18 Ekim 1935 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 4

18 Ekim 1935 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ag MN MA gp me e CİNCİ Av HOCA Di TAVIR Zİ Kösem Endişe Içindeydi Ibrahim Bir Mum Işığı Gibi Sönüyordu ! > İki tarafına ahşap evler sıralanan bu sokağa — Şişman isterim, şişman.. Daha şişman. Çok şişman. Demişti. Nihayet, solak çavuşlar rindan biri, her tarafından etler taşan koskoca bir Ermeni karısı ile gelmiş» ti. Usküdarda, Bülbülderesinde-bir balıkçıdan dul kalmış olan bu genç Ermeni karısı İbrahimin huzuruna çis karılır çıkarı'maz, padişah yerinden fırlamış, çevire çevire kadının ber ta- rafını yoklamış! — Hatun? Sen benim makbutüm- sün. Adını, Şivekâr koydum. Geç şu sedire otur. Diye mırıldanmıştı, Güçlükle yürüyebilen Şivekâr, bin #üşkülüt ile sedire! yerleştiği zaman, ta'lı bir rüya gördüğüne hamletmiş» ti. Bu ikbal ve #aadet onun aklından ve hayalinden geçen bir şey değildi. Şivekâr, ertesi günü sarayda gözde ilân edilmiş, kendisine. (Yedinci Ha- seki) unvanı verilmişti. Artık İbra” him, bütün gece etini, Yedinci Hase- ki Şivgkârın odasmda geçirmekte idi. Fakat aradan kısa bir zaman geçer geçmez, padişahta artık sinir buhran- İarr, sar'a nöbetleri baş göstermişti. Günden güne benzi solan, yanakla- rında bir damla kan eseri kalmıyzn padişah, sıhhatinden ziyade ihtirasa- tmı düşünmekte idi. Nitekim bu sa- bah validesini ziyarete geldiği zaman, artık Şivekârdan da bir lezzet hisset- mediğini söy zevksiz geçen hâ- yatından, acı acı şikâyet etmişti. Oğlunun bu şikâyeti, Kösem Sule tanı müteessir etmişti. Çünkü; devlet | ve saltanat onundu. Ucu bucağı olmu» yan bu koskoca ülkede, milyonlarca insan ; sadece onun için; sadece onun zevk ve saadeti için çalışıyordu. İs- tanbulda ve eyaletlerde halk açlıktan | ve sefaletten kırı'ıyoz; tin son varlığından toplanan paralar, oluk gi- bi sarayın hazinesine akıyordu. Zevk ve salianat sürmek, herkesten ziyade oğlunun bakkı idi. Halbuki, viran bir kulübede barınan İki ipli bir hamal bile ehli vç ayalile cilveleşerek (fe- lekten güm) alırkın (şehinşahlar şe- hinşahı, yeryüzündeki kara'acın ve denizlerin padişahı) olan biricik ev- Iddı, niçin hayatın bu büyük zevk ve lezzetinden mahrum kalmalı idi?. Bunları düşünen Valide Sultanın dimağına, bir şey saplanmıştı: — Acep bır cazu şerri olmasın. Sa- km İbrahimim, bir sihir ve büyü ile bağlanmasın?, Bu endişe, Valide Sultanı büsbü- tün Üzmeğe başlamış: o gün öğle vaktine kadar hırçımlaştıkça hırçın» laşmıştı. 'Hazinedarlarla nöbetçi saraylılar, oda kapısını açmağa cesâret edemi- yorlar: karanlık dehlizde fısıltılarla konuşuyorlardı. Süleymaniye Medresesinden çıkan kadın, koşa koşa Beyazıt meydanını geçti. Ortalık, henüz tenba idi, Şim- diki (Okçularbaşı Caddesi) © tarih» te, iki tarafına ahşap evler sıralanan dar bir sokaktan ibaretti. Hobyar, bu sokağa girdi. Bir katlı eski bir evin önünde durarak kapının halkasını çal- dı. Kapı açılır açılmaz içeri daldı. Karşısına çıkan ihtiyar bir kadına; — Kumru Bacı!.. Tez bana bir ko- g0 bul, getir. Diye bağırdı. Thtiyar kadın, şaşırdı: benzinden belli ki, sabah mışsın. Var döşeğine gir. Hele biras istirahat eyle. Dedi. Hobyar, telâşlı telâşli söyle erek cevap verdi: — Doğru söylersin, Kumru Baer. İce Yazan: Ziya ŞAKIR dar bir sokaktan ibaretti. Hobyar girdi, Ayakta, hayali fener gibi sallanır dus | rurum. Amma durup oturacak zaman değil. Devlet kuşu başımızda döner dolaşır. Sen koçoyu getir. Saraya git- mem gerek. Ben kılığıma düzen ve- rinciye kadar; var, sen koçoyu getir. Genç kadın bunları söylerken #ır- İ tındaki entariyi, çamaşırları birer bi İ ver çıkarıyor, birer köşeye fırlatıyor. du. Çırçıplak soyunmuş, mutfaktaki kuyunun mermer | bileziği kenarına | oturmuştu. Duru beyaz vücudu, fil. dişinden yontulmuş bir heykel hissi veriyordu. Düzgünlüğü ile göz alan ! kollarile kuyunun ipine asılıyor, çek- | #ği kovalardaki suyu şakır şakır dö- | kündükçe, geniş geniş nefes alıyor du. Bu narin ve nefis vücut, bütün bir İ gece sabahlara kadar hırpalarımıştı. Fakat bu taşkın ruhlu kadında, bö | le hırpalarıp didiklenmeğe karşı de- tin bir insizap varda... Çanak çanak içtiği şarap, toprak ibriklerin uzun erpzik'erinden çektiği Tatar bozast, basina fazlaca sersemlik ve hararet vermişti. Şimdi, kuyudan çek-iği bu buz gibi suları dökündükçe, bu ate- sin biraz hafiflediğini hissetmekte idi. Mutfağın her tarafını, rtrışahi | kokuları bürüyüvermişti. o Hobyar, kendinde büyük bir ferahlık hisset» mişti. Oradan çektiği bir peşkirle kuru- lanmış; sonra bir dolap açarak aldı ğı çamaşır ve elbiseleri giymeğe bişe lemıştı. Şimdiki giydiği bu çamaşır ve elbiseler, biraz evvel çıkarıp at- tıkları ile kıyas kabul edecek şeyler değildi. Halis Trab'zon bürümcüğün- den ipekli bir gömlek giymiş, üzerine nefis Şam kumaşından çubuklu bir entari geçirmişti İncecik beline, #a- rif bir lâhut şair sarmış; düğümün ucunu yana doğru sarkıtmiştı. Üstü salkım salkım oyak bir hotozu sol ka- şmın üstüne doğru kondurmuş: bu- nun Üzerine de yaşmağını tutunmuş- tu. Sokak kapısı, dışardan anahtarla açılmış; Kumru Bacr: — Keçe geldi, kadınım. Diye bağırmıştı. Hobyar, derhal gron feracesini de sırtına almış, oda- dan fırlamış; kırmızı tuğla döşeli taşirkta, Kumru Bacı ile karşılaşmış» &: — E, bacım!.. Kal sağlıkla, Yastı- kın üstünde bıraktığım kese, senindir. Hobyarın zarif ve oynak vücudu, yaşmak arasında bir çift elmas gibi İ parlıyan gözleri, Kumru Bacıya hafif bir sersemlik vermişti. — Bana para lâzım değil, kadınım. Var, sen sağ ol. Arasıra senin o gül yüzünü göreyim de, başka bir şeycik- ler istemem. Bir daha ne zaman ge- Hirsin, yosmam. — Gayrı onu, hüda bilir; Kumru Bacı, Öyle memul ederim ki o garip mol'anın sabaha karşı ettiği nefes, iliklerime kadar kâr eyledi. Eğer um» duğumu bulursam, gayrı hasret kıya- mete kaldı. Hobyarın bu sözleri, Kumru Bâcr- ya o kadar dokunmustu ki, zavallı kadın düşmemek için duvara dayandı. Hobyar; bu vefakâr kadına bakmağa lüzum bile görmeden, kapıdan fi». dı. Çevik bir hareketle koçoya atladı. Meşin perdeleri, çekti kapadı. Ara- bacıya — Ayasofyaya, çek. Dive bağırdı. Oküzlerin boynundaki kücük çın- gıtaklar, şıngırdadı. Tekerlekler ge cırdadı.. Araba, boruk kaldırım'ar üzerinden ağır ağır ilerlemeğe başla» Arkası var vE Ankara ile İstanbul arasındaki trenler çoğaltılıyor Son zamanlarda Ankara ile Istan » bul arasmda gidip gelenlerin çoğal - pası yüzünden bu iki hat arasındaki mevçut yolcu postaları ihtiyaca kâfi gelmemeğe başlamıştır. Bu vaziveti inceleyen Devlet Demiryolları idaresi Cümuriyet bayramının yaklaşmasını da gözönünde bulundurarak Ankara ile İstanbul arasında fazla ölarak bi- ter ekspres daha işletmeğe karar ver- miştir. Yalnız bu seferler haftada bi- ver gün olacak ve 22 Birinciteşrinden itibaren salı günleri Haydarpaşadan 9.40 da ve çarşamba günleri de Anka radan 9,30 da birer yolcu ekspresi da ha kaldırılacaktır. Bu trenlerde To - ros katarı tarifesi tatbik edilecek ve her srnıf yolcu için vagonlar bulundu ralacaktır. Devlet Demiryolları idare si tatbik edilmekte olan tenzi'âtir ta- rifeleri kâfi görerek bu sene Cümuri- yet bayramına mahsus hususi tenzi » lâtlr tarife tatbik etmiyecektir. Pullar bitti, kontrol başlıyor Son hazırlanan tıbbi omüstahzarat nİzamnamesine göre gerek müstahza- rat ve gerekse ispençiyari maddeler üzerine yapıştırılması gereken pulla. rın basımı damga matbaasında dün bitirilmiştir. e Nizamnamenin intişarı sıralarında depo ve eczanelerin istek» lerine karşılık 928 senesi istihlâk pul ları verilmiş ise de bunların bazrları. nın azlığı ihtiyacı tamamen karşılaya mamıştır.. Yerli müstahrarata yapıstı mlacak pularm elde mevcudu kalma. miştr. Ecnebi müstahzarat: için dam- ga matbaasında hazırlanan putlar bu | sabahtan itibaren isteyen depo ve ec- zane sahiplerine verilecektir. Pul tey #iatımı malmüdürlükleri vezneleri yap maktadır. Bu ayın 23 ünden İtibaren yapıştırılan pullar #rerinde tetk'k ve kontroller başlayacak ve bu teftişler. de tahakkuk müdürlüklerinin tayin edecekleri memurlarla sıhhat direk - törlüğünün bu İşe ayıracağı sağlık işyarları bulunacaklardır. İspanya ile yeni tecim anlaşması Yeni bir tecim anlaşması için Is » panya fe müzakerelere başlandığı ha ber verilmektedir. Yeni anlaşmayla, tecimenlerin İspanyadaki bloke ala » caklarını tahsil edebilecek. -berT hü. kümler de konulacemtır. Verilen ma- lümata göre, bloke paraların yekünu 200 bin lirayı bulmaktadır. Yeni yılın zeytinyağı ürünü Tspanyanın yeni yri zeytinyağı ürü nü 200 bin kilo kadardır. Bu mikâsr ancak dahili ihtiyaca yeteceği için pek az ihracat yapılabileceği anlaşıl- mıştır, Ttalyanın yeni yıl seytinyağı rekoltesi 'de hemen ayni » durumda. dır. Bu itibarla memleketimiz zeytin yağlarınm bu yıl epey müşteri bula- cağı umulmaktadır. Kaltür Direktörlerinde yapılan toplantı Kültür direktörü Mehmet Emin dün şehrimizdeki lise ve orta okulla- ri gezerek ders ve ta'ebe durumunu götden geçirmişti. Direktörün bu incelemesinden sonra orta okul direk törleri bir toplantı yapmışlar, okul durumu, haftalık ders programı ve kitap meseleleri etrafında görüsmüş- lerdir. Kültür direktörünün başkan- rk ettiği bu toplantı İki saat kadar sürmüş ve genel ders durumunun da. ha İyi düzenlenmesi için gereken ted- birlerin yeniden alınması kararlaştırıl mıştır, 9 (0X1 18 EŞ 8 SOLDAN SAGA Ve YUKARDAN | AŞAGI 1 — Muharebe 5. Vakti bildirir 4, 2 — İki şeyin ortası 3. Kauçuk 6. 3 — İlbay 4 — Müsnade 4. Dentek 3. Ökürün yavrusu 4. 6 — Bir araba 6. Riseli 3. 7 Şart edatı 2. Küçük Asya 7. .— Şir $. Dönmektenmiş 3. 9 — Beygir 2. Büyük oda 5. 10 — Bir hece 2. Kırmızı 2. A e e iu Dünkü Bulmacamızın halli a m m AN SAĞLIK | ÖGÜTLERİ| Kurusu mu, Tazesi mi? Mer seyin taresi, körpesi daha de sevilir ama, fasulyeye ge- lince, tazesinin mi, yoksa kurusu. nun mu daha ziyade sevileceği üze» | rine oylar. arasında çok ayrılık | vardır. | Kimisi taze fasulyeyi sever. hele yeni çıktığı vakit: — Süt gibi körpe. Diye övenler de vardır. Ki de tazesi hem lezzetsiz olur, hem de insanı hiç beslemez | diye kurusunu deha üstün tular. Tarih kitaplarının yazdıklarıma ba. kılıraa Napolyon da kuru fasnlyenin zeytinyağlısıma bayılırmış. Şu hal. de kuru fasulyeyi sevenlerin: — Ben de büyük Napolyon gibi, kuru fasulyeyi pek severim... | e böbürlenmeğe hakları ola- bilir, Vakıâ büyük adamlara © hiç olmazsa fasulye yemek yönünden benzemek te. büyük adam olami- yanlar için, bir tesellidir. Zaten fasulyenin tazesile kurusu | kimya bakımından karşılaştırılınca da' kurusunu sevenler | kazanırlar. Çünkü kurusunun içinde suyun İ nisbeti ancak 12,63 tür. Yüzde 20,77 si albominli, 61.45 ü şekerli veya şekere yakm. 1,54 ü yağlı i maddelerdir. Bundan dolayı sade se bile yine Hele pilâva karıştı. İ rılmca hem lezzetli, hem de pek besleyici bir yemek olur . Onun için gece yatılı mekteplerde kuru fasulye çok yenilen ! yemeğidir. Yalnız bizde değil, dün. ! yanım her tarafında kuru fasulye ' mekteplerde kültürün temellerin. i den sayılır. | Tazesine gelince, bunun yüzde | 89,17 si sudur. Geriye kalan kısım» da ancak vüzrle 25 elbomin oldu- #undan taze fasulyenin insanı bes- | lemesi pek hafiftir. “Yüzde 742 şe- zet verir. Yağ. ancak 021 olduğun dan taze faswlyeyi salata hande bile—ewexIŞİh üzerine mutlaka | zevti #1 koymak lüzm olur. Kuru fasulyeyi sevenler tazesine maya, böbrek hastalıkları. | mak kabahatini bulurlar. Tazesini sevenler de kuru fasulve- yi mideye dokunur. karında enkçn z yapar diye cekistirirler. Tare- e bulunan kabahatte mübnlâğa olduğu gibi kurusunun fazla güz yapması da ancak onun İnce zar #'bi kabukları ayıklanmadığı vakit | olur. »Fasulvenin tazerile kurusundan ini ötekine tercih edemazseı nden de karıstırarak hem la hem kurusunu bir arada va- mek te mümkündür. Bu da fasulve için her sebzede bulunamıyan bir tir, “Lokman HEKİM | Mekteplerdeki ders vaziyeti | düzeliyor Lise ve orta oku'larda tedrisat de» vam ediyor. Mazeret imtihanlarınm sonu alınmış ve talebe de tamamen yerleşmiş bulunduğundan (tedrisat norma! bit şekil almak üzeredir. An - cak yeni açılan Ortaköy ve Kadiköy okulları henüz derslere baslayamamış lardır. Ortaköy okulunda bü'ün ha - zıtlıklar bitirildiğinden tedrisatın önü müzdeki pazartesi gününden itiba » ren başlaması kârar'estırılmıştır. Ka dıköy okulunda da talebe kaydedil mektedir. Muhtelit tedrisat yapacak olan bu okul da eüümüriyet bayramın- dan sonra açılacaktır, TEŞEKKUR Refikai hayatım Refika Balkanm Cenazesine ve mâtemimize istirak su retile tabutuna ve kabrineHalk fırkası namını taşıyan çelenkler koymak ve binlerce azasile tabutu el üzerinde kabre kadar götürmek suretile mer- humun rubunu tatyip eden Halk fır- kasına ve Eyüp İdman yurduna ve şair hususi çelenkler getiren kürdes- lerle bütün cenazeyi saran binlerce halka mi: letinizi ni ediyorum. Türk gazetecilerinden Avukat Etem Ruhi E Bu kış en nefis akşam yemek lerini, hergünkü danıli çayları. gala sovarelerini ve büyük bı loları yalnız MAKSiM HAKYERLERİ imraliye nakledi- lecek mahkümiar Uzun zamandanberi boş bulunan Imrali adasındaki metrük manastırın tamir ettirilerek (50) kişilik bir ha- pishane haline konulduğu Yazılımıştı Istanbul hapishanesinde" bulunan mahkümlardan birkısmı bugünlerde, ! Imra.i hapishanesine kaldırılaca Oğrendiğimize göre, diğer iller bâpis hanelerinden de,2 şer, 3 er mahpusun İmraliye getirilmeleri muhtemeldir. Mahpünlar, burada bir tecrübe devre si geçireceklerdir. Imrali adasındaki mahpuslar adada kısmen serbest bir hayata kavuşacakları için kendilerin. den çiftçilik sahasında istifade edile- cektir. Mahpusların kaçmalarına mey dan verilmemek için Adada birkaç jandarma bulundurulacaktır. Bu tec- rlibe devresi muvatlakıyet.e o geçtiği takdirde, boş olan diğer manastırlar Ge tamir edilerek bütün Istanbul mah puslarını alacak büyük bir hapishane vücude getirilmesi düşünülmektedir. Tüze Bakanlığı namına. hapishaneler hakkında tetkikatıa bulunmak üzere, Mutahhar şehrimize gelmiştir. Mu » tahhar, mahpusların hayat şeraiti hak kımdaki incelemelerine devam etinek- tedir. * Polis nezarethanesinde - kanuna uygunsuz olarak birtakım kimselerin mevkuf tutulduğuna dair neşriyatın- dan dolay: Son Posta aleyhine açılan davaya, dün üçüncü cezada bakıldı. Son Posta sahipleri Selim Ragıp, Ek- em, Hall Lüefi gelmişlerdi. Mahke, me, mes'ul müdür vaziyetinde bulu» nan Tahire de tebligat yapılmak üze- re duruşmayı başka güne bıraktı. © izmirde, bundan bir sene evvel, Necati isminde * bir çocuğa kötü bir harekette bulunduğu için o zamandan beri zabıtaca aranmakta olan Çerkes Mehmet, dün şehrimizde yakalanmış- tr, İzmir zabumsı, suçluyu aradığı birçok yerde bulamayınca şüphe üze. rine Kürt Mehmet isminde birini ya- kalamıştır. Fakat Kürt Mehmet, sulh ceza mahkemesinde sorguya çekilin- cc, suşlunun kendisi olmadığı anlaşı- larak serbest bırakılmıştır. Nihayet, « İstanbul zabıtasına bildirilmiş ve yapılan araştırmacı Se'atada serbet gi Mehmetten alınan. adrcs Üzerine Çerkes Mehmet yakalanmıştır. Suçlu, bugünlerde İzmire gönderilecektir. YENI NEŞRİYAT YENİ ADAM'ım © üncü sayını çıktı, İ- girdekileri Kızs tetkikler. Kim kazanacak, kalya mu, Habeş mi? İbrahim Fazıl, Nü fas siyasası. Semiha Uzun Hasap. Rue kadını, Cami, İtalyan » Habeş meselesi Kültür tetkikleri, İsmail Hakkı, öğretmeni köyde yetiştirmek yasaktır. V. Gültekin. Mein e Genie Gt Saian VARLIK — Bu değerli sanat ve fikir mecmuasnın 1 ilkteşrin tarihli 54 öncü sayısı Yaşar Nabi, Ahmet Muhip, Abdül ez 18.10.0935 ZAYI — Gerson Amram Kohen Lt namına İstanbul İthalât - gümrüğü den alınan 199827 numa ve 23-5 931 tarihli gümrük makbuzu zayi dilmiştir .Yenisi alınacağından hül mü yoktur. Halefi Vitail Amram Kehen v gürekâsi ağn eş Ee ile nbul 4 üncü İcra Memurl dan: Satnmasma karar verilen kilim, kı nepe, radyo, dikiş makinesi, ve sairt nin 25-10-935 cumö”günü saat 11 de itibaren Kınaladada avukat Hasa Fehminin 14 numaralı evi önünde bi rinci açik artırma İle satılacağı 34 1584 sayılı dosya ile ilân olunur. (15678). “DOKTOR | Rusguklu MRK) OZ) bak Şinasi, Nahit SırrıNurullah Ataç, Cev det Kudret, Cemil Sena, Resat Cemal, Be“ kir Snkı, Maksim Gorginin ve daha bast ka gençlerin makal, ea eTe (ile çikemiytir. İ 4392 Metro Buranda Bezi Gülstasarayda Kanruk eczahanesı karşısında Sahne sokağında 3 mw aka Askeri Fabrikalar Istanbul Satın- alma komisyonundan: Tahmin edilen bedeli 648 lira olan 432 metre Buran da bezi Salıpazarı Askeri Fabrikalar yollamasında Satın: alma Komisyonunca 5 İkinciteşrin 35 Salı günü saat 1“ te açık eksiltme ile satm alınacaktır. Nümünesi her gür komisyonda görülebilir. İsteklilerin 48 lira 60 kuruşlul teminatını Beyoğlu malmüdürlüğüne yatırarak makbuzt ve 2490 numaralı kanunun istediği vesaikle o gün ve sâ atte Komisyonda bulunmaları. (6541) Maliye Vekâletinden: Yugoslavyada mal terkeden Türk tebaasının mallarr na mukabil alımmış olan tazminatın tevzii için teşkil o lunan komisyon tarafından alâkadarlara taallük eder binlerce dosya tetkik edilmektedir. Komisyon mesaisinin neticesinde tazminatın şekli tet İ zi nisbeti gazetelerle ilân edilecektir. Komisyon kararı ba intizar eylemeleri ilân olunur. (2968) (6339) Beyoğlu Akşam Kız Ertik Okulu Direktörlüğünden: Öğretime başlanmıştır. Bu hafta içinde gelmeyenl: rin yahut özrünü bildirmeyenlerin yerlerine yeni öğ renci alınacaktır. de bulacaksınız LAR ii ERASER 8 z 3 : ğ SOLDAN SAGA Ve YUKARDAN AŞAGI 1 — Vollen 6. Pala 4. 2—E2 3 — Lozan 5. Kral 4. 4 — Aramak 6. Ar? 5 — Nafile 6. $ — Ne 2. Miralay 7. 7 — Kalan $. Kaz 3, 4 — Perçel 6. Re 2. 9 — Ata 3, Ak 2. Tam 3 10 — La 2. Yara 4. 1 — Ak 2. Re 2 Zenne 8 iPEK SiNE KASTA DiVA Filminin gördüğü fevkalâde rağbet hasebile yalnız Eski Öğrencinin cok çabuk okula başvurmaları. (6500) 83: MARTHA EGGERTH MASINDA ", "söniermecekir

Bu sayıdan diğer sayfalar: