29 Nisan 1937 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 4

29 Nisan 1937 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

4 T BİR DENİZ KAZASINDA İZ Kaybolan Dosya Dün asliye dördünel ceza mahkemesinde e, lan bir mahkümiyet dosyasına sit dnva neticelen; rilmiştir. Tüdin şudur: Rİ (Selim isminde bir zat, asliye tiçüncü ceza mahke$ /( mesine müracaat ederek karısı Suzan hakkında altı! aylık bir mahkümiyet kararı almıştır. Bu karar in-V faz edileceği zaman müddelamumilik, bu kararı ih.9 “4 tiva eden dosyayı bulamamış, zabıt kâtibi Refikle, (Suzan bu dosyayı kaybettikleri iddia edilmiştir. Mahkeme, bu işte Refik ve Buzanın suçları görüle; mediği neticesine vardığı iin Bre hakknda be? raat kararı vermiştir, A 7 Batan Moftör Sahibi 25 Bin Lira Tazminat İstiyor İki buçuk sene evvel Marmarada geçen bir | facianın tazminat davasına dün İkinci Ticaret mahkemesinde devam edildi. İki taraf avukat larmın uzun münakaşalarına ve lügat iştifak-| larına yol açan bu davanın mevzuu şudur: 2,5 sene evvel bir gece saat ikide Denizyollarının Mersin vapuru kaptan Reşidin idaresinde Marmara- dan Çanakkaleye doğru yol rlıyormuş. Birdenbire karşıdan yelken açarak gelen (Uç kardeşler) adir 120 tonluk şeker yüklü bir motöre bindirmiş ve motör 10 ton geker yükü ile beraber darhal batmış ve tayfa AN akşam SAR AY 3 Güzel Film 2 nci GALA MÜSAMERESİ Sesi ve güzelliği ile MARLENE DİETRİCH ile rekabet eden Zarah Leander emsalsiz yıldız; Avusturya filmlerinin en güzeli ve halihazırda bütün dünya sinemalarında gösterilmekte olan Dans Devam Ediyor şaheserinde görünecektir. Mevzuu, musikisi ve mizanseni fevkalide- dir ve cidden tekrar tekrar görülmeğe şayan bir filmdir. “ROMA ATEŞLER İÇİNDE,, ve “KONIGSMARK,, filmlerinin unutulmak yaratıcısı Bu akşam Bugün son 3 matinesinden İstifade ederek GARY COOPER'in ik müsabaka filmi BAKIR DELİKANLI eserini görünüz. , Pazarlık “Uymayınca Çalmış! Bultarahmet Sulh üçüncü ceza Mahkemesi, dün, Marko isminde bir bıka 9 ay hapse ve9ay müd e emniyeti umumiye nezareti da bulundurulmıya mahküm et- Iddia şudur: , Marko, dün sabah Kapalı çarşıda Wervantm dükkânma gitmiş ve bıçak “almak istemiştir. Pazarlıkta uyuşama dıkl: için de oradan ayrılmşrtır. “Marko, Çarşıkapısnda Azsk sinema. önünde acele ile giderken komiser Meh Alinin nazarı dikkatini cel betmiş ve kendisine ismini sormuş- : Marko isminin Jozef olduğunu emekle beraber tabanları kaldıra- 1 kaçmıya başlamıştır. Mehmet “Ali, kendisini takip etmiş, fakat ya- kalıyamamıştır. Marko, kaçarken 4- ik kapılı bir eve dalmış, evde bulü- “nan kadmlar bu yabancı misafiri gö- nce bağrışmıya başladıkları için tekrar sokağa atmıya mec- kalmış, bu sırada komiser Meh- Ali tarafından yakalanarak mer- e getirilmiştir. Markonun fzeri a- dığı zaman bir düzüne bıçak bu- haberdar olmuştur. Mahkeme, suçluyu derhal tevkif b Kimsenin Suçu Yok! - Nuruosmaniye Halep apartımanm- da oturan gümrük memuru Ömerin alkondan düşmesinde hiç kimsenin uçu bulunmadığı anlaşılmıştır. "Mademki İnında yanıldı. Dileniyor sandı. Pa- Öyle Arzu Ediyorsun. ,, Polis müddetumumiliğe o ayak - ları çıplak bir adam getirdi. Ustün- deki elbise denilen paçavra parçaları avret yerlerini zor örtebilen bu adam, dilencilik suçlusu idi, Biraz sonra Sul tanahmet birinci ceza hâkiminin önü- İne çıkarılan bu suçlu hâkimin ilk su- allerine gu cevapları verdi: — Adım Ömer, rençperim. 38 ya: şındayım. Fatmadan doğdum. Uşaklı. yım. Cahilim. Okuyup yazma hiç bil- mem, Hâkim Reşit, suçluya niçin dilendi. sorduğu zaman da Şu cevabı al- dı: — Ben kat'iyyen dilenmem, Polis, beni fena kıyafetle gördüğü için zan-| ram olsa ben de iyi ve temiz giyin- mesini bilirim. Hâkim bundan sonra” — Seni bir hafta müddetle Amme hizmetlerinde çalışmıya mahküm e- diyorum, dedi. — Bay hâkim beni azat etsen çok Iyi yapardın. Mademki öyle arzu ettin gider bir hafta çalışırım. Polis, Omeri, ilâmat müddelumur! Uğine teslim etti, Paçavracı Selimi Öldürenler Dün ağır ceza mahkemesinde ge- çen sene Sarayburnunda paçavracı Selimi öldürmekten suçluAbdullah ile Sergisin muhakemesine devam edildi. dan Ahmet te dalgalar arasında kay- bolmuşur, Hâdise, ölüme sebebiyet iddiasiyle evvelâ, ağırceza mahkemesine gitmiş, Denizyolları idaresi ve kaptan Reşit mahkemede suçlu olarak bulunmuş- lar ve mahkemenin seçtiği ehlivukuf her iki tarafı da kusurlu bulduğu için Denizyolları idaresini ve Reşidi böra- at ettirmiştir. 25 bin lira tazminat Bu karardan sonra, 3 kardesler Wottörü sahibi ikinci ticaret mahke- mesine müracaat ederek Denizyolla- Tı idaresinden 25 bin lira tazminat is- temiştir. Dün Denizyolları avukatı, mahkemenin seçtiği ehlivukufun Ab. dülhamit zaman w'a Barbarosta ve Mes'udiyede vazife görmüş adamlar olduğu için bu işte isabettli bir karar veremediklerini çünkü o devirde Bar baros, ve Mes'udiye ayda yılda bir se fere çıkığı için deniz hususiyetleri- nin ve seyrisefer işlerinin o kadar Aşinası olmadıklarını, buişte tekne ile, gemi ile liman liman dolaşmış ve bilfiil denizcilik yapmış olanların eh- li vukuf seçilmesi icap ettiğini söyler. | ken günları da ilâve etti: “— Ehli vukuf gemi kaptanın batan möttörün yetkenini görenilece- Zi veyahut eksos sesini” işitebileceği- ni kaydetmiştir. Halbuki, ben rasat- Melek'e Fransızca sözi Bir Mütecaviz Mahküm Oldu Ağır ceza mahkemesi bir zorla IrZA geçme davasını neticelendirdi. Nuruosmaniyede Ali Baba türbesi 80- kağında 13 numaralı evde oturan Hu- lüsi İsminde bir genç, komşularından Gülizara evlenme vadile tecaviz et- miştir. Aaliye ikindi ceza mahkemesi bu davayı kızın yaşından dolayı selâ hiyeti haricinde gördüğü için ağır ce- zaya vermiştir. Mahkeme, kızm on beş Yaşını Ikma! ettiği ve iğfal olun- duğu neticesine vardığı için suçluya 6 ay hapis cezası verdi. İşten Menedilen Avukatlar Baro inzibat meclisinin. kat'iyyet kazanan bir kararına göre avukat B. haneden tahkik ettim. HAdise srrasmda ay batalı dört sa-| at olmuştu, Motörün cinsini de öğren | dim. Ses çıkarmıyan bir o motördü. Halbuki ehli vukuf havanın berrak olduğunu söylemiştir... Bundan sonra söz alan motör sa- hibinin avukatı dedi ki: “— Ehli vukuf yaşlı adamlar ola-| bilirler, Fakat Mersin vapuru da pek genç değildir. Belki o da devri Hami diye yetişmiştir. Avukat arkadaşım Mahkeme, tabibi adil Enveri şahit 0- (berrak) kelimesini aylı, mehtap mâ- ten avukatlıktan menedildiğini o yaz- mıştık. Herhangi bir itibasa mahal kulmaması İçin, adı geçen zatın 1288 siçil numaralı eski müstantik Bay Hikmet olduğunu kaydediyoruz, ae m mn kenli bir motörü görebilirdi. Hele ek 8os sesini muhakkak işitebilirdi. Ba- kırköy ve Yeşilköy tarafında oturan- lar Marmaradan geçen motörlerin ek- 8os seslerinden uyuyamıyorlar.,, Bundan sonra mahkeme, ehli vü- larak dinledi. Gelmiyen bazi sahitle-| nasma anlamıştır. Evet, o dakikada | kufun reddi hakkındaki talebi o red- başka bir güne talik etti. pur kaptanı 50 metreden pek âlâ yel- rin çağrılması için de muhakemeyi| ay yoktu. Fakat, hava berraktı. Va-|detti. Tetkik için muhakemeyi başka bir güne bıraktı, ELİSSA LANDI CARY GRANT sefis mevzulu bir aşk - GÜZELLİK ve musiki filmi olan ın Kadın li ve orijinal dilde mükemmel şarkı - larla süslenmiş Paramount filmi, Hırç Hikmetin bir ay müddetle muvakka.| Sinema- | sında Müsabakasının General Abdul Cenazesi Getiriliyor Izmir, 28 (Tan muhabirinden) — Bir hafta evvel İzmire gelen ve ev- velki gün misafir bulunduğu akra - bası nezdinde vefat &ttiğini bildirdi. ğim emekli ferik Abdullahın cenazesi bugün resmi ve büyük ihtifalle ns keri merkez hastanesinden kaldırıla- cuk tahnit edilmiş olduğu halde bay- raf * sarılı bir tabut içinde Dum- vapurile İstanbula gönderildi. Ceuüze alayı saat 16 da Kışladan har reket etmiştir. Önde sahitai heladlun va. mnlia mik rezelerile bir kıta asker, askeri ban- do, İzmir vilâyeti, müstahkem mevki kumandanlığı, Cümhüriyet Merkez Bankası ve diğer müesseselerin çe lenkleri vardı. Askeri bando da matem marşını ça yordu. Cenazeyi vali muavini, müstahkem mevki kumandanı, diğer generaller, askeri erkân, sivil erkân ve yüzlerce halk takip ediyordu. Mağazalar otna- 26 geçerken kepenklerini indiriyorlar- A. Alay, Kordonu takiben vapurun önüne geldi. Limandaki vapurlar bay raklarını yarıya indirdiler. Vapur 1s- tanbulü hareket etti, 20-4-937 eee RE Bugünkü program İstanbul: 12.30 Plâkla Türk musikisi, 12,59 Hava» ; dis 13.05 Muhtelif plâk meşriyarı 14 Som Akşam neşriyatı : 1830 Plâkla dans masiklal 19 Çocuk & sirgeme Kurumu namma konferans: Dok” tor Şükrü Hazım. 19,0 Gitar solo; Mar Parudi. 20 Sadi ve arkadaşları tarafi Türk musikisi ve balk şarkıları 20.30 Öz mer Rıza tarafndan arapça söylev 20:89 Safiye ve arkadaşlar: tarafından Türk #8 sikisi ve balk şarkıları: Saat ayarı 21,15 kestra 2215 Ajans ve borsa haberleti vE ertesi günün programı 22,30 Plâkla selo * lar, Öpera ve operet parçaları 23 Son. . Günün program özü Senfonik konserler ; R - Ee Kem Senfonik koter (Mozart Hafif konserler 1230 İstanbul 1310 Bükreş H dapedte Koro 1: ek münliisi (pik e) plâk musikisi 18.30 BS 0 Varşova Kilm musikisi /plâkları. 1940 Budapeşte Çiçan orkestr#f 19,45 Varşova Moris Ravel'in eseri 20 Breslav Orkestra, karkı 20,25 Mizahi rövü 2035 Viyana Hafif mesil 20,45 Istanbul Safiye ve arkadaşları 2049 Varşova Karışık konser. 21,10 Breslav DEĞ rün konseri 21/40 Roma Karışık şarkılı konsef” 2145 Kolonya Orkestra (Beethoven, Mo > zart) 22 Varşova: eman programi Bükre Koro. 23 Varşova Stddyo küç&k orkestrası (Dans musikisi) 23,30 Berlii Halk musikisi ve karışık konser 23,40 Han burg vesaire. Halk ve dans musikisi. Operalar, operetler ; 22 Torino Milâno İki birer perdelik 099 ra piyesi, 23.10 Budapeşte “Altes'in öl isimli radyo cpereti. Oda musikisi; Kv Brilmo kuartet ve kız korosu (Dv0* Resitaller; 19,30 Istanbul Gitar solo (Mariyo Paro” di) 20 İstanbul Sadi ve arkadaşları taraf $an şarkılı Türk musikisi 20,45 Hambut& Halk şarkıları 2110 Budapeşte gari 22,30 Budapeşte Keman konseri (Piyano #© fakatiley Dans musikisi 18,20 İstanbul (Piik) 23 Varbova 2349 Roma, ”Spor ve İlim,, Eminönü halkevinden: Bu yıl için düzenlediğimiz seri kon- feransların on altmcısı 29, 4, 987 pef şembe günü saat 18 de Evimizin Ca N Zaloğlundaki merkez unda, m. Ban mareyti e emr 15pol Tim) mevzuu üzerinde verilecektir; * Davetiye yoktur, Herkes gelebilir. Anneler Birliğine Teşekkür Haseki kadınlar hastanesi sertabip” liğinden; Hastanemizde doğuran yoksul V8 fakir annelerin yavrularına verilmeX Üzere Anneler birliği tarafmdan bas” tanemize gönderilen 13 çocuk göni Bi ile 28 kundak takımı almmışt« Daima yoksul ve kimsesizlerin ele? ve kederlerini gidermek için koşan ve bu yolda bir anne gibi çalışan A9 neler birliği idare heyetine teşekkü” ve saygılarımızın gaztenizle İ sonsuz saygılarımla dilerim, Arifle Hüseyin, imzalı kâğıt ellerinde işletme mü- g Işletme müdürü, ikisini de uzun uzun süzdü, Du. © daklarında acı bir gülüş var. © Kâğıdı aldı. Okudu, Imzalara göz gezdirdi. Sonra cebinden dolma kalemini çıkardı, En aitma kendi © Âmzasmı da attı. vi Yine bir söz söylemeden Arife uzattı. © Arifin içinde genç İşletme müdürüne karşı derin “bir sevgi uyanıyor. Oradan ayrılınca Hüseyine: © — Görüyor musun? dedi, herkes fona değil, iyi- > Jer de var, kötüler de.. Bütlin kabahat kuvvetsiz ol- » makta. Bütün kabahatimiz bu! K die Kapıyı vurdular. Bir ses: , © —Gir ' © Ç Dedi, Içeri girince idare müdürü yüzlerine bakı. yor: — Ne istiyorsunuz? Arif oevsp vermeden kâğıdı uzattı. Müdür kâğıdı tetkik ederken, odaya bakıyor. Bu odayı çok gördü — amma, hiç bir gün üstünde bugünkü tesiri yapmadı. Bir kenarda kutular duruyor. Koltuklar rahat. © Üstü cam yazıhane duvarı baştanbaşa kaplıyacak ” kadar büyük. Arkasındaki sdam bu kocaman yazı « © haneye nisbeten minimini görünüyor. Bir eli hademeyi çağırmıya mahsus zile yakm du- . ruyor. Bu el kâğıdı okuyan kafadan daha acaip. A- deta çok fazla büyüten bir camım arkasına koyulmuş, bir örümceği andırıyor. Pencereden avlu görünüyor. Avluda taraf taraf dolaşan ameleler var. Hiç bi. risi kafasmı kaldırıp idare müdürünün odasma bak- © miyor, Kâğıdı imzalıyanlar bile lâkayıt, Onlarda » belli - imzalanan kâğıdın nereye gideceğini, nasıl © bir tesir yapacağını bilmiyorlar, Dış kapı yarı açık. Kapıcı Rahminin üstünde ba- Tiz bir şaşkınlık var. > vw No. 47 Kimbilir, belki gençliğini, gençliğinde yaşadığı böyle fevkalâde bir günü düşünüyor, Hani o, arkadaşlarının bıraktığı ve kendisinin kap ter içinde yerlerine adam bulduğu günü. Yaptığı iş kötü mü? Namığa göre: Evet| Neden? Namığa göre: Bir sürü sebep var! Halbuki kendisi hiç te böyle düşünmüyor. Içinde, ekmek yediği yere fenalık etmemiş bir adamın, hu- zurunu Arıyor. Fakat senelerdenberi aradığı bu huzur, hiç bir gün tastamam gelmiyor. Arkadaşlarınm. yüzüne kinle baktıklarını unutamıyor. O işinden kovulan, işsiz kalan adamların gözlerini... Bugünkü şaşkınlığı da belki bundan... Marta Zilin yanmdaki el kımıldadı, Parmaklar cama vur» mıya başladı. Bu el şimdi acaip bir örümceğe daha cok benziyor. Namık düşündü: — Kiğıdı çoktan okudu. İmzaları da saymıştır. Devede kurak görünce telâşlanmadı. Halbuki telâş- landıracak kadar beraberliğimiz olsaydı, şimdi çok- tan başımı kaldırmış, yüzümüze gülmüş: (Biraz dr- şarıda bekleyin, lütfen) dedikten sonra telefona ya- Halbuki idare müdürü gittikçe elddileşiyor. Gittik- çe kaşlarını çatıyor, Bu hali ne kadar komik! Onun bu rol kesmesi komik amma, Namıkla Hü- seyinin ayakta duruşuyla, Arifin kapı dibinde bitkin oturuşu ve Çopur Eminenin telâşı feci! Müdür nihayet konuştu: — Öteki arkadaşlarınız imzalamadılar mı? Yazan: SUAT DERVİŞ Namık bir an tereddüt etti ve yalan söylemiye ka- rar verdi: — Uzum görmedik. — Şu halde iütfen orilar da imzalasmlar da pat- rona öyle göstereyim. Namık bu “lâtfen,, kelimesini ömrünün sonuna kadar unutmıyacaklır. Gittikçe buruşan KÂğıt ellerinde, dışarı çıktılar, Hüseyin: — Ne yapacağız, Namık? diye sordu, — Aldırma, olan oldu, Geri dönemeyiz! Bizimki- lere bir daha başvuralım. Olmazsa sonuna kadar yürürüz, Pekâlâ. Namık bahçeye çıktı. Ve Namık görününce alâka başladı. Herkes etrafına toplandı; — Ne oldu? — Ne dediler? — Verecekler mi? Namık söze başladı: — Işletme müdürüne gittik, Işte o da İmzaladı. Fakat bu, böyle yürümiyecek! Hepimiz imzalarsak daha kuvvetli olur. Idare müdürü de öyle dedi, öte- ki arkadaşlar da İmzalasınlar, patrona öyle göstere « yim, diyor. Haydi şuna birer imza da siz basm. Za- valir Arif yol üstünde geberecek, Zaten çok bir gey istemiyoruz. Bir yol parası, bir de köyüne gidinciye kadar yemek masrafı, topu topu 25-30 liranm içinde. Kalabalık sustu. Artik kaynaşmıyor. Fakat hiç” kimsede harekete gelecek kuvvet, imzasmı atacak cesaret yok. Bir imza. Bir kâğıda ismini yazıvermek. Bir işin, hem de haksız olduğuna yüzde yüz inandıkları bir işin düzelmesi için bir kâğıdı imzalamak... Ne gü ne korkunç şeymiş? Hepsinin gözlerine, Arifin boş bakışları doldu. Are tık hepsi Arif gibi bakıyorlar ve hattâ tereddüt ede" miyecek kadar korkuyorlar, Neden korkuyorlar? v Bu başları düşük, solgun kadınlar, genç kızlar bö- balarının bütün müteassıp İstibdadına rağmen ma * halle arasında delikanlılarla öpüşmüyorlar mı? Ai- lelerinin bütün mümanaatına rağmen çarpuk çarpuk mokaklarına neden sonra uğrayan aşımalık moda ki rıntılarmı taklide özenmiyorlar mı? İçlerinde kanlı katil, beli bıçaklı heriflerle sevişen” ler, günde üç öğün dayak yiyenler, hattâ arada bir vurulmak tehlikesi geçirenler yok mu? Ya şu erkeklere ne demeli? Hangisi koluna taktı” ğı bir orospuya söz attılar diye üç kişiyi bıçaklama Hangisi bir meyhanede (falan şarkı söylensin, hö” yır filânı söylenecek) diye dövüşerek katil olma£ Içlerinde bir tanesi bile sirasında biçaktan, tabanci” dan yılar mı? çlerinden hangisi elli dirhemlik incir rakısı yi” varladıktan sonra kanunu, istikbali, mahpusanei akla getirir? Şu halde neden korkuyorlar? Onları böyle sefil bir korkuya dilşliren kuvvet nedir? Namik işte bunu düşünüyor. Ve bunu düşünürke? kendi kendine karar verdi, Hepsinin suratına şöy!? haykıracak: — Siz beraber hareket etmekten korkuyorsunuğ ey tek başma kalmış insanlar! Sizi korkutan şey, arada hareket etmekten başka bir gey değildir. Halbuki insan, ancak beraber yaşamıya, berab#” dövüşmiye alıştığı zaman İnsan oldu (Arkası var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: