11 Eylül 1936 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 8

11 Eylül 1936 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

öküze © soaimacamtakayılmimankkimenalmasımanaanamannm 7 Izmir fuarı umumiyet itibarile muvaffa Mısır pavyo k olmuş bir eserdir. nu, medeni veolgun Şark zevkinin bütün hususiyetlerini taşıyor | Muntazam yollardan | zahmetle yürüyerek paviyonların arasına güçlükle İzmir, S (Sureti mahsusada gi - den arkadaşımızdan) — Sıcak bir rüzgür hafif, hafif eserek esvabı - mm eteklerini dalgalandırıyor ve başıma bağladığım renkli mendil - den'çıkan saçlarımı dağıtmağa caba- yor . Oturduğum tarasanm biraz ileri- #inde muazzam bir havuz var. Bi- raz ötede de üstü bayrak ve ışıklar- la süslü muazzam bir tâkı hatır- latan kapı görünüyor İnsan seli Muntazam yollardan süslü ve temiz bir insan seli akıyor. Sanki, Avrupanın en büyük şehirlerinden biri o olan Berlinin en bel - li başlı ve güzel eğlence yerlerinden biri bulunan Luna parkın umumi mianzarasını seyrediyorum. Bu benzetiş, ne Berlindeki Luna - parkm aleyhinde, ne de İzmir bey - pelmilel panayırının lehinde bir mü - balâğa sayılmamalıdır. İzmirin ortasmdaki bu büyük,! fakat buna rağmen iddiası gibi he- nüz beynelmilel olamamış sergi, ha- riei görün paviyonlarm tertip #trasiyle ışıkları ve genişlikleri ile| hakikaten Avrupal bir görünüşte. Sergiyi dolduran kalabalık, bir Avrupa gehrinin kesafetini gösteri- yor. Ve sergi hiç şüphesiz ki, bu ba- kımdan da muvaffak olmuş sayı - Macar'orkestrası Tarasadan aşağı iniyorum. Sergi-| nin içinde yeni yapılmış olan bu ga-| zinoda resmi külşat gecesi verilen| ziyafete rahat rahat yer bulunmuş - tu. Böyle geniş bir eğlence ve resmi kabul lokaline sahip olan İz- mir şehri hakikaten bahtiyardır , Alt kat salonda güzel bir Macar orkestrası ver... Ve geniş salon ma- sa bulunamıyacak kadar kalabalık... Müziği harikulâde, servisi kusur- guz ve mutfağı pek fena olmıyan bu gazinonun bir tek, fakat müthiş bir kusuru var. O da pahalılığı. Bura - da mini mini bir fincan kahve otuz beş kuruşa içiliyor. Ötekileri siz he- saplaymız.. . Bütün dünyada kendi nevinden ©- Tan lokaller içinde hiç şüphesiz ki gergi gazinosu pahalılıkta rekor kır- nçtır , Pavyonlar arasında Çakıl taşlı yollardan ve büyük bir kalabalık içerisinden âdeta zahmetle yürüyerek paviyonların arasma 80 kuluyoruz. Serginin heniz ilk gün - leri olmasına rağmen, ziyaretçilerin çokluğundan paviyonlar rahat ra - hat gezilemiyor. Paviyonları yakm- dan seyre başlıyoruz. İlk girdiğimiz paviyon Sumer Bânk paviyonu. Bütün intizamma rağmen, İstan - buldaki lâalettayin bir Yerli Mallar; pazarı camekânından tenevvü itiba- riyle çok daha fakir.. Sovyetlerin paviyonundayız.. Gra- fiklerle, rakamlarla propaganda kıs- mı harikulâde zengin olan bu dost ve komşu: devletin paviyomu ayri ca da fabrikasyonlarının pümüune- &ini ayni cömertlikle ve ayni gekilde gözü ve tecessüsü doyuran bir bol - lukla vermiş, Mısır paviyonu medeni ve olgun bir şark zevkinin bütün hususiyet * lerini taşıyor. Ve sergide en fazla dolan ve en çok ziyaretçisi olan pa- viyonlardan biri... Helen paviyonunda, kimyevi İs-| tihsalâtın Yunanistanda pek kuv -| vetli olduğunu ve boyaçjlık gibi pek esaslı olan bir branşın (büyük yer tuttuğunu görüyoruz. Diğer pavyonlarda süslü ve temiz bir insan seli akıyor. Büyük sokuluyoruz. | İzmir fuarının en güzel pavyon! arından biri: Trakya pavyonundan dir görünüş ile diğer paviyonları geziyoruz. Bun- | seyredilmeğe değer. lar arasında nazarı dikkatimi ilk| İstanbul Ticaret Odası bu pavi- çeken, Kocaeli paviyonu oldu. Diğer | yonların üstüne sarı güneş işlenmiş vilâyet paviyonları içerisinde Trak -| mayi bayraklar dağıtmıştır . ya paviyonu teşhir ve tertip husu -| (o Bu, İstanbul bayrağıdır. Ve biz sunda İstanbuldan sonra birincidir.| sergide gezerken o bayrakları gör. Trakya hakkında umumi bir fi-İdükçe kendimizi bir parça İstanbul- kir veren Modern ve güzel propa -!da hissediyoruz. ganda brogürleri ile hattâ propa -| Serginin muvaffak paviyonlarm - ganda cihetinden İstanbula bir fai -!dan biri de Moskof paviyonudur. kiyet göstermiştir, diyebiliriz . İnhisarlar köşesi, kusursuzdur. İz- İstanbul Ticaret ve Sanayi Oda-| mir paviyonunu tenkit etmiş olma - sının paviyonunda da bir güzellik | mak için ondan bahsetmek istemi - ve modernlik 'var; Deri fabrikaları - | yorum; tasiatmarı nım bazılarına, tahsis. edilen .. köşede | Çok ileri ve çok modern bir.şehir gördüğümüz eldivenlik gri, bej de -İolmak istidatlarmı (gösteren bu riler. kahverengi, siyah ( iskarpin| şehrin paviyonu, gelecek senelerde derileri, köseleler hep birbirinden | şüphesiz daha mükemmel hazırla- güzel... b ngcaktır . Gene, İstanbul fabrikalarının ör -| İzmir panayırı umumiyet itibari- güleri, döşemelik kumaşları, üzerin- | le muvaffak olmuş bir şehirdir. de dikkatle tevakkuf edilmeğe, iyice Suat DERVİŞ Amasra, Bartının sayfi- ye yeri haline geliyor Zengin maden damarlarının işletil- mesi, Amasraya refah getirecektir p Amasra Timammın uzaktan görünüşü Buraya uğrayan turistler, toprakla” rında tarihi eser gömülü olan şehri, slika ve merakla gezmektedirler. Ahalisi kismen balıkçı, kısmen kayık- çıdır. Kasabanm civarında zengin maden kömürü damarları vardır. Kuvvetli bir sermayedar bulunmadığı için şim dilik işlenememektedir. Açılan ocak- arm hükümet eliyle tekrar faaliyete geçmesi, Amasranın tarihi ve iktisa- di kıymetini yükseltecek, bu yiizden köyler ti kavuşacak, halk bü- yük bir refah içinde yaşayacastır. Deniz kenarında güzel bir park ya- pılmıştır. Atatürkün (büstleri parkı #islemektedir. Kasaba, Bartınm say Amasra, (Tan) — Bartına on se - kiz kilometrelik bir şosa ıle bağlı 0- lan Amasra, Karadenizin tarihi ka- sabalarından birisidir. Bartınm bir ithalât iskelesi haline gelmiştir. Bar- tın boğazma fırtmalı zaman'arda eş- ya çıkaramayan vapurlar, yüklerini Amasra limanma boşaltırlar. Şösenin bazı yerleri bozuk olması- na rağmen yaz, kış seyrüse”eve cive- rişlidir. Fübe tarihi eserler bakımın- dan zengindir. Etrafı, Cenevizlerden kalmış bir surla çevrilidir. 15 dakika mesafede esten harebeleri var - dir. Bu arada Kuşkayalı denilen bir de kaya içinde büyük bir kartal ile kafası koparılmış bir heykolin etra - Şimdi, geniş yoldan geçtik. Sıra | fında birçok kitabeler mevcuttur. | iyelik bir yeri halindedir. , başladı. Hiç kimse ondan şüphe et- AN Esrarengiz Polis R Cim Blak'ın ölümü Romancı Anthony Abbot bura- da durdu. Hikâyeyi devam ettir. mek sırası, Madam Rita Wei man'e gelmişti, Madam Wei - man Relsicümhtun Roosevelt'le görüşüp anlaştıktan sonra şöyle devam etti: Miss Şarlot Hop'un kendini sev - diğini anlıyan sabrk Cim Blak ve lâ- hik Fransa Karter Kanadanm To- ronto şehrine gitmişti. Bu büyük şe- hirde, banker Karteri çok tanıyan - lar vardı ve onu severlerdi. Dostları onun tamamile iyileşerek ve Üstelik servetini tekrar kazanarak aralari- na dönüşüne sevindiler. Karter, ya- ni sabık Blak, hazırladığı bu plân sa yesinde on beş milyon dolarlık ser- vetini de, İşletebilecekti, Ve nitekim eski Banker Karter gibi, çalışmaya miyordu. Yalnız, mühim bir mese le vardı, Cim Blak'ı öldürmek, ou, iresmen defnetmek lâzımdı. Bundan İki sene kadar evvel, Cim Blak, otomobili ile Kanadada bir se-| yahate çıkmış, bir kasabada, otamo- bili bozularak onu bir garaja bırak mıştı, Garajdan aldığı makbuz bera berinde idi. Onu hatırladı, Otomobi- 'lin üzerinde numarası vardı ve bü nu mara, Nevyorklu avukat Cim Blak'e İnitti. Karter düşündü. Ve kısa bir tet kikten sonra, bir doktorla ahbap ol- du. Doktor gençti, sefihti. Müthiş ku mar oynardı, ve kadınlara çok para sarfederdi. Ustelik ahlâken şüpheli olduğu gibi, Amerikalı da değildi. Bir İspanyol ismi taşıyordu. Tanıştık tan sonra, Karter onunla, Cim Blak- la az çok benzerliği olan ve yeni öl müş bir adamın cesedini satın al - mak hususunda mutabık kaldı. Dok yarım saat sonra, yolun ilerisinde onun otomobilini gördü. Fakat iki da kika sonra, otomobilin birdenbire bir uçuruma yuvarlandığını, uçuru- mun dibinde tutuşarak alev alev yan dığını önce dehşetle, sonra sevinçle seyretti, . Ertesi çün, polisler, parçalanmış otomobilin yanında, kavrulmuş bir ceset buldular. Bu Cim Blak idi. 1i- ka sevincini zor zaptediyordu. Mi - yonlara konmuştu. Artık zevk, eğ - lence ve Aşıkı Eri serbestçe onun demekti, Olmamış bir cinayet Hikâyenin burasında, polis Yo » manctlarının en büyüğü saylan 8. 5, Van Dine müdahale etti ve hikdyeye yeni bir entrika unsuru velte buna Uzum göstermişti, Van Dine kalemi eline aldı: Palis tahkikatı otomobilin ve ce- sedin Cim Blak'a ait olduğunu tes - bit etmekte gecikmedi. Hiç şüphe yok tu. Cim Blak bir kazaya kurban git- mişti, Fakat birdenbire Miss Şariot Hap- ortaya çıktı. İlkanın kocasına karşı beslediği emelleri biliyordu. Onu; ko casını katletmekle itham etti, ve bu kaza, bir vaz'i sâhneden başka bir şey değildi. Bu itham karşısında adliye hare - kete geçti. Ceset tıbbı aditye gönde» rildi. Yapılan muayene neticesinde, cesedin beyninde iki kurşun yarası omanı Yazan: A.C.R.Roosvelt 11-9.008 hikâyeyi neticelendirecekti, BW Jahn Erskine idi. Polis romd” larını en iyi şekilde bitirmekif meşhur romancı, bu hikâyeyi daima Reisicümhur Rooseveltit nezareti ; ve tasvibi ile, gu nd” ceyi verdi: Uzun mücadelerden sonra, derif bir vicdan azabı duyan Karter Ne” yorka dönerek, hususi kâtibi Mİ Şarlot Hop'u telefonla aradı. Kenfi si için çok aziz olan sesi tanıys” genç kız telefonda sordu: — Kimsiniz? — Ben, Cim Blak! — Ne? Cim Blak mı! Demek öl“ mediniz! Ve patronunun adresini öğren“ genç kız, derhal koşup yanma git” tanede gördüğü adamla i ti. O zaman Cim ona olanı biteni 1 raf etti ve Karterin eşkâli altmd” âşık Şarlot, Cim Blak'ı bulmakta 8” cikmedi, Blak hususi kâtibine aşkını da if raf ederek kendisile evlenmeyi tek * lif etti. Fakat Tika ile Erl'i kurtar * mak için, asıl ve eski şahsiyetini yö” niden iktisap etmesi lâzımdı. O #” man da tekrar Blak olunca, 58999 ile evlenmesi imkânsız olacaktı. 2” ra İlka karısı idi ve hiçbir zaman 9 dan ayrılmaya razı olmıyacaktı. Tikanın idamı günü yaklaşıyord” Onu yalnız vali kurtarabilirdi. Gi ile Şarlot valinin yanma gittiler, Mİ bulunarak, Şarlot'un şüphelerini bir hakikat olduğu meydana çıktı. Diğer taraftan kurşunların kalibre- si tesbit edilince Şarlot, Tlkanm bu kalibrede bir tabancası olduğunu bil diğini söyledi. Ayni zamanda tor, ona, böyle bir ceset ele geçirdi- ği dakikada haber. verecekti. Çok beklemediler, ve bir hafta sonra, doktor telefon etti. Karter, derhal garajın makbuzu ile gidip otomobili aldı Garaj sahibi iki sene evvel gör- düğü ve eşkâli hayalinde kalmadığı bu adama, makbuzu görünce ,otomo- bili vermekte çekinmedi . Cesede Cim Blak'ın eski elbisele- rinden biri giydirildi. Parmağına 0- na ait bir yüzük, cebine, Blak'ın bir altm tabakası kondu, otomobile bin- dirildi, Karter de bindi. Plân şu idi Karter otomobili, tehlikeli dağ yol - larından birisine götürecek, kendi otomobilden atlıyacak, otomobili, ce setle beraber bir uçuruma yuvarlıya caktı, Pek tabii, herkes te, ceset bu- İlupunca Cim Blak öldü sanacaklar - dı. Fakat, bu arada Blak'ım karısı T- ka'da boş durmamıştı. Kocasınm koyboluşundan bir müddet sonra Miss Şarlot Hop'un da ortadan kay- bolduğunu, Üstelik, milyonlardan on beşinin de meydanda görünmediğini farkedince, Ilka birdenbire, Kanada- da bir garaja bırakılan otomobili ha tırladı ve kocasının, kâtibi İle bera- ber Kanadaya kaçtıklarını talımin, ve otomobili orada, kocasının. vak- tile ve kasten bıraktığımı tasavvur etti, bu plânı, Cimin uzun senelerdir garajdan ayrılıp ta kazayı gördüğü ana kadar geçen vaktini ne şekilde kullandığını isbat edemiyordu. Tlka bu itham karşısında yığılıp kalmıştı, Şarlot'un dediği şekilde bir tabancası olduğunu itiraf etti. Fa - kat nerede olduğunu bilmiyordu. Kaybettiğini iddia ediyordu. Garaj- dan ayrıldıktan sonra vaktini nerede geçirdiğine dair de bir şey söylemek istemiyordu. Şarlot Hop ile avukatı bir mühim nokta daha bulmuşlar ve yeni bir it ham daha yapıyorlardı. Cim Blak servetinin on beş milyon dolarmı yanına almıştı, Acaba bu para ne olmuştu? Tika ile âşıkı Eri Marşal, bü parayı almak için onu ta kip ederek öldürmemişler miydi? Filhakika, tahkikat neticesinde, Eri'in İka ile beraber otomobille Ka, nadaya gelmiş olduğu anlaşılmıştı. Fakat niçin Ilka bu noktayı sakla - muştı? Tika kaza olduğunu gördüğü zaman Eri nerede idi.? Ertesi “gün hâdiseyi polise haber vermeye geldi Zi zaman Eri niçin beraber gelme - mişti? Bütün bu suellerin cevabı basitti. Katledilen ve otomobille uçuruma a- tılan Blak'tan çalınan on beş milyon doları Eri kaçırmıştı. Fakat cinaye - te alet olan tabanca nerede İdi, ne olmuştu? Eri Marşal tevkif edildi, fakat ber hazırladığını zannederek, derhal bir) hangi bir cinayet işlemediğini iddia otomobile atlayıp, Kanadadaki ga -| etti. Evet, Ilka ile beraber Kanada - raja koşmuştu. Fakat pek geç kal -| va kadar gelmişti, ve evet, kazanım mıştı. Garajcı, Cim Blak'ın bir saat| ertesi günü, Ilka ona, derhal denize evvel gelip otomobilini aldığını söy| atmak emrile bir tabanca vermişti ve ledi ve hangi tarafa gittiğini de ta -| o da tabancayı denize atmıştı. rif etti, Tika, gece yarısı, kuvvetli fe| Bu itiraflar İlka ile Erl'in idama nerlerini yakarak ve çılgın bir sürat | mahkümcedilmelerine kâfi gelmişti. le kocasınm peşine düştü. Nihayet| O Pransis Karter, bütün bu cinayet #eleyi olduğu gibi anlattılar, Faksf vali, bunlara inanmak istemedi. BÖ le masal mı olurdu? lar, Tika İle Erl'in suç ortakları i8“ ler ve onları ölümden kurtarmak içi* bu hikâyeyi uydurmuşlardı.. Hayi” Idam hükmü yerine getirilecekti. Mesele bu şekli almca, Karter, W ni Blak kendisinin hakiki Blak oldi” ğunu isbat için dâhiyane bir fiğ buldu. Hikâyenin başında Ismi g9 çen, ihtiyar, yarı kör sadık kü i Tinker'i hatırladı. Tinker, efendisi görmediği. halde, yaklaştığını kokuf sundan anlayınca, derhal kuyruğu * du sallar, sevinç alâmetleri gi di. Eğer, Tinker, ayni şekilde ederse, Blakın şahsiyeti hakkın* kimsenin şüphesi kalamazdı. Fakat Blak kaybolduktan sonr” zaten ihtiyar olan köpek kederini hastalanmış, ve İlka onu bir hayvi hastanesine götürmüştü. Köpek, & mek Üzere idi, Hemen bir otomobil? atlıyarak, Şarlot, Blak ve vali has neye gittiler. Tinker, bir kögeye &” zanmış, yatıyordu. Baytar, can ç€ kişmekte olduğunu söyledi. Yanı#* yaklaştılar. Sadık köpek, derdin hastalandığı efendisinin yaklaştı ğını hissedince, sallana sallana ay landı, kuyruğunu sallamaya, sev alâmetleri göstermeye başladı. Fak** bu gayret onu bitirmişti. İki sani silrmeden son nefesini verdi. Blak'ın hakiki Blak olduğu anlaş” mıştı. Bu anlaşıldıktan sonra, 1 ile Erl'in cani olmadıkları da anlafi di, serbest bırakıldılar. ö Fakat şimdi Blak'ı vaziyeti B? lacaktı? Vali; — Torontoya dönlünüz ve Miss $* lot Hop ile evleniniz, ve orada Fr” sis Karter ismi -altmda yaşa; Isporcuları himaye ediniz, gelecek © limpiyatta da bize şeref vermeleri” yardım ediniz. Diye tavsiyede bulundu. Bisk: — Tikayı, dedi, unutuyorsunu?. defa evlenemem ki.. Onunla evli w ok rulmuşa dönmüştü. Ne yapmalı? İ doktorun kendisine tedarik ettiği ce i set, süphesiz intihar etmiş bir ada ima aitti ve tesadüf, intihar için kul- (lanılan tabanca, İlkan denize attır- İdığı tabanesnın bir ayni idi. Fakat madem ki, o, yani hakiki Cim Blak hayatta idi, Ilka ile Eri cani değiller di, ve masum olârak idama mahküm edilmişlerdi. O halde? Bu iki masumun idam edilmeleri- ne müsaade edecek miydi? Yoksa tekrar eski şahsiyetine avdet ederek hakikati söyliyecek mi? Ne müşkül vaziyet. Dürüst ve namuslu olan Blak müthiş azaplar içinde kıvranı- yor ve bir karar veremiyordu! Sadık köpek davaşmı gazetelerden takip etmiş ve idam kararını görünce, beyninden vu ABONE VE İLAN ŞARTLARI Şimdi artır, altıncı muharirir,| makta devam ediyorum. Vali gülerek anlattı: z — Hayır, dedi, onunla evli değil siniz. Zira, mahkeme esnasında » tığımız tahkiksttan, Ilkanın, si?“ evvel Polonyada evlendiğini, ve K, casmdan ayrılmadan sizinle, vur da, ikinci defa tekrar evlendiğini pit ettik, Binaenaleyh, sizinle y izdivacı esasen kanun! değildir. cihet anlaşılmıştır. | Vali, bu sözlerden sonra, biran *£ vel Albany'deki makamma di eg Üzere, tayyareye bindi. Onu yy 0 gelmiş olan Blak İle Şarlot ei havalanıp ufukta kaybolana gözlerile takip ettiler. Sonrt, meydan ortasinda, biribirlerini larma düştüler. Tik defa olarak caklaştılar. SON

Bu sayıdan diğer sayfalar: