27 Şubat 1937 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 7

27 Şubat 1937 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

71.2.07 KUMANDAN NLA RIN HATIRALARIR Mehmetciğin zafer kazandıran mutlu Yalanı Bölük dört tarftan ateş yağmuru altında kalmıştı. Kı- mıldamak, hele bu vaziyette zafer kazanmak sızdı. Fakat kahraman Mehmetçik, mağlüp etti, düşmanın ateşini söndürdü imkân- imkânsızlıkları da ve zafere ulaştı. Ancak Mehmetçik, arkadaşlarını zafere ulaş- fıran sözün "yalan" olduğunu vehmederek Fakat kimdi bu Mücizeyi yaratan hefer ?.. Ertesi Bünden itibaren Kendisini aramı. Ya başladım, O. Bu, kime sordum. 8a, hakkında müs bet, menfi bir ha # alamadım. Yaptığım araş- tırmalardan hiç bir netice çıkmı. Yordu, Aradan böyle bir kaç gün geç- t. Bölüğü, bir aykırişiyle göz Göre göre ölüme sevkeden bu kah- Yamanı bulmak. Milli Savaşın Kendi kendime — Mutlaka şehit olmuştur. Za- ten şehit olmak ta onun hakkı sa- Yılır?.. Ne de atılgan çocuktu. di- Ye düşlintiyordum. Tablo da bir türlü gözümün ö- Dünden gitmiyordu: Saflar,ardın- dan sürükliyerek ğa kalkışı, kurşunların geldiği istikamete göğ Sünü açarak ileri atılışı, unutula- <ak şeylerden değildi. Bu cesur askerin hiç olmazsa öldüğüne kat'i surette kanaat ge- Ürmek istiyordum. Araştırmaları- ma daha bir müddet devam ettim. H atırımda kaldığma göre, ka- ra yağız, uzun boylu, ge- iş omuzlu bir delikanlı idi. Aya- Zında da memleket işi, dar bir pan talon vardı. İşte bu pantalonunun hususiye- t sayesinde, aradığım delikanlı YI nihayet ele geçirmiye muvaffak oldum. Bir sabah onu çadırıma getirdi- ler. Yüzü sapsarı idi, Görür gör- Tez tanıdım. Fakat o, benim ken- disini tanımamdan memnun olmuş görünmüyordu. Başı, hep yerde idi, Azar yemeğe hazırlanan çocuk- lar gibi, korkusundan dudakları titriyordu. Sordum: — Tek kayanm arkasından, bö- Yüğü hücuma kaldıran sen miy- din?. ı ehmetçik, her ne pahasına olursa olsun yalan söyle- mez, — Evet efendim. Benim! dedi. — Bunca zamandır, seni aratı- Tim. Neredeydin? Bu sualimi işitmemezliğe geldi. Yahut, heyecanından konuşacak halde değildi. Tekrar ettim: — Ha, neredeydin? Niçin mey- dana çıkmadın!.. O zaman, ağlar gibi bir sesle cevap verdi: — Korktum efendim. — Ne var korkacak, — Ceza verirsiniz diye, Hayret içinde kaldım: — Sana niçin ceza vereyim. Yoksa, cezaya çarpılacak bir suç mu işledin?.. İ Fedakâr nefer, işlediği suçu söy- İYwip söylememekte müteredditti. sıkılıyordu. YAZAN Salâhattin Güngör Nihayet, anlatmıya mecbur oldu — Efendim, ben yalan söyle - dimdi.. — Nasıl yalan... — Hani, efendim, o patırdı ara- smda, benim anamı da kestiler, ba- bamı da kestiler. Kar de kestiler. diye bağırdımdı — E, ne olmuş bağırdınsa — Hani diyeceğim, yalanım var- dı, efendim. Benim anam da, ba- bum da sağ... Baktım ki, oralarda tulayım diye bu yalanı uydurdum. kahramanlık #oblolorından utanıyor, Sonradan mandan seni ara. tıyor, dedikleri za man, korktum. Yalanım çıktı, sandım da ondan korktum, e- fendim. O zaman dedim ki — Peki amma, ben seni aratır. ken, o nefer her kim ise, Ortaya çıksın.. Kendisini onbaşı yaptıraca . demiştim. Bu nu sana söyleme. diler mi? — Ben kulak. tan kulağa duyup, dururdum, efen dim. Kendimi randığımı da anlamıştım. “Fakat, meydana çıkamadım korkumdan!, — Şimdi, yalanım meydana çık- tı diye korkmuyor musun? eğdi. Bu kahraman çocuğu taltif ede- rek bölüğüne gönderdim. Ertesi, günü, onbaşı dikmiş olduğu halde, arkadaşlarını ara- smda dolaşmak, onu çok sevindir- miş. nişanları Dünyada hangi yalan bu kadar mutlulaşabilir ve dünyada bangi milletin eri ,bin doğrudan daha ger- çek olan bu kadar mukaddes bir yalan söyliyebilir?. Bu Sivrihisarlı erin yalanına, kendi arkadaslarını inandırmış ol- masi, bir bölük askeri, işe yara- birer Givi gibi kaya dibinde mıhlanmaktan, işte böyle kurtar” muşti. Amerika hava kuvvetle- rini çoğaltmak kararında Ingiltere silâhlanma hususun?z aühim. kararlar verdi. Amerika da buna müvazi gidiyor. Her şeydan önce hava kuvvetlerini artırmak kara- nn #atbik ediyor. Bu resimde Amerikanın hava kuvvetlerinden bir par- çe gösteriyoruz. ku- | ortaya | Kıpkırmızı kesilerek başmı yere | | Müsabakamızın esası: Martın birinden itibaren hergün burada bir resim çıkacak, Siz 60 darbımesellik lis- tede bu resmin darbımeselini bulup numarası- nı o günkü kuponun (darbımsel numarası) hanesine yazacaksınız. i Otuz resim bitince bu kuponları ayrıca , resim numaraları ile darbımesel numaraları” , nı karşılıklı gösteren bir liste yapıp sarih isminiz ve adresinizle ve mümkünse bir de fotoğrafınızla birlikte 20 Nisana kadar ida. rehanemizde müsabaka bürosuna göndere ceksiniz. | Nasreddin Hoca müsabakaları için gön” derilmiş eski fotoğrafların muteber olmadır ğını ve yen'den fotoğraf gönderilmesi muva” fık olacağını hatırlatırız.) MÜKÂFATLAR Yeni müsabakamızda kaza nan okuyucularımıza 750 liralık mükâfat ve hediye vereceğiz. Birinciye :. 200 Lira İkinciye : 100 Lira Üçüncüye: o 50 Lira 00 okuyucuya 400 liralık hediye: Darbımesel müsabakamızda kazanan oku- yucularımıza vereceğimiz hediyeler müte- mevvi ve kiymetli olacaktır. Bu bediyeler- den bir kısmını gömeren Üsteyi bugün meşrediyoruz: Yazlık, kışlık kostümler $ akımları 6 kişilik bardak takımı $ Tevalet eşya ve (32 parça) mat Mutlak takımı (15 parça) $ Vazolar Kübik duvar saatleri Elektrik ütüleri Elektrik lak levazım! Uikör matfak levazımı Ulkör takımları Pasta takımları Masa saatleri levazi. Yemişlikler Çiçeklikler Sekerlikler Biblalar ? z kişilik kahve ta: 4 Mendiller sofra örtüleri kumları $ Esan: ve koloayalar 3 ve & kişilik komposto $ Vessire.. 6 kişilik tabak takımı (SI parca) MAX XX Dikkat Edilecek Noktalar 1 — Tablo ve kuponlar martın birinden otuzuna kadar numaralı olarok her gün TAN'da çıkacaktır. 2 — Her hal mektubuna mutlaka 30 kupon mü- sabako kuponunun gönderilmesi şarttır. (Kuponu eksik mektuplar nazarı itibara alınmaz). 3 — Şortlora rieyet kayd'le bir kişi müteaddit hal mektubu gönderebilir, (O halde ikinci ve mü- tedkıp mektuplara numara atmalıdır). 4 — Isim ve adresler çok oçık ve okunaklı yazıl- malıdır. çö $ — Zorfların üzerine (darbımesel müsabakası) yazılmalıdır. - 6 — Hal müddeti 1 nisandan 20 nisan akşamına kadardır. Ondan sonra gelen, mektuplar makbul değildir. . di DARBI MESEL Seçtiğimiz 60 darbımesel Aç tavuk endini arpa ambarında sanır. Ak akça kara gün içindir. Anlayana sivrisinek saz, anlamıyana dav zurna az. 4 — Atı alan Usküdarı geçti, 5 — Balık baştan kokar. 6 — Bal tutan parmak yalar, 7 — Bedava sirke baldan tatlıdır. 8 — Beş parmak bir olmaz, 9 — Bir tutam ot deveye hendek atlatır. 10 — Bülbülün çektiği dili belâsıdır. 1i — Dalmasını bilmiyen ördek başını bırakıp Ki çından dalar. 12 — Damdan düşen halden bilir. 13 — Davulun sesi uzaktan hoş gelir. 14 — Demir tavında gerek. 15 — Denize düşen yılana sarılır. 16 — Doğru söyliyeni dokuz köyden kovarlar, 17 — EL elden üstündür. 18 — Eski tarak eski tas. 19 — Evdeki pazar çarşıya uymaz. 20 — Eyreti ata binen çabuk iner. 21 — Gülme komşuna, gelir başına, 22 — Gülünü seven dikenini de sever, 23 — Hamama giren terler. 23 — Her horoz kendi çöplüğünde öter, 25 — Her gün papaz plâv yemez. 26 — Her koyun kendi bacağından asılır. — | 28 — Horoz çok olan yerde sabah geç olur. | 29 — It ürür, kervan yürür, 30 — İtle dalaşmadan, çalıyı dolaşmak evlâdır. 1 — Kel başa şimşir tarak. Kendi düşen ağlamaz, Keskin sirke kabına zarar. Koyun bulunmıyan yerde keçiye Abdurrah. man çelebi derler. Mahkeme kadıya mülk olmaz. Mart içeri, pire dışarı. Minareyi çalan, kılıfını hazırlar, Mızrak çuvala sığmaz. Mum dibine ışik vermez. Öfke ile kalkan zararla oturur.” Parayı veren düdüğü çalar. Perşembenin gelişi çarşambadan bellidir. Sal gider, kum kal Serçeye çubuk beredir. Su destisi su yolunda kırılır Sütten ağzı yanan yoğurdu Üfliyerek yer. Taş yerinde ağırdır. Tencere yuvarlanmış, kapağını bulmuş Testiyi kıran da bir, su getiren de. Tilkinin dönüp delaşıp gideceği yer kürkçü dükkânıdır. — Ummadık taş-baş yarar, — Urümesini bilmiyen it sürüye kurt «etirir, Üzüm üzüme baka baka kararır. Yalancının mumu yatsıya kadar yanar. Yapı taşı yapıdan kalmaz. Yavaş atın tekmesi pek olur, — Yörük at yemini arttırır. — Zenginin parası züğürdün çenesini yarar. — Züğürt olup düşünmeden, uyuz olup kaşınmak evlâdır,

Bu sayıdan diğer sayfalar: