May 6, 1935 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 9

May 6, 1935 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ş İZMİR Bir B eşlâda n İDenizcilik- İşınde '_GĞ ç Ama... Yine Ne Mütl Küurtulduk « Kotrasız,Sandalsız, Ve Neşesiz Bir İzmir Kör. Daha Aydın demirydlfarının '$i_lfı— iP” devlet idaresi işletmesine Beçtiği gün İzmir hinterlandi için blyük bir saadet olacaktir. günü İzmirin Punta, Kemer, ılçullu ve Buca istasyonla- rında ve Torbahdan Ödemişe ye, aydım, denizli ve Eğirdi. Te uzayan bütün hinterlantta büyük bayramlar yaparak kut- lulamalıdır. Zira dünyanım en /— Ncuz mal ölmüş olan bu hattı o körktüne”tarifeterit 4 gündenberi İzmirin bütün istih- sermayesini ğın kere itfa eyle- Miş aksiyonerlerine milyonlar | andırmış değil midir. Bu | h_ıııııı devlet işletmesine girdi- ği gün Ösmanlı İmparatorluğu Yarı müstemlekesine bal küpü- üÜşüşen kara sinekler gibi | TMüsallat olmuş olanların son | izleri müstakil Türkiye Cümhu- Tiyeti haritasından silinmiş ola- Caktır. Bundan İngiliz şimendi- ilerinin de memnun kala- Caklarını tahmin ederiz. ,Zira bu hat, vagonlarındaki Pislik, eskilik ve demiryolu şe- €kesindeki fen eksikliği ile In- tiliz şimendiferciliğini garhi doluda pek kötü temsil et- TMekte idi. ,Rokfeller, Amerikada, nasıl ir petrol havzasında şimen li- €r işletmek imtiyazını alarak Milyarlar kazanmışsa, bu hattın İmtiyazını alanlar da burada 'dukları taşıma inhisarile öy Ce ve pek insafsızca milyonlar Mişlardır. Bu hattın katarla- incir çuvallarının develerle Bakledildiği günleri her sene in defa aratırlardı. Zaten bu leçden değil midir ki, son sene- €rde deve müstahsillere, genc Ve ehemmiyetlerini bulmuşlar Şe bu hatla adeta rekahet etme- &e başlamışlardı. Halkı ve tüc- ü işletme tarzile şimendifer- 'l:tn bikteracak kadar fena hare- €tmiş olan bu teşekkülün ;?inl_zünlırinîn gelmesini biz, Yük bir sevinçle karşıladık. AAA AAA z İZMİRLİLER! Biz her haklı da- İz vanın arkadaşıyız! | Mirli köylü! İzmir kadını! Zimirli genç! İzmirli esnal! Zmirli işçi! İzmirli tüccar! & İzmirli münevver! h““ln Şikâyetlerinizi, Ütün düşüncelerini- L Zi bize yazınız. Maaaaananancı , LİLER! BU İzmirde bir denizcilik kulühü, açılacağını büyük bir - sevinçle öğrendik. Zira biliriz Ki, dünya- nın en bol ve en güzel 'denizli | hd şehirlerinden biri olan İzmirde b sÜlkke aati değildir. Fakat derhal söyliye - lim ki, bundan İzmir genclerini n deniz sevenlerini mes'ul tutmrya imkân yoktur. Biliriz ki, deniz sporculuğunu yapabilmek için kotra, sandal, motör gibi birçok vasıtalara ih- tiyaç vardır ve bunların hepsi de ancak bol para harciyarak teda- rik edilebilir. “Satınalmıya ne lüzum var?,, demeğe kalkışacak olanlara ve- receğimiz cevap ise her zaman dudaklarımızın ucundadır. *“İzmir limanında baylar, dört tane sandal bile güç bulunur.., der, geçeriz. Gelelim esasa: Anlaşılıyor ki, vali General Dirik, epey geç kalınmış olmak- la beraber İzmir gençlerini ar- tik denize hasret çekmekten kurtarmıya karar YCrmişlbışlılı- nuyor. Alâ, ama biz dcfıuulık kulübüne bina olarak seçilen ye- ri de pek beğenmedik.Çünkü bir müddet çalgılı kahve h:lmdc kullanılan Gifre'nin bu sabık deniz hamamı,, kulüp binası ola cak olursa, gençler spor proz- ramlarındaki yüzme faslını ge- ne onun içinde tatbika başlar- liç vapür iskelesinin önünde de- nize girmezlerse, İzmirliler de Gifre'nin bu kötü hatırasını de- niz banyosu olarak lar,, diyeceksiniz. Zaten birkaç senedenberi küul- lanılmadığını da, burada deni- ze girmenin — menedildiğini de biliyoruz. Biliyoruz ama, bu ka- rardan sonra da her gün güneş yeni doğarken mayoları ile rıh- tıma gelip kulaç atmağa başlı- yanları da gördüğümüzü hatır İryoruz. Her ne hal ise.. Maksadımız, İzmirde denizcilik zevkinin ki rüklenmesine çalışıldığını se nerek — karşıladığımızı,, söyle- mekti; yoksa, şuna buna çatmak değil tabii. Ve temennimiz şudur ki; pek yakın bir zamanda, mehtaplı ge- celerde şimdi sessiz kırpışan şu mavi İzmir denizi maun sandal- larla dolsun ve şimdi güneşin yakıcılığı geçer geçmez, ne va- pacaklarını bilemiyen ve gide cek ancak üç beş gazino bula bilen İzmirlilerin biriki sene son ra ayni saatlerde,körfezde akyel kenli kotralarına tıramola yap tırdıkları görülsün,. İzmirde ihtikârın zaman za- man ve daima en can alacak günlerde belirmesi Ege mınta- kasının yüksek refah ve eski parlaklık günlerine uı_aşjnasmı bekliyenleri yeise düşürüyor. Geçen sene istihsal mevsimin- den sonra hususi kasaları dol- durmak için harekete gelen_spe— külâsyonz bu sene yumruğunu bir başka taraftan indirmekte ısrar ediyor. Kükürt işinin hı:ı:- gün aldığı şekil karşısında si- nirlenmemek mümkün değildir. Ziraat kooperatiflerinin şu ka- dar bin ortağını kısa süren bir heyecandan sonra temin etmiş olmak, mıntakanın bugün ihti- yacını temin etmiş olmak de- mek değildir. Biz İzmirin kü- Biz Bu Kükürd İşini Ihtikârın İlk Sinyalı Addediyoruz kürtsüz kalmış olduğunu tah- min edecek kadar safdil olmak istemiyoruz. İzmirde kükürt hatta lüzumundan daha bol stok || lar halinde durmaktadır zan- nındayız. Fakat bunların şu ve- ya bu şekilde gizlenmiş bulun- duğunu ve ancak eskisi gibi 270 kuruşa kükürt almak istiyenle rin kükürt bulamadıklarını, yok sa 450 kuruşu sayanların torba torba kükürt bulabildiklerini pek âlâ öğrenmiş bulunuyoruz. Bunu bu sene ihtikârın ilk sin- yali olarak ele almalı ve bu is- tihsal senesinin her merhalesin de Ege mıntakasının başına mu sallat olması muhtemel diğer fenalrklara şimdiden cephe tut- malıdır, $ opâganda < İznleri gara | masının sebebi ne olabi Denilecek ki: “Biz beş ku- ruş aldık amma zengin çocuk- | ları olan - talebelerden aldık. ş Fakirlere parasız gösterdik.” Böyle bir cevap dahi hata- lir? mektep sıralarından ı'lı'baıen' Tikiye ayırmak, onları böyle bir * görüşe alıştırmak her şeyden | | evvel bir hatadır. Sonra genç- . lere bilhassa böyle berbat bir |illetten sakınmak propaganda- | Esı yapılırken böyle küçük bir * hesabın birçok fena tarafları | olabilir. Talebelikte fakirle İzengini anlamanın da imkânı | | yoktur. Çok defa iyi bir aile. | | min çocuğu da ü-tü başı temiz | | olarak fakat cebi delik ve me. ! | teliksiz olarak dolaşır. Tabu'i | böyle bir vaziyette iken “pa ram yoktur” demekten de uta- İ | nır ve ne yapar bilir misiniz? | Gelmez baylar.. Filmi gör | !nıığı gelmez. Ve hatta: | “Ne yapacaksınız oraya gi- | |dip te” der. Birkaç arkadaşı- | Unt daha kandırır ve kim bilir, | | belki de o gün propagandanın * | taban tabana zıddı âlemler ge- | | çirmeğe giderter. İ | Bunun için biz, böyle bir ! Tmemleket propagandası yapı- | | lirken değil lise talebelerinden ve köylülerle işçilerden, hatta * |j carlardan dahi ne beş kuruş, | ! ne de beş para alınmasımı doğ | ru bulmadığımızı söyliyece; || Propaganda, prop&zandadır. | Ve propaganda her Fedakârlı | ğı, bilhassa para fedakârlığı | !nı göze alarak yapılır. | Bu nevi filmler gösterilir: | ken halkın şu suretle davet e | pdilmesi artık dünyanın her ta- | rafında âdet olmuştur: İ “Filân yerde fFilân saatte, | l'alıın şey gösterilecektir. Her. İkes gelebilir. Duhuliye yok || tur,” Ve “duhuliye yoktur” kaydı | en büyük harflerle yazılır ve Değer davet radyoda yapılıyor- )ın en çok tekrar edilen cümle | yine bu cümledir.  KA ) AYFA MÜĞ W e T glgvbğterine, Sağlık a |larla doludur. Zira talebeyi || zengin ve fahir çocuğu diye || || m bildirmiştik. !bnngıılerden. en zengin tüc- || SİZİNİĞCİN.. diünde bulundurmak.., K 23 — “Ege mımtakasmdakt İ ibi göstererek te g mücadelenin fenni tarafını da- ha ziyade kuvvetlendirmek.,, İzmir gazetelerinin son gelen sayılarında okuduğumuz cevap- lariyle İzmir mücadele müfetti- şi Bay Nadir bu eşaslar üzerin- de çalışmakla yüzde yüz doğru hareket etmiş olduğumuzu bize öğretmiş oldu. Çünkü biz; 1 — Alaşehir bağlarmdaki haşere işinin iki ay evvel belir- miş bir meçhul tehlike olmadı- ğını, bunun en azdan dört beş senelik bir belâ olduğunu ve bu üzden Manisa bağlarının da ır hayli zarar gördüğünü ve görmekte devam ettiğini; 2 — Ödemiş'in Bozdağ taraf- larıngda (ve Bayındır ile Torba- bda) Mmüstahsillerin incir tırtıl- ları yüzünden on senedir. sayı || sız ziyanlara uğradıklarını ve bu tırtılları kökten kazıyacak muvaffakıyetli bir fenni müce- | delenin bir türlü yapılamadığı- Şimdi — ziraat müfettişi bayın verdiği uzun ce- vaptan aldığımız şu cümleler” hep beraber okuyalım: “1928 de Manisa vilâyeti hağ cılığını korkutan ve orada Bal- gam diye anılan bir salkım gü- vesi vardır ki, 929 ve 930 sene- lerinde yapılan mücadele yardı- mı ile zarar “görünmiyecek ka- dar azalmıştı... Son iki yılda ye- niden bas gösteren bu hastalık Alasehirde yüzde virmiden vüz- de kırka kadar zarar verir bir dereceve yükselmiştir.,, Bu bir.. Gelelim Ödemiş bah- çelerine. Müfettiş bay, bunlar için diyor ki; , “Zeytin sineği mücadelsinin ehemmivetini halka göstermek icin tecrübe mahiyetinde “Öde- | miş,, in Bozdağ taraflarında meyveli, mevvesiz bazı ağaclar- da göründüğlü bildirilen ve altın kelebek denilen ve kışı örüm- cek ağı keseleri icinde geciren tırtılların kıs #eldiği zaman im- hasivle nörasarağfız.., Görülüyor ki. bay — müfettiş vaziyeti en ince noktalarına ka- dar arastırmıs ve illeti birim gi- bi anlamız bulunuvor. Mücade- leyi ne derece muvaffakıyetle i- | 9 İ | Hispeten D 1 üzerinde bile İzmir ve hava- Hı.:%şbnlundimlhm ân fen Taemlrtarinın ndetf Olup da bi- rer vazife adamı asabiyeti ile iç- lerine sarılmadıklarına hayret ediyoruz. Zira çekirge ve Gire- sun taraflarında şu veya bu zi- raat düşmanı ile mücadele ede ede pişmiş ve memleketin zi--? vaziyetini adamakıllı kav: ge mıntaka müfett şi Naüri olduğu anlaşılar bu müfettis, beyanatının bir başka tarafında diyor ki; No *“Türkiye'de çeşitli olarak bol | mahsul çıkaran mıntaka Eğe- dir. Bu mıntakada ekinle, bağla, ağaçla uğraşan köylünün ayrı ayrı birer derdi vardır. Domuz- dan tutunuz da fare, çekirge ve gözle görülmiyen nebati veya hayvani asıllı her hastalığa va- rıncaya kadar sayısız bircok mahsul' düşmanları karşısında çiftçinin bazan eli böğründe ka- lır..., Demek oluyor ki, bu mınta- kada memleket ziraatine musal Jat olan tehlike en iptidaf şartla- rı ve korkunçlukları ile saltanat sürmektedir. 'Tekrar ediyoruz: Eg.e muntakasında çalışan zi- raatçiler azami gayretle müca- deleye girmek ve çok çalışamk vaziyetindedirler. — Türkiyenin buen verimli ziraat mınta - kasını bu endişe veren halinden â; an evvel kurtarmak lâzım-

Bu sayıdan diğer sayfalar: