki Jandarmamız wKemerbur'gazda mütarekede şehit düşen iki Türkün mezarı bulundu hal tanzim edilmiye başlanmıştır. Bahçe güzel bir şekle get tarhların — düzelti sonra çiçek dikilece sonra, kahraman iki masum şehidi- mizin şerefile mütenasip, taş diki- iecektir. Bunun için de merasim yapılacak, müteakiben, bu mezar- lar berkes tarafından gezilebile - cektir. Şehit —jandarmalarımızın künyesi hakkında malümat top - lanmaktadır. Atlelerine de haber verilecek, künyeleri mezar taşları üzerine hakkedilecektir. d ae he nnn Müesseseler lecek ve bittikten Bundan tir, Davranmalı. | Şirket ve müesseselerle, licaret ve sanayi odaları, bankalar ve bor- salar memur ve müstahdemlerinin maaşlarından kesilen vergilerin; ö- deme tarihinden itibaren bir hafta içinde bulundukları yerin maliye şubelerine yatırılması kararlaştı - tılmıştır. Bu müddet içinde yatırıl- mayan vergiler yüzde on zamla bir- likte o daire ve müessesenin âmir ve müdürü ile muhasebecisinden almacaktır. Mürettipler dün kongrelerini yaptılar 'Türk Mürettipler Cemiyeti se « nelik toplantısını cemiyet binasın- neticelenmiş ve yeni idare heyeti şu şekilde teşekkül etmiştir: Dr. Hafız Cemal, A. Riza Başkan (Devlet Basımevi Fen âmiri), İh- san (Lito şefi), Aziz (Tip), Saim (İnhisarlar matbaası), A. Karakaş (Tipograf şefi), Mehmet, Ressam Hamit, Demiryolu Şirketi obligasyon, aksiyon ve — mümessil — senetlerile Haydarpaşa Limanı Şirketi obligasyon ve mümessil senetlerinla Ergani || mektup aldık. Bu mektupta, yakın- ve Sivas - Erzurum tahvillerile değiştirilmesi işine 24 Mart 1937 tarihin- den itibaren başlanacaktır. Sandığımız hesabına mübadele muamelesi Türkiye Cumhuriyet Mer- kez Bankası İdart Merkeziyesi ile şubelerine yapılacaktır, 18822000 lirayı bulacağı tahmin İsteklilerin, Ankara, İstanbal, İzmir, Samsun ve Mersinde bu Banka gişelerine müracaatları lüzumu ilân olunur. Ertesi gündü. Firdevs Nihada aç- tı. Nihat: — Eğer benim tanıdığım Salih ise iyidir. Çalışkan, kendi halinde, uslu bir adam.. — Bir defa soruşturayım.. Diye bıraktı!. İş pişiyor! Lütfiye: — Ben kocayı ne yapacağım? Be- nim kocam Güneş.. Diyordu. Firdevs: — Haydi haydi uzatma. İyi dam. Hem de yüzbaşı, Yarın öbür- gün binbapı olur. Rahat edersin, Daha iyi koca nerede?, Tliye, Lütfiyenin nazlarını kar- giliyor, onunla yapılacak İşleri ko- nuşuyordu: — Uzun uzun ev eşyası düzmek istemez. Adamcağız iki yüz lira ağırlık veriyor. Ne lâzımsa üst ya- | nına biz de katarız, Olur biter. — Nasıl isterseniz öyle olsun.. — Senin de bir istediğin varsa söyle. Lütfiye boynunu büktü, içli içli: | birürperme vardı. Yüreğinde bastır. | maya çalıştığı ülk çocukluk, gençlik (1580) — Hiç bir isteğim yok.. Dedi. Bunu derken sesinde bir titreme, bütün gövdesine yayılan yaraları, yeniden kanıyor, gözlerinde eskinin batıraları diriliyor, kundağa girdiği günden Kulaksız karakolu- na düştüğü saniyeye kadar geçen çileli ömrü mezarında ayaklanan | bir hortlak gibi beyninde canlanı- || yordu. Kendi kendisine soruyor - du: — Kocaya varmak iyi, Fakat, bü- radaki günlerimi aratmasın? Bu korku ile hanımına söyle » di: — Hanımefendiciğim korkuyo « rum. Yanınızdaki rahalım kaça - cak.. diye korkuyorum, Benim ne çilelerle büyüdüğümü, yanınıza nasıl geldiğimi biliyorsunuz. Ha - yatımın en rahat, en iyi günleri burada geçti. Bahtımdaki çilenin bu rahatlığı, bu şenliği kıskanma- sından korkuyorum. Durup durur- ken yılanın başına basmıyayım. (Devamı var) Halk filosofu diyor ki: 40 nasihat bir liraya ucuz bile! Acele ile sürat arasında şark ile garp arasındaki kadar fatk va-dır, dersem hayret buyurulmasın. Sürat bu asrın en büyük mezi » yeti. Amenna ve saddakna. Fakat senin sürat dediğin sistemli, me « todlu, usullü bir çabukluktur. Acele ise sistemsiz, usulsüz bir çabukluktan başka bir marifet de- Bildiz. LAfın doğrusu budur: Biz hendxz yavaş iş görmekten tamamile sıy- rılmış değilizdir. Hattâ, ötedenbe- Ti aramıza giren bir çok Avrupalı ukalâ ecnebiler bizim (yavaş ya- vaş) lâfile pek alay ederler, Heri- fin pek de hakkı yok değildir ya- ni: Zira Avrupalıya nazaran yava- şızdır. Buna mukabil gariptir ki, aceleciyiz! Vapura binerken, tramvaya bi- nerken, Tünele binerken, inerken bizzat süratin ortada mahvoldu - Bunu gördüğümüz halde hemen he- pimize Allah tarafından bir açık | gözlülük gelir: Bir aceledir gider! Bu usul, sistem, metod tanımı - yan aceleciliğimizdir ki bize, çolu- ğumuza, çocuğumuza hemen dai- ma pek pahalıya mal olur: ölürüz! Ölürüz de gene bu açıkgöz ölüş- lerden vazgeçmeyiz! Kendi hesabıma bizdeki makineli nakil vasıtalarının hareket nizam- larının kontrollu olduğuna hiç bir zaman inanamadığım için - yalnız bir defa acele ettim. Fakat pir ol- du: Aksaray yokuşunda kalkmak ü- zere olan tramvaya atladım. Tram- vayda ayaklarım sürünerek asılı kaldım. Bağrışmalar koptu: Bir an içinde kendimi cennette ayaksız olarak gezerken görür gibi oldum! O gün bugündür, ayaklarıma ha- rikülâde bir zekâ gelmiştir: Kafam ne kadar dangalaklık etse ayak » larım en ufak bir acele için istifini bile bozmaz! -yalnız kendimin değil, bütün va- tandaşlarımın bacakları namına « takdir etmemek kabil değildir. Feci bir. musibete uğrama evvel kırk nasihatın ücreti bir lira oluşu ucuz bilef Halk Filozofu Birimizin derdi Hepimizin derdi Esnaf dispanseri Bir esnaf okuyucumuzdan bir da kurulacak olan müşterek menfaat esası birliği hakkında bir takım fikirler ileri sürülmek. tedir, Esnaf için tesisi düşünü. len dispanser etrafında, bu oku- yucumuz fikirlerini izah etmekte ve açılacak dişpanserden fakir esnafın lâyıkile — istilade edece. ginden şüpheli bulunduğunu yazıyor| SA iki doktor, üç ebe bulunacak ve bu teşekkül bir de avukat temin edeceklir. Okuyucumuz, İstanbulun ge- niş bir şehir olduğunu, esnafın gerek çalıştıkları yerin, gerek ikametgâhlarının — pek dağınık olduğunu ileri sürerek, dispın. serin, faydalı olmiyacağını söye lüyor. Dispanser ve avukatın daha çok hali ve vakti yerinde olan esnafa faydası dokuna bi. leceğini ilâve ediyor. Okuyucumuz, bu birliğe, her esnafın senede Üç lira vermek mecburiyelinde olduğunu kay« dederken, bir çok zavallı ve Takir esnalın senede üç lira ves rerek müayene cüzdanı bile ah rmuya iktidarı bulunmadığını işa- ret ediyor. Bu okuyucumuzun . fikirlerin'n doğru olup olmadığını, meseleyi tetkik etmediğimiz için, söyliye. miyeceğiz, Birimizin derdi, hepimizin der. di olduğuna göre, alâkndarların nazarı dikkatine arzederir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: