26 Ekim 1935 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 7

26 Ekim 1935 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ŞAN © AC 26-10-935 Pariste Kara Ali Yenildi, Dinarlı Kazandı! Kuvveti Hayretler Uyandıran Kara Ali, Keçes- keçken Güreşindeki Bilgisizliğine Kurban Gitti Bundan bir ay kadar evvel, Di -! Terk Mehmet ile alaturka güreş pirkiye baş p linin arise gittiklerini okuyucularimıza vermiştik. Bu iki Türk güreşçi Parise varır Yarmaz, Dinarlı Mehmedin mene » | yi olan Rıdvanın nezareti altında "r taraftan idmanlara devam eder ken en sonra Amerikaya geçmiş bulun duğu için kendisinin idmanlara de- Yam etmesi maçlara girebilmesi kâfiydi Halbuki Kora Ali için iş böyle değildi; Türkiye baş pehlivanı ilk defa Avrupaya gidiyordu. Sonra (keçeikeçken) dedikleri Amerikan gin serbest güreşten haberi yek - w. Bunun için bir taraftan idman e yandan da bu tarz ser- sat güreşin bütün inceliklerini öğ- Tenmesi lâzımdı. Bunu ise öyle beş ©n gün içinde öğrenmek her halde Pek kolay de; Böyle ol #2 zaman içinde mümkün olduğu kadar fazla öğrenmek üzere dur - madan çalıştırıldı. | Kara Ali bir taraftan calışa dur- sun, serbest güreşte bilgisi olan Di- parlı Mehmet pek az sonca İlk ma- $'nı yaptı ve Regis Siki ismindeki .— boylu Habeş şampiyonunu sir nt yere getirerek mağlüp etti, Organizatörler, Kara Aliyi gö - Ter görmez hayran kalmışlardı. ürkiye baş pehlivanı sevimli yüzü Ye demir gibi vücudile Parisin kur- maz organizatörlerini teshir etmiş- kızacak Kara Ali serbest güreşi — ediği için organizatörlerden endisinden, Dinarir gibi ilk gün - tvde istifade edemediler ve serbest üreş öğrenmesi için bir müddet kaydedelim ki, Pariste Di- | yerl: Mehmet (Mahmut Yusuf), ira Ali de (Ali Hasan) diye ta- miliyorlardı. Artık gazeteler, dur - Madan Mahmut Yusuf ve Ali Ha- *» hakkında bir düziye reklâmlar va başladılar. Ara: meşhur oryanizotör Amerikalı İsf Dikson'un adamları den Sporta'de Avrupa keçes- tea şampiyonluğunu tertip et - Bu şampiyona maçlarında Dinar © Mehmet Yusuf yukarıda yazdı *mız gibi ilk maçını Regis Si) Köwleki Habeşle yaptı ve nn Ali ve yahut öteki sins İse, organizatörlerin kend kit ba güreşi öğrenmek üzere v: çek; <arandırmak maksadile kur Şekişinde, gaptıkları | kurnazlık loğruya Avrupa şampi anlata (seyrek - son) müsabaka ay kaldı. Fakat buna mukabil de Ve senelerde güreşe başlamış o - 'ın karşına düştü. N Deslane gülle kaldırmada dün - . ri mpiyonluğuna yükselmiş ve F,, Sl güreşe başladıktan sonra da sky gampiyonluğunu almış ve maçla, p apt veya doğru Sarda daima galip gelerek min | kı vefa dayanaklığiy giyle serbest gü - 2) Sikarmak imkânsızdır. Serbest Türe, alaturka güreşte olduğun - n çok fazla nefes ister. Serbest güre, Ağ: sürere göre, gok fazla İlâmdan kaçınmıyorlardı. DINARLI İşte Kara Ali böyle güç bir du - rum karşısında kaldı: Bir kere ne- fesini çok arttıracak, sonra serbest güreş öğrenecek, sonra da Deg - çok tuttu - bir gü şi ile karşılaşacak! Bu şartlar de daha maçtan evvel Kara Alinin bu ilk maçını kazanamıyacağını tahmin etmek yanlış bir şey olmaz- dı. Alinin bu ilk maçı 21 teş- rtesi akşamı için tes- kşam, ayni yer de Dinarlı Mehmette C, Atlas is - minde bir Yı 'nlı ile güreşecekti. li Mehmet tanın - tırmasalar bile Parise henü; Kara Aliyi (onların tabirile Hasan'ı) tanıtmak için hiçbir rek- | Hattâ ra Alinin resmi (Türk lâf anlamı - yor) cümlesile göze çarpıyordu. Ali karşıya görünü. çıkacakmış gibi | yorlardı. Bir ma: iri gövdesi çıplak duran Kara Ali elindeki şişeden vücuduna bir sinir ler sürünmek ister gibi bir vaziyet almıs, Rıdvan da onu bu hareket - ten menetmeğe çalışır bir tavur ta- kırmıştı, Bu resmin altındaki (Türk lâf anlamıyor) cümlesinden sonra (Ali Hasanın alaturka güreşte olduğu gibi yağ sürünmek ği ve bu- nun serbest güreşte yasak olduğu hakkında söylenenleri dinlemek iş- temediği) anlatılıyordu. Bu rasim ve yazının ustaca yapıl. mış bir reklâmdan başlen bir şey olamıyacağını anlamak güç bir şey değildir. Cünkü Kara Ali Avrupa - | - Geolni ğ âla bilir, Bilmediğini bir an için ka- bul etsek bile lâf anlıyacak, hat- tâ lâf anlamıyanlara anlatacak ka - dar zekidir. in güreş meraklısı hallar bu resmi ve © yapa görür görmez hiç şüphesiz şöyle düşünecektir: gi (Türkiyeden £ yeni bir güreşçi gelmiş, Yazılana ve resmine bakı- İsrsa mâl kuvvetli ve aslan gibi bir güreşcidir. Fakat lâf anlamıyor. Lâf anla - madığına göre de bizim zavallı Deglane'in bu ferman, buyruk din- lemez Türk güreyçi karşısında hali dumandır. Hele bir gidip şu adamı MEHMET PEHLİVAN görelim) İşte bu resim, Jef Dikson gibi us- ta bir organizatörün kendisi gibi usta adamları tarafından Pa: kının merakını gıcıklamak üzere yapılan reklimlardan biridi Her ne ise, Kara Ali bu kabil reklâmlardan sonra ve müthiş bir kalabalık önünde Deglane ile kar- | ylaştı, | Talihin - haydi öyle diyelim « Kara Alinin karşısına a çi) karmasının da bir sebebi vardır: | Yapılan maçlar Avrupa şampiyon- luğudur, Dezlane ise yavaş yavaş i kaybeder bir vaziyete , (çeyrek - son) maçların - da Kara Ali gibi henüz serbest gü reşi bilmiyen veya yeni Öğrenen biri karşısında muvaffak olur, Deg- lane (Çeyrek - son) müsabakasını | atlatması finale doğru ilerlemesi ve heridek! maçlarda orgenızatorlcrin ceplerinin dolması demektir, Her ne ise.. Pazartesi akşamı Kara Ali Fransız Dezlane'İa, Dinar- 4 Mehmette Yunanlı C: Atlas'la güreştiler, Umulduğu gibi Kara Ali bu ma- çı kaybetti, Dinarlıya gelince Yu- nanlı hasmını da mağlüp ederek Avrupa şampiyonluğu yolunda yü- rümeğe başladı. Kara Ali yenilmekle beraber şu- nu da kaydetmek lâzımdır ki, bü « tün Fransız gazeteleri Kara Alinin pek büyük kuvvetinden, fakat ace- miliğinden, serbest güreşi öğren - dikten sonra birçok güreşçileri ter- | leteceğinden bahsetmektedirler. Bir Fransiz gazetesi iki Türk gü reşçinin müsabakalarını şöyle an - latıyor: “Deglane dün akşam Palais des | Sporta'da, Avrupa ağır siklet şem- | piyonluğunun yeni bir namzedi ola rak ortaya çıkan Türk Ali Hasa: tasfiyeye uğrattı. Buna muvaffak olmak için yurtdaşımıza iki devre kâfi geldi. Birincisini bir çatalla 2) dakikada kazandı, ikincisinde de 13 dakikada bir bacak bükme İl hasmına maçı bıraktırdı. üstün geldi. (Türk gibi kuvvetli) sözü dünkü kadar hiçbir zaman ıştr, Hasan fevka- lâde kuvvetlidir. fakat bilgisi çok noksandır, Mükemmel bir serbest güreşçi olmakla beraber bacak © - yunlarında zaiftır. Fakat ne bilek Galatasaray - Beşiktaş Fenerbahçe - Güneş Muhte- litleri Cumuriyet Bayramının ilk Günü Ka Memnuniyetle öğrendiği re, İstanbulun dört ket klubü | iyet bayramı gibi ulusal bir günün iyi bir spor hareketi göster - meden geçmemesi için aralarında anlaşmışlar ve 29 Teşrinievvel sa- İs günü sant 15,30 da Taksim sta - dında herkesi alâkadar edebilecek mühim bir futbol yapmağa karar vermişlerdir. Bu maç Galatasaray - Beşiktaş muhteliti ile, Fenerbahçe - Güneş TAN | güreşmemiştim, Tatbik eti Birkaç satır Evvelki günkü zelzele Evvelki sabah sedire uzanmış g9- | zetemi okuyordum. Birdenbire başım döner gibi, midem bulanır gibi oldu. Sallandığımızı gözümden evvel âse- bım'a farketmiştim. Zeizelenin şidde- | tini kontrol etmeğe vakit bulamadım. Bizim ihtiyar nine zangır zangır Gt | reyerek içeri daldı. Ah! Yine yedi kat yerin altında sözlerini kavraya- e görünce anlatmağa başla - ir: Yerin yedi kat altmda bir öküz Var | mms, Dünya onun boynuzları üstünde dururmuş. Oküzün kulağına sinek ka | çınca başını sallarmız, ilâh... | Nineye cevap verdim: — Oyle ise, büyük zelzelede o se- sin öküzün kulağına kaçan sinek at | sinebi idi. Bir törlü kısalaramadı da Istanbu'u hallaç pamuğu gibi attı, İhtiyar kadın alayımdan — silerldi. Birey söylemeden kapıyı (çekti, 1 “6 erketıktan sonra düşündüm, Yu- «eş ve volkan ilâhi olarak osatirinde süslediği Efestos “Höphai- stos” la bizim minenin öküzü arasın- daki fark şundan ibaretti: Alay ettiğim öküzü bizdeki cahil kadılar anlatıyor. Anası tarafından Olimpi tepesinden fırlatıldığı zaman | yerin dibine geçmiş ve orada ateş püs | küren Efestos'u da büyük bir mede- niyetin edebivatı hâlâ yaşatmakta - dır, — Eşref Şefik m ve ne kuvvettir o! asan güreşirken gari; aktadır, fakat dün aceyz olan yüksek tahammülünü gösterdi, Ha #anın güreşi çok temiz ve her tür. İü haşinlikten uzaktı. Ayak ve ba- cağmın çift bükülmesi karşısında maçı bırakmağa mecbur oldu. Ha. sana İtimat edelim, keçeskeçkene biraz alışmak ve çalışmakla AH H birçok kimseleri düşündüre cekştir, “Yurtdaşından daha talihli olan Yusuf Mahmut, yirmi altıncı daki- kada macı bıraktırmak suretile has mı Yunanlı C, Ati yendi. Başka bir Fransız gazetesi de maçları şöyle yazıyor: Keçeskeçken Avrupa şampiyo - nas için, büyük bir kalabalık 5. nünde Palais des Sporta'da iki maç yapıldı, Yunanlı C, Atlas Yusuf Mahmut tarafından tatbik edilen ve çok acı veren kol uzatma oyunile 26 dakika 17 saniyede maçı bırak- tırarak mağlüp edildi. “egiane iki-devrede hasmı Ahi Hasana galip geldi, fakat eski dün- ya şampiyonu pek nadir olarak böyle sıkı bir imtihan geçirmiştir. Başka güreşte | pek parlak olan Türk, keçeskeçken'in bütün ince - liklerini bilmemektedir. “Maçın başmda Ali Hasan bir kol yakalamasile Degla yere yıkarak fevkalâde kuvvetini gös- termiştir. Rakibinin üstüste bacak bükme- lerle mukabelesi çok şiddetli ol - muştur, Ali Hasan birçok oyun - larla Değlane'i sıkı bir müdafaaya mecbur etmiştir. Mücadele çok sıkı olmuş ve sira ile iki hasım bi - ribirini yerden yere vurmuşlardır. “Deglane yirmi bir dakikada ilk devreyi bir çatalla kazanmıştır. İstirahatten sonra güreş büyük bir şiddetle yeniden başlamış, Türk bunda da kuvvetinin yüksekliğini birçok oyunlarda göstermiştir. Fa - kat sıkı bir bükülme neticesinde ba | cağından sakatlanarak maçı bırak» | > mecburiyetinde kalmıştır. 'açtan sonra da kendisi! ö şen gazetecilere Derler 2 Bu kadar kuvvetli cakta) N herkesçe tasdik edilen Kara Ali serbest gü - reşten de daha başka ve olan keçeskeçken'de bilgi kurban gitmiştir, $. 6. SAVCI Ve rşılaşıyorlar muhteliti arasında oynanacaktır. Bu maç evvelce yine bu iki muh- telit arasında yapılmış olan müsa- bakanın revanşı mahiyetindedir. Maç hâsılat, teşekkülleri itibari- le ağır masraflara katlanan bu e klüp arasında tasnif edilecek: ir. Her iki muhtelitin ne şekilde şıkabileceğini ve düşüncelerimi yarınki sayımızda okuyucularımı - za bildireceğiz İ İHIKAYE l | Allah ? amm eimledir” - YAZAN : Bedri RAHMİ Tam yedi saattir durup dinlenme» den dönen poker, bizim Feridin önün de kümelenen para ku'eciklerini si- Vip süpürmekle kalmamış, tatil bo- yunca Gümüşhane (yaylâlarında bir türlü harcıyamadığı üç aylık maayı- nı da alıp götürmüştü, Tam yedi saat süren pokere öğle- den sonra ikide başlamışlardı. Saat dörtte hizi Trabzona götürecek oto- mobil beyhude yere kehivenin önün- de korna çalıp durmuş ve bizim Fe- ridi bu azılı pokerin elinden kurtar. manın imkân olmadığını ânlaymez birkaç müşteri bularak yakın köyler. den birisine gitmişti. Bir daha gece- nin onunda dönecekti. Poker, doğrudan doğruya pata ile oynanıyor, dört kişi arasında köşe» kapmaca oyniyan banknotlar paçav- ralaşıyor. Rest çeken, blöf yapan si- nirli parmakların teri, bozukparalar rin üstünde dolaşıyordu. Pokerin tam gemi ezıya aldığı bir sırada Gümüş- hane eşrafından birisinin ortaya atti- ğı “kim bilir hangi yosma gelinin te peliğinden sökülmüş” birkaç altın, Oyuncuları iyice çileden çıkartmıştı. Ben bizim Feridin arkasında otur- muş oyunu seytediyordum. Oyunun sonlarma doğru sermayeyi horoza yükliyen arkadaşım oyunculardan bi- risine kendisine eli lira borç verme» #ini teklif etmiş, halbuki icâri yolum- da olan kötü dost bu teklifi hiç işit- memezlikten gelmiş ve bu kabalık zae vallı arkadaşımı fena halde sarsmuştı. a Pöriğin kesesini ve sinirlerini tör. ve bize hiç ummadığımız kötü bir havadis dahâ getirmişti: Yağmur, Ilk, bol bir yaz yağmuru. Tavanlarından İsli gaz lâm- arı sarkan bir köy kşahvesinde bol bir yaz yağmuru dinlemek fena bir şey değildi. Fakat biz yolcuyduk ve önümüzdeki Zigana dağlarına tırma nan yolun yağmurla pek başı hoş de- gildi. e Bizi Trabzona götürecek otomobi. li bekliyoruz. Neredeyse gelecekmiş, Peridin ağzını bıçaklar açmıyor. El- leri cebinde, alnmı cama dayamış dı- şarı bakıyor ve rsütemadiyen dudak- arın: kemiriyor. Yağmur, aslana yollar, Zigana'nın birkaç otomobilin kanına giren yolları ve geciken oto mobil umurunda değil. Bir aralık diş- lerinin arasından bir küfür çiğnedi- iyorum: namussuz herif. Alaca- ğin olsun! Ferit kendisine borç vermiyen piş- kin dosta diş biliyor. Bu da benim umurumda değil, Bu yağmur bir par- ga daha artarsa yarın Trabronda ola mıyacağımızı ve vapuru kaçıracağı- ması düşünüyorum. Bir aralık yağmur diner gibi olu» yor. Fakat kahvenin tavanın: sarsan ve karşıki dağların yuvarlandığı his- sinl veren müthiş bir gökgürültüsü ve birkaç şimşeğin kırbaçladığı vağ- mur korkunç bir hışıltı ile yeniden baslıyor. Nihayet kahve önünde du- rar otomahi'in kahve lâmbalarını bir sarhoş görü kadar kızartan Timhala. rının ssığında yağmur tanelerinin bo- yumu bosumu © görüvorüz. Yağmuru sicime enzetenlere hak veriyorum, Şoför bu yağmura: — Kuru gürültü! divor. Otomo- bile binerken beni biraz düşünceli gö- ren Ferit te: — Aldırma canım Allah bizimle dir!.. Deyince demin dudaklarını yi- yip tüketen arkadaşımın bu soğuk” kanhılığına dayanamıyor? — Her halde mülşarünileyh bugün pek sizinle değildi, diyorum. © Şoförün beş dakika sonra dineceği- ni iddia ettiği yağmur yarım saattir Ayni inatla otomobilin muşamba tava. nını nokta'ıyor. Elektriklerin iki nur- dan kol gibi karanlığı kucaklıyan ışıkları içinde ayni yağmur sicimleri uzanıyor. Bereket versin şoförümüz gök usta ve Zigana yollarını kendi elile yapmıs kadar tanıyor ve kendi &vinin merdivenini tırmanır gibi-dö- nemeçlerden kolaylıkla dönüyor. Şolörün önündeki camda Feridin yüzünü görüyorüm. Bu sapsarı yüz hâlâ dudaklarını kemirip kendisine ödünç eli lira vermiyene yumruk sallıyadursun, yağmur yolumuzun iki tarafından sel olup #kmağa başlar- ken Zigana'nın tepesindeki- hanlara geldik. Yağmurun dinmeğe hiç niye 8 yok. Bu banda sabahlıyacağız. 9 Bize bir oda gösterdiler, bir parça slanan ceketlerimizi çıkarıp geri ka- lanile yataklarımızın üzerine uzan» dik. Han odası bul Bol bir pire hü- cumu ile gece uyanıyorum. Mızmız bir idâre lâmbası odayı aydınlatıyor. — Ferit be!.. diye arkadaşım uyan» dırmak ve onu pire'ere karşı göstere diği mukavemetini tebrik etmek isti- yorum. Fakat birim Feridin yerinde yeller esiyor. Kâfir şeytan birden ak- kma kötü köt” şeyler getiriyor. Det- hal dışarı çıkmak için ceketi aranı yorum. Koyduğum yerde yok. Uç adım ötede iskemlenin üzerinde du- ruyor. Idare lâmbasını yakalayıp beş basamaklı merdivenden inmem bir oluyor. Hanın avlusundaki kuvvetli bir Tüks İlmbasınm ışığında yedi sekiz kişilik bir kafileden dördü barıl harıl kâğıt oynuyor. Şaşkınlı! "a hâlâ elim- de tuttuğum idare İdmbasile onlar» doğru yürüyorum. Evveli oyuncular arasında Feridi görüyor, rahat bir nefes alıyorum. Oyuncular neden sonra beni görüyorlar, Feridin önün- de dehşetli bir para yığını var. Yüzü kıpkırmızı. Beni görünce sevinçle ba ğiryor — Söndür o kandili! Yanıma gel. Ben hâlâ şaşkın bir ona, bir önün. deki paralara, bir de öteki oyuncular» lâ seyircilere bakıyorum. Oyuncu'ar arasında kimi görsem beğenirsiniz: Bizim şoför! Kaşlar çatık, bu sefer dudaklarını o ısırıyor, Belli, bir hayli kaybetmiş. Ferit bir makina sür'atile kâğıt das ğrtyor. Ve büyük bir kazancın verdi- ği nefis itimadile gayet serbest oynu yor ve mütemadiyen kazanıyor. İçlerinden iki kişinin — başta bi- İ kavbettiği sim şoför — iflâsile oyun bitiyor. Feridin iki yüz liraya yakın kân var. Paraları çantasına istif ederken bana beşlik bir lira gösteriyor ve öte- ki oyuncuların fena halde sinirlerine dokunan bir neş'e İle: — Yahu! diyor, madem cebinde böyle uğurlu bir para vardı. Niçin orada ses çıkarmazsm. o Ben ceketimin yer değiştirmesinde- ki hikmeti anlamağı başlarken o ovu- DA nasl başladıklarını anlatıyor. Me- ğer bizden evvel hana misafir olan yolcular gibi Ferit te pirelerin yüzlün- den uyuyamamış. Aşağıda bir poker çevirmek için yanyana dördüncü art- yanlar onun odada sinirli sinirli do aştığını işitince yukarr çıkıp oyuna davet etmişler. Aramızda teklif ol- madığı için benim (ceketin cebinde bulduğu beş lira e pokere oturmuş. Feridin gözlerinde: “Nasıl, ben sa» İma Allah bizimledir demedim mi?” bir sevinç ve benim çatık kaşları | diye bağıran icimde bizim şoförün var, Alnının teri İle kazandığı naravı kumarda yeniden müsterisine vermek ve sonra onu berlavadan kilometre» lerce otomobilinde taşımak. er hal. de hes bir şey olmasa gerek. Isin fe nası dün #ktamki vafmur önümüzde. ki yolları bir havli hırpalamış, Aksi bir şoförle tırmanması kadar İni'mes si de güc olan Zipana vollarımlnn nas sıl ineceğiz diye kötü kötü düşünü. yorum, . Çamurdan kavmasm diye teker. Jeklere zincir takan şoföre vaklarıyor Tur. O, yakası açılmamış küfürlerle çamuru, otomobili, hanı donatıyor. Bizim vanma geldiğimiz! görünce” — Vallahi bayım, diver, Bu ça murda yola çıkmak bana hiç serme yor! Ferit soförün cebine dün »keam imi beş küğrr erletştırır- ken: — Korkma canım!" diyor, Allah hi. zimledir!.

Bu sayıdan diğer sayfalar: