19 Şubat 1938 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 5

19 Şubat 1938 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

— Ecnebi hakimiyeti altında kendine Kükümdarlık ünvanını almak - üzere bulunan Kung - Teh - Chang Kimdir, gayesine erişebilecek mi ? Padişah soyundan gelenler — içinde vatanını tahtından daha fazla seven- lere tarihte henüz tesadüf edilme » miştir. Denilebilir. — Bunların için belki Negüs bir istisnadır. Büt 'Türk milleti istilâcı düşmana kanının en son katresine kadar d'ek—W meden memleketi bırakmamak azmi le dövüştüğü sıralarda Vahdettinin düşman birleşip tahtına sımsıkı sa »| şı padişahların cibilliyetini pek a-| çıkça gösteren hi bir Fakat hain i Osman sülâ « lesinden çıkmaz ya!.. Çinde bütün Çinliler istilâ ordularına karşı kah » ramanca dövüşürlerken şimdi deÇin-| de Konfoçyus ahfadından biri Kung- Zek - Cheng ismindeki 17 yaşındaki bir genç Japonlar tarafından zapte- dilen topraklarda hükümdar - olmak Kung- - Teh - Chang çin yınE' onlar taramdan bahşedi » Her memlekette hakiki vatenper-| lecek Çin İmparatoru unvanını al- Verler balk. tabakası içinden — çıkar.İmak üzeredir. “İSTİKLÂL | ve bu ismin birkaç manası! Umumi Narpten sonra ber şeyin kıymeti başkalaştı, hele şu içinde bulunduğumuz sencler bize, ilân edilmeden açılan harbleri gösterdiği gibi İtenildiği tarzda anlaşılan ve anlatılan istiklâl mefhumlarını da arzet. 'nekten geri kalmamıştır. Avusturyanın bugünlerde yine sık sık bahsedilir olması bir devletin istiklâl mefhumu Üüzerinde çok kere durulmasını icab ettiriyor. Hemen söylemeli ki bugünkü Avusturya yine müstakil bir dev- Tettir. Fakat istiklâlin ne olduğunu anlamak da herkesin ölçüsü başka baş- adır. Almanyadaki Nazilerin bepsi de müfrit değildir. Bunlardan müte- İW olarak tarılan bir cereyanı temsil edenler de vardır. Müfrit olanların ailen vaziyetleri nazik olan konu komşuların işlerine dair ne diyecekleri- İ merak etmiye lüzum da yoktur, Fakat Nazilerin mutedil tarafı da İs« umu üzerinde söyle kestirme bir hüküm vermekte tereddüt Ümiyen Atmanlardır: — İstiklâl? Avusturyanın istiklâli mi? — Çekoslovakyanın — istiklâli i? — Bunların ber ikisi de Almanyaya dayanmadan müstakil olamazlar, Görülüyor ki Alman Nazilerinin Avusturya; ve Çekoslovakya meve vunlahs Glünegriştiklâl kelimesine vermek İstedikleri mânâ pek başkadır. Fakat Çekeslovakların İstiklâlden anladıkları mânü Nazilerin kabul vitirmek istedikleri gibi değildir. Umumi Harpten sonra dünyaya gelen Cekoslovakya istiklâlini kenı ladığı gibi anlamakta, bunu korumak i- “n de ne lüzmmsa göze almaktan geri kalmıyacağını aldığı vaziyet ile an- tabmaktndır. Cekoslovakya bugün kendini tehdit altında görüyor. İstiklâlin 'nuhalazası de bir memleketin evvelâ kendi kuvvetine dayanması wre olduğunu gösteren misaller az değildir. Klâl mel Hayduda göre işsizlikmiş!. İ————_——* ğ 'Genç haydud Milliyon can sıkıntı- sİle höcresinde yaptığı yelpazelere müşteri bulamıyor settikten sonra bugün sıra Million'a gelmiş bulunuyor: Vaydman duygusuz bir şey dü. Şünmez görünüyor. Halbuki Milllon bilâkis çok sinirlidir. Bin türlü şey-| ler düşünmekte ve bilhassa canını | kurtarmak düşüncesi son derece hâ- kim bulunmaktadır. Millton şöyle di- yor — $Şimdiye kadar sorulan Ş lere verdiğim cevablardan benim le hime elde edilen bir cihet vardır ki © da tamamile mücrim olduğum hak- kında az çok bir şüphe kalmış olma- sıdır. Vaydman bana bir çok şeyler yükletti. O & ben inkâr et- tim. Şidde ettim. Her hal- de bana verilecek ceza hayatıma mal lli olabilecek gibi değildir. Olsa ol 20, Vayaman 26 senelik bir mahkümiyet var. Ben | Haydud Vaydman'ın mevkuf bu -|de daha gencim. Bu 20, 25 seneyi dol. | Ulduğu yerde nasıl vakit geçirdiği (durduktan sonra tekr ar, hayata ©0 zamanlarda merak - odilen — birlatılırım *A olduğu gibi katilin vicdan a - v rken en bedbin| ADi duyup duymadığı ve kendisini bir hesab ile söylediği şöyle hülâs __:-“xen âkıbetin düşüncesile uy - |ediliyor. Fakat genç haydud bazı ke- '"(;“ kaçıp kaçmadığı tetkik ,edil -|ve de pek ziyade nikbindir, her şeyi ktedir. Dünkü «Son Telgraf» da kendi istediği gibi olacak diye düşün- | sapıdman'ın şu son zamanlarda ne Mektedir. : y ct bulunduğunu gösteren — yeni| — Benim beraatime hükmedile - Tülümat çıkmıştı. Dün ondan bah- (Devamı 6 ıncı sahifede) Million'un konuş B SONTELAN S — 19 Şubat 1938 İ t sırları onların gözlerinin kaşlarının, ağızlarının, burunlarının güzelliği değildir. Onların bir şah « siyet sahibi bulunmalarıdır. Sinemada devamlı surette muvaf- ir.|fakıyet kazanan san'atkârlar bir şah- siyet sahibi olan ve güzelliklerinde, yüzlerinde ve bütün benliklerinde bir hususiyet bulunan genç kadınlar. dır, Bunların içinde ve en başta ge- len Greta Garbo'dur. Greta Garbo kendi yaşındaki bütün yıldızlar bi - rer, birer anne rolü yapmıya başla- dıkları sıralarda beyaz perdede el'an sevilen genç kadın ve genç kızi tem- sil eder. Yakında kayınvalide olması mev-« zuubahs olan Marlene Ditrich'den başka onların yaşında yıldızlar i « çinde bu kader talihlisi yoktur. Ve Greta Garbo bu devamlı mu « vaflakıyetini yalnız bir şeye bir tek geye şahsiyetinin kuvvetine med - yundur, Feyaz perdede bir ikinci Garbo gö- Sonja Henle rününciye kadar, gençliğinin bütün ihrini muhafazı eden bu kadın de- p | S ea ırîz. ÇALİCE BAA (Artistlerde artık güzellik Ş A L Katharin Hepburn mode olmıyacak ve her zaman beğe- nilecektir. Yeni yıldızlar içinde Katerin Hep- burn da en ziyade şöhret ve muvaf« fakıyet kazanan bir genç san'atkâr. dır. Katerine Hepburn şüphesiz bu muvaffakıyetinin büyük bir kısmm hiç bir sinema yıldızında bulunmu » yan müstesna istidadına ve san'atine medyundur, Yaptığı rolleri hakika « ten büyük bir hassasiyet ve anla « yışla başaran bu genç kadının hoşa gidişinde bir ikinci âmil de yüzü « nün tamamile kendine mahsus bir yüz olmasıdır, Katerine Hepburn lalettayin — bin Holivud kuklası değildir. Hattâ onu çirkin bulanlar bile vardır. Ve buna Tağmen son senelerde sinema haya- tına atılmış kadın san'atkârlar ara « Bında en fazla muvaffakıyet topli- yanlardan biridi: Yeni yıldız Mişel Morgan eğer sa. mat hayatının seyrinde şahsiyet de« Biştirmiyecek olursa ve bunun ol « mamasını kendisi için temenni ede- (Devamı 6 wcı sayfada) Greta Garbo değil şahsiyet aranıyor.. AAGEKTK Beyaz perdede sevişenler ayatta neden H Sinemada — aşk rölü yapan, bir e« | birlerini kucaklı - yan — san'atki yın - birbirle den en ufa şekilde hoşlanma- dıkları çok defa tekrarlanmış — bir geydir. 20 « 90 çift göz önünde ve her puseyi kendisin « den ve arkadı dan evvel rı rüne beğendirmi » ye çabalıyan sa « natkârların, — bize en âteşin — aşk sahneleri göster « ( diği resimler alı « rarken mnasıl, bu » ram, buram terle- diğini düşündü - ğümüz zaman bu- v e H Çekoslovakyadaki filim atöl rinde ilk çevrilmiş olan sesli Feldmareşal isminde bir filimdir. Bu filim tam 21 memleket — tarafından kiralanmış, gösterilmiş, ve büyük muvalfakiyet kazann Bundan sonra Gi çinde gibi mua: filim indandır. ini büsbütün ar - ya filimcili - tir. Başka Jerden çok daha mütevazi olan Çek rejisörleri bu faaliyetten gurur. duymamakta İbilâkis çok mütevazi davranarak şu- İnu söylemektedirler: — Bizim bir senede yaptığımız 60- |65 filim arasında çök — güzeldir. Diğerleri seri çıkmış şeylerdir. Ve anlarda bir s B Çekoslovakya stüdyoları - | Ü z !'7:_“ sevişmezlermiş ? SİNe Her hafta bir film çevriliyormuş.. ak 5 veya 6 s,!aı tddlası aramak abestir. T glelevveli filim sermayedarları yapıl Iıçekosıovak masi Çünzü (Devant & uccı sabıişlode) Ag—_———_—————_#

Bu sayıdan diğer sayfalar: