17 Ocak 1938 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5

17 Ocak 1938 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

MR ir 1-088 TAN Gündelik Gazete iin TAN'm hedefi: Haberde, fikirde, $eyde temiz, dürüst, samimi mak, karin gazetesi olnuya çalışmaktır. ek ağik ABONE BEDELİ Ecnebi 1000 Kr, 1 Bene 2800 Kr, 0 > Gaz 1500 » “0 » Say 40 » 180 >» Ay s0 > letlerarası posta fttikadma dahil ol Ryan memleketler için 30, 16, 9, 3,5 lira » Abone bedeli peyindir: Adres değiş tirmek 25 kuruştur, Cevap için mektup ira 10 kuruşluk pal iliveni lizmdr, GÜNÜN MESELELERİ Amerika Buhranının Sebepleri Nedir? *, Nevyork borsasında yeni sene baş- Maçıcından evvel, Amerikan spekii- a rleri büyük zararlara uğramışlar- mağ İngiliz borsacının yaptığı bir Me ba göre, geçen ağustosun 13 in- ap birinelteşrinin on beşine kadar Görülmüştür. Christian Science Monitor gazete- açtığı bir ankete nazaran, bu buhran 1929 - 1934 seneleri buh- in devamı olduğu, fakat bu buh- devamlı olmıyacağı kanaatine iştir, Son buhranın sebeplerini İİ e kasım alâkalarlar ekonomik str. Bodüksion, ve diğer bir kısım da İş- Silarin nümayişleri ile, menkul mal Yarın kiymetlerini yükseltmek istiyen ekirler olduğunu söylemişler - * Maamafih, hükümetin yaptığı | Sbkikata bakılırsa lüzumsuz mas artmasının da buhranda â- İ DÜ olduğu anlaşılmaktadır. Buhre- ninde geçmek içli alınmizsi ti- &elen tedbirler arasında, borsa Ehtekirlerini azaltmak veya dağıt- m *konomi ve işçiler için yeni ka- nlar Kabulü #nvsive edilmistir, Fe- e KAmerikan sanayi birlikleri kon ma vereceği karara ehemmiyet kap, #ektedir. Bu kongre birçok Wnların tadilini, bütçe masrafla- m azaltılmasını, hususi sermaye- hik, işletilmesini, sanayi işlerinde Metin murakabesini, işçilerin nü yer vermiyecek kanun- Kanlar Kizumuna kanidir. Siilereşi halkının reylerine müracaat alınacak neticeye göre bu 1 Per dair yeni kanunlar yapı- ve ül aşili Erzurumda Yoksullara Yardım Yapılıyor Erzurum, 16 (A.A) — Yoksullara im İŞİ ilk hızla devam etmekte- iye nkü teberru yekünu 6000 akay bin lirayı geçeceği mu - akti. iyi hareketleri faaliyetle devam aç Yak sporuna fazla rağbet var-| Biye #ayisı şimdiden 100 ü geç ke klübü sürek avlarına baş- man müsabakalarına valinin Tek devam olunmaktadır. Pei, Adım uzun atlamada Basri bi- İş > Palatta Erzurum gücünden Hu ta ),* 3100 metrelik kar koşusun- dakika 1 saniyede Halkspor- y üstat birinci gelmişlerdir. büy Vbol maçlarında Avcılar klü- iz gücüne karşı 15/0, 9/,15 © üstün gelmiştir. Misir Tahvillerinin Yeni Keşidesi vw Üren (ALA) — Yüzde 3 faizli işlerinden 25 milyon dolar 1 TAN Aşk ve İzdivaç Ilânlarının “Garip Şekilleri ünyaın hemen her ta- rafında ilân ile evlen- mek modası, temelleşmiş bir âdet hükmünü aldı. Fakat bu âdetin her memlekette kendi- ne mahsus bir şekli vardır. Bu şekilleri ayrı ayrı gösterebili- riz: Fransada — Fransa iânlı aşk maceralarının en zengin sahasıdır. Fakat her biri bir roman olan bu ilânları okuyup anlamak için fran- sızca bilmek kâfi değildir. Çünkü bu ilânları verenler, sözü azami tasarrufla da kullanırlar, Ve me- selâ genç kadın» mânasına olan «jeune femme» yerine #J. Fa harflerini kullanırlar. Bazan bu tasarruf, içinden çıkılamıyacak bir mahiyet alır ve bir şifre gibi halledilmesi lâzımgelir. Meselâ gazetenin birinde gu $€- kilde bir yazıya tesadüf edersiniz: “Lyonul g. k.. 25, gü, ze, mü, haş, ni konacak, za, me, veya mes ahlâ bir ad, ev. ister.» Bunun manası şudur: «yonlu genç 'bir kız, 25 yaşın- da güzel, zeki, münevver ve has- sastır, Mirasa konocaktır. Zabit, memur veya meslek sahibi, ahlâk- lı bir adamla evlenmek istyior.» oktor Werner namındâ bir müdekkik Avrupada yapı- lan bu çeşit ilânlarım 1300 ünü tet- kik etmiş ve bunların meli vazi- yetlerini anlatmaktan çekfherek gösteriş, tahsil, ve mânevi mezi- yetlere ehemmiyet verdiklerini görmüştür. Bununla beraber bu büyüktür. Bu Alman müdekkiki mükemmel bir kız bülmük Üzere bir ilân vermiş ve bu ideal kizın manevi meziyetleri Üzerinde para lâfı edilemiyecek surette israr et- miştir, Neticede ancak üç cevap alabilmiştir, Ayni zat ilânını tek- rar ederek 30,000 Mark riadı bu- lunduğunu da ilâve etmiş ve der- hal 74 cevap almıştır. Fransa Candide güzetesi bu çe- şit ilânları arasıra neşreder, fakat bu yolda en büyük muvaffakıyeti kazanan gazeteler Hymen ve Ma- riage Moderne'dir. Hymen başmakalesinin sonunda diyor ki: Bu gazeteyi alanlar içinde yal- nızlıktan muztarip olanlar, çocuk» larını yeni bir aile sahibi yapmak istiyen babalar, medeniyetin mü- temadi ilerilemesi, hayatın her safhasını yenilemiştir. Yanlış bir takım düşünceler yüzünden ken- di saadetinizi ve başkalarının sa- adetini bozmayınız.« Bu gazeteye abone olanlar Fran sanın en muteber izdivaç klüple- rinden birinin üç ay müddetle a- zası olurlar, ve diğer aza ile mu- babere hakkını kazanırlar. Ve ga- zeteye bırakılan bir fotoğraf saye sinde başkalarile temas tesis im- kânı hâsıl olur. Fakat bu gazete, tuttuğu işi dikkat ve ihtiyat ile yapmaktadır. Bu dikkat ve ihtiyattan hoşlanmı- yanlar, Sourire gazetesinin muhi- tine geçebilirler. Ve bu vasıta ile çapkınlık maceralarına düşerler. A Imanyada — Almanyada bu. çeşit ilânlar, son derece ciddi ve ahlâki mahiyettedir. Ber- Unin en çok satan gündelik gaz *tesi Lokalanzeiger'i açtınız m bir sürli izdivaç ilânlarile karşılaşırı nız. Bu ilânları, Almanyada ve bü tün Orta Avrupada kuvvetli bir müessese olan izdivaç acenteleri neşrederler, Ve bu acenteler temin ettikleri komisyonlarla yaşarlar. Komisyonlar, müşterek rotanm yüzde ikisidir, Şu ilânların bir nü a Misir Kredi Fonsiye dünkü çekilişinde: Senesi tahvillerinden 786564 tahvil 50 bin ve 1911 sene- | len 229,847 numaralı! Km yerin Mipgı 0 bin frank ikramiye kazan- Li 180 a tai munesi şudur : “100,000 Mark rotası bulunan 22 yaşında sarışın güzel bir kıza ko ca arıyoruz. Aranan şartlar sarışm sağlam yapılı, 60,000 marka sahip iradı ve akarı vardır." Yirmi bap yaşlarında bir gençle evlenmek fik rindedir,” « İtalyada — Italyada ds, Alman ya gibi izdivaç ilânları son derece temizdir. Fransanın Sourire veya Hymen gibi güzetelerindeki ilânla rın eşine İtalyada tesadüf oluna- maz. Bununla beraber gündelik ga zeteler bu çeşit İlânları neşreder, Italyada kanunlar sert olduğu için ciddi mahiyette olmıyan birşeyin neşrine imkân yoktur, Iskandinavyada — Iskandinavya da vaziyet İtalya veya Almanyada okduğu gibi şiddetli değildir. Fakat buranın güzetelerinde izdivaç ilân larma sık Sık tesadilf edilmez. Ve göze çarpan ilânlarım dili, son de- rece yakurdur. Lehistanda — Lehistanda izdi vaç acentelerine bol bol tessdüf edi lir. Bunların hepsi de hükümetten ruhsatname alarak çalışırlar. Ya Yrm İngiliz lirası bir ücret muka- bilinde bu acentelerin biri sizi he men kaydeder, suallerini sorar ve dileğinizde uygun hayat arkadaşla rına takdim eder, Fakat bu tak dimler, iyi hazırlanmış fırsatlar şeklindedir. ğ vusturyada — Avusturya, Fransa gibi aşkın en iyi hazırlanmış lâboratuvarlarından bi ridir, Hattâ Viyana birkaç bakım dan, Paristen daha enteresandır. Viyananın en mümtaz mücssesele rinden biri izdivaç acenteleriğir.. Herr Doktor adını taşıyan bu acen te, zabıta tarafmdan birkaç defa yakalanmış olduğu halde işine de vam ediyor. Muhteşem bir salonda size mükemmel bir çay ziyafeti ve ren dotkor, çok geçmeden sizi me sut bir tesadüfe kavuşturur. Onun ziyafetleri bu mesut tesadüflerin yuvasıdır, Viyananm gazete sütunlarmda , yer bulan “dul geceleri” bazı kah vehanelerde heyecanla tesit edilir. Bâzı kahvehanelerde masalardan her birinin üzerinde ışıldayan ra kamlar vardır. Size verilen rakam da oturan füsunkâr kadma yakla şarak onunla alâkadar olursanız hata etmiş olmazamız. ngilterede — İngilterede ga- zetelerin “sahsi” serlevhası 1 nı taşıyan sütunlarmda aşk ilâhı nm da bol bol konuştuğu göze çar Per, Kakac Dü yazıları Sırlı bir hâ va ihata eder ve âşıklar tılsımlı bir lisanla konuşurlar. Londra gazetelerinde arada şöy 16 bir ilâna tesadilf edilir: “Bekârım, 46 yaşındayım. Din cim. Gözlük kullanmıyan, geveze olmıyan, haysiyetli ve zeki bir ka dınla evlenmek istiyorum. Üniversi te tahsili ve mesleki terbiye gör miş olması şârttır. Fakat herşey den fazla gönç kafalı bir kadın ol masını İstiyorum, Otuzunu geçmiş se bir mikdar iradı da bulunması iyi olur.” Amerikada — Amerikâ mecrmi- alarında berkesin İçini döktüğü- nü görürsünüz. İşte bir örnek: “Genç bir esmerim, Tanıyanların hepsi de biçimimi beğeniyorlar ve güzelliğimi takdir ediyorlar. Ren gim harikulâde güzeldir. * Kirpikle rim uzundur, Çok iyi giyinirim. Pi yano çalarım. Ev idaresin| bilir ve (30 Teşrinde bir küçük yıldızın arza çarpmak üzere harök. ettiği bildirilmişti. Küçük yıldız! Çok şükür ki bu küreye çarpmadım! İNGİLİZ KARİKATÜRÜ: mutfağı idare eğerim. Evlenmek istiyorum. Her yere gitmiye razı yım.. Tafsilât vermiye hazırım.” Bu ilânm gösterişine kapımı yanlar yalnızlıktan bunalan bir ka Alnın yalnızlıktan kurtulmak istedi ğini anlarsınız. Aşk maceralarını arayanların m... .... Bülendin Mektuplarından? ME öüaanenen? işçi! Kızım, sofada gürültülü bir sesle sersesez söylenip duruyordu. Yerimden fırla- ilân neğrederek bu dileklerini tat | dım. Esbabımı anlamak istedim. Yev- mine kalkışmalarını çirkin görmek, İmiye ile yorgancı getir kanapelere.yüz geçiriyordu. gn" doğrudur, Fakat hayatta yal ik, Eski niz kalarak yalnızlıktan kurtülmak | kumaşı fena kesmiş; çiçekleri biribi- ve seviğnek için bu çareye başvu İrine ssındıramamış; harcı da rastge- Tanlar da mazur görülebilirler, — (le tıkmış; kızım da iman usta, olmadı bü. ; yecek olıntiş; işçi parlamış; açmış ağ- sını, yummuş gözünü, kıyamet kop- VS müutavassıt, çok es- ki zamanlarda bile görül mektedir. Avustralyanın vahşi ka- bileleri arasında bile izdivaçta ta |'299- vassutagöze çarpmaktadır. Evlene- cek erkek ve kız, biribirlerini ya- kın akrabaları yanında tanıyı eğer kendilerini sevebilirlerse nam zetlikleri ilân ediliyor. Eski Yunanlılarda da evlenme için muhtelif tanışma şekilleri var- dı. Atinada evlenecek erkek ve kız biribirlerini ekseriyetle mabetler- de veya büyük dini toplantılarda (* tanıyorlardı. Bu arada meşhur fi- lozof Sokrata atfedilen bir söz var- dır: “Seven evlenir... Fakat eski Yunanistanın meşhur içtimalyatçılarından Platon da şun ları söylüyor: “Seven evlenir. Fakat her ev- lenen sevgililer mesut olamaz. Ev- lenmede saadet, ancak uzun bir an laşma ve kaynaşmadan sonra vücut bulabilir. , Platona göre, evlenmede saade - tin muhtelif unsurları vardır ve bu unsurlardan en ehemmiyetsizleri- nin bile eksik olması tam saadet için bir engeldir Maddi refah, yani geçim refahı i- le, karı veya kocadan her birinin sıhhatte olması, saadetin üki mühim unsurudur. Soğukkanlılık ta yuva Saadeteinin başlıca unsurlarından biridir. Karı ve koca, biribirlerinin ufak tefek kusurlarını görmemek hususuna çok dikkat etmelidirler. Evlenme saadetini ekseriyetle ka dının veya erkeğin sinirli olması bozabilir. Sandetin yürümesi için sevgiye tam mânasile hürmet et - mek lâzımdır. Meşhur Platon tarafından ileri mârülen bü tezin bugün bile canlı Bir şekilde kendini göstermekte ol- duğuna şahit olanlarımız - çoktur. Hele Evliler bunudaha iyi bilir. ler. Şimdi gelelim, ilân usulile ya- pılan İzdivaçların neticesine; psi- koloğlar v6 içtimaiyatçılar, böyle evlenmelerin pek ömürsüz oldu - ğunu kuvvetle iddin ediyorlar ve bu iddialarına çok kuvvetli delil ler de buluyorlar. Bir İngiliz içtimaiyatçısının şu sözünü hiç unutmayalım: “Bir insan, herhengi bir yeme- Bi, diğer yemeklerden daha çok se- vebilir, Bu, o adamın fizyolojik ka rakterinin bir emrinden ileri gelen şeydir. Yoksa tavsiye ilo yenilen yemek, nihayet bıkıncıya kadar ye- nilir.,, Evlenmede tavassutun en iyisi o- larak toplantılardaki tanışmalar ö- ne sürülüyor. Bilhassa aile toplan- tılarında genç kız ve erkeklerin bi- (Arkası 6 nesda) Kanapeye bakıtm, berbat. Kızın yerden göğe kadar hakkı var. İşçiye döndüm: orlar, — Efendi, hakikat olmamış bu, de- dim. Baksana şu çiçekleri ters pürs dikmişsin. Sonra, bu hal ne? Böyle şey olur nunun hakkı var, Sen bunu sök te çi- çekleri biriirine ısindır. Şu yamru mru yumru iç? Ha- yumrulukları da gideri, İşçinin alnına raylar dizildi. İki ka şının ortasına keskin bir kargı dikil. — Çattık müşterinin yağlısma! di- ye homurdandı; nesi varmış bu kana- penin. Hakkımı kesmek istiyorsanız bahane aramayın bari, Diye başlamaz mı? Tepem attır — Şimdi ağzını yırtarım senin mas kara, Senin biricik hakkın ancak mü kemmel bir sopadır, Al şu dolandırdı. ğın paranın üstünü defol şuradan. Dedim, yakasından tutunca kapı 1 ittim. İttim amma benim de sinirlerim bitti, Yazıma devam ede- medim, okuduğumu anlamaz oldum. Kahve, kahve üstüne; cıgara, cıgara üstüne, karardıkça karardım, du- manlandıkça, dumanlandim. İşteki pisliğe munzam küstahlığı bir türlü hazmedemiyordum. Postacı geldi, Bü lendin şu mektubunu getirdi: Alman işçisi hakkındaki fikriniz çok yalnış amca. Gerçi sizin gibi di- Zer milletlerin işçilerini görmedim. Şu dünyayı gezdiniz. Çok daha mü- kemmel işçiler görmüşsünüzdür el bet. Fakat Alman işçisine (fena!) de- mek güncete harareti inkâr etmekle müsavi olur. Gördüğüm, anladığım şu ki; Alman amele, işte temizliği, vedanda nan kadar mukaddes bi. liyor, Bakın size. i arzede » iye bi ga ele Haftalarca montaj kısmında çalış tım. Bir usta, beş amele büyük bir makine kuruyorduk. İş başı geldi, yaptığımızı gözden geçirdi. Silindir. lerden birine parmağını bastırdı. “Görmediniz mi bunu?,, diye bir nok- a gösterdi, Hepimiz eğildik baktık. Serçe gözü kadar minimini bir dü - ğilm hatası. Öyle bir özür ki, kosko- caman yüz bir devede tek beyaz kıl kadar göze görünmez ve özür sayıl. maz bir şeye, — Görmedik, Görmüş olsaydık ta bu özür sayılmaz ki! dedi ustamız. İşbaşının kaşları çatıldı: — Benim gördüğüm bir şeyi göre- meyişinize esef ederim, Kendinizi kurtarmak için özrü müdafaa edişiniz. ise daha çok teessüfe değer. Diye sertlendi. İşbaşı da içerledi: — Bu kadarı fazla titizliktir, Boya örtecek bunu! dedi. Vay efendim, sen misin bu aklı ve- ren! İşbaşnın ak alnında kıpkızıl bir alev parladı. Yüzü kavrulmuş gibi o- lanca sinirleri gerildi. Bir cephane 8- teş aldı sandım: — Bir defaya mahsus olarak iki yevmiye ceza yazıyorum. Hilekirlığa meyyal küstahlığınızın tekerrürü ha- linde kaydinizi terkin edeceğim. - ve yumruklarını sıktı, iki boş böğrüne yasladı. Kanatlarını germiş yırtıcı bir kartal şeklinde dirseklerini zavi- yelendirdi - Efendiler! diye gür sesini tazeledi, Efendiler! İşte temizlik, ah- lâkta temizlikle, vicdanda temizlikle müsavidir. Temiz iş çıkarmıyan işçi içtimai seviyede şerefli meslek inti- bap edememiş, ahlâksız bir dolandırı. cıya, bir hırsıza benzer. Ondan da çok sefildir. Hırsız yalnız bir kişiyi zararlanıdrır. Yalnız kendi şahsiyeti. ni kirletir. Kötü bir işçi bütün mille tin ticari şerefine leke getirir, Tan- ri, Almanyayı asıl bu korkunç düy- mandan saklasın. Diğerlerinden AK manya kendisini her zaman müdafan edebilir. Ne dersiniz, tam 780 kilo ağırlığın. da pinl pırıl ve tertemiz tornalanmış koskoca silindiri balyozla parçaladı. lar; yeniden eritilip dökülmek üzere hurda ambarına attılar. Bu imanla (Lâtfen sayfayı çeviriniz) j 4 4

Bu sayıdan diğer sayfalar: