2 Mayıs 1937 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 8

2 Mayıs 1937 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Masal PERİLER MEKTEBİ ok eski zamanlarda büyük bir ormanın başmda bir köy var- dı. Bu köyün en ileri gelen adamının biricik kızı çok güzeldi. Bir gören bir daha görmek isterdi, Adr “GüL, dü. © Ormanı pek sever, boş vakitlerini hep, orada geçirirdi Bir gün Gül, ormanda bir kaynak © başmes otururken uzaktan güzel, çok Büsel bir delikanlının kendine doğru geldiğini gördü. Bu genç adam çok Ezel giyinmişti. Elinde uzun bir değ. Deği, yanında da köpeği vardı. Gülü görünce: | — Ne güzel kızsın sen böyle Ben nyada senin kadar güzel bir kiz görmedim, dedi, Gül bu sözlerden hoşlandı. — Sen kimsin. Bizim ormanda İşin “me diye sordu, Delikanlı: — Ben de senin gibi genç bir in © Sandım. Fakat bir periden peri olmak dersi aldım. Şimdi artık bir periyim. diye cevap verdi, Gül: — Oyle ise bana periliğini gösterir Bu dun kabul olunmustu. Birden Gülün önündeki çalılıklar sra sıra gül fidanı oldu. Kayalar çaki) tasla- rma dönüp bu fidanların arasını dö- şedi. Nereden çıktığı belli olmıyan ortaya bir de beyaz, süslü bir at çi te. Atım başını tutan uşak Gülü bu a- la bindirdi. Bir dakika geçmeden Gül) kendini periler mektebinin önünde buldu, Burası bir pmar başıydı. Cennet gi- isin diye Ha etil bi güzel bir yerdi, Sarışın, esmer her Delikanlı hemen uzun değneğiyle| boyda güzel güzel bir yığın genç kız. yere bir daire çizdi. Sonra gelip Gü; |çemenlerin üstüne serilmişti. Gül i İlin yanma oturdu. Aradan bir daki, |çinden (Acaba “Güzel Peri” nerede? ka geçmeden bu dairenin içinde sils- | Beni bu güzel talebelerinin arasına, lü püslü, kadınlar erkekler görünmi. |kabul edecek mi?) diye düşündü. O Ye başindHepei küçücük küçücüktü |srada uzaktan bir eseğe binmiş saçt lr. Hepa de şarkı Söyilyorla de Bi, /bakalr biribirine karışmış tir ihtiyar İki, beş, on nihayet yüz tane oldular, Elele verip o dairenin etrafında dan. setmiye başladılar. Gül işittiği şarkıya, gördüğü dans- lara ve küçücük, güzel, süslü insanla Fa bayıldı. Bu küçük insanlar yavaş Yavaş ormanın içine dağıldılar, 0 2 © nan ortaya güzel biz saray çıkt. Kü çük adamlar ormanın içinde birden. bire gözden kayboldular. Sıra şatoya © gvimişti, O da bir dumana döndü. Göğe doğru yüksel O vakit delikanlı Güle sordu: © — Nasil güzel kız, beğendin mi gördüklerini ? Bu bir gey değil, Benim “kudretimi bütün dünya bilir. Adıma *Giizel Peri,, derler. Genç kazları pe- “ri yaparım. Gül bu sözleri duyunca ellerini *çırptı: “Öyle ise ben de senin taleben olayım. Bana da perhliği öğret ne o- İhr.” diye yalvardı. Delikanlı: “Perilik ancak benim mektebimde öğrenilir, Istiyorsan ora. Ya gelirsin, Yarm sabah gün doğar 'ken seni orada beklerim. Yol gu yan- nin gös. | erdiği yolu tuttu, Gide gide kays- iklara, çayırlıklara vardı. Üstü bagtJen ceki talebe ortaya çıkam, dedi. yırtıldı. Elleri yaralandı. Fakat o, yi- ik izi görünmüyordu, Ne yana gi- »ceğini yaşardı. *k istemiyordu. Ağlıya ağlıya: İt söz söylemek, iyilik etmektir. Bu- sökerken |İnu yapamazsanız, yaptığınız fenalık geriye, size döner. Sizi çarpar. Kud- kopardı. Onları bir geyler mırıldana» Dünyada geri dön-İrak üç kere yere vurdu, Ortalığı bir duman kapladı. — Güzel Peri! Senin mektebine ko-İarasmdan göklere yükselen koca bir! saray belirdi. geliyordu. O, yüksek sesle hepsine birden — Bugün yeni iki talebe daha var. İçinizde en tecrübeliniz onlara benim önlimde bir iki şey gösterecek, dedi. Sonra eşeğinden inip su başındaki kocaman siyah bir kayanın üstün kıp oturdu. Burasr onun kürsüsü i- di, O derslerini oradan verirdi. Bu ka. yaya hiç bir insan ayak basamazdı. (Çünkü kim yaklaşırsa yaklaşam o) kücük pmar koca bir sel olur, gökte şimşekler çakar, dünya yıkılacakmı ibi bir fırtına çıkar, bu fırtınanın a rasında baştan ayağa siyahlar giyin. miş genç bir slivari elindeki okuyla gelir, siyah kayanm başma geçerdi. Artık oraya adım atanm vay haline Bunu yakın, uzuk her tarafta bilir lerdi. Bu siyah kayanm adı “Peri Kayası” idi. Kimse o yakınlardan geç- mezdi. “Güzel Peri” kayasına çıkınca kız Jar başlarmı eğip onu dinlemiye baş- ladılar. O: — Periliğin ilk şartı, herkese tat. retiniz gittikçe azalır. Şimdi içinizde Genç, güzel bir kız aya — Emredin öğretmenim, dedi — Şuraya bir saray kür. Genç kız hemen yerden iki çiçek Sonra bu duman | bir geyi eksik “Genç kız dikkat etti. Sahilden sara- yin ne penceresi, ne de kapısı vardı. İ Okudu, üfledi. Yine çiçekler kopardı. Nafile.. Koca saray hep kapısız, pen: ceresizdi. O zaman “Güzel Peri” kız- iazüe — Kim bu saraya kapı, pencere ko- yabilir, diye sordu. Hepsi susup bas- larını eğdiler. Yalnız en güzel, en genç bir peri namzedi ayağa Kalktı: — Müsaade ederseniz, ben! dedi. “Güzel Peri” müsaade etti, Kız ©- Bilip yerden bir mine ile bir yaprak kopardı. Uç kere: — Ben bü sarayda altmış atne pen- ero ile, altmış tane kapı istiyorum, dedi, Sarayda altmış kapı birden di, Almış pencere birden göründü O zaman “Güzel Peri": | | — Artık sen tam bir peri Iuvveti. ne sahipsin, sana gösterecek dersim kalmadı. Git, dünyanm her köşesine iyilik yay. Hastalara, öksüzlere, ihti yarlara yardım et, Sen dünyanı, ben den sonra en kuvvetli perisisin. dedi Genç, yeni peri hemen öğretmeni. nin ayaklarına kapandı: i — Buna birkaç tane talebe ver de, öyle gideyim, dedi. “Güzel Peri" bu- na da müsaade etti. ber aldı. Öğretmene veda. etmeden| önce kendilerine bir maharet daha göstermesini emretti. Ve yeni perinin ahnından bir baba gibi Genç peri bu emri de tuttu. Ayaği. le üç kere yere vurdu. Vurulan yar den yeşil bir alev yükseldi. Bu alev! yeni periyle gidecek kızların omuz rıns kadar indi. Sonra hepsi birden havalanıp göklerin maviliği içinde gö- rünmez oldular, Güzel Peri; — Çok kuvvetli bir talebe yetiştir. dim diy» yüreğim seviniyor, fakat korkarım ki yüreği pek iyi değil.. Çok | geçmeden kuvvetini kaybedecek, de- | di. Bu sözler tabil doğru idi. Çönkü| İdğretmen peri insanım kafasmdan ge- çen bütün düşünceleri okuyabilirdi. günce geçiyordu: — Acaba ben de böyle kuvvetli hir. peri olabilecek miyim, Bir gün yine perileri azat etme gi İnüydü, “Güzel Peri” bütün talebeleri. ini subaşmda topladı. Onlardan birer İbirer bir geyler yapmalarmı isteği, Kimi bir saray yaptı, kimi ir uman | oldu, kimisi bir kelebeğe döndü. misi de kuş şekline girdi. Öğretmen, hepsinden memnun oldu. Hepsini bi. tez peri yapıp dünyanın dört bucağı ina sald. Hepsine de ayni geyi ben. bih eti | — Iyi olun, tatlı olun, merhametli olum. En sona “Gül” kalmıştı. “Güzel Pe-| ri” ondan hepsinden daha çok mer-| nındu: “Sen bütün talebelerimi geç- tin. Hem de yüreğin billür gibi terte- | miz. Git, yolun açık olsun... dedi. Fa- kat bu sözieri söylerken nedense göz- lerinde bir damla yaş parıldıyordu. — Dikkat et genç peri, bu sarayın “GİY una gün yapı 'TANm Çocuk İlâvesi KUĞU NASIL YAVRULAR ? Tabii, tıpkı tavuk gibi, Kuluçkaya yatarak. Fa kat yumurtaların üzerin de çok uzun zaman yat. ması lâzımdır. Tam beş hafta. Ancak beş haftalık uzun bir beklemeden son- va yavrularının yumurta dan çıktıklarını görebi Aksine bu kadar bekle nen yavru hiç te güzel de- #ildir. Ama kuğu kuşu bembeyaz, uzun boyunlu çok güzel bir kuştur diye- ceksiniz değil mi? Evet fakat ba güzellik ona son- tadan gelir. Yumurtadan çıkınca pek çirkindir. Kuğu kuşanan kuluçka yatması pek uzun dedik ama atmacayı düsününce yine kısa demektir. Çün- hü atmaca yedi hafta ku- İveka yatar. — Ben gitmiyeceğim, ben zana çok seyler öğreneceğim. Hep seninle ya- şemak için bana izin ver, brim daha, Dilmediğim büyük bir şey var, Bala Peri olan kız birçok kızları bera-İonu öğret, diye yalvardı. Güzel Peri; Böyle, öğreteyim, dedi Gül — Hani vaktile bir köy pma- m basında biir genç kızla erk ik ka. suşuyorlardı. İşte ben o pinarın yo. lunu bulmak, oradaki genç erkeği ba» bana, #nneme tanıtmak İstiyorum, * | Bana bunu ğret, dedi, “Gilzel Peri" gülümsedi. Artek gö- Zünde yaş yoktu, Ikisi de kayalığın basında giriinmez oldular. Sonra ince mavi bir. duman gibi Gilün köyünün üstünde göründüler, Elele yere indiler, Kızları içn yanıp duran anne ile babanm evine gittiler. “üzel Peri” Gülün pmar başında ilk gördüğü gün olduğu gibi hem gi- 221, hem çok gençti. Anmesi hemen 0- O Sırada Gülün içinden de şx dil. |nun boynuna sarılırken sordu; — Buda kim kızım, Gül cevap verdi. — Nişanlım anneciğim. Burada dü. burada yaşıyacağız. —TAN— ÇOCUK KLÜBÜ Asim MEKTEP ve No: MEMLEKET: ADRES; Bu kuponu doldurup bise yolla yanı. Mukabilinde göndereceğim Aza kartım alır almaz Tan Çocuk klünün özası olursumz. TANm Çocuk İlâvesi Hem eğlence Örümcek Ağı Hem bilmece! ve Salatalık Dünyada salatatık kadar mukave- metli hiç bir şey yoktur. Ally ediyor rum sanmaymız... “Bu kadar kayalar taşlar durürken salatalık ta muka- vemetli diye nereden çıktı.” diyecek siniz. de (96) su var, Demek yalnız yüzde beşi katı madde, Dünyada yüz kusım- da beş kısmı katı olup ta böyle dim dik ve sert durabilen başka ne var? 'akın her sebzede ve meyvada su| var. Fakat bepsinde patatesten daha az. Meselâ patatesin yüzde (15)i su- dur. Elmanın yüzle (S2)si, çileğin yüzde (80)1... Rekoru kıran salata: Bir adam geceleyin birdenbire uy. liktir. Hiç birinin içinde onun kadar) Kusundan uyanır. Saatin bir defa su yoktur. Hemi deo kadar katıdır. yürduğunu duyar uykusu kaçar, U-| İnsan eli bu kadar suya bu kadarcık yuyamaz. Yarım Saat geçince smat| katı madde koyupta salatalık kâdar yeniden bir defa çalar, durur. Yarım sağlam hiç bir gey yapamamıştır. Saat sonra bir daha bir kerre yurup| Tabiat hep böyle umulmaz şeyler. durur Yarım saat sonra yeniden bir,' te doludur. Meselâ: bir örümcek ağı- yurur, durur. O Zaman ödam “Hah na bakınız. No incecik gey, Pakat bi-) der uyandığım zaman satin KAR O ir miri, bu incecik ağ kendi ağır duğunu gli anladım. Aba, bU mek mağ üz celle örü ” müş ağdan daha sağlamdır. Örüm- cek ağı, çelik ağdan daha kuvveti. Bır bahçivan bir sraya (4) gül (i- Ne garip gey değil mi? i dani diker. Bunlardan birinci ile ikin! İşte tabint hep Böyle fevkalâdelik.| cd, ikinci ile üçüincüünün aranma (3) |lerle doludur. met. aralık bırakır. Üçüncü ile dör- düncünün arasında (4) metre fasıla Evet amma, salatalığın içinde yüz. || YENi BULMACAMIZ diyor. Öyle ise gözleri açıkken etrafta gizlenen şeyleri bulmak pek ko-, lay. Haydi bakalım, $u resmi araştırmız. Bir kutu çikolata, bir bardak dondurma, bir kavanoz reçelle, cıgaralar nerelere gizlenmiş. Blmca üst lerine işaret edip bu resmi öteki bilmecelerle beraber bize yollayınız. Kazananlara güzel hediyeler verece giz. DUNYADA birakir. Acaba bu şekilde hangi gül fidan- ları biribirinden en uzakta dikilmiş, | Tutuşan Buz Dolabı Bo, allo? Buz dolabın tutuştu, yetişin!” Dolabın sahibi sesi NELER OLUYOR ? Çinde Küçük Bir “Şenlik oluyor? İ heyecandan boğularak itfaiyeye böy le telefon eder İtfaiyeciler çok tuhaf geyler görmeğe alışıktır amma, böy- lesl büsbütün garip. Buz dolabmda yangın! Olur şey değil doğrusu, Fakat, verilen adrese varır var man bunun hakikat olduğu anlaşılır. Buz dolabı alevler. içindedir. Sebebi! araştırılır. Meğer dolapta bir boru bozulmuş. Sahibi bir tamirci çağırır. Adam boruyu tamir edeyim derken #lindekti eritme Kimbası buz dolabı. nt tutuşturur. Tam itfaiye işe el atacakken alev. lerden dolaptaki buzlar erir, #u olur. İBu su, steşi söndürür. Ttfaiyeye de iş kalmaz, Yukürdan aşağı: 1 Bir sayı. 2 Uzağı gösteren bir 8öz. 3 Çok dik duran, 4 İşkence. 5 Göze ait bir şey. 6 En kısa bir sama- nin adı. Hem de bir kadın ismi, 7) Pek iyi. 8 Elimizde bulunur. 14 Yap- iyorlar ki, Avusturyak bir mak. 15 Yükmek bir yer, 19 Eskinin mühendiz uçan bir biziklet aksi, yapmış. Kendisi pek iyi bir bisikletçi Boldai sağa: ve çok kuvvetli bir adummış. Icat 3 Yük. 6 Vakti gösteren âlet ve ettiği bisikletin (pedal)mı ayaklarile günün bir kısmı. 9 Ayağın toprakta | olanca kuvvetile döndürünce yanlara, buraktığı işaret. 10 Yükseltmek, 11 | tukur iki kanat vasıtasile makine ha- Bir edat, 12 Bir şeyi menetmek için | valanıyormuş. Bu tecrübeyi Viyana, kullanılan edat, 13 Sanat, 14 İp. 16 | sokaklarında dolaşıp birçok kereler, Kadınların boyunlarına taktığı güzel iü bir şey (bir hayvandan çıkarılır). 18 Bir yolu yürüyerek giden. 20 Bir ettiğini söyliyorlarmış. Birçokları bu Bayı. 21 Bir şeyi elemek için kullanı-|tuhaf bisikletin uçuşunu tıpkı tir) Uçan Bisiklet eçenlerde Çinin büyük adam. içmiye mahsus saman larmdan birinin doğduğu göplerini bilirsiniz, tabi, On- | günmliş, Bu günü kutlulamak için lardan bir tane alınız. İçinden ince| öyle ufacık bir şenlik yapılmış. bir etim geçiriniz. Slelmin fki ucunu |” ekiz bin kişi devett, EM dört bin saman çöpünün iki başından dışarı çıkarmız. Sonra saman çöpünü tam |ta09 hediye. Ve tam üç gün, üç gece ortasından ikiye bölünür. Seyircile- | süren bir bayram. En uzak ve en yar Finizden birine bir çakı veriniz. Çöpü | kin şehirlerden akm eden davetlileri bu katlı yerinden kessin, Tabii © za- | taşımak için hususi trenler ve şehrin man içindeki sicimin de kesilmiş ol-| bütün otomobil ve otobüsleri sabahı ması lâzım gelir. Halbuki siz bu iki |en erken saatinden işlemiye başla Dap parmaklarımın arasmda ta) Yömek masları biç ortadan tup birkaç kere parmaklarınız ür. | Kıldırılmamış. Her seferinde en ax leyinir. Sonra sicimi bir ucundan çe-| bin kisi yemeğe oturmakta imiş. Üç kip saman çöpünden çıkarınız. Hiç | gün içinde dört bin tane çıgara içi. kesilmemiş olduğunu görecekler. miş. Davetliler yediklerini hazm ile Saman çöpü kesildiği halde orta-| meşgul iken bir yandan da canları &- AM CE kesilmemesi cimazın diye açık bayada bir de ti 2 a yatro verilmiş. Ayni günde ayni sah Bu oyuna siz önceden göyle hazır mi lanacaksımız: Jiletle saman çöpünün | PeYe Çinin bütün büyük aktörleri İtam ortasmda ve uzunluğuna doğru | çıkmış. Aktörlere verilen para saatı | (4) santimetre boyunda bir yarık a-İte (500) lirayı bulmakta imiş: Bü- çınız. Bunu seyirciler hiç farketmi -İtün davetlilerin göğüslerinde kâğrte yeceklerdir. tabii, Çöpü ikiye böldü- de sart bie gil v Bu, ünüz zaman içindeki ip beraber bu. | (20 Yapim; piyes külmez yarığı içine arasına girer, | dostluğa işaretmiş, Her biri göğsün. Ve bilküm yerinden biraz aşağıda |de bir sarı gülle ayni yere akın eden kalır, Seyircilerin bunu görmemesi i-| binlerce salli püslü insanı seyreta çin iz hemen ipin üzerinden tutar, | mek ömürmüş. z çöpü öyle kestirirsiniz. Seyirci farkı: > ER na varmadan yaln: çöpü keser. İp), çanı beğenisi mi büyük Çinli daha aşağıda kaldığı için olduğu gi- : bi kalır. Kesilen iki parçayı el ça | lir. 22 Şaştığımız zaman söyleriz ve |jderhanm uçuşuna benzetiyorlar - bir sesli harf, 23 eilerhanm uçuşunu gör- bukluğu yaparak hemen doğrultur, | içinde bir baştan bir başa uzanır. Va başbaşa getirirsiniz. O zaman sicim | bir ucundan çeker çekmez olduğu gi

Bu sayıdan diğer sayfalar: