6 Ağustos 1937 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 4

6 Ağustos 1937 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Rasgeldiğine Hakarete Kalkışmış Mütecaviz Kadın, Hüvi- yetini o Söyleyinciye Kadar Nezaret Altında Kalacak Yaşlıca bir kadın, dün adliye bina smmm Üst katında Küçükayasofyada Mehmetpaşa yokuşunda 9 numarada oturan Trablusgarplı Seyit Atlasın önline çıkmış, ve ondan alacağını is- temiştir, İstediğini alamayınca da #6 sini perde perde yükseltmiye başla- miş ve halk ta bunların etrafında bir halka öevirmiştir. Sesler bağırma ve çağırma halini almca adliye polisi Refik işe el koymuş ve işi yatıştır. mak istemiştir. Nesibe, bu müdaha- | Jeye de kızmış ve bütün kuvvetini s0 sinde topliyarak ona da hakaret et- — Sen de onun kuyruk yalayler sın, demiştir. Polis Nesibeyi ve davacısmı mej- hut suçlar müddelumumisi Hikmet Sonelin önüne çıkarmış, kendisinin de hakarate uğradığını söylemiştir. Suçlu kadm, sorgusu yapılırken müd delumumiye hüviyetini vermemekte ısrar göstermiş: — Ben neadımı söylerim, ne de hüviyetimi veririm, Demiştir. Dava €ı, kadınm Nesibe ismini taşıdığını ve faizetlikie geçindiğini, kendisinden beş lira faizle para alarak iade ettiği halde hâlâ da hir llra faiz istediğini söylemiştir. Müddelamumi sabıkasmm tespiti Için Nesibeyi adliye jandarma kara- koluna göndermiştir. Nesibe, orada da karakol kumandanı Kanbere ha. karet etmiştir. Şahit olarak dinlenen | mahkeme mübaşiri, Nesibenin yine bir mahkeme kâtibine hakaretten do Jayı mahkümiyeti bulunduğunu söy- Jemiştir. Müddelumumi, hüviyetini söyleyinciye kadar Nesibenin nezaret altmda tutulmasma karar vermiştir. Asliye dördüncü ceza mahkemesi bu gün Nesibe hakkındaki kararını vere | cektir. i Saat Hırsızı Tutuldu Bir ay evvel Galatada çelik mües- | sesesinde İsviçreli (o Richard'm çok | kıymetli bir saatini yazıhanesinden | çalarak kaçan Kemal yakalanmıştır. Suçlu, suçunu itiraf etmiş ve saati 13 lira mukabilinde Kemal isminde bir Yatmana sattığını söylemiştir. Saat | ÖKSÜRÜNCE ÇOCUGU KAÇIRMIŞ | Evvelki akşam Kerestecilerde tuhaf bir nargile hırsızlığı olmuş ve suçlu olarak yakalanan Alım et, dün Sultanahmet sulh üçüncü ce. z0 mahkemesine verilmiştir. Hâ dise şudur: Tevfik oğlu Ahmet, kafayı tütsüle, bir halde meyva halinin önünden (geçerken OBedrinin kahvesi de duraa bir nargileyi yavaşça kaldırmış ve götürmiye başlamıştır. Bunu uzaktan farkeden | mahalle bekçisi, hemen peşinden koşmuş ve yüğ metre açılmadan yetişerek yakalamıştır. Dün meşhut suçlar müddelimumiliğine verilen Ahmet, kendisini şöyle müdafaa etmiştir; — Ben çok sarhoştum, Küfelerin yanma uzanmış, uyuyordum. Bir çocuk eline nargileyi almış götürüyordu. Ben öksürlince korktu, ye- re bırakıp kaçtı. Yoksa, ben bir nargileye tenezzül eder miyim? Suçlu, sulh ceza mahkemesine verilmiştir. Üç Suçlu ve i Davacı İle Yirmi Şahit Bazan Para BazandaDua Lâzımmış Toprak Kazma | /Bir Sabıkalı Yaşamanın Yüzünden Biribirlerine| Felsefesini Kurmuş Girdiler Süreyya isminde bir genç, evvelki gün kafayı tütsüledikten sonra Ga- latada Kemeraitmda Vitalinin dükkâ nına gitmiş ve: — Ver oradan bir yarımlık, demiş- tir. Bir yarım kilolük rakı aldıktan sonra da kandilli bir selâm çakmış ve oradan uzaklaşmak istemiştir. Vitali seslenmiş: — Arkadaş parasmı vermediniz. Biz rakıyı yalnız bir kandilli temenna ile değil para ile aldık, Süreyya cevap vermiş: — Herşey para ile olmaz, Bazısınm paraar, bazısının duası lâzımdır. Ben içer içer sana dua ederim. Vazgeç su paradan, Dün, polis meşhut suçlar müddei- umumiliğine Üç suçlu ve davacı ile 20 kadar şahit vermiştir. Şahitler a- rasında eli değnekli, beli bükülmüş ihtiyarlar, kucağı kundaklı kadmlar, genç kızlar da vardır, Hâdise şudur; Küçükpazarda Mehmetpaşa yoku- şunda otüran Rabiann çocuğu sokak ta toprak kazarken evlerinin pence- resinde oturan 15 yaşlarındaki Mus- tafa: —Orasmı ne kazıyorsun? diye sor| Müş ve şu-cevabı almıştır: — Senin mezarını... — Ben ölmek istemem, sen kendi a ki Bu sırada 3188 numaralı polis Ali Bu sırada Mustafanın akrabasın -| hâdise yerine gelmiş ve Süreyyaya: dun Naciye bu atişmaya karışmış | — Oğlum görüyor ser çok'sar ve ; boşsun. Eğer evin yakmaa git evine — Sen bizim oğlumuzun “ölümü. yat, değilse bir otomobille göndere- nü neden istiyorsun? diye çocuğa Çi İlim. Sonra rakı şişesini veyahut pa- kışmıştır. Bundan sonra iş büyü- miş, hepsi biribirlerine sövmüşler, hakaret etmişlerdir. | Müddeivmumi, o bunları Sultanah met sulh üçüncü ceza hâkiminin ö- nüne çıkarmıştır. Her iki tarafın şa- hitleri dinlenmiş, Naciyenin diğer şa- hitlerini getirmesi için muhakeme başka güne bırakılmıştır. men polisin üstüne çullanarak taban İcasına el atmıştır. Ayni zamanda da İkolundan asılarak ceketinin kolunu o muzundan koparmıştır. Polis dün suçluyu meşhut suçlar müddeiumumiliğine vermiştir. Biraz sonra asliye dördüncü ceza mahke - mesine çıkarılan suçlunun lâf atmak- tan ve sarhoşluktan da sabıkası oldu- ğu anlaşılıyordu. Şahitler dinlendik- ten sonra müddelumumi kendisine ce za verilmesini istemiştir. Mahkeme kararmı bügün verecektir. — ———— hir civarmda müsademe neticesinde Hapisaneden Kaçan- lar İzmirde Tutuldular Izmir, 5 (TAN Muhabirinden) — Uşak haplsanesinden kaçan soygun- culuk suçundan 7,5 seneye mahküm Çallı Himmetle arkadaşı Ali, Alaşe- yakalanmışlardır. geri alınmış, sahibine verilmiştir Ceketini, fesini giyerek çıktı. Sendeler gibi yürü. yor ve birşey düşünemiyordu. Sade arasıra dudak- Yarı kımıldadıkça, Hacıya karşı, gıyaben savrulan ağnrea bir kelime fırlıyordu. Tenha sokakların dar gölgeleri içinden bacakları sallanan bir sarhoş gibi geçerek arkadaşlarını bulmıya gitti. Şimdi iki kadın aşağıdaki odada karşı karşıya o- turmuş düşünürlerken Hacı da odasına çekilmiş, ka- pısını kapayıp köşesine çökmüş düşünüyordu. Vu- kuatı yavaş yavaş hatırlıyordu. Kalbi ilk defa baba ye evlât endişesiyle çarpmıya başladı. Her Kalbin Bir Gizli Sesi Vardır Basit bir mesele, öyle karışmış, öyle içinden çıkıl. maz bir hale gelmişti ki ne yandan baksa helline imkân göremiyordu. Ve her felâketin âmili gibi, o da, bunun müsebbibini kendi nefsinden başka yerlerde aramıya koyuldu. Müsebbip? Acaba Erden mi? Eni- ne koydu, boyuna koydu, çocukta hiç bir suç göre- medi, Görmek istiyordu, bu, gururunu tatmin edebi. lecekti. Fakat yok işte. Erden, ancak kökleşmiş bir emri vâklün icaplarile hareket etmişti ki, bunda hakkı... (vardı) diyememekle beraber (yoktu) de- mek için de kendinde bir kuvvet hissedemiyordu. Dünbelekte de müsebbip olabilecek birşey göremedi. Bilhassa kendisinin körüklediği bu menfaat ocağı- nın alevi bütün mevcudiyetini mestedici bir ateşle sarmıştı, Biricik ve cidden sevdiği kızının bu âni hastalığı karşısında Hacı, gittikçe makul oluyor, hâ- tıratını olsun içinde kabarıp ta hi bir isim vereme- diği acı birtakım heyecanlarını olsun, kendisine hi- tap eden muhayyel muhataplar gibi daha itidal ile için için dinliyordu. Acaba vicdan denilip te, beş duy gunun erişip sezemediği şey bu muydu? Ve eğer vicdan denilen bu zihni heyecanlar, insanlara daima böyle güzel, makül ve müntiki şeylerden bahsediyor. sa, ona sahip olanlar ne iyi adamlardı.. Şimdi ken- disinde de bu heyecan vardı ve kulaklarından başka bir tarafiyle, kalbinden, beyninden, bütün maddi mevcudiyetinden başka ve görünmez bir uzviyetle isitiyordu. O akl olmıyan, teneffüsü işitilmiyen ses ganki : , — Haci! diyordu, Sen, basit ve kimsesiz bir köy softasıydm, rahmetli ananın sütü temiz, rahmetli babanm elleri nasırlı ve alnı açık olmakla beraber syağnda muhtarın eski köşe minderinden bozma çâkşır ve sırtında mültezim yıpranmışmdan çatılmış çarpık cübbe vardı. Sürüklediğin postalar kırk a. yvaktan geçmiş, kulaklarına kadar inen sarığın, bin mutbağın bulaşıklarını temizledikten sonra sana ca ba edilmişti. Bir gün merhum müderrisin, seni Yü- rük oğlu Çetin Beye cethetti: — Mollalarımın içinde en uslusu en çâlişkâ& nı budur. Dedi Çetin Bey senin veçhen güzel, uhlâ- ken müderrisin methü kefaletine şayan bir delikanlı olduğunu görünce aklma birşey geldi : — Birisini Abbas Efendiye verdim. Kâtiptir, diye düşündü, ötekini de buna vereyim, oda Hoca karısı olsun. Ve o günden sonra seni alıp bakmadı mı? Giydirip kuşatmadı mı? Icazetini alıncıya kadar bir tabur mollanmn gıptasm: celbetmedin mi? Ya ondan sonra, TOPLANTILAR € DAVETLER e Sir Aleksandr Kipe Ziyafet İ Liman Şirketi Müdürü Bay Raufi Manyas evvelki akşam Büyükada iinde İngiltere Mühendisler eti Reisi Sir Aleksandr Kip ve arkadaşlarma bir ziyafet vermiştir. Bu ziyafet çok samimi bir hava için- de geçmiştir. || Bu yemekten evvel İngiltere sefa- || reti ticaret ateşesi mirulay Vedes yi ne Sir Aleksandr Kip şerefine Bü. yükadadaki evinde bir kokteyliparti| tertip etmiştir. Bu toplantıda Londra ve Atina sefirlerimizle eşleri de ha- zır bulunmuştur. tarafa . JAPONLARIN İKİ ZİYAFETİ Bugün ö ile 7 arasmda Japon mek tep gemisinde bir kabul resmi yapı- lacaktır. Davet sahibi Vis - Ami- ral. Koga ve vapurun zabitleridir. | Resmi erkân ve şehrimiz içtimai ha- yatmda mevki sahibi olanlar davet- Nler arasındadır. Akşam saat onda da Japon gefiri ile eyi tarafından Perapalas otelinde bir süvare verilecektir. dilik caizdir. * ROMANYA SEFARETİNDE ZİYAFET Önümüzdeki salt günü akşam 86- kizde Romanya sefiri tarafından A- İyaspaşada yazlık sefaret binasmda hükümetimiz erkânma ve ecnebi se- faretler heyetine bir süvare verilecek tir. Adliye Vekili Gölcükte caiz değildir. Istanbul Belediyesinden : 10 Ağustos 937 Salı gününden itibaren Karaköy köprüsü zerinde seyrüsefer icabı ve Belediye - zabıtası talimatı ile Belediye tenbihi hükümlerine göre aşağıda yazılı husu tatbik edilecektir. $ I — Halk köprü üzerinde yaya kaldırımlardan bir taraft8” 2 — Bütün nakil vasıtaları, bu sahaya geldiği vakit bursdf” yaya geçen varsa derhal duracak ve yaya gidenler geçtik!© sonra yoluna devam edebilecektir. Bu sebeple nakil vasıf bu sahaya gayet ağır gelmelidir. “B,, “4880, Istanbul Belediyesinden: 1 — İstanbul Belediyesin in Kadıköy, Üsküdar ve kez şubeleri sı u dalar, Bakırköy, Sarıyer şubeleri sınırları içinde Ağustos - 1937 tarihlerinden itibaren arkalıkla her eşya taşınması yasak edilmiştir. 2 — İskelelerde deniz vasıtalarından kara vasi rına yükleme ve boşltma işlerile kara vasıaltar mağazalara ve hanlara boşaltma ve buralardan Ki vasıtalarına yükleme işlerinde arkalık kullanılması 3 — Şehrin muhtelif mıntakalarında bulunan ve ba, kamyon, kamyonet gibi vasıtaların işlemesine sait olmıvan dar ve dik lık kullanılabilir. Ancak bu nevi eşyanın yokuşların başına kadar ba ve yahut kamyonla taşınmış olması e. geldiği Sı bi taşınacak her parça yükün 75 kilodan fazla olm” 4 — Her türlü deniz vasıtalarından kıyılara kad kömür, kum, tuğla, çakıl ve kereste taşınmasında Gi kalık kullanılmasına izin verilmiştir . / 5 — Bu tenbihler şimdilik seyyar satıcılar hakkınd” tatbik olunmıyacaktır. ) Sayın Halkın ve bütün vesaiti nakliye leri ile şoförlerin arabacı ve sürücülerin 8 ğıdaki maddelere riayet etmeleri ilân olun” ancak çivi ile işaret edilen saha dahilinden £*““ rları içinde 15 - Ağustos - 1937 ve ar yokuşlarda nakliyat için 4 (4968 İstirahat ediyor Ödemiş, (TAN) — Adliye Vekili Şükrü Saraçoğlu “Gölelikte istirahat etmektedir. Vekil, günün bazı saat- İlerin: kahvede haiala Wekalce Hörle” mekte, akşamları Gölcükte kayık ge zintisi yapmaktadır. Şükrü Saraçoğ- lu, vaktinin en mühim kısımlarını köylü ile hasbihaller yaparak ve on- ları tenvir ederek geçirmektedir. Adliye Vekilimiz, geçen gün Baym- dır sporcuların: buraya getirtmiş, ya- pılan maçı Ödemişliler sıfıra karşı dört sayı ile kazanmışlardır. Bu mü- nasâbetle gece bir eğlenti tertip edil- miş, bu toplantıda Şükrü Saraçoğlu g4 hâuçme Uyun miş, sonra olduğu sinde oturan Ledi kadın, pencereyi | edilmiş, emniyeti açarken gözleri karararak Yuvarlan. mış, eli ve ayakları kirim; Beni İstanbula gönderip iki yıl, tamam İki yıl, ilmini ikmal için Manastırlı Ismail Hakkı Efendilere, meş- hur Hoca Zihni Efendilere tavsiye etmedi mi? Ölür- ken büyük damadı Abbas Efendiye seni gösterip * — Abbas! Oğul. Bunu bacanak gibi tutma! Tıpkı benim öz oğlum tut! Şimdiye kadar evlâtlığndan başka birşey görmedim, sen de ona ağa değil, baba muamelesi yap! diye dünyaya gözlerini kaparken bile seni düşünmedi mi?, Hacı bağdaş çökmüş, İki dirseğini dizlerine ve al- nin avuçlarma dayamış, hâlâ o meçhul sesi dinliyor- du: — Haa, her ne olsa, yine Allahını, dinini ten, tanımaktan fariğ olmıyan Hacı! Tanrı kız verdi ki yedi beldede, kırk köyde güzelliği, adı söylenir, Bu, sana bu hale getirildiğin ocağa karşı gösterdi. ğin nimetşinaslığın bir mükâfatıdır. Bir de oğlan is- edim. Son demlerinde ona da çok şükür nail olma- dm mı? Şimdiden sonra sanki ne? Mümkün mü bir üçüncüsü? Hayır değil mi? Sen bu nurtopu gibi vav- runa karşı ne yaptın? Elimden geleni deme! Tpek- ler, canfesler, altınlar ve okşamalar hayat değildir. O ilâhi pırlantanın hayatı şimdiden sonra başlıyacak ve sen alirete onu görerek gideceksin. Yazık değil mi Hacı! Yaptığın, ya, yapmak istediğin nedir? I- kinci kayinpederin, ikinci velinimetin olan Abbas E- fendi de ölürken sana böyle mi söyledi? Belediyenin Emektar Kapıcısı Öldü. Şehremini Rıdvan Paşa“ zamanm- danberi belediyede çalişan 65“yaşm- #7 Am vesilesi VE şında birdenbire ter dökmeye başla- ölmüştür, Osmanm Genazesi bugün belediye tarafından kaldırılacaktır. Bir Musevi Hudut Haricine Çıkarıldı Bundan yirmi beş sene evvel 'Tür- İda bulunmuştur. kiyeden ayrılarak Amerikaya giden o Mikado Şalom isminde bir “Musevi, ği Bir Kadının El ve evvelki gün Rodi vapurile şehrimize Ölüm g Ayakları Kırı de gelmiştir. 25 sene evvel yatandan| Merhum Suphi Paça Kl g Heybelisdada İsmet İnönü cadde. | ayrılan musavinin pasaportu tetkik | Gülsüm Heybelindada damadı Ür inden müsaade almadığı anlaşi- larak hudut haricine çıkarılmıştır. Bakırköyde Den iz Müsabakti, Eminönü halkevinden: Çi halkevi denizcilik şubesi , 49" # denizciliği teşvik için dö > ven mini Belmillar danis karaya ve Marmara Yıldız! Gazinöü de saat (15) de başlamak Ü.. ifl dere, gayri federe amatör arasında yüzme, sandal, yelkö”. dal, kotra, federe klüpler i fita ve yol yarışları, vaterpo yl bakaları tertip edilmiştir. gi kinciye kadar madalya; Kop if gn İcektir. Müsabakalara girece”. gi ağustos cumartesi günü aksı dar halkevi ve Bakırköyünde banyoları sahibi Bay Ömer 4 müracaatla isimlerini yazdır yerde devrilmiş ve müdür- İni Heybeli evinde ölmüştür. namazı bugün öğleyin veli? inde kılmacaktı! umumiye — Hepimiz göçmek üzereyiz Hacı! demedi Bunları bırakıyoruz. Bu hânedanı, bu ocağı “4 idtme etsin! diye mel lmel | ve fakat aras yerine getirileceğinden emin ve müsterih göze” bakmadı mı? Halbuki sen ne yapıyorsun? ai gren İşte şurada.. Ince bağdadiyle ayrılmış bir is) köşesinde baygın yatıyor, Bir daha bayılırsa â9” w ından emin misin? Ikinet bir evlâdın sayılma dallah ve indelnas matlüp öteki ne halde? ÇUSE vie | bi. Görmedin mi halini? O ne gelişti! Kalbine â” ., ölüm oku saplanmasından titremedin mi BE oya Ban suretinde bir çift melekten başka birşey OK iğ kadınınla baldızın ne olacak? Bir gül )le iki Van avlıyacağına, bir okla iki âhu öldürüyorsül mısın ondan sonra şu beyaz badanalı mesut tütecek? ni ast Güzeli unutuyor musun? Henüz kanat bile agi ramamiş bir güveröiü halinde, KardeşsiZ çi” kimsesiz ne yapar? nedir sanki? hep bunlar Kg | dir Haer? Dur, bana söyleme! Ben hepsini yn yaf” Bak üstünde yeşli kaplı bir Enam ve bir Delâi ai yer rat duran kalbinde bir helecan var. Şehadet Pain ğinr oraya bas ve neden olduğunu kendi ki kimse işitmeden itiraf et! ana Vİ Zihnin mi perişan? Gittikçe bir sast evveli dar makul gördüğün bütün sebepleri topl”. ef musun? Zarar yok, Onu da ben söyliyeYii. oy misin? dinlemiye tahammülün var mı? Hed Hacı, başlıyayım mi? ve bi Haci ellerini çekti, başmı kaldırdı ve derin — Oooof! Yarabbi! vir 8 Diye inledi, Gözlerinden yanaklarını yakan vir Li parlak yaş sicim! akıyordu. Başımı pencereye a Sıcağın altında sararmıya başlıyan çimenie” g8 dıçların ezeli ve ebedi yeşilliklerinden. Kars” göğsünde ağır bir gerdanlık gibi asılı düre” : iyordu. Oral! kayalardan meçhul bir teselli Mi çe yar)

Bu sayıdan diğer sayfalar: