5 Haziran 1938 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 8

5 Haziran 1938 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

bep ETTE Orta Okul Talebesi Bir Müsamere Verdi Arapkir, (TAN) — Bu yıl açılmış olan orta mektep, yakında ilk mezun- larını vereceği için bir veda müsa- meresi tertip edilmiştir. Arapkirde şimdiye kadar hemen hemen görül- programlı olan Devrim yolcuları,, ve “Şair evlenmesi,, “Kibarlık bu- dalası,, komedileri temsil edilmiş, mo »oloğlar söylenilmiş, zeybek oyunla. rı ve yerli oyunlar oynanmıştır. Halk, talebeyi takdirle seyretmiş, müdür Tahir ve müallimleri tebrik | eylemiştir. Yeni orta okul binasının yapılma- gal e a Ki TA MN Arapkir orta okulu talebesi güzel bir müsamere vermiştir. Bu re- sına da başlanmıştır. simde rol alanlardan bir kısmı görülüyor, / | Bina, 29 teğrinlevvelde bitmiş ve 1 vi teslim edilmiş olacaktır, ere ZONGULDAKTA : SİİRTTE : halkın teberru ettiği para, mali veznesine yatırılmıştır. Bina, icabın- da lise olarik ta kullanılacak şekil- de yapılacaktır. ——— SAFRANBOLUDA : Yapıldı Ereğliye Bir Deniz Gezintisi Sokaklarda Çirkef Sular “Açıktan Akıyor YALOVADA : Kaplıcalar Için Artistler Temin Edildi Yalova, (TAN) — Kaplıcalarımızı dünyanın en güzel ve her türlü ihti- yaçları karşılıyan kaplıcaları haline getirmek için çalışmıya devam edi liyor. Su yollarının bütün boruları ve muslukları değiştirilerek yeniles- tirilmiş, eski otellerin iç ve dışları temizletilip boyatılmış, yatak ve kar- yolaları tamamen elden geçirilerek tertemiz bir hale getirilmiştir. Kaplıcalara girilen yerde kübik bir kabul yeri yapılmıştır. Burada, olo- büslerden inenler karşılanacak, ve kendilerine oteller, banyolar hâkkın- da ilk malümat verilecektir. Kışın dağlardan gelen suların o gü- 1 bahçeleri mahvetmemesi çaresi bulunmuş, bu suların bir yere top lanması için beton borularla tesisat yapılmıştır, Çınar otelinin yanındaki kurşunlu hamamlara bitişik olarak, çok 1 bir “İçme” binası vücude getirilmiş tir. Kaplıcalarda büyük ve zarif bir si- AYDINDA: Ziraat Bankası Köylüye Mühim Kredi Açtı Aydın, TAN) — Ziraat Bankası şubesi son aylarda çiftçilerimize tak- sitle 20 çapa makinesi ve 600 çuval kükürt vermiştir. Nazilli pamuk islah İstasyonundan gönderilen 220 bin kilo pamuk çekir- değini de köylüye bedava dağıtmıştır. Geçön yıl, kendisine bağlı koope- ratifler bin lira ikraz eden Ziraat Bavkası, bu sene de, kooperatiflere 450 hin lira plâsman vermiş, kooperatifler, buna kendi sermayeleri olan 100 bin lirayı da ekliyerek 550 bin lira da- | atmışlardır. Ekim fazla olduğu için İ ortaklarına tekrar parn istemişler, bu talepleri de yerine getirilmiştir. # Aydın, (TAN) — Kırşehir zelze- le felâketzedelerine yardım faaliyeti devam ediyor. Kızılaya verilen yar- dım yekünü 2600 lirayı bulmuştur. BURHANİYEDE ; Yoksullara İlâç Verildi Burhaniye, (TAN) — Halkevi 80s- vasıtasile “ortaklarına 450İyi İtakatsiz, yalnız bir yamruk topu gi- ——— 5-6-938 (Spordan Mabaat) Seyircileri Ağlatan Bir Maç (Başı 6 ncıda) Onuncu Devre: Ahali insafsız ve merhametsiz de- vam eden, feci dövüşü ağlıy. kip ediyor. Barney Ross'un boks lük hayatını tüketecek şekildeki yumruk bombardımanı devam edi- yor. On Birinci Devre: müsabakayı durdurmamanız: şu halimde rica ediyorum! © veriyor. Hakem de, halk ta ağlıya- rak gladiyatörleri hatırlatan o kor- kunç mücadeleyi takip ediyorlar, Sonuncu Devre: Son devrenin başlangıç çanı çak dığı zaman, Ross kendine sahip ol- mıyan bir adam tavrile, gözleri ka- panmış yardımcılarına soruyor: Daha kaç dakika ayakta kalırsam maç bitecektir! Üç dakika daha tahammül! ederse puvan hesabiyle kaybedeceğini söy- lüyozlar. Bu son devrenin üç dakika #1 içinde seyircilerin gördükleri ha- ile bütün tahminleri aşıyor. Ross kollarını kaldırıp yağmur gi- bi yağan yumrukları çelecek kadar Küçük Bir Çoban Boğuldu Safranbolu, (TAN) — Kılavuzlar köyünde Mehmet Acarın çobanı Hü seyin oğlu 11 yaşında Hidayet Al- tin kaybolmuştur. Elbiseleri Araç çayının kenarında bulunmuş, yıkanmak İçin girdiği çay- da boğulduğu tahmin edilmişse de cesedi bulunamamıştır. Tahkikata de vam ediliyor. 4 Zelzele Oldu Safranbolu,( TAİ gecesi saat 20 de, Bir hazirin| ice hissedilen ve kısa fasılalarla pekaz devam eden | €— dört zelzele olmuştur. Zelzelenin, du yanlara telâş ve korku vermekten başka zararı dokunmamıştır. Radyo Merakı Arttı Safranbolu, (TAN) — Evvelce bu- rada radyo ancak bir, iki otomobilde dinlenebilirken şimdi çoğalmıştır. Kahvelerin hemen hepsi radyo almış tır. Halk, bilhassa ajans haberlerini büyük bir dikkatle radyodan takip etmektedir. İki radyo satış şubesi açılmıştır. Kazamızın üç nshiyesi namma, mü- dürleri img radyo makineleri TAVŞANCILDA İbroşür de çıkarılmıştır. İ fiyesine işliyecektir. Zonguldak, (TAN) — (Zonguldak Hava Kurumu şubesi tarafından ter - tip edilen Ereğli deniz gezisi çok iyi 9 da Zonguldaktan Ferah vapürile ha reket edilmiştir. Vapurda bir caz ve şehir bandosu vardı. Kozlu, Kireç- lik, Kandillik, Çamlı ve Ereğliye ranmıştır. Ereğliden saat 19 da nülmüş ve gece saat 24 te Zongul - dak limanına gelinmiştir. Bu gezintiye mahsus olmak üze - re, Zonguldak hava kurumu şubesi ta rafından “Türk kanadı, isimli bir | PATNOSTA : Bir Katil Teslim Oldu Patnos, (TAN) — Yolunu kesen bir adamı öldürmekten suçlu Hacılar kö- yünden Faki Kâmil; şiddetli takipten kurtulamıyacağım anlıyarak ilçe- teslim olmuştur. e TRABZONDA © Otobüs Getirtiliyer Trabzon, (TAN) — Belediye, say- fiyelere işletmek üzere iki otobüs al mıştır. Bugünlerde gelmesi bekleni. len otobüsler, şimdilik Soğuksu say- Bütçenin müsaadesine göre ilerde diğer sayfiyelere de işletilmek üzere oğlu Yafes tara her evde oturar kizi buluyor. Bunların çoğu çocuktu Füvaki burada her ailenin en az 6 çocuğu vardır, 9 - 12 çocuğu olan. Jlar da çoktur. Siürdin etrafı zengin tuzlalarla çev: rili olduğu için civar illerin tuz iht rilecektir.. Görülen rağbet karşısın. da, fiyatlar mat derecede art mıştır, de kışın yapılan tilki ve sarsâr a maktadır. Siiri belediyesinin bütçesi dardır. Buna rağmen, vilâ yardımile asri ve konforlu mından Siirt, (TAN) — Nuh peygamberin dan bina edildiği rivayet olunan Botan suyu kıyısın- olmuştur. 29 mayıs pazar günü saat |daki metrük Siirtten biraz ötede ku- Tulu olan bugünkü Siirt, nüfusuna nazaran, en çok çocuklu kasabamız- dır, denilebilir. Ev sayısı iki bin ka- dar olup nüfusu 17 bindir. Böylece arın adedi vasati se- | yacı tamamen buradan karşılanmak- niyeler, kapılırcasına satılmıştır. Bu yil da İzmir fuarına battaniye gönde- Siirdin geçim vasıtalarından biri dir. İyi cins sansar derileri İstanbul piyasasında 30 liraya kadar alıcı bul- pek tin de beledi- ye binası yapılmıştır. Temizlik bakı- Siirdi, eski Napolinin Av- Istanbula Bol Kiraz K) — Bu sene bü- ın bol olduğu gö- rülmektedir. Bir haftadanberi dağı- 'Tam uykuya dalmıştim ki, . bizim hatlarda birisi. nin, ateş işaretiyle düşman hatlarından bi riyle te mas etmekte olduğunu haber verdiler. Mutat hala lerden biri. Dışarı fırladım, bir iki mil arkamızda meşale ile acı âcı işaretler verdiğine kani oldum. Uy- kusuzluktan ayakta bacaklarım titriyordu, fakat Leon, Bodin'le bana bü işle meşgul olmamızı rica et- ©. Bodin bir motosiklete ben de bir diğerine atladı. Uzaktaki ışığın yardımiyle Gabanas'a gittik. Gece nin rütubetli soğuğu, yüzümüze vuran rüzgâr, HÖZ- lerimizi yaşartıyordu. Göz yaşlarıyle ıslanan çenele- rimiz biribirine çarpıyordu. Fakat ışık da bizim ön leri gözden kaçırmıyorduk, Fakat ışık da bizim önü- müzde ilerliyor gibi görünüyordu. Motosikletleri köyde bıraktık, köyün dışına doğru ileçledik. Işık bir daha göründü ve kayboldu. Bunun Bodin'in zannet- tiği gibi bir dağın tepesinde ışıldayıp sönen bir yıl- dız olmadığını, dağın eteğinde yanan bir ışık oldu- ğunu anladık. Bu böyle olunca, işaret cihazı bize ya- kin demekti, Bunun tekrar yanmasını beklemek üze re oturduk. Uzun zaman bekledik. İşaretler köyden görünmüyordu. Casus, saklandığı yerde gayet emni- yette idi, Bunun, dağın bize doğru olan tarafında ol- duğunu anlayınca sevindik. Casus bizden beş yüz metreye yakın bir yerde yerleşmişti. Bodin tekrar köye gitti, Burada ihtiyat olarak bırakılan on beş lisi, ve köyü gayet iyi bilen bir köylüyü aldıktan sonra bunlarla beraber yanımıza geldi. Gecenin ka- ranlığı işimizi kolaylaştırıyordu. Köylü yıldıza bak- ta ve başını eğdi: — Bu Anton'da olmahdır, dedi, Anton'un çiftliğini mürat ediyordu. Çiftliğe gittik, burada kimseyi bulamadıktan başka, işaret edilen Yeri de kaybettik. Tekrar müşahade mevkiimize dön- dük-Takrar heklemiye başladık. Biz gelir gelmez ışık yine parlamıya başladı. Köylü hayretler içinde idi. — Taklar geceleri çok aldatıcıdır, dedi. Köylünün istikameti tayinini bekliyerek bir saat- ten fazla vakit bettik ve hiç bir netice de elde et- ötobüsler getirtilecektir. aaa, nik olarak yapılan kiraz ihracatı denbire fazlalşmış, bir günde beş bin kiloyu bulmuştur. Bunun çoğu İs- tanbula gönderilmiştir. rupada kazandığı şöhretle mukayese etmek mümkündür. Çirkef dereleri sokaklardan açıkta akmaktadır. Yer- liler alışmış olduğu için bunu fena karşılıyanlar çok değildir. Belediye bu vaziyetin ve pisliğin önüne tama- nema binası inşa edilmiştir. Burada her gün sinema gösterilecek, parar akşamları için de tiyatro ve müzik temin edilecektir. Her gün varyete numaraları gösterilmesi de mümkün olacaktır. Bu iş için artistler angaje edilmiş, gelmişler ve işe başlamışlar. dır. Kaplıcaları deniz kenarına b mak için Denizbankın otobüsler al cağı, bunların her yarım saatte - hareket edecekleri ve Yalova ile Kap- Ucalara gidip, gelme on beş kuruş üc İret alınacağı kuvvetle: söylenilmek- i» | tedir. Çiftçi Kükürt Bekliyor yükdere, Dutluca, yal yardım kolu azasından beşi, Bü- köylerine gitmişlerdir. Halkevi dok- toru, buralardaki yirmi beş hastayı muayene etmiş, fakir hastaların Hiç ları da parasız temin edilmiştir. Gençlerin Yardımı Burhaniye, (TAN) — Halkevi tem-|n. sil kolu gençleri ve orta mektep ta-|ihtimal son maçını kahramanca bitir lebeal, hasılatı orta Anadolu zelzele. |mI$ Olarak hastaneye gidiyor... si felâketzedelerine tahsis © edilmek üzere müşterek bir müsamere Ver-İnan zenci ayni zamanda namağlüp mişler, “Vatan ve vazife, bi dayak yiyor. Pakat çenelerini sık- mış yere düşmüyor, Maçın nihayet çanı vurduğu vakit herkes derin bir nefes alıyor. Ross İringten aşağı inerken yüzü tamamen değişmiş ve başka bir adam haline girmiş bir vaziyete düşüyor. Zenciler ırkdaşlarının bu umul maz galebesini alkışlarlarken 938 se inin en mahir bir beyaz boksörü Kızıklı, Börezli Ross'u döverek yarı vasat siklet şampiyonluğunun kemerini de kuşa- piyesini | olduğu kerdi sıkletinin de şampiyo- nu olarak ilân olunuyor. tadır. Dokumacılık ve bilhassa ba''| Yalova, (TAN) — Ziraat Bankesı | oynamışlardır. taniyecilik çok ilerlemişti Geçen Istanbul şubesinin emri üzerine ziraat sene İzmir fuarına gönderilen batta-| kredi kooperatifi; Yalova bağcılarının kükürt ihtiyacını üç ay evvel tesbit | ederek bildirdiği halde buraya he- nüz kükürt gönderilmemi Ziraat bankasının 425 kuruşa verdiği bir torba kükürdü başka yerlerden 625 kuruşa almak mecburiyetinde Kalmaktadır. Ziraat bankasının he- men kükürt göndermesi beklenilmek tedir ———————— İlmen geçememiştir. Mamafih, vilâyet ve belediyenin müştereken tedbirler alarak bunun önüne geçecekleri mu- hakkaktır. Ve bu, bir an evvel haki- kat olmalıdır. Siirdin bir derdi de, bilhassa yazın kendisini gösteren susuzluktur. Maa- mafih bunun halli için müsbet adım- lar atılmış bulunüyor. Yakında da faaliyete geçilerek Siirdin süsuzluk- tan kurtarılması bekleniyor. ! YE medik Nınsyet ışığa döyru, auz yoldan gitmiye karar verdik. Köylü: — Nehrin kenarından gitmeliyiz, dedi. Köylü bizimle beraber gelmek için çok ihtiyar ol- duğunu, ve yolda rastgeleceğimiz müşkülleri anlattı. Şehri geçtikten sonra bir takım kayalıklara rast gele- cek, hunun üzerinden atlıyacakmışız. Sonra bir buğ- day tarlasına girecek, oradan da mezarlığa varacak» Mmışız. — Ne? Mezarlığa mı? — Evet... Bodin derhal ilham aldı: — Cihaz oradadır, dedi. Köylü, tekrar boynunu büktü: — Işığın orada olduğu aşikârdır, dem. Bunlar harp te olagan şeylerdir. İçinde Suyu azalan nehri geçtik, kayalıkları atla- dık, yolumuza devam ettik, Işık bazan kayboluyor, sonra tekrar görünüyordu, Bodin, yavaşça fısıldadı: — Bu defa elimizden kurtulmıyacak. Fakat birdenbire bir köpek havlamıya başladı. Işik kayboldu. — Çabuk, mezarlığın duvarlarına yanaşalım. Ba- kalım kim dışarı çıkacak... Köpeğin havlaması belki de mezarlığın içinden ge- liyordu On beş adam, mezarlığın duvarına ırman- dılar. Bodin'le ben, mezarlığın bir zincirle bağlı de- mir kapısından girdik, Kapının zinciri, demirler a- rasından el sokunca açılıyordu. Uzün bir setvi mezar lıkların arssında yükseliyordu. Bir köşede mavi bir ışık parlıyordu Revolverlerimiz ellerimizde, gözleri- miz karanlığı yararak, dikkatle yürüyorduk. Tahta haçlır tahta kollarile yürümemize mâni olmak istı- yor gibiydiler yerler yağmurdan çamur olduğu için müşkuülâtla ilerliyorduk. Bodin cebinden bir hırsız fe- neri vkardı. Işığı köşeye doğru tuttu, bu köşede s1- dece naçlar, mezarlar vardı. Bodin telâşlandı: — Acaba kaçtı mı? Mezarlıkta kimseler yoktu. Yosun ve çoban post- Jarile üstü örtülü bir damın altında, yağmurdan ma- sun bir yerde iki mezar vardı. Bodin: — Bu iki kibar mezarı olacak, dedi. Öldükten son- ra dahi ev kiralarını ödiyenlerin mezarı. Köşede karanlıktan bir gölge doğruldu ve bize doğ- ru geldi Bunun üzerime döğru geldiğini görünce ben geriledim, ayağım bir mezara çarptı, düştüm. Be- din'in bıçağı elinde parlıyordu. Açılmış kuyular var. dı, gölge bunları atlıyarak kaçmıya başladı. Bodin bağırdı: — Köpek neredeyse, sahibi de oradadır. Bodin benim kalkmama yardım etti, mütemadi. yen: — Köpek nerede ise, sahibi de oradadır, diye tek- rarlıyordu. Bodin mezar taşlarından birini yerinden çekmiye çalıştı. Mezarın içinden derin bir aksi sada geldi. Taş « yerinden çıkmadı. Bu dakikada bunun yanındaki Baş, diş, nezle, grip, romatizma, Nevralji, kırıklık ve bütün ağrılarmızı derhal keser, İcabımda günde ü iç kaşe alınabi 5 MEM Ey Nİ TEFRİKAMIZ GUNAH BENiMMİ? AYİN MİMİ KİN») 10 aval EİD mezarın kapağının aralık olduğunu gördük. Buna do- kunur dokunmaz kapak yere düştü. Bu mezarın için- de iki çıplak ayak gördük. Hareketsiz duruyorlardı. İkimiz birden; — Çık dışarı diye bağırdık. Mezarın içinden tamamile sakin bir ses cevap ver- di: — Ateş etmeyin, çıkıyorum. Hemen mezardan atladı. Mezardan çıkarken diz- kapağına yapışan kefen parçalarını, ölünün kopmuş parmak kemiklerini de beraber çıkardı. Dışarı çıkınca teslim vaziyetinde iki elini yukarı kaldırdı ve durdu, fakat Bodin mezarın içine ne sakladı ise hepsini çi karmasını söyledi. O cevap vermeden itaat etti, Meza- rın içinde insan artıkları, çürümüş kefen, kemikler, bir parça sarı fanile, gözükünce Bodin fenerini meza- rın içine doğru tuttu. Burada mezarın arkasında işa- ret verdiği ışığı sakladığı kese görünüyordu. Bodin mezarın içine girdi. Bunu aldı, Casusun ©$- tünü aradık Üzerinde bir revolver, bazı yazılı kâ- ğıtlar, büyük bir bıçak bulduk. Bodin güldü: — Bütün bunları niye üstünde taşıyorsun? Casus yalvardı: — Beni burada öldürmeyiniz. p Onu köye götürdük, eğer dayak yemek istemezse bildiklerini söylemesini dostça bir lisanla s Bana kendisini ne zaman öldüreceği na evvelâ Olias'a gideceğimizi ve onu merkeze teslim edeceğimizi söyledim. Onu konuşturacağımı ümit edi- yordum — Sen ölüme mahkümsun, dedim. Evvelâ bize düş- mana ne malümat verdiğini söyle, Siyasetten beri ka- larak, bir adamın hayatını mertçesine, insancasına n'- hayetlendirmesi için bu yapılacak en yüksek iştir. E- ğer bunu bize söylersen, yarın sabah daha bir çok a- damların hayatını kurtarmış olursun. Casus yüzüme baktı. Benim Konuşma tarzım belki onu hayrete düşürmüştü. (Devamı var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: