15 Haziran 1935 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 8

15 Haziran 1935 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Habeş M Ekonom Bir defa daha ekonomi siya - saya hâkim oldu: Habeş mese- lesindeki siyaset ekonominin oyuncağı haline geldi. Burada ekonomi — dediğimiz | zaman onu ta sömürge impara- torluğunda, daha doğrusu em- peryalizme kadar giden en ge- :ı'ış manasında almalıdır. Mese- e şu: talyan Somalisile, Habeşis- tan arasındaki ufak bir hudut hadisesi, nihayet İngiltere ile, İtalya arasında bir imparatorluk | daki Tana gölünün çok yakı- | davasının ateşlenmesine kadar vardı. Kurtla kuzu hikâyesi: İtalya, suyu bulandıran kuzuyu yiyecek tir. Kabahat kuzunundur. Mese- le önce Ualual hadisesi idi, Beş en kişinin ölmesinden dolayı mes'ul aranıyordu. Hattâ İtal - ya ile Habeşistan arasında 1928 de y.ıpıl.m dostluk andlaşması mucibince, iki tarafın bu mese- leyi silâha müracaat etmeden halledeceği zannolunu- yordu. Nihayet hakem usulü ile ihtilâfın önü alınmak istendi. Milâno'da toplanan heyet, içti- malarını hiç lüzum yokken 25 Hazirana bıraktı. Binaenaleyh bundan da ümit yoktur. Şimdi Habeş ortada kaldı. İtalya ile İngiltere karşı karşı- ya geçtiler, imparatorluk dava- sına düştüler. İtalyanlar: “Top- raklarımız İtalyan halkmı bes- lemeğe kâfi gelmiyor. Nüfus taşıyor. Bunları başka yerlerde iskân etmek lâzımdır, bu başka yer de, ancak Habeşistan ola- bilir” dediler. Bu tevessü emeli İngiltere - nin tabiatile aleyhinde idi. Yu- karda Mısır, Sudan, aşağıda İn- giliııSomıliıi. Kenya ve dolayı- 30 sile İngilterenin M 5,—“'1-*— " büyük menfaatleri vardı. O| yetini de düşünmek icap ede- | şimdiye kadar Habeşistan üze- rinde ekonomik bir nüfuz tesis etmişti. Fransanım da sesi çıkmıyor- du. Çünkü Adis - Ababa'yı Kı- zıl Denize bağlıyan 600 kilo- metrelik demiryolu, Cibuti do- layısile kendi elinde demekti. $ ticareti üzerinde hâkim bir rol oynuyordu. Halbuki Eritre ve İtalyan So- malisi en çorak bir mıntaka idi. İtalyanın ekonomik nüfuzunun | yayılmasına müsait değildi. Bu yüzden, bir gürültü çıkma- sın diye İngilizler, İtalyanlara mşımyı'nm mühim bir ile verme, D Tüğlkmli ğe razı ol 1906 da, Fransa, İtalya ve İn- :ıltertA arasında Habeşistanın tamamiyeti için yaprlan andlaş- | ma uul;wel bir surette de- vam edip gidiyordu. Halbuki son sene zarfında vaziyet değişti. İtalya, doğu Aşkta başlıca fedakârlık gör- meğe ihtiyacı olan Julien'in her şeyden kuşkulanma huyu, çabu- cak yaralanıp incinen gururu, bu kadar büyük, bu kadar şüp- hesiz ve her an tekrarlanan bir fedakârlık karşısında sürüp gi- demezdi. Şimdi Julien de ma- dame de Rönal'ı taparcasına se- viyordu. “Gerçi o bir asil kızı, bense bir işçi oğluyum ama ne çıkar? 0 beni seviyol Ben onun gözünde aşıklık işi görme- ğe memur bir uşak değilim.,, Bu korkusu geçince Julien aş- kın bütün çılgınlıklarını, bütün o öldürücü şübheleri, tereddüd- leri ile beraber tattı. Madame de Rönal aşkından şüphe edildiğini gördükçe: — Bari, diyordu, beraber ge- çireceğimiz şu kısa zaman seni bahtiyar edebilsem! Vakit kay- betmiyelim; belki yarın bir da- KIRMIZI VE SiİYAH EKONOMİK KRONK eselesinin ik Yüzü Afrikasına mütemadiyen asker sevketmeğe başladi. İşin garibi, bu askerleri, İngilterenin elinde bulunan Süveyş Kanalından gönderiyordu. İngiltere mukabil tedbirler aldı. Ve Sudanda 100 bin asker bulundurmak için faaliyete gi- rişti. Hartum'a ehemmiyetli miktarda hava kuvvetleri yer - leştirdi. Diğer taraftan Mısır Hükümeti, Mavi Nilin sularını tanzim maksadile Habeşistan- nında bir. set yapmak için 36 milyon lira tahsisat kabul etti. Bu İngilterenin Habeşistanın en zengin mıntakalarına doğru el uzattığını gösteriyordu. Şimdi son gelen bir haberden öğreniyoruz ki, 1906 da Habe- şistanın tamamiyetini kabul eden üç devlet, İngiltere, İtalya ve Fransa, bu memleket üzerin- de bir takım himaye mıntakala- rı vücuda getirmeği düşünüyor- larmış. Vaziyet bu telgrafla da- ha çok aydınlanmış oldu: İngiltere, her halde Habeşis- tanın İtalya tarafından yutul- masına müsaade etmiyecek ve bunda bir aslan payı da kendi istiyecektir. Çünkü her şeyden kat'i nazar, orada ekonomik menfaatları vardır. Eğer, Ha- beşistan İtalyaya geçerse, dofu Afrikasındaki bütün İngiliz sö- mürgeleri (müstemlekeleri) fel ce uğramış demektir, Bu da o | sömürgeleri kaybetmekle he - men müsavidir. Çünkü hikmeti vücutları kalmıyacaktır. | Fabrika deposundan toz şe - Şeker Ucuzlayabilir Şeker fiatlarmı uçuzlatan ka- nunun bugün resmi ceride ile neşredilmesi çok kuvvetle umul- maktadır. Kanunun neşredi! dar yerlere derhal bildirilecek « tir. Bütün şeker fabrikaları yeni fiatlar üzerinden satış yapmak için hazırlıklarını bitirmişlerdir. Şeker tecimenleri de, kanunun neşredileceği günü dört gözle beklemektedirler. İstanbul piyasasındaki topdan de çok stok olduğunu yazmak- tadırlar. Halbuki dün, günlük ihtiyacı karşılamak üzere Alpul lu şeker fabrikası deposundan az tutarda şeker satılmıştır. Ucuzlayacak şeker fiatı üze- rinden ilk perakende satışt İs - | tanbul liman yönetimi memur - lar kooperatifinin yaptığı anla - şılmıştır. Kooperatifin bu reko- ru kırması şöyle olmuştur. Dün elinde hiç şeker kalma - mış, yeni fiatların bugün mer'i olması ihtimalini gözönünde tu tarak yeni mal da almamıştır. Fakat şeker isteyen müşteri - lerine kanun çıkar çıkmaz der - hal sekerlerini göndermek üzere daha dün angajmanlar yapmış- tır, Şeker aldığı tecimenden bu- gün kooperatife ucuz fiatla şe- ker vermeği taahhüt etmiştir. Alpullu şeker fabrikası İstan bula ihtiyaçtan artık şeker ge - tirtmiştir. Kanun neşredilir edil mez bütün İstanbul ve civarın - dan gösterilen istekler yerine ge tirilecektir. cı tecimlerin ellerinde hiç şeker kalmamıştır. Bazı gazeteler el- ! K AU ker 25 kuruşa kesme şeker 28 ku ruşa satılacaktır. Tecimgelere kadar taşınması için okka başı- Şimdi ortada iki şık var: 1— Ya yine Habeşistanın ta- mamiyetini muhafaza etmek. 2 — Ya İngiltereyi de aslan payma iştirak ettirmek. cektir. Ekonomik düşünceler dolayı- sile, Somalideki hudut mesele- si, Habeş - İtalyan ihtilâfı ol- maktan çıktı ve İngiltere - İtal- ya ihtilâfı halini aldı. Şimdi iki emperyalizm çarpışıyor ve ne oluyorsa Habeşistana oluyor. Mümtaz FAİK İş konferansında Cenevre, 14 A.A. — Arsrulu- sal iş konferansında söz alan Çin deleğesi, Lipingheng, demiştir ki: “Beş yıl sıkıntıdan sonra, va- rılan sonunç pek önemli değil - dir. Çünkü buhranın hakiki se- bebi yogaltmanın (istihlâkin) azalmasıdır. İşsizlik — bundan doğmaktadır. Bunun için satın | alma kapasitesini çoğaltmak lâ zımdır.,, Delege, ulusal uğraşlar arsıulusal olursa buhran kalmı - yacağı fikrindedir. STUNOHAL — ha senin olamam. Tanrı beni, evlâtlarımı elimden alarak ce- zalandırırsa, seni " sevmek için yaşamak istemem para etmez, onların benim yüzümden öldü- ğünü görmek istememek na 30 para, toptancı ve bakkal- ların alacakları kâr da buna ek- lenince şarın her tarafında toz şeker 28 kuruşa, kesme şeker * 31 kuruşa satılabilecektir. alr samra; î.“ıkar x= çe nı kat'i surette önliyecektir. dürlüğünden: Liman işleri umum müdürlüğünün bir senelik ihtiya- criçin satın alması icap eden 5000 ton maden kömürü 60 derecede yüzde 25 rutubet, yüzde 12,5 kül, yüzde 27,5 uçucu maddeler, yüzde 60 sabit karbon, yüzde 72,5 kok ve asgari 7300 kalöriyi havi olmak ve lâakal 1000 tonu- nun ihaleyi mütcakıp 15 gün zarfında ve mütebaki 4000 tondan 2500 tonunun eylül nihayetine ve geri kalan 1500 tonunun da 1936 senesi şubatı ayı nihayetine ka- dar teslim etmek şartile ve kapalı zarf usulile eksiltmeye konmuştur. İhalesi 28-6-935 cuma günü saat 10 da Mü- düriyetin Liman hanındaki dairesinde müteşekkil müdi- ran encümeninde yapılacaktır. İsteklilerin muayyen gün ve saatte mezkür encümene veşeraiti saireyi öğrenmek için levazım şefliğine müracaatları ilân olunur. Eksiltmeye girebilmek için 1000 lira teminat akçesi- nin Umum müdürlük veznesine yatırılması şarttır. — ——isdünenn İSTIKRAZLAR BORSA ea N n aat 14 Haziran CUMA PARALAR Sterlin Dolar 20 Fransız Frangı 20 Liret z 20 Belçika Frangı 20 20 Çeh Kuron Avusturya şilin Matk Zloti Pengo 20 Ley 20 Dinar Yen İsveç Kuron Alun Mecidiye Banknot ÇEKLER Kapanış PFransez Frangr 1203,— İngiliz Brası d Dolar 0,19,38 Liret 9.58— Belga 4.68.58 Drahmi 83,71,50 Tsviçre Prangı 2,43,20 Leva 637333 Florin LAZ 22 Çekoslovak kuronu 19,03,13 AÂvusturya 4,19,50 Pezeta S8143 Mark 19664 Zloti ddi Penge 45140 Ley Osmanlı Bankası Telefon İttihat değirmencilik T.AŞ. Şark Değirmenleri 0 Şark merkez eczanesi 4.s0 'Türk Borcu I Kupon Kesik — 28,30 * H « n 2540 çöra e SS Ergani İstikrazı dahil? gg— d (3334) Hava Tehlikesi Yurdun her yanında sürekli bir çalışma var Hava kurumuna yardımlar günden güne artmaktadır. Bu maksatla Ku- rum kadın üyeleri İstanbul kadınlığı namına tayyareler almayı - kararlaş- tırmışlardır. Buna bir baş olarak 29 haziran cumartesi günü saat 17 de 'Taksim meydanında bir miting ya- pacaklardır. Bu mitingte söz söyliye- cek kadınlarımız hava kurumuna yar drm için bütün kadınlığı işletici bir çalışmaya çağıracaktır. Ayrıca dün hava kurumuna üye kaydedilenler de yüze yakındır. Di- ier taraftan memleket içindeki faali- yet te hızla sürmektedir. Samsunda Samsun, 14 (Hususi muhabirimiz bildiriyor) — Hava tehlikesini bilen üye yazımı için bir kısım tecimenler, Banka direktörleri, tayyare ve parti idare heyetleri ve başkanlarının işti- rakile bir toplarıtı daha — yapılmıştır. Dün üç bin liralık teberra daha ya- zılmıştır. Hava kurumuna yardım edenler a- ratında Samsunda ticaretle meşgul bulunan Bulgar tahaasından — Popof oğulları dün hava kurumu merkezi- ne gelmişler: ç *“— Mademki Türkiyede oturuyor ve ticaret yapıyorur. Biz de bir Türk vatandaş gibi bu memlekete yardım etmek isteriz.,, diyerek elli lira te - berru etmişlerdir. Gedizde Gediz, (Husust muhabirimiz bildi- riyor) — Kentimizde hava tehi sini bilenler kurumu — teşkil edilmi: genel bir toplantıdan sonra faaliyete girişilmiştir. Parti kurağında ve ilçe- bay Aziz Sayının başkanlığındaki bu toplantıdan sonra hgva tehlikesini bi- len üye yazımına başlanmıştır. Tekirdağında Tekirdağ, 14 ALA. — Gece Halke- vinde toplanan yüzlerce yurttaş ilçe- bayın özlü ve ilgili bir söylevini din- ledikten sonra hava tehlikesini bilen üye yazılmışlar ve ödevlerini yapmış lardır. Az vakitte beş bin lira toplan- mıştır. Bursada Bursa, 14. A.A. — Türk uçakları- na m hararetle devam ediyor. Bugün 2145 liralık yüken 1680 lira- hik ta verit kaydedilmiştir. Balıkesirde Balıkesir, 14. ALA. — Cumartesi günü burada büyük bir miting yapı- Tacaktır. İşyar, tecimen, esnaf ve bü- tün Bahıkesir halkının iştirakile ya - pılacak olan bu mitingte hava tehli- kesini anlatan söylevler verilecektir. Trabzon, 14. AA. — “Hava teh- likesini bilen üye,, yazılma yarışı şeh- rimizde de başlamıştır. Bir günde ça ğırılan 200 kadar tecimenin hepsi aza yazılmış, bazıları teberrular da yap- mışlardır. Yeni üyeler 'Dün yeni yazılanlar şunlardır : Milli Reasürans şirketi memurla - rından 75 kişi yılda 311 lira, Marma- ra mıntakası gı'çu ve Ayar Başmü - fettişliği memurlarından 11 kişi yıl- da 63 lira, Ölçü ve Ayarlar Müfettişi Lâtif Ayranlı taahhüt olarak 20 lira, Beyoğlu Mısırlı hanında Mişon Eske nazi teberru olarak 20 lira, Sara Es- kenazi teberru olarak 20 lira, Sait Rı- za 22 lira, Melek Kevkep 20 lira, A- ziz Nami 22, Büküçü 20, Atıf 25, İh- san 20 şer lira vermeyi taahhütle ü- ye yazılmışlardır. Bulgarlarla anlaşma Eski anlaşmanın feshinden sonra Türkiye ile Bulgaristan arasında yapılan yeni uzlaşma- nn ll hazirandan itibaren mer'i olduğu ilgili yerlere ve gümrüklere bildirilmiştir. ——i — 18-6-935 Papasların kılığı Ve Katolikler İmam ve papasların hariçte sivil elbise giymeleri memleket te bir yenilik ve halkta da bir alâka uyandırmıştır. Bilhassa mühafazakârlıkta pek ileri git - miş olan katolik papaslarının, kanunun sarahati karşısında pa- pas kıyafetini çıkarmaları İs - tanbul katolik âleminde bir in - kılâp telâkki edilmiştir. Kanunun ilk tatbik edilmeğe başlandığı gün Beyoğlu Saint - Antoine kilisesi bir çok merak- klarla dolmuştu. Herkes papas- lâarr yeni kıyafetlerile görmek istiyordu. O gün de bir tesadüf eseri olarak kilisede bir düğün vardı ve muhtelif rütbede kato- lik papasları kilisede toplanmış tı. Bu sırada kilisede bulunmak- ta olan Monsenyör Ronkalli de bu münasebetle katolik papas » larmın, kendilerine karşı konuk severlik gösteren Türkiye Cu - muriyeti kanunlarma her za - man hürmetkâr olduklarını söy- lemiştir. ——— Her telden saz Çalan avukat! Bombay avukatlarından Kha- givale adında bir Hintli bundan bir müddet evvel yanında bulu- nan iki arkadaşla Hindistan ile Loüdra arasında otomohi - ile tahammül ve mesafe rekoru - nu kırmak Üüzere Bomtaydan yola çıkmış ve İstanbuldan ge- çerek Londraya geçmişti. Hint li avukat, evvelki gün Laondra- dan dönerek İstanbula uğramış ve buradan Suriye yolile Hin - distana gitmiştir. Khagivale bi ze söylediğine göre hiç durmak sızın otomobil kullanmak Te « korunu kırmağa muvaffak ol - muştur. Hintli avukat günde va sati olarak 16 saat otomobil kul lanmış, yalnız gidişte Türkive hududunda dokuz gün kalmağa mecbur olduğundan dolayı İngil tere kralmın doğumu münase - betile Londrada yapılan şenlik- lere YERİSSERAERİĞİZ t zarancz Hint usulü güreşte mahir bir sporcu, karton üzerine tırnakla resim yapan, hülâsa her telden çalan bir adamdır. Khagivele Hint usulü güreş- lere dair yazdığı bir kitabr ve kralın karton üzerine tırnakla çizilmiş bir resmini krala hedi- ye etmiştir. Hintli avukat, Londra sihir bazlar klübünün de başkanıdır. —— Yunanistan kuru Yemiş istemiyor Atina, 14 (Hususi muhabiri - mizin telgrafıi) — Ekonomi Ba- kanlığı temmuzdan itibaren her türlü kuru yemiş ithalini yasak etti. İptidaf madde ithalini artıran yeni bir sistemin tatbikine geçil mek üzeredir. Lıktı; içlerini yakan alev daha yükselmiş, daha kuvvetlenmişti. Çılgınca coşkunluklar duyduk- ları oluyordu. Bahtiyarlıkları, dışarıdan bakana daha büyük görünebilirdi. Fakat, aşklarının ilk günlerindeki — bahtiyarlığı, madamc de Rönal'in umduğu kadar sevilmemekten başka kor kusu olmadığı günlerdeki o lez- zetli, sakin, bulutsuz bahtiyarlı- ara vi G a etmez. Öyle bir. şey oıumpbm ğx bir daha ele geçiremediler. imdiki bahtiyarlıkları gün olu- bir an yaşıyamam. Yaşamak is- | yor, bir cürü: çökrenl gönteri, tesem bile yaşıyamam; çıldırı- rım. “Ah! senin günahın da be- yordu. Eîn mutlu ve görünüşte en sakin anlarda madame de Re- nim boynuma yazılsa... Sen mü- | nal, birdenbire Julien'in elini ih- rüvvet edip Stanislas'ın hastalı- | tilâçlı bir hırzl]ıed: ııkı:ı: B ğınr onun yerine çekmek isti- yordun.,, — Yarabbi! diye bağırıyor- du, cehennem... İşte cehennem Ruhlarmın geçirdiği bu bü- gözlerimin önüne geldi. Aman yük buhran, Julien'i sevgilisi- | ne korkunç işkenceler! ben bü- ne bağlıyan hissi değiştirdi. Ar- | tün bunları hakkettim, tık onun aşkı sadece güzellik Julien'i kolları arasında sıkı- karşısında duyulan hayranlık- | yor; duvara sarılan sarmaşık gi- tan, onu kendine esir etmiş ol- bi ona sarılıyordu. mak gururundan ibaret değildi. Julien, bu ıstırab çeken ruha Bahtiyarlıkları artık çok da- | sükün vermeğe çalışıyorsa da hâ üstün soydan bir bahtiyar- | buna imkân bulamıyordu. Ma. dame de Rönal onun elini tutup tekrar tekrar öperek, sonra yine ©o gamlı hayallerine dalıp: “Ce- hennem, derdi, cehennem be- nim için bir lutuf olur; dünyada birkaç günümü daha onunla geçirebilirim, fakat daha bu dünyada iken cehennem hayatı sürmek, evladlarımın ölümünü görmek... Ama böyle günahım belki silinir... Tanrı'm, beni böy- le ağır bir ceza ile affetme. O çocukçağızlar senin emirlerine karşı gelmedi; ben, yalnız ben suçluyum: nikâhlım olmıyan bir erkeği seviyorum.,, Sonra sükün anları başlıyor- du; daha doğrusu Julien öyle sanıyordu. Hakikatte ise bun- lar, madame de Rönal'ın, sevdi- ğine hayatı zehir etmemek için kendini zorladığı anlardı. * Böyle bazan aşk, bazan vic- Azabı, bazan da zevk için- de günler bir şimşek gibi gelip geçiyordu. Julien artık düşünüp hulyalar kurmaz olmuştu. a Mademoiselle Elisa Verriğr- s'e bir küçük davasını takibe gitti. M. Valenod'nun Julien'e karşı pek hırslı olduğunu gör- dü. Mademoiselle Elisa'da ço- cukların mürebbisine kin besli- yor ve ondan M. Valenod'ya sık sık bahsediyordu. Bir gün — Size olup bitenleri söyle - sem kötü kişi olurum, monsieur, dedi. Böyle büyük işlerde siz efendiler birlik oluverirsiniz... Bizim gibi hizmetçiler bazı şey- ler açığa vurduk mu, bizi bir daha koruyan olmaz... M. Valenod, âdet yerini bul- sun diye söylenen bu sözleri kı- sa kestirtti; fakat onlar bittik- ten sonra duyduklarını doğrusu bir türlü unuruna yediremedi. Altı yıl o kadıma bin türlü hizmetler etsin, bunu herkese belli etmekten çekinmesin, hor görülüp yüzü kızarsın, sonra da memleketin en kibar kadını di- ye tanılan o kibirli madame de Rönal kalkıp, mürebbi kıyafeti- ne soktuğu bir İşçi parçasının metresi olsun!... Hem de, dilen- ciler yurdu müdürünü çatlat - mak ister gibi, o işçi parçasına tapar gibi sevsin!... Mademoiselle Elisa içini çe- Lü kerek: — Hem de, diyordu, M. Juli- en onu ele geçirmek için hiç bir zahmet çekmedi; madame'ın gönlünü kazanmak için o her zamanki soğuk duruşlarını bile değiştirmeğe lüzum görmedi. Elisa işin aslını ancak köye gittikten sonra anlamıştı. Bu - nun çok daha önce başladığını sanıyordu. Hırslı hırslı: — Beni almak istememesi zahar (zahir) bunun içinmiş. Ben de, budalalığıma doyma- yım, madame de Rönal akıl da- nışıyor, mürebbiye söz geçirme- sini rica ediyordum. Hemen o akşam M, de Rö> nal'e şehirden, gazetesi ile bif “de üzün, imzasız mektub geldi? bu mektub, evinde olup bitenle” ri anlatıyordu. Julien, M. de Rö- nal'ın bu mavimtrak kâğıda ya” zılmış mektubu okurken sapsarf kesildiğini, ikide bir gözlerin! kaldırıp kendisine, Julien'e, kö- tü kötü baktığını gördü. Büt (Arkası vaf)ı

Bu sayıdan diğer sayfalar: