3 Mart 1938 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 4

3 Mart 1938 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

L £ CV YFT CU 3 Mart 1062A INGİLTERE e l n ORDUSU Vai GIDIŞOGİDİŞ Yazan : Bürhan Cevat şakağına atmış düşünüyordu: |ilk zamanında söylen k z z | Cebinde tam elli kuruşu vardı...Ne-|ni) sayılan sözleri t l e ! : ğ n SAAT NANU azla, ne © Gerçi bu para birİküt!. Genç & adamın gününü şöyle böyle gün e -| — Senin bir ge Gerdi ü SA bbbi idi.İğa; niye sustun Bir taraftan siyasi konuşmalarla vakit geçiren ve bu ara an!aşma!ari.x HRELERİRİ a £ ştıklan sonra eline ge- ; ! İçirdiği cici sevgilisine bir hafta ev qaa.ı sanki! Delikanlı “bunu büştan temin eden İngiltere; diğer taraftan da harb kuvvetlerini hazırlıyor . — ::*:.:300z l eei Söğüm giçi ç W kör olan tali onu bugün 'ııı—_vlı: cebin-| ti |de yalnız bir Hira ile bırakmış, | Hiç; Cici, şöyle yürüsek! işin tuhafı da randevu saali yakla — Nereye gidelim!, Gencin eli pantalonunun cebindek! ramarnış, böy -| ufaklıkları okşar gibi bir hareketle ufacık para ile tıpış tı-| şıkırdattıktan ve mevcudun - zihnen İpış sevgilisinin yanına gitmek mec-| yaptığı bir hesapla (35) & vardığını |buriyetinde kalmıştı.. anladıktan sonra ümidsiz bir tavür <« | Şimdi diyeceksiniz ki: |a Haydi canım sen de!., Hiç böy-| — Şey.. Sinemaya gitsek! 7 olur mu? Koskoca Bir adam;| diyebile zük| Hava güzeldi. Ve. genç kız böyle li ve pahalı cins-| güzel bir havayı sinema |den bir saat bulunan, paltasunu mo- / ön seanslarından artma |daya uygun kumaş ve biçimde seçen|ile mukayese eder gibi yi İbir genç... Randevu gibi mühim bir| ruşturdu: işe giderken cebini şenlendirecek ka| — Hayır,. Hayır.. Sinemaya gitmie dar bir şey tedarik edemez mi? yelim! b a raa artık ikmâl edip -) Hem eder; hem edemez! Çünkü za- Gördüğünüz resimler İngiliz 07 Jher devlet alâbildiğine silâhlanırken|çin şimdiye kadar hayli tedbirler a-/motörleştirilmesi artık ikmâl edil -| . l dusunün en son vesaite motörleşti - 'nasıl tahdidi teslihat sözleri Millet »|lınmış, 'orduya girenlere çıktıktari miştir. Topçu küvvetleri artık tama-| (J7 2, Di LO DU SY & rilme işinin ikmâl edildiğini “üzunler Cemiyetinin kömisyonlarının dos-'sonrası için de bir çok kolaylıklar / mile mötörleştirildikten sonraki A ga Yezecağk oei X Peki n& yapalım! ., Bir çây ai « ve son gelen İngiliz yalarında- kaldıysa; İngilterenin ya-| güsterilmiye başlanmıştır. Bununla Bilizlere beygirsiz topçus d; ; ı-d ı HŞDA V ğ DLiR G AM ÜRTL y Li y gaz&telerinden alınmıştır. İnıbaşındaki Avrupa kıtasındaki dqv.lbenher mecburt askerliğe taraftar ©-| VeSait evm'uî'o ı»ç ıh_ıf'F; ılmb 'îl Vah vah... Çok yazık! Keşke hir sas Hayır; Heğti/ O Öa siürmayik Biraz do İngilteredeki askerlik ce-İletler de meeburi askerlik usulilellah cereyanın başinda bulunan gö * |Kolayca anlaşılmaktadıı at DUN-l at evvel rastlaşsaydık, dan başka bin |kapanmak gibi bir şöy olacak., En royanlarından bahsetmek lâzım ge - büyük büyük ordulara mâlikken Bri-İnüllü ve üçretli askerin lâzım olan, | İların ağırlığına Tağmen sür'atle ha- çey olmaz!. Sonra böyle bir hal kar-|iyisi, liyor: İumyı ah askeri kuvvetini arttırmak| istenen miktarı bulamadığını ileri|feket eder olmasına, harekâtta lüzun|şısında kesesini dostu ile paylaşacak| — Son senelerde İngilterede göze bahsi vakit vakit — tazelenmektedir.|sürerek davalarına delil göstermek - |olan çabukluğa dikkat edilmiş ve de-'bir arkadaş da aramılınca buluna «İyddan konuşa konuşa eve kadar gi - görünen Bir cereyan vardır: Mecburi Gönüllü ve üçretli olarak orduya gi-|te devam ediyorlar. diklerini göre bü maksat da temin e-|Maz! olur ya!,. İşte bu da böyle ol-| 3 riz! Olmaz mı? oskerli ge taraftar olanlar dunvnd:ı'ren İngilizleri miktarını arttırmak i-| Bu bahis şu günlerde yeniden ta -|dilmiştir: Singapur'da yapılan ve se:|muştu... Yer demir gök bakırdı san-| — H, olmaz olur mu bu?., Gökte & » |kit.. ve: «para isteme benden buz Si-/çarken yerde bulunan ümid” döye bi soğurum senden> — darbımesel s viza ; ; " g K Ht sle 14 buna derler!, ahar ünlerını L ee eözününde bulundurmak bzm Ça a e a e ani y GA biraz yerine getirdi: Telâşlhı telâşlı İşte Bütün bu şartlar arasında bo-| yaşıyan yerlerde — # Srmerr OB b hei n a eZ T eu Gd ni ÖöE e a e a F TT NĞ | n y ci zavallı âçık imkânsızlıklara boynunu | Haydi öyleyse gidelim! — Peki sen bilirsin!. Ve., arkasından derin bir nefes al — Yürüyerek Köprüye inelim!, O- t geldiği için yola çıktı. (Devamı 6 mcr sahifemizde) Deniz gezintilerinde insanlarla — Ş* e SA » Bonlr çet .d Kuşlar arasında arkadaşlık ; Te tlma $ | Ve Bir süküni.. YARIN Parasızlık ne feci bir haldir, Bül -| yğiğr » a. sayumi T bülü şakımaktan alakoyar.. Hatta as-| Eşyalarla fantezliği b aş lı y or ğ 3 n lana pençesini kıpırdatı Deli - sörisinden ' Jkanli tram nda Buluştu -W * Bir Bahçe Ş Güzel yolcunun . KN ; elinden giıdasını a- zelendi. Başvekil cevap vermek lü -|nelerce devam ederi bir rııaııymmr“ sevgilisinin karşısında şu anda| Çapasından n ne fena bir tavır almıştı. Zaraki bir ğ lan bu garip kuş & |rumunu duydu. İngiltere için şışıhlwma yine geçen gün merasimle açı-| külüşle çerçevelemeğe uğruştığ Dinledim. ,, kendi — yuvasını zamanında mecburi askerlik usulü - lan üssübahrinin ve Singapur mev »/daklarındaki gülücüğün — sah teliği o Yazan: FBİLE kendi yapan garip nün kabul edilmesi mevzuubahs ol -| (Devami 6 ma _Mmh_k) zadar belli € kuşlardan — değil, madığını söyledi. İngilterenin yeni '" ni belki derin deniz - > İden alabildiğine silâhlanma sahasın- W BU AK Ş AM Jerde balık avla - daki faaliyeti pek tabildir ki yalmz a SAĞARL DU bu mecburt askarliğin kabul edip e-| H A Y A T l N l Z D A e ; |dilmemesi gibi nazaryatta kalan mü- I P E K Sinemasında — Cülmediğiniz kadar güleceksiniz, eğlenmediğiniz kadar eğlene- lanân, biçimi tu - | v * # İnakaşalardan ibaret klmamıştır. Ceksiniz, kabkahedes kalilacakamız. | haf olan garip mah KA KA 'eron Kt selti GÜ CZ G6 K ee Ce . vrup kıt'asındaki devletler a b lükattandır. ” ü SN xı;,ıaıkm_ Jâhlanırken — İngilterede Amerikanın Ka- donanma ve hava kuvvetlerini yeni-| a lifornlyası bizim üşüdüğümüz — bir|lık bulunan sahayı, yeri - dölağırk n y L > a t VA T5 mevsimde güzel bir bahar halinde, bu cins iri gagalı, balık geminin gü- v y L L A barasına ne emc- şî izl ilık bir diyardır. Resimde öğü -| vertesinde avcı kuşlarının arasından ğine acıyor. | ğ nüz yolcunun hali de gösteriyor kilgeçiyordu. Bu kuşlar, oülar Pelikan| ponanma ve hava kuvvetleri böye v. © sahillerde üşümek korkusu — ve | giyorlar. Biz kaşıkçı kuşt deriz Gör-İye iken kara küvvetleri de ona uy - soğuktan hastalanmak tehlikesi yok-'düğünüz yolcu geminin güvertesin- ği ki., Sonra buluemanın | Bugüne kadar Türkçeye çevrilen filimlerin gun olarak yeni b ve en — sön| en güzeli - en gülünçlüsü - en neşelisi - en tür. Kaliforniya'nın Santlağo açık “'de aç gözlü pelikana yiyecek uzat -|vesaitle teçhiz edilmektedir. İngiliz gevimlisi ve en nefisidir. larında bir deniz gezintisi esnasında 'mış, aralarında hemen dostluk hasıl 'matbuatında görülen yeni neşi yade ba-'olmuştur. nazaran orduü vesaitinin — tal Hele, şu Zeyneb cadısına gittikçe içerliyorum, Akdnd gözdün kaçmıyordu. Her ketiükein Şürekler n iki şey geçiyor. Birisi gidip: geldiği muhakkaktı. Hele: — Sana kınım gibi bakarım... öze başlamak ve bu namusa iftira ede: ,ık.n. çok şedit bir ders vermek. İkincisi: görünmek, İltifat ve ibti- ramda kusur etmemek. vaı tehlikeli, öbürü zillet memek için tehlikeyi kabul etme! eyln Dediği zaman gözlerinden bir damla yaşın da n da gördüm. Bu yaş niçindi?.., İnsan oğlunun bu saadeti verecek kadın karşısın- murken neden göz yaşı dökebilirdi?... Bu ade ediyordu? Yoksa bu damla ? Ben. bunu büsbütün başka 7 Şubat Çarşaflandım. Demircilere gideceğim. Sokağa Ççıkmak üzereyim. «Gülfidan> da benimle beraber ge- Aynanın karşısında durmuş bşımı düzeltiyor « Diyeceği geliyor... mleri iniyoruz, dum. Neclâ hafif omuzuma dokundu. Misafirlerin yanında tuhaf tuhaf sahneler — oldu. — Çat.. Çat.. Çat.. Şen bir eda ile Bunların hepsini tarif de tespit de güç. Fakat, kayna- Kapı çalındı. .— Nerdesin Viedan?... Yarım'saat oldu, hâlâ mey- — Na olağak kadının gözlerini üzerime dört açıp da beni k : — Gülfidan, k: piya bak.. dana çıkmadın?.. tepeden tırnağa kadar hayran hayran seyredişi öm- Dersem... o zaman ne olacak?... Benece, bir damla Dedim. Gülfidan kapıyı açtı. Bir de baktım Nec- — dedi. Zaten sinirliyim, bu söze de içerledim. Ne var, — Tümün sonuna kadar unutamıyacağım manzaralardan — güz yaşınm sırri budur 1â. Arkasında da tanımadığım üç yabancı kadın var! — ne oluyı biri. Öyle bön, öyle masum bakıyordu ki... Anne de muhakkak Ki, beni oğlu kadar istiyor, Yerli. Neclâ, önden yürüdü. merdivenin ortasında Kâmilin annesini al da getir... Bunlar görücü olarak gelmekten ziyade, benim ne — Ağzımdan çıkacak Cevabı heyecanla bekliyordu. Bir Guruyordum. Yanıma geldi. diye ben mü söyledim? Bekliyorlarsa bana ne?... Ak- — diyeceğimi öğrenmiye gelmişler. Oturduk, konuştuk iye düşühdüm, cevap verdim: Buyurun... hmdan bu fikirler geçerken Neclâya: konuştuk da; Kâmilin annesi dedi ki: — Teşekkür öderim. Fakat, kararımı verebilmek Dememe kalmadı Peki geliyorum... — Vicdan hanım, Allahın emrile seni oğlum Kâ- — için bana müsaade ediniz. Bir kaç gün içinde Neclâ —- Vicdan haydi çık yukarıya soyun, Kâmilin Dedim. Saçlarıma şöyle bir iki dokundum. Yürü- — mil'e istiyorum. Burada, başka kimsen olmadığı için — hanıma cevabımı söylerim. . annesini getirdim. düm. Neclâ da koluma girdi. Odadan berabor çıktık. — bunu sana söylüyorum. Ne dersin? Büyük banımm söyliyeceğini beklemeden söze Dedi, Şuşatadım. Cevap da veremtedim. Döndüm, — Bir odadan öbürüne geçiyoruz Hem Kâmile hanımın Sonra ilâve etti Neclâ karıştı: ıya çıktık misafirleri odaya bıraktım. Kendi o- — söyledikleri külağımda, hem — Neclânın hareketleri — Filhakika, 1 çocuklarımız İstanbul çocuk- — Vicdan, dana geçtim. Üzerime birdenbire tuhaf bir his gel- — gözlerimin önünde. Baş muallime: ları kadar okumuş yazmış değiller, Fakat, rahat e- — madın mı? di Gözlerim yaşardı. Ağlamak istiyordum, eğer, mi- — Bu kadından aman.. çok sakın! dersin, Sana kızım gibi bakarım. Elini sıcaktan soğu- — E... çok düşünülecek bir mesele değil mi? TI yalnız birakmanın çok ayıp olacağını dü -« Derken, Neclâya bakıyorum da: Öyle saf, açık Ha sokma istediğin gibi otur. O da bir ananın bir ba- — Aman canım... Ben hiç de bu kadar uzun uza saydim, çarşafımı falan çıkarmadan — sedirin — kalbli, tertemiz görünüyor ki... İnsamır banın bir tek göz nuru; sen de biriciksin... dıya düşünecek bir şey görmiyorum, Büyük hanım, üstüne kapanacak. hüngür hüngür ağlıyacaktım. Bu — Bu kâdının iyilik etmekten başka hiç bir dü- KXadıncağız kendi şivesile bu sözleri düşünürek ve — sana öz ânne uıac.ık bütün istediklerini yapacaktır, tırada Neclâ yanıma geldi. şüncesi kelimeyi teker teker söylerken n& kadar samimi — Daba ne bek — Anne ben, mutlaka bu kızla evlenmek isti » yorum... Diyor. Kadın da bir tek oğlunun dediğinden çık- Tayor. Amma ya ben: — Hayır kat'iyen olamaz...

Bu sayıdan diğer sayfalar: