30 Temmuz 1935 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 3

30 Temmuz 1935 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Ez 10.7.935 İl AN LA YABANCI ESNAF işsiz Kalınca Tabiiyetimize Girmek istiyorlar (Hususi Küçük sanatlarm Türk vatandaşlarına hasrı hakkındaki ka- 'nunun tatbikrna başlanalıdanberi bi küçük sanatkârlardan ancak yüzde yirmi beşinin gitmiş oldu- ğuna dair gazetelerde çıkan haberler üzerine, İç Bakanlığı er- | kânından bir zat gazetemize şu izahatı vermiştir : İ — Ecnebi tâbiiyetinde olan küçük esnafın memleket dışma gidip gitmemesi bakanlığımızı o kadar fazla alâkadar etmez. Bakanlığımız, bu gibi küçük esnafın kanun hükümlerine göre sanatlerini bırakmaları için lâzımgelen tedbirleri almıştır. Mem- leket dışıma çıkmayan ecnebi küçük sanatkârların, kanunun şü- | mulüne girmeyen işleri yapmalarında kanuni mektedir. Ecnebi tebaası küçük sanatkârlardan : yetimize kabul edilmeleri için Bakanlığımıza müracaat etmişler- dir. Bunların müracaatları tetkik edilmekle beraber, kanunun menettiği işleri yapmaktan da men: nebi küçük sanatkârlardan ancak'yüzd: zi terkettiği yanlıştır. Bunun aksine olara! leketimizde kalanların yüzde yirmi beşten rüdur. Konyanın Su Konya, 29.A.A. — Yapılı Nun Beyşehir gölüne akıtılm. İnceleme işleri flbay ile Tarım Yapılmaktadır. e Maraştan Maraş Türkiyenin Işfal gören her $arı gibi yıkılmış, yakılmış harap bir köşesiydi. Bundan bir kaç yıl ev- veline kadar bu mahzun çehre; © nu görenlere harpte çektiklerini bütlin kuvvetiyle anlatacak kadar canlı ve manal: idi. Buna harp sow | fikir karşılıklığının memlekete ver- diği ziyanları da katacak olursak Ma- yaşın dünkü vaziyetini temamen an- | Jatmış oluruz. Maraşlılar, Fransızları yirmi bir | günde kovup cenup vilâyetlerinin si- | per hatlarma kanı çoşğun birçok! şehit te biraktıktan. sonra düşmanı | temizlemek için büyük sevinç alay- lariyle yaktıkları yuvalarına “döndü. ler, Her taraf yanmıştı. Memleketin eski canlılığından arta “kalan birkaç tütsülü İşıca bir iki kırık minare ranın yirmi bir gün evvel bir şar ol- duğunu güçlükle anlatabiliyordu. Far kat Maraşın ruhundaki canlılık her zamanı kendini gösteriyor, etrafı sa- aran tatlı yeşillik, dalmi şırrltılariyle şehitlerine zafer ninnisi Okuyan pr- 'narlar, burası kahraman Türk yav- rularının uğgunda kan döktükleri cennet yuva, burası ATATÜRKÜ gin ölen kahramanların Maraşı diye haykırıyordu. TEK ce sahne ta mon üç yıl sürdü. Bu on üç yılda Maraşm her mahallesi İstiklâl harbinin canlı rer müzesiydi. Oralarda masum vaların yekrk duvarları, — babasına mermi taşıyan yavruların kafa tasları haftalık gelinlerin parçalanmış pul ln ve medeni Fransanın bıraktığı bir çek vahşet eserleri sik sık rastlânan şeylerdendi. Karagünler mazinin karanlıkların, karıştı, ve harbin on beşinei'yılı “Maraşın göz yaşlarını bir daba akmamak üzre si- İiyordu. Bu yolda Ankaranın büyük bir isabetle gönderdiği dirayetli bir adaletçi olan Halit Oneran dahili fi- kir itişaşlarını temamile silerek te- il N yaratmıştı. Diğer te- e alirgeei. Doktor Hasan > Tüke- lin büyük bir gayretle başladığı imar işleri Türk devrim isteğine Uyğun bir surette ilerliyor. ş Şarm yolları parkeleşti, bir vgrke bir göcük babşesi yapıldı muhabirimiz ması onaylanan baraj ile sarı suyu- ası için incelemeler yapılmaktadır. —— KAYSERİ — MARAŞ ŞOSASI BiTiYOR KAYSERi — MARAŞ ŞOSASI BiTiYOR Yeni Şosa Şarki Anadoluyu - OrtaAnadoluya Bağlıyacak bir manzara © müne olacak derecede uyanık ve ateş- bildiriyor) Ankara, 29 memleketimizde mevcut ecne- bir mahzur görülme an bir kısmı tâbii- kendileri Ec- le yirmisinin memleketimi- k diyebilirim ki, mem- az olduğu daha doğ- işi Düzeliyor edilmektedirler. Bakanlığı Uzmanı tarafından a Şehrin lirik çehresini görmeğe «a- ışan yıldızlara onu bütün uryanlığiy le göstermek için elektriğe de ker vuşuyoruz, Şarkı Orta Anadoluya bağlayacak olan (Maraş-Kayseri) şosası (yani bu muhitin en büyük kan damarı, ba yındırlık bakanımız. değerli Çetin Kayanın himmetiyle o yakında mü- kemmel bir surette sona erdirilecek- tir. Bu bat meyve ve ziraat memle- keti olan Maraşın ekonomik kalkın» masında çok büyük rol alacaktır. Pek yakında modern bir halkevi binası, bir sinema, bir okuma Asri birkaç park ve bir sebze hâlile şehir bir köt daha güzelleştirilecek- tir. Memleketin gençliği muhitine nü- Hidir. Çok değerli Parti | Başkanımız Halit Onaranın öncülüğü altında her hafta Halkevinde kahraman Maraşın şanma uyğun bir şekilde toplanma- Jar oluyor, ” Bir hafta evvel sayın. saylavımız Kemal Kusun Halkevinde mi her yönünü temamen (benimsemiş bir şençlikle doya doya o konuşarak | derin duy kıymetli bir söy. levle anlattılar. Buna gençliğin say. gılarını ileten çoşkun, ateşli, gür bir İnatı alan memurlar için ses (Kemal Kusunun kendi deyişi) Halil Gürün cevap verdi. Saylavımız. bu müstait gençliğe güzel İstikbalar dileyerek sonsuz kıvançla ayrıldılar. ç gün e MÜM Pbay Adli Bayıman el e “gel Ayımızın evvelkilerden daha üstün bir çalışma ile Maraşm eksiklerin tamamlaya- umuyoruz. ve iyi Yünümüz İstanbulun de- ğerli beş lise öğretmeninin bize ge- tirdiği sonsuz kıvançla doldu. Pazar akşamı kıymetli konuklarımız. sayın ilbay Adli Bayman, Parti Başkanı Halit Onaran ve sayın şarbayla birlik te Halkevi şölenini onurlandırdılar, göleni bir konserle öğretmen Haydar Niyazinin bir söylevi arkaladı ve yi- ne gençlik adıma Halil Gürün muka- belede bulundu. Bunu mjitcakip orta okul öğretmeni Emin Oktay sayın konuklara yurdumuzun tarihçesini Ankarada memurlar için evvelce ya: pılan evlerden Ankarada Mesken Parası (Hususi muhabirimiz bildiriyor | Ankara, 29 mesken tazmi- yap- tırılacak apartmanlar hakkında Em- lik ve Eytam Bankasınca yapılmak- ta olan tetkikler ilerlemiştir. Banka tarafından Ankaradaki memur adedi, bir sene içinde verilen mesken taz- minatı hakkında Finans Bakanlığn- dan istenilen malümat Bakanlıkça hazırlanmış ve bankaya verilmiştir. Finans Bakanlığının verdiği cetve» le göre, Kamutay, Cumur Başkanlı. ğı, Muhasebat Divanı ve Sü Bakan- İuğında unan memurlar müstesna olmak üzere, Ankarada mesken taz- minatı alan memurların. sayısı 4300 dür, Memur adetleri henüz alınamı- yan daireler, memurlarının aldıkları mesken tazminatları da dahil olmak üzere, Ankarada memurlara mesken tazminatı olarak senede bir buçuk milyon lira verilmektedir. Emlik ve Eytam Bankası aldığı bu rakamlara göre, tetkikatını yürü cek ve apartmanlarm büyüklüğün şeklini, taksimatını ve adedini tesbit edecektir, Ankarada mesken tazminatı alan memurlar 4 kısımdır. Ve on, on beş, yirmi iki, otuz lira üzerinden mesken tarminatı almaktadırlar, Banka, yapı Iscak apartmanların £ taksimatında memurlar için dört nevi daire proje- si hazırlayacak ve dairelerin, oda a- detleri bu esasa göre az veya çok ola- caktır, Banka, bilhassa #vlf memur ailele- tınım mubeeerınr gösterir oe-liste - sişi Pinans Bakanlığından istemiş, fakat Bakanlık, iyle bir listenin kısa bir zamanda hazırlanıp verilme- sine imkân görülememiştir. Banka, önümüzdeki hafta içinde hazırlana « cak projeleri meclisi idaresine vere- cektir. Meclisi taşdikinden sonra Finans Bakanlığı apartmanların ihalesi ve inşa masraf- larının tediye şartları hakkında son kararlarını verecektir. —— ———— Komünist siyasa- sının ana hatları Moskova, 29.A.A. — Alman komü- Ankarada nist partisi şefi Picck'in komitern kongresinde verdiği söylev, 6 e fazla sürmüştür. Bu söylev, tern'in ilerideki politikasının aşağı Yazılı ana hatlarını bildirmektedir: 1 Komünizm, kapitalizmin yi” kılması için çalışan kuvvetleri topla yan tek kaynak (olmalıdır. Çünkü sosyalizm ve ikinci enternasyonal if lâs etmişlerdir. Mamafih ko demokratik ideali taşıyan bütün par” tileri, ve faşizmin, kapitalizmin ve yıkılmasını isteyen. fakat metodları ayrı çlanları bile etrafına toplamak (lüzumunu duy maktadır. Aytaç (hatibı, komünist partisinin hareketlerin (genel DA kanlığını muhafaza etmesi ve konlis yonun ruhu olarak o kalman gerek“ tiğini önemle söylemiştir. : 2 Komitern teşkilâtı, her yerin ihtiyacına göre kurulmalıdır. Ulusal şubelere büyük bir erkinlik verilmekle berâber, bu şubeler, direk tiflerini gene Komitern'den y lardır. 3— Picek, bazı bölgelerdeki ŞU” emperyalizmin “ belere, özel ödevler verilmesi £© rekliğini önemle söylemiştir. Meselâ, Gin guğbesi, Gin toprak bütünlüğü” sü, 1 emperyalizmine — Karşı koruyacak, Polonya şuğbesi, bir yet Polonyasının * kurulmasına çalı- şacaktır. Buna karşı, Fransız suğte* sine verilen ödevler © genel bir mahi- yet taşımaktadır. Kütleleri kazanmak, — faşizmle sö- yaymak, Sovyet Rusyaya yafınlağ ak, Çekonlovakyadan bahseden Pieck, bazı komünist çevenlerin o Mazaryk ile Bens'i faşistlikle ittiham etmele- rine şiddetle karşı gelmiştir. ——— güzel bir dille anlattı. Halk şairi aşık Memet (sariyle, söziyle, ve yerinde bul ariyle ruha dokunan beyitler söyledi. Toplantı sayın konukların Maraştan aldıkları tatlı intibaları ifade eden teşekkür söylevile nihayetlendi. idarenin projelerin | TAN İ ne kadar uğraştırdığını, o memleke- AVRUPA MEKTUPLARI Brüksel Sinir Ve Beyin Hekimleri Kongresi Kongrede 18 Ulusun hekimleri dünya adliyesini yıllardır uğraştıran bir meseleyi etüt ediyorlar Brükselde sinir ve “beyin ilk Brüksel kurduğu büyük arsruhisal sergi sebebile bütün kongreleri: sine- sinde toplamıya çalıştı. . Bu suretle Fransız sinir ve beyin hekimleri kon gresi de Brükselde toplandı. Brüksel gittikçe genişliyen, fakat İstanbul gibi ortasından kendisini i- kiye ayıran bir Boğaziçi olmadığın» den bu genişleme fazla bir'sıkuntı ve güçlük vermiyen bir şehir. Yeğâne kusuru sokak isimleri yeni değiştiği için şoförler yeni adresleri bulamı - yorlar ve sizi bu güzel Brükselde bol, bol dolaştırıyorlar... Nitekim ay» Bi sıkıntıyı kongrenin ilk toplandığı | yeni hukuk fakültesi binasını bulun- | caya kadar biz de bir hayli çektik... Nihayet tesadüfün karşımıza çıkar - dığı bir hukuk fakültesi profesörü sayesinde yerimizi bulabildik. — ©, Kongreye 18 millet iştirak etmişti. İki esas şema seçilmişti: 1 — İsteri; 2 — Dejenere çocük - lar. Ayrıca 40 serbest mevzuu var- dı. Kongrey! başvekil muavini açtı ve söylevinde bilhassa dejenere çocuk» lar bahsinin bir memleket adiiyesini tin istikbali için ne mühim bir teh- like teşkil ettiğini üzün, uzun an - lattr ve hastaların genç hastabakıcı- tar kolemda, #pele pijamaların dolaş- tırıldığı bâzı hususi müesseseleri şid detle tenkit etti ve sözü muhtelif memleketlerin murahhaslarına verdi, Bu meyanda Türkiye * murahhas rofesör Mazhar Osmanım nutku bil. 4sa nazarı dikkati celbetti, Sıhhat ve içtimai muavenet vekâletinin se- lâmlarını kongreye bildiren profesör Mazhar Osman (Kamâl Atatürk) Türkiyesinden bahsederken pekçok alkışlandı ve bilhassa (Büyük harpte fedakârlık ve vefakârlık hislerile 80- nuna kadar elinden silâhını bırakmı: | yan Belçika milleti ve onun büyük | kralmı tarih asla unutmıyacaktır) sözleri sürekli alkışlar topladr. Diğer murahhaslar meyanında İ- talyan murahhasının nutkunda bilhas sa İtalya prensi ile Belçika prense- 'divacından ve Belçika pren- in İtalyada pek ziyade sevilme» sinden böhsetmesi gazetecileri çok alâkadar etti ve bu zatın etrafını sa- rerak'bir hayli konuştular, Kongre relsi doktor Charpantier j hekimlerinin » kongresinde toplantısı sım âlimler de isteride görülen bazı (sempatik sistem) tezahürlerini di - mağın - (Diencephale) kısmındaki (sempati) merkezlerde aramıya baş- ladılar. İşte Brüksel kongresinde Parisin meşhur hocası H. Claude (isteri) ile (sizopati)nin bazı benzerliklerinden bahsederken Baruk ve V. Bogart ta bu hastalıkta görülen barı az isteri- ler, titremesi've vazümetörler tefsir” lerini sempati merkezin vazifevi ku- surlarına bağlamıya çalıştılar, Ne yazık ki bu şemayı koruyacak lâbo- ratuvar araştırmaları, bilhassa mara- #i teşrih cephesi henüz herkesi sus- turacak kadar kuvvetli değildi; nete- kim kongrede hazır bulunan Babins- ky'nin eski talebeleri profesör (Fro- ment), (Barr&) ve (Clovis Vincent) hemen atıldılar, bütün bu kıymetli a- İ raştırmalara rağmen henüz (Babins- ky)nin isteri kadrosunun sarsılama - diğını söylediler. emayı teşkil eden (dejene- re. ve mücrim çocuklar) hakkında Heuyer ve Vervacck raportördüler, cürüm ve elnayeti içtimat bir hasta» lik olarak kabul eden bu müellifler mücrim çocukları iki grupa taksim diyorlar 1 — Zekâ bakımı! olduğu haldı muhitte yer tişmek ve fena insanlarla düşüp kalk mak yüzünden mücrim olanlar; 2 — Zekâ itibarile geri ve dejenere ol - maları sebebile mücrim olanlar. Her iki'şekilde 'de yapılacak yegâne ça» renin bir (profilâaks) mücadelesi ol- duğu: kanaatine, uzun deliller ve a- raştırmalardan sonra, vasıl olan ra portörler burlun için evvelâ bütün mektep çocuklarının mutlaka emraz) akliye mütehassısları tarafından de - yamir olarak hükümet delâletile kon- trola mecbur tutulmalarını ve ayrıca adiiye ile emrazı akliye hekimlerinin daha geniş ve srkı bir suretle (bera- ber çalışma) sistemi kurmalarını ileri sürmektedirler ki bu noktai na- zar şiddetli alkışlarla kabul edilmiş ve her murahhasm kendi memleke- tinde bu prensipi gütmesi kararlaş- tarılmaştır. Serbest mevzular meyanında' pro- fesör Mazhar Osman (Türkiyede ima )- mevzuundan bahse derek memleketimizde yapılan bir « gok neşriyata ve (İhsan Şükrü) ta » 2S1$ nutkunda bilhassa (iyilik) mev zuuna temas etti ve insanlardaki iyi» lik hissinin ne kadar kuvvetli oldu- ğunu, bu sayede kazanılamıyacak ve Eeçilemiyecek hiçbir mânia buluna» mıyacağını psikolojik ve filozofik e saslara dayanarak güzelce anlattı: bazı deliliklerde görülen iyilik teza- hürlerine de ayrıca işaret ederek bu duygunun insanlarda kökleştiğinden ve terbiye ile onu iyice meydana Şıkarmanın lüzumundan «bahsederek gok alkışlandı. İsteri. mevzunun raportörleri (EL. Claude, Baruk, Von Bogart) idi. Charcot'nun bir zamanlar dünyaya saran İsterisini Babinsky bir çırpıda dar bir çerçeve içine alıverince bü tün sinir ve beyin hekimleri. bunu.) memnuniyetle karşılamışlardı. Ba: *-İ binsky”'nin isteriyi (bir nevi telkin | hastalığı) olarak tarifi uzun müddet kuvvetli bir sağamtr geçirmeksizin UP âleminde hüküm sürdü. Son za - manlarda (Extrapyramidale) hasta - lıkların iyice etüt edilmesinden. ve sinir ve beyin hastalıklarında marazi teşrih cephesinden * tetkiklerin ço - ğalmasından sonra bu İsteri bahsi merakları gıcıklamıya başladı. Hele (Baruk)un - kedilerde” (Plokarpin) şiringasile tıpkt erken bunamalı has- talarda gördüğümüz (katatoni) hali- - hasıl etmesi -isteri ini de da- bn derince kurcalamak için herkese T cesaret geldi. Bazı otoriteler İş. teri ile erken bunama cinneti arasın» münasebetler araştırırken leri Yürumunun . alâkadarlara tebliği ve şimdiye kadar tahvil edilmiş emlâk varsa bunlar hakkında ne'muamele yapılmış olduğunun Bakanlığa bildi rilmesini istemiştir, z ralından 1933 Vurtesburg Alman em- sazrakliye hekerenisde © enne ra pora rağmen halâ bazı Alinan müel- Jiflerinin Türkiyede frengi einneti- nin azlığından bahsetmelerinin ne kadar esassız olduğunu kuvvetli il mi deliller ve istatistiklerle anlattı ve bu yanlış kanaatlerin ilmi esas - lara istinat etmiyen noktal nazarlar- dan ibaret olduğunu ispat ederek çok alkışlandı. Ben de (İnsan dimağında rontgen şualarınin: tesiri) hakkında etüdümü okudum; bütün dünya-tıp edebiyatın da şimdiye kadar bu hususta iki mü- şabede mevcut olması alâkayı'uyan- dırdı. vE Kongte heyetine belediye reisi ve kongte reisi taraflarından resmi zi yafetler verildiği bu meyanda bir kı- #ım azayı Brükselde (300) yataklı hususi bire, e akliye hastanesi idari doktor Cr eca)da ayrıca davet etmişti. Aralarında bulunduğum bu davetten ayrica: bahsedişimın * sebe- bi. henliz 10 senelik bir mütehassıs olan bu zatın kazandığı muvaffaki- yet ve mevkii tahlil etmektir. He - men her şehirinde mükemmel resmi emrâzı akliye klinikleri olan Belçi- ka gibi ufak bir memleketin merke- zinde (300) yataklı hususi bir mües- sese sahibi kısa bir zamanda senato gibi bir eve, fevkalâde lüks mobil - yalara, müteaddit otomobillere ve i- çi hususi tervirat ile cennet haline giren muazzam bir parka malik olu- yor... Bunun yegâne sebebi halkın he kimliğe.,shhate verdiği ehemmiyet, hükümetin: böyle müesseselere gös - terdiği kolaylık ve yardımlardır. Or. İhsan Şükrü AKSEL di i ELE RENKLERİMİZ ... Ne hikmettir bilmem? İnsan, Allas hm verdiği renkten hiç memnun de- ğildir. Rengini sevip te değiştirmeye kalkmamış adam az bulunur. K Beyaz ırk, güneşte yanarak derisini karartmaya çalışır. Siyah ırk ta yü“ zünü ü kirece boyar. “Ciddi adamlardır” diye lâfmı etti- İ ğimiz şu İngilizlerin en önemli kabul İ merasimi olan saray şenliklerinde bile İ Kralın yüzüne allık sürdükleri mü » hakkaktır. Birçok büyük makam adam | ları da başlarına beyaz proke takar « lar, Bundan başka | Kadınların nedir bu tabii karşı isyanları? Turnaklarını, dudak larını, yanaklarını kırmızıya, gözleri“ isi saçlarını sarıya, burunları- rini, enselerini beyaza bo- yamazlar mı?.. Çıplak kolları yanmamış kadın yas zin sokağa çıkmaya utanıyor... Bunun sebebi olsa olsa insanın uzun zaman bir renkte kalmaktan bıkmasıs dır. Kadın olsun, erkek olsun: — Kundurada, kostümde, gömlek» te, kıravatta, şapkada, çorapta, men dilde ve fistanda renk değiştirmek is- tiyoruz da bunu neden öz bedenimiz. de yapmıyalım?.. deseler ne cevap ve» rebiliriz?. Ne de olsa bunların birer estetik sebebi ve değeri vardır. İnsa- nı - zamanın telâkkilerine göre - gü zelleştirir... Yalniz birşey var ki; sık sik değişmeler pek hoşa gitmez. O da karakter rengidir. Bu, hattâ kârlı bir şey de olsa makbul değildir. B. FELEK m aa Bir iddia! Çıkan mozayikler Bizansın değil de Romanın mı ? Ayasofya müzesinde mozayikleri meydana çıkarmakla meşgul olan pro- fesör Wittemmore çalışmalarına des vam etmektedir. Dün profesör ile gö“ rüşürken Baxter'in Sultanahmette Bi. zans sarayının yerini keşfetmesi ve bu rada bulduğu mozayikler hakkındaki fikrini sorduk. Wittemmore bize dedi kiş — Sultanahmette Bizans sarayı yös rinde bu mozayiklerin bulunacağı her zaman ümit edilirdi. Fakat bunlar mo zayik olmak itibarile fevkalâde değile lerdir, Bunlar Bizans mozayiki degil, Roma mozayikidir. Kompozisyon des gil, parça parça yapılmış resimlerden ibarettir. . Ayni mozayiklerden âsar atika müzesinde de bir parça vardır, Bu sözlerimle bu mozayikleri bul ma işini küçük gördüğümü zanmetme« yiniz. Bilâkis bu mozayiklerin bu une ması Bizans sarayının yerinin taay © yün etmesi noktasından büyük bir cs hemmiyeti haizdir. Bunlar sarayın a« na hatlarının meydana çıkarılmasını yarayacağı için takdire Yiyiktir.,, * Sultanahmette Arasta sokağında Prolesör Bakster tarafından yapıl « makta olan hafriyata devam edilmek» tedir. Hafriyat aygır depo.u istikame tinde ilerlemektedir. Bu kısım üzerine de Bizans saraylarının temelleri bu » lunmuştur, Eşini almak üzere memles ketine gitmiş olan profesörün per « şembe günü şehrimize gelmesi beklen, mektedir, o ———— Nüfus yazımıgünü Neler yapılacak ? 20 Birinciteşrin Pazar günü yapm lacak ikinci genel nüfus yazımı hazır» lıkları devam etmektedir. 15 Ağusto» sa kadar nümerotaj işleri bitmiş ola « caktır. Bundan sonra genel nüfus yas zım günü çalışacak memurlar isim üzerinden tesbit edilecektir, Memur- lara bir mektupla işleri bildirilecektir, Nüusf sayım işine sabah saat sekize de, yurdun her yanında başlanmış 0- lacaktır. Sayım memurları sabahle muayyen saatte vazifeleri başında bu Iunacaklar ve bunları kontrol memur- ları köntrol etmekle beraber ayrıca il bay ve ilçebaylar da bütün bölgeler- de sayım işini teftiş edeceklerdir. İş başına gelmemiş sayım memurları şi İ rülecek clursa bunların yerine yedek memurlar gönderilecektir. Sayımda her nüfus hakkında şu malümat iste. nerek deltere yazılacaktır: Vilâyetin, | kazanın, nahiyenin, köyün ismi, evin İ numarası, adı ve soyadı, oturduğu bi- İ manın cinsi, hangi devletin tebaası ol. duğu, hangi dinde bulunduğu, ana li- sant, başka konuştuğu lisan, nerede doğduğu, görünür vücut sakatlığı, ka dın veya erkek olduğu, kaç yaşında olduğu,yeni harflerle okumak ve yaz mak bilip bilmediği, muayyen bir mes lek veya vazife veya sanati varsa ne olduğu, muayyen bir meslek veya sa» nati yoksa ne ile geçindiği, Gene bu talimata göre sayım ve kon trol memurları uğradıkları binalarda pturup konuşamazlar (sohbet edemez ler) yemek yiyemezler, meşrubat ve sair İkramları kabul edemezler. Sayım bitince en büyük mülkiye memurunun emrile top atılacaktir.Kü şük yerlerde (köylerde ve kasabalar». m) davul çalınacak, delil bağıtacak . e renge

Bu sayıdan diğer sayfalar: