24 Haziran 1935 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 10

24 Haziran 1935 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

No. 63 T Nizameddin NAZIF Jan Jüsii_nyani gülle ile mi yaralanmışıtı? Yoksa bir ok iki güreğinin arasından canı ile berabermi çıkmıştı ? , Dışarıtan o kadar az görüle- bilirdi ki, müdafiler burasını har bin can alacak zamanında bir taarruza uğramaz zannile boş bırakmışlardı. Halbuki Edirne kapısı ile bu kapı arasındaki dış sur Türk bombardimanile son derece harap olmuştu. Ve bir a- ralık Türklerin şiddetli bir sal - dırışına dayanamıyan müdafi - | ler yere seriliverince bir Yeni - ! çeri müfrezesi ikinci sura gelip | |dayanıvermişti. | Bu sırada ortalık aydınlanma | ğa başlamıştı. İkinci sur kade - | mesine ulaşan Türk askerlerin - den bazıları Sirkaporta'nın açık kalmış olduğunu ve etrafta bir tek Bizanslı asker dahi bulunma dığını gördüler, y Müverrih Dükas diyor ki; “ Yeniçerilerden ellisi av ar- kasından saldıran atmacalar ki- bi bu açık kapuya doğru koştu- lar. Hem koşuyorlar, hem de ar- kadan gelen hücum kollarına kendilerinin bulundukları tara - fa gelmelerini işaret ediyorlar - dı. Netekim az sonra birkac yüz Türk daha Sirkaportadan dal - mış bulunuyordu: 53 günlük muhasaranın bu ilk neticesi oldu. Türkler surlardan içeriye girmişlerdi. Halbuki bu sırada Karaca Pa şanın kumandasındaki hücum kıt'alarına karşı Şarisyos kapu- sundaki gedikte bulunan Hıris- * tiyan askerleri hâlâ şiddetli bir | müdafaada bulunuyorlardı. | Türklerden şehre girmiş olanlar bunların sağ a venince silâhımı atan pıya doğru firara başladılar. Fa- kat hiç biri ölür(den kurtulama- Türkler öyle âmansız bir sal- dırısla harbediyorlardı ki Yeni- ri kılımçlarından kaçan Hiris- yanlardan bircoğu şaşkınlıkla kendilerini surlardan aşağı attı- lar. Ve tabil bunlar da ya parça. lanarak, ya Türklerin mızrakla- rına saplanarak öldüler. Şimdi Türkler daha şiddetli bir saldırışla surlara çıkmışlar ve dalgalanan Bizans ve Vene- dik bayraklarını gönderlerile be raber koparıp devirmişlerdi. Ve bunların yerine Türk bayrakları nı dikiyorlardı. Topkapıyı müdafaa edenler işin © zaman farkına varabildi - ler. Edirnekapusunun şimalinde | ki surlar üzerinde Türk bayrak- larını görenlerden biri acı bir feryad koparmıştı: “— Eyvâhh! Türkler girdiler!” veğle -Gene müverrih Dükas diyor “Surun muhtelif müdafaa merkezleri arasında muhabere işi pek bozuk bir halde idi. Ye- niçerilerin bütün hücumlarını Topkapıda harbedenler durdu - rabildikleri için surun diğer ta - | raflarında da harbin ayni cere » yant aldığını sanıyorlardı. Hat - tâ bir aralık imparator; , “»— Düşman gevşiyor! Biraz daha ceşaret... Biraz daha gay - ret! Belki bu sefer de kendimizi kurtarabileceğiz! Diye bağırmıştı. *“İşte tam bu sırada mparato- tun yanında kılınç sallayan Jan Jüstiyaninin birdenbire iki kolu- nu havaya kaldırdığı ve sırt Üs- tü yuvarlandığı görülmüştü:., *“Bir ok Cineviz kumandanı - nın göğsünü delmiş, ve ucu iki küreği arasından çıkıvermişti. Narasından oluk gibi kan akma- Ba başlayınca etrafmdaki Cine- vizler müthiş bir korkuya tutul- muşlardı, İmparatorun hususi tabibi derhal Jüstiyaniyi muaye ne etmiş ve yarasını sarmıştı. Vaziyetin h.:nı:lduıu apâşi - Kostantıniye'yi zapteden Türk Ordularının Başkumandanı Mehmet. hattından ayrılması hiç şüphe - iz bütün müdafileri: "ü jni sız bütü u% Üerin esini b 1 koşmuş ve ona “yarasının hafif olduğu- nu, surlardan uzaklaşmasına İü- zum olmadığını” söylemişti. Lâ kin Jüstiyani kendisinden isteni len bu son fedakârlığı yapmak istemedi; “Yaram ağırdır. Halim fena- dır.,, dedi, Ve, surlardan şehre geçit ve- ren kapının anahtarımnı adamla- rına verdirmesini ve kendisinin gemisine nakledilmesini istedi. Bunun üzerine küçük kapular dan birini açtırmağa mecbur ka lan İmparator onunla daha meş gul olmağa lüzum görmedi ve ihtiyat kuvvetlerine kumanda eden Prens Denetriyüs Keanta- güzen ile diğer asilzadelerine dönerek: — Haydi arkadaşlar! - diye bağırdı - düşmanla ölünceye ka- dar boğaz boğaza çarpışalım. Jan Jüstiyaniyi sekiz Cineviz askeri, kalkanları üstünde taşr « yarak kaptıdan geçince surlarda ki bütün Cinevizliler kılınçları - ni kınlarına koyarak onu takip ettiler, Böylelikle Bizans harbin €en cavcaklı ânında dört yüz as- kerden mahrüm kalmış oldu. | (1) Bazı müverrihler Cinevizlinin surlardan çekilip gitmesini doğ- ru bulmamakta, hattâ Venedik- Tler kendisini korkaklıkla itti - ham etmektedirler. Bazıları da diyorlar ki, “Sakıza gider git - mez mezarı boylaması gösteri- yor ki Jüstiyani canmı kurtar- mak için oyun bozanlık etmiş değildir.,, Jüstiyaninin hemşehrisi olan Galata zabrta memuru ise hâtıra aamnadar wrurKLCTI Dir munuye - met körmeden sehre girdikleri | nokta Jüstiyaninin çekildiği yer olmuştur.,, diyor. Bütün bunlar sersemce birta- kım mütalealardır. Sanki ne ola caktı? Cinevizli yaralanıp çekil- meseydi, yarası ile surlar üstün de durmuş olsaydı Türk ordusu şehre giremiyecek miydi? Buna “hayır giremiyecekti” diye ce - vap verecek olanlar budalalık ederler. Hiristiyan membalarında mü- dafaanın bir hafta, on gün daha devam etmiş olmasından elde e- dilecek kâr şöyle ortaya atıl - maktadır: “Bir garb filosu adalar deni- zine gelmişti. Otuz büyük gemi den mürekkep olan bu donan - mayı papa göndermişti. Fakat muhalif rüzgârlar yüzünden filo Sakıza iltica etmiş ve oradan kımıldanamaz olmuştu. (Arkası var) (1) Şilumberger diyor ki * *Halicin ağzındaki zencirin gerisin de demirlenmiş olan gemisine nakl- edilen Cenevizli, Sakız adasına kadar gitmeğe muvaffak oldu. Fakat oraya warır varmaz «ldü. Belki de yolda öl- müştü. Kendisi için yapılan âbide Sa- kızda San Dominik kilişesinde hâlâ mevcuttur ve Ü- ide İâtince olarak şu kitabe vardır: *Burada Cenevir *&ilzadelerinden ve Sakızı Ceneviz hül i i dare cedn cemiyetin azasından | Jüstinyani gömülüdür. Şark herl: yanlarının son imparatoru Kostaı nin büyük bir cezalr olduğu halde Türk sultanr Mehmede karşı yapılan Kostaniye muharebesinde — yaralanıp ölmüştür... fyon Vilâyetinden: Afyon Merkez kazasına bağlı dört nahiye ve köyleri- ne muktazi 1564 lira muhammen bedelli kırmızı zemin üzerine beyaz yazı ile numara konmak üzere 30-25 eba- dında 164 köyün ve 8-12 ebadında 20000 adet bina nu- marası lâvhası imali 2 temmuz 935 s_alı günü saat 16 da açık eksiltme ile vilâyet idare heyetinde ihale edilecek- tir. Bu işe girmek istiyenler 200 liralık muvakkat temi- nat ile kanunun tayin ettiği vesikaları ile aynı gün aynı saatte müracaat etmeleri ve müddet zarfında buna ait sartnamevi görebileçekleri ilân olunur. (3202) 4362 RİÇ DERSLERIİ Yeni başlıyanlar için : 63 Hangi empas Bazı zamanlar iki empas yap mak imkânı bulunur da her iki- sini de yapabilmek için icap & - den tarafa iki defa el geçecek kâad bulunmaz. Bu gibi haller- de en faydalısını seçmek lâzım. dır. Eğer iki renkten birinden, em pas yaptıktan sonra tekrâr el tu tacak yüksek bir kâad muhafa- za edebilecek iseniz bu renkten empasa başlayınız, çünkü tekrar el tuttuğunuz zaman ikinci renk ten empasınızı da yapabilirsiniz. Mesclâ morda : Kör: 8. 5.2 Karo :D. V.7 Trefl: A, 8.7. 5.Z Pik : V. 4 Elinizdede de: Kör : A.R.V.7.6 Karo : A.10,4.3 Trefl: 6. 3 Pik :D. $. Var. İki kör oynanıyor. Öyu- na trefl ruasile başlanmıştır. Burada evvelâ karo empasını ya pınız, zira muvaffak. olursanız koz empasını da yapabilirsiniz. Bilenler için DAL . p 17 #BAvVid3d4 v wviösi 40V03S .2 *v42 *DOSİ 476 o s İlelisi W 110017 .» 1R9) *A106 .. Kââdı S vermiştir. S bir kör, N bir pik, $ iki san- zatu, N üç kör, S dört kör söy- lemişlerdir. a ——tf mıştir. S karo ruasile alır ve E de ka ro tek idise keser korkusile ka- ro asını oynamıyarak trefil rua- sle eli mora geçirir. ve oradan ufak bir karo oynar. E nin karo verdiğini görünce elinden as ile alır, gene kücük bir karo oynar. Bunu morden vale ile değil, rua ile keser; eğer vale ile kesse E nin daha büyük kozla alması il timali vardır. O zaman E koz öy nayacak ve S ikinci defa karoyu keeçmiyecektir. Karoyu rua ile kestikten son- ra S trefl asile kendi eline ge- çer, dördüncü karoyu oynar, va- le ile keser; E koz damını koyar, ancak artık hasımlar bir pik ve bir treflden başka el yapamaz- lar, € Prensip: yükenen (taahhüt e- den) oyuncu, hasımlarda dam bulunduğu zaman morda rua, va le gibi hasımlarda rua bulundu- ğu zaman morda as, dam gibi koz önörlerinden çatal teşkil e- den kâad bulduğu ve elinden na sıl olsa kaybedeceği kâadları iki kere mordan kesebildiği takdir- de; ilk kesişi büyük orrör ile yap malıdır. Bu suretle hem bir de- fa kâad kesmiş, hem de ikincisin de nasıl olsa kaybedeceği bir kâ ad iâterine hasmın, kozunu kul- landırmış olur. “Hayatın neşesi | dinç olmaktır. HORMOBİN tabletleri Yorgun vücutları dinçleştirir iktidarsızlığı | giderir, yaşamak neşesini iade / eder. Eczanelerde bulunur. İ | Beyoğlu Kalyoncu Kulluğun- da C. Saim imzasile aldığımız bir mektup tahlili güç bir karı koca ihtilâfının şikâyetlerile doludur. Bu erkek, eşile neden geçinemediğini bilmiyor. Ve se- nelerdenberi bunu anlamağa ça- lişmiş, muvaflak olamamıştır. Karısı kendisini sevmiyor, baş- ka birisile mi meşgüldür? Ha - yır, asla... Buna dair en küçük şüphesi bile yok. Hatta garibi, arada bir ondan ayrılarak kü- çük seyyak-te çıkacağı zaman — aralarındaki geçimsizliklerin en taşkın günlerinde bile olsa- lar — eşinin ağladığını görmüş, geri geldiği zaman karıtı genç âşıklar gibi kocasının boynuna atılmış, hazretini bütün açık ,| ce ona engel oldum. Fakat bu kalbi ile göstermiştir. Mektu- bun son kısımlarından birkaç satır: * O bir muallim idi. Mualb- lim Mektebinde okumuş; be - nimle evlenmeden evvel bir iki sene muallimlik te etmişti. Ev- lendiğimiz zaman İlüzum gör- medim. Hatta arada bir tekrar vazile almak isteğini gösterin- yüzden aramızda bir ihtilâf çık- mış değildir. O bir evli kadının, evinin ihtiyacı bile olsa, dışar - dan ziya. - evinde vazifesi oldu- ğunu sezecek kadar zeki bir ev kadınıdır. Fakat yukardanberi anlatmağa çalıştığım garip ge- çimsizliği, bu zekâsile uygun de- gildir. Benim sotrada, yahut bi- raz dinlenmek üzere çekildiğim odamda kendi işime ait olmıyan | meselâ bir mizah gazetesini çe- | a dağklüli.. hesercs kap | Yane'ederek huysuzluk etmesi- ne, bit yüzden darılmasına ne mana verirsiniz?” Kadının erkekte inhisar ara - ması ve erkeğir vütün hayatımı, bütün saatlerini dokdurmak, onu yalnız kendisile meşgul görmek hırsı, kadınım yaratıldığı gün - denberi vardır. Bu kadın koca- sıaır seviyo: ve arada bir bu sev- giye engeller görmek, kocası ta- rafından ihmal edilmek korku- su onu çileden çıkarıyor. Arada bir kocasının kendisinden uzak. 24 - 6 - 933 SeVîsM%Ier : Jenmeler Kadın Bir Meslek Sahibi ise... laşması, seyahate bu derin sevgiyi kırbaçi . Zaten ayrılmak çok defa hasretler uyandırarak aşkı tazeliyen bir fasıladır. Bir de Muallim Mektebinden çıkan ve çalışmağa hazırlanan kadını bu işinden alakoymak, çocuğu olmadığı için onu uzun günler evde yalnız bırakmak in- sana manasız gelen böyle huy- suzluklara sebep olabilir. Pro- fesör V. Tomas'ın şu sözleri ka- rısı bir meslek sahibi olanların gözü önünden ayrılmamaldır: “Eğer kadın bir meslek sahi- bi ise we bu mesleğinde devam etmek istiyorsa evlenir evlen- mez kocası bu dileğin önüne geçmemelidir. Kadınları bir mesleğe mensup olan kocalar hayat yükünü daha hatif olarak hissederler ve onların evlenme hayatında daha çok ahenk dostluk bulunur.” bull e Balıkcsirden K. Akman im « zasile gelen bir mektupta 21 ya- şında olduğunu bildiren deli- kanlı, arkadaşının kardeşini sevdiğini ve bir senedenberi gönlünü ona bir türlü açamadı- ğını yazıyor: * Kardeşi, diyor; en samimi arkadaşım olduğu için korkuyo- tum, bir türlü yazamıyorum ve söyliyemiyorum. Meseleyi an « neme söyledim. Fakat annem kız ibeğenmedi. Sonra bir baş- kasile evlenmek üzere beni teş- vik ettiler. Fakat kabil değil, gönül bu, sevdiğinden gayrısını BiŞEİEMunde bulunda unutamadım. Her sevenler seve diklerini böyle çılgınca mı se- verler?” ' Yaşı 21 olanlar kendilerinden yüz bulamadıklarını böyle çıl « gınca severler. Fakat bu sevgi zamanla silinir, gider. ' Unutamamak, onumla evlen « mek üm''inden ileri gelmiştir. Bu ümidi bırakmak lâzım Çün- kü 21 yaş bir erkek için evlen « me yaşı değil, ya tahsil, yahut bir işte temel atma çağıdır. Galata Karaköy BÜYKDERE : Büyükdere ki 101-107 yeni timetre murabbar. | KARAKÖY - | ECZANESİi HUSEYİN HUSNU 98, önünde rıhtım bulunan yanmış büyük yalı arsasile arka tarafta iki harab mağaza ve matbah yeri ve bahçenin 36/64 payı. Umumu : 2892 metre ve 50 san- Yukarıda yazılı mallar 5-7-935 cuma günü de kapalı zarf usulile ve peşin paraile satılacakdır. İs- teklilerin yüzde yedi buçuk teminat makbuzlarile teklif mektubları muhtevi kapalı zarfları arttırma saatından bir saat evvel İdarede müteşekkil — satış Başkanlığına teslim etmeleri. (M) (3477) Edremitte Satılık Yağ Fabrika ve Depoları Edremit'in Zeytinli köyünde asri dört valalı un ve 75 beygir kuvvetinde — bir buhar makinasile mükemmel bit kazanı ve üç presl kısımlarını muhtevi fabrika ve yüzbin kilo yağ alân mevzuatlı depolaft. vesair müştemilâtı açık —artırma güretile ğ 1-7.935 - tarihinde Edremitte — yapılacaktır. İvteklilerin fabrikayı hergüf görebilmeleri mümkündür. Daha ziyade tafsilât almak ve pey sürmek iste” yeıılfıin Edremitte Ayukat Hayati Barbaros oğluna ve Zeytinli W Caddesi Mo. 5 KaiT İ rayergiyent egi istanbul milli emlâk müdürlüğünden : Muhammen değeri 3 Lira caddesi es- 102 sayılı 5444 saat 14; Komisyonu bulunan zeytinyağf Batılığa — çıkarılmıştır.

Bu sayıdan diğer sayfalar: