29 Mayıs 1935 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 17

29 Mayıs 1935 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 17
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Güzeller güzeli sarışın iz bahadırın atı üstündeydi © » Roma; kültürü, askeri disip- KA sayesinde gitgide büyüyor, ;f tarala kol budak salıyordu, tülün hemşerilere adaleti tef- h“f'z dağıttığından — Avrupa MÜ'ası yavaş yavaş kartalırı ka- Na sı. kta idi. Sezar, Gaul eyaletini zaptet- “$ ve ancak Sezara malısus Tlak cesareti ve teknik bilgi- KM birleştirerek Ren neari 2&rine koprü kurarak Roma- N ileri karakollarını Alman ıpmklarma kadar sokmuştu. j& bu hareket noktalarından “tliyecek olan Octavian Tcu- kabileleri üzerine yürüye - ve Ostrogoth'ları, Bructe« , *ri, Suevi'teri pençesine ta- “8ak Roma hudutlarını şimal- * Elbe şehrine kadar dayıya- faktı, ; Pcuton'lar Romanın yüksek, (<€ ve daha ziyade hak göze- ı'(' kültürünü sevemiyorlardı. h“mn devletin kanunu önünde h"'"l_ı gimmesi lâzımgeldiğini B türlü kafaları almıyordu. kî:"lıarlax kendi yabani orman- tin ıssızlığını, şehirlerin şa- k ihtişamına tercih ediyor- © kabilelerini milletten daha Ün sayıyorlardı. ılşster cesaretle, mertçe; ister üiıîp_clikl.: ne olursa olsun ken- E trini lâtin boyunduruğundan mutarmak azminde idiler, Bu- An icin Romalı Vali Varus'u hh_“&lxrırak askerlerini büyük he Saha üzerinde dağıttırmış- » fazladır diye bazılarını tek- H Romaya iade ettirmişlerdi. ı“;"l!s esasen müstevli Roma- fdan memnun değil mi idi? _hâlde bu kadar askere ne lü- vardı? Vrupanın her tarafı ebedi Tden akan kültür ışığile Inlanmıyor mu idi? Ve işte 7!un neticesi olarak her taraf 9 ve sükün içinde değil mi akat işte tam bu esnalar- omalıları gafil avlıyarak n ten Varus'un hiç F ee nalise gibi Vehi; & b “Cuteborg ormaularında bu k__ğîlnî muaariplerle başlayan M, * Mücadelede, şimalin sa- kana susamış kahraman- boğuşmak; açık arazide * belki kolay- h;“ 'akat karanlık ve sık — or- Sike rda iş tamamile aksine ıîf:' Roma askerleri büyük te- & t vererek dağıtıldı; kaçırıl- | Şt mahvedildi. Yor US ve maiyeti, Roma leji- Üyşg Hinin başında kılıçlarının Öne düşerek intihar ettiler. qf" yapacak başka bir şey dnıştı. Üne kara haber Romada yıl- Yüvaz sür'atile yayıldı. Yavaş n $ akan bir nehirin kenarın- ah Günyaya medeniyet saçanı € derin bir matem başla- %Sçı_ar sarayında başını eğ- N Sinirli adımlarla dolaşıyor; ıhı;h" dövüyordu. Arasıra diş- ls.n."'lşmdan: “Varus, Varus; Ve 2 lejiyonlarımı gönder” di- mmlthnxyor; deli gibi ken- Eski ROMA Tarihinin En Büyük AŞK ve KAHRAMANLIK Macerası di kendine söyleniyordu. e Roma alaylarını silip süpü- ren, bir gece içinde altüst eden şu Teuton kahramanı kimdi? Hermann adını taşıyan bu ba- bayiğite Romalılar Arminius ismini vermişlerdi, Wagner'in bestelerinde kılı- cmın şakırtısını bugünkü nes- lin bile duyduğu Hermann, Al- man kahramanlığının bir tim- sali olarak alınsa yeridir, Şima» lin zalim esrarengizliği içinde kan akıtmaktan başka bir Al- lah tanımayan şimal Barbarla- | rının bu harpteki kahramanlık- larına karşı ne kadar hayranlık duysak azdır. Fakat medeni- yet namına, insanları asırlarca gerileten bu savaşın böyle ne- ticelenmesini esefle yad etme- mek te kabil değildir. Ölen askerler, yaralılar hep- si bir araya toplanarak zalima- ne bir surette orman içinde ya- kılmışlardı. Ö zamanki Alman inançlarma göre — ormanların türlü türlü perileri, cinleri var- dı. Fakat bunlar sonraki Roma imparatorları gibi zevk için adam öldüren, kan akıtan in- sanlar değil; bilâkis akan kan- dan içmekten hoşlanan vahşi- lerdi. Binlerce Teuton uharibi, yarı çıplak, yarı giyimli, öldür- mek, can yakmak aşkile sar- hoşmuşlar gibi, insan cesetle. rinden hâsıl olan dağ gibi bir ateşin etrafına toplanmışlar ve bu ateş sönmeğe yüz tuttukça yine yaralı yahut büsbütün canlı esirlerle alevlerini gökle- re yükseltmekten vahşi ve do- yulmaz bir zevk alıyorlardı. Yanan insanların et kokusu bu- VRoma Lejiyonlarıyla sarı saçlı barbarlar ormanlarda çarpışıyorlardı 3 oynuyorlar, gülüyorlar, bağırıyorlar, eğle- niyorlardı. Arminius hakikati halde va tan sever bir muharipti. Lüzu- munda harpte hileyi, hud'ayı kahpelik addetmez, fakat ce - sareti, gözünü Aateşten sakm- mamazlığı ile temayüz etmis bir kumandandı. Romaya karşı zafer kazandığı esnada henüz 27 yaşında idi. Ebedi şehrin şa- şaa ve ihtişamından ve vadet- tiği daha mes'ut ve müreffeh hayat efsanesi onda sadece de- rin bir nefret uyandırmaktan başka bir şeye yaramazdı. Bir erkek harp için yaşardı. Mede- niyet, kültür ikinci işlerdi. Fa- kat ihtiyar kabile Reisi Seges- tus, ÂArminius ile ayni fikirde değildi. Ö, Romanın insanlara daha yüksek bir hayat seviye- si vermeğe uğraştığına; savaşı bırakıp barış içinde yaşatmağa çalıştığına inanıyordu. Talih bu iki zıt fikir taşıyan insanı birleştirmiş olsaydı; Arminius asker, Segestusta bir fiki | Elde edilen enî | son vesikalara | | dayanılarak |eski Roma | tarihinin ka- ranlıkların dan | çıkarılmış olan | bu aşk ve kah- | | ramanlık ma- cerasını büyük | bir merakla | İ okuyacaksınız. | 4g mı olarak elele verebilmiş olsa- lardı muhakkak ki, Almanya çok daha evvelleri bir millet olarak yeryüzüne -çıkmış ola: caktı. Fakat onları birleştir mek ihtimali olan yegâne un- sur maalesef sonuna kadar bi- ribirlerinden ayrılmalarına se- bep oldu. aa e Segestus'un çok dilber bir kı- zı vardı. Romrnada olsaydı. mu- hakkak ki, ona harp ilâhesi Mi- nerva diye taparlardı. Armini- us görür görmez gönlünü kap- tırdı. Fakat ona malik olmak, önu okşamak şöyle dursun, Ro- ma ile barış yapmadıkça yüzü- nü bile göremiyordu. Kılıcını kınına sokmadıkça avucunu ya- lamaktan başka bir şey yapa- mıyordu. Ne yapacaktı? Ya aşkını kal- binden silip atacak, —yahut memleketine, kendi inandıkla « rı şeylere ihanet edecekti, Kahraman asker kılıca bak- tı. Göğsünde kabacrı — gurür, dilbere karşı duyduğu aşk, bun- lardan hiçbirini feda etmeden maksada nail olmak yolu yez muydu sank Bit in içince kızı kaçırmağa karar verdi ayni gece bu kararını tatbi ti. Ö devirlerde yery her yerinde adi bir hadise gibi telâkki olunan kız kaçırmak, Almanyada sor derece güç ve mes'uliyetli bir işti. Çünkü ora- da ahlâk her şeyin üstünde tu- tulurdu. (Arkası var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: