9 Mart 1938 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 6

9 Mart 1938 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İngiltere - İtalya- Almanya Roma Müzakereleri hafta sonunda başlıyor Londra, 8 (Hususi) — İngilterenin Roma sefiri Lord Perth, bu akşam 1- talya Hariciye Nazırı Kont Ciano ile görüştü. Bu görüşme, müzakereleri ihyar için vuku bulmuştur. Asıl mü- zakerelerin birkaç gün sonra başla- ması beklenmektedir. Diğer taraftan Hariciye Nazırı Lord Halifax, Almanya Hariciye Na- zırı Von Ribbentrop ile perşembe sa bahı görüşecektir. Almanya H. nazırı Londrada dört gün kalacak ve İngik- tere Başvekili Mr. Chamberlain ile görüşecektir. Eski Hariciye Nazırı Mister Eden, tatil devresini geçirmek üzere Fransarfin cenubuna hareket et miştir. Paristen verilen bir habere göre, Alman Hariciye Nazırının Lon- drayı ziyaretlen sonra Paristen ge- çeceğine dair yapılan şaylalar hak- kında Fransada malümat yoktur. İn- giliz komünistleri Von Ribbentropun Londrayı ziyaretini protesto için bu akşam bir nümayiş tertibine karar vermişlerdir. Daily Herald, İngiliz - Alman ko- muşmalarından bâhsederken diyor ki: "Yarın Londraya gelecek olan Alman ya Hariciye Nazırı, her zamandan faz İa anlaşmaktan kaçınan bir vaziyet a lacak ve her şeyden evvel müstemle- keler meselesine temas edecek, İngil- laşmıya engel olacağım söyliyecek- tir. Ayni gazeteye göre, Chamber- Halef ve selef iki Hariciye Nazırı: Eden ve Halifax tere ve Fransanın Orta Avrupa işleri |ne hizmet edecek olan bu protokolun ne karışmalarının Almanya ile an-|ehemmiyetini tebarüz ettirmiye ha- cet olmadığını ilâve eylemektedir. Belgrat, 8 (A.A) — Başvekil ve İain'e daha evvel de Berlinden böy-| Hariciye Nazırı Stoyadinoviç. İngiliz le bir cevap alacağı söylenmiş, fakat Chamberlain inanmak istememişti. Fakat İngiltere Başvekil işlerin zan- pedildiği gibi yürümediğini anlamı- ya başlamıştır. Chamberlain dört senedenberi Hariciye Nazırı mı? Tondra, 8 (A.A.) — B. Chamber- İain,in Avam kamarasında söylemiş sefiri Sir Kampbel ile İtalya sefiri İndelli'yi kabul etmiştir. Lehistan Hariciye Nazırı Romada Neler Görüşüyor? Roma, 8 (Hususi) — Kral bu sabah Lehistan Hariciye Nazırı B. Bek'i ka muştur. B. Bek bugün spor ve asker- lik talimlerini görmüş ve M. Mussoli olduğu nutuk ve bilhassa sırf Maliye | ninin ziyafetinde İlalya Kralı ve Ha- Nazırlığı makamını işgal etmiş ol. beş İmparatoru şerefine kadehini kal makla beraber dört senelik harici gi, | darmiştır. yasetin mesuliyetini deruhte etmek. 2 pre te yeri menta mahafilindö"Beyelati uyandir- muştur. Muhalefet, Chamberlain'in, hattâ Baldvin hükümeti zamanında oyna- Ispalyadakı Son Deniz Harbi (Başı 1 incide) mış olduğu faik rolün ifşa edilmesi|1090, artık âsi filosuna kafa tutacak karşısında biraz endişe hissetmekte | vaziyettedir. Muhariplik hakkımın ta- ve fırsattan istifade ederek' nazırla- | nınması, âsilerin hükümet limanları- rın bilâhare dünkü siyasi beyanatı j1 müessir tarzda abluka altına alma- reddedememeleri için kendisinden |ları imkânın tortadan kaldırmıştır. yalnız kendi namına değil, bütün ka- bine erkânı hamına söz söylemiş ol. | sileri kurtarmak yolunda fedakârlık duğunu tasrih etmesini talep etmiye göstermeleri ve bu arada zaylata uğ- mütemayil görünmektedirler. Paris, 8 (A.A) — Fransız Akşam gazeteleri, İngiliz Başvekili B. Cham berlain'in dünkü müzakere esnasında | olduğu anlatılmıştır. Avam kamarasındaki le karşılamaktadırlar. Roma görüşmesi ve Mısır Kahire, 8 (A A.) — Misır hüküme 44, bir tebliğ neşretmiştir. Bu tebliğ- de Büyük Britanyanın Ingiltere — Mısır muahedenamesi ahkâmı mu - cibince İngiliz — Italyan müzake - relerinde Mısırın menafiini mütees - sir edecek hiç bir şeye muvafakat etmiyeceği ve Mısıra müteallik hu - susatta evvelâ Mısır hükümeti ile istişarede bulunacağı hakkında Mı - sıra teminat vermiş olduğu beyan edilmektedir. Roma görüşmesi ve Belgrat Belgrat, 8 (A.A) — Samuprava gezetesi İtalyan - İngiliz müzakerele- rinden bahsederek şimdiye kadar iki memleket arasında devam eden an- Jaşamamazlıklara ait dosyaları ele al makla Mussolini ile Chamberlain'in iki memleket arasında yakınlık te- min eden protokolu süratle imzala- mak suretile dünyayı hayrete düşü- rebileceklerini kaydetmektedir. Bu gazete umumi sulhün idamesi- beraber konuşmak fırsatını vermiş. tr ki, bu Amerikada, İngilterede, ve- sair büyük devletlerde tatbik edilen “mektep içtimai merkez, nazariye- sinin küçük mikyasta bir tatbikidir. Fındıklının fakir mahalleleri arasın. da bunun küçük bir nümunesini gör- beyanatında gösterdiği açıklığı büyük bir takdir K. Atatürkün Nafiz Kudreti (Başı 1 inetde) de son veriyor: hissinin ve yeni Ankarada göze çar- müessesede (görülen kün sürükleyici kudretini seziyor., İngiliz bahriyelilerinin boğulan a- ramaları üzerine avam kamarasında sorulan bir suale verilen cevapta bu hareketin İngiliz ananesine mutabık karanın binalarından ve müessesele- rinden bahseden makalesine şu şekil. “Türkiyede halk, hâkimiyetini Ka mutaya seçtiği saylavlarile icra e - der. Fakat, milli gurur ve mesuliyet pan hummalı inşa faaliyetinin er - kasında insan, resmi her evde ve her K. Atstür - bul etmiş ve öğle yemeğine alıkoy-| İ TAN “27,, lerin Muhakemesi M. Gorki (Başı 1 incide) yerinde olmıyan muhtelif enjeksiyon lar yapmakta olduğunu müşahede et- Muhakemenin saat 15 ten 18 e ka- dar tatilinden sonra, yeniden Buha- rin'in isticevabına devam olunmuş- tur. Buharin, Lenin'i katletmek niye- tinde bulunduğunu reddetmiş ve Brestlitovsk muahedesinin akdini mü teskip Almanyanın Moskova büyük elçisi Mirbah'ı katleden sosyal ihtilâl ci grupu ile fikir beraberliğinde bu- lunduğunu da kabul etmemiştir. Şahitlerin ifadeleri Şahit sıfatile dinlenen sol sosyal ih- tilâlel grupu merkezi komitesi sabık mühim âzasından Kamkov sol cenah komünistlerinin ve Buharin'in ihtilâl ve Lenin'in katli projelerinden ha- berdar bulunduklarını söylemiştir. Bundan sonra dinlenen Mantzev, 1918 de Lenini tabanca ile yarslıyan ve bilâhare idam edilen Fanni Kap- lanın yalnız Sosyal - İhtilâlei partisi- nin merkez servislerinin değil, fakat ayni zamanda $ol cenah komünistle- le Buharinin talimatı üzerine hare ket etmiş bulunduğunu bildirmiştir. Eski hesaplar araştırılıyor Mantzev, ayni zamanda, bir anar- şist tarafından komünist partisi Mas- kova mıntaka komitesinin Leontievs ki sokağındaki binasına atılan bom- banın, ancak tesadüfen orada bulu- nan Buharine karşı atılmış olmadığı» nı da ilâve etmiştir. Manizev bu su- retle Buharinin ,tethişçi suikast fa- illerile işbirliği yapmadığı, bilâkis onların bu suikast teşebbüslerinin hedeflerinden birini de kendisinin teş kil eylediği tarzındaki ifadelerini cer hetmiş bulunmaktadır. Buharin, bundan sonra, 1918 de Leninin tevkif plânlarını ilk olarak Troçkinin ileri atmış bulunduğunu bildirmiştir. Niçin ve nasıl ölmüşler? Celsenin Sonunda müddetümünt, âllin Teşviki ile döktor Pletnev, Le- vin, Kazakov ve Vinogradov tarafın- dan Gorki, oğlu Peşkov, sa- bık Dahiliye komiseri OMen- jinski ve sabık devlet plâm daj- resi reisi Kuybişevin tebabet yoluy- la katledilmelerini tetkik eyliyecek olan beş eksper doktora sorulacak su alleri okumuştur. Bu eksperler, Gor- ki, Menjinski ve Kuybişev hakkında tatbik olunan tedavi usulünün ölüme #ebep olup olamıyacağını ve yahut ö- lümü çabuklaştırıp çabuklaştırmıya- cağını tetkik edeceklerdir. Yagoda doktorlara ölüm emirleri vermiş Moskova, 8 (Radyo) — Troçkıst- lerle sağcıların bugünkü muhakeme sinde G. P.U, eski reisi Yagoda, isticvap olunmuş ve çok mühim İti- raflarda bulunmuştur. Yazoda, G. P. U. nun eski şefi ve kendi selefi olan Menjinskinin ve Maksim Gorkinin oğlunun öldürülmeleri için emir ver- diğini nihayet kabul etmiştir. Daha sonra ifade veren Dokter Ka- zakof, doktor Levin ile Yagodanın kendisine Menjinskinin ölümünü ça- buklaştırmak için talimat verdikle - rini açıkça anlatmıştır. Yagoda, Kazakofu iki defa gördü- günü, Gorkinin oğlu ile Menjenski- nin katli için Levine emir vermediği ni yalnız Gorki ile yili ölümü Tarafından Öldü mek insana zevk veriyor. AMERİKADAKİ MÜTHİŞ FEYEZANLARDAN: Doktorlar rülmü için emirler verdiğini söylemiştir. Bunun üzerine Görkinin kâtibi Kri uckof söz söylemiş ve Yagodanın 933 mayısında kendisine, Gorkiyi orta - dan kaldırmanın sırası olduğunu, zi- ra Gorkinin büyük adamların yolun- da durduğunu söylediğini ve bu 8öz- lerile Rikofu, Buharini ve diğerleri- ni kastettiğini bildirmiştir. Yagoda, “Yalan! Yalan!,, diye ba- Bırmıştır. Buna rağmen, Yagoda, selefi Men- Jinski ile Gorkinin oğlunun katille-| rini kendisinin tertip ettiğini itiraf etmiş ve fakat bu iki cinayetin gizli celsede muhakeme edilmesini istemiş tir. Müddeiumüumi bu talebe itiraz et miştir. Yagoda, bu itirafı kendi sekreteri Bulandofun ifadesinden sonra yap - mıştır. Doktorun itirafları Doktor Levin ise Maksim Gorkiyi ve çocuklarını sevdiğini, Yagodanın emirlerine korku ile itaat etmiş bu- lunduğunu bildirmiş ve Gorkiye 24 saatte 40 tane Kamfr enjeksiyonu i- le normal bir adam için zarasız, fa- kat verem olan Gorki için zararlı mik tarda striknin, kafein ve dijitalin en- jeksiyonu yaptığını söylemiştir. Diğer taraftan doktor Levin, Plet- nef ile mutabık olarak (Pletnef de bu Du Itiraf etmiştir) zayıf bir halde o- lan Gorkinin her türlü ihtiyatsızlık- lar yapmasına müsait bulunmasına müsaade etmekte idi. Levin ayni suretle Görkinin kâti- bi Peçofun da müzaheretile Gorkinin keza verem olan oğlunu da ölüme sev ketmiştir. Levin, doktor Kazakofun, anjin pu vatrinden ölen Menjinskiyi de kalp için zararlı ilâçlar vermek suretile na sıl öldürdüğünü anlatmıştır, BAŞMAKALEDEN MABAT Vslın Mazimizin Tarihi (Başı 1 incide) rikalar büyük bir merakla okunuyor. Fakat, acaba bu tefrikalar, hakikatin tam bir ifadesi midir? Hâdiseleri ya- şıyanlardan birçoğu bü suale hayır diyorlar. O halde hakikat nerededir? Bunu bugün, eski nesle mensup birçok va- tandaşlar yâşarken tespit edemezsek yarın nesil değiştikten sonra başgös terecek derin boşluğu nasıl doldura- cağız? onra yeni nesle dün hakkında neler öğretiyoruz? Bugünün 17-8 yaşında bir Türk yavrusu yurt- severliğin ateşli, güzel bir örneğidir. Yavrulardaki vatan alâkasını ve düş künlüğünü görünce İftihar ve emni- yet duyuyoruz. Fakat bu güzel isti- dadı gıdalandıramıyoruz. Taze nesil- de büyük bir okuma hevesi var. Eli- ne verdiğimiz kitaplar içinde mazi- nin mücadelelerini, fedakârlıklarını, kahramanlıklarını yaşatacaklar çok azdır. Yavrulardaki güzel ateş, gün geçtikçe kuvvetlenecek yerde içinde kozmopolit bir sinema, tercüme ki- taplar, mecmualar olan bir âlem i- çinde gevşiyor, gidiyor. Şurasını da unutmıyalım: Bir nesil dön yeni fedakârlıklar beklemek için eski fedakârlıklara karşı kadir ve kıymet bilindiğinin gösterilmesine ih- tiyaç vardır. Başka memleketlerde kitaplar dol- duran birçok maceralar, bizde adsız, kayıtsız kalmıştır. Yoksuzluklar için- de yapılan ve başka yerlerde örneği olmıyan birtakım fedakârlıkları ge- lecek nesil duymıyacak, bunlardan manevi gıda payinı alamıyacaktır, 'Mt mücadelenin Erzurum ve Sıvas günleri hakkında Maz- bar Müfitten birtakım hikâyeler din- ledik. Bunlar Atatürkün açtığı varlık | Yazan: O. Henry . gi M is Kolbi şüpheli gözlerle kar şısındaki adama baktı. Ha- yır; bu yüzde herhangi bir bain gülümseme, veya hayasızca bir ifa- de okunmuyordu. Şimal rüzgârla- rının kavurduğu bu yüzde geniş bir samimiyet ve mahcubiyet var dı. Genç kız bu erkeğin sözlerini dinlemekte bir beis görmedi. His- sedilir bir nezaketle: — Yanıma oturabilirsiniz, dedi. Fekat beni rahatsız etmiye kalkar- sanız karışmam sonra. Kamarotu çağırırım.. Noma'lı adam genç kızın yanına oturdu. Genç kız onun çok hoşuna gidiyordu; şimdi, şu dakikada bu genç kız dünyadaki her şeyden faz la onun hoşuna gidiyordu.. Bu genç kız, onun yıllardanberi aradık tip- te bir kızdı. Bir gün gelip acaba bu kız kendisini sevebilir miydi?. Za- manla bu da anlaşılacaktı.. O böy le bir nimete kavuşmak için elin - den geleni yapmakta kusur etmiye cekti... Noma'lı adam: — Benim ismim Bleydendir, de- di. Henri Bleyden. v vekâir bir &daile'otin*Yâklaşarak: — İsminizin hakikaten Bleyden olduğuna emin misiniz?, Dedi. Sa- kın Cons olmasın?. omalı adam korkunç bir eld diyetle: — Ben Nomadan geldim, dedi. Orada oldukça büyük bir toz gü- mesi topladım ve buraya geldim. Genç kız, kendisine çok yaraşan © harikulâde işvesile, alaycı sözle- rine devam etti: — Ya öyle mi?.. Şu halde &iz "Beyaz Kanad., larda çalışıyorsu- nuz!, Galiba ben sizi bir yerde gör- düm. — Ben sizi sokakta takip eder- ken bile siz beni görmediniz!. — Sokaktaki erkeklere bakmak âdetim değildir. — Halbuki ben size baktım ve, itiraf ederim ki, hayatımda sizin kadar güzel bir insana rastlama- dım. — Bilmem ki, bu komplimanları mıza teşekkür etmek lüzum mm1?. — Hayır; hiç lüzumu yok. Bilâ- kis ben size müteşekkir olmalı - yım.. Benimle konuşmak lütufkâr luğında bulunduğunuz için ben size çok şey borçluyum.. Herhalde ben size kaba bir adam olarak görünü. lerdenberi duyulmaması, belki de günün birinde bilenlerin hâfızasile beraber sönüp kaybolması cidden yazıktır. Yakın mazinin tarihini biran evvel yazmıya hazırlanmayı, inkılâp müze- sini canlı bir hale koymayı, yakın te" rihe ait vesika ve eserleri birarayâ getirmeyi ilk ihtiyaçlardan biri say” malıyız. Bunun için yapılması lâzım gelen maddi fedakârlik küçüktür. Fakat elde edilecek netice çok bü ” yüktür. Memleketin maddi kalkın masına ait emeklerimizden âzami ran dıman almamız, umumi menfaat Ve fedakârlık ruhunun derin surett* kök tutmasına bağlıdır. Bu yüksek İKİ GÜ ÜNLÜK HİKÂYE NOMA'LI ADAM 9-3-958 AA HAMA AAAEEBAAAEN | Çeviren: B. Tok GERBERA yorum... Fakat şuna emin olunuz ki, ben, hoşuma gidenlere karşı çok i- yiyimdir. Şimalde çok ıztırap çek- tim.. Çok zahmet çektim. Fakat nihayet emelime eriştim. Orada bulunduğum müddetçe beş Hin Ons'a (1) yakin tuz temizledim. Mis Kolbi âdeta acıyarak: — Vah zavallı, vah, dedi. Bil - mem işte, orası neresi ise herhalde çok pis, çok kirli bir yer olacak.. Bunları söyledikten sonra genç kızın gözleri kapandı. Bütün ciddi- yetine rağmen Nomalı adamın sesi ona pek moneton geliyordu. Hem sonra bu toz, fırça, temizlik ilâh. gibi budalaca konuşmalar da ne 0- luyordu?. Genç kız başını arkaya dayadı. Noma'lı adam daha ciddi, daha monoton bir sesle: — Mis, diye sözüne devam etti, ben şimdiye kadar, sizin kadar ho- şuma giden bir insan görmedim. Birdenbire bana inanmamakta ta- bil haklısınız!., Fakat sizinle arka- daşlık etmeme müsaade ederseniz hoşunuza gitmiye çalışacağımı, vâ- dediyorum.. hafifçe üştü. Mukavemig, © iyku ti imküinsiz biriz Seyr hi, kim olmuştu. Hattâ hafif tertip rüya bile görmiye başlamıştı. Rü- yasında dün akşamki baloyu görü- yordu. Nomalı adam elini kımıldatma- di. O genç kızın uyuduğunu zannet miyordu. Bu hareketin tam bir tes limiyet ifade ettiğini anlamıyacak kadarda budala değildi. Fakat Şiddetle heyecanlanmıştı.. Muvaf- fakiyetinden yüzde yüz emindi. Genç kızın zâafından istifade etme yi muvafık bulmadı. Yalnız bir nokta onun canını sık- .. Serveti ve zenginliği hak- ü fazla gevezelik Parası için de- # enckepm di damın Çed y Yapmamış mıydı? ğl, fakat onu sadece bir insan ola- rak sevmelerini istiyordu. Az ön- ce söylediklerini tashih etmek is- tedi: — Mis, dedi, siz bana tamamile itimat edebilirşiniz!. Beni şimal havalisinde tamamen tanırlar. Ben oralarda senelerce karların ü- zerinde yattım. Bir esir gibi çalış- tım.. Senelerce beni sevebilecek bir insanın karşıma çıkmasını bek ledim. Bütün bu tozların benim #- çin zerre kadar kıymeti yoktur. Gü nün birinde beni sevebilecek bir insanın karşıma çıkmasını sabırla bekledim. Nihayet bugün aradığı- mi buldum.. Ve insanın paralı ol- ması iyi bir şey... Fakat hoşunuza giden birisi tarafından sevilmeniz bundan da iyidir. Mis, günün bi- rinde kocaya varırsanız, bu ikisin « para ve sevgiden »- hangisine Malik olmak isterdiniz?. Mis Kolbinin ağzından, vetle; “ — Paraları veriniz!.. Kelimeleri döküldü. Genç kız rü Yasında kendini Siber - Meson mf ğazasında alış veriş yaparken gör müştü.. Birdenbire başı yana doğru düş” tü. Genç kız uyandı Doğruldu GöZ lerini uğuşturdu. Nomalı adam kay bolmuştu. kuv- kıymetler için başlıca kaynak ta. Ya” Küçük bir teşebbüs, şuurlu ve ıs- Amerikada Kaliforniyada geçen hafta müthiş feyezan faciaları oldu, yüzlerce kişi Mis”Kolbi kendi kendine: tarlı bir çalışma ne güzel semereler veriyor. 13.38 sellerde boğuldu, yüzden fazla şehir ve kasaba harap oldu. Buradaki resim, bir- kaç zaman evvel yine Amerikanın Oto hükümeti dahilinde, şiddetli bir feyezan Yüzünden sular alında kalmış olan bir kasabanın acıklı vaziyetini gösteriyor mücadelesinin İlk safhasma ealttir. Münaları çok kiymetli bir şekilde can landırıyor. Böyle maceraların sene - kın mazinin fedakârlıklarla dolu ta- rihidir. ii Ahmet Emin YALMAN — Galiba uyumuşum, dedi. Fas kat şu Beyaz - Kanad'lı nerey8 gitmis acaba?..

Bu sayıdan diğer sayfalar: