14 Haziran 1936 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 3

14 Haziran 1936 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Boğazlar Konferansı Dişişler Bakanımız bugün geliyor T.R. Aras istasyonda Başvekil, Recep Peker ifarafından uğurlandı Ankara, 18 (Tan) — Dış Bakanı den ayrılmıştır. Dr. Tevfik Rüş- İ Aras, İstasyonda Kamutay Başk: Abdülhalik Renda, Başbakan Ge- ri Recep Peker, Bakanlar, kor İomatik ve bakanlıklar erkânı ta- © Arasa Adliye Bakanı Şükrü Saraç mürekkeptir. (Komferans toplantısı İ, Dallas, 18 (A.A) — Gümhurreisi İ Ruzveh burada irat ettiği bir nutuk İa demiştir ki: “Biz, Amerikada yalnız milli duy- İRuyu değil, beynelmilel duyguyu da İnkişaf ettirdik. Bununla beraber, Amerikanın, bütün dünyayı hüsnü Biyet ve komşularla iyi geçinmek e- kibine teşvik eylemekle beraber; teh likeye düşen yabancı devletlere yapa *ağı yardım tamamiyle manevi ma - hiyette kalacaktır. Ruzvelt'in namzetliği Vaşington, 13 (A.A.) — Cümhuri Vetçi Landon İle Knoks'un namzet #österilmeleri üzerine, seçilmek ih- (| timalleri azalmış olmakla beraber, Ruzvelt riyasetictimhur için halen wvetli namzet bulunuyor. Kendisinin intihap edileceğine da- beşe karşı sekiz, bahis tutuşanlar rdır, k konferansı Prağ, 13 (A.A.) — Çekoslovakya kurmay başkanı (general etmek üzere Bükreşe et etmiştir. Anti Venizelist partiler arasında birleşme yapılamıyor Atina, 13 (Tan) — Dün akşam partisi umumi merkez heyeti ali Partisinin müşterek bir siya- takip etmeleri kararlaştırıldığı Malaşılmıştır. k Bir maden kazası Tokyo, 13 (A.A.) — Tokuoka ma inde bir grizu patlamış 3 ame- İnin ölmesine ve 31 amelenin de ya- masına, sebep olmuştur. Danzigte Nazilerin I Ismet İnönü, Parti Genel Sek-|! 'mdan uğurlanmıştır. Tevfik Rüş-|! vekâlet edecektir. Heyetle bera. |! * Montröye gidecek gazeteciler 9 Cenevreden Sofya matbuatına bil- rildiğine göre Boğazlar konferans: Walarınm aym 27 sinde toplanacak İtlan Uluslar Sosyetesine yetişebilme- için ayın 26 smda bitmesi tah- linda. #eçilen encüümenler, Sosyetenin | Temmriz ayı toplantısında görüşüle - Tenel, Krejci, Küçük Antant askeri konfe - | Yansıma iş kanunu Amele arasında büyük sevinç uyandırdı Zonguldak, (Tan) — İş Kanu- nu havzamız işçilerini çok sevin- dirmiştir. Amele namına mu- yin bu ana fikirlerini besleyici İ bir iş kanunu başarması yurda | en büyük kuvvet olan milli bir. * lik duygularımı okuvvetlendire- | cektir. Parti programmın ruhu» na uygun vasıflarla milli varlı- ğımızda bütün işçi arkadaşların birlik ve beraberlik unsuru ola- İ rak çalışmalarını dilerim.” iz LO Vİ Ziraat Vekili tedavi : için Avrupaya gidiyor Ankara, 13 (Tan) — Ziraat bakanı Muhlis Erkmen, tedavi için Avrupa- ya gitmek ürere bu akşam İstanbula hareket etmiştir. Muhlis Erkmeni, ve gonumda Başbakan İsmet İnönü ziya- ret ederek kendisine sıhhat ve iyi yolculuklar temenni etmiştir. Ziraat bukanma gaybubeti esnasında Celâl Bayar vekâlet edecektir. Londra Üniversitesinin senei devriyesi Ankara, 13 (Tan) — Londra üni- versitesinin senei devriyesinde bulun- mak üzere İstanbul üniversitesinden İki zat Londraya gidecektir. Bunlar- dan biri Müşfik Alidir. İzmir panayırı için Ankara, 13 (Tan) — İzmir nanavı- Tiha işlarsk. edeceklere - gösterilecek döviz ve kontenjan kolaylıkları hak- kmdaki kararname projesi bakanlar heyetine verilmiştir. Çocuk Esirgeme Kurumu Kongresinde İsmet İnönü bir nutuk söyliyerek yapılan işlerden memnun olduğunu söyledi Ankara, 13 (A. A.) — Çocuk Esir- geme kurumu gebel kongresi bugün saat 15 te çocuk Sarayında toplan- mıştır, Kongre başkanlığına General Kânm Özalp, ve ikinci Başkanlığa da G. Kizm Sevüktekin, kâtiplikle- re de Bayan Dr. Fatma Memik, Dr. Mitat seçilmişlerdir. Kongrede mura- kıpların raporlari okunarak kabul edilmiştir. Iki yıllık çalışma raporu da memnuniyetle kabul edilmiş ve kongrenin sonunda kongrenin Cumur Başkanı Atatürke, Abdülhalik Ren- days, Basbakan İsmet Inönlne ve kardeş kurumlara tazimlerini bildir mesi alkışlarla kabul edilmiştir. Başbakan İsmet İnönü, kongre s0- nunda aşağıdaki Dutku söylemiştir: Çocuk Esirgeme'Kurumunun geçen iki senelik faaliyetini hulâşa eden kongrede memnuniyetle yaşadık. Bu tır, bilhassa memnun olduğumuz ci- het çocuk esirgeme fikrmin bütün cede yayılmış olmasıdır. Fikrimce her çocuğun, her yerde, melekti her buzağmda bu kadar güzel kabul görmesi yerde cuk esirgeme kurumunun faaliyetini çol çok açık ve çok anlayışlı bir şekilde yazdıkları hesap raporudur. Ümid e- diyorum ki, bu hesap raporunun dik- ilmektedir. Istanbul takımının Spor işleri General Ali Hikmet beyanatta bulundu Takım teşkili meselesi hakkında tetkikat yaptırılıyor Ankara, 13 (Tan) — Istanbul ga- zetelerinden birinde çıkan açik mek- tup hakkında Türk Spor Kurumu Başkanı General Ali Hikmet, şu be- yanatta bulunmuştur: “— Bu mektubu okudum. Spor ha- reketleri tarafımdan da takip edil- terti- | binde filhakika isabetsizlikler görül- iİmüştür, o sebeple bu mesele hakkında tetkikata başlanmış ve almacak neti ceye göre hareket zaruri bulunmuş- tur. Eğer tetkikat neticesi filhakika futbol ajanmın kusurunu sabit kılar. sa, o vakit onun hakkında kusurunun gekli ve derecesine göre icap eden muamele elbet de yapılacaktır. Ancak Istanbul sporunda böyle sporculuk zihniyeti olduğunu kabul edersek bunun bir futbol ajanının a6- ziyle bitecek işlerden olmıyacağı da aşikârdır. Çtinkli bunun köktünün da- ba derinlerde bulunacağı muhakkak» | ar. Fakat kurumumuz bu işle de ya- Jkından meşgul olacak ve bunu behe- mehal ortadan Kıldırmıya azimle ça- lişacaktır. Her hâlde bundan böyle “Türk sporunda klüpçülük,, değil, sa- dece “Kardeş klüplerde sporculuk” yaşatılacak ve bunun için her ne lâ- zimsa yapılacaktır. Şunu da ilâve 6- deyim ki, ben bunu söylerken, yeni nizamnamemizin (Türk gençliğinde vahdet ve muhabbet) istiyen yüksek esaslarma ve bu klüpçülük dedikodu- larmdan usanan münevver İstanbul gençliğinin ve “temiz spor” aşkıyle yanan bütün sporcuların bana ilham veren ruh ve “iradelerine dayaniyör ve.buniardan aldığım kuvvete güve- herek böyle söylüyorum... ş ——— — TAN EDEBİYAT Ze İşte eskiden İsmine | (Babrâli),| şimdi de (Ankara caddesi) dediği - miz bu meydan, bu cinsten horozla- rı yetiştirmek hususunda, tahtaku - rulu evler, vebalı nehirler ve sıtma- bataklıklar gibi, bünyesini devam- kı bir istiklâl içinde korumuş, içti - mai bir mes'uliyet taşır, Horoz misalindeki mazur hayvan- cık, çıplak, vahşi, iptidai bir (Nefsi Emmare) nin halis örneğini ve O havanm etrafındaki gayretler de, bu (Nefsi Emmare) nin kıymet hü- kümlerini ve piyasasını temsil et- mez mi? İ Türkiyenin uzun zamanlar fikir ve edebiyat merkezliğini yapan bu meydanm yegâne beğenilmiş ve en çok mürit kaydetmiş an'anesi de,| ayni hayvani (Nefsi Emmare) nin; döğüş ve oyununu en İyi beceren! tipleri bulmak, yetiştirmek ve bes- lemek hususundaki natürüne daya- nır, Bir nevi yağlı derinin, bir nevi böceği doğurmak ve beslemekteki natürü gibi. Bu natürü ona kimler aşıladı? Tarihi ne zamandan başlar? Bun- ları öğrenmeğe ne lüzum, ne de im- kân vardır. Buna yeltenmek, yeni- çeri ordusunda İlk sinin veya İs- tanbulda ilk külhanbeyinin kim ol-| duğunu tetkika kalkışmak gibi ma- nasız bir tarih oyununa çıkar. Öm- rü 40 - 50 senenin içine sığışsa da, ezel kadar başsız bir kaynaktan ge- Hip, ebet kadar sonsuz bir denize aktığı hissini veren bu seciye dere- | sinden, herhangi bir zaman ve her- bengi bir mekânda almacak bir maşrapa Su, kimyakere, daima ayni maddeleri taşıyan bir râpor yazdı - racaktır. Fikir ve idrak işkenceleri | içinde kan ve tere batmiş n bey- inin tek hırsı olan hi ve meçhulü feth humması orada ye- rini tek ve aziz bir cevhere bırak- mıştır. Bu cevherin ismi (nefs) tir. Sa- büh kahvesini zamanında içemediği için evinin içini altüst eden ve kom- pusunun kılığından, mahalle İmamı- nm sakalma kadar, tırnaklarını zatmadığı yer birakmıyan kocakarı (nefs) lerinden daha kör, daha geri ve daha kaba bir nef.. Şüphesiz Su yüzünden cinayet İzmir, 13 (Tan) — Cümaovasında, dün, geceyarısı tütün tarlasma giden suyu aralarında taksim edememek yü zünden bir'eihayet olmuş, bir kişi öl. müş, iki kişi ağır surette yaralanmız- tır. Demirci Halil, değirmenci Abdul lah, ve Ali arasında'olan bu kavga- da, Halil Abdullahı öldürmüş, kendi. siyle All de ağır yaralanmışlardır, Üçüncü umumi müfettiş Hopada Hopa, 13 (Tan) — Genel Ispekter 'Tahsin Uzer, beraberinde Kars ilbayı Akif ve Çoruh İlbayı Refik ve diğer zevat olduğu halde bu akşam ilçemi- ze gelmiştir. Yarın Rizeye gidecektir. On ikinci kattan aşağı Nev-York, 13 (A.A) — Yüksek bir binanın on ikinci katımdan kopa- rak yere düşen bir asansörün içinde- ki 19 kişiden 14 ü yaralanmışlardır. Dünya satranç şampiyonu Leningrat, 13 (A.A.) Dünya şampiyonu Capablanca burada ayni zamanda otuz şatranç tahtası üze- rinde oyun oynamış, bunlardan 12 8ini kazanmış, dokuzunda berabere kalmış ve yalnız diğer dokuzunu kaybetmiştir. ————————— ettirmiş, masrafmı da idare etmek hususunda büyük bir muvaffakıyet göstermiştir. Hayır cemiyetlerinin hesabın sağlam vaziyeti o fikrin memlekette kökleşmesi için bu sağ- lam hesap, en ziyade lâzım olan şey- dir. Bunun için murakıp arkadaşlara teşekktir ederim. Her türlü menfaat geme fikrini memlekette yerleştirme- ğe ve çocukları himaye etmeye mim kün olduğu Kadar yardım hususunda gösterdikleri gayrete çocuk esirgeme kurumunun yüksek heyetine, umu- mi merkez heyetine, idare heyetine huzurunuzda ve millet kargısında şük ranlarrmızı, feşekkürlerimizi sunma- vi bir vazife biliriz. ki, (nefs) lerin de mütekâmil olan- ları vardır. İslâm mistiklerine göre (Nefsi Emmare) den (Nefsi Levva- me) ye çıkan nefs, bu ikinci kade- mede, kendini bir fikir ve bir telâk-| Xi terzma İsnat edebilecek hale ge- | lir. Fikirle (nefs) arasndaki sıkı ve karanlık bağları görmemek ne mümkün? Fakat bir meşe kütüğü kadar sert ve çıplak olan (nefs) in ilk ve hayvanl halini, üzerine bütün bir fikir sisteminin kabartmalarını çıkaracak surette yorttmak ve (nefs) kütüğünün bütün hırslarını, o röl- yeflerin hayat ve muhafazası yolun- da sarfetmek ayrı bir iştir. Bu ma-| nada (nefs) in fikir ve imandan far- kı azdır. Böyle bir (nefs) hüviyetin yapa- cağı döğüş ve kendisini teklif ct mekle varacağı netice, teşhir, ter- zil, teşhis ve tanzife yarar ki ona can kurbandır. Onu kendimize, dos- tumuza ve herkese korkusuzca tav- siye edebiliriz. Bu iki (nefs) ara - smdaki farkı basit bir zekâ anlıya- maz, Fakat ilk ve iptidai manasmda (nefs), köpeğin kemiğine bağlı olu- şu gibi, hasis menfaatlerine, küçük tumahlarıma ve hayvani insiyakları- na mağlüptur. Hiçbir otokritiği, hiç bir muhasebesi, kendisile hiçbir ihti- lâf ve davası olamaz. Kendisinden emin ve hoşnuttur. Vicdan azabı duymaz, içinden ulviliğe benzer bir #68 Keçmez, endişe, kapısını çalmaz. Kafanm tek şerefi olan düşünceden, ruhun baş huyu olan hicaptan ve kuvvetin ilk şartı olan iffetten ta- mamile sıyrılmıştır. Pöhpöhlenişi var, gururu yok, palavrası var, kah- ramanlığı yok, iddiası var; fikri yok, bilekârlığı var, san'ati yok. Sanki Allah, nurundan mahrum ettiği bu bedbahta, içinin zindanmı gayet ra- hat gösterip, onu teselli etmiştir. İşte, Babidilinin döğüş horozu şek- linde şöhretini yapmış, parsasını toplamış ve taraftarlarının: — Yaşa be Çilli Horozum! Nidalarile mestolmuş olan baz tipleri, bu neviden basit birer (nefs) halinin mümessilleridir. Bu halleri - le kazandıkları muvaffakiyet, şiirle- rile, hikâyelerile, fikirlerile, tenkit- lerile uyandırdıkları alikadan çok daha canlı olduğu için, pazıya kuv- vet, bu müsterici bol madeni işletir. İLEN ilimkiğ İmmün mineli kli bdimek ii ik t hamlesi | k Döğüş horozu ve Babıâli tipi ler. Böylece hem muhitlerinin, ken- dilerinden evvel bu hususta bir ta- rih ve maziye malik olan seciyesini beslemiş, hem de o seciye ile beslen- miş olurlar. Bunlarm neler yaptık- ları ve neler yapmağa istidatlı in - sanlar oldukları hakkında, nekadar isime yararsa yarasın ve tahliline nekadar yardımcı olursa olsun mi- sal vermemeği tercih ediyorum. Onu ax çok Babtili aktüslitelerini takip etmiş okuyucular bilir. Vak'adan zi- yade karakter, şahistan ziyade me- gele üzerindeyim. Bunlar hakikatte filân devirden günümüze-kadar gelen bir zincirin hakir birer halkası ve düşkün yâra- tılışlar serisinin halis prototipleri olduzları halde, açıkgözlükleri sa- yesinde kazanılmış 24 saatlik alâka- ların fani aynasında, filân ve filân fikir sisteminin, filân ve filân san'at tarzının mümessilleri gibi görünür - ler. Bu, bilerek veya bilmiyerek en büyük yalanlarıdır. Herhangi bir mezhep ismini taşıyan mefhum is - ter hak, ister batıl olsun, bunların yanmda bir hayâ ve namus temsil eder. Makine mühendisliği iddia eden bir adamm tenekeci dükkânı işletmesi gibi, en büyük şiit heye - canını, yazdığı hieviyelerde bulan şairler, en büyük tenkit zevkini, ça- lıştığı gazetenin yazı müdürüne git romanları, onlardan “iğrenmesine mukabil 5 liraya methettiğini söyle- mekte arıyan münekkitler, en büyük nükte kabi tini, ruhile de, bedeni- le de temiz bir şairin kitabi vesilesi- le, (bu şairin elleri kirli) demekte gösteren nükte ve daha buna ben- zer tiplerin kâffesi, bütün külçe ve bilttin hacimleriyle minicik bir ruhi. yat kanununun çerçevesi içinde mah pus ve ondan öteleri hiç düşünülmi- yecek ve konuşulmıyacak insani yüz alarıdır. Bunların hiçbir davala- rı yoktur. Sağ, sol, ileri; geri, bütün fikir sistemleri bunlardaki en kaba (nefs) gayretinin, en kaba poçesi hükmündedir. Zira her fikir sistemi- nin ve her felsefenin bir ahlâk telâk- kisi olmak lâzımdır. Hiçbir yenilik. leri de yoktur. Zira Babiâli ortasın- da yükselen çekişme, ve söğüşme,ehramna, , taşıdıkları. taş- Isrdan çok daha büyüklerini taşımın bahadirlerin birer hazin takipçisi ve mirasçısıdırlar. Kıskançlık ciğerle- rini basiller gibi yiyecek, kendilerini öldürmeğe kendileri kâfi gelecek ve zaman onları, bir daha anmamak suretile affedecektir. ii Bu mühitte fikir, şahsiyet ve ye- nilik sahibi olmanın tek çaresi, her şeyden ve her fikirden evvel bu ah- lâkı reddetmek, bu an'aneyi parça- lamak, bu zincirin bir halkası olma- ğa tahammül etmemek ve (fikir) in izzetini, yeni bir ahlâk telâkkisinin temiz perdesi üstünde aksettirici şartlar ve seciyeleri Babiâliye empo- ze etmekle başlıyacaktır. Necip Fazil KISAKÜREK Yeni Bulgar sefiri itimatnamesinı i 74 El e m ll Yeni AŞ Polonya sefiri Çankayada Atatürke icin merasimle köskte karşılanırken 7 Wezizi Lâhna turşusu ve perhiz ! Bir dostum var; çoğu zaman pers» hizdedir, Lâkin neye perhiz ettiği ve meyi yediği belli değildir. Meselâ: — Bir çay içer misiniz?.. desem: — Perhizim! diye cevap verir. Ve o akşam (Çamdeviren) kazinosunda palamut tavası ve leblebi unu İle ra- kı içer. Hele lâhana turşusu onun en baş perhiz yemeğidir. Halbuki harıl “— Bu ne Hihana turşusu? Bu perhiz? diye bağıran bir de darbrme- sel vardır. Bu arkadaşımın haline göre lâhana turşusu artık perhizle telif edilemi- yecek yiyeceklerin başında bulunmak: tan çoktandır kurtulmuş ve itibarını inde etmiştir. Buna mukabil, “telif edilemiyecek başka şeyler gözümüzden kaçmakta- dır: Birini tanırım. Tramvay veya vapurda © yanmdakinin, ardında - kinin kendi gazetesine göz atmasına tahammül edemez. Yabancının naza- rı üstüne adeta kâbus gibi çöker. “— Ben kimsenin gazetesini oku- İyor muyum ki, başkası benimkini oku- bir hüküm yü- gazeteyi baş- kasının okumasına tahammül edemi- yen zatın başlıca İşi memba suyu, ga- zor. gibi şeyler satmaktır. Yalnız bu içkilerden suya, (Taşdelen) e benze- sin diye (Tastan gelen) demiştir; ga- zoza da (Omnibos). Bir diğer zat tanırmı; dünyada ar- tik şey yemeye tahammül edemez, Anasmın kaşığı daldığı çorbayı İçe- İmez, karısının tattığı südü yutamaz; tiksinir. Bu zat da lokantacıdır; müşterilerin. önünden kalkan salata- İlarm salçalarmı döktiyor diye üç de- fa ahçı yamağı değiştirmiştir. Bir başkası vardır; Ne kendi adı ile bir başkasının çağrılmasına ta- hammül eder; ne giydiği kumaşın başka sırtta görülmesine... Orijinal kalmak ister. Bu zatın müstahzaratı vardır ve tesadüf eseri (olarak isimleri hep Avrupa müstahzarlarma benzer; bir alâmeti farika ve isim davasmı reğdettirmeye kifâyet ede- cek ufaktefek imlâ yanlışlıklariyle. Perhizle lâhana turşusu arasmda mevcut olduğunu sandığımız tezat, bu saydıklarımın karakter ve bare- ketleri arasındaki tezadın yanmda kadife gibi kalmaz m B. FELEK Küçük Haberler | * Ankara, 13 (Tan) — Endüstriyel mamulâtın maliyet ve satış fiatları. nin kontrolu hakkındaki kanun bu « günkü resmi gazetede çıkmıştır. * Ankara, 13 (Tan) — Başvekâlet hazinei evrak dairesinde resmi ve ta- rihi evrakın tasnifi işlerinde Galıştı- rilacak heyete alt kadro bakanlar he- yetince kabul edilmiştir , ği vermek için Çankayaya gelirken * ilem itimatnamesini vermek

Bu sayıdan diğer sayfalar: