18 Ekim 1935 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 8

18 Ekim 1935 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

'Dü ye Seyüm A dörtte üçünü beraber götürdü Adigrat'ın Le Matin'den: 4 Birinciteşrinde Adiğrat'ı iş- gal eden İtalyan kıt'aları, Erit- re hududu ile bu küçük Habeş şehri arasında 45 kilometre yol yürümüşlerdir. İtalyanlar, bura- dan geçerken dağlarda ve civar boğazlarda pusu kurması muh - temel olan gizli bir düşmanı di şünmekten buranın lâtif manza- rasına ve zengin hububat mah - sullerine bakmağa imkân bula - mamışlardır. Fakat düşman hiç gözükmemiş ve Adigrat hiç bir top tüfek patlamadan alınmış - tır. Ras Seyüm'ün askerleri şehir ahalisinin dörtte üçünü beraber- lerinde götürmüşler ve şehirde yalnız ihtiyarları, kadınları, ço- çukları ve esirleri bırakmışlar » dır. Bunlar çabuk İtalyanlara alışmışlardır ve bunların ertesi günü sükünetle tarlalarına gide- rek altın başakları yemedikleri- ni ve galiplerle meselâ 20 litrete bir koyun satarken konuştukla- rını gördük. Biz, Adigrata giren ilk siviller olmak taliine mazhar olduk. Bu yol bittabi bir otomobil yolu de- gildi. Bir kamyon içine yerleşti. rilen bir sandık üstünde yaptığı mız bu seyahat çok zahmetli ol- du, Bu iptidai halk, ilk defa ol: rak otomobil görüyorlardı. Bu kamyonlar, İtalyan ordusunun çok cüretkârane ve parlak olan ileri hareketini, kuvvetlendir - mek için lüzumlu olan mühim - mat ve erzakı taşıyordu. Bu iş geçilmesi güç olan Adua havalisinde de devam etmekte » No,25.. EDGAR WALLACE Foss'u öldürdüğü için şüphe mi edi- yorsunuz? b — Ben dünyada herkesten şüphe ederim, ferden kimseden şüphem yoktur. Bag'ı gördünüz müydü? Kadın titredi. — Hayır, bu seler görmedim. Ev- selce görmüştüm. Ödüm koptu. Ber bu kadar insana benziyen bir hayvan ömrümde görmedim. Arasıra Grego- £y nasıl söyliyeyim... Çakır keyif ol duğu zamanlar Bag'i çağırır, ona kı- İç hareketleri öğretirdi. Biliyor mu- sunuz ki Bag ne güzel kılıç kullanı yor. Malezyalıların bütün idmanları- nr biliyor. Gregory ona mahsus tah- tadan bir kılıç yaptırmış. Bu kılıçla kafasmın üstünde öyle numaralar ya- piyor ki. — Demek ki Bag keltç kullanma- sını biliyor ha! Gregory de bana söy» lemişti ara, inarmamsıştım. — Hem de nasıl biliyor? Gregory ona kılıç kullanmanın her çeşit usu» tünü öğretmiş. Brixan birdenbire sordu: — Gregorv sizin neviniz oluyor? digrat halkının umumi manzarası dir, Bu suretle İtalyan ordusu | Eritrede toplamış olduğu bütün vesaitini beraberinde Habeşista- na getirmiş olacaktır. İtalyan tebliğleri, ordunun Adnua - Adigrat hattını otuz ki- lometre kadar geçtiğini söylü - yor. İtalyanlar, düşmanla kar - şılaşmadıklarından, daha ziyade ileri gidebilirlerdi. Habeşliler el bide ormanlık yerlerde toplan - maktadırlar. Fakat İtalyan baş kumandan lığı, bütün münakale yolları ik - mal edilirken, alınması kabil ola İ'miyan mevzileri tutmak istemiş tir, Sücl hareketler şimdilik dur- muştur. Bununla beraber kuvvet lerini toplanmakta ve mikdarla- rı her gün tayyareler tarafından bilinmekte olan düşmanın nere- de bulunduğu malümdur. Başın da Ras Kassa bulunan bu mu - harip kafilenin uzun müddet - tenberi imparatorun itimadını kaybetmiş olan Ras Seyum'un kumandası altında bulunmadığı | temin ediliyor, a — — a İki deniz uçağı açık denize düştü Roma, I A.A .— 10 ilkteşrin- de, Orbetello ile Livorno arasm da bir gece uçuşu yapmağa gi- den iki deniz uçağının, açık de - nizde yıkıntı (enkaz) ları bu - lanmuştur. Bu iki uçağım içindeki bir teğ men, 3 yarsubay, bir de makinis- | tin izlerine ra Kadın birdenbire kızardı. Kekeli- yerek: — Neyim olatak? dedi, iyi bir ah- bap. Sıkıldığım zamanlar bana para- ca yardım eder, Uzun zamanlar tanı- şırız. — Hâlâ ahbap mısınız? — Hayır, Artık alâkamı kestim. Yarm Chicester'den (ayrılıyorum. Köşkümü kiralaması için bir, tellâlla konuştum, Zavallı Foss' Gözleri yaşlandı: — Fakat Mister Brixan, ben sizi temin ederim ki, Gregory böyle şey yapamaz. Siz Gregorynin yaptıkları” na bakmayın. Çoğu gösteriştir. Müt- biş seyler de yapmamış defildir ya.. — Ne gibi müthiş şeyler? Kadın tereddüt eder gibi oldu: — Efendim, dedi, Borneo köyle- rine adamlar çıkarıyormuş, genç kız- ları kaçırtıyormuş. Orada bir kabile- nin güzel kızlari varmış Belki bu sözleri yalan ama, bana doğru gibi geliyor. Bir söne evvel Börncoda iken, yabani bir kulübeden bir kadın kaçırtmış, buralara hiçbir Avrupalı | ölüm tehlikesi geçirmeden giremez- miş, Brixan : — Peki ama, o bunları anlatırken, sizin üzerinizde hiçbir tesir bırakma- dı mr? , Kadın omuzlarını silkti: — Bana ne? dedi. O adam böyle birisi. işte yevm 40 kilometre cenubu gar - ; T Her Kes Aloisi Ulusla Şiddetli Hücum İtalyanın Uluslar Sosyetesin - deki murahhas: Baron Aloisi bir Amerikan gazetecisine, radyo ile neşredilen şu diyevde bulun muştur: , — İtalyanın haksız bir mua - meleye uğradığına kani misiniz? — Evvelâ Uluslar Sosyetcsi Habeşistanda hakiki durumu izah eden memurdudamdaki şikâ yeti! nazari dikkate almağı ihmal etmiştir. Bu vesika hü. kümsüz kalmıştır. — Habeşistan (hakkımdaki duygularınız nedir?. — Mütecanis bir devlet teşkil etmekten uzak olan Habeşistan asıl Habeşistan denilen bir çe- kirdekten ve geniş bir koloni çevresinden mürekkeptir: Bu kolonideki halk aslen Habeşli değildirler. Bu havalide Habeş i hükümeti bir zulüm ve esaret Baron Aloisi Cenevrede kisvesi altında görlinmektedir. Bazı teferrüat dikkate şayandır. Meselâ çocukların ve harp esi İ lerinin akim bir hale getirilmesi. Her şeyden evvel biz nüfusun mahvma muariziz. Meselâ Kaf- fa'da Kardinal Massala'nın 1880 senesinde yarım milyon kadar tahmin ettiği nüfus, bugün 50 bine inmiştir, Garbi Habeşista - Stellanın Gregory ile ahbaplığının sırf para cihetinden olduğu, o anda aldığı vaziyetten ne iyi anlaşılıyor du. Brixan ihtiyar direktöre evine ka- dar refakat © — Gregory'nin bana anlattıkları Stella'nın anlattıklarına uygun düşü- yor. Şimdi şüphem yok. Kuledeki ka- dn Gregory'nin Borneo'dan kaçırttı- ğr kadındır, bakır yüzlü, kısa adam da kocasıdır. Eğer şatodan kaçmağı muvaffak oldularsa, ikisini İ tün istasiyonlara haber gönderece- ğim, Sabaha kadar ikisi de enselenir- ler, Knebvorth ağarmağa başlıyan ha- vaya bakarak: — Zaten sabah oldu, dedi, benim eve gelmez misiniz? Bir kahve içersi- niz. Bu haber, doğrusu beni de peri- gan esti, Bugün iyi bir iş çıkartmak istiyordum. Fakat trup muhakkak al. lak bullak olmuştur. İyi bir iş çrkart- mak için hiçbirinden hayır beklemi- yorum. Çünkü hepsi de Foss'u tanır» İar. Sizden bir şey soracağım Brixan! Neden gelip benim evimde oturmur yorsunuz. Bekâr bir adamım. Evim- de telefonum da var. Eğer gelirseniz, her halde otelden ziyade rahat eder- siniz. Bu fikir Brixan'ın hoşuna gitti ve Scotland Yard ile bir saat konuştuk” tan sonra, © sabah orada kaldı. “Le Temps"dan | boylu | de kolayca yakalıyabilitiz. Şimdi bü- | AN Tanıyor! . | r Sosyefesine larda Bulunuyor nınmış bir kâşif olan İsviçreli Georges Montandon, nüfusun birkaç senede 100 binden 10 bi- ne düştüğünü tesbit etmiştir. U- fl Sosyetesinin bunu kabul etmesi kabil midir? — Fakat 1923 de İtalya, Ha- beşistanın Uluslar Sosyetesine kabulü için rey verdiği Zaman | bu ahval mevcut değilmi idi? — Evet mevcut idi. Fakat ah- val son seneler zarfında daha Zi. | yade fenalaştı. Merkez hüküme- tinin otoritesi günden güne zâ - fa düştü. Habeşistan Uluslar Sosyetesine iki şartla kabul edil | miştiz | i —Esaretin kaldırılması ve iltica eden milletlere adaletle muamele edilmesi. 2 — Silâh ve mühimmat tica- retinin tahdidi. İ Bu şartlarm hiçbiri yerine ge İ tirilmemiştir . e | Titülesko ile konuşuyor i nın Gimirra havalisinde çok ta- — Milletler bu hakkı ne şekil de tanımışlardır? İ o İngiltere ile aramızda 1891.| 1894 de akdedilmiş iki andlaşma vardır, Bundan başka Fransa ve | İngilterede dahil olduğu halde, İ İtalyanın Habeşistandaki üstün vaziyeti tanıyan 1906 tarihli bir andlaşma vardır. Bu andlaşma Kalkar külkmaz hemen şatoya git- di. Araştırmalarına devam etti. Yeni bir şey öğrenemedi. Scotland Yard'ın söylediği vaziyet müşkül bir safhaya girmişti. Gregory #sil bit aile erkânından bülünuyordu, zengindi. Sulh hâkim- liği de yapıyordu. Yaptığı işler kanüz na muhalif olmadıkça, komiserin de- İ diği gibi, bir adam da orijinaldir di- ye asilmaz ya! Asıl mühim nokta Bag'la beraber. bakır yüzlü adâmin ve şatodaki hiz. metçi kadının ayni zamanda or.adan kayboluşlarıydı. Gregory: — Gece gelmedi, dedi, zaten ba- zan böy e aklına estiği geceler gel mez. Gidip bir yerlere kafasını 80- kar. Fakst sonra muhakkak gelir. Brixan otemebili ile Chichester ka- sabasmdan geçerken, bir kız silüeti gördü ve öyle sekr bir fren yaptı ki, az kald: tekerlekler patlıyacaktı. Hec men otomobilden fırladı, kıza doğru yürüdü. Tabii kızın kim olduğunu anladınız: Adele! — Dünyalar vardır ki, sizi görme- dim, dedi. Genç kız delikanlının pek soğuk bir tavırla €'ini sıktı, öyle ciddi bir ha- li vardı ki, Brixan birden durakladı. — Affedersiniz. sizinle fazla gö. rüşemiyeceğim. Stüdyoya gidiyorum. Knebvorth'a erken o geleceğime söz İ gtesinde verdiği bir söylevde: Almanya'nın “Frankurt Zöitang” dan: Baldvin. konservatüvar parti kon- “Barışı muhafaza etmenin yegâne çaresi müşterek güven ik ptensipleri- ne iştirak cimektir.” demiş Ve şu.söz- leri ilâve etmiştir: “Almanyanın silâh lanması üzerine bütün Avrupanın mukadderatı birleşmiştir. Almanya- İ nın tecavüzi emeller beslediğini zân- nettirecek hiçbir sebep göremiyorum. Almanyayı veya diğer hiçbir devleti, | muhtemel bir düşman da telâkki et- miyorum. Fakat Avrupa siyasasının müstakbel tekâmülü, yeni müsellâh bir devletin türemesile değiştiğinden buna karşı göz'eri kapalı kalmak is- temiyorum. Bu tebeddül, Uluslar Sos- yetesi paktının verdiği vazifelerin ifa- sında, atiyi alâkadar edecek bir şe- kilde tebarüz etmektedir. Biz bu noktada İngiliz Baskanı İle beraberiz ve Avrupa muvazenetinin henüz tecessüs etmek üzere olduğunu inkâr etmiyoruz. Fakat Verssilles | Muahedesinden çıkan müsavats;#lığın Uluslar Sosyetesi için daha ivi oldu- ğunu kabil etmiyoruz. Fakat Baldvin daha uzağa gidiyor ve diyor ki: “Avrupada. diktatörlükler vardır. Halbuki tarih bize öğretiyor ki dik- tatör'ük ilk teessüs ettiği zamanda, devamsız barışsal vaitlerde bulunur- lar, fakat meş'um bir tekâmülün neti- cesi olarak, hemen de her zaman, iç işlerde görülen güçlükleri örtmek için hariçte sergüzestler aramakla nihayet | bulurlar. o Balvin bu malâmattarı, Avrupa tar yeni safhası rak, İngilterenin daha fazla mağa mecbur olduğu heticesini çıka- ryor. İ Tta'yanın iç durumu, belki de Ro- ma muhabirimizin bize bildirdiği gibi, faşizmin dış siyasada tahakkukunu beklediği kanaat Ne temayüz etmek- tedir, Bu nokta İngiliz Başkanın düşüncesi hakikatten hâli “değidir. Fakat Italyan ve Alman durumlarını mukayese etmekle, Baldvin hataya ve tehlikeli bir yanlışlığa düşüyor. Faşirmin Roma İmparatorluğu ile olan benzerliğe dayanarak ne suretle hâkim bir genişleme tiği birçok kereler Şimdi bilmek lâzımdır coğrafi ve demoğralik deliller göste- rip gösteremiyeceğidir. Fakat bundan, yeni Almanyanın. ayni tekâmülü ta. kip edeceği ne icesini çıkarmak bir hata olacaktır. Zira rejim meselesine den ayrı olarak şu nokta gayet sarih» tir: Almanya, Avrupa kalbinde em- sesiz olan coğrafi durumu itibarile harpten evvelki emperyalist Almanya ile hiçbir münasebeti yoktur. A manya yüzünü dahile doğru çe- vitmiştir. Almanyanın, İngiltere ka- dar barışa ihtiyacı vardır. Hitler, Ak manyanın bu endişe içinde sakin bir adacık gibi olduğunu söylemekle Baldvin'e gayet: açık bir cevap ver. miş oluyor. Avrupa işlerini, Almanyası? tan- zim <tmek kabil değildir. Bunu elde lar 1925 senesinde, Uluslar Sos ! yetesinin şeklinden evvel, İtalya ile İngiltere arasında yapılan | bir anlasma ile teyit edilmiştir. Bu anlasmanın Uluslar Sosye - tesi paktma muhalif olduğu mev zuubahis olamaz. Bundan başka Uluslar Sosyetesi paktına muha lif harekette bulunulduğu ilk | defa vâki olmuş değildir. Bun verdim. Dün öğleden sonra, bir zat çaya davet e miştim. Brixan sordu: — Kimi davet etmiştiniz? Genç kız elini salladı: İ — İşte'bir zat! dedi. O: raman delikanlının yüzü birden değişti: — Eyvaaah, köhi adımmışım. Genç kız yürüyüp geçmek istedi Brixan önüne gecti. İ — Adele, affedersiniz. dedi; Size İ keder vermek istemiyorum.” Fikât şaşkınlığımın ve unutkanlığımın » bebi var. Yeni bir cinayet meydana çıkardık O zaman genç kız birdenbire dur- İ du ve delikanlının yüzüne baktı: — Bir cinayet daha mı? — Evet, Foss'u öldürdüler. Ade'e haberi duyunca, sapsarı ke sildi. — Ne zaman? diye sordü. ben ne budala n ger Her halde dokuzdan sonra ola- cak. eDlikanlı hayretle gözlerini açtı: — Nereden biliyorsunuz? — Çünkü gece dokuzda hen kati- Yin elini gördüm. Evvelki gece örgü için yün almağa cıkmış'ım. Dükkân. ların kapanmasından biraz evveldi Sekize çeyrek vardı galiba. Yolda Foss'a rastgeldim, konuştuk. Pek si- sl 18» 1V-933 nya Gazetelerine Göre Hâdiseler id ” “Baron Alcisi Ne Diyor? Ş Habeşistandaki Hakkımızı ALMANYA VE AVRUPA silâhlanması Avrupa vaziyetini değiştirdi etmek için Almanyaya müracaat edi” lecek olursa evvelâ buna nekadar lâ” yık olduğunu takdir etme'i a Almanyanın iç ve dış birliğini temin” den başka bir şey İstemiyen bir mik let olduğunu bilmek lâzımdır. “Europe Centrale” dan! Şimdiye kadar Orta Avrupada v& Şarki Avrupada bir tecavüz vukuun” BALDVIN da İngilterenin me şöretle hareket edeceki bilinmiyordu. Yani, dâha açık surette söyliyel m, Almanya” nın Avusturya, Çekoslovakya ve Lı” venyaya tecavüzü halinde Üngiltere nin ne tarzda bareket edeceği ymalöm değildi. Ingilterenin son vaki çiat beyanatı bundan sarih bir şekilde bahsetmiyor. Fakat böyle bir tasf” ruz hâlinde, Uluslar Sosye.esine hi: bulunan bütün devletler gidi, müşterek bir harekete iştirak busu” sunda mevcut kat'i karardan bahse diliyor. Esasen İngilterenin Ulusla Sosyetesi paktına olan sadakatinde hiç kimse şüphe etmemişti. Herkes bilir ki, Ingiltere sözünde durmaği bilir. Fakat paktın maddelerinin ya” gısında görülen müphereyet dolay” sile, her istenilen zamanda ve her t# tafta kâfi bir yardıma güvenmek kar bil olamadığından mahalli paktlat yapılmasına lüzum görü müştür. Mar balli paktlar bu sebeple faydalı ok maktan hâli kalmamıştır. Fakat Iw gilterenin verdiği teminat onun fay" rttermaktadır. ahilinde, Ing liz » Fram iği siyasasının devamı do“ z Yayısile, bütün. devlet adamlarının toplantılarma: ve.tehditkâr bir mahir* yet alabilecek olan bütün kombine" zonlara sükün ve huzur ile bakabili" riz. Bunun aksine olai mevzuu” bahs olan devletler, bütün tecavüz! niyetleri ve kendisine az çok tecavü” zi maksat atfedilecek olan ve blok teşkiline matuf bütün emelleri yalan” *amağa (savaşıyorlar. | İngilterenin Uluslar Sösyetesine olan sadakatin den ve gösterdiği tesanütten örnek alarak komşusuna harp veya her tür” lü tahrik vesilelerle hücum etme” den evvel herkesin Uluslar Sosyetesi” ne bakacağı kanaati büküm sürmek” ir. mi — dan iki sene evvel Mançuko me selesinde, sonra Bolivya - Pa * raguvay meselesinde de pakta tecavüz edilmiştir. Bu vak'ala * rm hiçbirinde zecri tedbirleri" tatbiki için hakiki bir gayret s8“ fedilmemiştir. Halbuki Habeşi$ tanda harekât başladıktan bi” hafta sonra, zecri tedbirler, ha * kikat halini almış gibidir. Ne © den böyle iki ölçü ve iki siklet€ bir siyasa takip ediliyir. İtalya milleti, bu garip usulün arka © sında ne gibi bir nüfuzun mev” cut olduğunu haklı olarak ken * di kendine soruyor. i — Bugünkü güçltüklerde”, kurtulmanın barışsal bir çal yok mudur — Niçin olmasın?. ti şartl bu müşkülâttan kurtulmak çaf€ si vardır, Uluslar Sosyetesin' söylediğim gibi: z İ Evvelâ, Uluslar Sosvetesi ei | ölçü, iki siklet sistemini bert” raf etmelidir. Sonra da lâzım olan değişik” İ likleri ve vikaye usullerini kol laştıracak bir surette, paktın yeti umumiyesinde bir ahen$ | vücuda getirmelidir. İtalya < disini boğmakta olan bugün, toprakları içinde, maddeten, manen gelişme halinde bulu : maktadır, Ve adalet istiven kir ve çalışkan safın sesini İf” tirmek mecburiyetinde buls” Arkası var bir memlekettir . me —— ir

Bu sayıdan diğer sayfalar: