3 Eylül 1939 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 3

3 Eylül 1939 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Günün Meselesi: Parkeye Çevrilecek Şehir Küsür Lira L Tesbit Istanbulun şehir hududu için- deki meskün sahalarında şehir Tehberlerine göre 6214 — sokak bulunmakta ve bu sokaklar ya- pilan tetkikata göre 10 milyon 420 bin metre murabbaı bir sa- ha işgal etmektedir. Bunun yal- 'nız 1 milyon 700 bin metre mu- rabbalık bir sahası parke ile döşelidir. Bunların da çoğu b hassa tramvay geçen yollardır. Mukavele 15 metre genişliğindeki yolu le | icabınca perke il döşemeğe ve bozuldukça tamir etmeğe tramvay idaresi mec - burdur. Üst tarafı toprak veya ayni mahiyette bulunan Arna- Havadan Verilen! Elektrik Cereyanı Kablolar Toprak Altına| Nakledilecek Elektrik şirketinin nafıaya ve Belediyeye devri zamanlarında İs- tanbulun birçok semtlerine hava- dan elektrik cereyanı verilmiştir. Ve verilmekte devam olunmakta- dır, Havadan cereyan verilmesi - nin başlıca sebebi hassa yolları iyi anbulun bil - zim olunma - tesisat ud olma- Miş semtlerinde yerden Yapmak imkânının me Yışıdır. Halbuki ba tarzd dan elektrik cereyanı görülmüştür. Elektrik idaresi şimdiye kadar ha- hava - Trmek teh- Bunun için | | | Vvadan yapılmış olan elektrik tesi- Şatını peyderpey yeraltına nak- letmeği düşünmektedir. Bu hu - Susta sarfedilmesi lâzım gelen pâ- Ta mühim yekün tutacaklır. Elek- trik idaresi bütçesinde gelecek se; 'e ayrıca bir fasıl açılacaktır. TARİR ei Sıtma Mücadelesi İstanbul sıtma mücadele teşki- | Mâtı kadrosu genişletilmiştir. Kadroya yeni kontrol ve sıhhat Mamurları ilâve olunmuştur. Ay- tıca Beykozun Rivaderesi civarın- daki köylerde de sıtma olduğu gö- rülerek buralarda da sıtma mü - cadele teşkilâti vücude getirilmiş- | tr, Memlekette yeniden sıtma mü-) tadelesi altına alınacak yerlerle leşkilâtı takviye edilecek mınta - ıT için Je teşki- lâtı kadrosuna bu sene ilâve olur | Hacak sıhhat memurlarının s l 51 dir. Bunlardan — maa ma mücal Asgari Hesabla 43 Milyon Yolları âzım Olduğu Edildi vud kaldırımı cineendendir. Bir Metre murabbar parkenin 5 - 6 liraya mal olabildiği fen heye- tince tesbit edilmiş olmasına göre kaldırımsız kalan 9 milyon| « T20 bin metre murabbar sahayı parkeye çevirebilmek için as- gari bir hesabla 43 milyon 600 bin liraya ihtiyaç olduğu anla- şılmaktadır. Asfalt yolların be- her metre murabbaı ise 3 - 55 liraya mal almaktadır. İstanbu- lun bütün sokaklarını — asfalt yapmak lâzım gelirse bu h: ba göre 43 milyon raddesinde bir meblâğa ihtiyaç görülmek- tedir. İstanbulda — Hastahane İhtiyacı Belediye Bu Sene 400 Bin Lira Yardımda Bulunacak mbul Belediyesi şehrin has - ', tane ihtiyacı üzerinde ehemmiyet- urmakladır. Mecidiye köyün - ak olan 1000 yataklı bü- 'yük hastane projesi Vekâlete gön- derilmişti. Yeni yapılacak hastane açı zaman bu husustaki ihtiyacı ta - mamen değilse kısmen karşılıya - caktır. Buna rağmen mevcud has- tanelerin yatak adedini de çağalt- maak kat'i bir ihtiyaçtır. Belediye hastanelere daha fazla varidat te- min etmek için yeni tedbirler şünmektedi Stadyomlara Belediye tarafından| senevi 20 bin liralık yardım ya- pılmaktadır. Mecidiye köyünde yeni yapıla- cak hastanede bir de ders kısmı ayrılacaktır. Bundan başka şehir için ayrı bir stadyom yaptırmak, Cerrahpaşa hastanesinde verem - liler için ayrılmış yere yeniden yataklar ilâve etmek de İstanbul belediyesince şimdiden kararlaş- tırılmıştır. Hükümet İstanbul hastanelerinin masarifine medar — olmak üzere Belediyeye bu sene de 400 bin lira kadar bir yardımda bulunacaktır. Arelika n Gümrükte İşler Azaldı Gümrük muameleleri tama - men durmuş vaziyettedir. Hariç ten mal gelmemesi ve eskiden - beri gümrüklerde biriken mal - da bir iki gün içinde kapışı- larak memlekete sokulmaması gümrük anbar ve" antnepolarını tamamen boşaltmıştır. | olursak fedakârlıklarımız boşuna | Beyoğlu İtfaiyesi Gara 1 | sahada büyük bir jandarma binası| Çemberlaynin Kat'i Sözleri İngiliz Başvekili Çemberlayn cuma akşamı avam kamarasında söylediği nutukta şu cümleleri de ifade et — Girişeceğimiz savaş son de- rece çetindir. Bir buhrandan di- ğerine atlıyarak yaşamak isteme- diğimiz için mücadeleye giriyo - Tuz ve tocavüzün kökünü kırma- ğa azmetmiş bulunuyoruz. Müca- delenin sonunda buna muvaffak gitmiş olmuyacaktır.> Bu beyanat gayet sarihtir. De - mek oluyor ki, Büyük Britanya imparatorluğu, senelerdir dün - yayı sarmış buluman huzursuzluk havasını artık dağıtmağa kat'i e- larak karar vermiş ve azmetmiş bulunmaktadır. İngiltere Başve- kili bu kararın tatbiki için, tama- men hazırlanmış olduğunu — da söyledi. Herhalde, önümüzdeki çok meraklı geçecektir. BURHAN CEVAD | aylar; Yeni İtfaiye Garajları Taksimde Yapılacak Şehrimiz itfaiyesi için yeni ga- rajlar ve merkez binaları yapılma- sının kararlaştırıldığını yazmıştık. Belediye reisliği bu garaj ve bi- nalardan ilk olarak Beyoğlu itfa- iyesi için münasib bir mahal inşa edecektir. Yapılan tetkikler neticesinde de) yeni Beyoğlu — itfalye — garaj ve | merkezinin Taksimde — yapılması | münasib görülmektedir. Taksimde eski talimhane saha- an nihayetlerinde ve halen Fi- at garajının arkasındaki yüksek sahanın bir kısmı bu yeni binaya tahsis olunacaktır. Diğer taraftan Taksimde Gü - müşsuyu civarındaki büyük jan - darma karakolunun da yıkılarak yerine bir şehir tiyatrosu yapıla - cağını yazmıştık. Beyoğlu jandar- ma kumandanlığı binasını teşkil etmek üzere, yıkılan bina yerine de Fiat garajı arkasındaki yüksek inşa olunacaklır. KISA POLİS HABERLERİ * Yeşildirekte Türkocağı cad- desinde oturan Doğanın $ yaşında-i ki oğlu Doğan pencereden sokağa düşerek ağır suretle yaralanmış | hastaneye kaldırılarak tedavi ab tına alınmıştır. & Vatman Rızanın idaresinde - ki tramvayla Buhur adında bi - | rinin idaresindeki 183 numaralı Susi otomobil Kızıltoprakta çar-| pışarak her ikisi de mühim surette| hasara uğramışlardır. POLİIS VE MAHKEMELER Daha Genç Yaşında 'Tedbirleri İHarbin Yeni Safhaları | Ihtiyarlıy Sevdiği Adamın an Kadın Ihanetihe Niçin Bıçakla Mukabele Ettiğini Anlatıyor Ağırce: kemelerii He asliye ceza mah - | bulunduğu geniş, w zun koridor bugün her zaman - kinden kalabalık... Karşıdaki bü- yük camın önünden başlayıp dip- teki kalem odasına kadar gittik- | çe kesafet peyda ederek uğultu ile yâyılan bir insan seli daha ilk bakışta; herhalde mühim bir da- va görüleceğini; bu kadar kişinin merak ve alâkasını tahrik eden bir. muhakemeye hemen anlatıyor. Kimi badanasız, soluk duvarla- toplanmış ve bazısı kayıdsız bir serbesti ile ko- ridar boyunca yere çömelmiş bek- leşen bu halkın arasında daha zi- yade ekseriyeti gençlerle kadınlar teşkil ediyor. Koridorun yan tarafındaki maz- nun sırasının etrafında halkala - bizbirine sıkışmış halkın, s- yanına bir adım daha atmak için yekdiğerini itişi; arkadan ö- ne doğru uzanan meraklı başla- ileriye, orada oturanlara ba- k her sebeble gös gi Ş ve istical görülecek birçe e Koridora her yeni gelip de bu Kalabalığı ve sonra yan taraftaki etten kemikten sımsık: mânia hal kasını gören meraklılar, tecessüs- le gayri ihtiyari bir kere evve'â oraya seğirtiyor, hafif bir omuz hareketi veya çevik bir el yardı mile arkadakileri yarıp öne geç- mek istiyorlarsa da onlar için ö- | ne yaklaşmak değil; oradaki maz- nunların kim olduğunu bile gör mek ne mümkün!. Bereket jandarmalara.. Sıcak günün en yakıcı bir san- de etraflarımı harlı bir ateş çem beri hatinde çevreliyen bu bü - yük kalabetlıktan bunalıp kalan d ş halkayı küçült- | mek; halki sıranın etrafından v zaklaştırmak için bütün beşeri gayretlerini sarfediyorlar. Böylece; onların mütemadi ri- | ca, ısrar ve nihayet mecburi fiili (leri de'fazla tafsilâtla üzeceğim. müdahalelerile kalın çember bi- | raz açılıyor, sıkışanlar dağıliyor, © vakit ılorisini, «maznun sırası mı görmek kabil olabiliyor. Hayret!, Geniş tahta sırada yal- Tz bir kişi; tek bir genç kadın var?. demindenberi herkesin bir - birini itip kakarak kalabalık bir maznun kafilesini seyrediyormuş- casına uzün müddet — etrafında bekleştikleri bu sırada evet yak nız bir kişi; tek bir genç kadın o- turuyor; başını önüne eğmiş öyle sessiz düşünüyor. Daha ilk bakışta henüz 26 - 27 yaşında bulunduğu tahmin. edil- Mesine rağmen yorgun yüzünde senelerin iztırabı. yüklü olduğu pekâlâ anlaşılan, daha genç ya- şında ihtiyarladığı görülen maz- nun kadın etrfamdaki kalabalık f- | kükimlerin lemin gürültüsüne, ısrarlı bir cessüsle üzerinde loplanan me - Taklı gözlerin alâkasına tamamile Vükayd, bigâne bir hakde... | Onlara, koridordaki insanlara, | hattâ önündeki jandarmalara bak- miyor, hiç aldırmıyor bile... Yak ruz öne eğik, sabit dalgın nazarla- rile, durgun ölü bakışlarile kendi halinde düşünüyor; sanki- kafa - sındaki başka bir dünyanin, uzak bir ha; içinde ge züniyor... Biraz sonra, mahkeme kapısı- min açılıp koridordaki halkın bir- birini ezercesine bir telâş ve he- hecanla salona akmasını mütea - kib onu — içeriye aldıkları ” vakit, | hâkimlerin önünde de genç ka- dinı ayni mütevekkil halinde, kendi hayal âleminde görüyoruz. âzün olduğunu ilk is- anladı al cennetini İsminin ticvabdan p tevkifhanenin ka- uşlarına ve oradan da karşısına çıkaran se içinden rTanlık bebin bir «ölüm kasdile ağır ya- » vak' evrakından öğ n enkeği ke bir ekmek bıçağil göğ- sünden ve vücudünün — muhte'if yerlerinden yaralıyan genç kadın relsin tath bir şofka rduğu | lere, sakin bir ses, içli, hassas | fade ile ağır ağır cevab ve- | or yüzünden, | bir ri) — İsmim Nâzân, babamın Hay-| ri, annemin — Şefika... Nümune tahsilini bilindikten sonra evde hususi tahsil gördüm. Ailem be- nim az okumamı, fakat daha zi- yade bir ev kadını olmam: isti - yordu. Onun için 20 yaşımı bi rir bitirmez evlendirmek istedi - ler, Herkes gibi ben de evlenip Nos'ud yaşıyacaktım. Fakat ha- | yatta tesadüfler olmasaydı!. İstimtak hâkimi huzurunda da kabahatimin hesabını verirken on- ları rahatsız. etmiştim. Belki ş'x- Fakat bu işi niçin yaptığımı, şim- diye kadar bir tavuk bile kesme- miş elimi neden kana boyadığımı | anlatmak için tafsilât herhalde 1â- | zımdır. Esasen avukat da tuta - cağım. Evet beni bu vaziyete bir tesa- düf; öldürmek istediğim adama, Necmeddine hayatta tesadüfüm düşürdü!. Karşıma temiz bir nlı hüviyeti altında çık: kızlık safiyetimden, ha cemiliğimden istifade eden bu dam evvelâ sevgimi, kalbimi, son- va namusumu ve aile şerefimi ç: di Kalbim ve vücudümle kıymet- siz bir oyuncak gibi oynadıktan her istediğine nail olduktan son- ra beni «sabret... Seni muhakkak alacağım: diye uzun müddet ©- | Denizde Harb Vapurlar Marmaradan| Öteye Çıkmıyorlar Dün sabahi Ismanlarile limanımız - arasında yolcu ve yük nakliyati tamamen durmuştur, Seferlerin lâğvı kat'i olarak kararlaşmıştır. Yalnız Ak denizdeki yolcu vapurları seri su tte limanımıza gelecek, fakat n itibaren Akd rette lin :ye kadar olan Ma mara limanları ile limanımız 3- rasında eskisi gibi muntazam se- ferlere devam edilmektedir. Yine limanımızla Karadeniz nları arasında da seferler ay intizamdadır. Bu hatlarda, ! bir inkıta yoktur. Karadenizd bulunan bazı İngiliz ve Frans: gemileri limanımıza s: lardır, Bir kısmı da Boj rerek Büyükdere önlerinde de - | mirlemişti Evvelki gün Pire ve İskende - riyeye kareket eden Romanya vapuru telsizle geri çevrilmiş ve limanımıza gelerek burada kal mıştır. Her ihtimale karşı Marmara li ları arasında seferler yapa - cak olan vapurlara geceleri ışık yakmamaları ve salon ve kama- miliğe müracaat haddimi tayin den kanuni zamanı geçirtmek ol duğunu bütün hâinli dım... O vakit bir istida hazır yarak mü ve mahlükun ce varmayı düşündüm. Fakat bir gün rladığım istidayı gördü. Yü- ir te- hazı züme yılışarak yalvarıp b ndırdı. Ertesi gür be- vikâh d e gidip kâ> m aşkıya verdik... Bü - Bün ne mes'ud, ne şendim. Fakat ne yazık sevinç ve neş'e ile geçen saatlerin ömrü bir sa- niye kadar azmış!. 15 inci gün ni- kâh dairesine gittiğim zaman hiç ümid etmediğim birşeyle karşı - daştım: Br itiraz vardı. Onun es- ki nişanlısı olduğunu söyliyen bir mahallelisi kendisini mahkemeye vermiş olduğumu — bildiriyordu. Dünya başıma yıkılmış gibi eve döndüm. Necmeddin üç gün sonra eve sarhoç geldi. Kendini bilmi - | varde | modern ordulü yordu. Soyup ceketini çıkarırken yere bir zarf düştü. Garib bir his- sikablelvuku ile titriyerek bunu açtım. İçinde yine bir aile yav - rusu olduğu belli olan bir kızla başbaşa çıkarılmış onun — rTesmi vardı ve belli ki bu resim bugün çıkarılmıştı. Çünkü ayni elbise ve ayni kıyafette Hem de ala - fotoğraf daha yaştı. İşte © vakit kendimi kaybettim. Bıçak titriyen avucumun içine girdi, vur- dum Hikim; 'bu itiraftan sonra hâlâ hastanede bulunan genç erkeğin celbi için muhakemeyi talik etti. Halük Cemal | ler? -— dudlar sizi tepelemek mi istedi- | Hayır, sadece tecrübe — Nereden biliyorsi 'anıdım. Çüpkü e görmüşt fotoğr m. mplar, tabancasının ç değiştirmem Peki bundan ne çıkar? Sebastiyen n — Yok, hiçbirşey! dedi, yalnız ler. bastiyen başını sallad — Ben ömrümde böyle şey gö nmadınız. yi arabanın arka pen - | ceresinden baktı. Şoför hakika - | ten tam vrasini — yapmıştı. tizi gördüğüme memnun oldum. Lozigs Ayolandda dünkü o Banız oyun doğrasu hoşuma g 'Templar güldü. Şoför ilâve et- adı - Bu maridete diyecek yok' Ber | $ | | bi az m para verdim? Demin bir hüdise oldu zannederim. Hey - | Artık daha yavaş gidiyordu. Geç- tiği yollar, arkadan takib edenle- Ti - eğer varsa - şaçırtmıştı. Hattâ polis otomabillerinin - düdükleri | imiyordu. Leksington caddesine vardıkları zaman, şöför sordu: Burada mı inmek istersiniz, yoksa 42 inci caddede mi? — Burada ineceğim, teşekkür ederim. — Estağturullah! Şayed bir gün taksiye ve emniyetli bir adama ihtiyacınız olursa 4789 numaraya "GANGSTERLER CELLÂDI ; telefon ediniz. Yemek saatlerinde ben oradayım. 'Templar daha araba durmadan | kapıyı açtı ve dişarı atladı. Se - bastiyenin yakası ile ensesi ara- | sına da yirmi dolarlık bir bank - not soktu. İstasyona indi. Orada bir Vivaboda üstünü başını dü - zeltti. Oradan Valdorfa dönmek için en kısa yolu tutlu. Nevyorkta iş adamlarının acele gidip geliş - leri o kadar kesiftir ki, hiç kim- senin sağa sola dönüp de gelip genlerin yüzlerine bakacak v: leri yoktur. Valkros dışarıya çıkmıştı. Saat bire doğru döndü. Templar öğle- | it- den sonra çıkan iğk gazeteleri o- akti geçirerek, kendi - bekliyordu. Valkros gelince: — Benim bu kadar erken gele- ceğimi zannetmiyordun - galiba! Bunu mu söylemek istiyordun? — Aşağı yukarı öyle? Galiba ve evi bir zat bu zatın bizim listemizde ktur. Kulmana gelince, o, olup bitenleri kısaca | ve sarahatle anlattı; ' ZABITA ROMANI — Hulâsa dedi, ortada bir sul- tefehhüm oldu. Papulos herşeyi söylemek istiyordu. —Fakat za - vallı adamın, asıl bizi alâkadar e- | den şeyden haberi yoktu. Yalnız | bizim sahte adam dediğimiz tip- le bütün meselelerimizi hallede - bilcceğimizi zannediyorum. Valkros: — Amı dedi, birdenbire ale; bilir. — Benim de sırtımda yumurta küfesi yok ya! Ben de dönerim. Sonra böyle kancıklık - edişinde haksız olduğunu kendisine isbat bu adama dikkat et, ine düne - ederim. Diz çöker, ağlar, jine birlikte takib ettij peşine koyuluruz. — Hangi iz? 'Templar kaşların; çattı Ne bileyim? Yalnız benim düşündüğüm birşey var. Hepsini çabuk çabuk öldürmek doğru de- ğil Çünkü bu adamlar böyle sür- atle ortadan kaybolurlarsa, bizi | büyük patrona kadar kim götü - recek? Halbuki ben bu adamı mutlaka tanımak istiyorum. Eğer Papulos doğru söylediyse İnsel - sonraki faaliyet- lerine dikkat etmek lâzım. Ben de bunun için hemen eve döndüm. | Valkros dostunun önüne — bir | viski soda uzattı: — Anlat bakalım, di — Bil Valkros, gir cadelenin masrafını inizi vödetmiştiniz. deği (Devamı var) tiğimiz mü- ödiyes mi? | | | İ Almanya ile Polonya arasında kib edecek?. Şimdi, herkes, birbi- rine bu suali soruyor. Cuma sa- an taarruz, ye- cihan harbinin ilk işareti midir?. — Yoksa, hâlâ, — sulh ümidleri var mıdır?. Şu satırları kaya kadar gelen en son ajans haberleri, maalesef bize vazih bir fikir verecek mahiyette deği Yalnız, şu muhakkak ki, İngiliz Başvekili Çemberlaynin avam ka- — marasında söylediği sözlerden de —— anlaşıldığı veçhile, sulh cephesi, Danzig ve Polonya davasını bir — prensip memdlesi addetmiş ve kat'i mukavemele, taarruzu dur- durmağa azmetmiştir. İngiltere - de ve Fransada wmumi seferber. lik ilân edilmiş bulunuyor. ulh cephesi, Polonyaya karşı yaplığı taahhüdlere sadık kala- cak ve derhal harekete geçecek < — tr. Bu takdirde, Avrupa, bir u- mumi harbe sahne olacak, de - mektir, Polonyalılar şiddetle ve azimle mukavemet ediyorlar. Berlin as- keri ve siyasi mehi son günlerde tekrarladıkları bir iddie inin — Beş günde Pol harb harici birakabilmek j Fakat, bu iş, bu kadar kolay ve — basit bir mesele değildir Bitaraf askeri müşavir ve mü- ayı tehassıslar, 40 milyon müfuslu, ve vatanperver Polonyanın, tek başına kalsa da- hi, Almanyaya birkaç ay mukı vemet edecek kudrette olduğunu söylüyorlar. | Netice me olacak?, İşte, asıl kestirilemiyen ve bütün dünyaca merakla beklenen nokta budur. Yalnız, sulh cepbesinin her cihet- çe faik bulunduğu da, gün ;iuî aşikâr bir hakikattir. Sonbahar Tarifeleri Azalıyor Vesaiti nakliye idareleri son- bahar tarifelerini hazırlamağa başlamışlardır. Bu arada Şirketi Haç iye idaresi yarından itiba- ren Bebek ile Küçüksu arasında işliyen ve yolcu da taşıyan araba vapuru seferlerini lâğvedecek - tir. Denizyolları idaresi Adalar, Yalova ve Anadolu yakası iske- leleri arasında sanbahar tarife- — lerini bu ay sonunda tatbike baş Tin erken açılması do layısile de Adalardan ve Boğuz- dan sabahları köprü purlar mektep - sasi tebdil edilecektir —— Prost Geliyor Şehir plân rını hazırlamak üzere Paristen Vaye isminde bir mimar getirile cektir. Vaye şehircilik mütehas sısı Prostla şehi caktır. Birimizin Derdi Hepimizin Derdi Ada Vapurunda Uyuyanlar Adadan bir okuyucumuz yı *Bilhassa akşam postaların-. da şikâyet edilecek bir man- zara ile her zaman karşılaşı - yoruz. Köprüden Adaya kâs dar yol uzun olduğu için ba- z yolcular kamaralarda u - boylu uzanarak yatmak- ta ve yahud kâğıd oynamak- Bu yüzden birçok | yolcular rahatsız ol < makta, hem ayakta kalmak- | rlar. Bu halin önüne ge- çilemez mi? » tadırolı hem tar

Bu sayıdan diğer sayfalar: