26 Mart 1941 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 4

26 Mart 1941 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

4 — SON TELGRAF — 26 MART 1941 Te n aa ha aai dani ha ablsaka aa ae GİNSİ TERBİYE Yazan: Selâmi İzzet yi çok severim, fevkalâde miyoruz. Onun ahlâ m ahlök telâkki- lerim arasında uçurumlar var. Nuriyenin iddiası, çocuğa veri. Buna itirazım biye nasıl olma- | hdir? İşte bu hususta ayrılıyoruz. | çocuğa, ken- n evvel herşey bi Nuriye #ki kolunu havaya kal - dırıy Allah göstermesin! diye hay- kırıyor. Onun kanaati kökleşmiş.. Ço - Si terbiye vermek on . vketmekten baş- sekiz yaşını yor, daha dünya a imkân yoktur. K fsb Leylâ ye- orsunuz. Ba - di onunla nasıl konuşa- Zile bastı, gelen hizmetciye: Behiceye söyle buraya gel- sin! dedi. Behice geldi. Ne de güzel, ne de kızdır. Açık mavi eli, — pırlanta gibi | bir kız. ıp favrı ile elimi sıktı, an. turdu. Vuriye Bö. — Behice dedi duydün mu, Ley lâ teyzeye gene bir bebek h edecekler! — Belki de mn—lor kızım..., Hay- | dim. Dadısı ile di sen artık git oyna, Behi e git ittikten — sonra Nuriye | gözleri parlıyarak bana baktı: — Gördünüz ya dedi, Leylâ ge- | bilmez. Ço . Bibi çarşıdan satın pek zeki ve şey çük Behicenin aptal olduğuna htik- Taetmem lâzım gelecek Bunun için birşey söylemedim. * Birkaç gün sonra bir sabah Be- hiceye Taksim bahçesinde rastlı gezmeğe çıkmıştı. e yanıma geldi, dolaşmağa — başladık. Biraz ötede Behice Leylâyı gös- terdi: — İşte dedi, annemin bahsettiği Leylâ teyze. Sonra bayamın hayli büyümüş 0. lan karnını işaret etti: — Bu bendisine hediye edilecek || olan üçüncü bebe!. Bu sekiz yaşındaki kızm bu sö- sü söylerken gözlerinin içine bak- tım. Sanki benimle alay ediyordu. — Fena mı dedim, siz de geçen gün bir bebek istiyordunuz ya.. Behice tuhaf — tuhaf yüzüme baktı — Sizde mi? dedi.. — Anlamadım?. — Haydi annem ya daha hâlâ nasıl doğduğunu bilmi- , imle alay ediyor. Sizde mi?.. Bir gün oturup anneme ha- ati anlatacağım. Birşey değil, nda bebek hediye MABEKEMELERDE (Üçüncü Sayfadan Devam) Hâkim: — Peki.. Biraz bekleyin.. Kararı verelim. aedi Salon boşaltıldı.. Beş dakika son- ra kapı tekrar açıldı. Davacı ile maznun yerlerine geçtiler... Hâ - | kim: — Süleyman! dedi, Senin Şe: siyi du,ı—ugw anı liramı tsin? Şimdi 28 lirayı ver tklın bıı.ı gelsin! İstanbulda Bâyük leyecan Hıncabinç seanslarda ve; edenleri gözyaşlı ma boğarak şimdiye kadar tadılmadık dehâlı bir aşk ve musiki âleminin coşkunlukla- rına erdiren: MARMARA ÇSitemasli sirwLER Tacı: DANKO - (MACAR SENFONİSİ) Türkiyede ilk defa Cidden görülmemiş barikulâde nefasetinin uyandır. rağbet üzerine BİR HAFTA DAHA Gösterilecektir. Ayrıca: Programa YUNAN MARALI YENİ JURNALI RUMCA: Arnavutlukla Yunanm -İtalyan topçu düellasu - lardan alıman mükimmat - SN Yunan erkânıharbiyesi cephede... PiSTA | ! î HARBİNİN 3 NU- ve edilmiştir, İtalyan- Ani bir yangınla bu yi Çarşıkapı Gedikpasa &_mğ-*fâ &) kere FERAH Sinemanın bu sene mukaveleye raptetmiç olduğu mevsimin en büyük filmlerini sine eması TELEFON : 23542 ek büyük fedakârlıklara katlanarak elde etmeğe muvaflak nlduğunn sayın müşterilerine mi L CEHENNEM KÜÇÜK MELEK ||(ÖRÜMCEK ADAM SARİŞİN ŞEYTAN ZANZİBAR SEVİL BERBERİ (İDOKTORUN AŞKI ŞEYTANİ ŞUA KARA ÇAYLAK gibi her biri birer şaheser olan bu filmler bu sene sinemamızda gösterilecektir. sEmsalsiz fevkalâde program x BUGÜN ğhhnelerden * » Matinelerden & itibaren a — A iKÜÇÜK MELEK itibaren JOAN BLONDELL - BİNG GROSBY - MİSEHA AUER Alevler arasında bir memleket, feveran halinde bir volkan, F) balta girmemiş ormanlarda ) bütün mem- ltüst eden büyük kasır- imle mücadele; arslan, ve timsahların hücumu H ve bunlar arasında beyaz avcı kadın. İngilizler Bingazide . Eritre cephesi - Büyük bir şehir, zengin bir Kanadalı LAVRENS'in ortadan kaybolmasından Agordat şehrinin zaptı - Atin: Metaksasın cenaze merasimi, olan MADLEN dolayı — korku 've dehşetin doğurabileceği bir kargaşalığa maruz kalmak teh- likesindedir. Herkes bu GAİP İZLER'İ Aramaktadır. ACABA KATL mi OLUNDU? YOKSA KAÇIRILDI mu? İşte Ş A R K Sinemasında CUMA AKŞAMINDAN itibaren anlayacağınız sır budur. Sinemacılık âleminin en büyük barikası, insan havsala ve ze- kâsının kavramıyacağı - büyük Ü mizansenli emsalsiz maceralar (j sinema romanı... 1000 lerce figüran.. Tüyler ürpertici ve helecanlı sahneler.. Bu muhteşem programa çok (l mühim 2 ilâve: yapılan muazzam General BU GUNÜN LONDRASI UYUMUYOR Bombalara karşı şahlanan Londranın karanlık sokaklarında maskelenen evlerinde.. kaynıyan esrar.. Londra Bin heyecan ve takdirle Fevkalâde il CONRAD VEİDT Yarın akşam LÂLE lâvet Tayyare ile en son gelen 2 mühim Harp jurnalı Uyumuyor Sinemasında göreceksiniz 1- Türkçe Britiş Paramunt Jurnalğ 2- Rumca Yunan Jurnalı A— İngiliz kuvvetleri Yunanistanda, B— Akdenizde son mühim donanma harbi. C— Afrika muharebeleri. Çıldırtan Üen A— Arnavutlukta ileri harekât. B— Şimaranın işgali. stihkâm taburlarının faaliyeti. TAKSİM sineması Bugün matinelerden itibaren D '“Türkçe Sözlü ve Şarkılı 5. SİHİRLİ YÜZÜK Efsanevi bir aşk hikâyesi — Dertli bir aşkın feryadı. ir hasretin acı nağmelerini terennüm eden Türk musikili yanık Türk şarkılarile süslenen Şark . Musiki Adaptasyonu ARTAHİ CAN ÜN — NUMA Okuyanlar: SUAD Y — ŞÜKRÜ mlar: SADİ IŞ Arzuyu umumi üzerine ilâveten N İÇLİS TUNA İSMAİL — H. TAHSIN AÇILMAMIŞ KONCA IBRAHIM OSMAN ve NEZİHE UYAR. AR — CEMAL CÜNBÜŞ —HASAN DRAMALI — EMİN — 2 Mühim Film birden ——— —- Son Telgrafın Tırıhı Tefrikası: 19 TUNA BOYUNDA — TÜRK ORDULARI Yazan: M. SAMİ KARAYEL Saray, kadınlar ve oğlanlarla dolu idi | Bizans ahalisinin içtimat suku- | tu da, imparatorluğun inkırazına | sebep olan âmillerden biri ve en mühimmiydi. Bizans h'ııınnm en mühim meş- | bütün ahmet m__ı.m y la 'ada mavi ve jt—_rlmrm mü- | a imparator da iştirak | ede ki, mavilerle İeçoluk hepsi rirlerdi, Hipodromda. yarışlardan maada güreşleri, hayvan gtürmeler, canbazlık, palya- apılırdı. Halk burada hem eğlenir, hem de siyasi ihtiraslarını defa sirkte temas ederdi. Bizans halkı son derece dindir- di. Fakat, son derecede de hile « kârdı. Saray bü a çevirirlerdi a meydana | koyardı. İmparatar, tebaasile ilk ray hadımağaları, kadınlar, | oğlanlar, işsiz güçsüz devlet rica- lile dolu idi, İ l eyh hile ve dosisa de daima bir ocak rurdu. Herkes im- özdesini devirmeğe ça- ışır, riyakârlık, iftira, pi yet kâffesi mübah addedili Hipodrom ile Ayasofya ve mu - kaddes saray etrafında dönerdi. Bizans halk: kalben zalim, mü- arı, bu- ki le- ç Bgiren Osmı 'Türklerinin karşısında ve Tu eyi kavra la Türk- Tuna ve Bizans üzerine u yaptığı akınları ve kurdü- | ğu idari ve içtimai medeniy kayese bakrmından lâzım Bazan Osmanlı Türklerini çe n ve Saruhan Türk- | a Osmanlı Türkleri, hiçbir r Türk beyliği ve Türk | yürümek için akdi mukaveleye | naşmamışlı, Bizans, Osmanlı Türklerin ga- | yelcuine müni olacak bir iktidamı zans için kil eden l n beyleri, bemen Osmanlı Tüzklerin atını, muvaffaki - meleri de zâflarına büyük bir de- | erin idaresindeki | askeri, idari ve i teş- | arile, Anadoludaki sair bindi V. lerin Bizansı zayıf düşürmek ve Cen itiraslı için bul; Tı.gul illerinden Yalak- ova (Yalova) sahillerini, hatlâ İzmit önlcrine kadar derlı)en dinç Bekri Musta! Yazan: OSMAN CEMAL KAY ben kendime evlâtlık ed — Demek anacığın, seni bu genç yaşında öksüz bırakıp gitti öyle mi?, — Öyle valideciğim! — Aman evlâdım, sen benim pek hoşuma gittin acaba seni ben kendime evlâtlık edinsem, ben de enin bir analığın olsam kabul e- der misin?. Mustafa biraz düşündükten son- ra: — Niçin kabul etmiyecekmişim, yeter ki sen beni evlâtlığa kabul Mademki öyle, şu dakikadan itibaren, sen benim evlâdım de- — Oldu valide; — Öyle ise sen bu akşam bizim ani yeni ananın evine ge - lirsin değil mi?. — İyi amma valideciğim, bir kere ben sizin evinizi, barkınızı, bilmiyorum; sonra siz, benim ne- yin ve kimin nesi ve nasıl bir ( San olduğumu bilmiyorsunuz. He- le bir kere beni bu çarşıdan so - run, araştırın, ben neyim, kimim, iyi miyim, hoş muyum, dolu mu- yum, boş müyüm, — fatlı mıyim, mayhoş müyum, aydınlık mıyım, loş muyum, ayık miyim, sarhoş müyum?, — Evlâdım, yavrum, insan oğlu | yüzünden, gözünden, duruşundan, dilinden bellidir. Ben seni — bi görüşte tanıdım, anladım, beğen- dim, kendime evlât edindim. Se- min bütün halin, tavrın, yüzün, gi zün sözün, sohbetim gösteriyor ki, sen temiz süt emmiş bir insan ev- | Tâdısın?. — Fakat valideciğim, benim bir kusurum var, — Nasıl kusurun?, — Onu ne sen sor, me ben söy- Tiyeyim!. — Niçin ya? — Çünkü, benim e kusurum, öy- le bir kusur ki: — Nen vür yavrum sanki?, Ma- şanllah sırtında kanburun, başın- da kelin, gözünde şaşılığın, bur- nunda hımhımlığın, dilinde pel - tekliğin yok.. — Keşki enlardan biri olsaydı da bu fena kusurum — Nedir o kusuru | iyoksa bir bacağın mi Mustafa ayağa bacağından daha — Yoksa altı pat Ellerinin parma! tererek: — Hişâ!, — Yoksa şuna bi harcın mı var?, — Çok şükür All en para bile borcum Kadın biraz düşü! — Yoksa sen de da iken gözleri kapâli kıp dolaşma hastalığı öyle ise olamaz, çüP lesi insanlardan ürktf — Aman anacığım, leri bir kere uykuyâ sonra, beni bacağımdaf! seler, pek kolay kolaf mazlar, — Yaaa., Demek pek derin ha!. — Evet, pok derindif” zı geceler on beş, yf bile geçer, — Şu halde rahretli sen küçükken çabuk ye sana çok fazla h nu yutturmuş olmali/- — Hayır, rahmetli na öyle şeyler yuttu? şimdi ben kendim, 84) hacıbaba macununut türlüsünü kendi eliv rTüm , — Bak bir kere, nf aat — Ne diyeyim vali mi ona alıştıranlar sunlar. — Akşamları senifi yuttuğun bu hacıbaba nasıl şey bakayım?. — Macun şeklinde yal, — Nasıl ya?, — Tıpkı Karakulak — Acaba me olsa SY f—-Sayın İstanbul Hılkını Haftalardanberi müesseselerimize yapılan yüzlerce n rine Türk Filmcili; inin dillere destan olan harikasın! lerle tekrar görmek istiyenlere bri cemile olarak —mn! İ Sinemaları Son Defa | Kahveci GÜZEİ ni buyünden itibaren bir hatta gösterecektir. Ayrıca: Başlıbi aa bir film olan bütün dünyaya şöhret salmif Meşhur dâhi Polis Hafiyesi NiK KARTE Walter Pıdgoon Rita .lol'ııısoîı imparator hazinesi tamtakır ol - duğundan eski imparatorların ha- zinede mahfuz kiymetli eşyası da zaruret yüzünden satılırdı.. * Osmanlı Türklerinin Rumeliye geçip Tuna boylarıma doğru yü - Tüyüşü Bizans engeli ile alâkadar- | dı. Bu sebeple Bizans imparator - luğu, mevzuumuzu xqi.u etmiş bulunuyor. Bursanın alınmasından evvelki | Grigoras göyle yazıyor: kaddes liyen ları y arayda helecanlarla din- errih c.nm:ı dı gan- fena miler dılar den büyük kuvı hücum i- aflan Ma- ni bildiklerinden ge - | yparator, şibhicezire civarım- da avla meşgul iken bir deniz ka- zası neticesinde Türklerden yet - miş kişi bu taraflara geldiler. İm- garatorun maiyetile çarpıştılar, Kendilerine birşey olmadı. Rum- lardan ise çoğu yaralandı. İmpa - rator da ayağından yaralandı. Bu yaradan çok rahatsız oldu. O sı - | şark işleri ihmal edil aya tâbi şehirle rin eline geçti. B a edilerak açlıktan tak » vukuatı da yine Rum müverrihi ı İ Bim oldu.. Osmanlı Türklerin F auyacakları .şınnh yin vefatı, mnu»rd' lerde düşman gözlir' azmini asla ımm.ıı»f“ yatınm son ıım—'t“”:" hemen bütün devlet gihat işlerini oğluna pef) Büyük oğlu Alâeddih hirde ilim ve ıııırlft' geyle meşgul oli İzmit önlerinde =“” beler devam ediyordi fuzu Maltepe (Pele 5 Tine kadar dayanmıf Gt Bu esnada Idi ki, K yazıyı aldı. Bu diyar? denirdi, Bolu ve Mudürnü T geçti. Kokür Aip Eb€

Bu sayıdan diğer sayfalar: