7 Ekim 1935 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 13

7 Ekim 1935 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 13
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

TK Nizamettin NAZIF Saltıkof Bir Kapıdan Çıkarken, Safa Giray Burcunun Yanından da Kuşoğla Yolun uzunluğunca iki keçeli sıralanıp alayın geçmesini bek- lemiş olanlar da şimdi itişerek, kakışarak, bağırarak, küfürler savurarak Safa Giray burcunun önünde toplanmışlardı. Batır Han bir müddet bu her kafadan çıkan gürültüyü dinle- di. Sonra: — Karzanlılar! - diye haykır- ör - Kazan cellâdınm niçin bu- rada bulunduğunu biliyor musu- nuz? — Evet biliyoruz. — Saltikof'u kesmek içi — Mel'unü gebertme! — Alâ alâ... Susunuz... Beni dinleyiniz. Saltikof'un niçin cel. Jâda teslim edildiğini size bildi- receğim, Ve uzun bir kâğıdı tutan sol elini uzatarak: — Bu, ünlü hatunun fermanı. dır? - dedi - Kazanlılar susunuz ve beni dinleyiniz! Küfürler, haykırmalar ve bü- tün sesler bıçakla kesilmiş gibi oldular. O anda Safa Giray bur- cunun önünde tam bir sessizlik başladı. İşte bu sessizlik içinde, bir iki kere öksürdükten sonra göz- lerini fermana çevirirken Batır Hanın birdenbire hayretle etra- #ına baktığı, durakladığı ve bur- cun öbür Yanma doğru koşup sarktığı görüldü. Ayni hayret yine o anda kalabalığa da sira- yet etmişti ve sessizlik içinde keskin bir boru işitildi. Bunun ardından bir trampete çaldı, Ve Surun öbür tarafmdan aşırma gelen kalın bir sesin Moskof di- Dir-şeyter Mayerrorp1di- yuldu. Bu sırada cellât satırınm mu- ayenesini bitirmiş ve yamakla- rına başile bir işaret vermişti. Baygın Saltikof'u kollarından çekerek kütüğe yanaştırıyorlar- dı. Batır'ın bu hal gözüne ilişin- ce: — Durun behey budalalar! »diye homurdandı « Ve çevik iki adımla kütüğe yaklaşarak: — Kaldırın onu! - dedi - kal- dırm ve derhal ayıltmağa bakm. Hatunun kararını değiştirecek bir vaziyet var. Cellât can sıkıntısmı anlatan bir küfürle karışık: — peki... dedi. Batır bu sırada kulenin içine inen bir merdivende gözden kaybolmuştu. Ne olduğunu anlıyamıyan halkı şimdi büyük bir merak al- mıştı. Ne vardı? Ne oluyordu? Ferman niçin okunmamıştı? Cezalıyı niçin kaldırıp götür- müşlerdi? Hele Batır'daki bu te- âşın manası ne idi? o. Batır, nasıl telâş etmez ve na- sıl koşmazdı? Yirmi atlı bir Moskof heyeti gelmişti. Boru ve trampeteden sonra konuşan ses ise âynen şunları söylemiş bulunuyordu: — Çar İvan'dan Kazan Han- Tığına dost selâmları! Çar İvan Kazan Hanlığı Atlı Kuvvetleri Kamutanmı derhal Kazana ge- ri göndermeğe hazır bulunduğu- nu bildirir. Çar İvan Kazanla içinde yaşamağı da düşün- üğünü söyler. Çar İvan mu- rahhası Kinyaz Kiril ve heyeti- miz Kinyaz Boris Saltikof'a karşılık olarak atlı kamutanınızı geriye vereceğimizi bildirmeğe memur edilmiştir. Atlı kamutan... Lâkin bu Kuşoğlandan başka kim olabilirdi? İşte Batır Hanın telâşr bundandı. Gerek hatu- Run, gerekse Taytuğlu Bike'nin n Şehre Girmişti çok hassas oldukları kamutanın sağ olması demek Saltikof'un mutlaka ve mutlaka sağ bırakıl- ması demek olacaktı. Koşarak büyük kapıya vardı. Nöbetçi za- bite: — Han! - dedi - kapıların açıl masmı emrediniz, Ön dakika sonra Çar İvan'ın murahhası Kinyaz Kiril han sa- rayma ulaştırılmışlardı. Batır bu sefer de karlı çizmelerile, mahmuzlarını şıngırdata şıngir- data koşarak Süyun Bike'nin o- dasına dalmıştı: — Müjde, müjde! - diye ba- ğırarak - Önlar hâlâ ıslak gözlerle oturmakta idiler, Kamutan soluksoluğa: ; — Kuşoğlan... Kuşoğlan.,. i ka- İki kadın o anda bayılıvermiş- Terdi. Hem de şarkkadak sırtüs- tü şiltelere düşerek. . Tabii Kinyaz Kirilin teklifi hemen kabul edilmişti. Hatta harp halinde bulunulduğu bile düşünülmiyerek Moskoflar sa- rayda misafir edildiler. Yediril diler. Süyun Bike herbirine en âlâ kürklerden hediyeler verdi. Ve bir gün sonra iki ordu iki esiri değiştirmiş bulunuyorlar. dı. Saltikof kır bir atın üstünde Kazanm bir kapısından çıkar- ken, Kuşoğlan da yağız bir tâ- yın üstünde Safa Giray kapısın- dan şehire girmişti, Bir Rus atir alayı kaleden bin adım ötede mızraklarını ve pa» sa haykirıp . y “paktarını" sallıyarak, hayi dınmrelleri yakasına sarılıver- | bağrışarak General Boris'e ka- di: vuşmayı neş'eyle bayramlarken — Ne olmuş? Kazan surları üstünü dolduran — Ne olmuş? Nogaylar ve Kazanlılar da: — Müjde! Sağ... Kuşoğlan ya-| — Hoşgeldin! şıyor... — Kuşoğlan yaşıyor! H. — Yaşıyor.. geldin! ” — Kuş yaşıyor ha? Diye el sallıyarak delikanlı- — Aaayl. yı selâmlamıştı, — Haay1. (Arkas var) Pp mer pa ii Bİ Bulmacamız | eli kırılan, TSO 0 Başı parçalananlar Son 24 saat içinde şehrin muhtelif semtlerinde dört düş- mek vakası olmuştur, 1 — Köprübaşında Eminönü banında çalışan İzmirli dülger Hasan, müvazenesini kaybede- rek yere düşmüş ve belinden ya- ralanmıştır. 2 — Fenerde Haydar Sinan sokağında oturan aktar İsmail Hakkının 3 yaşındaki kızı İs- met, evin Üs kat sofa pencere- sinden sokağa düşerek yaralan - mış, imdadı sıhhi otomobili ile hastaneye kaldırılmıştır. 3 — Cerrahpaşada oturan kundura tamircisi Yusufun 6 ya şımdaki kızı Feriha evin taraça- sından sokağa düşerek başın- dan yaralanmış, civar eczahane- lerinden birinde ilk tedavisi ya- Pılırken ölmüştür. 4 — Fatihte Atpazarmda o- turan Salihin 11 yaşındaki Ham di ismihdeki çocuğu Şehzade camii içinde 6 metre yüksekli- Zindeki ( çitlenbik ağacından tramvay caddesine düşmüştür. Yaralanan çocuk tedavi altına alınmıştır. © Fatihte Kâmilpaşa sokağın da kunduracı Alinin dükkânma N FAYDALI BiLGiLER mi BUGÜNKÜ PROGRAM İstanbul 12.30: Mafif maniki ve dane musikisi (pilik). 16: Dans musikisi (plâk). 19: Sen foni. 19.30: Ses musikisi (plâk). 20: Zi rant bakanlığı namına ormancılık hakkın. da konlerans: Necati. 20.0: Radyo car ve tango orkestraları, 21.35: Son haberler. 2150: Tiyatro mesikisi (plâk). Bükreş 12: Koro. 12.35: Radyo orkestrası. 13.40 Spor, 1355; Plâk. Duyamlar. 14-30: Plâk. 17: Köylü programı, 1: Örkestra. . 19: Sözler, 19.20: Konserin süreği. 20: Du. | yaslar. 2015: Plik. 21: Sörler. 2115: Son bahar müzik parçaları. 22.30: Duyum. lar. 22.4$: Konserin süreği, Varşova 18: Dans müziği. 18.40: Sözler, 20,10: Plâk. 20.25: Spor. 2030: Opera piikları. Sözler. 22: Lemhergden şen yayım. 2230: Skeç. 2245: Duyumlar. 23: Dans, 24 Sözler. 24.05: Plâk. Budapoşte 18: Çingene müriği. 19: Konferins. 19, 30: Salon orkestrası, 20.15: Tarihsel ye- yam, (6.10.1849 w hatırlayış) 21: Südyo piyesi. 22.45: Duyumlar. 23.15: Sürl kon: ser. 34.İ5: Çingene müziği. İ Moskova 17.15: Operet müziği (Piik). 10.20: So- — yiz 20.30: Sesli ii konseri. : Almanca yayım, 2305: ilirce, 24: Almanca. Laypzig 19; Akşam müziği, 19.40: Köylü dans- ları. 20.50: Spor. 21: Hamburgedan röle 21.30 Hambarg'dan röle. 22: Dams, 23: Duyumlar, 23.30: Dansın süreği, . . NÖBETÇİ ECZANELER Bu gece nöbetçi eczaneler şunlardır: Bahçekapıda Hüsnü Haydar — Çem- berlitaşta Sırrı — Gedikpaşada Asadar- yan — Cibalide Necati — Aksarayda $e.- ref Celil — Karagümrükte Kemal — Defterdarda Arif — Muakkithane cadd. Saadet — Söğütlü Çeşmede Osman Mu hani — Şehzadebaşmda Üniversite — Sa. matyada Erolilos — Bakırköyünde Mer- kez — Beşiktaşta Rıza — Şehremininde $. Bamdi — Hasköyde Halk — Kasımpa. sada Merkez — Beyoğlunda Kansuk — Pangaltıda Güneş — Taksimde Karakin Kürkçiyan — Galatada Hidayat — Sişlide Pertev — Eyüpte Hikmet eczaneleri, . LIMAN, HAREKETLERİ Bugün limanmızdan gidecek vapurlar; Saat desa, ee e Bugün Vimanımıza gelecek yaparlar: Saat 6.39 Om 14,30 1615 17,30 pm n— Sandet Bandırmadan Çanakkale Mersindan Ankara Karadenizden Ayten İzmitten Tayyar Mudanyadan . "SİNEMALAR TİYATROLAR İSTANBUL ŞEHİR TİYATROSU HAFTALIK PROGRAM: Birinciteşrin 1 Salı saşt 20 de Ölçüye ölçü, 2 Çarşamba 20 de Ölçüye ölçü, 3 Per Şnbe 20 de Ölçüye ölçü, 4 cuma 20'de içöye ölçü, $ Cumartesi 15 de Çoçuk Tiyatrosu, 5 Cumartesi 20 de Yarasa, 6 Pazar sabah 10 da Çocuk Tiyatrosu, 5 Pazar 15 de Yarasa, 6 Pazar 20 de Ya- Tasa, Li TEPEBAŞI BELEDİYE GARDENBAR Kaşık salonu açıldı. Her akşam müsik, dans, varyete namaraları, Kabare nefis alakart ve tabldot yemekler ehven fiat lar. Pazar günleri 17,30 da çaylı dans, varyete, çay komple 75 kuruş, © Alkazar : Sandu — Sihirli Ada, * Şık Teamaş ar. * hari: Ekmekçi Kadın — Petrol Mu SOLDAN SAĞA VE YUKARDAN AŞAĞI : 1 Alpinizm 8. Nota 2. 3 —Havalarm habercisi bir milessese 7. 3 —Bir ölçü 4. Bayat değil 4. 4— Seffaf bir madde 3, Gevyek değil 4. $ —Bir hece 4. Bap 3. Yed 2. 6—Lal 7. Ced 3. 7--Bir hece 2 Çok sxak değil 4. 8 — Ekmek ile beraber yenen Sex 5. Koku 4. 9 —İyte 2. Fikir 4 10 — Çayi 6. Şart edatı 2 11 Trabzonlu 3. Geniş değil 3. Dünkü Bulmacamızın halli SOLDAN SAĞA VE YUKARDAN AŞAĞI : 1 Kayma ağacı li. 2— Aras 4. Ta 2. 3— Yazı 4. Kasab 5. 4 — Tamek 7. $ — Manda 5. 6—Kan 1 Ev2 Ah2. > 7 Akdeniz 7, 3 Avize 5. 9 Atak 4. Zer 3 10 — Caba 4 Er 2. 11 — Zehir $. Re 2. bir hırsız girmiş, birçok eşyasını | bulunmuş, hakkında takibata çalarak kaçmıştır. Zabıta araş - | başlanmıştır. tırmalara başlamıştır. © Balatta Koti ve Vasil is- © Balat kayıkhanesinde otu- | minde iki kardeş bir meseleden ran Maksut, son derece sarhoş | kavga etmişler, Koti şişe ile Va- olarak civar gazinolarından bis sili başından yaralamıştır. Va- rinin camlarını kırarken yaka-| sil hastaneye kaldırılmış, Foti lanmıştır. Üzerinde bir sustalı | yakalanarak tahkikata başlan» çakı ve bir büyük ekmek bıçağı İmıştır. harebesi, İpek : Altın Zincir. Türk « Prens Türandet, mans, Müllü * Çalınmış Aşk — daçlar. * Üsküdar Fâle : Prens Ahmed, e . Dertsiz arka- HASTANE TELEFONLARI Çerrahpusa hastanesi, Cerrahpaşa | 21603 Gureba Hastanesi, Şehremini Yeni. bahce, 2017 Haseki kadınlar hastanesi Ak- saray Haseki cad. 32 24553 akliye ve asabiye ha |—oO— | | tanesi, Bakırköy Resadiye kışlası 16-60 Zükür hastanesi Firarağa 43341 Gülhane hastanesi. Gülhane 20510 Haydarpasa Nümene hastanesi 60107 Zeynep Kümil hastanesi Üniüi- dar Nuh kuyosu, Gün Doğumu gli şer | duz bastan, 2142 | Bini hastanesi, Gişli Li MÜRACAAT YERLERİ Deniz Yolları acenteri "Telefon Akay (Kadıköy İskelesi bap me , Burlağu) Şirketi Hayriye, Telefon Vaparculuk Şirketi merker #cen- tesi, Telefon Şark Demriyolları mürscsat kas lemi, Sirkeci Telefon Devlet Demiryolları o müracaat kslemi. Haydarmasa. Telefon : HİKAYE 03 İ İbrahim Ve Karısı | m Nakleden: Mİ- FA — Her gece Ibrahim evine geldiği za- | man haykırışları etrafı çın çın öttü- rüyordu. Fena bir adam değildi o; fa- kat içiyordu, çok içiyor ve hemen her gece, eve gelişinde karısı Fahriyeyi döğüyordu. Üstüne küfürler, tokatlar, yumruk- lar yağarken, kadıncağızın bütün yal- varıp yakarışı, IBrahimin fazla bağır- maması içindi: — Sus! Allah aşkına sus! diyordu, mahalleden utan! Herkes pe der? Dy alnında bir yara, burnunda bir Bere, yanağında bir çürük gören komşulara gece bahçede kümese gi- derken erik dalının yanağını çizdiği- ni, yahut kuyunun yanında yere düş- tüğünü söylüyordu. i İşin doğrusu, kocasını çok seviyor ve onun sarhoşluğunu, hurçınlığını ilân etmek istemiyordu. Ah, rahmet- li babası da böyle sarhoştu ve onu çok döğerdi; fakat kocası İbrahim, bütün gece, uykusu içinde alkolün zehirini ve öfkesini erittikten sonra, sabahla- rr, bambaşka bir adamdı. Özür dile- yordu: — Çalışmak ve yorgunluk insanın sinirlerini berbat ediyor, diyordu, bak, dinlendikten sonra biç o adam deği Bim, Ve Fahriye buna inanıyordu: çalı- şan erkeklerin eve sinirli dönmekte bakir olduklarını düşünerek. Hem İbrahimin meziyetleri de var» dı: Çok çalışıyor, iyi kazanıyor ve iç» ki parasını ayırarak bütün haftalıkla» Tını karısının eline teslim ediyordu. “Fakat “bir” gece, “yine içki öfkesile kudurarak Fahriyeyi döğerken mer- divenin üst başından alt başma kadar yuvarladı. Kadın, haykınşını zor tu- tarak, yürü kanlar içinde yerden kalk. mış ve sağ kolunu kımıldatamıyarak inlemeğe başlamıştı: — Eyvah... Galiba omuzum param- parça oldu... Fakat üzülme, inşallah bir şey yoktur, yarın görürüz. Ibrahim birdenbire ayılmıştı? — Çok ağrıyor mu? diye sordu. — Fena düştüm. Fakat inşallah bir | şey değildir. Ertesi gün sancılar arttı. Kadınm omuzu şiş ve mosmordu. İbrahim dok- tor çağıracaktı; fakat mahallede onun karısını döğmesi, aleyhine şiddetli bir kin ve nefret uyandırmış olduğu için, doktorun polise haber vermesinden korkuyordu. Zaten bundan evvel bir kere daha mahalleli Ibrahimi karako- la şikâyet etmişti. Dektor çağırmak için şapkasını ba- gına geçirirken yatakta kıvranan Fah- riyeye sordu: — Hekime ne söyliyeceksin? — Düştüm, diyeceğim. — Inanır mi? — Neden inanmasın? Düştüm! Ya. lan mı? Mahallenin doktoru geldi. Onun kendiliğinden düştüğüne inandırmak için hâdiseyi bir sürü teferruatile hi- kâye eden İbrahimin #özünü keserek dedi ki; — Rica ederim susunuz. Karınızı muayene ederken sizin hikâyeleriniri dinliyemem. Sonra kadına sordu: — Tabii kocanız yine sarhoş geldi. Sizi döğdü. Tartakladı ve merdiven- den yuvarlandınız değil mi? — Hayır, ayağım kaydı. — Evet, evet, ayağınız kaydı... Ayak kaymakla insafın belkemiği böyle çatlar mı? Omuzu böyle kırılır mı? En aşağı iki ay hastanede yatma- niz lâzım, Ve Tbrahime dönerek ilâve etti: — Karınız hastanede, siz de hapis- hanede yatacaksınız. Kâinat sizin ah- lâlınızı biliyor. Bu sefer adaletten yakayı sıyıramazsınız. Çünkü zevce- niz ölünciye kadar sakat kalmağa mahküm. Doktor gittikten sonra karısına methuş gözle bakan İbrahim — Ölünciye kadar sakat... diye mi- rıldandı. Kadın: : — Ab, diyordu, ya senin başına bir şey gelirse? — Polise haber verecek, muhak« kak. — Seni hemen hapise atarlar mı? Ben davacı olmadıktan sonra? Keşke doktoru çağırmasaydın... İbrahime yalvaran gözlerle hakâ. rak : — Ne dedim de düştüm? Beni af. fet! diye mırıldandı. , Kocası başka ve daha korkunç Tİ şeyler düşünüyordu: — Ah.. dedi, bütün hayatımız mahvoldu. Artık beni fabrikada da tutmazlar, bilirim. Uzun evin Şükrü» sü hemen yetiştirir, haber verir. Gi- dip kendimi Sarayburnundan denire atayım, daha iyi. Fahriye dehşete düşmüş gözlerle kö casna hakıyönda. Sonra bir hulyayâ daldr: Sabi... Ölmek, kocasile berabir ölmek ne — Ibrahim.: dedi, beni dinle... S& bi... En iyisi... En iyisi bu... Şu hava gari musluğunu aç, gel yanıma uza. Ibrahim birkaç dakika kadar di» gündü ve sessiz kaldı. Sonra gidip havagazi musluğunu açtı, kapıyı kapadı ve yanis. na uzandı. Biribirlerine sarıldılar. Arada bir, Fahriye inliyordu: — Dikkat et, fazla sıkma, kemik. lerim ağrıyor. — Affet! Sonsuz uykularından evvel hicbir kâğıt bırakmadıkları için mahalleli b gilte ölümün içinde ne büyük bir atk olduğunu anlıyamadı. Çünkü en kor- kunç sarhoş öfkesinin bile sevgiden gelebileceğini bilmiyordu ve bu facia karşısında, gözler, sadece hayret ve dehşet içinde açık kaldı. m A m e mma — | TAN ! Gündeğk Siyasal Gazete | | TELERON ( ar ei, Bö | TELGRAF: “TAN, İstanbu! ABONE i Bürkiye için Dışarı İçi | Lin K. Lira K. Hünlar için İlâncilik Şirketlerine mi | cacaat edilmelidir. Küçük Ulalar doğrudan doğrum | idaremizce almabilir. ——— Göz Doktoru .... ŞUKRU ERTAN | Bırinci Sınıf Mütehassıs | | i (Babıali) Ankara caddesi No.60 Telefon : 22566 Klişe Atölyesi Renkli, tire, ototipi, her türlü klişe yapılır. Ucuzluk, çabukluk, iyi, temiz ve Mn LİLİ LLC —

Bu sayıdan diğer sayfalar: