29 Mayıs 1935 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 4

29 Mayıs 1935 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Yaptırılamaz.. Diyenler Yanılıyorlar | Casusluğun ülkü ve amacı anlaşıldıktan sonra kadınları ayrıca yazmak gerekir miydi? Casus sözünün, ilk yaratılıştan- beri, insanlarda bıraktığı kötü anıklarla kadınlığın soysal acun- da ve gönüllerde tuttuğu yük- sek, ince, bezenmiş yer karşı- laştırılmca kadına casus adı Vvermeğe dilimiz varmıyor. Fa- kat biz direnerek söyliyebiliriz ki; *Kadın anlaşılmaz bir yara- tılıştir yenler onu casuslukta görürlerse pek iyi anlıyabilirler. İçerisinde hangi dönerge, han- gi zemberek ve hangi güçle iş- lediği anlaşılamıyan kadın yüre- gini, kadın beynini ve kadın ululuğunu ölçmek için onu ca- , Suslukta görmelidir. Kadın, yurt * sevgisi önünde para, namus, hayat, süs... - tanımamış, tutul- duğu ve ölüm namltılarının kar- şısına götürüldüğü kurunda bile kadınlığını, kadın benliğini bı- rakmamış, düşmemiştir. Casusluğun temeli ve tutumu “gizlilik, tir demiştik. “Kadının ağzında bakla ıslanmaz,, diyen- ler çoktur. Bu söz yalnız bizde değil, uluslararası yer —tutmuş bir dedikodudur. Gerçekte ise iş bunun tersinedir. Bütün istihba- rat yazıcıları ve istihbaratta ka- dan casus kullanmış olanlar di- yorlar ki, gizlilik kadın ağzında ve kadın yiğitliğinde daha iyi korunabilmiştir. Lafontaine'in bir “Gizlilik ve Kadın,, hikâyesi vardır: Rien ne pöse tant gu'un secret; Leportes loin est difficile aux femmes, Et je sait möme sur ce fait. -Bon nombre d'hommes gui sont femmes. Ben manzumenin o bölümünü Şöyle çevirdişm: “Sır taşıyan yük taşır, Yük kadımı tez yorar.. Kadın desem yaraşır iTez yorulan erkek var.,, Kadın casuslar üzerinde biraz fazla duracağız. Çünkü bunların çok eski çağlardan başlıyarak son büyük savaşa kadar casus- Yazan: Aziz Hüdayi Akdemir Kadınlara Büyük Ve Tehlikeli Casusluklar Alman askerleri tarafından yakalanan Fransız casus balonu l luk ve siyasa üzerinde oynadık- ları roller, kendilerinden uzun boylu söz açmağa değer ve ka- dınlığın verdiği güçle yurduna çalışmak istiyeceklere bir örnek t olur. Rusya İmparatoriçesi ikinci Katerina'nın, Baltacı Mehmet Ali Paşa ile olan vak'ası, biraz masallaşmış olmakla beraber, savaşlarda kadın parmağını gös- terecek iyi bir anaktır. Kadın ve erkek casuslar kar- şılaştırılmca aradığımız şeylerin birinde var, ötekisinde yok ol- duğunu görüyoruz. Meselâ ka- dın, bir erkek kadar yüzünü ve kılığını değiştiremez, bir fabri- kaya ağır işler görmek üzere iş- çi gibi giremez, kısaca, güç ve askerlik ile görülecek işleri bir erkek kadar beceremez. Fakat kadında ince buluşlar ve bütün bunların üstünde gönül " avla- mak, güzellik ve aşkın her şeyi göze aldıran ve yaptıran kudre- ti vardır ki, erkekte yoktur. Ka- dın ince elendikçe erkek casus- lardan üstün görünür. Bununla beraber yapılan işlerin değeri her kurun erkekteki kerteye çı- Görünür Görünmez Kaza... Dedik leri İşte Budur! Dün öğleden sonra Sirkecide Rumeli kahvesinin tavan sıvaları , ve bir kısım bağdadileri ansızın çökmüştür. Dökülen parcçalar, | müşterilerden Ismail Safa ile Alinin üzerlerine düşmüş, birisi sağ kolundan, öteki sol bacağından yaralanmışlardır. Yaralılar tedavi altına alınmışlardır. Resimlerimiz çöken tavanı ve yara- lhmnlaxdın Aliyi gösteriyor. kamamıştır. Kadın casuslar, da- ha çok, erkek yoldaşlarının bir yardımcısı, bir anıkçısı olmuş- lardır diyebiliriz. Aşağıda anla- tacağımız vak'alar bu' karşılaş- tırmanın en iyi örnekleri olacak- tir. Kadında, erkeğe göre, en çürük nokta yürek yufkalığı, kendilerini aşka kaptırmaları, yani kurdukları tuzağa kendile- rinin düşmeleri ve ele geçirdik- leri adamların ölümüne acıyarak bir cuval inciri çürütmeleridir. Hikâyelerimize başlamazdan önce bizde geçmiş bir vak'a ân- latayım: Mütarekenin, yani Anadolu- daki ulusal savaşın en ateşli, en nazik birçağında — ik İstan- bulda komünistlik yeni kurul- | muş, yeni ve beceriksiz çalışma- lariyle her tarafta kendini gös- teriyor. Tramvay işçileri grevler yapıyor, komünist gazeteler çı- kıyor, duvarlara kâğıtlar yapış- tırılıyor, uzatmıyalım, komü- nistlik yurdumuzu temelinden sarsan bin bir iş ve zorluk içinde yeni bir belâ oluyordu. İstemi- yerek söylerim ki, bu işlere bir- çok da kadınlarımız girmişi Bunların içinde İstanbulun yük- sek ocaklarına mensup olanlar da vardı. Komünistliğin Türk yurdunda kökleşemiyeceğini Le nin ve Stalin yoldaşlar bile sı- rası — düştükçe — söylemişken gençlerimizin ve kadınlarımızın ancak “yenilik,, diye, gizli ve tehlikeli diye, yani tüm merak- la, sokuldukları bu iş, gerçekte komünistlikten ziyade casusluk- tu. Bir komünist başka bir ko- münisti “yoldaş,, ve hiçbir şey- de ayrr seçi olmıyacağına kan- mış olduğundan elindeki sır, ve- sika ve iş ne olursa olsun onu, Türk olmıyan, yoldaşma bile (Arkası var) | Bugün matinelerden | MER sinem GABY MORLAY - HENRY W ROLLAN tarafından İ DEMİRHANE MÜDURÜ ve ANNY ONDRA tarafından MAMZEL NiTUŞ 2 zengin film birden Yaz fizatları: 20 - 25 -30 kuruş aa AA & - ——— Evlenme Merasiminin : Tehiri MENASE ve AVAYU allci muh- teremelerinin —an! bir matemi dola- yısile çocuklarının evlenme merasimi önümüzdeki cuma 31 Mayıs tarihin. de takarrür etmişken 9 Haziran 1935 Pazar gününe tehir edilmiştir. Merasim mahallini evelce bildiril. miş iken bu kere sarfınazar edilerek BÜYÜKADADA MUSRVİ SİNA- GONUNDA saat 16,30 da yapılacağı muhterem akraba ve arkadaşlara bil dirirken yevmi mezkürda teşriflerini diler, » Yol Yürümesini Bilmiyoruz! Yol yürümek bir geçim töre- | sidir (Adabı muaşeret). Biz, bu töreye henüz uyamadık. Giderken sağdan mı gitme - li, soldan mı? Gelirken sağdan mı yürümeli, soldan mı? Bura - larını bile kestiremedik. İstan - bulda doğup büyüyen öylelerini biliriz ki, sağını solunu öğret - mek için, bir omuzuna sarmısak bir omuzuna soğan takan ttömü cüklerden kalır yerleri yoktur. Sokakta yürürken, bir kaç vo!_- cunun ayağına basmadan, bir kaç homurtu işitip üç beş kişi den özür dilemeden, yacım saat Hik yere gidemeyiz. Kimimiz, yengeç gibi yan yan yürürüz. Kimimiz şaha kalk mış küheylân gibi önümüzdeki- leri çiğneyerekten koşar adlım gideriz. Kaplumbağa gibi ye - rinde sayanlarımız; kurbağa gi bi iki adımda bir zıplayanlar: - mız da vardır. özün kısası; nerelerde, na - sıl, yürüneceğini bir türlü öğre nemedik, Yol erkân bilmemek diye bu- na derler, Geçen gün, bir mektepli ço - cuk, önü sıra giden ihtiyardan ileri geçmek için zavallıya öyle bir dirsek vurdu ki, onun payı - na ben utandım. Adamcağız, başını çevirip ba kıncaya kadar, başı kasketli ço cuk bir ayağı üstünde seke seke uzaklaştı. Fakat çocuğun da mesini, bizden öğrendi, kimseyi incitmeden, kimseye dirsek vürup kimseden acı söz işitmeden yol yürüyebilmek na- sıl olduğunu, adeta bir bilgi tah sil eder gibi, kusursuz yol yü - rüyenleri örnek tutarak öğren- meliyiz. Çünkü bazr yerlerde çok gülünç vaziyetlere düşüyo- ruz. Salâhaddin GÜNGÖR Mevlüt Posta Telgraf Nazırt — esbakr mer- hum Bay Hüzeyin — Hasıp kızı ve a- vukat Bay Mahmut Mazhar refi kasr merhume Bayan — Emine Refia- nin rubüna ithaf edilmek üzre 31 Mayıs cuma günü Haydar Paşa'da İbrahim ağa camiinde Cuma nama- zını, mütcakib —mevlüdu nebevi kı- raat edileceğinden dostlarımızın bu- hunması rica olunur. Mahmut Mazhar YENİ KITAPLAR HOLİVUT Holivut'un 29 Mayım nüshası güzel resimlerle intişar etmiştir. Alman Siyasası Ve Bulgarlar (Baş tarafı 1 inci sayfada| kika görüştü. Göring krala Bulgaristanda gördüğü iyi kabulden dolayı te- şekkür etti ve uçtu. Bulgar efkârı umumiyesi bu seyahatin siyasi maksatla oldu- ğunu bilmektedir. Fakat hiç bir Bulgar hükümetinin Alman si- yasasma uyarak Bulgarları ve bulgaristanı sürükliyeceğini tah min etmemektedir. Göringin bu ziyareti dolayı - sile kendisini ziyaret eden ecne bi gazetecilerine başbakan To- şef şunları söylemiştir: — Orduda tam manasile an- laşma vardır. Herkes kralım et- rafında toplanmıştır. Hükümet dahilde barıştırma siyasetine devam etmektedir. Dış siyasada ise değişiklik yoktur, Sofya, 28 A.A. — Göringin vazilesi açıkça anlaşılmamakta- dır, Bazıları bu seyahati Bal - kanlarda propaganda için yapıl- dığını, bazıları da Almanyatım, Bulgaristan ve Yugoslavya hak kında derin düşünceleri oldu - İKENDİ KENDiİMiİZE çAiivgıâüz_ı pek suçu yok. Çünkü, yol yürü- || Gerek ki, bundan sonrası icin, | £9-5-935 Ne ersiniz? İHTİKÂR VAR MI? Bu sorgu bizde o kadar büyüdü M Aynştayn'in — bile buna cevap verip veremiyeceğini kestiremeyiz. Çinde doktorlar, aboneleri has- talanınca para almazlar, sağlıkta iken para alırlarmış. Çok mantıki (Mantıkiğ) şey... Lâkin çok de- fa abone ile dotkor arasında sağ- lık ve hastalık yüzünden çekişme ve anlaşamamazlık olurmuş. Çinli hekim parasını kaybetmemek için ufak tefek, hattâ kimi zaman bü- yücek hastalıkları da görmemez- Hihten gelir... “Birşey yok?” der « miş. Abone de en ufak bir sızıyı hastalık diye ileri sürer, para ver- memeğe bahane ararmış... Bugün bu ihtikâr işinde İstan « bullu ile İstanbul şarbaylığı (be - lediye) nin karşılıklı durumları (vaziyetleri) Çinli doktorla has - tasına çok benziyor. Istanbulla en ufak bir pahalılı- a “ihtikâr" diyor. Lâkin Şarbay lak ta ihtikârı kaldıramamayı bir suç bildiğinden ihtikâr olan yer. lerdde de “yok!"” diyor... E Sunun ikhisinin ortası elbette vara. #htikâr denilen şey belki ekmekte, hattd ette, hattâ balık- ta yok. Lâkin bakınız nerelerde var : porsiyon, yani en fazla 150 gram bir parça balı! 35 - 40 kuruş. Be lediye lokantalarda ekmek Fiyat: at aykırı bulup ta ind rtti. , - ba lık fiyatı yüksek değil mi?. Dahası var. Bir bardak ayran beş kuruş. En kabadayı yoğurtu. kilosu perakende olarak 20 kur: ga. Bir kilodan haç bardak ayrar çıkacağını siz kestirin. Beş kuruş ayran olmamalı, Yüzde yüz ihti kâr var, Bir ufak kâse sütlüç 1. buçuk kuruş. Sütün kilosu topta 10 kuruşa... Bunda da yüzde yü ihtikâr var. t Bebekten Beyoğluna 100 kuruşı otomobil geliyor. Taksimetre il. iki liradan çok fazla tutar. De mek bunda da bir bityeniği var. Profesör Eminönünde, — Balıkpazarında tuzsuz tereyağın kilosu 130 hu ruş. Beyoğlunda ayni yağ 180-200 kuruş. Bunların ikisi saf yağ. Ka rışık olsa belediye bırakmaz. Bu Fark ta inkör edilemez ya! Memleket yemiş memleheti Bir portakal 15 - 20 kuruşa. Gö rülmüş şey #eğil, Bunda da ihti kâr var, İşte ihtikâr buralarda var, Bı Nu görüp te inkâr etmek, Süley maniye minarelerine yok deme Katkan betieez Kilm 5e ha |D eT Nele Ti reeeü ruş. Orta halli bir lokantada bir Siz ne dersiniz" e ——— ——— / » Buğân matinelerden itibaren <—— ELHAMRA SİNEMASINDA SEMA DEVLERİi | SÖNMÜŞ GÜLLER GRETAGARBO tarafından DKK N ) DKMN ( U KON V O UON ON F LA F V ÜND O LĞ VK UUKU OK GOKS L KUN VAA UKN U Harik Hayat Kaza ve Otomobil Sigortalarınızı Galatada Ünyon Hanında Kâin UNYON SIGORTASINA yaptırınız. Türkiyede bilâfasıla icrayı muamele etmekte olan UÜUNYON Kumpanyasına bir kere uğramadan sigorta yaptırmayınız. Telefon : 4.4828, 3222 Ü AA 0 GDKK IN CÜDN LNUN D Ç AA D U KUN V L KDNU Ç KNN RKAU VA UNUNT KDA Yüksek Mühendis Mektebi arttır- ma ve Eksiltme Komisyonundan: Nev'i Kilo Tahmin Fiyatı Tutarı İlk teminat Koyun Eti 16000 50 K. 8000 L. 600 L. Mektep için lüzumu olup 27-5-935 tarihinde kapalı zarf ile alınacağı ilân olunan koyun eti için verilen zarf- lar kanuna uygun olmadığından reddedilmiştir. Eksilt- me 15-6-935 tarihinde saat 15 de yeniden yapılacaktır. İsteklilerin belli günde saat 14 de kadar mektuplarını kanuna uygun olarak ve arttırma ve eksiltme kanunu- nun 2, 3 maddelerinde yazılı belgelerle beraber Komis- yona vermeleri ve şartnamesini görmek için de her gün müracaat edebilecekleri ilân olunur, (2951) E'_Illllllllllllll!l!l||mllIIlllIllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllğ E Büyük Tayyare Piyangosu Binlerce kişinin yüzünü güldürdü. 2 ci keşide 11 -Haziran - 935 dedir. Büyük ikramiye 30.000 Liradır Ayrıca: 15,000, 12.000, 10.000 liralık ikrami: yelerle (20.000) liralık bir mükâtat vardır.. ZDT BT KĞADLA AAAT DEREN AAAT AAA IAKAA C ANKAKNKAIIT TU 3819 ıııııııııuııı_-ııııımıı'ıııui Banli! (KYAKKLACANKAKKAN TAKATKAIAAKAIAAAAITL CA ğ % | li kalmıstır. Atinaya gidecek olan general ğunu sanıyorlar. General Radef, Pilsudskinin cenazesinde general Göring ile | Göl konuşmuştur. , seyahat programını de “ giştirmişstir. General uçakla Üskübe ve ©- radan otomobi lile Raguzaya Bt decektir. General Radef, geçen hafta belli olmayan bir maksatla Ber line gitmiştir ve bu seyahat giz-

Bu sayıdan diğer sayfalar: