2 Mayıs 1936 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 7

2 Mayıs 1936 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Masal <p Fi , Bir varmış, bir yokmuş. Evvel 22- man içinde, kalbur saman içinde ge ve tellâl iken, horoz imam iken. bir padişahın gayet güzel, lâpiska saçlı, mavi gözlü, gül ten biricik kızı, bir küp cadısı tarafından büyülenerek ka e kaf dağının arkasında yük kaleye hapsedilmişti. ç Padişah kızını kim kurtarırsa, ona Bikâh edeceğini tellâllarla memleke - tin her tarafında bağırıyordu. Bir - Gok babayiğit delikanlı, büyülü sult DA sâhip olmak için atlarına binip k dağa gittiği halde hiçbirisi canlı 0- larak geri dönmemişti, Kaf dağına giden babayiğitleri küp cadımı yok ediyordu. Bir türlü ca- dının büyüsünli bozamıyorlardı. Bir gün, bir fakir kunduracının g0 cuklarından biri babasına şunları fi- adı e Baba, fıkaralık sefalet canımıza e büyülü sulta- 4ti, Müsaade et de büyülü sulta ey vE kurtarayım... Padişah damadı olayım. m Babası cevap verdi: ç Yapabilir misin!.. Birçok babayiğit ler bu yolda öldü. Zannetmem, sen bU ' il ? i başarabilesin? ” Dündar, gözleri yaşararak mukabe Je etti: i mi —— Babacığım zaten açlıktan.s€. letten rna Bırak beni bu yolda öleyim. Eğer, m endinın kalesini DE Ae betik eng olur seni de,anâ- mda saraylarda yaşatırım. * ğ yolunu tutmuş indar Kaf dağınm yo” , ta 0, srielei Kaf dağına giden baba. ve gilâklı değildi. E- yiğitler gibi atlı ve sil irüyordu. Az ti yü İinde kalmca bir sopa Yür” gitti, uz gitti. Nihayet, Kaf dağına yaklaştı. Çelimsiz, giski hiç korkmuyordu. Yolda giderken. #W Brdekler görmüştü ekmek çıkararak on c iyi waffak olur da büy z leşini fethe - da yüzen birçok Dağarcığından lara attı. Ördek” , Yine bir gün calar ilinz ördü. Yu- Senar kirpiler bozmuş, Bi rdi vaları düzeltti ve karı” <i kal Artık kaley: #trağı bağlık, bahçelikti. lenin e yaklaşmıştı. ey İ let gülerek: önül üy anın önünde kut “iu, Bakkalın Karısı gükkünmi yağlı Tr tilkiler ağaç kovuklarında bir şeyler . pi viyordu. Et rında da Küme halin İrrm saat sana : yk ri vardı, Derhal | Bu tiç kadından ortada bulunan bü dindeki sopa ile tilkilere hücum etti. | yülü sultandı. Sağındaki cadı bir kart) Ve tilkileri kaçırdı. Meğer, bu tilkiler | solundaki de akrepli cadı bir karı idi. arıların kış için hazırladıkları balı yi- ey birini beğenmek ölümdü. y Di ne yapacağını şaşırm omeri İleş dakika sonra, salonun açık pe Dündar kalenin kapısı |ceresinden bir küme arı girdi. Ve do-| tığı kadar bağıra |laşmağa başladılar. Arılar, hep orta- t eden sonra, kale|da bulunan kadınım tepesinde uçuşu- mazgalmdan bir cadı kafası gözüktü. yorlardı. Ve Dündara sanki, sultan bisi budur diye vızıldıyorlardı. ra m ea Dündar, anlamıştı. Bu arılar, tilki- Ne istiyorsun be çocuk!., . lerden kurtardığı arılar idi. Sap ehe Arılar uçup gitti. Yarım saat sonra | ME idi. Ve sordu | soğuk bir kahkaha salıvere- z Üre küçilir açtı. Su hendeğini| X Yİ i açtı. Dündarın yanma geldi. Ve acı & gin Me derhal GEysip, YI: y — Ortadaki | Daha bu lâfı bitmemişti, Küp cadisi ve diğer cadılar bir anda alev olup yandılar, kül oldular, Ortada bulunan büyülü sultan çarşafı atıp meydana tu. Dündar, Sultanm büyüsünü çöz- müştü. Cadılar büyü çözülür, çözül- — Bu üç kişiden birini beğen, ya- Küp cadısı ve büyülü Sultan Sabah old — Sen, ve büyülü sultan öyle mi Haydi, çabuk ol suallerime cevap ver; | bunlara cevap veremezsen netice eğ Blüm.. Dündar, soğuk kanlılıkla Cadı birinci suali sordu: inde tekme ir aye e mez yanıp kül olmuşlardı ki darıları bir tarlaya serpti ve dağıt» | anıp kül. n ti. Bunları tek bir tane kalmamak şar| , BUYÜlÜ Sultanın elleri a tile topla ve torbaya koy dedi. Ve br | bağlanmış bulunuyordu. Se N k bi 7 beri kale içinde kaldığı bir odada küp vi am cadısının bilyücüleri tarafmdan her armıştı darıyı| ) a Dündar şaşırmıştı. Bu kadar diye gün bağlı olduğu halde yere yatırı- i A ari ünür. * nasıl toplayan zi aç old. |lıp başucunda meşale yakarak efsun arca karmca pe N np torbaya | okunuyordu. k Zavallı Sultan, senelerin azabm - Baktı dan kurtulmuştu. Dündarı görür inci | görmez sevinçle haykırdı — Babayiğit! Sen misin beni kur- taran?. Dündar, güzel Sultana cevap ver» bekledi. | “ ken mily Herbiri, bir darı yakalı getirdiler ve doldurdular, Cadı yarım saat sonra geldi. ki, tamam... Fena halde kızdı. İk sorguyu verâi: Cebinden, yedi altm anahtar çı - i bulunan bulunar suyuna astz. jd 5 Derhal, olduğu yerden fırladı, Sul kardı. Kalenin önünde ve çamurlu hendeğin Bunları yarım saate kadar çıkar di- aa tanm bağlarını çözdü. Artık, biribir- i tı. Aradan bir| tanım bağlarını çözdü . ire Üz ek ördekler | lerinin olmuşlardı. Kaf Dağının fet- PE ne dalarak a. | hedilmez kalesi zaptedilmişti. veee iri çıkardılar, ve Dündarın | Dündar sevincinden çıldıracak ha- mz i le gelmişti. Kaleye hâkim olmuştu. , i diler. önüne getirip baraka ve ahı) Padişah, kızmın kurtulduğunu ha- beyik halde si. | ber amed, büylük bir alayia kaleye geldi, Ve sözünde durdu. Güzel Sul- tanı Dündara verdi. Dündar, hayvanlara olan iyi kalpli- liği sayesinde kırk gün, kırk gece dü- padişah damadı oldu. tarları mevcut görünce fen nirlendi. Büyü, bozulmağa başlamıştı. Cadı, kalenin kapısını açtı.Dündarı içeriye aldı. Bir salona götürdü. Sa - arşaflı yüzleri kapalı kadm |li ezer adı üçüncü sorguyu da sordu: | günden sonra çü yastık doldururken Keleş Hasan da söyleniyordu. boya ile boyuyor ve Üzerine toz yapıştı. Malay Fiasana bağrrmağn basladı nereye gittiler İgitmeyen bir heyecan olursa, beyni-| İmiz sanki bir çeşme açıyor, su akıyor, 3 — Keleş Hasan Sevimden kaçayım derken sırtı bakkalm boyalarma ! Bunları biliyor musunuz? Gözyaşları niçin eme iğ —Anne, ben hüngür hüngür ağlı yorum, #en için için ağlıyorsun, ne - den? — Hüngür hüngür ağlamak ne de- mek? için için ağlamak nedemek? — Dün bir mektup aldın, okudun, ağlıyacak gibi oldun, fakat ağlama- dim, — rum ben küçük çocuk de lim kd, ağlıyayım. Evet ağlamak isti. yordum, ağlamak bir kabahat değil - | dir, Bütün büyük heyecanlar dimağın üzerine tesir yaparlar, insanda ağla- mak ihtiyacı hâsri olur. Yalnız insan kendisine hâkim olmalı, — Fakat yaşlar, anneciğim, senin gözlerine kadar gelmişti, ben gör - düm. Madem ki dışarıya akmadılar, , — Burnuma gittiler yavrum. Gül me, sana doğruyu söylüyorum. Arka- sından birkaç defa burnumu sildiği- me dikkat etmedin mi? Halbuki ne nezlem var, ne bir şey! Senin de ağ- Iamağn başladığın zaman, gözyaşl rın burnuna gider. fakat senin göz- yaşların o kadar boldur ki, gözlerine de yetişir, burnuna da... Onun içindir ki, ağladığın zaman yaşlar yanakla- rından akar. — O halde anneciğim, hoşumuza kederi de dağıtıyor, öyle mi? — Evet, yavrum, ekseriya öyle. İnsan ağladıktan sonra rahatlık his seder. — Kafadaki bu çeşme © görülmez | yal a ay Düşünelim, gülelim. Yüksek bir muharrirdir Yüksek bir muharrirdir! — Romanları çok satılıyor mu ba- ri? — Ekmek gibi kapışılıyor. — Yani, ekmek gibi okka ile satı- lyor, demek istersin! Babama Sö im Küçük Nuranla, yaramaz arkada- şı Pelin sokakta oyunuyorlardı.Arala rında kavga çıktı. Pelin, Nurana bir tokat attı. Nuran, ağlamağı başladı. Hem ağlıyor, hem mırıldanıyordu | — Babama gidip söyleyim, sen de| Insan gibi oturmuş di şampanze gör! Pelin sordu: Hesap Oyunları — Baban nerede? — Trabzona mal almağa gitü! Uç kişi kâğıt oynuyorlar, kım kaybederse, diğer iki oyuncunun önündeki paranın bir misli para ve- recek. Üç oyun oynanıyor ve herbis ri bir oyun kaybediyor. Herkes ba- kıyor ki önlerinde 24 kuruş var, Oyu- na başlarlarken kaç kuruşları vardı? Kâğıttan Vapur Bir Rus mühendis, Moskovada kâ- fıttan bir vapur yapmıştır. Vapur, 100 yolcuyu” pekâlâ taşıyabiliyor - muş. Kafa Boynuz Sakal On ayak Arka ayak Kuyruk Mayıs müsabakamızda muhtelif hayvanların uzuvlarından bir araya gelen bir vücut vardır. Bu yedi âzayı bir kâğıda yazıp “Tan,, çocuk sayfa- sı müsabaka memurluğuna yollaymız. Bu müsâbakada kazananlara #şa- ğıdaki hediyeleri vereceğiz. Birinciye: Bir çift ayakkabı Ikinciye: Bir yazlık şapka Üçüncüye: Bir gişe kolonya Üçüncülden yüzüncüye işadar muhtelif iyi hediyeler. Müsabaka müd- deti dört haftadır. Nisan müsabakamızda kazananlar: Birinciye: Yeşilköy Evrenos caddesi No. 42 Müşerref bir fotoğraf mas kinesi, İkinci: Karagümrük çıkma sokak No, 9 Hacer bir kol saati Üçüncü: Adana: Gıyasettin bir mürekkepli kalem. Ellinciye kadar kazananların isimlerini gelecek hafta ilân edeceğiz, — am — —— mi? değil mi? Halbuki gözlerinin içi ter — Yavrum, kafalarda öyle çeşme |temiz.. Göz kapaklarınm her açılış ve meşme yok. Yalnız göz kapaklarının | kapanışında, hafif bir yaş tabakası alt köşelerinde birer ufak delik var-| gözlerinin sathınr temizler. Meselâ dır. Suyunu gözyaşı denilen bir gud-| göze bir toz kaçsa beyin derhal haber deden alır. Daima gözün emrine hazır | alır, hazineye fazla, miktarda gözyaşı bulunan bu güddeler mlitemadiyen | gönderir ve bol yaşlar gözdeki ecnebi göyaşı çıkarırlar. Bu yaşın bir kısmı | maddeyi dışarıya atmağn savaşırlar, ile gözlerin sathi temizlenir. sen göz- Bu ağlamak meselesi, amma da lerinin içini yıkıyor musun? Hayir, eğlenceli imiş arme ! 5 — Sevim; hiddetlenerek elindeki yastığı Keleş Hasana attı, Ve İçin- deki tüyler Hasanm boyalı sırtına yapıştı ve kaçlı, 4 — Bakkalm karısı bu hali görünce avazı çıktığı kadar Sevime ve Bakkal, ellerini kalçasma koyarak Keleş Hastnin peşinden küfrediyor. “İ du. Keleş Hasan da, sirtma vapışan tüylerle hayvana dönmün kaervordu,

Bu sayıdan diğer sayfalar: