27 Şubat 1937 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 8

27 Şubat 1937 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ME Müdafaası aziantep, (TAN muhabi-| ri yazıyor)— Bazı busu: | lerini takip eylemek üzere buraya gelen kıymetli Antep müdafii Özdemir, TAN namına| rica ettiğim konuşmayı büyük bir memnuniyetle karşıladı. Ve sorduğum sualleri cevapsız bı- rakmamak nezaketinde bulundu. Özdemir, cidden kıymetli bir şahsi. yettir. Hizmet ve yararlığı, yalnız An tep müdafaası sırasında sebkat etmiş değildir. O, Suriyedeki milli mücade- eyi, Antakya ve Irak harekâtın da| büyük bir dirayetle idare etmiş de- ğerli bir kumandardır. Bunca mevani ve mahrumiyete rağmen senelerce de. yam etmiş olan bu harekâtın hemen, hepsinde şayanı takdir muvaffakıyet. ler göstermiş, tarihimize geref ve: cek mahiyette zaferler elde etmiş, de. , ima memleket ve millet için çalışmiş-” tir, Bu esnada karşılaşmadığı müşkülât * kalmamıştır, Kaç kereler tevkif edil- miş, ne kadar çok asılma tehlikesi ge. | girmiştir. Kurşun ve bombadan ku - laklarınm tıkandığı olmuştur. Fakat, | bütün bu zorluk ve tehlikeler uğradı-| ğı sayısız felâketler, hiçbir şey ener-) fisini sarsmamış, hizmeti, hayatı pa hasına da olsa daims vazife saymış- tir. Türk kahramanlığı bütün dünya #. nün.e bir gez daka izpat etmiş olan An'ep mlldafaasında onün oynadığı Tol ve işgal eylediği mevki pek vü -| yürür. O, Fransızların Illüstrasyon mecmuasında itiraf eyledikleri gibi, çalıştırmağı va vazife vermeği çok İ yi bilen bir kom-ıtandır. Bu kabiliyet #avesindedir Xi, »“vaffakıyötler yek. diğtrini takipze Adeta yarış etmiştir Soruyorum — Antepli değilsiniz. Muvazzaf bir zabit te olmadığınıza göre nasıl ve ni- çin vazife aldınız? Düşünmeden şi Hizmet et bira! solmak ica şuralt veya etmez tabil.. He- piwe'z Türküz. Vatan, nerede tenlike, 7e dilşmlişse oraya ku;mak borcu - muzdur, Yalnız, ben, Antebe günde- Tiln İş veya tehlikede kalması üzerire gelmiş değilim, Suriyedeki mil4 mii. cadele etrafında Ul: Önderdea yeni talimat ve direktif almak Üzere bu. raya uğradım. Hadsrdaki bosukluk yüzünden muhabe *e mümkün olwajı. O sırada Antebin vaziyeti şek müş küllestuişti, Yeni v- büyük bir Süs pan Xi vveti işgali .arsamlar ları &i: şılamağa gider kom arat Liriçte kalm şa H eyeti merkeziyenin teklifini memnuniyetle kabul ettim. Ça ışmağa başladık On bir ay on bir gün sürmüş olan bu şanlı müdafaanın sekiz ay sekiz gününü bizzat idare eden kıymetli kco-! mutan, ayni zamanda çok mütevasi| bir insandı. Elde ettiği zafer ve tau.| vaffakıyetlerle öğünmeği hiç bir an| düşünmüş veya düşünüyor değildi, Onu söyletmek için şöyle sordunı* — Antep müdafaasmın ne yliksek ve eşsiz bir kahramanlık eseri oldu ğunu kâlnat biliyor, Abadi hatıratıni taşıyan kitabe “Türk Verdönü Gazi- Antep, unvanmı vermiştir. Yani vü.! cude getirdiğiniz eser, yüksek rüthe- H düşman komutanlarına da takdir edilmiştir. Ben, bu büyük zaferin ne gartlar dahilinde kazanıldığını öğren. mek İstiyorum, Sağ «'nin parmaklarını sinma gö. türdü ve üç beş saniye öyle kaldıktan #onra: — Evet, dedi, Antep; örnek bir mü- dafaa “miştir. Bu müdafaa, 5, bun an Ve) garet ettikleri gibi,-bütün bu havali. yi işgalden kurtarmıştır. Arkadaşla. Antep. müdafilerinden Ozdemir hatıralarını Antep müdafilerinden Ozdemir milli kıyafetile Z aferin ne şartlar'dahiliniö'eide edildiğine gelince, bu cihet tetkike pek değer bir arfhadır. Bizim neyimiz vardı? İnapmız. Atatürke sarsılmaz bir iman besleyen müdafi- lerden başka hiç bir şeyimiz yoktu. Ne topumuz ardı, ne fazla kurşunu. muz. Her şeyden evvel açtık. Muha- sara kuvvetleri hariçten erzak gel! mesine şiddetle mâni oluyordu. Şehir. | de yiyecek bir şey kalmamışir. Ae zerdali çekirdeğinden yaptığınız ve yiyenleri zehirleyen ekmek bile ihti- yacı karşılamıyordı Size, hatırladığım iki açı vakadan bahsedeyim: , Bakışları daima, sert olan gözlerini önüne eğdi. Çatılan kaşları ve yüzüne de hâsıl olan Çizgiler teessür duydu. ğunu gösteriyordu. t — Değil halkı, müdafileri doyurü- tak yiyeceğimiz kalmamıştı. Sehri yandın muhasara eden düşman, hariçten erzak getirilmesine mâni ted birleri tamamile almıştı. Testim olma» | mak, fakat, muharipleri doyurmak lâzımdi. B eygir, ester ve merkep gibi hay vanatı kesip geceleri mutbak. ta pişirterek hissettirmeden vermeği düşündüm. Anladıkları takdirde bir isyan çıkmasmdan korkuyordum Bu tereddüt, beni kararımı tatbikts ge ciktirmedi. « Ertesi gin, akşam üzeri öepheleri teftişe çıkmıştım. Pazar yerinden ge» gerken biç kalabalıkla karşılaşım. Mücadele halinde idiler, Varıp. #or . dum. Ve cevap alirken vaziyeti gören gözlerimden ilk defa yaş döküldü. Ka- dın, erkek ve çoluk, çocuklu olan bu kafile, ölmüş bir ester İkşesini taksim | etmek için boğusuyordu. Ve devam etti: — * — Asrm son sistem harn vasıta. larile mücehhez düşman ordusu, bize sayısız bomba ve kurşun savurayor. İ İ | z| du. Öephanemiz buna mukabele ede cek vaziyette değildi: Baslı başına bir iş olan harp imelâthanesini açtık. Bu çok noksan ve basit tesssüa, çok işi- rım, canlarını fedadan asia çekinme-|mize yaradı. Daha aylarca müdafaa diler. Binlerce Türk öldü. Ölenlerin| halinde kalmamızı sağladı. yerini çocuklar ve kadmlar doldurdu. Kimsesiz kaldığımız Burada ufak çocukları boğaz toklu. yamanlar olda, | ğuna çalışiyorduk. Küçük ameleleri İ- Fakat Türktük, Türklüğümüzü gös «İki kısma ayırmış bir kısmını sabah- termek, borçtu. Onu vam yaptık, sanıyo-|tan öğleye kadar çalıştırıyor. diğer İ kismımı okutuyor ve bu suretle oku. | bir intiba: tesbit edivor. ikat p du kurtuluş anlatıyor: yup'yazma öğrenmelerini de temin et. miş oluyorduk. İ Bir gün, odama beş çocuklu bir ana ! girdi. Etrafında toplanan çocukların. dan en büyüğü dokuz, on yaşlarında idi Beyefendi, dedi, bu çocukları mele yazmız. Açlıktan nerede ise ceğiz. Halbuki, bir göcüktan fazla siz mazdık. Her sileden ancak bir yavru alabiliyorduk, Çünkü, İmalâthanenin mevcudu ihtiyaç nisbetini çoktan geç. mişti. Açlık, herkesi buraya hileum ettirmişti. Başkalarmdan çocuk tedi rikile bize müracaat eden âileler var- dı. Vazi yeti anlattım. Biçare anne, bu et karşısında yalnız bir çocu. | unu bırakarak gitti. | O gün akşam üzeri dışarıya çıkı yordum. Avni kadını dört çocuğu İle köşe başında gördüm. Bu sirada ça listırdığımız çocuk elindeki çorba ta. le onlara yaklaşmak üzere bulunu yordu İ Aman Yarabbi, ne feci bir manza- ra husule gelmisti. Diğer dört kardeşi bu çocuğun üzerine saldırdı. — Aman, divorlardı, sen Jökersin ver, biz taşıyalım. Taş, beş çocuğun ellerinde geziyor. Nihayet anneleri araya çi — Verin ben götüreyim, dökecek in'z, #imdi, — Bırak ta birer yudum içelim an- re, Manzara büsbütün fecilesti. Birisi| tösı daha ağza götürmeden ötekiler | bitireceksin diye haykırıyor, beş cift göz tası ağzına alanın dudaklarına a. rkânharplerimiz: Fransızlar | ikiyordu. savaşı yükeek rütbeli erkânt-| E harplerle idare ettiğimizi saniyorlar- dı. Pattâ, hir gön bana gönderdikleri | mülâkn* talebinde; erkin; harplerim. aen Yur kıçını beraber alarak gelmek- İiğim >asılıyordu. Harırlandık. Erkâmı hara olarak kıymetli semt kumandanlarımdan In. cizade Hüsevin ve uncu Mehmet ağa. ları sectim. Bu hale kim bilir ne ku- Mar hayret edeceklerdi. Na yazık ki, bazı sebeplerin ATAYA Zipicesi yüzün- den karırlaştırılan müliksta gitmek mürakiir, olmadı. Ve ilâve ett İste, An p barbini bi çeşit müş bir enırji ile yaptık. | TAN RI: TA Nİ Karısının karnını deşer. bır adam Fakılı (TAN) — Boğazlıyan ilçesine bağlı Kadılı köyünde tüyler ürpertici bir hâdise ol - muştur 316 doğumlu Ahmet oğlu Hasan Hüseyin, gece yarısı ya. tağından kalkarak hiç sebeç yokken karısını odada bulu - nan direklerden birisine bağla. mış ve ustura ile göbeğinin al- tından üç yara açımıştır. Hasan “Hüseyin, zavalli Sul. tanın barsakları dişarıya fır ladığını görünce, kadını direk. ten çözüp yatağına yatırmış, iğne ve iplikle yaralarını dik- meğa ve barsaklarını içeriye sokmıya çalışmışsa da muvaf fak olamamıştır. Şaşıran Hasan Hüseyin, Sul- tanı tehdit ederek, soran olur. sa bizzat kendi kendisini yara- lamış olduğunu söylemesini tenbih etmiş, sonra dışarıya çı karak komşulardan birisini çağırmış ve yüz kuruş vererek onu 4 saat ötedeki Hamam ka- rakoluna göndermiştir. Karakol kumandanı o Faik onbası hemen mahalli vak'aya gelmiş, Hasan Hüseyin, karı. sının kendi kendisini yaraladı- Şını söylemişse de şüphelenen Faik onbaşı, Hasan Hüseyni tevkif edip ellerine kelepçe vur muştur Ancak bundan sonra zavall' Sultan, ke: yaralıyanın kocâsı olduğunu söylemiş ve yukarıda bildirdiğim tafsilâtı anlattıktan şonra ölmüştür. Bilecik Halkevinde merasim Bilecik, (TAN) — Halkevinin a- çılma yıldönümlüde, Halkevi salonun» da umumi bir toplantı yapılmıştır. Içtimada gösteri kolu başkanı Yar kup Bulut, “Halkevleri ve Kültür” Dil — Tarih kolu başkanı T. Aközer “Halkevlerinin siyasal bakımından ülküsü” mevzulu birer konferans ver- mişler, muallim M. Gürkaynak ta, Haikevlerinin yıldönümü münasebeti. ie söz söylemiştir. Müteakiben meş- riyat kolu başkanı'tarafından Halkev lerinin bir sene içinde başardığı işler anlatılmış ve çok alkıslanmışlır. En son olarak İbrahim Çakmak taralın- disini Bu, nasil mümküp olacaktı? | külât ve mahrumiyet, #l'cut sarsılmaz dan kemanla birkaç parça yalınmış- tır. Soğ 1 ı Maraş Valisinin cenazesi; Maraş Valisi Salih Cemsf Gülen #lâiğünü haber vermiştik. Kıymetli bir idareci olarak tanınan Cemal Gülen, yirmi senedenberi çektiği şekerli diyabet hastalığına kurban gitmit olmadığı halde açık gönüllülüğü ve sevdirmiştir. Olümü, Maraşlılar arası Maraşa tayin edileli daha altı ay bile iyi kalpliliğiyle herkese kendisini ında büyük bir teessür uyandırmış, cenazesine binlerce halk iştirak etmiştir. Resmimiz; cenaze merasiminden xi > Ağaç bayramına anisa, (TAN) — Burada M liyet göze çarpmaktadır. Denilebi iştirak edenler Manisada ağaç bayramı yapıldı son günlerde, şehrin caddelerini ve çıplak yerleri ağaçlandırmak hususunda büyük bir faa- ilir ki şehrimizde âdeta bir ağaç dikme seferberliği vardır. Sakarya, Belediye, Keçeciler içi, Cüm» buriyet, İzmir caddelerile Akhisar, Turgutlu bulvarlarına baştan- başa yeni fidanlar dikildiği gibi Ulucami & gın sahasının koru haline getiril. mesine büyük bir ehemmiyet ve- rilmiştir. Bu suretle, yazın gö- rülen bunaltıcı sıcaklar yağışlı mevsimlerde husule gelen seller. den kurtulmak imkânı elde edi. leceği gibi seyyahlar nazarında Manisayı düşüren çirkin manza» ranın önüne de geçilmiş olabile- cektir. şubatın onünu takip eden ilk pazar gününde ağaç bayramı yapılması ka rarlaştırılmıştır. Bu seneye mahsus olmak üzere İlk bayram; pazar günü yapılmıştır. Başta Vali Lütfü Kırdar, General Ali Riza Artunkal olmak üzere bütün İparti semt ocakları, belediye tegkilâ- tı; lk ve orta okullularla binlerce yurttaş, erkenden Cümhuriyet alani- na toplanmışlar ve önde şehir bando- su olduğu halde teşcir sahasma git- mişlerdir. Orada ağaç dikimi hakkında halka izahat verildikten sonra lstiklâl mar- şı çalınmış ve işe başlanmıştır. Vali, ilk fidanı dikmek suretiyle dar, 10 bin metre murabbar genişli- ğinde olan bu koca saha baştan başa taşcir edilmiştir. Eskişehirde Elektrik Ucuzlıyacak Eskişehir — Elektrik Şirketi, bü- yük makineler getirterek (İstihsal kudretini arttırmak, Devlet Demir . yolları âtelye'riyle istasyona cereyan vermek kararındadır. Bu suretle sarfiyat artacağı için fiyatlar da in. dirilecektir , Eskişehir Telefonları | l Eskişehir — İki ay içinde Eakişe:| hir dahilindeki telefonların tamamen (otomatik hale getirilmesi kararlaştı. | İrılmıştır., Eskişehir Kadınları ve $ Eskişehir — Şehrımizdeki bayan. tar “Eskişehir Kadınları Spor Ce- miyeti,, ismi altında bir teşekkül vü çuda getirmişler, başkanlığa bayan Seniha Dereli intihap olunmüştur. Eskişehir Esnafı Arasmda Eskişehir — Kunduracı. kavaf, ye- menici ve saraçlar cemiyetinin idare heyeti intihabatı Oİcra olunmuş Cemil Iğdir, Hâmit Uzdem, Nâzım, Musafa, Halil v Faç Cafer seçimde ekseriyet kazan. muslardır Bu amaca varabilmek için her yıl,| herkese rehber olmuştur. Öğleye ka-| Atlaş, Hümit| yapılmakta olan parkların da ağaçlandırılmasına devam edilmektedir. ndeki geniş yan-/ Aydında Halkevi Yıldönümü Aydın, (TAN) — Halkevleri yıldör nömü Aydın halkevinde dün çok par» ürette kutlanmıştır. Gün * plantısında Ankara halkevin- İden verilen söylevler, konserler, rad- yo ile dinlenmiş, gece , toplantısı d& canlı geçmiştir, 936 yılında Aydın halkevinde (40 gösteri, konser've konferans veril, miş, bunları 19087 kişi dinlemiş ve seyretmiştir, Tarım sergisini 4228 ve sıhhi müzeyi 4822 kişi ziyaret etmiş» tir. Spor şubesi himayesindeki aver- lar kurumu 17 sürek yapmıslar, bun. larda 905 avcı bulunmuştur. 936 yis lında açılan ve süren muzik derslerile yabancı dil, zehirli gaz ve hapishane- de açılan okuma derslerinde 880 ders verilmiş, bunlarda 9403 öğrenici bu. lunmuştur. 20 köy gezisi yapılmış 356 | halkevli ö;tirak etmiştir. Kitapanray'- | daki kitap sayısı 2219, dergi sayısı |2262 yi bulmuş, bir yılda ki ya ve okuma odasına 20259 kişi rek kitap, dergi ve gazete okumuştur, Konyada elektrik meselesi Konya — Vilâyet makamı tarafın. dan elektrik şirketi hakkmda gön. derilmiş olan terkere, şehir meclisin. de okunmuştur , Bu tezkerede, elektrik şirketinin vermeğe mecbur olduğu faizi şimdiye kâdar tediye etmediği, temettü da gıtmadığı, ihtiyat akçesi de ayırma- dığı ve bu sebeple her hangi bir ark za vukuunda şehrin pek fena bir va- ziyette kalacağı kaydolunarak vilâyet ve şehir meclisince bu İşe bir hal ça- resi bulunması talep edilmekte, bir fikir olarak ta elektirik milessesesi» nin belediye ve hususi idareye intika- li münasip olacağı ileriye sürülmek- Tezkere, bütçe ve nafia encümen- lerine havale edilmiştir. Elektrik şirketi zaten kurulduğu gündenberi iyi çalışamamış, eleti İhtiyaemı temin edememi»ti balık” gazetesi, şirketin faiz “ mettü vermediğinden, ihtiyat akses ayırmadığndan bahsederken, “vüz binlerce liranm şimdiye kadar müra- kabesiz bırakılmasından” bu gibi ne- ticelerin zuhurumu tahil saymakta ve mesullerin aratılmasını isteme “ir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: