12 Şubat 1939 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 2

12 Şubat 1939 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

HÂDİSELER KARŞISINDA ET FİATLARI YİNE YÜKSELDİ AMMA.. daha zammedildi. Et ucuz - | lasın diye beklerkeç, bu son va- ziyet, güzel bir sürpriz değil mi Uci yahnisi ağır olur, dere ler. Acaba, bu et işini ellerinde tu-) tanlar, İstanbul halkına böyle haz-, mı güç yemekler yedirmek iste- mediklerinden mi flatları düşür - müyorlar?.. Eğer, böyle ise, onlara üÜstelik bir de teşekkür etmeliyiz.. DELİ OLMADIĞINI İSBAT EDECEK | Çanakkalede tuhaf bir vaziyet | hasıl olmuş.. Çanakkale belediye- si, bütün vilâyet dahilinde çalı - şan şoförleri, deli - olmadıklarını bir hafta içinde isbat etmeğe da- vet etmiş. Şimdi, bu emri haka- ret sayan şoförler, sıhhi muaye - neye gitmiyorlarmış.. Çanakkale şoförleri muhakkak ki deli değillerdir. Fakat, onları, deli olmadıklarını isbata davet et- mek de garib bir ihtar değil mi?.. Zaten, insanların hangisi, birden- bire, deli olmadığını isbat edebi- lir?. Bunun için bir hafta kâfidir?. İnsanı en az on beş gün müşahede altına alıyorlar. HEM MUHBİR, HEM DE 'TALEBE OLAN GAZETECİ ——— Son Posta refikimizde bir maka- lenin serlevhası şu: Gazetecilerimiz ilk imtihanla - rında tam muvaffak olamadılar.. Bunu anlıyamadık doğrusu.. Biz- zat bu makaleyi yazan arkadaş da| gazeteoi değil mi?. O halde imti - ——— KÜÇÜK HAbERLER *& Mançisterde yıllardanberi gö rülmemiş bir yangın — olmuştur. Bunun İrlandalılar tarafından ye-| pıldığı sanılmaktadır. & Trakya hududundaki gayrias- keri sahanın ilgası dolayısile Kırk- lareli memnu mıntakasının şimal kısmı, hududa kadar genişletil - miştir. * Hitler, dün Yugoslavyanın yetlmHarteiye Nazırı ve eski Ber- lürdetisinf kabul etmiş, bir müd- det görüşmüştür. 4€ Maarif Vekâleti yüksek ted- rİfat'afnum müdürlüğüne başkası tağkn &İNWWEek, Cevad yalnız teftiş | heyeti reisi kalacaktır. | v Tevfik Rüştü Aras itimadna- mesini Krala vermiştir. *& Etrüsk tipi iki vapur daha ya- pılmiştir. Bunların - Almanyadan tesellümü meselesi tetkik edil - mektedir. * Umumi kanalın geçtiği yer- lerceki binaların bu kanala der- hal bağlanılması belediyece ka - rarlaştırılmıştır. *& Yeni nesil eski harfleri bil - mediği oihetle bunların okuma ih-) tiyaçlarını temin maksadile şehrin muhtelif yerlerinde yeni haflerle yazılmış eserleri ihtiva eden sekiz Son Telgraf handa kendisi de muvaffak olma- mış sayılır. Sonra, böyle bir neti- ceyi nasıl çıkarıyor?. Kendisi bu imtihanda mümeyyiz mi tayin e- dilmiş?. Demek, hem mümeyyiz, hem de imtihanda muvaffak ola- | mıyan talebe mevkliinde kalıyor.. Garib değil mi?. Şu son günlerde gazetelere ne oldu, bilmem.. Boyuna birbirimize | üst perdeden akıl hocalığı ediyo - ruz. TAHTA PARKE NEDEN DÖŞENECEK ACABA?. Unkapanı köprüsü yerine ya - kta olan yeni köprünün üs- tüne ağaç parke döşenecekmiş.. | Bu, hiç fena bir fikir değil.. Hiç olmazsa, taştan daha hafif olur. Çünkü, malüm ya, bu köprünün | nekadar sikleti çekip çekmiyece- ği bir zamanlar münakaşa mev - zuu olmuştu. Hatta, ağırlık, yük olmasın, diye, tramvay bile bura- dan geçirilmiyecek.. — Her halde tahta parkeyi de, fazla ağırlık ol- masın diye döşeyecekler.. Yalnız, Köprüyü tehlikeye sokmamak için| bir tedbir daha almak lâzım: Faz-| la şişman yolcuların da bu köprü- den geçmesine müsaade etmeme- M.. Ne olur, ne olmaz.. Onlar Ka - raköy köprüsünden — dolaşsınlar.. Köçrü başına birer baskül koy - malı.. Her geçen bir kere basküle çıkmalı. Kilosu 80 i mütecaviz olanlara geçmek için vize verme- meli.. Eski Karaköy köprüsünde bir zamanlar, — müruriye resmi alan memurlar vardı. Şimdi de, Un- kapanında baskül memurlukları ihdas etmeli.. AHMET RAVF W Masır Kralı dün 19 yaşına bas- mıştir. v Lehistanda casusluk yapan iki Alman kadını tevkif edilmiştir. * Dün gece saat 20,5 ta Yük- sekkaldırımda bir şapkacı dükkâ- ninda yangın çıkmış ve tamamen yandıktan sonra ateş söndürül - müştür. & Havagazi şirketi satın alınma müzakeresi tehir edilmiştir. * İstanbulun hakiki mekteb ihtiyacı hakkında yeni bir plân ha-| zırlanmaktadır. * Yoksul talebeleni himaye bir- liği dün bir toplantı yapmış 16 bin fakir çocuğa yardım çarelerini a- raştırmıştır. | Yerinde Bir Karar. Haydarpaşa ve İzmir hastanele- rinde veremliler için üç yüz | taklı birer paviyon ilâvesine ve | 25 muhtelif kazada birer sıhhat | merkezi - kurulması 41 vi İ beşer yüz yataklı hastane açıl - | ması kararlaştırılmıştır. Hükümet bu hususta mühim bir okuma odası açılacaktır. GÖKYÜZÜNDE AŞK YARIŞLARI S” 3046 — Kendi ateşinden emin olduğu müddetçe.. Reşad gülerek sigerasını yaktı. — Güzel bir felsefe, Yeni bir ikat daha öğrendi: l Meülek, Reşadın kadehini dol - | “durdu. — Bu akşam ikimiz de sarhoş olacağız, Reşadcığım! ğ — Sen beni, içmeden — sarhoş yaptın! Melek rakı kadehiri - Reşadın ağzına götürdü. — Ben de, seni ilk gördüğüm gündenberi sarhoş gibiyim. Sana kavuşmak hulyasile ne büyük ' dedakârlıklara giriştiğimi görü proje hazırlamıştır. Yazan: İskender F. SERTELLİ yorsun, değil mi?. üyorum, Melek! Sen, çok fedakâr bir kadınsın! Ben â di aradığım eşi buldum.. Bu gece ©o kadar mes'ut, o derece bahtiya- rım ki.. Reşad sevgilisinin kollarına sa- | rıldı. İlk defa öpüştüler. — Seni mes'ud edeceğimden e- min öl, Reşad! Ben, hoşlanmadı- ğam adamdan ölünciye kadar nef- ret ederim. Sevdiğimin de ölün- İ zannedilmektedir. Buna rağrmen |heretini tercih etmesidir. Bu hâdi- (daki münasebata bile tesir edeceği anlaşılıyor. Herhalde vaziyet yeni- den barışık ve nazik bir safhaya | girmiş olup muallâk meselelerin sulh yolile halledilmesi imkânla- m gittikçe azalmaktadır. . ». Makineye Verirken: Hollarda Hükümetinden İstedik. | landaya geçtiği teeyyüd etmek - | deta sen giriyorsun! Kalbimi ilk | Fransa Münasebatı (1 inel sahifeden devam) İngiltere ile iyice anlaşmak arzu - sunu göstermektedir. Fakat Çem- berlayn'in böyle bir vaziyot kar - şısında İngilterenin Fransa ile be- raber olduğunu söylemesi İtalya- 'nın bu kabil teşebbüsleri bir müd- det için bile olsa geri bırakmıştır. İtalyanın Fransayı tahrik et- mek politikasında muvoffak olaca- Roma, Tunus, Korsika, Ciboti, ve Nis kendisine — verilmeden dünya sulhünün muhafazasına imkân ol- madığını açıkca ve bilvasıta beyan etmeğe başlamıştır. İtalya bu kabil tehditlerine de- vam ederken ortaya yeni bir hâ- dise çıkmıştır. Bu da Akdenizin a- rt mesabesinde olan Minorka adasının işgaline, Frankonun İtal- yanlar yerine İngilterenin müza - arasında olduğu arasın- senin Roma ile Londra yeni bir gerginliğe sebep hissini Berlinle Londra: Alman Seferberliği Paris 12 (A.A.) — Alman ha - zırlıklarını idare edenler — istical göstermektledir. Hava seferberliği, miştir. Almanyanın 10 şubatta hava kuv- vetleri için lâzum olan efradı davet etmiş olduğu söylenmektedir. 15 şubatta asıl seferberliğin başlıyı cağı, 18 şubatta 25 ilâ 30 yaşındal efradın davet edileceği rivayet ©- lunmaktadır. 3 marttan 6 marta kadar Almanyada seferberlik hi - tama ermiş olacak, o zaman Al - manya kendi metalibi ile birlikte İtalyan metalebalını ileri süre - cektir. Tabii İngiliz zimamdarları bu vaziyet karşısında — hassaten bedbin değildirler, çünkü — onlar, zimamdarları gibi, böyle r ediyorlardı. Ekrom — Köniy'in İndes'ni Ekrem Köniğin Fransadan Hol- | tedir. Hariciye Vekâleti aramızda iadei mücrimin mukavelesi olma- makla mütekabiliyet esasına da - yanarak Ekrem - Köniğin iadesi hususunda — Hollanda hükümeti nezrlinde teşebbüsata girişmiştir. in Belediye- de toplanmış, yeni yapılacak yol- lar, şehri ağaçlama ve temizleme işlerini tetkik ve tesbit etmişler - dir. ğim bir erkek çıkmamıştı. Kalbi- | mi kimseye vermedim. Oraya ilk | defa sen çaldın.. — Kalbini çâlan ilk ve sonuncu hırsız benim demek. ! Gülüştüler. Melek, Reşadın yanaklarını ok- | ça | — Ne tatlı, ne sevimli keksin! Konuşurken humü gidikliyor. ! Kalbime ilk | girdiğin günü hatırlar mısın, Re- şad? — Tahmin ediyorum.. — Söyle bakayım! ötelinde odanı- Melek içini çekerek, başını genç| âşıkmın omuzuna dayadı: — Ah o gün.! O büyük gün.. O ciye kadar esiri olacağım. Haya - | tımda ilk defa seni sevdim.. Bu | işte geciktiğimi Anlıyarum. Pa - kat, karşıma, candan Ti a p $ evedice Vi İtalya ve | POLİi S Ve:. Mahkemeler Kurnaz Hırsız! “Bu Adamın Sözüne Bakıp Bizi Yakma Bay Hakiml!.,, Demir çalmaktan — suçlu, N fiz ile Abdullahın duruşmasına dün Sultanahmed birinci sulh ce- zada başlandı. Dünkü celseye, suç- lulardan yalnız Nafiz gelmişti. Maznun, suçunu inkâr ederek, dedi ki: — Biz hırsız. değiliz. Tüccar Mehmed Efendi 120 kilo kadar de- mir satın almıştı. Bunu evine gö- türmemizi söyledi. Fakat tam Ta- vukpazarından geçerken, bekçi Sabit bizi durdurarak: — Bu demiri nereden kaldırdı- nızt Diye sordu. Biz bunun hırsızlık malı olmadığını söyledikse de, o inanmadı ve sizi karakola götüre- ceğim, dedi. — Tüccar Mehmedin evi nere- dedir?. Suçlu bir müddet düşündükten sonra cevab verdi — Tahtakale semtindedir am - ma, aradan hayli zaman — geçtiği için adresi unuttum tabil. lemiri nereden aldınız?. e sustu, başını önüne — Neden cevab vermiyorsun?..| 1 da Cağaloğlundan im, amma... iyerek — sözünü — Tabii aradan vakit - geçtiği için, bu evin de adresini unuttu- nuz, değil Suçlu Nafizden sonra, Şahin sıfatile sorguya çekilen bekçi Sa- bit şu ifadeyi verdi: — Nafızle Abdullah sırtların - üklü olduğu halde, Ta- da yakaladım. Ken - d nereye gölürüyorsu - diye sorduğum zaman, Na- — Tahtakalede, demir - tüccarı Moöhmed Efendi; Ben © semtin bekçisi olduğum için, o civarda bu isimde bir adam! olsaydı; tabil tanırdım. Kurnaz hızsız Sabit, beni atlat- mak istedi: — Haydi be sen de.. dedi, Sözde| bekçi olacaksın!. Koca tüccar Meh- med efendiyi tanımıyorsun! Ayıb sana doğrusu... Bu sırada Abdullah - sırtındaki demiri yere atarak kaçtı. Ben de yalnız Nafizi karakola götürüp, teslim ettim... Suçlu Nafiz, bekçi Sabite sert sert bakarak, haykırdı: —Yalan söylüyorsun! Elini vic- danının üstüne kay da, öyle söy- le. Bize de günahtır!... Ve hiddetinden elindeki yırtık | kasketini masaya vurarak hâkime döndü: — Bu âdamın sözüne bakarak, bizi yakma hâkimciğim!.. dedi, MEHMED HİCRET — Tahir bizi görse, deli -şurdu. şimdi. İçtiler. | Reşad. — Deli mi olurdu? dedi.. Sizi o kadar sever mi? — Elbette sever, Fakat, ben yüz vermezdim. — Yazık oldu adamcağıza.. Bir daha sizin gibi bir kadını nerede balacak? — Haydi, bırakalım onları. Ken- den bahsedelim birazda. — Tahiri hatırlıyan ben deği- lim.. — Hakkın var, Reşad! Ben iş- te böyle bazan pp — söylediğimi bilmem. Fakat, ne yaptığımı çok iyi bilirim. Melek, Reşadın kolundan çekti: | — Beni niçin kucaklayıp öp- müyorsun? Reşad önüne baktı: di — Korkuyorum.. (Devamı var) N İlâçtan - D . . elirmiş Haseki Hastanesinin Verdiği İlâç Tahlil Ettiriliyor Mehmed isminde bir adam dün müddniumum_ihge hasta olduğun- dan müracaat ettiği Haseki hasta-| nesinde kendisine bir ilâç verildi- ğini, bunu iki gün günde birer ka- Şik olarak içtikten sonra delirdi- Hini söylemiştir. Mehmed, bu âni cinnetin tesirile| Öltekine berikine saldırdığını da ilâve etmiştir. Müddeiumumilik kendisinin Cerrahpaşa hastanesinde muaye- nesine lüzum görmüş ve ilâcı da tahlil için Tıbbı adli kimyahane - sine yollamıştır.. KISA POLİS vk Alipaşa caddesinde 121 nu - maralı evde oturan Şemseddin oğ- lu Abdurrahman Etyemezde de- niz kenacında kale duvarları üze- rinde gezerken düşerek sağ kolu kırılmıştır » Divanyolunda Firuzağa cami avlusunda 17 numarada — oturan Süreyya ile Samatyada Suluma - nastı imüdafas caddesinde 58| numarada oturan ve Beyazıd elek- trik dwiresinde memur Naci Çe- vik bu gece saat 22 de Tepebaşın- da Güler içkili Tokantasına gide - rek kendilerine memur süsü ver- diklerinden yakalnarak mahkeme- numaralı evde — oturan Artin kı- zi Agavni metresi Mecid oğlu Na- zım tarafından kaşından yaralan- mıştır. Y Tophanede oturan Mustafa Salih isminde biri bir para mese- lesinden çıkan kavga neticesinde Kerim adında — birini bir demir parçasile bacağından yaralamış - tır. * Şoför Fahrinin idaresindeki 1789 numaralı otomobil Beyoğlun- da Topal Yorgi isminde birine çar- parak sağ bacağından yaralamış- tır. * Çarşıkapıda otürar. sabıkalı Arab Hilminin Eroin sattığı haber alınmış ve dün Kemal adında bi- rine eroin Ssatarken suç üstünde | yakalanmıştır. - Hilminin — evinde yapıları araştırma neticesinde bir Mmiktar ercin bulaşık'ı kâğıdlar ve| saire bulunmuştur. *& Şevket ve Mehmed adında iki genç de Sultanahmed camif av- lusunda eroin içerlerken suç üs - tünde yakalanmıştır. Bunların ü- zerlerinde de bir miktar ercin bu- lunmuştur. İtalya'ya Atfedilen Emeller (Birinci sahifeden devam) arasındaki münasebatı bazı şüp- helerle bulandırmak istiyenlerin bir balonu ve tahrik eseri addet- mek hususundaki kanaatimizi hâ- lâ muhafaza ediyoruz. İtalyan resmi ricalinin de bu hu- sustaki kanaatimizi tereddütsüz bir şekilde teyid edeceklerinden emin olmak istiyoruz. Diğer taraftan öğrendiğimize gö- re, (Tan refikimizin) ilk defa sü- tunlarına nakletmek suretile üze- rinde Türk gazetelerinin ve efkârı umumiyesinin alâka, müdahale ve hassasiyetini celbettiği bu hari lar yeni değildir ve yedi, sekiz yıl- danberi müfrit Faşistler tarafın - dan büyük Roma mefküresini can- landıran ve mazideki Romayı hi- kâye eden bir emelin ifadesi ola- rak tanzim edilmiş bulunmakta ve İngiliz, Fransız. Yugoslav, Yunan hâkimiyetinde bulunan araziyi de istihdaf etmektedir. Ancak, bu ha> ritaların bunların tahakkuku hu - susundaki emelleri teyid edecek herhangi resmi - beyanlardır. ki, bizi bihakkın alâkalandırabilir, yoksa herbangi bir veya bir kaç Faşistin (Roma imparatorluğu) emdölini istihdaf eden hulyası mil- Hi asabiyetimizi celb ve tahrik e- decek bir endişe mevzuu olamaz. Böyle bir endişenin varid oluşu takdirinde ise en yüksek ve beliğ ifadeye bizzat Şelimiz ve bütün maddi, manevi, milli kuvvet ve kudret kaynaklarile emrinde bu- lundurduğumuz yüksek İsmet İn- önü irad buyurmuşlardır; o da şuduür: <— Sulh ve terakki yolunda bü- tün gayretini asil bir surette vak- fetmiş olan milletimiz mecbur o- lursa. kendisi ve şanlı - ordusü geçmiş kahramanların hayranlı ga celbedecekyeni kahraman - lıklarla dolu jedakâr göğsünü parlak vazifelerle süslemeye ha- zaırdır. Türk vatanımın bölünmez, hiç bir tecavüze tahammül etmez, hiç bir zor karşısında milll haklarından vazgeçmez mahiyeti her zamamndan ziyade taze ve can- hdir.> â ——— Japonya Almanya, ve İtalyaya Müzaherete — Pazır (X inci sahileden devam) kıtaatla takviye edilm'ş ve taze | kuvvetlerden mürçkkeb yeni bir ordu tahşid etmeğe başlamıştır. Japonya bu suretle Berlin - Re- ma - Tokyo müsellesi arasındaki iş birliğine dayanarak hareke: et- mekte ve Berlinle Romanın da Akdeniz; orta ve şarki - Avrupa meselelerini halledebilmeleri hu- Gusunda kendilerine müzahir bir vaziyet almaktadır. 'Tokyo, o vakte kadar Sovyet - lerle esaslı bir ihtilâfa düşmekten| içtinab ederek bilhassa Almanya- İnkılâbın İstediği Gençlik (1 inci sahifeden devam) bırakmıyan bir istiğnaya sahibdir. Dahiliye Vekilinin tamiminde ü- zerinde bilhassa ve ehemmiyetle durulacak en mühim noktalardan biri de iktidar mevkiinin gençlik terbiyesi üzerindeki telâkkisidir. İnkılâbın istediği gençliği Faik Öztrak ifadesindeki bütün belâ - gatle şöyle ifade ve tasvir etmek- tedir: «Gençlikteki fazilet aşkını, va- tan ve vazife uğrunda feragat ve fedakârlık duygularını her vesile ile teşvik ve takviye etmek ve bunlardaki yüksek zevki ona da- ha iyi tanıtmak borcumuzdur.. Temiz ahlâkı, çalışma zevki, fa- zilet aşkı, vazife duygusu, valan severliği, edakârlık ve feragali, nn şarki Avrupaya ald plânının tahakkuk sahasına — sokulmasını bekliyerek muazzam — hazırlıklar yapmaktadır. ASYA ANTİKOMİNTERN KONFERANSI 'Tokyo 12 (AA.) — Tokyodo top- lanacak olan Asya antikomintern konferansını hazırlamıya memur komite, dün burada toplanmıştır. Bu toplantıya kırk kadar delege iştirak etmiştir. Bunların arasın- da, İtalyan ve Alman ve nasyo - nalist İspanyol delegeleri ile mu- vakkat Çin hükümeti delegeleri de vardır. 'Tokyo 20 (ALA.) — Japon donan- ması kumandanına Fransız - İa- pon münasebatına zararı dokuna- cak her türlü hareketten kaçın - ması için şiddetli talimat veril » miştir. —a yesile temayüz ve tebarüz eden | ve dalma bu vasıfta bulunması muhakkak olan Türk gençliği için iktidar mevkiinin kabul ettiği va- zife ve borç duygusu nekadar yük- sek ise bu yolda gösterdiği teşvik de hiç şüphe yok ki, o kadar yük- sek ve yerinde bir değer ifnde et- milli ve değişmez Kemalist seci- | mektedir. DŞ | Bir « İngiliz mahevrası » mı ? Yazan: Ahmed Şükrü ESMER İspanya harbi sona doğru yâf| laştıkça, bu mesele ( alâkadar olan dört büyük de — İngiltere, Fransa, Almanya Yi İtalya — rşılikh| münascbetler aşmak | tadır. Harbin sonunda İtalyanif| dünyayı nasil sürpriz karşısınd bırakacağı henüz iyice n gildir: İspanyayı derhal ar diyerek, onlarını İspanyad geri çekmiyecek mi? Her böyle anlaşılıyor ki her ney yar verirse versin, Almanya İti yanın arkasında olacaklır. Diğer taraftı in sonu laştıkça, İngil! ile Fransa # sındaki tesanüd de her — ihtim karşı sağlamlaştırılmaktadır- tâ denilebilir ki İspanya mese sinde İtalya bugün Fransadan f yade İngiltere ile karşılaşmi başlamıştır. İngiltere artık ko'yu açıktan açığa — tanıı mahzür görmüyor. Birkaç evvel İngiliz harp gemileri, b ne kadar Hükümetçilerin elit bulunan Minorka adasını Fri nun küvvetlerine işgal etti lerdir. İngiltere ile Franko sındaki münasebetlerin, İtaly Franko ile münasebetlerinden ? daha ziyade samimileştiğini teren bu hâdise, İtalyada büY iğbirarla karşılanmıştır. Bir İF| yan gazetesi: J — Bir İngiliz manevrası if şaf etmektedir. diyor. Evet hakikaten büyük İngiliz manevrası! Eğer bu mt nevra bugün göründüğü gibi, | giltere ile Franko — arasında anlaşma şeklinde tecelli edef artık İtalya askerlerinin İspöf yadan geri çekilmeleri me kökünden halledilmiş olur. Ç kü İtalya, İngiltere ve Prai rağmen, askerlerini — İspa! bırakabilse de her halde Frat ya rağmen bırakamaz. Mussoli den realizm veya oportünizm 'ranko, görünüyor kİ ahada hocasını da geride b mıştır. İspanya harbinin bir gün B yetleneceği muhakkaktır. BUf dâan sonra da İtalya Fransk hesaplaşmak istiyebilir. Fakât hemmiyetli olan iki nokta şu (Devamı 6 uncı sahifede) A Fikra müsabakamız, okuyuculaf galından büyük bir rağbete oldu. Evvelce de Bildirdiğimiz zi muştur. Bundan sonra gelecek — DN maaalesef müsabakaya dahti olarii gaktır. — Binaenaleyh okuy dan artık fıkra gönderme: ederiz. Ancak buzüne kadar gelmeş Vi mizde epeyce bir yeküin Halinde man Cıkraları meşredeceğiz. Hef Akişer, üçer fıkra neşrederek. sür'atle basmış olacağır. O vakih vekce de bildirdiğimiz. üi *5 Ğü fıkraları tayin etmek Üzere, cularımızın reylerine müracaai Hiz. Ve derece alan fıkra bediyelerimizi vereceğiz. Yemin Ettim — Karıma yemin ettim, Sonra eve sarhoş gitmiyecet ft g) — Yan. demek... Artık içmiy — Hayır. İçiyaram.. İçiyeret kal eve gitmiyorum. Çocuk Mantık'i 8— Annc: Amcanın burai hep kıpkırmızı?, C— Cok şarab içiyor da- oet — Evek. Kırmızı şarab değil şarab iciyor. İş Ve Eğlence , — Kaynanası, sizlere ömür. Bir kin rahmetine kavuşmu! daşı erlesi gün enu işinin başttit | sir görünce şaştı: — Yahu iki sante kadar KAT cenaze merasimi yapılacak: burada çalışıyorsun. — Hayalla işle zevki ve © birbirine karıştırmamak HST gi di burada çalışıyarum. İKi da kaynamamın cenazesine #7 —

Bu sayıdan diğer sayfalar: