7 Ekim 1935 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 2

7 Ekim 1935 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

DE Pr RAE TEE e er DEDİKODU VE POLITIKA Şu günlerde, kadınlı erkekli ve kalabalık bir mecliste bulu- nunuz; eğer poker ve yahut briç, iki cinsin de biribirinden çok ayrı sempati ve ihtiras merkezlerine bağlı alâkalarını bir masa etrafındı toplayarak | birleştirmiyorsa rsünüz ki, gok defa olduğu gibi, kadınlar bir yana, erkekler de öbür yana çekilerek ayrı ayrı sohbet grup- ları teşkil ederler. Kadınlara humma veren şey, moda ve sinemadan sonra, filâ- rin giyimi kuşamı, falanın geli. | ri masrafı, filânın sevişip evlen- mesi, falanın boşanması gibi mahremiyetleri kurcalayan şah- si tecessüs mevzularıdır. Halk buna “dedikodu,, adın: veriyor. Erkekler ne konuşurlar? U. Juslar Kurumunun aczi, İngilte. renin fazla temkinli duruşu, Fransanın renksizliği, İtalyanm atılganlığı, Habeşistan mede- niyetsizliği ve zavallılığı gibi şa- hıslar değil, milletler arasında- ki münasebetlere ait siyasi mev- zular. Bunlara da “politika,, di. yoruz. Dedikodu dediğimiz şey, ka- dınların estetik, hukuki, etik ve ahlâki ihtiraslarma, gayelerine | pratik hayatta veçheler tayin e- den şahsi bir politikadır. Politika dediğimiz şeyse er- keklerin belki biraz da fert mi- zacına bağlı-ihtiraslarını boşalt- mak için millet sembollerine bü- rünmüş sosyal bir dedikodu de- gil midir? Aradaki fark, sohbetin birin- de şahıslara, ötekinde milletlere taallük etmesidir. Böyle ise de. | dikodu bir kadın politikası ve | politika bir erkek dedikodusu- dur. İkisinin de srkı fıktya ha yata bağlı, fakat lâfazanlığa ka çan abes tarafları vardır. Peyami SAFA Hususi Mekteplerde Muallim maaşları Bazı hususi mekteplerin muallim maaşlarını muntazam veremedikleri anlaşılmıştır. Bir kısım muallimlerin #vwelce okuttukları derslerin bedeli İ olarak hususi mekteplerden bir «e-| nelik alacakları veremiyen mektep | idarelerine yeniden teblizat yapmış - tır Bu mekteplerin tedrisat vaziyetin den başka, idari ve mali durumları da incelenmektedir. Bazı hususi mek teplerin finans bakanlığı ile vergi ili giği olduğu da anlaşılmıştır. Bir Fransız generali şehrimize geldi Fransanın Suriyedeki generallerin. den Honinger, dün ekepresle Paris- ten şehrimize gelmiştir. General şeh- rimizde birkaç gün istirahatten sonra Suriyedeki vazifesine gidecektir. Karadeniz havalisinde çay yetiştirilecek Şimdiye kadar yapılan tetkikler, Kâradenizde Rize mıntakasında çay yetiştirilebileceğini göstermiştir. Ta- rım Bakanlığı bu iş Üzerinde etüt- lerde bulunmaktadır. No, 51 Cumbadan Rumbaya Server BEDİ Cemile onlardan ayrılır ayrılmaz tramvaya atladı. £Bayazıttan geçer- ken Selimi mahallebiciden evvel Uni- versitenin kapısında bulmak ümidi ve sabırsızlığı içinde indi. Hizla meyda- nı geçti. Büyük kapıdan içeri girer- ken “Selimin yanında bir kızla bera- ber geldiğini görerek hemen geri dön- müş ve büyük taş sütunun arkasma saklanmıştı. Ne tesadüf! Bu sefer biç aramadı. Kim yanındaki o kız? Belki de Nahidedir. | Kültür Bakanlığına müracaat ederek, Otur kırk adım mesafe ile arkala- mına düştü, Kim acaba bu kız? Yüzünü de iyi- ce göremedi ki. Fakat boyu Cemile- den kısa, Giyinişi de pek fevkalâde bir şey değil. Yalnız çok rahat bir örüyüşü, muntazam adım atışı var. ah! Ayrılıyorlar. Selim Şehzade ta- rafına, mahallebiciye gidiyor. Kız ak- si tarafa, Cemile hemen kararını verdi ve kı- rın peşine düştü; ona kahvelerin önünde yetişti ve soluksoluğa önünü keserek: — Affedersiniz, dedi, size bir şey soracağım. Kız hayretle durarak: * ilkokul öğretmen- leri yüksek tahsil istiyorlar Muallim mektepleri yeni mezunları bir istekte bulunmaya karar vermiş- lerdir. Bu hususta, İstanbul muahim ler birliğinin tavassutu da istenecek- tir . Bakanlık nezdinde teşebbi i ya - pacak olan ilk mektep muallimleri di |! yorlar ki — İki yıl varki muzllim mektep, leri tedrisat müddeti altı seneye çıka | rılmıştır. Yani.tam devreli bir lise ol muştur. Okuduğumuz dersler Tise'e- fin aynidir. Son sınıfta bazı dersler den eksik bahisler okuyoruz, Buna mukabil, liselerden fazla o- larak okuduğumuz birtakım meslek dersleri vardır, Biz alt: yıllık muslim mektebi mezunlarını lisede okuyanla, kadar dirsek çürüttüğümüz halde bi- fi zi yüksk mekteplere ve üniversiteye almıyorlar. dal Halbuki biz, yüksek tahsil görmek için âdeta can atıyoruz. Bizim kaba - hatimiz nedir?. Malt sebepler dola yısile çoğumuz lisede okuvamıyar'k muallim mekteplerine girdik, Bize d- lise mezunları hakkı verilmelidir. Mu allim mektepleri altı seneye çık'nca bunu ürnit etmiştik, Düşüncemiz boşa çıktı. Haklı olan isteğimizin yerine getirileceğini, Kültür Bakanlığından bekliyoruz. Etibba odası kongresi Etibba odası kongresi 4 İlkteşrin. de müddeti biten idare heyetini yeni- den seçmek üzere toplanan üyelerin adedi az olduğu için 21 Ilkteşrine br- rakılmıştı. 1919 numaralı Etibba oda- ları kanununa göre odada her sene &e | çim yapılmaktadır. Kanunun tarif et. tiği şekilde reyini kullanacaklar için odaya bir sandık konulmuş ve açık bu'undurulmuştur. o Odaya kayıtlı! 1515 üyeye mukabil ancak 103 kişi re | yini kullanmış ve seçim bunun için | geriye bırakılmıştır. Idare heyeti tihabı ayın 21 inci pazattesi gün * 13 den 15 şe kadar tekrarlanacak» tar. Sovyet heyeti bu sabah geliyor Ankarada toplanacak Uçüncü ulu- sal tıp kongresine davet edilen dost Sovyet heyeti bu sabah Berlin tariki- le şehrimize gelecektir. Dost heyetin bu akşam hususi tren AnlSYEYa ha reket ederek kongreye iştirak etmiei ri mühtemeldir. eek b Yolcu tarifeleri Akay ve Şirketi Hayriye tarifeleri- ni terlik etmekte olan Ekonomi Ba- | kanlığı tarifeler mütehassıs Royter bir haftaya kadar incelemelerini biti- recektir. Mütehassıs, şimdiki tarifele» ri esas itibarile pahalı bulmamaktadır. Royter bir hafta sonra tetkikletinm sonucunu bir rin Bakanlığa hil recek.ve limanların vasiveti hakkımda incelemelere başlayacaktır. Odun, kömür fiatı yüksetiliyor Odun ve kömür fiatları yükselme- Ze başlamıştır. İki ay evve odunun çekisi 240 kuruş oduğu halde simdi 280 kuruştur. Bu sene, İstanbulda her yıldan fazla odun ve kömür sto « ku vardır, Karadeniz sahillerinden külliyetli mikdarda odun ve kömür gelmektedir Belediye, makul bir sebep olmadan odun ve kömlr fiatlarını esnafı mahkemeye verecektir. — Buyrun! dedi, — İsminiz nedir? Kız daha farla hayret ederek elini göğsüne doğru götürdü — Ismim mâ? Benim ismin mi? — Evet, — Benim ismim Nahide. Çemile, acı bir mana ile yüklü, si- nirli, fakat muzaffer bir gülüşle sıç- arak doğruldu: Kesi arıyordum! dedi. Kız bütün bütün hayret içinde et ralına bakarak, kendisine bu kadar teklifsizce hitap eden Cemile karşısın. da bir adım geri attı: — Fakat ben tanımıyorum, de- di, bir yan'ışlı; olmasın? — Hayır. Hiç yanlışlık yok. Seli- min mektep arkadaşı değil misin sen? — Evet, — İsmin de Nahide, Evet, A. Başka Nahida var mm sizin mek. ? — Belki vardır. 79 — Selimin başka “Nahidesi” var mı? — Hayır. — Tamam. Ben seninle konuşmak istiyorum. — Iyi ama kimsiniz siz? — Hepsini öğreneceksin. Şöyle yü. rüyelim, Fakat Nahide kımlıdamıyordu. Ba. kıştılar. Simsiyah saçir ve simsiyah gözlü, buğday renkli, ağzı büyük ve dudakları solük, tayyöre benzer, boya ye Ne Dersiniz? SINANIN, OT DEPOSU OLAN ESERİ! , | Jatanbuldan avukat Galip'im- | salı bir okayucumuz yazıyor: Bundan birkaç gün evvelki ga- | zetenizin “Ne dersiniz, sütunun- Ida Tekirdağında, Büyük Türk san'atkârı Mimar Sinanın eseri 0- lan İskele camiinin bakımsız bir halde ve silo olarak kullanıldığı. | nı yazmıştınız. Bu yazıyı okuyun. ca içim sızladı. Çünkü Sinanın ba- hımsız eseri yalnız bir tane değil. dir, Tıpkı Tekirdağında olduğu gi- İ bi,'Sinanın,. Babaeskide büyü | kubbeli ve çok kıymetli bir camii İ daha vardır. Bu cami şehre girme den tâ uzaklardan görünür, Ba- İ baeskiye hakikaten bir heybet ve- rir, Fakat bilir misiniz ki. bu güzel i eser şimdi ne haldedir?, Bu cami, İ şimdi, Babaeskide ot deposu ola- İ rak kullanılıyor. Tab çok harap ve bakımsız bir haldedir. Cami- in ot deposu olarak kullanılması, İ ayni zamanda yangına karşı bü- | NO nl yük bir istidat saklaması demek. | tir. Küçük bir ateşle otlar tutu. | gap, bu güzel &ser bütün bütün | harap olabilir, Torihi kıymeti ha- iz olan bu gibi anıtları böyle mi muhafaza ediyoruz. Bu mektubumu lütfen ayni sü- tuna yazmanızı saygılarımla dile- rim., Mektubu bizde mahfuz bulu- nan oküyucumuzun acı satırlarını yukarıya geçirdik, gazetemiz bir- çok defalar tarihi anıtlara veril. mesi lâzım gelen önem ve muhab- bet hakkında uzunuzadıya neşri- | yat yapmıştır, Babaeskideki cami» in vaziyeti hakikaten acıdır, Biz, okuyucumuzun mektubuna fazla bir şey ilâve etmiyoruz. Ilgili ma- kamların gözleri önüne koymakla iktifa ediyoruz. Artık gözde ve tarihsel anıtla- rın kıymetini hâlâ anlamak zama a: gelmedi mi, diyoruz? Siz ne dersiniz ? Belediyeye geçen Evkaf gelirleri Evvelce Evkalın elinde bulunan sular, çeşmeler, mektep, medrese, tek kelecavariz ve kuleizeminler mezar- İrklar ve bunlara ait vakıflar, beledi- yeye geçmiş bulunmaktadır. Fakat, Belediye bunları devr ak dıktan sonra, bu müesseselere ait tah silât ve tahakkukatı yapamıyordu.Bu mun sebebi Evkafın, bunlara ait ka - yıtlarını belediyeye devir etmemesi idi. Belediye tapü"idaresine müracaat ederek, devir alınan blitün bu mü - esteselerin — kayıtlarım çıkartmağa başlamıştır. Belediye kayıt'arın hep- sini tesbit ettikten sonra, 1935 yılı na kadar birikmiş olan tahakkukatın hepsini yapacak ve bunları tahsil ede cektir, Belediye bu işten epeyes bir para toplryabilecektir. . Balıkçılık Enstitüsü için yeni proje İ Ekonomi Bakanlığı, şehrimizdeki Ba ıkçılık mektebini Avrupadaki eşle» ri seviyesine yükseltmek için hazırla dığı projeyi tamamlamıştır. Buna gö- re şimdiye kadar fazla randıman ve- rememiş olan mektep, bu senebaşın- dan itibaren tam bir balıkçılık enstitü sü haline getirilecektir. Bu yolda ya- pılacak ıslahat arasında mektep tale- besine fazla yardımda i bulunulacağı gibi bu talebelerin istikballeri de em- niyet altıma alınacaktır. Şimdiye ka- dar ancak dört beş talebesi olan mek- tep bu seneden itibaren tam bir faali- yet devresine girecektir. Bundan başla mektebe yeniden kâ- fi vesait te almacaktır. Talebelerin tam bir mütehassrs olarak çrkabilme- leri için Avrupadan yeniden mütehas sın profesörler getirtilmesi de düşü. nülmektedir. Mektebin ıslahı iş'erile olan Tahlisine Genel Direktörü Nec | meddin, bugünlerde Ankaraya 'gide - rek Bakanlıkla temas edecektir. Talebe tehacümü Nereden geliyor? Lise ve orta mekteplerde kayıt ve kabul devam etmektedir. Yapılan in- gelemelerden anlaşıldığına göre,İstan bul mekteplerinde pek fazla tehacüm olmasının sebebi, Anadoludan buraya çok talebe gelmesidir. Vilâyetlerden, şehrimizdeki liselerde yazılmak üze- | re birçok talebe gelmektedir. Halbu- | ki buna karşılık, Anadolu lise ve or- ta mektep'erinin birçoğunun talebesi pek azdır. Ailesi burada bulunmayan ve hususi vaziyeti icabı burada tahsi- le devam etmek meöbüriyetinde bü» lunmuyan talebenin,bulundukları mın takalardaki mekteplere devam ettirile melerini temin için bazı tedbirler alı- nacaktır. Orta tedrisat direktörü geliyor Kültür Bakanlığı orta tedrisat ge- nel direktörü Avni'nin bugün Anka tadan şehrimize gelmesi beklenmek- tedir. Avni burada, orta tedrisat mü. esdese'erindeki denir ve münhal muatlimiikler iş uğrasa- caktır. Yeniden açılan orta okul şube- lerinden bir kısmı münhal bulunmak» ta. bu yüzden bazı dersler boş geç mektedir. sna liçi Fındık kongresine giden murahhaslar Ankarada toplanacak olan fındık işleri kongresine İstanbul Tecim oda s' namına iştirak edecek olan Fortun zade Ömer ve İş Limited direktörü Bedri Gönkil dün aksam Ankaraya git misterdir. Fındık kongresi, bugün top lanacaktır. İstanbulda bir meydan yapıacak İstanbulda yapılan milli törenler, geçitler ve saire İçin, müsait bir mey dan yoktur. İstanbulun gelecek imar plânı yapılırken, bilhassa bu noktaya ehemmiyet verilecektir. Şehrin en el yerinde, geniş bir meydan vücuda getirilecektir. yediği besbelli, hava sıcak olduğu halde kalım yünlü, bol bir elbise için- de kaybolan zayıf. vücüdile bu kıza güzel diyenin, Cemile aklına şaşmağa hazırdı. Fakat Nahi siyah göz- lerinde, ve çok İri, güzel siyah göz- lerinde öyle bir kibirli bakış, insanı yukardan aşağı alış, her tarafında bel- İi belirsiz öyle bir azametli eda var- dı ki, Cemileye güzelliğinin üstünlü- Zü İle öğünmek müsaadesini vermi- yor gibidi. Ağır ağır yürüdül.r. Cemile ilk önce ellerini sarkasına koyarak likırdıya başlamak hevesini duymuştu. Fakat kahvelerin önünde bu vaziyeti almaktan utanarak çanta» srz elini aşağı bıraktı ve fazla sallıya- rak dedi ki: — Benim adtm Cemile. Daha doğ- rusu bana Karagümrüğün Deti Cemi. lesi dedrler, Senin gibi okumuşluğum, İ yazmışlığım yok. Dün Selime iki sa- | ir mektup yazayım dedim de becere- KUÇUK HABERLER * ingilterenin Bağdat sefiri Wil- liam, dün şehrimize gelmiş ve akşam Bağdada hareket etmiştir. $ Şehir tiyatrosunun çocuklar için hazırladığı temsillere evvelki günden İl itibaren başlanmıştır. Tik olarak “Ti- yatro dersi” İsimli çalgılı eser oynan- miştir 9 Istanbul itfaiyecileri aralarında bir yardım sandığı kurmağa karar vermişlerdir. Bu suretle hastalanan, kazaya uğrayan veyahut işinden ayrı lan itfaiyecilere sandıktan yardım ya- pılacaktır. * Belediye ile Evkaf arasındaki ibtilâflı işleri halletmek üzere teşek- kül eden heyet Sürp Agop meselesini İ incelemeğe baş'amıştır. © Rıhtımın manzarasını çirkin bir sekle kovan rıhitim parmaklıklarında- ki saç levhalar"bir müddet önce kal dırılmıştı. Bunların yerine, kaçakçı ğın önline geçmek için yeni tel levha- lar konacaktır. Bu levhalar, bugün- den itibaren yerlerine takılacaktır. 9 Bazı kimselerin şehrin civarında ki gete ve dereler üstündeki köprüle rin korkulukların yaktıkları, tahrip ettikleri görülmüstür. Bu gibi kim- İ seler hakkında şiddetlistakibat yapı- lacaktır. İ © Limanlar genel direktörü Muh. sin Naimin Tecim işleri genel direk- İ törlüğüne atanacağı haber verilmek» tedir. Dil klavuzu Piyasada kalmadı Dil bayramı ilgisile piyasaya çıka- rlan dil kılavuzu çok rağbet görmüş ve satış çok artmıştır. Bununla bera- ber Devlet Matbaasmda ( basılmakta olan kılavuzların tab'ıda tamamen | bitirilememiştir. Mektep'lerin açık bu- lunduğu ve halkın öz dile karşı duy- duğu ilginin çok olduğu bir zamanda kılavuz isteğinin karşılanmaması, A- radoluğaki öğretmen ve talebeleri de müşkül vaziyette bırakmaktadır. Dil Tetkik cemiyeti tarafından yapılan bir tamimle kılavuzların hemen teda- rik edilebileceği bütün yarda yayıl. mış olmasma rağmen Devlet Mat- baasının diğer bazı işlerle m 'gul bu- Tunuşu bu şiddetli talebi kırmaktadır. Birçok yurddaşlar, kitapçılarda bula- madıkları kılavöz için Dil Tetkik Ce- miyetine baş vurmuşlar, dolayısile du- rumdan sekreterliği de haberdar et- mişlerdir. Oğrendiğimize göre, Dev- let matbaası bütün baskı işlerini bıra kacak ve kılavuzların piyasaya yetiş. tirilmesine çalışacaktır. Dil Tetkik Ku er rm GK Gks Le iş Gear mesul olan Tahlisiye Genel Direk- törü Necmeddin, bugünlerde Anka- raya giderek Bakanlıkla temas ede- cektir. Üçüncü Belediye yıllığı çıkıyor Belediye üçüncü istatistik yıllığını da | hazırlamıştır. Bu seferki yillik, geçen | iki yilkinden daha iyidir. İstanbulun muhtelif beldi hadiselerine ait mufas sal izahat vardır. Ayrıca Fransızca olarak ta bir kısım ilâve edilmiştir. İs tatistik yıllığı bu ay senünda neşredi lecektir. Avrupa belediyelerine de bi rer tane gönderilecektir . Çocuk tiyatrosu temsille- rine başladı Jatanbul Şehir Tiyatrosu bu yıldan itibaren çocuklar için de oyunlar ver- meği kararlaştırmıştı. İlk oyunda M. Kemal Küçük tarafından yazılan “Ti yatro dersi" isimli çalgılı oyun oynan mıştır. İstanbul Şehir tiyatrosu, “Ço- cuk tiyatrosu” adı ile bir çocuk mec muası çıkarmağa başlamıştır. medim. Başkası yazdı. Senin anlıya- cağın yani ben... Hani nasıl derler). Çahilim, ama orası senin üstüne va- zife değil, Cahilsem cahilim. Selim beim kiracımdı. Hiç sana benim is- mimi açtı mı? Nahide gecikerek, ağır ve isteksiz bir: — Hayır! dedi. — Senden de bana bahsetmedi. Ama ben öğrendim senin ismini... Bir tesadüf oldu. Selimle mahallebicide buluşacaktık. Şimdi bekliyordur be- ni orada, Kısa keseyim de gideyim. Ben daha evvel mektebin kapısında ona rastlarım diye geliyordum. Ikini- zi gördüm. Tahminim doğru imiş. Şimdi bırakalım bunları da açık ko nuşalım. Ben cahilim ama çök açık yürekliyim, açık sözlüyüm. Pek sekiş- alan Nahide? Güzel mi acaba?” diye, En çok merak ettiğim bu idi: Güzel mi Biliyordum ki, malümatlısn, bilmiş- sin, okumuşsun. Ama erkek dediğin güzele bakar, Malâmat kadını kadın yapmaz Ben sana çirkinsin de demi İ sey de değilsin, Gözlerin şöyle biraz ŞAŞILAN BIR iş Bir sınırdışlı yolcuyla konu$t tum. İstanbula ilk defa geliyor” muş, Şeliri nasıl bulduğunu sof” dum. “Tabiat manzaralarına b& yıldım.,, dedi, Bu benim sorgu ma karşılık değildi. Fakat israf etmedim.. Bir müddet şundafi bundan konuştuktan sonra, s# nırdışlı yolcu: — Sizin şehrin en şaşılacâ$i şeyi tramvayları, dedi. — öyledir, dedim. — Yeryüzünün bütün büyü& şehirlerinde tramvay biletleri istikamet esası üzerine kuruk | muştur. Meselâ, Bebeğe gitmek| istiyen bir yolcu, Yedikuledefi İstanbulda, üç defa tramvay des giştirmeğe mecburdur. Yediku leden Sirkeciye kadar bir, “Site keciden Eminönüne kadar iki Eminönünden Bebeğe üç.. Bö; lelikle bir yerden kalkıp ayni ii tikametteki başka bir yere git mek için üç bilet almak lâz Halbuki, meselâ, Viyanada, Kal hirede, Berlinde filân bir tek bi letle bu üç tramvayı değişti mek mümkündür. Nasıl oluy da bu meselenin hâlâ sizde hal ledilmemiş olmasma © şaşı doğrusu!,, Sınırdışlı yolcunun şaştığı işi yazması benden, bu şaşkınlığı önüne geçmek “makamı aidin den,,. Orhan SELİM Denizyollarının Yeni gemileri Denizyolları ve Akay idareleri içi yaptırılacak yeni vapurların projeler" rini hazırlayan heyet çalışmasını bitif miştir. Denizyolları idaresi genel di“ rektörü Sadettin, hazırlanan projele" ri Ankaraya götürecektir. Projelere Ekonomi Bakanlığı tarafından tasd edildikten sonra çoğaltılarak Avru daki fabrikalara gönderilecektir. Ge lecek tekliflerin en uygunları ayrılan! cak ve siparişler ona göre verilecek” tir. Yeni gemilerde bilhassa halkın isti rahati noktasmdan birçok yeniliklef yaptırılacaktır. Bu yoldan olarak bü“ tün mevki yolcularının biribirlerile & b | yaptırılacaktır. Bükreş Elçimiz dü Şehrimize geldi Bükreş elçimiz Hamdullah Su; 'Tannöver, dün saat 15,30 da Roman ya vaputile Köstenceden şehri: gelmiştir. Bükreş elçimiz bu akşal Ankaraya giderek iskân işleri üzeri! de hükümetle temaslarda buluna: tır, Hamdullah Suphi Tanrıöver dür kendisile görüşen bir mabharririmiz! şunları söylemiştir: | “. Yarık akşam Ankaraya gidere Romanyadaki göçmen işleri üzerinde şeflerime malümat vereceğim. Bi müddettenberi Romanya hükümetildi öçmen işleri üzerinde yaptığımız t€ ainadir silabet sonuçlar aldık. RO manyadan yurdumuza göç edecek d ha birçok muhacir vardır. Yeni dire! tiflerle yakında Bükreşe dönerek Re manya hükümetile tekrar temasla başlıyacağım.,, bir şey. Alımlı. Ben kalbime doğduğu gibi söylüyorum, Kusura bakma, de hana söyle, gücenmem. Seni gi rünce sevindim. Pek o kadar gü değilsin diye. Ama kibirlisin. Belli iyi aile kızsın. Esvabını boyatmışs! ama bu zamanda herkes sıkmitrd Ayıplanmaz. Bak ben de uzattım. İşin hulâsası şu: Selimle B sözlüyüz, Evleneceğiz. Sevişiyorü Ben ona hiçbir şeyimi esirgeme hiç, hiç bahsetme rum, Seninle de sözleşmiş galib Doğrusunu söyle de aramızda an şalım. Aldatmıyalım. Sen de o: hiçbir şeyini esirgemedin mi? E bunu söyle bana. Haydi şimdi ce' ver bakalım. Bak ben nekadar ağ” söyledim. Fakat Nahide hiç sesini çık bakarak yürüyordu. adım kadar süren bir sabırdan Nahide Cemilenin yüzüne kısa göz attıktan sonra tekrar önüne muştı. Mırıldandı > — Ben her gördüğüme kalbimi #8 mam, a Cemik kıpkırmızı oldu ve adım geri çekilerek: — Düdü..k! diye bağırdı. Türkan

Bu sayıdan diğer sayfalar: