30 Haziran 1938 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 6

30 Haziran 1938 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

m2 © Şmeling Boksa - Tövbe Etti Maçtan Evvel Almanın Galip Geleceğini İddia Eden Dempsey, Şimdi de: “Zenciyi 1950 ye Kadar Yenecek Şampiyon Çikamıyacaktır,, Kanaatinde Cihan şampiyonu zenci Coe Luviz'le Alman Şmeling'in dövü- şünden evvel yaptığımız tahminlerde, eski cihan şampiyonu Demp sey'in Almanı tutmasile bir şey çıkmıyacağını yazmıştık. Nevyorktaki müsabaka OAlmanı hastahanelik edecek şekilde netice - lendikten sonra Dempsey'in kanaati. ni tamame-İeğiştirdiğini ve maç - tan evi. Ülafları söyliyen sanki kendis#dünÜ'miş gibi sözler sarfet- tiğini . © gazetelerinde, okuyo- Tuz. Evvelce de işaret ettiğimiz veç- hile Dempsey birçok Amerikalı gibi mükemmel, kocaman bir bebektir. Aklını bin bir hesapla yoracağına, ne İlcelere, vâkıalara ve hâdiselere gö- re hüküm yürütür. Ve Hükümleri pek kısa fasılalarla biribirini cerhet se de hiç müteessir olmaz. Saffetle, güler yüzle aksi neticeleri de kabul eder iğ Geçen gün Dempsey'in kırk üçün cü yaşına girdiği gün için, iyı dost. larını evine toplamış, mükemmel' bir ziyafet tertip etmiş, tabii, ziyafette €n ziyade görüşülen mevzu zenci - nin son galebesi olmuştur. 950 senesine kadar şampiyon Dempsey zenci hakkında son fikri ni soranlara şu cevabı vermiştir: Alman şampiyonu | Coe Luviz hakkındaki kanaa- |kelaırıldığı gün zenci ile bir üçüncü tim tamamile değişmiştir. Bana ka-! ge nden gelen fe Kısa mactan sonra zenci duşunu almış bir vaziyette kadar Coe Luviz'in şampiyonluğunu | kaplanın karşısına çıkmakla bir iki muhafaza edeceğine itimadım var. | kaburga kemiğinin tehlikeye düşece Alman boksu bırakıyor gini hissetmiş olacak ki, iddiasından Maçı pek kısa sürdüğü halde,/vaz geçmiştir. boks tarihinin en müthiş dayakların| Alman güzel karsı sinema artis- dan birini yiyen Alman boksörü Şi-|tini Anny Ondra ile kazandığı mil meling hastahaneden karısına çekti- yonlarla rahat bir ömür sürecek ve ği telgrafta boksu bırakmıya karar) Amerikadaki dayağın acısını unutmı verdiğini bildirmiştir. İ çalışacaktır. Mısırlı Atletler Dün Geldiler Mısırlı atletlerin: dünkü karşılanması Atletizm federasyonunun - daveti | rit, 45400 bayrak yarışları yapıla- üzerine bu hafta cumartesi ve.pa-| caktır. zar günleri milli atletlerimizle kar-| (Pazar günü 200, 1500, 400 mâni Şılaşmak üzere gelecek olan Masır/alı, 10,000 metre koşularin yüksek, milli atlet takımı, dün sabah kon *İüç adım, disk, 4X100 ve Balkan bay vansiyonel ile şehrimize gelmiş ve israk yarışları yapılacaktır. tasyonda atletlerden mürekkep. bü-| Müsabakalar Kadiköy stadında öğ yük bir kalabalık tarafından karşılan |leden sonra başlıyacaktır. mıştır. Mısır atletizm: federasyonu | Mısırlı atletlerden ayri olarak Yu umumi kâtibinin riyaseti altında geİnanistan yüksek atlama Şampiyonu len kafilede 10 atet iki antrenör bu-| Pantazis de şehrimize gelmiştir. Ken Tunmaktadır. disi burada yüksek atlama müsaba: Yunanistanda yaptıkları 100, 200, | kalarına iştirâk edecektir, 400 metre mesafelerde Yunan atletle Tini mağlüp ederek birinei gelen meş| OSon Fener Maçındaki w mi Fohim ani olarak bir| Mâdise Tahkik Ediliyor çıktığından kafile ile Son yapılan Fenerbahçe - Beşik - tir. istandı ki taş maçında Beşiktaşlı Hayati tara- m yaptıkları müsaba- | (ından saha ortasında yumruklanan kalardan çok memnun. olduklarını | Fenerli Esadın vâki olan şikâyeti O- söyliyen Mısırlı atletler: zerine mıntaka disiplin divanı faali. — Türk sporcularının seviyeleri |yete geçmiş ve maçın hakemi Feri- hakkında katl bir maltimatımız yok dun Kılıç mıntaka merkezine dâvet tur. Yalnız Yunan Gü edilerek ifadesi alınmıştır. gazetelerinde oku duğumuza göre, çok enerjik atletle) (o İki Oyuncuya Ceza re malik olduğunuzu öğrendik. Bu -| Şeref stadında yapılan Beşiktaş - mun İçin çetin ve heyecanlı müsaba | Güneş şilt maçında biribirlerine tek kalar yapacağız demektedirler. me attıkları için sahadan çıkarılan Mısırlı idarecilerle yapılan anlaş- | Beşiktaştan Hayati ile Güneşten Ö- Maya göre, cumartesi günü 110 mâ|mere mıntaka disiplin heyeti tarafın niak, 100, 400, 800, 5000 koşularla|dan üç hafta müddetle boykot ce - Uzun atlama, sırık atlama, gülle, ei zası verilmiştir. gm mmm hastahaneye yemiş | Türk Spor Kurumu Sayfası Kapandı Dün Mecliste kabul edilen ye- | ni spor kanunile, Türk Spor Ku rumu ismi altındaki amatör spor teşkilâtı tarihe karışmış oluyor. 936 senesi nisanının 13 üncü günü Ankarada toplanan Tür - kiye idman cemiyetleri ittifakı | umumi kongresinde Türk Spor | Kurumu nâmile kurulan yeni teşekkül umumi merkez intih, btının yapıldığı 18 nisan 9 danberi 2 sene 2 ay İl gün ya- şamıştır. Kurum, daha ilk teşekkiilün - den itibaren dahili ve hari: laşamamazlıklar ve acemi izünden bircok âzasını ve âza ındaki vahdeti kaybederek erde müteaddit federas- ini birden üstüne al - yon işle mak cesaretini gösteren birkaç zatın elinde kalmıştı, İ Büyük hüsnüniyet ve bilhas- sa sporda otorite tesisi mülâha- zasile yapılınış olan kurum ma- alesef bu otorite mülâhazasmı sporcularla bütün temasl, mek ve onli sevketmek şe sına düştü ve onun içindir kil Geçen bu iki seneden farla 2a - man zarfında kendine ve spor | n muvaffak olamadan faaliyeti bitti. Şimdi bütün sporcuların ye - güne tesellisi yoni kanunla spo | ra verilecek hızın bu tatsiz hatı | raları sileceği ümididir. ———— ————— Kelle İbrahim Monitör Oldu Bütün Türk sporcula- İrinin yakın. İdan tanıdığı ve candan sevdiği İ meşhur sporcu İKelle İbrahim, Türk Spor Ku- rumu tarafın - dan İstanbulun ikinci sinif klüp lerini çalıştır - mak üzere Mo- nitör tayin e- İdilmiş ve İstanbul mıntekası emri- ne verilmiştir. Kendisine şimdilik Boğazın Ana- dolu sahili klüplerini çalıştırmak em İri verilmiş ve Anadolu, Beylerbeyi, | Anadoluhisar, Beykoz klüplerine bu hususta tebligat yapılmiştir. | Galatasaraylı Lâ#I, Klübü Tarafından Tecziye Edildi Galatasarayın müdaf! oyuncula - B. İbrahim i | Milk cat İ Bir Sokak Halkının Şikâyeti Anadoluhisarında oturan bir okuyucumuz yazıyor: “Anadoluhisarmda Göksu de- | resindeki yeni köprünün Hisar | tarafından, Kızılserçe sokağının nihayetine kadar uzanan sokak- tan, Elmalı su bendine İki, üç senedenberi, yaz ve kış, müte- | madiyen kum ve kömür taşın - maktadır. Biz, o sokaktaki ev sahipleri, bu dört, beş tonluk büyük kamyonların son süratle geçtikleri bu sokakta, kaldır - dıkları tozdan evlerimizin cam- larını açamamakta ve ba su retle bu sıcaklarda havasız kal- maktayız. Pencere aralarıdan nüfuz eden tozlardan da evleri» mizdeki eşyalar günden güne kullanılmaz bir: hale gelmekte- dir, Bu sokak, çok evvel yapıl. | mış Arnavut kaldırımlı bir s0- kaktr ve biz onada razı idik. | | Halbuki bu kamyonların ağır- | lıkları altında bu kaldırımlar da tahrip edilmekte, yazın tozdan, kışın da çamurdan geçilmez bir hal almaktadır. İşin en feci nok- tası, bu ağır kamyonların sar- sıntısından eski evlerin bazı du- varları da çatlamakta ve bir kıs- İl mi da birer tarafa meyletmek suretile tehlikeler arzetmekte - dir. Bu vaziyet karşısında biz bu zarar ve ziyanımızı kimden arıyacağız, bu şikâyetimizi halk yikâyetleri sütununuza yazma - nızı memleket severliğinizden bekleriz... POLİSTE : Esrarlı Bir Cinayet Daha Meydana Çıktı Dün sabah, saat 5 sularında Kara| gümrükte İşlerine gitmek için, bu et| vardaki arsalardan birinden geçmek İte olan birkaç ici, derinden gelen, inilti halinde bir ses duymuşlar - dır. Etraf araştırılınca, bir hende - ğin içinde, bir gencin kanlar içinde yattığı görülmüştür. Derhal haber verilen polis memurları gelmiş, pej- mürde kıyafetli ve ölüm derecesin-| de yaralı olan bu genci Cerrahpaşa İhastanesine kaldırmışlardır. Yaralı İgenç 18 yaşlarında kadardır. Yaralı | odun nın yanı başında, büyük bir İparçası "bulunmuştur. Meçhul gen - İcin bu'odun parçasile ve arkadan vurulduğu anlaşılmıştır. Bu civar - da oturan birçok kimselere, hâsta - rından İzmirli Lütfi Galatasarayın son yaptığı Belgrat seyahatine bazı şerait dermeyan ederek İştirik ede- bileceğini ileri sürmesi üzerine klüp idare heyeti tarafından seyahate iş tirâk ettirilmemiş ve bu şekilde ha reketi sporculukla kabili telif görü mediğinden 6 ay müddetle diskali ye edilmiştir. Klüp tarafından bu diskalifiye kararı mıntakaya teb - liğ edilerek tasdik edilmesi isten - miştir, BAYBURTTA : Güzel Bir Park Yapıldı Beyrut, (TAN) — Şehrin orta - sında çok çirkin bir manzara arze- den han yıktırılmıştır. Belediyenin yaptırttığı güzel Park, mühim bir ih tiyacı temin etmekte, halk buradan İs tiflade etmektedir. o—— BARTINDA : Yumruk Büyüklüğünde Dolu Bartın, (TAN) — Çiftçilerin yağ- mur ihtiyacı devam etmektedir. Dört gözle bol yağmur bekleniyor. Erkelinin Alaplı nahiyesine yum- ruk büyüklüğünde dolu yağmış, bu âfet 24 dakika sürerek ekinlere mü- him zarar vermiştir. nede yatmakta olan bu genç göste- rilmiş tır. Zabıta ehemmiyetle kendisini tanıyan olmamış - tahkikata devam etmektedir. Yaralının haya - tından ümit kesilmiştir. Kaynanasını Yaraladı Dün Şehremininde bir hâdise ol muş, bir kadın 75 yaşındaki kayın anasını ağır surette yaralamıştır. — | Şehremininde İbrahim çavuş ma-| hallesinde mimar Kasım caddesinde İ64 numaralı evde otüran Feyzullah isminde 75 yaşında annesi Hâkime ve 35 yaşlarında karısı Azime ile beraber oturmaktadır. Hâkime ile gelini Azime hiç geçinememektedir. ler. Azime birçok defalar kocasına, kaynarmsile bir arada oturmasına imkân olmadığım ileri sürerek, an- nesini ayrı bir yerde oturtmasını söy lemiş, fakat kocası Feyzullah — Haklısın, annem ihtiyarladıkça çenesi düşüyor. Fakat ne de olsâ an nemdir, sokağa atılmaz, cevabını ver miştir, | Dün #uat 14 sularında gelin ile bulundukları bir sırada, kavgaya tutuşmuşlardır. Kavga büyümüş ve Azime, eline ge- çirdiği büyük bir oklavayı kaynana $ı Hâkimenin başına indirmiştir. Ba sından ağır surette yaralanan Hâki- me, derhal Haseki hastanesine kaldı kaynana evde yalnız me tedavi altma alınmıştır. Azime yakalanmıştır. Yazan: EEE» eni yazlık apartımana taşin- dığımız zaman, yerleşme te lâşı arasında, komşu evlere dürkat etmiye vakit bulamamıştım. Aradan günler geçti; bir sabah, pencereye alnımı dayamış, soka- ğa bakıyordum. Bizim apartıma- nın karşi köşe başındaki üç katlı, kâgir eski yapı, büyük ev, tuhafı- ma gitti, Köje başındaki evin, pancurları, camların arkasında ve bütün pah- curlar da sımsıkı kapalı idi. Acaba ev, boş muydu! Mevsim, kış olsa, bunu tabii görebilirdim. Fakat yazlık bir semtte, ve pek te sapa olmyıan bir yerde, böyle bü- yük bir evin boş kalması, biraz ga İ ripti. Evlerin, apartıman gibi kat kat ve pansiyon gibi oda oda kiraya verildikleri bir zamanda, koskoca evin boş durması, elbelte sebepsiz değildi. Sokajfa çıktığım bir gün, köşe başındaki evin önünde dur- dum; “kirahık,, levhası aradım. Ev sahibi biraz titizdir de, ev kiracı bulamıyordur, diye düşündüm. “Ki- ralık,, levhası yoktu. Ev sahipleri- nin, belki de mevsim sonu kaşına- cakları aklıma geldi ir öğle üstü idi; köşe başın- daki evin üst kat pencerele- rinin, panrurlarının açıldığımı gir. düm EV Ya kiraya verilmiş, ya- hut sahipleri gelmiş olacaktı. Artık, merakım yatışmıştı. Fa- kat'ukşam üzefi, köşe bağindaki e- vin açılan camları, pancurları ka- pandı, ve günlerce açılmadı. Kira- cilar, tutmaktan, yoksa ev sahiple- ri teşımmaktan vaz geçmişler miy- di acaba? Bende, yeniden merak başlamıştı. Kiracıların, tutmaktan vazgeç» tiklerine karar vermiştim. Bir ge- ce, sinemadan dönüyordum, kibri- tim kalmamıştı. Bir ağaca dayana- rak sigara içen bekçiye yaklaşfim, sigaramı yakarken, birden hatırla dım, köşe başındaki evi göslere- rek sordum: — Bu, ev, nöden kiraya verilmi- yor? Bekçi, soruşuma biraz şaşmış gö ründü: — Kiralık deği! ki bayım, — Tuhaf şey, neden boş duru- yor? Bekçi, gayet tabii bir eda ile — Boş değil bayım, dedi. İç ev sahibi oturuyor. Buna da ben şaşmıştım: — Evin içinde oturan var mı? Bekçi, başını sallıyordu: — Varya... Bir ihtiyar kadındır. — Bir bagna mı oturuyor? — Evet. Bir başına oturuyor? Saşkınlığım, gittikçe büyüyor- du: — Yaşlı bir kadın, koskoca evde bir başına oturmaktan korkmaz de nun içine topladığı ünü yere silkti: — Neden korkacak, bayım? E- cinnilerden mi? Ecinniler, ondan korkarlar, — Nenin nesi bu kadın? Bekçi, omuzlarını kaldırarak du dak büktü: — Beş yıldır, buranın bekçisi- yim, ben de anlıyamadım ki... İh- tiyar kadın, yıllardanberi, iyi saat- te olsunlara mi karışmış, edir. tek başına oturur, Arada bir çamaşır- cı kadın gelir, çamaşırları yıkar, e- vi siler, süpürür, o kadar. İhtiyar kadın, arasira sokağa çıkar amma, kimselerle konuştuğunu görmedim. Yabancı bir millettenmiş; bu ev, babasından kalma imiş. Çok ta zen- KÖŞE BAŞINDAKİ EV Mahmut Yesari 30 -6 - 938 Di gin, diyorlar. Bu, doğru olacak. Pa rası olmasa, ne yer, ne içer. Hani bayım, bazı evler için, ecinniler basmış, derler ya; bu evi de bu e- cinni kadın zaptetmiş. B ekçiye fazla birşey sorma- dım; çünkü söyleyiş tarzın- dan, fazla bir şey bilmediği anlaşı- lıyordu. Ertesi sabah, hizmetçi kiza, köşe başındaki evi gösterdim: — Bu evde kim oturuyor? Hizmetçi kız, hemen cevap ver- di; — Çok zengin, ihtiyar bir ecne- bi kadın. Sinirli imiş, bir başına yaşıyor, Evin içindeki eşyalar, öy- le güzelmiş kl... Bizim hizmetçi kızın bekçiden daha fazla şeyler bildiği anlaşılı- yordu: — Sen, nereden biliyorsun? O, eve gittin mi? Hizmetçi kız, içini yakan merak âteşi gözlerinde yanarak göğüs ge girdi: — Oraya gitmedim amma, ora- ya çamaşıra giden kadınla konuşu rum da... Söyliye söyliye bitiremi- yor. Pencerelerde ağır atlas perde ler varmış. Bütün koltuklar, kana peler, altın yaldızmış. Duvarlarda, altın yaldız çerçeveler içinde, bep ile «ci — Kimin nesi ii — Onu, alt kattaki apartımanda oturan terzi madam biliyor. Bana, bir iki kere söyledi idi amma, hep- sini hatırımda tutamadım. Alt kattaki “terzi madam, Ja ahbap olmuştuk; ufak tefek dikiş- ler için, bizim apartımana gelip gi diyordu. Bir gün, kendisine. verdiğimiz bluzluk kumaşın yetmediğini söy- lemek için gelmişti. Fırsatı kaçır. madım; — Madamcığım, şu karşımızda köşe bâşındaki ev, kimin evi? Tefzi kadın, hafiiçe güldü: — Korkarım. size de merek ol- dü. O, ecnebi tebandan eski büyük bir tüccarın kızıdır. Babası, birçok mal bırakarak ölmüş. Kadının iki kız, iki de erkek kardeşi varmış, onlar, daha babaları sağken ölmüş- ler, Bu kadın, hiç evlenmemiş. U- zak akrabaları da varmış galiba. Fakat biz, çamaşırci kadından baş ka, kimseinin, o evin kapısını ça- ıp içeri girdiğini görmedik. Bir ahbabı da yoktur. — Siz, onunla konuşur musu- nuz? — Sokakta karşılaşacak olur sak, bir bonjur, bonsuvar, deriz. o kadar. Sizin oturduğunuz apar- manda, sizden evvel oturan bir ecnebi kadın vardı, onunla konu- şurlardı. Biz, ne öğrendikse, hep ondan öğrendik. Kardeşleri, babs- $ı sağken, ev nasılsa, hep öyle du- | ruyormuş; “bir kahapenin, bir is- kemlenin yeri bile değişmemiş Kendisi, yukarı katta, bir odada oluruyormu$. Siz de görüyorsunuğ. pencereler pancurlar, sımsıkı ka palıdır, Kendi oturduğu odanın pancurlarını da ker zaman açmaz. Terzi ken, sağ elinin iki par mağı ile tuttuğu yakesım silkiyor” du: — Aman, ne de hasis kadındır. bilseniz. Bazan Kapıdan bir zer2€ vat slacak olur; artık ne pazarlık: sormayın. Pazar kurulduğu güm ler, filesini alır, pazara gider Yü- rüyecek hall yoktur; bir tıngır * rabasına bile binmez. Yemeklerini kendi pişirir, bulaşığını kendi Yi kar, Arkas Suya 8, sötun 1del i

Bu sayıdan diğer sayfalar: