13 Ocak 1939 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5

13 Ocak 1939 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

A 13.1. 1939 TAN- Gündelik Gazete — TAN'ın hedefi “Haber- de, fikirde, herşeyde temiz, dürüst, samimi olmak, — karin gazetesi olmıya galışmaktır. ABONE BEDELİ ı Ecnebi 2800 Er. 1500 1 Sene 6 Ay 3 Ay 800 1 Ay 300 arası posta ittihadına memleketler için abane e 30, 16. 9, bedeli peşindir. tirmek 25 O kuruştur. Cevap için mektuplar 10 kurus- Muk pul #ifvesi Yâzımdır. Jomaman an anan ss asama $ GUNUN MESELELERİ İ Denize Dökülen Balıklar Her sene ayni hâdise tekerrür *der, Bu mevsimde balık bol olur. Piyatlar düşer, balıkçılar ellerindeki balıklara müşteri bulamayınca bun- denize dökerler. İstanbul gibi nüfusunun mühim İr kısmı etsiz yaşayan bir şehirde ıkları denize dökmek sadece teş - kiltsızlıktan doğan bir mecburiyet tir. Bu balıklar konserve olabilir, Di- ğer şekillerde muhafaza edilebilir, Fakat, İstanbulda bunlardan isti- İade edebilecek bir müessese mevcut olmadığı için, balıkları denize dök - mekten başka çare bulunmaz. Bu balıklardan istifade edebile -| *ek fabrikalarımız kuruluncaya ka- dar, bunları denize dökmektense, be- dava halka dağıtmak mümkün değil midir? Bu da bir teşkilât meselesidir. Fa, kat bunun için mevcut bir teşkilâtı. muzdan istifade mümkündür. Belediye bu balıkları kendi vesa- İtiyle alarak halka dağıtamaz mı? Bunun için yapılacak masraf faz- ta kabil binlerce insanın karnını doğu. nr ZE emi Zile nir sağitmak Mümkün olur. Belediye reisimizin bt işle alâka- dar olmasını ve halkı sevindirmesini Üleriz. * Hükümetin Haklı Bir Tedbiri Hükümet, silâh kaçakçılığı müna- *ebetiyle gazetelerde çıkan yazıları) bir nevi ihbar mahiyetinde telâkki e- derek, istinat ettikleri vesika ve de- iller hakkında kendilerinden müh - bir sıfatiyle malâmat istemeğe karar vermiş bulunuyor. Bu karar üzerine dün (İstanbul Mmüddelumumiliği bazı gazete sa - hip ve neşriyat müdürlerini dinleye- Tek malfimatlarına müracaat etmiş - tir. Gazeteler istihbar teşkilâtı geniş 9lduğu için bir takım hakikatlere va- Tabilir, Hükümetin radikal bir şekilde haline karar verdiği silâh kaçakçılığında ga #etelerin verebilecekleri o mslümat hakikatin aydınlanmasına yardım e debilir, Ayni zamanda gazeteci mesul ol- Mayan bir unsur değildir. Yaptığı heşriyatı isbat edebilecek mevkide bulunmak lâzımdır. Fi, in mey - dana çıkması için bu vesika ve delille tin hükümetce de bilinmesine ihti - Yaş vardır, Gazeteci de bundan s0n- Ta yapacağı neşriyatta daima bu vesi Ya İstinat etmek mecburiyetini du Yar, Uluorta neşriyattan ietinap e * der. Bu suretle gazeteci daha ziyade kendi kendini kontrol ihtiyacın ıdu - Yar, Cümhurreisimiz İsmet İnönünün dedikleri gibi: bir gazetenin hasletleri şun- Jardır. İyi ve açık görmek bir hâkim Eİbi hükümlerinde âdil olmağa çalış Mak, memleketi kendisi idare ediyor Müş gibi mesuliyet hissi taşımaktır.,, olmasa gerektir. Fakat buna mu -, TAN Nevyorkta çıkan Look mecmuası, Hitlerle muhayyel bir mülâkat yapmış. Mülâ- kat yapmak istiyen bir muhabir gibi günün hâdiseleri ve dünya vaziyeti hakkında birtakım sualler tertip etmiş, sonra Hitlerin meşhur kitabı "Kavgam, 1 önüne alarak buradan suallerine cevaplar çıkarmış. Bu sütunlarda okuyacağınız yazı, bu suretle tertip edilmis olan muhayyel mülâkata aittir. ADOLF HİTLERe MUHAYYEL MÜLAKAT tler 1921 de, vatana hıyane, cürmile © hapsolunmuştu. İ Mahpusluğu sırasında bir eser ya» İ zarak hayatının hikâyesmi, ihti » raslarını, Almanyayı dünyaya hâ- kim kılmak için dü lattı ve bu esere “Kavgam, adını verdi. Bugün bu kitabı her Alman ökumağa mecburdur. Çünkü bu ki tap Nazizmin mukaddes kitabı sâ- yılıyor. Eserin eski tabiları, Hitle- rin ne yapmak İstediğini en açık lisanla izah etmiştir. Arasıra Hit. ler, bu eserlerde yazdıklarının zid- dı olan sözler söylemiştir, meselâ 1935 senesi 21 mayısında “Al Avusturyanın iç İşlerine karışmak, yahut Avusturyayı ilhak etmek istemez.., demişti, fzkat “Kavgam,, adli eserinde “Alman Avusturya, anası olan Almanlığa dönmelidir. Bu ittihat, zararlı da olsa, tahakkuk utmelidir., sözlerini yazmıştı. Yine Hitler 1926 marlında söy- lediği bir nutukta “Avrupada arâ- ziye ait hiçbir iddia ve, talebimiz yoktur,, demiş, fakat Avusturyaya ilhak ederek, Çekoslovakyayı par çalıyarak hakikati gizlediğini gös- termişti, Yine Hitler 1938 eylülünün 28 inci günü “Südet meselesi, Avru- pada arazi bakımından en son ta- eserde. D' yanın merak ettiği suale. ri soruyor ve cevapları bu eserden alıyoruz: 1 — Südet toprakları Ayrupa- da istediğiniz en son toprak oldu- ğuna göre bugünkü hudutları ta-., Biyacak mısınız? CEVAP: — Hudutları insanlar yaparlar ve insanlar bozarlar. (Sa. 740) Mü- liyetçi sosyalistler dış siyasadaki gayelerine sımsıkı sarılmaktadır - lar. Bu gayeler Alman milletinin muhtaç olduğu bütün toprukları temine kâfidir. (Sa, 739) Arazi si- yasetinde muvaffak olmak için a- razi davalarımızı şimdilik Avrupa- ya hasretmek lâzım geliyor. (Sa, 1502) Müstemleke almak, bu Mese leyi halletmez. (Sa. 741) Avrupada yeni topraktan bahsederken her - şeyden evvel Rusyayı düşünüyo - ruz. Mukadderatın kondisi bu yo lu gösteriyor (Sa. 742). 2 — Südet tapraklarını aldığı. nıza göre Çekoslovakyanın bir mil. let olarak yeni bir ordu teşkil e- dip kendisin! müdafaa etmesine müsaade edecek misiniz? CEVAP: — Almanyanın hattı hareketi gayet sarihtir. Serhatleri üzerinde askeri bir kuvvetin devlet ta rafından teşkilini dahi Almanya » ya karşı bir tecavüz sayar. V3 si. lâh kullanarak dahi buna karşı gel meyi bir vazife sayar, (Sa. 754) , 3 — Arazi meselesi / hakkında 1935 de söylediğiniz sözlere bakt- lırsa bu meseleleri ancak sulh mü zakereleri fle halledeceğinizi öne sürmüştünüz. Hakiki maksadınız bu mu? CEVAP: — Kaybedilen ülkelerin sözle, yahut parlâmento müzakerelerile istirdat olunmadığını ner zaman- dan fazla iyi biliyorum. Bunlar si- lihla ve harple istirdat edilebilir. (Sa. 710). — İngiltere ve Fransa ile Bu vecizeyi kendimize rehber ©- dinirsek en müşkül vaziyetlerden hu #ur ile çıkmanın sırrını öğrenmiş © haruz, 4 yapmak istediğiniz dörtler misakından ne bekliyorsunuz. Bu- nun dünya sulhunu temin edece- 749) Sulhseverliği sını istiyenler, Almanyanın dün - yayı fethetmesine yardım etmeli- dirler. Yoksa Almanlığın ortadan kalkmasile sulhcülük de ortadan kalkar. O halde, sulh için harbet- mek lâzımdır. Evvelâ harp gerek, sonra sulh sağlamlanır. :Sa. 315) 5 — Fransaya dostlük teminatı verdiniz. Bu millet hakkındaki ha- kiki düşünceleriniz nedir? CEVAP; — Fransa herşeyine rağmen Almanyanın en kat'i düşmamdır. (Sa. 699) Fransa gittikçe niçleşi- yor ve zencileşiyor. Bu yüzden Fransa Avrupada beyaz uk işin, daimi bir tehlikedir. (704) Fransız tehlikesi; ayni tehlike ile karşıla- şanların elini tutmayı icap eti mektedir. Bence kendilerile itti fak yapılması gerekleşen iki mem- leket, İngiltere ile İtalyadır. Al- manya, bu ittifak sayesinde sükür içinde hazırlanır. Ve Fransadan intikam alabilir, ere ile İtalya Avru- ak edilm iki memleket oldu giltere hakkındaki düşüncen merkezded CEVAP; — Beyaz ırlan bu oarlâmento- vu doktorlarının ruhi geriliklerile beraber garp demokras's'nin bize karşı galebe çalamıyacağını anlı yamamışlardır. Demokrasi İle an- laşmamız, biz'm İçin ölümdür. Za- kat bu ittifak (le maksadımız di Şe manı aksotmak ve muzaffer yürü- yüşümüz için harp harbe yol aç - maktır. (412) 7 — Ispanyada İtalyaya yardım etmenizin İtalya gibi düşündüğü - nüzden ileri geldiği söyleniyor. 1- talya ve İtalyan faşizmi takkında- ki düşünceniz ne merkezdedir? CEVAP: — Bir hareketin istikbali, ona bağlananların onu biricik hak da- vası tanıyarak gösterececleri taas- sup ve müsamahasizliğe bağlıdır. (Sa, 784) 8 — Nazizm ile Faşızm resin. | daki benzerliğin İtalyadan cenubi Tirolu almak hususunda size mâ- ni olmıyacağını mi söylemek İsti - yorsunuz? CEVAP; Sizi şahsan temin ederim ki hücum kıtalarıma, parlâmentocu - lardan, fırka Hiderlerinden ve hu- susi müşavirlerden müteşekkil bi- le olsa cenubi Tirolu #lmağa ye - tecek cesaretim vardır. (Sa. 707 - 108) 9 — Alsas - Lören hakkında ne düşünüyorsunüz? Geri 8- lacak mısınız? Alacaksanız hangi vasıta İle? EVAP: — Ayni kandan olan insanlar, bir Rayha mensupturlar (145) Ga- yet sarih olmalıyız. Kaybedilen ül- ata yalvarmakla Milletler cemiyetinden bir şey um makla mümkün olmaz. Bunlar an- cak silâh kuvvetile istirdat edilir, (708 10 — Harici siyasetinizin hede- fi nedi, CEVAP: — Fransa ile kat'i bir muhare- beye lüzum görmekle beraber, bu mücadele, dış siyasetimizn son hedefi değildir. Bu hedefin kıyme- ti. milletimizin Avrupada işgal et tiği sahayı büyütmesindeir. (74)) Bugün Avrupada 80 milyonluk bir kitleyiz. Bir asır zarfında A vay GR lan YeŞIY acı Ve o zaman dış siyasamız'takdir © Tunacak. (767). 11 — Bu gayeye varmak için tut tuğunuz prensip nedir? CEVAP; — Dış siyasamıza hâkim olan €sas, ancak şu olabilir: Bir iş, mil. letimize, bugün veya yarın fayda H mı, zararlı mi olur. Fırka, nok- tainazarı, dini, insani endişeler ve diğer mülâhazalar mühim değildir. (687) 12 — Gayenize varmak için Mus solini ile Roma - Berlm O mihveri da'resinde teşriki mesaiye, #levam edecek misiniz? CEVAP: — Unutulmaması icap wlen bir nokta, dünyada hiçbir işin koalis- yon ile başarılamadığıdır. İş, fer. din zaferine bağlıdır. Koval'syon- larda inhilâl tohumları da vardır. “578) 13 — Amerika hakkındaki dü- şünceniz ne merkezdedir? CEVAP; — Almanyanın, emsalsiz mağ- tübiyetine sebep olanlardan 'nti - kâm almadıkça eski mevkiini iş - tirdat etmiyeceği muhakkaktır 14 — Amerikalılaşmış Alman- lar hakkındaki düşünceniz ke mer kezde? CEVAP: — Biz başka ırklarla karışmak | la onları yükseltiriz ve daha ileri İ bir kültür seviyesine götürürüz. Fakat Alman ırkının seviyesinden düşmemesine dikkat (o etmeliyiz. | (476) 10 — Yahudilik ve Yangatler hakkındaki düşüncelerin; - | zi bütün dünya biliyor. Hıristiyan. | lık hakkında ne düşünüyorsunuz? CEVAP; — Hıristiyanlığın zuhuru, ruhi tethişte baş göstermiştir. O zaman danberi dünya, bu kudretin mah kümudur. Tethiş, ancak tethiş. kal- dırır. Ve ancak o zamen yeni bir dünya nizamı kurmak mümkün- dür. 607) 16 — Şahsi hürriyet ve izdivaç Bâkkındaki düşünceleriniz nedir? CEVAP; — Şahsi hürriyet, ırkın bakası- na göre, tali derecede kalır. (279) Mimi bir hükümetin vazifesi izdi- | muztarip insanlığa karşı â met mürü, Mezarı Önünde El Bağlayıp Eğilinecek Adam Yazan: Sabiha Zekeriya Sertel 13 Kânunusani, doktor Galip Hak kı Üstünün öldüğü günmüş. bir hayatı uğruna sarfettiği Topkapı Yoksullar yardım yurdu, ailesi, dost- ları, doktoru hürmetle anmak için bugün onun fekirlerine, onun öksüz- lerine yiyecek, giyecek, yakacak da gıtıyorlar. Yaşadığı günler en çok zevk aldığı şeyle, öldüğü günü mak, onun büyük insan ruhuna gös terilecek en yerinde bir hürmettir, Yaşadığı gilin posta, isim ve şöhrete, geçici ve yalancı iltifatlara arkasını dönen adam, eğer yattığı yerde du - yabilse, fakirlerine ekmek dağıtıldı. ğının zevkini gözleri yaşararak bir daha duyacaktır. * Dektor Galip Hakkı kimdir? O, kenar mahallelerin adamıdır. Nişantaş, Tarshye, Büyükada onu ta- ramaz. O, kar tip yağmurda, çamurda, gecenin yarısında, fukara kulübelerinin kapısını çalar, aç, ba » kımsız, Azraille hesaplaşan insana ha yat, ve cebinde getirdiği dı. O, azap ve ıztırabın, açlığın elin- de sıskalâşan çocuğu, bir heykeltraş gibi işliyerek, yontarak, hayata ka - zanmaktan zevk duyan bir artisti, O kendi elleriyle kurduğu, bir mabet İ gibi sevdiği Topkapı Yoksullar yur - dunün bir dervişi, kenar mahallele- rin bir kurtarıcısı idi. O, beşeri kö — İtülüklere kendini tazminat olarak İveren, vakfeden, feda eden bir insan dostu, bir halk dostu idi. Galip Hakkı, isim ve şöhretin a- damı değildi. Sessiz, sadasız, kalbin » den taşan sonsuz bir şefkatin, insan- liğin musluğunu açtı, gelen, geçenin, çocuk, ihtiyar. kadın, erkek, sefale — tin önüne tuttuğu her çanağı bıkma- dan, yılmadan, öleceği güne kadar | doldurdu. Onu. doktor diye kimse ta mmaz Onu mebus diye kimse'an - maz, O sadece Galip Hakkı Topkapı fokislerinin Gey Hakkıdır. Bütün himaye ettikleri, dostları, onu seven ler onu tek bir isim, Galip Hakkı ve) büyük insan olarak tanırlar * Büyük insan... Varsın senin nam ve şanımı, âlim İ geçinenler bilmesinler. Sen ön cad - delerin, göze çarpanların, lüks ve da- râtın adamı değildin. Sen kenar ma- hallelerin bahasısın. Bugün öksüzler rinin, fakirlerinin, sana göz yaşı ile ifade ettikleri hürmet, ruhun duyabil inde, İse, sana zevk verecek, damarlarında» ki insanlık kanımı kaynatacak, en » en masum, en riyasız ihtifal « Sen, isimsiz bir şöhret, duyulma- miş büyük biz insansın. Sen kenar mahallelerin, Topkapı fakirlerinin, büyüklüğe ve insanlığa boyun eğen « lerin büyük adamısın, Senin öldüğün buçün, insan olanlar mezarının önün de el bağlayın eğileceklerdir. Bun - dan gerisi, senin büyüklüğünden 8 - rülmüş varlığına erişemeyen, senin duyduğun acıyı, gösterdiğin feragati takdir e « demeyenlerdir Varsın onlar omuz silkip geçsinler. Sen tahtını muzta - riplerin kalbine, insan olanların gön- lüne kurdun. Bu sana yetmez mil? dum, â 4 doğrudur. Fakat kongrenin verdiği kararlar, ierag” ia göçmedikçe, bunların neticesi alınmaz Bu kararla. : arladan iyorınuş. Bu mahzuru izale 4, esi içim daha mış, Herhal- ir leke çıkarmalı, onu yarı insan değil, tam mânasıle İasun ça karan şerefli bir müessese haline ge tirmelidir. (Sa 442) 17 — Halk kitlelerini nasıl ka- zanmağa muvaffak oldunuz? AP; — Kitlelerin anlayış mahdutta çok unutksnmır. ar. Bu kuvveti kullanmakta gös - terilecek hüner, siyast muvaftakt- yeti temin eder. (188) olmaktan aymun. yarı kvdreti

Bu sayıdan diğer sayfalar: