7 Ekim 1938 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 3

7 Ekim 1938 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Faydalı b Kurulan cemi ni geniş tinle Mücadele Cemiyeti» vam eden; yurdumuz için çok fay dalı bir teşekküldür. Bu Cemiye- | tin başkanı Dr. Neşet Uzmanla gö | Tüşerek, kendizinden bize, Cemi- | yetin faaliyeti hakkında izahat vermelerini rica ettik. Neşet Uz. man bu faydalı sıhhat mücssese. sinin icraatı hakkında izahatta bulunarak escümle dedi ki: Veremle Mücadele Cemiye- ti> diğer memleketlerde olduğu Bi bi sıhhi ve içtimai yardım gayesi. le teessüs etmiştir. İlk kuruldu. #undan beri, iki ayda bir «Yaşa- mak yolu» bir gazete çıkarılır, Bu gazete Cemiyet azalarına ve hal. ka meccanen tevzi olunur, Mün- derecatı; sıhhi öğütler, veremden korunma çareleri ve bazı sıhhi teğ birler hakkında malümat vesaire dir. «Veremle Mücadele Cemiye- ti» dört senc evvel, Eyüpte, bir *Verem dispanseri» yapmıştır. Bu her cihetle modern teçhizatı ha. vi, muhitin ihtiyacını kâfi derece. de karşılayan, şimdiye kadar bir çok kimselere sıkhatlerini kazan. dıran bir müessesedir. Dispanse. rin bir ziyaretçi hemşiresi var. dir. Ziyaretçi hemşire, dispanse- Tin tedavi etmekte olduğu hasta. ların evlerini birer birer gezer, tezdiği evlerde gayri sıhhi bir hai Rörürse, ikaz eder ve ihtaratfa bu lunur. Hastaya ne suretle bakıl, ması lâzimgeldiği b ç efradına luıı:ı'.ı'ae bul:î-x::g:ig:: Nserin ayrı müte- ı vardır. Te olmak üzere gelen hastalar: gel #üretle büyük bir ihtima 'a, ayni Bir tahsildarı paralayıp Parasını çaldılar Pazar akşamı Bartının Gi ç ürgen- pınu;ı:byundq kanlı bir kavga ol u.uî?ğ muhasebe — tahsildarı v tan, meyva bah- ı)ıçu-,m Faik Özdemir ve :mhd.;. Hüşeyin Huzak tarafın. biçakla bacağından ağır su, m;e 7ıııılmlluıl.u'. aralı tahsildar; © sırada ü aîıbmwmı 857 lira :I;h örü det parasının yaralı 'anlar Tafından aşırıldığını id:.ıvıa etm::- ir, —— Alpulludaki istihsalât SUPUllu şeker — fabı rikan 998 m?inyuını bitirmiştir Fabri- a bu sene «40> bin ton car Onışıer.mı,ur, Ka ümüzdeki yıl - istihsalâ Gaha fazla olacağı tahmntı Mmaktadır. TU SON TELGRAF'ın Tarihi tetrikası No, 117 çalın, di Şu, şühânegözleri Padişah; zaten yemekten evvel saatlerce mat güzelle kozunu pay etmişti. Eski gözdesini kırmak ve enu mahzun bırakmak doğru de- Bildi. Hatta; daha başka dilber - | ler varsa onları da getirtip yatın- Gya kadar vur patlasın ha cümbi Hazin; etmek da-| olurdu. | larma mukabele etti: — Haydi teplanın öyle ise; 14 K iyle ise; baları yakmağa — Tüzüm yok bahçe, Mehtabin işiğile kâfi derpe ir . teşekkül Veremlemücadele Türk Tarih Kurumunun ! ve Trakyanın preistoryası hak - yet faaliyeti- İetiyor kılır, ifâçları parasız olarak veri- | lir, Bazı eshabı hamiyet, hastala- ra yârdım ve tevzi edilmek üzere dispansere - teberrülerde - bulun- maktadırlar, Bu tberrüler, yardı- ma mühtaç hastalara tevzi olu- hur. Yapılan tetkikat ile anlaşıl- Muştır, ki bir veremli hastaya, gün d& 33 kuruş - ilâç hariç olmak ü- zere - masraf lâzimgelmektedir. Bu itibarla eshabı mürüvvete mü Tacaat ettik. Pek ziyade yardıma muhtaç olan hastaları himaye | etmelerini, bunun için ayda onar | lira yardımda bulunmaları tekli- | finde bulunduk. Şimdilik 3 kişi | bu teklif ve istirhamımızı kabul | ederek, her ay onar Tira vermeyi | taahhüt ettiler, İki aydanberi al- dığımız bu parayı tevzi etmekte- | yiz, Bundan manda, Erenköyün- | de, yine «Veremle Mücadele Ce- Miyeti» nin kurduğu bir de sana- toryum vardır. Bu sanatoryum or ta halli halk için açılmıştır. Ya- hi, diğer sanatoryumlarda, gün- de & liradan aşağı alınmadığı hal- de, burada, 275 kuruş ücret alım- Maktadır. Ve hastanın tekmil mas rafı bu paraya dahildir. Bu para yalnız masraf olarak alınmakta ve hiç bir menfaat gözetilmemek- tedir. Sanatoryum büyük bir rağ bet görmektedir; ilk açıldığı za- tağı vardı, şimdi yatak yı buldu. Görülen bu alâ ka ve temin edilen faydalardan cetaret alarak 40 bin lira sarfile, ilâveten bir de büyük paviyon yaptık ; bu paviyonda 34 yatak vardır. Bununla sanatoryumun tak adedi 75 e iblâğ olunmuş- tur. Yeni paviyonur resmi küşa- d, Cümhuriyet b Tamında bir aktı Tariht Tetİîi_İıler yeni kararları Türk tarih kurumu Anadolunun kında sistematik tetkikler yap - mıiya karar vermiştir. Kürum, bu çalışmasına başlarken evvelemir- de tarihteri önceki fnsanlara mes- ken vazifesi görmüş olan mağara- ların yerlerini tesbit etmeyi mu- vafık görmüştür. Bütün devlet Müesseselerinden ve parti teşki - Mâtile diğer kurumlardan ciddi ve esaslı yardım göreceğine şüphe olmıyan bu büyük teşebbüsün bi- Ze yeni yeni tarihi hakikatler öğ- Teteceğine şüphe yoktur. Kurun vasıtasile bu kabil mağaralar hak kında bazı sualler sormuş ve bu Suallere gayet vazıh ve doğru ce- vap istemiştir. | Yazan: M. Bami KARAYEL ye iradaçıktı Jamın cümlesinden diğer kızları da Belir manasını çıkarmıştı. Fakat; Do olur ne olmaz diye sordu: Z Efendimiz hizmeti şahane - lerinde bulunmak — üzere başka kullarınızın bulurmasını irade bu- Yuruyorlar mı? — Evet, evet... şöyle bakalım... Padişahın bu iradesi üzerine Ar- zıniyaz sevinç içinde olduğu yer- den fırlayıp hareme daldı. Haydi toplanın Dokumacılık San'alı Sönüynr__ Ankarada toplanacak kengre bu meseleyi bilhassa tetkik edecek Anadoluda «dokumacılık» san- atinin gün geçtikce söndüğü te- essürle gârülmıklıdk. Ezcümle Çankırıda eskiden 400 den fazla bez tezgühı varken do- kumacı dükkânları birer — ikişer kapanmış ve tezgâh adedi 200 e Yakında Ankarada toplanacak olan «Dokumacılık kongresi» nde bu mesele de görüşülecek ve köy- lülerimizin kendi — ihtiyaçlarını temfn edebilecek surette dakuma- cılık san'atinin inkişafı, bol ser- maye ile fazla mikdarda ve ucu- za mal çıkarılması için tedbirler alınacaktır. Kız san'at ensti- tüleri _ı;y_qqlmıynr Enstitü binalarıda kiradan kurtarılacak Kız san'at mekteplerinin ve kız | san'at enstitülerinin memlekete | yaptığı büyük hizmet gözününde futularak yeniden kız san'at mek- - tepleri açılması kararlaştırılmış- | tar. Ezcümle Şark ve Cenupta 3 ye- ni kız san'at mektebi açılacaktır. Diğer taraftan mevcut kız san- at enstitülerine de yeni ve mo- dern binalar temin olunacaktır. —| Bu meyanda İstanbul kız san- | at enstitüsünün Türbedeki binası | da dar görülmektedir. Burada yeni bir bina yapılacaklır. Bu bi- | nanın kaloriferi, atölyeleri ve mütcaddit dershaneleri ile sergi solonları da bulunacaktır. 4«42 bin lira sarfile Bursada da | yeni bir kız san'at ensttlüsü bi- | nası inşa olunmuştur.. Bu sene Beyoğlu ve İstanbul, Üsküdar kız san'at enstitülerine geçen yıla nazaran daha'fazla te- hacüm olmuştur. Ayrıca Boğaziçinde de bir kız san'at enstitüsü tesisi istenmiştir. —— Trakya mıntakaşı- nın tabif manza- raları Memleketimizin güzel manza- ralarını kendi görüş ve duyuşla- rına göre tesbit etmek üzere Cumhuriyet Halk Partisi Genel Sekreterliğince muhtelif mınta- kalara gönderilen 10 ressamırm- zan şehrimize dönmekte oldukla- yını yazmıştık. Bunlardan Trakya mıntakasına yollanmış olan Güzel San'atlâr | Akademisi muallimlerinden Bed- Ti de eşi Bayan İren ve Arif Kap- tanla birlikte Edirne çevresinde | muhtelif tablolur yapmış ve yap- tığı bu eserlerle beraber şehrimi- ze dönmüştü: lenmişti. Maamafih evvelce ah- dettiği gibi, bu gece hazinedarı da; diğer takdim edeceği dilber - leri de silip süpürecekti. Arzıniyaz dilberleri hazırladı. Hepsini ayrı, ayrı kendi elile giy- dirdi. Kendine de çeki düzen ver- di. Harnedar önde dilberler arka- sında huzura girdi, Dilberler, a- yak öpüp elpençe divan durdular. Dilşad; efendisinin dizinde ya - tıyordu. İçinden köpürüp duru - yardu. Hele; Arzıniyaza nekadar kı - zayordu. Elin biçare kızlarını efen- disine kendi elile getirip takdim ediyordu. Padişah; Arzı 'Niyaza irade et- — Şöyle, hepiniz oturun baka- Hepsi yerli yerine oturduktan sonra, sordu:; — Sen, ne çalıyarsun ? & |Arpa | «Biralık arpa» Mühim bir kumpanya| Meş'um bir taklit Herhalde yollarda, mahalleniz- de, belki de eviaizdeki çocuklar- dan mutlaka, amma mutlaka siz de duymuş ve sinirlenmişsinizdir. Bunu duymamak ve bunn duyup sinirlenmemek mümkün değil Ne mi söylemek istiyorum. Şu cankurtaran taklidi yapan yumur- caklardan bahsetmek istiyoram. Şehrin sıhhati bakımından şüp- hesiz büyük işler gören ve bitkin, tehlikeli vaziyetlere düşmüş va- tandaşları, yaralıları, kazazedele- ri kucaklayıp doktorun ve hasta- hanenin şefakat ve tedavi ağuşu: ma hemencecik atweren (cankur- | taran) arabalarına ne kadar müf- tehir, minnettar ve ona mühtaç ' isek, onun tüyler ürpertici sesini | hiç yoktan taklid ederek âsabı- | mizin içine okuyan bu mahalle yumurcaklarından da © misbetle | Mmütenetfiriz. Bu satırları okuyan karilerim. Bunlar çocuklarınız midir? Kar- deşleriniz midir? Komşularınız mı dır? Yalvarırım size, onların ku- laklarını çekiniz. Onları bu meş- um sesten kurtarınız. Zira, ben tanır tanımaz nerede bu bacaksız ları balsam hemen tokatlıyorum. Yolda ağlayan bir çocuğa rast. larsanız emin olmanız Iâzımdır ki © mutlaka cankurtaran — taklidi yapmış ve benden dayak yemiş- tir. Bu da böylece malümunuz ol- gun. BÜRHAN CEVAD Biralık Mantakaları Bu hususda yeni kararlar alınıyer Bira #anayilmizin inkişafı için zer'iyatına ehem- miyet verileceğini yazmıştık. Ziraat Vekâleti Afyonkarahi- sar vilâyetint «Biralık arpa mm- takası> dahiline almış ve burada- ki arpa tohumlarının aslahi için tedbir ittihaz etmiştir. Vekâlet; ayrıca bir mütehassı- sı memleketimizin biralık arpa mıntakalarında gezmeğe memur Vekâlet; biralık arpaları köğlü- den 20 para fazlasile almaktadır. — j yakayı ele verdi Aylardanberi Bartının müuhte- Jif köylerinde müteaddit evler ve dükkânlar soyan bir hırsız kum- panyası yakalanmşıtır, 'Terke Hafiller köyünden Ali Osman Kepkep, eniştesi -Ahmet ve kardeşi Cemalden ibaret olan bu kumpanya efradının çaldıkla- fı eşyaları Kümesler köyünde Yi- rik Mehmedin evinde sakladıkları da haber tlınmış ve ev basılmış- tır. Çalınmış evya; burada sandik- lara istif olunmuş bir vaziyette evin altındaki samanların için- den çıkarılmıştır. — Kanun... Daha ötekine : — Bent... — Santur... Çeşmi Ab, soltaraf başta idi. Sul tan Aziz, bu dilbere, sual tevcih | etmeden bir an için duraladı. Lâf değil; bu kız, feykalâde cazib bir dilberdi. Arm Niyaz, Padişahın pazarı dikkatini celbettiğini der- hal farketmişti. Padişah: «Çeşmi Ab» a her kıza sorduğundan çok farklı bir eda | ile : | — Hele, sen de söyle bakalım | ne çalıyarsun ? | Üd... Sultan Aziz; Arzı Niyaza döne- rek; — Bu kadar çalgı nev'i işfnde, senin def çalman doğrudur. Hay- di âletleri getiriniz bakalım... ko- | min üzerine atılmışar. 8—SON TELGRAF—7 1ciTeşrin 19)8 —— ——— —— — — İstanbulun en mü- him derdi Şehrimizde etfiyatları yükselecek mi ? İovye'lorlo yapı an hayvan muka- velesi ve kışın yaklaşması Karade- niz va Son zamanlarda Karadenizden şehrimize gönderilen — kasaplık hayvanların adedi nisbeten azal- mıştır. «Hayvan ihracat birliği» mü- , dürü Sovyetlerle yapılan hayvan | mukavelesini *imzalamak - üzere | şehrimize gelmiştir Bu münasebetle ve kışın yak- laşması dolayısile şehrimize ka- saplık hayvan gönderen Karade- niz ve Doğu vilâyetleri hayvan borsalarında canlı ve kasaplık hayvan fiatları da mahsus bir derecede yükselmiştir. Bu tereffüün artmasından şeh- rimizde et fiatlarma ileride tesir etmesinden endişe olunmaktadır. î F doğuda hayvan fiyatları nı kasablık arttırdı !.. Diğer taraftan İstanbula gönde- rilecek bu kabil hayvanlar teker teker mahalli belediyeler - bay- | tarları tarafından muayene olu- narak her biri için menşe şaha- detnamesi ve imrariye tezkeresi verilmekte ve bu ara hasta ve çok cılız hayvanların - şehrimize sevkine müsaade — olunmamakta- dir. Ezcümle Iğdir merkez kazası sığırlarında — <Tabak» hastalığı çıktığı anlaşılarak kordon konulk- müuştur, İstanbula ve diğer yerlere bu- radan sığır gönderilmesine - has- talık geçinceye kadar - müsaade olunmıyacaktır. Hem suç'u Zeyneb isminde bir kadın, muhakemede —a hem güçlü hâdise çıkardı ! Hakim önünde müddeinin boğazına sarılan bu azılıkadın hakkında hemen yeni bir dava açıldı Dün asliye 4 üncü ceza mah- kemesinde enteresan bir hâdise cereyanm etmiştir: Sabıkalı Zeynep isminde bir kadın Tahtakalede komşusu Ka- | raköyde börekçi Refik ile karısı Hanıma tecavüz ve tehdit etmek- | ten xüçlü ölarak asliyo 4 üncü ce- za mahkemesine verilmiş ve dün de bu hâdisenin muhakemesine geçilmiştir. Zeynep evvelce Re- fik ile karısı — Beni mahkemeye verseniz ve mahküm ettirseniz bile mah- pustan çıkınca sizi kıtır kıtır ke- sip yahut boğup öldüreceğim!.. Diye tehdit ettiğinden - her hal-| de bu tehdidini yerine getirmek için (!) olacak - dünkü muhake- me esnasında birdenbire jandar- manın önünden fırlamış v eHamı- Çorapçılar koo- peratifi Çürük kadın çoraplarının piya- sadan tamamile kaldırılması ve yalnız sağlam çorap imali - için bir kooperatif tesisi kararlaştırıl mıştir. Sanayi Birliğinin teşebbüsü ile kurulacak olan bu kooperatif için İktısat Vekâletinden bir esas ni- zamname istenecektir. Vekâlet bu İşi tetkik ederek müvafık görmüş ve hazırlanan projeyi Birliğe göndermiştir. —— «mir verdi. Aletler tekmil takım geldi. Eğlenti başlamıştı. Padişah, ya- nında tanbur çalan mat güzelin çenesini okşayarak: — Şu; şahane gözleri çalın... Diye irade etti. Hep birden hem çalıp, hem söylüyorlardı. Kızların güzel sesleri vardı. Fakat; mat güzelin sesi daha kıvrak ve daha baskın idi. Fasıl, keriz havalarına kadar döküldü. Bir aralık, mat güzel, biçimine getirerek elindeki tanburun teli - re çiftetelli mizrabını vurdu. Dilşad, müzrabi vurur, vurmaz kızlar da hep birden bu havayı çalmaya başladılar. Padişah, çiftetelli havasına ba- yılmıştı. Elinden gelse olduğu yerde oynayacaktı, Efendisinin yakininde olduğu için bu hali his- sediyordu. e Dilşad ; tam sırasını getirmişti. Suçlu Zeynep hemen Hanımın boğazını yakalıyarak başlamışsa da etraftan yet! ve jandarma kendisini bu men- hus fiilinden vazgeçirmişlerdir. Azılı kadın mahkeme huzurun- da olmasına rağımen böyle bir €ürme teşebbüs öttiğinden yeni bir zabıt varakası tutulmuş ve bu yeni dava, eski hüdise ile birleş- | tirilmiştir. Muhakeme şahit celbi için kalmı | Zeynep tam dışarıya çıkarılıp da ellerine kelepçe vurulmak is- tenildiği zaman gene feryadı ko- parmış ve haykırmağa başlamış- tır. Bu aralık jandarmalara ve mübaşire de tecavüze yeltenmiş- | tir. Lükin jandarmalar kendisini tutup kelepçeyi vurmuşlar ve gö- türmüşlerdi Mektebler için filâmalar Maarif Vekâleti ilk mektebler- den başlıyarak her mekteb için ye- ni filâmalar tesbit etmiş ve pey- derpey — maarif müdürlüklerine göndermeğe başlamıştır. Milli bayramlarda mektebliler, muhakkak okullarını temsi) eden bu yeni — filâmalar ile merasime iştirak edeceklerdir. Filâmalar, her mekteb onururu temsil edeceğinden i aai çeceğinden iyi saklarması — İrada buyrülursa oynarım... Dedi. Sultan Aziz, mat güzelin bu teklifini sevinçle kabül edetek, eliyle sazlara dur emrini verdi. Sazlar, birdenbire durmuştu. Arzı Niyaz, Padişahın; çiftetelliyi sevmiyerek kestirdiğini zannetti. Fakat; biraz sonra; işin başka bir şekil aldığını görünce şaşala- dı. Padişah; şu iradeyi vermişti: — Dilşad, oynayacka, siz çifte- telli çalacaksınız... Haznedar, büsbütün hayretten hayrete düşmüştü. | Dilşad; efendisinin kulağına e- Bilerek: j — Padişahım müsaade ederse- niz içeri gidip oyun kıyafetile ge- leyim... Sultan Aziz, afallamıştı. Çifte- tellinin kıyafeti de olur muydu? Sordu: — Kız, çiftetelli oyununun kı- yafeti olur mu? MAHMUD YESARİ Bedbinlere cevap — Budalasın ! Kime ve neye, niçin bunları yazıyorsun ? en, bu sorgu karşısında çok bu- Tundum. Evet! Kime, neye ve ni- çin yazıyoruz? Kime mi yazıyo- ruz? derdi olanlar, derdli olan- lar, içi kararanlar, hevesli insan- lar soruyorlar.. Derd yanıyorlar. İşte biz, onlara cevap yazıyoruz. Neye mi yazıyoruz? Bütün bu derdlere derman olsun diye, içle- ri kararanların içleri açılsın diye, hevesliler heveslensin di: Niçin mi yazıyoruz? ün yu karıki lâkırdıların cevabı bu sun- lin içinde toplanır. Ben, bu işlerden bazan hayatım daki şahsi şikâyetlerime rağmen memnun olduğum — dakikalar da oluyor. Çünkü mıntaka âmirleri- min, meselâ Taksim nahiye mü- dürünün gezdiği gibi yer yer ge- zenler olüyor. Ve bu memleket namına göğsümü kabarttığı gibi kara yazılarımın da yüzünü ağar tıyor. Polonya - Türkiye Ticaret Muahedes[ Yeniden müzakere- lere başlanıyor Polonya ile hükümetimiz ara « sında evvelce başlamış olan tica- ret ve kliring an müza- kerelerine bugünlerde yeniden başlanacaktır. Evvelce bu müza- kerelerde Polanya adına bulun T muş olan elçilik müsteşarı Var « şovadan talimat âlarak Anlfaraya dönmüş bulunmaktadır. Haber aldığımıza göre müza « kerelerde Polonya adına - elçilik müşteşarı ile birlikte bulunmak üzere bugünlerde Varşovadan bii delegenin şehrimize gelmesi belğe lenmektedir. l Buğday ofisi Merkez bürosu — Faaliyete geçiyor Kamutayın ilkbahar toplantı « larının son günlerinde kabul et- miş olduğu bir kanunla buğday ofisi kurulmuştu. Ofis devredile- cek olan bina, buğday ve siloları tesellüm edecek olan dört heyet çalışmalarına faaliyetle devam et mektedir. Tesellümün iki aya ka- dar ikmali muhtemeldir. Buğday ofisi merkez bürosu için Ankarada Denizbank yanın- da bir bina kiralanmıştır. Buğday afisinin merkez bürosu bugün faaliyete geçecektir. Arzı Niyaz; mat güzelin efen- disile senli, benli birşeyler konuş tuğunu görüyoy lâkin; ne fısilda- dıklarının farkında değildi. Dilşad, olduğu yerden sıçradı. Harem kapısından içeri girip tu- valet odasına çıktı. Hazinedar, meraktan çatlıyor- du. Dilşad, neye yukarıya gitmiş- ti. Demek kendisindn gizli işler 6- lüyordu. Öyle ise; bu km ne yas — pıp, yapıp efendisinin - gözünder düşürerek, Çeşmidilin mevkiine düşürmek lâzımdı. ğ Sultan Aziz, gözleri Harem ka — pısına dikilmiş bakıyordu. Kızlar, ve hazinedar - ellerinde saz bekliyorlardı. Amma; neyi? — ve ne için bekliyorlardı? —| , — Aradan çok geçmedi. Ellerinde fincan, vücudü Üryan, belinde — int ipeklisinden bir kuşak, a- yakları çıplak mat güzel harem — kapısından havuzun başına duğrü — sahneye çıkan bir artist gibi fu P Ca w——î

Bu sayıdan diğer sayfalar: