7 Ekim 1935 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 12

7 Ekim 1935 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 12
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

A AŞ m mm Şa a <> ga ANNAN“ MAMA MAMA MM gr a AŞ Bağırsak le Bünder Güne inkişaf Ediyor Türkofisin hazırladığı bir rapora | göre, 1934 yılındaki bağırsak ihraca mız genel ihracatın yüzde bir bu- çuğuna yakm olmuştur. Son beş yıl daki ihracat miktar ıda şudur! Yıl Mikdar Değer kilo lira 1930 * 349.989 936.000 1931 207.559 518.000 1932 175.001 518.000 1933 151.572 577.000, 1934 205.260 1.031.000 1933 yılına kadar bağırsak müş - terilerimizin başında Amerika Birle- şik Devletleri gelirken geçen yıl bu yeri Almanya almıştır. Bu iki ülke - den sonra Çekoslovakya, Fransa, İs talya, Suriye ve Avusturya gelmek - tedirler, Son yıllarda bağırsak müşte ilerimiz arasında yer almaya Filis - tin, geçen yıl 3.58 kiloluk mal al- muştur. Memleketimizde her yıl ortalama olarak üç milyon baş hayvan kesil - mektedir, Ancak bunların hepsi toplanıp iş « Yenmediğinden hakiki istihsalâtın bu rakkamın aşağısında olacağı şüphe - sizdir. Bugün yok olan bağırsak mik- darı yılda 150,000 olarak tahmin €- dilmektedir . Mısır, Yunanistan ve diğer Balkan filkelrile şimali Afrika memleketlerin de koyun ve keçilerin bağırsakları yi itibarile rağbet kazanamamışlar- ir. Acun genel bağırsak istihsalâtının yüzde 50 sini Amerika Birleşik Dev Jetleri çekmektedir. Bağırsaklar dış piyasalarda bilhassa ülkemizde he - nüz yayılmamı şolan sucuk imalinde kullanılmaktadır. Keçi bağırsakları hariç olmak üze- re Türkiyede karaman, dağlç ko- yunlarından istihsal edilen bağırsak- lar cins itibarile en çok aranılan ba ğırsaklardır. Dünya istihsalâtı bakı- munda Rus, Türkistanı ve Kalmuk cinsleri bağırsaklardan sonra ikinci dereceyi Türk bağırsakları tutmakta” dır. Türkiyenin kara keçi tipi keçiler- den istihsal edilen bağırsaklar dahi cinslerinin sağlamığı dolayısile ikin- <i derecede bağırsaklardan sayılmak- tadır. Diğer taraftan tiftik ve oğlak bağırsakları altıncı derecede gelmek- tedir. o N İran, Suriye, İrak, Filistin. gibi memleketlere nazaran Türkiye bağır sakçılığı bazı nokta- lar islâh edildiği takdirde elbette daha yüksektir. Şarkıkarip memleketlerine kıyasen Türkiyede mezbahalar, işçiler teşkilâtı ve topla kolaylıkları daha İleride olduğu için diğer bazı himmetlerle Türkiye ba » Tırsakçılığı yakın Şarktan en ileri ge len bir mevkii elde edebilir. Cografi vaziyetimiz müsait olduğu için Avfu- pa ve Amerika alıcılarının ilk merha lede erişebilecekleri memleket Tür - kiye olduğundan ve Anadolunun bir çok merkezlerine münakalât vasıta « ları diğer yakın Şark memleketlerine kıyasla iyi Ve fazla bulunduğun dan, alıcıların ihtiyaçların: evvelâ Türkiyeden iyi fiadarla temin etmele | ri ve Türkiye bağırsakları plase edil. dikten sonra diğer Şarkıkarip mem - leketlerinin bağırsaklarına rağbet €- decekleri tabildir . 'Avusturyanm fındık ithalâtı Avusturya geçen yıl içinde türlü tikelerden 2.156.000 şilin değerinde 10.804 kental fındık ithal etmiştir. No 146 ——— KIRMIZI VE SiYAH memnun ettiği olmamıştı. Hadi, dos- tum, gidip birkaç saat dinlenin; sizi gelip odanızdan kaçırmalarından kor- karım, onun için odanızı kendi elim- le kilitliyeceğim. Ertesi gün marguis Julien'i, Paris- ten haylı uzakta civarı ıssız bir şi- toya götürdü, Orada birtakım garip insanlar vardı; Julien içinden: “Bun- Jar herhalde birer papas olacak! de- di. Eline başka bir ada çıkarılmış bir pasaport verdiler; fakat bu pasa- Julien'in nereye gideceği doğ- Tu olarak gösterilmişti. Julien o ana kadar hangi memlekete gönderildiği. ni bilmezlikten geliyordu. Arabaya yalnız bindi. Marguis'nin onun hafızası hakkın- da hiç bir endişesi kalmamıştı; gizli notayı Julien'den bir kaç defa dinle mişti; ancak onun ele geçirilmesin. den çok korkuyordu. Julien salondan çıkarken Marguis ona dostça bir tavırla: — Aman dikkat edin, dedi, yolda siri görenler sırf keyfi için geren kendine mağrur bir adağk sansınlar. Dün akşamki toplantıda kim sami - | Bü miktar bir yel, önce, 1.950.000 şi | lin değerinde 9,192 kental idi; Geçen yılki fmdrk ithalâtı ülke iti- barile aşağıda verilmiştir: Ülke Mikdar Değer kental Şilin Türkiye 8.307 1.667.000 Vi 1487 297.000 1 726 145.000 2 7 1.000 Diğer ülkeler — 227 46.000 Türkiyenin yeni mahsulünden'şim diye kadar 20 bin çuval iç fındık sa- yeste 610-620 EF. Frangi üzerinden satılmıştır, Fakat Almanyanın piya - sadan çekilmesi üzerine fiatlar düş- mektedir. Alıcılar çekingendir. Viya na piyasası eylül teslimi, if Triyes- te 500 PF, frangı üzerinden Hat bekle mekte ve ancak o zaman alışa giri - şecekleri anlaşılmaktadır. İspanya malı henüz piyasaya gel « memiştir Filistinde buğday tahdidatr Alman haberlere göre Filistinde ilkteşrin - ilkkânun 1935 aylatı için- de 1500 ton yumşak buğdaydan baş ka buğday ithali için, hiçbir müsaade verilmiyecektir. Şimdiki halde mev « cut olan stokların memleket ihtiyaçı» ha kâfi geldiği anlaşılmaktadır. Yugoslavya idhal müsadesi verdi Yugoslavya Bakanlar heyetinin bir kararına göre 21 ağustostan bir yıl so nuna kadar hintyağının memlekete it haline müsaade verilmiştir. f Irakta yeni bir kanun İrakta çıkan bir kanuna göre İrak devletinin genel ekinomi menhatle- ri icap ettiği takdirde Finans Bakan ığınnr bütün memleketlerden ithal © lunan maddeleri tahdit edebilmesi hu susunda İrâk hükümetine salâbiyet verilmiştir. Buğday fiatları artıyor İtalyan '- Habeş harbinin te- sirile dünya buğday fiyatları bir miktar yükselmiştir. Bir kısım tecimenler, bü yükselişi gözö- nünde tutarak Pulatlı mallarını 8 kuruşa çıkarmışlardır. Hubu- bat piyasasında da küçük bir yükseliş görülmüş, kuşyemi fi- yatları 16 kuruşa, susam 13 ku- ruşa, çavdar 4,10 kuruşa çıkmış» tır. İtalyanların yemlik hububat siparişleri artmıştır, İzmir borsasında * izmir, 6 (A.A.) <— Bu hafta içinde, borsada beş kuruştan onaltı kuruşa kadar 34,353 çuval üzüm ve 4,10 pa radan 18 kuruşa kadar 16,233 çuval incir satılmıştır. Mevsim başlan gretn- dan şimdiye kadar - satılan üzümler 253,016 çuvaldır. ZAYİ — Galata İthalât Gümrüğü nün 12-3-34 günlü 79525 sayılı ve 25.8-32 günlü 504815 sayılı makpur ları zayi ettik. Yenileri için müracaat ettiğimizden eskilerinin hülmü yok- tur. Parseh İspeçyan, Simion Simio- nidis. STENDHAL mi idi, kim değildi, bilinmez ki: Yolculuk pek çabuk ve pek hüzün 1ü oldu. Julien, Maili nin i den uzaklaşır uz da, indisine verilen vazife de ille dan çıkmış, ancak Mathilde'den gör- düğü hafifsemeyi düşünüyordu. Metz'den birkaç fersah öte bir köy de posta konak memuru gelip at bu- lamadıklarını söyledi. Sant onunu bulmuştu; pek canı sıkrlan Ju- lien yemek istedi. Kapının önünde dolaştı ve böyle dolaşa Emi hiç sezdirmeksizin, ahırların bulunduğu avluya girdi Gerçekten at yoktu. Julien içinden: “Ama, dedi, o ada- mın tahaf bir hali vardı; terbiyesiz- ce bakışları beni yukarıdan aşağı sü - züyordu.,, Görülüyor ya! Jüllen kendisine söylenenlere tamamile inanmağa baş lamıştı. Yemeğini yedikten sonra s- vışp gitmek niyetinde idi ; hazır gel mişken memleket hakkında biraz bir şey öğrenmek için mutfağın ateşi ba şında ısınmağa gitti, Ünlü tenor il signor Geronimo'yu orada bulunca bilseniz ne kadar sevindi! tılmıştır. Giresun fındıkları, cif 'Tri- | BORSA | İmei BORSA A e 5 Birinciteşrin Cumartesi PARALAR Ah Baş Sterlin 615— 618— r 125 126.— 20 Fransız frangı 145.— 168 m Lie n 184— Wi z pr im — İsvçira m s18— Florin . si :5— 20 Çek Kuron 01. ”— Avusturya gilin 22 Zima Mark — 38— Poe Ma Ml 1440 15.50 Lora 22— 24— 20 Dinar e 38— Yen 33.— 35.— İsveç Kuron 30, 3 Altın “1. 905 Mecidiye Si Banknot 2— 24— ÇEKLER Kapanış Paris üzerine 12.06 İngiliz lirası 616,50 Dolar 010,25 Liret 918,37 Belge 4,1045 Cenevre 24 Leva 634 Florin 11163 Çekoslovak kuronu 9S Avunturya 419 Pereta 580,65 « Mark 197,40 Zioi AZ Pengo 45140 Ley 63,71.55 Dinar 98,39 Yen 20830 Çernovete , 10.08 İsveç kuromu 314,15 ESHAM İş Bankas Mü. 95.— - » 5,50 “ ” 940 Anadolu “ 60 2180 #100 40 Şirketihayriye 1 Tramvay Im Bomonti « Nektar “. Aim 220 170 3750 21,0 Telefon — İttihat Değirmencilik T. A.Ş. 725 enleri 0.70 Şark Değirmi Şark Merkez Eczanesi .STIKRAZLAR 4— Türk Borcu T 24,90 22.0 . , 20,20 Bir e dahili 05.— TAHVILAT 10.— Aaadola ı e YI Kupon kesik eld Anadala Müren 4,30 YENİ NEŞRİYAT "Ayda bir İki aydanberi çıkmağa başlayan (AYDABİR) mecmuasının ikinci sa- ,yısı çıkmıştır. Dolgun münderecatı vardır. “Capitolium” Roma Hukuku Mecmuası Universite Roma Hukuku Doçenti Dr. Şemseddin Talip taratından çıka. plan bu değerli mecmuanm 4 üncü sa yitı da basılmıştır. 100 sayfadan İba» ret olan bu sayınm değerli yazılardan başka, uzun ve güzel bir de bibilograf ya kısmı, ve Roma Hukuku tetkikle. rinden bahseden birde “Haberler” sütunu vardır, Hukukçularımıza ve bilhassa Roma Hukuku ile meşgul — Tanlara tavsiye ederiz. - ili şarkıcı, ocağın yanına ge- tirttiği koltuğa yerleşmiş yüksek ses le dert yanıyor ve bir başma, etrafı nı çevirmiş ağzı açık yirmi Alman köylününden daha çok söz söylüyor - du. Julien'i görünce: — Bu herifler ocağıma incir dike“ cek! diye bağırdı. Beni dinlemek için dört taraftan koşup gelmiş yedi bü - külmdar beni bekliyor. Sonra mânalı mânalı bakarak ilâ - ve etti: — Hele biz çıkıp da bir hava ala” Yolda yüz adımdan fazla ilerleyip de kimsenin duymıyacağına kanaat getirdikten sonra Yollen'e: — Siz işin aslını biliyor musunuz? dedi; posta konak memuru düzenba. zın biri, Ben demin gezerken edep * sizin birinin eline bir frank sıkıştır - dım. Köyün öbür ucunda bir ahır de- Tusu hayvan varmış ama bir haberci» yi yolundan komak istiyorlarmış. Julien masum masun: — Ya! dedi . Fakat işin içinde düzen olduğunu anlamak yetmezdi, gitmenin de bir kolayını bulmak lâzımdı: Geronimo ile dostu işte bunu başaramadılar.Şar kıçı niha — Hele bir sabahı bekliyelim, de- di, birden gocunuyorlar. Belki si den, benden bir istedikleri var. rın sabah İyi bir yermek ısmarları nu hazırlarlarken biz de gezmeğe çi- TAN BENCE RADYOMUZ Radyonun, umemi olarak, değeri ve önemi gibi çok işlenmiş, çok mü. sere yla rm pr yeni igimi iddia edecek değilim. Bununla beraber, Balkanlarda bir ay süren bir gezi“ den sonra, Türkiyede radyo mesele- sini yeni Bir görüş cephesinden ele alabileceğimi sanıyorum. Şimdiye kadar radyolarımızm bü- yütülmesi, kuvvetlendirilmesi ve zen- Zin bir bütçe ie iyi bir organizasye- i davasını müdafaa et- w olanlar, buzun lüzumunu anlat. it endişenin yükünü olsun o zavallda- rın omuzlarından almalı değil miy. yiz? Sonra unutmıyalım ki dev adımla- ilerlediğini ber gittik bir radyo istasyonuna olama- iki saatlik konser vermek için kurul. muşa benziyen iki radyo istasyonu- muz var. Açık #öyliyelim;: Bunların, bu şekilde hayat hakları yoktur, var ta Lie içine alın» meş, ve aydmlıktan mahrum, yüz elliliklerin ve bunlara propaganda vasıtasile koruyabiliriz. kıyoruz diye kaçarız, at tutarız, Bbür konak yerine kadar gideriz. Geronimo'nun da yakala. mak İstiyenlerin adamı olgbileceğini düşünen Julien: — Ya eşyanız ne olu? diye ağam Yemeği yiyip yatmaktan pacak bir şey yoktu. ya ni uykuya dalmıştı ki, odasında kişinin, pek çekinmeden komütüklar nı duyup birdenbire uyandı. Posta konak memurunu görüp ta - mıdı; bu adamın elinde bir hırsız fe- neri vardı, Julien, arabanm sandığı- nı odasına çıkarttırmıştı; fenerin ışı ğı şimdi o sandığı aydmlatıyordu. Posta konak memurunun yanındaki adam, açık sandığı bildiği gibi karış- tırıyordu. Julien onun yalnız siyah 2 sımsıkı olan yenlerini görebiliyor» lu. Jülien: “Bir papas elbisesi!,, dedi ve yastığınm altına m ta» bancalarına el attı. Posta konak memuru: — Uyanmasndan diye hiç kork « mayın, bay Cure, diyordu. Onlara verdiğimiz şarap, kendi elinizle ha - zırladığınız şaraptı. Cure: — Küğrt mağıt bulamadım, diyor- du. Bir yığın çamaşır, lavanta, porna da, lüzumsuz bir çok şeyler var; bel li, keyfine düşkün, zevkini arıyan bir adam. Bana kalırsa asıl haberci öbü- rü, şu İtalyan ağzı ile konuşan. TIBBİ 7-10-935 MUSTAHZERAT NIZAMNAMES Eczacılar ilâç paketi üzerine pul yapıştıracak Ayın 23 üne kadar pul yapıştırmı eczanelerden para cezası alınaca Sağlık ve Soysal Yardun Bakanlı ğı tarafmdan düzenlenen ispençiyari ve tıbbi müstahzerler o nizamnamesi Bakanlar Kurulunca kabul edilmiş ve Resmi Gazete ile yayılmıştır. Bu ni- zamnameye göre Türkiye içinde ya- pılan veya dışarıdan getirilen bütün wbbi müstahzerler fiyatlarma göre bir istihlâk resmine tâbidirler. Bu re. sim, tıbbi ve ispençiyeri müstahzer- lerin zarfları üzerinde yazılı satış fi- yatı yirmi beş kuruşa kadar olanlarda Bir, elli kuruşa kadar olanlarda iki, yüz kuruşa kadar olanlarda üç ve da- ha farla olanlarında beş kuruştur. Bu istihlâk vergileri, ispençiyari ve tibbi müstahzarlarin. zarfları üzerine ayrı ayrı pul yapıştırılmak suretile alına caktır. Pulların oyırtılmadıkça kulla- nılmasına imkân bırakmıyacak suret- te yapıştırılmaları gerektir. Türkiyede yapılarlarla dışarı müs- tahzarlarını biribirinden ayırt edebil- mek için pullar iki renk li ve bir, iki, üç ve beş kuruş değe- rinde olacaktır. Bu pulları nizamna- meye göre, depo ve eğzane sahipleri yapıştırtacak, buralarda pulsuz tek bir müstahzar kalmıyacaktır. Tıbbi ve ispençiyari müstahzarları yapıldıkları yerlerden pulsuz çıkarılmıyacaktır. Dışarıdan gelen müstahzarlar, gi rüklerden geçirilirken ısmarlama irin kâatlarında ve gümrük beyannamele- rinde yazılı mikdar nisbetinde tıbbi müstahzarat pulu verilecektir, Güm- rük idareleri tarafından verilen pul lar, 48 saat içinde Sıhhat direktörlü- ğünce gönderilecek bir memur huzu- rTunda yapıştırılacaktır. Bir taraftan Inhisarlar Bakanlığı, diğer taraftan Sıhhat Bakanlığı tarafından yapıla- cak olan kontroller sonucunda pulsuz maddeler, bir zab:t varekasile tesbit olunacaktır. Bu takdirde istihlâk res- mi verilmeden satışa çıkarılan mal is- ,ter yabancı, ister yerli malr olsun el- "konacak, birinci defasında Üç kat, ikin ci yakalanışta, beşyüz liraya kadar pa ra cezası almacaktır. Nizamnameye göte, 1 İlkteşrine ka dar beyannamelerin verilmiş ve 23 İlkteşrine kadar da depo ve ezezne- lerde mevcut müstahzarların üzerine yi yapıştırılması gerekmekte. dir. Fakat, depolarda mevcut her cins malın binlerce küçük ambalâ Be pul yapıştırmak ilgililer çok müşkül görülmektedir. B ta şehrimizde ecracılardan bi ki: “.— Istihlâk vergisi, özel nunla kaldırılmış ve gümrük! nan yüzde 10 muamele vergi rilmiştir. Yüzde onu verdikte tekrar ikinci bir vergi alınmar kında emgen kufumu (ecza miyeti) Sağlık ve Soysal Yar kanlığına başvurmuştu. Fakat racaatına müsbet bir karşılı) mıştı. Yeni hazırlanan tabi mi rat ve İspençiyari nizamın tatbiki çok giç olan maddeler Meselâ: müstahzaret cinsi fazla ve bittabi ambalij itib pek çok mikdardadır. Bütün lara bir ay içinde pul yapıştır: katiyen imkân yoktur, Hele b: tırma işi Sıhhat direktörlüğür murları karşısında yapılırsa eli sıhhat işyarı bulunan direkti durumunu tenkit etmek güç değildir, Biz eczacılara göre, istihlâk satış zamanında yapıştırılırsa doğru olur. Çünkü depolar dükkânlarımızda her sene k yahut herhangi bir suretle « yan tibbi müstahzarat pek Sonra vergi, doğrudan doğruy lâk resmidir. Malm sarfolunm pula tâbi tutulması doğru değ Şehrimizde bulunan eczane rinden birçoğu, henüz ellerind nan müstahzarlar için beyanna memişlerdir. Bundan başka, 1 şeklinde hazırlanması icap edi ların da şekilleri kat'i olaral edilmemiş ve bu hususta darp emir verilmemiştir. Eminönü 1 dürlüğüne bir beyanname ile ran İle isa deposu sahibine pul verilememiştir. Bu smda, darphane, 929 yılmda £ nan istihlâk vergisi pulları ile tiyacı karşılayacaktır. Istanbul ecza depo ve evlerin lunan bütün müstahzarların pi pullanmadığı üzerindeki kontro kında başlıyacaktır. Teftiş işi t de Sıhhat direktörlüğü, tetkil devam etmektedir. Türk kadınları biçki ve dikiş yurdu sergisinin açılacağını mıştık, Dün bu sergi törenle ve birçok davetliler yanımda a mıştır, Resmimiz/okulun talebelerini bir arada gösteriyor. Pöymime Hamş bizi. ş radyodur. Radyormızun nasıl bir programla ve Dy eye yil meni Herifler Julien'in yanına gidip yol elbisesinin ceplerini karıştırmağa baş ladilar. Jullen onları hırsız diye ge- bertmeye pek hevesleniyordu ama bu işin sonu çok tehlikeli olurdu. İçi tit redi ama... “Aptallığın lüzumu yok, dedi, sonra bizim iş ne olur!,, Elbise- nin ceplerini iyice arayıp taradıktan sonra imi — Bu diplomat falan değil, deyip uzaklaştı. Çekilip gittiği de çök hayırlı oldu. Julien içinden: “Bana yatağımda dokunmayın derse vay haline! diyor du, pek alâ bana bir hançer saplama» ğa kalkabilir, işte buna dayanamam... Papas başını çevirdi; Julien gözle- rini yar raçmış bakıyordu; bilseniz ne kadar hayret etti: “Papas, Abbe Castanede ia O iki kişi oldukça ya- vaş konuşmak istiyorlardı ama Juli- en, onları dahâ ilk duyduğu zömân iki sesten birini tanır gibi olmuştu. Dünyayı en alçak, en mendebura - damların birinden temizlemek için can attı ama... “Ya bizim varife?,, dedi. Cure İle yardakçısı çıkıp gittiler. Bir çeyrek saat sonra Julien yeni u - yanınıs gibi yatağından kalktı. Ba - gırdı ve bütün handa üyüyanları aya ga kaldırdı. — Aman zehirlendim, diyordu, bu sancılara dayanâmryacağım! Geronime'ya yardıma gitmek için bir bahane arıyordu. Onu, şaraba ka» da ayrı bir yazıyla gözden ge Sad Yaşar N lan afyon ruhu ile yarı boğul halde buldu. Julien bu çeşit bir şakadan tuğu için akşam yemeğinde, ten getirdiği çukulatadan baş şey yememişti. Geronimoyu b Tü uyandırıp yol çıkmağa rar medi. Şarkıcı — Bana bütün “Napoli de verseler yine bu anda uyanma kini iyi Şuradan şuraya gi diyorı — Ya sizi bekliyen yedi hük ne olacak? — Bekliye dursunlar. Julien yalnız başına çıkıp g ve başka bir kaza geçirmeden yük zatın yanma vardı. Bütü gün öğleye kadar © zatın yanr mek için uğraştı ise de kabul madr. Çok şükür ki, saat dörd ru duc, bir hava almak heiyosz du, Julien onun konaktan y: rak çıktığını görünce reddi meksizin yanına yaklaştı ve on daka istedi. O yüce zatla arasr cak İki adımlık bir yer kalıne? den Marguis de La Nole'un çikardı ve yapmacık haller tah gösterdi. Duc ona bakmaksızt — Beni uzaktan takip edin, Oradan yarım fersah öte bir duc birdenbire bir küçük Caf (Arkası N. AT

Bu sayıdan diğer sayfalar: