29 Haziran 1939 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 10

29 Haziran 1939 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

& © siyaseti Almanlarm hayat sahaları 19 İtalyanın Hayati Sahası" (Başı 1 incide) Fakat Mussolininin büyük hülya. sini, ne İngilterenin, nede diğer Ak. deniz devletlerinin menfaatleri #le barıştırmak mümkün değildi, onun için İtalya, kendisi için çizdiği ha - yati sahasını elde etmek için kuv - vetlenmeğe ve icabında İngiltere - Fransa ile harbi göze almağa mec burdu. Biraröaleyi coğrafi vaziyetin - den doğan zâfları gidermek i- çin donanmasını ve hava kuvvetle. Tini arttırmağı o ehemmiyet verdi Büyük harp gemileri yaparak İngil.! tere ve Fransayı geçemezdi. Fakat Akdeniz, zaten büyük harp gemileri için iyi bir manevra sahası değildi. Bu sebeple İtalya hafif, fakst seri harp gemileri inşasına başladı. Seri ve müessir bir deniz hava kuvveti vücüde getirdi. Ve bir müddet sonra hakikaten Fransa ve İngiltereye ka. fa tutacak kadar kuvvetlendi. Fakat Akdenize hâkim olmak i - çin donanmanın ve hava küvvetleri. nin mükemmeliyeti ve sürati kâfi değildi. Akdenizde kuvvetli deniz ve hava üslerine ihtiyaç vardı. İngilte. renin Kıbrısına karşı İtelya Rodosu, Cebelitarıkına karşı Tantelarya sda. | larını, ve Maltaya mukabil o Oniki adayı, Süveyşe mukabil de Trablusu tahkim etti. Buralarda (hakikaten kuvvetli deniz ve hava üsleri vücu. de getirdi. Akdenize hâkim olmak için bir eksiği kalmıştı: Adriyatiği düşman filolarına kapamak, Bunun için de Arnavutluğu işgal etmek lizımdi. Fakat bütün bu tedbirlere rağ - men bütün İtalyanlafa uyku uyut - (mayan bir zâfları vardı ki, bunu iza. "le mümkün değildi. İtalya harp vu. Ikuunda abloka edilirse açlığa mah - "küm edilebilirdi. Bu zâfı izale içinde Ttalya Yu- goslavyayı, Balkanları "ve. Tuna dev- ken-bu memleketlerde de © “iktığidi Bulül siyaseti takip etti. Fakat bu ile çarpışınca, Almanlarla anlaşmak mecburiyetinde kaldı, iki devlet Bal (kanlarda ve Tuna sahasındaki nüfuz mıntakasını müştereken (işletmekte mutabık kaldılar, Bu suretle İtalya sabloka tehlikesine karşı da kendisini İdi. | ettiğimi ifâde etmektedir. TAN Barem Müzakeresi Muhiddin Birgenin Bir Makalesi Münakaşalara Yol Açtı (Başı 1 incide) siniz. Niçin? Çünkü müteaddit yer. de muhasebesi vardır. Ana müessese Paristedir. Paristeki müesseseyi kon trole imkân yoktur. Böyle Türkiye aleyhinde ve ecnebiler lehinde ka - nun mü yapıyorsunuz? Bu mesele hakikaten vicdanımızı tahriş ediyor. Muhittin Birgenden izahat isteniyor Mümtaz Ökmen (Ankara) — Ba- rem kanunlarının müzakeresi mem- Jekette haklı, haksız, müsbet, menfi, | oldukça in'ikâslar tevlit etti. Bittabi her vatandaşın bu lâyiha hakkında | bilhassa, lâyiha kesbi katiyet etme- den evvel, düşündüğünü dilediği gi- bi yazması gayet tabii bir şeydir. Bu da her vatandaşın tabii hakla- rmdandır. Yalnız bu vatandaş bir millet vekili olursa, bir mebus olur. sa, onun İçiri herhangi bir kanun hakkında fikir ve mütalânlarını söy lemek için bilhassa en tabii olan en salâhiyetli yer millet kürsüsüdür. Bugün gelen Son Postada Muhit- tin Birgen arkadaşımızın barem hakkinda bir makalesini okudum, mükerreren okudum. Muhterem ar- kadaşımız birinci müzakeresi ikmal edilmiş olan kanunu şu şekilde tav. sif ötmektedir: Peizeli deliği “Bu kanunla devlet memurlarına yapılan muamele vaktiyle Osman. İı İmparatorluğunun 6 günkü Ye- niçeri İdaresinin çıfıt ve reayayn yaptığı muameleden farklı değil - dir” (gürültüler), Gene bu makaleye göre vâkıâ ken dileri, “başkaları böyle söylüyor, diyorsa da bu söylenilen şeyleri ma- kalesinde serlâvha yapmak suretile kendisine mal ettiği için” Hitler Al- manyasinın bütün dünyada zulüm ve itisafla telâkki edilen Yahudilere Yapıtat muamelenin aynını telâkki Arkada: şimızı bu muameleyi ifa ederken da- hi ben haksız bulmuyorum. Yalnız kendisinden rica ediyorum. Hangi delil ve esbabi miucibeye istinat et- tiklerini ve bu lâyihanın hangi mad desi ile ne gibi zulüm yapıldığını lütfen gelsinler, burada söylesinler, karşı karşıya konuşalım, meelis ve milletin huzurunda imtihan olalım. Eğer bizim zulüm ve itisaf yap! #ımışa kani olursak, Meclisimiz âdil- sigorta etmeğe çalıştı. "Y niz İtalya bir şeyi hesap et - memişti. Akdeniz e devletleri “birleşip kendi aleyhinde cephe ala. bilirlerdi. Utun maöddet buna mâni *kanları da kaybettirdi ve bugün İtal iya korktuğu tecerrüt vaziyetine düş. tü. İşte bugün İtalyanın Akdenizde. ki vaziyeti budur. Ve bu vaziyet İ. talyayı hiddete ve asabiyete sevket. mektedir, ———————. İngiliz - Sovyet (Başı 1 incide) yeni talimat"göndermiştir. Fransa da ayni şekilde hareket ederek Masko- va sefirine talimat göndermiş bulu- nüyor. Iki sefir, M. Molotofla bu ta- Jimat dairesinde yeniden temas ede- Geklerdir. Bugün Mister Chamberlai- ne bu bahse dair Avam Kamarasında #uailer sorulmuş, Mister Chamber- Jain, İngilterenin Fransa ile daimi te- mas halinde olduğunu, fakat Baltık devletlerinin şeflerile temas halinde bulunduğunu söyliyemiyeceğini an atmıştır. Bununla beraber Letonya- nin Londra sefiri bugün Ingiliz ba- riciyesile temas etmiş bulunuyor. Alman matbuatı telâşta Rusya ile İngiltere arasın- da de eden müzakereler Alman- ya üzerinde tesirini göstermiye baş- Jamıştır. Berlinde çıkan ve Alman harleiyesile alâkası olan Doplomati- sehe Korrespondenz, bu gün yaz. dığı makalede İngilterenin çok ileri gittiğini ve artık Ballık devlellerin- den birinin tehlikede olduğuna dair Rusya tarafından verilecek hükmü dir, derhal yaptığı zulümden rücu eder. Eğer bir şöy yoksa yarın ikinci bir makale ile derhal tasrih etsinler. Fakat, arkadaşlar, bir mebusun diğer bir mebusa sual sorması ve onu kürsüye davet etmesi nizam namemizde yoktur. Yalnız bütün mizamların fevkinde bir de vicdan vardır, Başkan: — Mümtaz Ökmen arkadaşımız bu gün müzukere mevzuu olmıyan bir lâyihaya ait bir gazetenin neşretmiş olduğu bir makaleyi mevzuu bahis ettiler. Bugün bu mesele üzerinde burada müzakere asli olamaz. Sakat maka. leyi yazan zatın söz İstemesi dolayı- sile zaruri olarak kendisine süz ver- mek mecburiyetinde kaldım. Muhittin Birgenin cevabı Muhittin Birgen (Mardin)! — Muhterem huzurunuzda ilk de- fa olarak bugün böyle bir vesile ile söz almak mecburiyetinde kaldığım. dan dolayı her halde kabahat benim değildir. Şahsi bir meseleya temas ©- dilmiş olması, beni söz söylemiye mecbur etti. Bundan dolayı aflıniz rica ederim. Mebus arkadaşların bi- ribirlerinin hareketleri 'le meşgul ol- mamaları prensibini daha sağlam ola rak tatbik etmek yoluna gidersek zan nederim ki, daha isabetli hareket et- miş oluruz. Durak Sakarya (Gümüşhane): — Ya siz Meclisin şahsiyeti ile uğ- raşmak kuvvetini nereden alıyorsu- nuz? Muhittin Birgen (devamla): — Şahısla meşgul olunmuş bir şey yoktur. Ben kimse için bir şey yazmadım. Yalnız benim. yazdığım bir yazıyı burada mevzuu bahis ede. rek, bu maddenin cereyanını değiş- tirmek zannederim ki İüzumsuzdur. rada mevzuu bahis edilmesidir. Bur. da can sıkılacak biçbir şey yoktur. Gelelim meselenin esasısa; bir me- bus, bir gazeteci dalma memleketin içinde mevcut olan fikir hareketleri ile alâkadar olan insandır. Her insan gibi bu insanın da, bu ferdin hare- ketleri ve mevcut cereyanlarla fikir alıp vermesi gayet tabii olduğu gibi bunun neticesinde şu veya bu fikre vasıl olması, şu vaya bu kanaati ta- şıması gayet tabiidir, Ben bu höktai nazardan vazifemi yaptım. İçerisinde yazdığım şeyler benim cebimden uy durduğum şeyler değildir. Memleket içinde bir münakaşa vardır. Bu mü- nakâşa günden güne büyümektedir. Ben bu münakaşanın devam ötmesi- ni.istemediğim için kâh bu fikri, kâh gü fikri kendi kafamın. kendi man- tığımm süzgecinden geçirerek * yaz-) dım. Hiçbir zaman zulüm edildi de- medim. İtisaf edildi demedim. Ors- da bir Yahudi sözü vardır. Riâyâ tabiri Mümtaz Okmen: — Reaya tabiri vardır. Muhittin Birgen: — Müsaadenizi rica ederim, o Ya- hudi sözü benim değildir. Zatı âlini. ze meseleyi şahsiyata intikal ettip'« memek için hususi surette arzedece- ğim (gürültüler, « bizde anlamak ii yoruz sesleri, - kürsüye intikal ettir - sesleri). Muhittin Birgen (devamla)* — Bu mesele Beyefendi arkada. şımla benim aramdadır, Ben kendisi- ne ayrıca söylerim. Kabul ederlerse, ederler, burada şahsi... General Sıtkı Öğe (Tokat): — O hulde biz burada ne dinliyo- ruz? Muhittin Birgen: — Bir mesele için söylüyorum. Şah san gördüğüm bir mesele değil ki, bu muhtelif yerlerde öyleninistir, Duruk Sakarya (Gümüşhane): —Mevzü Meeliseintikat etti. Bu- rada da söylemeniz lâzumndır. Muhittin Birgen (devamla): — Benim de bir söz hakkım var- dır. İstersem söylerim, istemem söy- lemem. Burada muhakkak söylemek mecburiyetinde değilim. Arkadaşıma ayrıca arzedeceğim, Burada bunun i- çin gürültü edecek bir şey yoktur. Bu mesele, arkadaşlar, bu kanunda bir müddettenberi müzakere etmek- te olduğumuz mevzu hakikaten çok mühim bir mevzudur. Hariçte ukis. ler yapmıştır. Biz bu akisleri görü- yoruz. Bunların hiç hoşa gider şey- ler olmadığı kanaatine varıyoruz. Ben istiyorum ki bu işler biraz daha yumuşak bir şekil alsın. Ben kanu- nun prensipine muhalif değilim. Bu işler yapılmalıdır. ramaz, sırf ötekinin berikinin getir. diği iltimaslı insanlar midir? Bunlagın hepsi için topyekün çok fena sözler söylendi. Ben şaştım, Ben uzaktan zannediyordum ki, memle - ketimizde böyle bir şey kâtlyen ol - muyor. Hiç bir zaman böyle burada dahi söylenilen tarzda şeylerin ya - pıldığına kani olmadım, Ve Meclise girerken aranızda çalişmak için can. dan, derin bir heyecan duyarak gel. dim. Güzel iş yapmak için, güze! bir devrin güzel işleri üzerindeki güzel mesaiye iştirak etmek Üzere, gidiyo. Tüm, diye uranıza heyecânla geldim, Halbuki burada öyle ( Jâfler işittim ki, hayretler içerisinde kaldım. Onun için bu mevzuubahs kanunun bir İnizam ve intizam kaynağı ve herke - s€ huzur ve inşirah veren bir kanun olmasın! istedim. Başka bir şeyi kas. detmiyorum. Bu günah midir? Bu maksada muhalif bir şeyi söylemiş. sem onun mesuliyetini kabul ede - rim. Bazıları gösterdiğimiz şiddetin kâfi olmadığına dabi kanidir. Dışarı çıkmca hücuma maruz kaldım. Öte. ki bana dedi ki, (siz ne yapıyorsu « nuz) Beriki bana dedi ki (ne yapı - yorsunuz, biz ücretli olduksa cani mi olduk?) Ben bunun tesirleri için. de kaldım. 1912 de Balkan harbinde askere gitmiş 921 senesine (O kadar tahsil yapmak imkânını bulamamış insanlardan pek acıklı mektuplar al. dım, Bir kısmını gösterebilirim. Bir şeyin daha iyi olmasını istemek v6) kanunun daha âdilâne ve nizam Ye| intizamı temin eder şekilde tesisini istemek hiç bir zaman kabahat değil. dir. Ben bunun haricinde bir şey is. tediysem, boynum incedir. o Ondar| dolayı özür dilerim, Mümkündür ki insan gündelik bir dakikalık yazı ya. zatken, lâf söylerken yanlış düşüne: | bilir. Bu olabilir. Meselenin buraya kadar gelmesine hiç bir sebep yok.) tur, Başvekilin sözleri Bundan sonra Başvekil kürsüye; geldi ve şu sözleri söyledi: — Arkadaşlarım, Muhittin Birgen arkadaşımızın verdikleri izahlars na- zaran kendileri bilmeden bir vaka ih- düs etmişler zannediyorum. (Bravo sesleri). Başvekil Dr, Refik Saydam — Ben- deniz dün gece bu makaleyi okudum. Kestim ve Partimizin reis vekiline verdim, Bir parti mebusunun bu şe- kilde bir şey yazması ne derece doğ. rudur. Lütfen tetkik buyurun, dedim (Alkışlar) Bu birinci safha, ikinci safhaya ge lince, makalede bendetiizin ismim de | geçiyor. Hükümet son zamanlarda bir çok siyasi meselelerle meşgul ol Bunları tanzim edelim, Orta yer-! duğu için bu kanunla o kadar meş- den dedikodular kalksın. Bu işler tan- | gul olamadı. Binaenaleyh bu hususta zim edilirken çok şiddetli Wkiftezav- ' Dr. Refik vazıyet etsin ve kanunu kabul ederek harbe girmeyi kabul e-| Yani benim burada söylemek istedi- 'decek bir vaziyet aldığın: söylüyor, İ im şey, yazdığım bir makulenin bu- rd... e Türkçe konuş, türkçe Duruk Sukarya (Gümüşhane) — Türkçe konuş. Türkçe. Muhittin Birgen (devamla): — Ekiftezavziet'in türkçe oldu - gunu İspat ederim. Bu önternasyo - ngi bir kelimedir, Bir dilei gibi il - mi bir şekilde ayrıca türkçe olduğu. nu İspat ederim. Durak Sakarya (Gümüşhane) — Türkçe konuşunuz. Burası Türkiye Büyük Millet Meclisidir. Muhittin Birgen: — Ben Türkçe konuşuyorum. Ri. ca ederim lâf söyletmiyorsunuz. Ta. arruz yoktur, Mütemadiyen — lâfımı kesiyorsunuz. Yetişir artık canım!.. Ben istiyorum ki arkadaşlar bu ka. nun memlekette ruhlara sükün ve. ren, kafalara huzur veren, aile ocak- larina istirahat veren ve kimseye şi- kâyet hakkı vermeyen bir kanun ol. san, Ben bunun için gazeteci olmak. Uğım sıfatiyle... (gürültüler) Rasih bey zatıâliniz burada çok şiddetli lâf lar söylediniz. Arkadaşlardan bazı - ları bu kürsüden öyle fena (şeyler söylediler, meselâ bundan © evvelki içtimalarda bu ücretli memurlarâ" o kadar ağır sözler söylediler. O ka . dar ağır kelimeler kulandılar ki ben birşey. anlamadım. Bu ücretli me « mur denilen Oinsanlar (o hakikaten oradan; buradan toplanmış, o nasl söyliyeyim, bir takım hiç bir işe ya. yoluna getirsin diyorlar. Arkadaşlar, huzurunuza getirdiğim her kanunla alâkamızın şahidi yine sizlersiniz. (Şahidiz, her gün bura- dasınız sesleri). Esasen biz bu kanunu memurlari- mızın huzuru, rahatı ve sükünu İçin yapıyoruz. Arada belki maddeten mutazarrır olacaklar, olabilir. Fakat | büyük bir memurin kütlesinin mev- cudiyeti dolayısile onların atisi ve İs- tikbali için lüzumlu olan esasları ko- yuyorsunuz. Hükümet de bunda si- zinle beraberdir ve her gün müzake- releri takip etmistir. Hükümet ken- dilerinin buyurdukları gibi hiç bir zaman bu meseleyi gözönünden uzak tutmamıştır. Dalma takip etmiştir. Bu meseleyi burada - birakırsanız çok iyi olur. Tşimiz vardır. Ona de. vam edelim. Mesele tavazzuh etmiş- tir. Başvekilin & beyanatından sonra lâyihanın madde madde müzakere- lerine geçildi ve maddeler aynen kabul olunarak banka ve milessese- ler bareminin birinci müzakeresi t8- mamlandı. Ordu baremi projesinin müzeke- resine geçildi, bu. münasebetle Di- yarbakır Mebusu General Kâzım Sevüktekin ile İstanbul Mebusu Kö Karabekir söz alarak bazı mü- talâalar serdettiler Vakit gecikti ğinden maddelerin müzakeresi Cu- ma gününe bırakıldı ÜHLA ABERLE Basın Birliği Kongresi 8 Temmuzda Toplanıyor Ankara, 28 (Tan Muhabirinden) — Basın Birliği kongresi Ankarada 8 temmuzda toplanmağa davet edile. cektir, Kongre hazırlıkları ilerlemiş. tir, mim Belediyede geçen . Seneki Yolsuzluk (Başı 1 incide) Osep Goncagül, ortadan kaybolmuş, polisin şimdiye kadar yaptığı araş- tırmalara rağmen yakalanamamıştı. Suçlu sahte vesiküların ele geçtiğini ve mesul olacağını anlayınca müli hudutlardan dışarı kaçmış ve Roman- yaya gitmiştir. Boğos, üç gün evvel Istanbul dönmüş ve polis kendisini yakalıyarak müddelumumiiğe * ver- miştir. Birinci sorgu hâkimi Boğusu tevkif etmiştir. Boğos varissiz ölen Mari isminde 95 yaşındaki bir kadı- nın hazineye kalması lâzım gelen 100 bin liralık emlâkini sahte bir i- lâmla tapudan üstüne geçirmiş ve bunları satmıştır. Boğos bu sahte flâ- mında kendisini Marinin yegâne va» risi olarak göstermiştir. Dün Müddeiumumilik sorgusunu yaparken bu sahte ilâmt ne yaptığı sormuş, o da kendisini müdafaa ©- derken: — Bu ilâm yanımda İdi. Romanya- da beni casus diye yakaladılar, Bö- tün evrakımla bu ilâmıda aldılar. Şimdi yoktur, demiştir. SATİE İŞİ dimi (Başı 1 incide) Ehli vukuf bir pöter “kâtibile iki maliye memurundan müteşekkildir. Tetkik esnasında müddetumumi mu- avini Sabri de bulunmuş ve Satle şir- ketinin bazı memurlarından da icap eden malümat alınmıştır. Tetkikata bu sabah da deyam edilecektir. Sorgu hâkimi, dün dosya ve def- terleri tetkik citikten sonra dinlen- mesi lâzım gelen 31 şahitten beşini daha dinlemiştir. Bunlar Satle şirke- tinin müessislerinden olup şirketin tasfiyesine memur edilen Delatruva ile eski Ttamvay şirketinin ve Sati- jenin müdürü Jak Lâzaryan, Deniz- bank işletme müdürü Hâmit Saracoğ- lu, Denizbank materyal şubesi mağa- İzası servisi şefi Ibrahim Burak, Is tanbul Nafıs Müdürü Mehntet Bedri, Jerans şirketi meclisi idare azasından Norberşor, Avukat Sual Şatırdır. Ağır ceza mahkemesi, mevkuflar- dan Meteosün itirazını gözden geçir- miş ve reddetmiştir. Dün bazı gaze- teler, müddeiumumiliğin gayri mev- suçlulardan üçünün daha tevki- fini istediğini yazdılar. Bu haber &- stlsızdır. Müddelumumilik, tahkikat dosyasini sorgu hâkimliğine verir. ken, bütün suçlu sanılanların tevki(- lerini istemişti, Sorgu hâkimi bunla. zın hepsini tevkif etra!$, yalniz üçlü. nün gayri mevkuf olarak sorguları- nın yapılmasına karar vermişti, Müd- delumumilik bu üç suçlunun serbest bırakılmasına itiraz etmiş, o gün ağır cezâ mahkemesi bu İtirazı reddetmiş. tir, Bundan başka tevkifleri istenen kimse yoktur. Dün alâkadar ynakam da: - Bam gazeteler, müddeiumumi- liğin üç kişinin daha yeniden tevki. fini istediğini yazdılar. Bu doğru de- ğildir. Eski vaziyet devam ediyor. Yalnız Satle birasında araştırma ya- pılmıştır ve alınan dosyalar ve def- terler ehli vukufa tetkik ettirilmek- tedir, demiştir. Sorgu hâkimi Sami Erden, dün de saat on yediden sonra"daire ha- ricinde bu işin yeni safhalarını tetkik ile meşgul olmuştur. Bugün de dinlenmiyen şahitlerin Madelerine mürocâat edilecektir. An- karada bazı kimselefin ifadelerine müracaat edildiği hakkındaki haber. erin de aslı yoktur. Ehli vukuf bugün tetkikatını biti- recek ve raporunu sorgu hâkimliğine verecektir. Ehli vukuf, defterlerde he idamdii ies iünebdkidi 29-6-939 Türk - Fransız İttifakı (Baştarafı 1 incide) Bu deklârasyon ve bunun istihdaf ettiği anlaşma hiç bir hükümetin aleyhine müteveccih değildir. Hatayın bize intikal muamelesi 1 — İskenderun sancağının Tür kiyeye terki, 2 — Cebeli Akranın cenup sathı maillerindeki Kesep mintakasının Suriyede bırakılması, 3 — Suriye arazisinin masuniye - tinin tanınması ve dahili asayişine hürmet edilmesi, 3 — Mer ferde altı ay müddet i - ÜR Rİ çinde Suriye veya Türk tabiyetle. rine geçebilmek ihtiyarının tanın. mas, 5 — Tabiiyetini değiştirenlerin al. tı ay müddetin hitamını takip e. den 18 ay içerisinde menkul eş - yasını satıp evini hudut haricine nakletmek mecburiyeti, 7 — Satışlardan müstahsil mı lâğların blogus edilebilmeleri i- çin Türkiye Cümhuriyeti Merkez Bankasının İskenderunda bir şu - be açması ve iki âkit devlet tara. fından tayin edileceği | şekilde naklin bilâhare icrası. 8 — Fransızların “yekânu otuz milyon olan” mal ve o haklarının bir tazminat mukabilinde terke - dilmesi ve bu tazminatın müsa - dere edilen müesseseler ve ima - Iâtliane sahipleri arasında taksi - mi, 9 — Fransız mezarlığının, eski - den olduğu gibi, Fransıx mülkü ad ve telâkki edilmesi, 10 — Fransız cemaatlerine ait hu- kukun muhafazası. Danzigde Harp Hali (Başı 1 incide) larına gaz maskeleri tevzi olun. muştur, Alman harp taşyarelerinin Leh hudutlarını bir çok defalar geçti ği haberleri de Varşovadan teyit olunmaktadır. Göbels Memele gelecekmiş Kurjer Warsaveki gazetesine göre, Göring'in liman tahkimatını kontrol için yakında Memel'e geleceği hak- kında mezkür şehirde şayialar do. laşmaktadır, Gazete Anşlustanberi Memel'de bayatın hakiki bir durgunluğa uğra. dığmı, köylülerin her köyde pek a- sağı seviyede tesbit edilmiş olan fi. yatlar üzerinden yiyecek maddeleri alım satımını kontrol eden hususi a. janların himayesinde bulunduğunu yazıyor. İşçi ve memurların ücretle. Fi çok azaltılmış ve turizm hareketi durmuştur. 10625 158 4335 Madrid 408 Varşova 21.0625 Budapeşte 244125 Bükreş 0905 Belgrad 28925 Yokahama 34.805 Stokholm 3052 Bioskova «23.8925 | E | ESHAM VE TAHVİLAT | İzmir Esnaf ve Ahali İ Bankası çi EĞ —————— şirket, Satie binasını sattıktan sonrâ aldığı paraları kimlere, nerelere, n€ suretlte verildiğini aramaktadır. Dün kü tetkikatta bazı mühim ipuçları © de edildiği söylenmektedir. Meteosun itirazı reddedildikten sonra diğer mevkuflar itiraz etmemi” ye karar vermişlerdir. Mevkuflar dür tevkifhanede tutacakları avukatlara temas etmişlerdir. Avukat Sadi Rr za, Benli Nail, eski Saylav ve Bar9 relsi Sadettin Ferit, bazı suçluları” vekâletlerini almışlardır. AMİ. İ

Bu sayıdan diğer sayfalar: